ann mam Hergün Almanya haricinde Bulunan Alman'ar Ekrem Uşaklıgil — merika hariciye müsteşarı Velles'm Berlinde mlm! sıralarda bir Fransız radyosunda şu cümlelerin söylendiğini işitmiştim: — Mister Velles'in Berlinde devlet adamları ile konuşması hekikati anla - şmak için kâfi değildir. Muhterem müs- İteper biraz zahmet ederek Berlinden sonra Çekoslorekyaya geçmeli, oradan Yehistana kadar uzanmalı. Faciayı ye- rinde görüp azametini ve dehşetini an Jamalıdı Amerika hariciye müstesar: Vel'es Çekoslovakyava #itmedi. ritmiya Yü - zum sörmedi, fgkat gitseydi ne göre cekti?, Biz tA Balkan muhurebesinden. beri harh fefnde yaşamış. harbin doğu- rabileceği faciaları çak yakmdan gör - müş bir nesle mensubuz. Gözlerimizin önünde de bitaraf memleketlere men- sul, matbuatın neşriyatı duruyor. İşgal sltıma piren bir memlekette ne görüle- bileceğini kolavirkla tahmin edebiliriz. Ölüm, nihayet bir kurtuluş yolunun ilk adımıdır. fakat bir günlük terör hava- sı bütün bir ömre bedeldir. Ve işte bu terör havası da bir tarafta 12. bir ta — rafta da 7 aydanberi devam ediyor. Matemi matemin üzerine yığsrak de - vam edip gidiyor. Hayır, bu. nihayet tahmin edilehi - lecek bir manzaradır. Eğer Amerika hariciye müsteşarı Çekoslovakyaya ve Lehistans #'tmiş olsaydı belki hiç bek. lemediği bir vaziyetin #arşısında bulu- nacaktı, Her hırs ile arzu söndü Güneşe karşı Yeni Gözlükler * Alman hükümeti Lehistan bitirir. bitirmez büyük bir giristi. Bu tecrübenin mahiyeti cümle We izah edilebilir: — s<Alman hududları haricinde bir tek Alman bırakmıyarak hepsini de sna vaların İçine almak.» Alman nazırlarından Werner Willi daha birkat; gün evvel Netin- alische Landpost gazetesine ver- diği bir mölâkatta « sa. Bu karar çok evvel verilmi maddeten tetbfki mümkün olmadığı da|** görülmüştü. Fırsat beklemek Jâzımdı. bu fırsatı harb get seferini terrübeye bir inde bulunduğumuzu anlıyoruz. Bu seneki güneş gözlüklerine bir de «burunluk» ilâve edi tir. Bugüne kadar plâjlarda siyah gözlük takanların, burunları üzerme bir kâğıd veya bir küçük yaprak ka ları gö “İrüüyordu, Bundan fiham alan bir sel ta geçti, ş : a : : > ap |lüleyd fabrikatörü, çıkardığı gözlüklere : Bişi m Kr huni biçiminde şeffaf bir mahfara ilâve İlmen. DOS? yerime adl Hihnam e a aye burunlarımız yaya nakledilmiş olan halkın miktarı ZE 50000 dir, yaz mevsimi yanmaktan, soyulmaktan Estonyadan - sötürülenler|- özümüzü ıl ı 75.000 dir, Litvanyadan wimanler de ol — Olscektr. Pike Yüzümizen “em kadardır. bir manzara alacağımı, işte şu sevimli ki- Alman hükümeti bu ilk hamleyi bi- zın resminden kıyas edebilirsiniz. tirince durmadı. dönerek Tehistana baktı. Lehistan bugün & üç kısma ayrılır. rinci ibem Sovvet Rusyavz sec olan kısımdır. İkinci kısım ise 1914 harbinden evvel Almanayata aid ken) Versay rmahedesi ile Lehistana veril- miş olm parçay: ihtiva eder. Almanva bu parçayı işdali müteak'b gene köndi arazisi ârasına koymuş, bu kısımda Al- man kanunlarını aynen tatbik etmiye barlamıştır. Üçüncü kısma gelince fk)bir muhite nakletmenin ne büyük acı- iki kısımdan hariç olup da Rus ve Al.İlar ve ne büyük ıztırablar doğurabile- man düşüncelerine göre müstdkbellceğini tasavvur edebiliriz ve bu hare. Lehistam teskil edecek olan kısımdır(keti de zalimane kelimesile tavsif ede. ve Almanya bu kısımda umumi bir vali|biliriz. Fakat anlaşılıyor ki. o Almanya idaresinde eski Leh kanunlarını tatbikine bahasına olursa olsun ekelliyetler eimektedir. meselesini halletmek azmindedir. Bir Berlin hükümeti Baltik sahillerinin |dakika için kendimizi insani düşünce- yabancı devlet idaresinde bulunan par-İlerden tecrid ederek hâdiseye objektif çalarında sakin Almanları ana valana)bir gözle baktığımız takdirde Avrupa. » haklettikten sonra Leh topraklarınn(ın bu kısmında yekdiğerine sönmez Lehistanda kalacak kısımlarma döndü |bir kinle bakat muhtelif milletleri bir- ve bu kısımlarda yaşıyan Almanları da |birinden ebedi surette ayırmanın fay- Lehistandan alıp kendisine fihak ettiği dah taraflarını ön görebiliriz, Fakat kısımlara nakletmiye bakladı. Bu ara. |unUtmıvalım ki, harb henüz bitmemiş- da da Galiçya ve Wolinya gibi eski İSTER “İN Lehistandan Sovyet Rusyaya geçen topraklarda skin 150.000 Almam da 1 Bir meslektaşımız İstanbul Belediye İ açık mektub neşretmiş: Almanya kararımı tatbik için evvelâ mra a. Letonya, sonra Li ya, daha da Estonya ile anlaştı ve hemen fi kerelere girişilmiştir. Unutmıyalım ki, Alına#nya daha ev- vel de ayni şekilde bir anlaşmayı İtalya Bi- e başlamıştı. Asırlandanberi bir toprak üzerinde rak tanımadıkları, alışkın olmadıkları taşımaya koyuldu. Son haberlere bakılacak olursa AL manyann başladığı bu tehcir veyz muhaceret hareketi henüz bitmemiştir. yira şimdi de Alman istatistiklerine gö. re Romanyada sakin 750 bin, Yugoslav» vada sakin 600 bin ve Macaristanda — sakin 480 bin Almanın da ana valana İSTER Resimli Makale: sanı kalbinde içinde hırs ve istek kaynayan bir kazan vardır, bu kazanın bir tek menfezi mevcuddur, için- den daima bir tek hırs ve bir tek arzı yerine başkaları gelir. nakli için alâkadar devletlerle müze - ile yaparak Tirol da sakin 185.000 Al- mâpı Alman toprakl#rma nakletmiye yaşamıya alışmış olan halkı kış orta - sında ve harb içinde yuvalarından ala-!, — «Bu yaz, şehir caddelerinin yıkanması an'anesinin de Allah aşkına yaratıcısı olmak lütfunda bulununuz» demiş. iNAN, Hırss 1 çıkar, fakat çıkan makul olanlarını İk Hergün bir fıkra İyi demek daha güç Meşhür Fransız ressamı Boldini, a- matör ressamların resimleri teşhir ©- ilen bir sergiyi geriyormuş. Amatör lerin yaptığı her resmin önünde du- il ; i a güzel yzvda ününe durmmız. Düze kanli baktıktan sonra: — İşte bu iyi. Demiş. Bakmış Şi Öteki resimler için fevkalâde, harikulâde gibi sözler söylediniz. Bir eser için «<iyis demek, hari- kulâde, demek kadar kolay değildir ki. Hatretle ressamen yü Ye e En faydalı ilân tarzı hangisidir? En faydalı ilân tarzı hargisidir?.. İs- | viçrede Zürih şehrinde bulunan psiko- teknik enstiüsü bu meseleyi helletmeğe içalışmaktadır. Müessese halka, tüccarla- ra, fabrikalara şu suali sormuştur. «Halk en fazla hangi ân tarzındon hoşlanır?... Radyo ile mi? Sinema ile mi? Afiş ile Tavsiyelerle mi?» Anket şu neticeyi vermiştir: Gazeteler ile ilâina taraftar olanların yüzdeliği © 41, mostralarla X 25, tavsi. yelerle 5 14, afiş'erle 64 46, el ilânleri- le © 2, diğer vasıtalarla da “> 103 dür. İtir. ne şekilde biteceği de belli değildir. Uzak ve yakın bir âtide büsbütün baş- ka istikametlerde yeni mubhaceret dal. gslerile karşılaş#biliriz. Nitekim, eski yuvasını bırskarak meçhul bir âleme gitmek üzere olan bir Almanın ayni te bulunan bir Lehliye şu söz- #ledi naklederler: Siz kendinizi gene mes'ud addede. bilirsiniz, & birinde bu topraklara tekrar gelebilirsiniz. fakal biz ne olt- İcağız? Allah bilir. Bu cümle ister doğru, ister uydurma olsan muhakkak ki hakikati olduğu gibi aksettırir. Ekrem Usaklıgil AN, Is Relsine hitaben bir ER Eğer hatırımızda mi? Gazete ile mi” El ilânları ile mi?| Z ve ârzusuz insan tasavvur edilemez, eğer taş gibi hissiz veya beyni işlemiyecek derecede abdal değilse mut- laka bir elmel peşi teklen uzak kalamıyoruz, hiç değilse hırsların ve isteklerin bulalım. ndedir. O halde mademki hırstan ve is- | Amerikan âyan Azesının genç il Hademeleri... Bâzı hususlarda Amerikalılar İngiliz- İler kadar muhafazakârdırlar. Bunun bir İm arzedeceğiz. Amerikan öâyan j meclisinde genç hademeler vardır. Bun- ra «pages boys» denilmektedir. En gençleri on dört yaşındadır. Bunlar va- »ifeye alınmadan evvel haklarında çok derin tahkikat yapılmaktadır. İyi bir ai- ye mensub bulunmaları şarttır, | «Pages boys» denilen bu genç hademe- âyân meclisindeki başlıca vazifeleri leri âyan meclisi azalarının huosusi hizmet lerini görmektir. Pages boyalar âyan &- zalarının mektublarını taşırlar, evrakla- İrım bifzederler, elbiselerini süpürürler. Azalar içtimada iken onlar namına tele - fon muhaberatını idâre ederler. Pages boysları alelâde hademe sanip geçmeyiniz. Bumların tahsillerine son de- itina edilir. Bu «pages boys» lardan! birçoğu bilâhare Amerikada ticaret, sa nayi, hattâ siyasi hayatlarda büyük nam kazanmışlardır. Meşhur tayyareci Lindberg bile genç- liğinde âyan meclisinde pages boys imiş. Ekseriyetle, âyün azaları maliyetlerine verilen pağes boyslar ile yakından alâka- dar olmaktadırlar. Münhal pages boysluk peşiride dolaşan genç Amerikâlıların sayısı yüzü göçmek- tedir. Resimde bunlardan birini görüyor- sunuz. Rişar Tober İngiliz oldu Aslen Avusturyalı olan meşhur mü- ganni Rişar Tober, tabiiyet değiştirme müemelesini geçen Perşembe günü bi. tirerek Krala sadakat yemini edip İn- giliz tebazlığına geçmiştir. Ve İngiliz jtebaası sıfatile ilk konserini Londrada vermiştir. INANMA! yanlış kalmadıysa, İstanbul şehrinin va- ridatı Bükreş şetirinin varidatından yarı yarıya eksik, buna mukabil ışgal ettiği Slm saha onunkinden dört defa fazladır. Bu vaziyette meslektaşımızın arzusunu tamsmen yerine gelir- menin maddeten mümkün olacağına: iNANMA! Yazıığı ii , başkalarının imzalarını atan âlim (Baştarafı 1 inci sayfada) aksetmemiş olsaydı, İsmail Saib hoca, bizim için Beyazıd kütübhanesi müdürü olmaktan ileriye geçemiyecekti. Ölümü. Kü duyan, kendisini tanıyandan da naz oldu. Buna rağmen sönen bu ilim güne - şinin tabutunu gözleri vaşlı pek çok ilim adamı takib etti. Biz İsmail Saib hoca - nın ölümile, memleketin beynelmilei ne büyük bir otorite kaybettiğini tebarüz eltirmemenin azabı içi iken bir mes lekdaşımız, kalemini taşa vurdu. Beynel- milel bir ilim adamım esersizlikle i a etti, Zannolunduğu gibi İsmail Saib ho- Bu meslckdüşımızın #daptel nu k belki daha fazla e Biz bu arkadaşımızın mer ismini duymadığı bu kı olmazsa memleket dışv nısın, İrenklerden duysun bunu bildiğini de zannederd den sukutu hayalimiz kat rülfünün kürsüsünün ünüderrisi İsm Saibi) ni öldüğü gün esersizlikle ar, var, bem pek çok... isterdik, . Bu yüz - i oldu. Da- zı «müessir. ler vardır ki, (eser) daha kıymetlidirler. Meselâ; İsmati gibi... Oxford üniversitesi şa sörü Margoliouth, bir zi ziyaret eden büyük âlim pro- lisanı profe - otoriteler, esersiz denilen İsmi caya baş vurmadan ede versitenin sabık Arab sörü Reşer şöyle diyor: «— Onun sayısız eserleri var. Fakat hangileri? Bünu bilemeyiz. Çünkü yazdı- ği eserlerin kemen hepsini bir takım zeva Meselâ (İs - isimli eser onundur, Gi E ir Beyin (Osmanlı M leri) İsmail Salbe aid Meşhur âlimi İbnabi Ayn'ın (E-Acv kite) adlı eserini türk Arab ede ir rupada hiç bir âlim yoktur, diyebilirim. Ben ondan sayısız eser okuyarak siman » caya tercüme etmiş bulunuyorum > çevirmiştir. Hiç bir #mi mesele yoktur ki, Ali £ hocanın önüne konmuş olsun d öczetsin, yahud uzun boylu di Anlahyorlar: Ona bir bahse sü nörede salümat bulabileceklerini sord başka Jisanlarda basılmış olanla İle, tarihleri, cildleri, sayfa'arı ile söy İhatta sayfanın neresinde bulun ilâve edermiş. Profesör Reşer, İsmail Safb hocanın © sltında kalmıştır ki, nihayet cna meftun olarak Jetmiş ve Alman Reşer, Türk Yaşır gr, Birçok müellifler eserlerini yazmadan, yazarlarken İsmsil Saibe baş vurmuşlar, © hemen hepsine yazacaklarını birer bi « rer öikte ettirmiş, fakat kendisinden bah: emelerini şart koşmuştur. Bu - gü rlerinde bir takım tanmmış 26 vatın imzasını faşıyan birçok ilim kitab- larının hakiki vwüeli8 İsmail Saibdir. İ Beynelmilel bir itim adi rı kayıbı, &- seri olmadığından delay» ehemmiyetsiz addolunuyorsa, bu teselliye hayran ol - mamak elden gelmez. Koca bir âlim ve #- Yem kaybettik, hölâ eserlerini araştırıyo. ruz. Böyle (müessir) yüzlerce (eser) 6 bedel tutulmaz mı? Nusret Safa Coşkun kadar & TAKVİM