Memleket Hah erleri Bir köy kâtibi fena halde dövülerek öldürüldü Çorlu ( Hümesi ) — Kazanın bağlı Velimeşe köyünde bir cinayet olmuş, bir kâtib fena halde dövü - lerek öldürülmüştür. : Üç senedenberi bu köyde kâtib. İk yapan Yunus, son zamanlarda bir takım kimselerle arası açılmış; henüz anlaşılnmıyan bir sebebden tehdid edilmiye o başlanmıştır. Bu halden ürken Yunus, üç gün evvel nilenine bu köyden başka bir yete hakletmek lüzumunden — bahssimiş ve bir takım isimler zikreylemiştir. Yedi çocuğun babasi olan Yum ayni zamanda parasına ve köy kâ- &bliğine de göz dikildiğini söyle - ir, Bu korku içinde bulman Yu- nws, nihayet evvelki gece köy için den geçerken bir takım meçhul kim selerin hücumuna uğramış, sopalar. İs fena halde dövülmilş; ağır yarak bir balde bırakılmıştır. Yunus an cak yarım saat yaşadıktan sonsa öl- müşür. Zabita derhal hâdiseye vazıyed| etmiştir. Tahkikat yapılmaktadır. T Çorluda bir talebe kamyon altında canverdi Çorlu (Hususi) — İstasyon ci - vanda asfalt yolda (arkadaşlarile gezinti yapan orta mekteb son sini talebesinden Saraylı Talib Dündara kamyon çarpmış. bu şiddetli darbe alımda ezilen Tabib, musyene için İhil mıntakaları o söptropikol il hastaneye nakli osnamında ölmüş - Sür. Iskenderunda sağlık işleri, İskenderin (Hususi) — Cörahu-| riyetten evvel scmacak bir halde olan sağlık işleri, bu mükemmel va garantili seyrini takib etmekte - dir. Sıhhat ve içtimei Muavenet Ve * köleti bu esir yurd parçasının asıl sakenesinin döşürüldükleri feci va- ziyetten korumakin ve kurtarmakta| gecikmemiştir. Her türlü o malzeme ve teçhizattan mahrum bulunan hastane binasını umumi ibtiyaça ce vak verebilecek bir hale sokmuş, inerkezde sihhi müesseseler kurmuş, seyyar tabiblerile nahiye ve halkının shhatini kontrol altına al, aşti Şehir sakinlerinin sıbhatleri öze- rinde menfi rol “oynayan bataklık- İnrin kurutulması işi de ehemmiyet İe ele alnrmıştır. Bu çok önemli t gebbüsün kuvveden Bile çıkacağı halk da müthiş bir #fetten kurtul muş ve İskenderen, nüfus kese: yolunda hayırlı bir adim atmış ole- 4 Gemlik kaymakamı değişmiş, yeni kaymakam İhsan Kılıç kazaya gelerek vazifesine başlamıştır. Ar Bu hafta Sümersporla, Gemlik klübü arasinda bir futbol maçı yapıl #niştir. Çok kalabalık bir seyisci ö- nünde yapılan maçta takımlar (-| bersbere kaknışlardır. k Kandıra belediyesi kahvelerde tekambil oyununu (yasak © etmişti Kahveciler buna itiraz etmişlerse de reddedilmiştir. | # İyi çalışan Çocuk Esirgeme Kurumları arasında müstesna mev. kü olan İzmit Çocuk Esirgeme Ku. rumu 23 Nisan Çocuk Bayramında 300 fakir çocuğu giydirecektir. Yeniden kadehini doldurdu ve:| — İnsanın bu ilelimde kıymeti! bilinmesi için muhakkak bir deniz kuşu olmali... Diye homurdandı. Sonra, muhatabı tekrar bir ka- deh içki iemeyi reddelmiş gibi bâ- Kırdı: — Boş lâf! Niçin insana uymm- yorsunuz? Siz de Garrison gibi bep sahte hareket ediyorsunuz. Vörity, binbaşmın, ancak pek gok viski içtiği zaman sarhos olan İnsanlardan olduğunu düşündü Babehtanberi muhakkak ki bir hayli de içmisti. Fakat buna rağ - pen hareketlerinde hiç bir aksak Hk görünmüyordu. Eter kavgacı görünmek isteme- seydi, sariıoş olduğu hiç belli oi- Hatayda yeniş mikyasta hir zirai kalkınma başladı Yalnız'bir sene zarfında hububat istihsalâtı *İ,SOnisbetinde artmış ve çeltik ziraatinden 26.000 ton mahsul alınmıştır. Antakyada vu kemerleri ve Ziraat Müdürü Fazk Danışman Hatay Muhabirimiz yvanyor: | | Hatzy ziraat iklimi her türlü mah âraktör vilâyete sulün yetişmesine müsüiddir. Sa- min tesiri altında kaldığı cihetle bu iklimin yetiştirdiği ber nevi İnebatı vermektedir. Dağlık ve ra.|nın idaresi altında çalışan vilâyet f| kımı yüksek arazide yavlâ iklimi| Ziraat Müdürlüğü faydalı mesaisi hüküm sürer. Antakya kazasında havalar yaz ve kış gayet mutedil geçtiği cihetle meyvacılık ve seb- zecilik esaslı meşguliyetler meya. nına girmiştir. İklimin metedilliği, suların bol oluşu ve topraklaki yüksek inbat kudreti halkın büyük bir ekseri. yetimi ziraat işlerine (o sevketmiş- tir, Arazi Amuk ve Arsuzda bü. yük çiftliklet halinde idare eğil - mekte ise de sair bölgelerde yarı- «khk ve urupculuk bâkimdir. Ha. tay ziraatinin bel kemiğini Amuk ovası teşkil eder. Vüs'ati yüz bin hektarı geçen bu ova, henüz işlen memiş, bakir bir servet kaynağı- dır. Fakat, ne yazık ki, bu eşsiz mazhariyetetn ne saltanat, ne de manda “İdareleri zamanında lâyık olduğu şekilde istifade edilmemiş ve hattâ, ne kadar garibdir ki, bu iki devre içinde toprak mahsvlle- rinin dışamdan getirildiği olmuş- tur, Fakat, artık her iki idare mazi- nin malı olmuş ve Cümhuriyet Hataya ziraat sahasında da mes'ud bir devir açmıştır. Bu devir, he- müz başlamış olmasına rağmen se- merelerini vermekte gecikmemiş- tir, 909 da 50.000 tondan ibaret o- lan bububert nin 940 da 000 tona yükselmesi, tütün re. lık ve sfıra mukabil 28.000 ton çeltik elde edilmesi, 22800 hektar genişliğindeki Amuk batak lıklarının kurutulması yolundaki! karar, bu devrin doğurduğu ilk mutlu neticelerdir. Birçok mütahassısları vasitesi - le Hatayın toprak ve mahsul du- romunu tetkik öden Ziraat Vekâ- leti bu muntakaya 940 da 1090 ton buğday, 200 ton pamuk çiğiti, 250 ton ipekböceği tohumu dağıtmış, 2400 tonunun Avrupadan itheline ve 31.000 dekar çel ekilmesine müsaade etmiş ve çeltik zamanın da kaldırılması için ön harman kombinalardan altı tahsis edilmiş, İpulluk ve orak makineleri gönde Jrilmiş, bir çırçır ve sellektör evi açılması için tedbirler alınmıştır. Mütabassıs ziraatçi Fazlı Danış- pıldığı gibi ne muntazam ve fasılasız olarak devam eylemektedir. Bu srada zi- ral haşerat ve hastalıkların Ör lenmesine husus! ve âzami ehem- miyet verilmiş, 940 da 80000 na- İrenciye ağacında zenk, 60.000 ba- tar arazide fare ve 300 hektar da o#kirme mücadelesi yapılmısıstar. Bu teşkilât zeytin işile de yakın- dan alâkadar olmuş ve getirttiği 16.000 ası kalemini halka tevzi ev. lediği gibi vilâyet fidanlığı budama kursla rı eçmiş ve zeytin toplama zama. nimı tesbit eylemiştir. âyet fidanlığı eskisine nix - betle dört misli büyütülmüş ve ha kikaten güzel bir eser haline g6- tirilmiştir. Bu fidanlıktan 35 yıl- a halka 100.000 meyva fidanı da- ğıtılmıs ve yetiştirilen 90000 tu- runç ağacından yirmi bini aşılan- mastır, | Sivas (Hususi) — Şehrimiz Hel dem ağacında tırtıl, 100.000 hek-| #ki| Ceyhanda 73 koyun tren altında kalarak parçalandı Ceyhan (Hus — İbrahim Öz koruklu “ve ortağı kasab Yusufun iki sürü koyunu, Pazar günü Veysi- ye istasyonu civarında ve demiryolu konarmdan çobanları (tarafmdan, İkuyuya sulamak üzere geçirilmek” te iken, Toprakkaleden hareket eden ve Ceyhana mütevetcihan gel mekte bulunan makinist Mehmedin idaresindeki manrşandiz treni koyun lara yaklaştığı sırada sinyal yapmiş, koyunlar ise derhal ürkerek, trenin önünde ve hat üzerinde alabildiğine İkaçmıya ( Başlamıştır. Ayni süratle yoluna devam eden marşandiz, hajet koyunların peşine yetişerek 73 ünü ezmiş ve 24 nü de ağırca yaralamıştır. Keyfiyetten “haberdar edilen zab'ta mah vak'aya git - miştir. Gerekli tetkikat ve tahkikat yapmaktadır. İzmitte yolların sulanma- sına tekrar başlandı İzmit (Hususi) — Şehrimiz Be- İlediyesi benzin tasarrufundan istifa. de etmek ve mevcud o hottumların eskimemesi için caddeledi arazözle sulatıyordu. Bu yüzden caddelerde toz da halkı rahatsiz edip duruyor İdu. Nihayet Belediyemiz buna gü- zel bir çare bulmuş ve caddeler toz dan kurtarılarak her sabah ve ak. şam sulatılmağa başlanmıştır. Bulu- nan çare şudur: Büyük bir fiçinın İarka kismma ince delikler açılarak bumu bir araba vasttasile şehrin her tarafına dolaştırmak, Bu sayede cad deler evvelkinden daha güzel sulan makta ve toz olmamaktadır. Halk bundan ziyadesile memnundur. İ İsmitte Sinanın güzel bir | eseri tamir ediliyor İ İzmit (Husus) Şehrimizde Koca Sinaniın eserlerinden olan Ye icuma camisinin tamire ihtiyaç gös terdiği yazılmıştı, Kocaeli Vakıflar Müdürlüğü bu güzel san'at eserinin tamiri için gerekli tedbirleri almiş-| tir Bu innkaadia 54 bin lira tahsi- sat da ayrımıştır. Yakında tamira- in başlanacaktır. ( Sivas Halkevi temsiller ) | /vaffakiyetle temsil eden gençler, bil mâkinesile on traktör göndermiş |kevi temsil kolu aik sık temsiller ver|hasaa «Yalnız Bir Kelimen eserin- ve Ziraat Bankası çiftçiye 100.000 lira kredi açmıştır. Aynı yardım- lar bu sene daha geniş öleöde ya- mıyacaktı. İki parmağile içki ka - dehini aldı, zarif bir tebessümle havaya kaldırdı. Her ikisi de kadehlerini içtiler. Sonra Vörity lâkayd bir tavırla piposunu doldurarak: — Tahmin ediyorum ki d'Aren- ne, eğer bir fidyei necat ödemez- sc oğlunu teslim edeceğini Tor - ray've söylüyordu, dğil mi? Dedi, Fakat Mansare'in oboşboğazlı - ğı mahdud idi; — Böyle sansarlar kendi işleri- ni kendi yaparlar ve kimseye bir bundan sonra, attık slâkalandıran mevzum | mek suretile muhitirin alâkasim çek mektedir. Muhtelif eserleri Halko- vi sahnesinde cidden büyük bir mu- İde temayüz etmişlerdir. Resimde bu muvaffak eserde rol İalan gençler görülmektedir. —— — İngiliz terbiye ve li a nci sayfada) ni bik e eğimiz bu r W gibi, İbize hatırlattığı İsalim toprağı alim bir topr kendisini en | gi devam ve istikrarı | mizin bi sen, fazlı lere kadar t rihleri boyunca bu m be Jlar | da yav hiçbir gelri İşi | zaman iatilâi tir. Mekteb, h rağmen, olduğu git t ö| rülebilir. Bu mektebler zengin,| lüks fikirlere ve metodlara sahib İolbilecek iktıdardadırlar. Fakat biz begüne kadar sebat göstermiş olan klâsik Yunan ve Lâtin an'ane sini dünyanın başka herkangi bi memleketindekinden fazla tutuyo İruz. Bu halin, yeniiktiyaçlara ce- İvab vermek hususunda bir yavaş- hk sebebi olduğunu kabul ede- rim, Fakat bu yavaşlık, ayı a, terbiye ve tedris yeni üreyen fikirlerin oiyic tecrübe edilmeden kabulünde de dini göstermektedir. Biz dai - ma yeni fikirleri mükemmelen tet kik eder, ondan sonra tatbik ede- Tiz, 3 — İngiliz terbiyesinde an'ane sadece tetkik edilen me değil, fakat aynı rin çoğu tatafından ka- iş olan ideallerde de gö- rülür. Bu keyfiyet bilhassa seci ihni ta kendisini | terir. Memlekette nan kültürü binefsihi duklarından değil ni iktidarını meydana çıkardıkla- rından dolayı tetkik edilirler. Klâ sik terbiye ve tedris bir gavenin sıtasıdır, yoksa bizatihi gaye de Kildir. 4 — İngiliz terbiye ve tedrisinin âsik an'snelere bağlılığı bizi bu bu husu-| lin. İngilte- j e disiplin oto.| ritenin zorla kabı ttirilmesi de-| gil, fakat nefsin üstünde ve öle- sinde olan kuv ere karşı nefsin hahişker bir inkıyadıdır. İ vardır, fakat hemen hemen değis mez bir kaledir ki, talebe ona gö nül rızâsile meyyal olur olmaz ©- toritenin eli gevşer. Serbest ve kol z düşünmekte, günlük yek | nesak mekteb hayatında ve ovun| 3 sında disiplin dalma büvük bir şiddetle mı ddu Mekteb ih- İKadınlar fast heyeti gürisinin ruhi dir ki bu da bi de, bilh karakteristik olan mü luluk hayatıdır. ve gittikçe ari mekteb linde teşkilâtla suretle birçok, 7 ve # ası) alıştır bir idare ec Şimdi, daima yen arzusuna, sergüzeşt ruhuna geli yoruz: i Çok defa bizim-İngi! lerinin yenilik ruhuodan um olduğu söylenmiştir. M n kuvvetli muhafaza su kâr bir yenilik de dir. İngilteredeki bu çeşid değilşik! (Baştarafı 2 nci sayfada) dür. Tedbirli olduğu halde Irak hi reketini pek kolay bastırahilir. Ak si takdirde, orada başlamış olan #” teşin etrafa sirayet etmesi ve İngili terenin başina büyük bir gaile çi $ karması da mümkündür. Şimdilik hüküm vermeksizin hr diselerin inkişafını beklemek müna-| Jur, PAZAR 475/941 9: Snat ayarı, 908; Ajanı haber 9.18: Karışık ve hafıf parça) Ev kadını, 1330: Saat aya: 1200: Ajans) i eye İ haberleri, 1305; Kadınlı at ayarı, 1808: Radyo caz 1850; Fasü heyeti, 1930: San ve ajans haberleri, 1945: Zimat tak, vini, 19550: Beraber şarkilar, 2005 Türküler, 2015: Konuşma, 2030: Sol9 şarkılar, 21: Meşhur operelar (Pİİ, 22.30: Saat ayarı, ajans haberleri ve ajans apor servisi, 2280: Dans müziği İstanbul borsası 3/5/1041 açılış - kapanış fatları ÇEKLER & Açılış ve kaDanış 1 Sterlin S4 New.York 100 Dolar 13220 100 İnç. Fu o 3010 100 Denbmi Oy hayatı günden güne Yı şekilde devam eder ve daima di-| #plin altında cereyan eder, Bu se bebledir ki biz . mekteblerimizde spora ve oyuna büyük vermişizdir. . Otorite lanların i tabast vaziyeti olduğu da malıdır. Ru. bir adamm â adama. adamca muamelesi —— bir us - anılma sahibi o-| Madrid O 100 Peçela 120915 Yokohama 100 Yen 311315 Stokholm 100 İsveç Pr. O 310975 28.40 Tahvilât Binbaşı, yeni baştan, d'Aren - ne'e sövüp saymıya başladı. Bun- dan memnun görünüyordu. Berg ve arkadaşlarının bir centilmen tarafından görüşülemiyecek, ka - dar adi insanlar olduğunu, fakat Vicont d'Arenne'in müstesna ol duğunu söyledi. Sonra yüksek sesle: — d'Arenne'in nasıl bir adam olduğunu size göstermek için size omun karısından (bahsedeceğim. Onu o kadar seviyordu ki kendisi için her türlü fedakârlığı yapmak tan çekinmivordu. Zira babası, asağı sınıftan bir kadınla evlen - diği için kendisine vardım olarak gönderdiği liraları kesmisti, Ha - İkikatte ise HArenne Fransanın cenub sahillerinde idi ve Ronnie | Mac Reoy'in dostu olan zavallı Christine'e rastladığı zaman Mon- İte Cario'ya olan borcunu ödeye - cek vaziyette idi, d'Arenne, onu birkaç bin frank biriktirmiş sö- rerek onunla evlendi, ve parasını yiyin bitirdikten sonra, onu Mar- silya'da bir atle vansiyonunda bı- caki ve şimalt Afrikaya kaçtı; hal — buki bedbaht kadın ondan bir ço- cuğa gebe kalmıştı, — Şimdi ne oldu? Binbaşı donuk bir tavurfa: — O da öldü, çocuk da, Diye cevab verdi. Ben bunu, aradan çok za - mah geçtikten sonra, birkaç sy sonra öğrendim. Başını çevirdi. bir yudum içki içiti ve sözlerine devam etti: — Lannes'da onunla beraber birkaç ay kaldı. Biz iyi arkadaş olmuştuk; gene kadını daima yal nız bırakır ve ben onu gezmeğe alp götürürdüm. Kadının da ba- na sempatisi olduğunu ve benim vaziyetimi değiştireceğini umdu - Sunu sanıyorum. .. Kadınların ru- hunu pek iyi bilirsiniz... Bu çok şık bir kız idi ve ben d'Anne'in onu bırakıp sıvışacağını biliyor - dum... Birdenbire sustu. Titreyen bir el ile kadehini aldı — Çok tuhaf idi, fakat bu oda- Bu çok tuhal bir şey idi. Fakat| adı da Christine idi Genç kız Diye Verity sordu. Binbaşı basını salladı: — Hayır, Kanadalı idi — d'Arenne ile evlenmeden ön ce adı ne idi? Mausaed yeniden (başını hayır der gibi salladı: — Bilmiyorum. Çok zengin bir dul kadın olan ve Monte Carlo'da bir villası bulunan ihtiyar bir ley| dinin İnvernan'ın yanında okuyu- cu idi. Christine'i Kanadadan ge tirmiş ve hemen yanına evlâdlık olarak almıştı, fakat Raoul ile kac hiçbir zaman affetmedi... itün bunları şöylemek ne- ye yarar! © Maziyi hicbir zaman hatırla - mayınız, kötü seyler sizi hiçbir za man üzmez. İşte benim prensipim. Binbası biraz titredi. Ayağa kalktı ve homurdan: — Ne fena! İnsan burada 50 - i#uktan donacak. Haydi hole gide- ân gördüğüm küçük kız bana he men onu hatırlattı: Aynı siyah saçlar, aynı beyaz ten. lim de bir başka şişe içki bulalım mu? Fakat Vöri ie işitmemiş mgöründü. müştü ve ona dikkatle bakıyordu. Uzakta bir gayda işitildi. Mausard yeniden titredi: — İşte, cenaze marşını dinle - yiniz. Dedi ve sonra da ilâ etti: — Bu menhus harabe sinirleri me. dokunuyur, Haydi, geliniz Kendi le beraber içmek için ar kadaşları arayalım. Amerikalı sıçradı ve yavaş bir binbaşı. . Burada bi Dedi, Mansard omuzlarını kaldırdı ve cevab verdi: — Nasıl isterseniz. Sonra çıkıp gitti, Amerikalı, yalnız başına kaldı. İhtiyar Berg'nin çaldığı melo - diyi hatirladı: Bu, biricik oğul için yapılan beste idi. Çalgı sona erdiği zaman Phlippe karar ver - miş bir halde ayağa kalktı, zin ipini çekti. (Arkası vat)