31 İkincikânun SON POSTA (Anadolu Ajansı) nın İstanbul merkezinde bir saat ene rümaeeana, Dünyanın dört bir köşesinde her dakika olup biten âdiselerin gazetenize nasıl geçtiğini merak ediyor- sanız Ajansın mesai tarzını beraberce görelim Anadolu ajansının tercüme bü rosundan bir kısım ve Anadolu ajansının telsiz dairesi Bir kısım gazete havadislerinin başın- daki (AA) nın, Anadolu Ajansının alâ- meti İarikas olduğunu bilmediğinizi id- dia etmem amma, bu yari resmi, dünya- dun dört bir tarafında kulağı olan mües » sesenin nâsıl İşlediği hakkında bir fikri - BiZ olmadığını söyliyebilirim. Hürb ilâhının, Alman - Leh hududuna İndiği gündenberi «Ajans» «Radyo» müt- tefikinin sayesinde hususi bir ehemmiyet kazanmış bulunuyor. <Ajanssın ne oldu- Bunu bilmiyenler bile, artık «Ajans böy- le söyledi, şöyle söyledi.» diyorlar, Ve. bazı günler, radyo başında Ajans, sevgili- den gelen mektub gibi heyecanla bekle - Hiyor, Hadisatın son günlerde meşhur ettiği Ajansımız nasıl çalışıyor?.. Söz aramız - da, bünu pek çoklarımız da bilmeyiz. Haberlerini nasıl alır, nasl. verir? Eğer) Tercüme edilen haberleri Du mevau tecessüsünüzün antenine ta - kıldıysa, beraberce bu fanliyeti tetkik e - debiliriz. Alanın başında (ki (Muvaffak) var - dır. Biz Ankaraya kadar uzanamıyacağı- muz için Menemencioğlu'nu, yani birin - <i Muvaffağı bırakıp, ikincisi ile, Sunalla konuşacağız. Sunal da tam Ajans Müdü- Tüne yakışacak bir soyadı hani.. aşağı yu- karı Ajansın türkçesi: Hem «Suns, hemi Anadolu Ajansı, yalnız siyasi bülten neşretinez. Diğer bültenleri siyasiler ka- dar kiymetlidir, Meselâ, bir mali bülten neşrederiz. Bu, dünya borsalarındakı na- kid fiatlarını ihtiva eder, Bir iktisadi bül- iten neşrederiz. Bu da belli başlı ihracat mallarımızın dünya borsalarındaki fist - larını tesbit eder. Ajansın marifeti bu kadar değildir. Daha başka işler de görü-| yazmağı ve A nkaraya vermeğe memur bayan, muhar- ririmize otomatik makinenin nasıl işlediğini gösteriyor, mından havadisleri telsizle, bir kısmın « dan da kablo ile almaktayız. Telsizle, İn- giltere, Fransa, Almanya, İtalya, Yugos - lavya, İrandan, kabi oile Rusya, Roman - ya, Macaristan, Yunanistan ve Bulgaris - tandan., — Bir nevi havadis mübalesi mi ya - parsınız? | «Son Posta» nın zabıta romanı: 66 — Şu halde mavi elmas hikâyesini uyduran. Portekizli mühendis rolünü oynayan. Leylâ hanımla görüşen de — Zahıtayı şaşırtmak için. Bunların hepsi Neclânın yardımile yapıldı. Si » in söyledikleriniz. benim anlattıkla * ım, evin içinde konuşulanlar ve bü »- #ün olup bitenler mümkün olan sür » atle Süreyyanın kulağına gidiyorlardı. Bu vaziyeti nazarı dikkate alarak bi - İraz düşünürseniz Süreyya için Vasko Dö Goma rolünü oynamanın ve bütün bu cinayetleri işlemenin mevcud şert- it dahilinde pek güç bir şey olmadığı nı takdir edersiniz. Rıdvan Sadullah yeni susller sorma- ya hazırlanırken birden vazgeçti. Te - reddüd mü ediyor du? Necdetin iddia. larının doğruluğuna kanaat getirmiş - ti de artık suallere devam etmenin 1ü- zumsuzluğuna mı hükmetmişti? Ber - mutad çehresinden birşey anlamak ka bil değildi. Necdet yeni bir sual sorulmadığını görünce kendiliğinden devam etti: KY IGE CEVAD Fem İki tevkif kararı » Necdet etrafına bakınarak alçak sesle devam etti yatla kalan sön erkeğim. Kadın olara da Neelâ ve Neclânın anası var. Serkomiser başını döndürerek Rıd- van Sadullaha baktı. Dostumuz ayağa kalkmış, odada (o bir aşağı bir yukarı geziniyordu. Çehresi düşünceli ve en- dişeli idi. Osman bey sordu: — Ne diyorsun hocam? — Evvelâ hastayı yalnız bırakalım. Biraz istirahat etsin. Biz başka odada da konuşup düşünebiliriz. Ridvan Sadullah oNecdete dönerek ilâve etti: — Bütün arzularınızı şimdiden ol « muş bilin Şahsmız hakkındaki endi - şelere gelince böyle şeyler de düşün - roeyin. Zabıta ve iye elbet icab e - den bütün tedbirleri alırlar. Henüz ta- mamen iyileşmediniz. Bu kadar heye - züleçek hiç bir şey yok. Müşavere ne- ticesinde vereceğimiz kararlardan sizi haberdar ederiz. Delikanlının yattığı odadan çıkarak bir başka salona geçtik. Rıdvan Sa - dullah ile Serkom!ser en arkada kal» <A: Alanın da vazifesi bu zaten. ai jans binası, Cağaloğlu bayırının An - A caddesine bağlandığı kısmın tam dadır. Balık etinde, boyaları s0l- KUŞ, serv endam bir bina, yabancım – dir, eskiden küçük bir göz aşinalığı - dai hazik odacılarına danışmadan bil ir Muvaffak Sunalın odasını bula - iriz, İşte, birinci kattayız. Sağdaki ilk oda.. ME endişesi yok, Ajansın ilk ka- hilmi olduğu için Muvalfax Sunal da- ye yerindedir. Ajans bültenlerini utan - ME: bir süratle komuşan sevimli mü - da, miz bizi, enteresan bir havadis ka- alâka ile karşılıyor. Tabii, hoş geldiniz diyor, kahve ısmar- — Evet, mühim haberleri müttefik A- rüz: Ankarada bir matbuat bülteni çıka -|janslara hem telsiz, hem de kablo ile ve - rıyoruz. İstanbul gazetelerinde sabahları |ririz. Ankara günde iki defa bunlar için jintişar eden başmakaleleri sabahın çok servis yapar, Höberleri, yalnız mübadele erken saatinde hülâsa eder, Ankaraya bil! tarikile değil, umumiyetle para ile al - diririz. Ankara, bu külâsaları Ulus gaze- maktayız. Gerek Röyter, gerekse Havas tesi de dahil olduğu halde, vekâletlere, Ajansına yaptıkları hizmetin mukabilini birçok müesseselere tevzi ettiği gibi, sür- para olarak öderiz. Ajansın bütün mesa- atle fransızcaya tercüme ettirerek sefa -|isi Ankara ile İstanbul arasında taksim rethanelere yollar. Bundan başka Ajans, edilmiştir, Münavebe ile çalışırız. muhtelif lisanlarda radyo neşriyatı servi-| Şimdi Ajansı gezelim. Bizim mütevaı si yapmaktadır. Rumca, bulgarca, ingiliz- ajansımız öyle gözünüzü korkutmasın! ce, fransızca, farsca, arabca tercümeler Nihayet girip çıkacağımız iki kat, beş al için Ankara Ajansı binasında çalışan ter| tı odadır. cüme işinde spikerler öğle ve akşam neğ-| Evvelâ birinci katta bulunan kısma gi- riyatlarmaa okurlar, Ajans ayni zaman -|riyoruz. Burada iki bayan tercüme edil - da dünya meseleleri hakkındaki iktısa - miş haberleri daktilograf ezmant otoma » — Zabıta ve adliyenin işine karış -İmişlerdı. Rıdvan Sadullah içeri girer- mak haddim değil. Fakat benim tah -İken yüksek sesle: min ve iddialafım tahakkuk eder del: — Osman bey, antreye bir'bök be « tevkifat safhasi başlarsa Neclâya acı -|kalım. dedi. Vafidis ile ağızlıkçıları ge. man'zı ve onün ismi etrafında en az)tirmis olacaklar. Artık onlara ihtivacı- gürültü kopartacak bir hal şekli bul -İ| mız kalmadı. Nafile beklemesinler. man'zı rica edeceğim. Meselâ evvelâ| Serkomiser bu işi gördükten sonra onu bir hastaneye yatırmak ve serira| bize iltihak etti. Kapıyı kapayıp da sa- Süreyyayı tevkif etmek çok münasib|londa birer köşeye ilişince cinayet mâ- olur. Ben anun başucundan ayrılmam. | sası şefi memnun bir tavırla: Hattâ isterseniz Bakirköyüne yatırıl -| o— Artık bu kör olası işin sonuna gel masına da razıyım. Nasıl olsa burayvaldik galiba! dedi. Delikanlırnn iddiala- gönderilecek değil mi? 'Tevkifhanenin. | rının hakikatı ifade ettiğine yüzde yüz gardiyanlarm, jandarmaların yüzünü| kaniim. Zaten bu iş başka türlü yapı « görmemis olur. Sonra ikinci ricam .. |lamazdı. Ne olursa olsun bu sıkıntılı Necfet birdenbire sustu. Çehresin -| günleri hayatımm sonuna kadar unu « der bu sekilde sö7e devam ettiğine piş| tamıyacağım. iyor, bir. i see. | di, mali bahisleri muhtevi, güne tâbi ok Kl e im e e mr ie celi allerimizi cevablandırmağa başlıyarak,| Bir de dahili bültenimiz vardır ki, w - Ajans hakkında bize umumi malümat ve, mumiyetle İstanbu! matbüstınn almağa riyor; İihtiyacı olmadığı: haberlerdir. Bunları - Ajans bir zamanlar matbuat mü - Yalnız Ankaraya veririz. Ankara da mü- Yüğüne tâbi idi; bir zamanlar da Ano- him olanları, diğer vilâyet (gazetelerine Bim Şirket hâlinde idare edüdi. Fakat gönderir. Servislerimizin mühimlerinden Masraf gelire dekabül etmedi. Nihayet biri spor servisidir. birçok geçtikten - sonra bu -| Gerek memleket dahilindeki, gerek günkü şekle bağlandı. Elyevm, Ajans bir memleket haricindeki spor hareketlerini me şirkettir. Meclis idaresi vardır.) takib eder, veririz. kümet, gelirinin azlığını, masrafının) — Ajansın nerelerde muhabirleri var? gelire takabüz etmediğini düşünerek 150) Bu netameli mevzu yal. Neyse.. bin lirahık bir yardım tahsisatı kabul et -| — Memleket dahilinde, kazalara, na - miştir. Bir taraftan gördüğü #mme işle - |hiyelere kadar her tersfta Ajansın muha- Tihin hüsusiyesi, diğer taraftan kanunla birleri mevcuddur. İzmirde daha teşki - va Yardımdan dolayı hükümet bizi İlâtlı bir mubabirliğimiz var. İzmiri ha - İzmetimizde mürakabe etmektedir. Hü-İrici haber itibarile İstanbuldan besleriz. kümetle Ajans arasında 1905 to tazele -| OHaricde büyük Avrupa şehirlerinde nen 10 senelik bir mukavele vardır. 1945 mubabirlerimiz bulunuyor. . Ajansımız $e kadar meridir. müttefik ajanslar grupuna dahildir. Bu Bu kaynaklar nedir?.. İ Yumoelavya, İran dahildir. — Gelir dedim, fakat buna gelir de -| Muvaffak Sunal, Ajansda müttefik mek doğru olur mu? Bu gelir giderin | devletleri sayarken, gayri ihtiyar! gülüm- dörtte birine tekabül etmiyor. Zengin gâ İsedim. Şu tuhaflığa bakınız. (o Almanya, Zetelerden ayda 30, Orta hallilerden de| İngiltere, Fransa hâdiselerde basım iken Jansın gelirlerinden buhsettiniz. | grupa İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya,| tik bir makine ile yazıyorlar, Ayni za - imanda bu makine vericidir. Yazarken Ankarada yazılanı kaydetmektedir. A - jans, telsiz haberlerini, bu hususi servis için imal edilen telsiz makinelerile aldı « ğı gibi, ayni zamanda Hell makinelerin - den de istifade ediyor. Bu makineler ya- zı makinelerinin aynidir. Yalniz biraz i-! ricedir. 'Tam hurufatlıdır. Meselâ bu ma- kinelerin haricle âlâkalı olanları Anka - radadır. İngiltereye, Fransaya ve Alman- yaya tahsis edi'miştir. Orada haber yazı lırken, makineler, Ankarada ayni haberi kaydetmektedir. Nitekim İstanbuldan ya- zilan da Ankara, Ankarada yazılanı da İstanbul kendi kendine kaydediyor. Hem de el değmeden satırdan satıra geçerek.. Bu makinenin başında çalışan lisanı kuy- İvetli bir hanım kız, bize bir prova yapa - rak nasıl çalıştığını gösteriyor, resimle bu #let hakkında bir fikir sahibi olabilir- siniz. Muvaffak Sunal izahatına devam-edi - yor: > «— Aldığımız telsizler Pransız şifreli - dir, Şifre mahrem olarak bir ay evvelin- den gönderilir. Buna mahsus makineleri- miz de vardır, İstiyenin bunu havadan 20 lira abonman ücreti alırız. Fakat si -| bunların ilânında müttefik oluyorlardı. “İkapmasına irakân yoktur. İsmihaslar ve dıklarımız Ajansın 15 günlük masrafını temin edemez. Biz 500 liraya mal olan bir| rinde parazit yapmıyayım! bültön; 30 ifaya veriyoruz. — Dâhil olduğumuz grupların bir kıs- Araya girip, Muvaffak Sunalın sözle -İmühim mlaümat gönderilirken şifre ile|” kapanmıştır. Biz onu burada çözeriz. Gu- (Devamı 11 inci sayfada) man olduğu anlasılıyordu. Serkomiser atıldı: — Söylesene"bedelikanlı... Neye sus tun? Necdet etrafına bakmarak alçak ses le devam etti: — Pen! hedbin ve korkak zannede » #in'z! düsündüm. Fokat söyliyeceğim. Yeniden etrafına bakındı ve sesini biraz daha alçaltarak ilâve etti: — Benim icin artık hayat bitmistir. Eğer hu dakikada kendi canıma bir zerrecik ehemmiyet verivorsam Alla - hin lânetine uğrayayım. Fakat artık bu Ridvan Sadullah sordu: — Ne yapmayı düşünüyorsun. Os - man bey? -- Yapılacak şey basit. Şu Bebekte- ki sarı saçlı adamla içerideki genç kızı tevkif edeceğim. Hay Allah belâsni versin. Böyle dolambaçlı iş görmedim. Hak ovun üçtür derler Sarı saçlı adam da üçüncü oyunda elimize geçti. Evet hocam. hem onu, hem genç kızı yaka - liyacağım. — Derhal mi? Serkomiser müddelumumi muavini- ne baktı. Genç adliyecinin ( tasvihkâr kadar kan kâfi,,. Bu İşi hiran evvel bi- bir eda ile başını (salladığını görünce triniz. Tahkikat, tetk'kat diye günler sermesin. Ailemiz vaktile işlediği gü - nahın kefaretini fazlasile ödedi. Ka- tile deha fszla fırsat vermeyiniz. Onu derhal tevkif edemezseniz bile yeni ci- navetler işlemesinin önünü alınız. Eğer| serbest kalırsa, serbest bırakilırsa cok korkarım ki sonuncu cinayeti işlemek. te acele edecektir. Serkomiser merakla sordu: — Ne demek istiyorsun. oğlum? ki- mi öldürecek? Necdet hissettiği korku ve dehşetini stermemek emelile önüne bakerak murıldondı: — Bent. Rüstem paşa ailesinden ha- daha kat'i bir tavırla cevab verdi: — Şüphe yok! — Elinde mücrim olduklarına dair kâfi delilin var mı? — Fazla bile... — Ya delikanlıya verdiğimiz söz? Serkomiser omuzlarını silkti ve: — Bana vız geli Rıdvan Sadullah b sonr: — Pek $lâ. nasıl istersen, yap! dedi. Yalnız bana kalırsa evvelâ sarı saçlı a- damın peşine düşmeliyiz. Genç kız za diye söylen: r lâhza düşündü. pap” Dikkat! Roman burada bitmedi. Arkası 11 inci sayfadadır.