2 Sayfa SON POSTA İkincikânim #1. Hergün Küçük dev.etlerin Büyük roileri Ekrem Uşaklıgil ugün muharebenin beşinci bitiyor, allıncı ayın ;lk günü bir devrin dönüm noktalarından biri suyıla- bilir, geride bıraktığımız zaman gerçi kı- sadır, fakat bu kısa zaman içinde bir harb bitti, bir başkası ilân edildi, geçireceği muhtemel safhalar hakkmda hüküm ver- menin henüz sırası değildir, fak sak geçen beş ay içinde bizi düşü sevkedebilecek epeyce hadise bulabiliriz. Bir defa doğru veya yanlış, fakat muf- Jak olarak herkese endişe veren rivayet İerden epeyce uzaklaşmış olduğumuzu tesbit edelim: ayı Almanya İskandinav devletlerine sal-| dırmamıştır, Felemenk, Belçika üzerin den Fransaya doğru akın yapmamıştır, Tuna devletlerini işgal etmek teşebbü- sünde bulunmamıştır. Harb gene İlk gün vardığı noktadadır, ateş ayni daire içinde parlayıp durmaktadır. Yarın yeni bir vaziyet, ufukta benüz kat'iyetle teressüm etmiyen yeni bir ih- timal Almanyay: yeni bir karar almaya sevkedebilir, bugünün tedbirli durumun dan çıkarabilir, mümkündür, fakat ne w! Iursa olsun bu beş ayı bu şekilde geçir- miş olmanın da bitaraflar hesabına bir; kâr teşkil ettiğini kaydetmek zaruretin- deyiz. Kuvvetini kâfi görmiyen Almanya, he- deflerini sıralamayı bilen plânlı Alman- ya, taarruza uğramadıkça saldırmayaca- Bını iddia eden Almanya, zamanın kendi aleyhine değil, lehine çalıştığını söyliyen Almanya hakikati itiraf etmek lâzımsa bugün elân bir muamma halindedir. Garb devletleri her hafta devlet adam- larından birinin dilile hazırlıklarını an lâtırlar, kuvvetlerinin çoğalmakta oldu- gisi arkadaşından eksikti, ilk mükâfatı Dünyanın en uzun Boylu öküzü ğunu söylerler, efkârı umumiyeyi imkân ve fayda nisbetinde ahvalin cereyanından haberdar ederler. Fakat Almanya kapalı bir kutudur, yaptığını, düşündüğünü, ha- zırladığını yalnız kendisine saklar. Muh- temel hareketleri üzerinde yürütülen mü- talen sadece bir faraziyeden ibarettir, doğru'uğu veya yanlışlığı yalnız zaman- Ja anlaşılacaktır. Bununla berâber Ak Mmanyayı harekete geçmekten alıkoyan; sebebleri gene araştırabiliriz. * Almanyayı şimal, garb veya cenub is-| tikametlerinde hareket arifesinde sandık- Yan sonra derin bir sessizlik içine dalmış bulan Fransız gazeteleri şimdi hüküm vermekte biraz mütereddid davranıyor. lar, kendilerine en mü'âyim gelen ihti- İngilterede Leighton hayvan pazarında satılığa çıkarılan bu öküzün boyu bir İmetre seksen santimdir. Ağırlığı da 1400)İ İ kilodur. İngiltere iaşe nezareti hayvanı İ İz liraya satın almıştır. Analarının hasretine dayanamıyan çocuklar Harb dolayısile Londredan civar köy- Bir İngiliz mektebinde iki çocuğu yanyana imtihan edi- yorlardı. Birincisi korkak, çekingendi, fakat muhakkak da- © sürçüp düşmemek için manialara ehemmiyet vermemek, ati- ba iyi biliyordu. İkincisi ise cüretkâr ve atılgandı, fakat bil- Hayat öyle bir ikinciye verdiler, e Hergün bir fıkra Sermayesi sıfır Hasis bir İskoçyalı oğlunun fran- sızca öğrenmesini istiyordu. Bir inu- allim lâzımdı. Hakikt bir Fransız mu- allimin adresini öğrendi, ona gitti. Pasarlığa girişti, İskoçyalı Fransızın istediği ücretin yarısını bile vermi- yordu. Fransız: — Siz fazla pazarlık ediyorsunuz, benim istediğim parayı vermek iste- miyorsunuz amma bir kere şunu dü- | şünün, ben şurada burada bir parça | fransızca öğrenmiş değilim, fransızca benim ana dilimdir. İskoçyalı güldü: — Deha iyi söylediniz ya, dedi, jransmızca mademki ona dilinizdir. Hiç İ masraf etmeden öğrenmişsinizdir. Sermayesi stfır olen bir şey için fazla i para istenir mi? İ ik . Daigalarda mal Almanyanın hedefine gayret sarfet-lere gönderiler beş İngiliz çocuğu anne- Rekorler meden ve tehlikeye atılmadan varmayı terefh etmekte olmamdır. Bir misel olasi rak Figaro gazetesinde «Lucien Remi-| €r» im yazdığı şu satırları gösterelim: — | — «Almanyanın şimal devletlerine! karşı hakiki bir sefer heyeti tertib ede- ceği muhakkak değildir, olsa o'sa Stalinin Baltık devletlerine karşı tatbik ettiği ve muvaffak olduğu usulü düşünebilir, bu- gün Grğilse yarın tatbik edebilir.» İkinci bir misal olarak bir başka Fran- sz mühârririnden şu satırları alalım: — Şu son günler içinde Almanyanın! niyetleri vazdı surette anlaşılmıştır. Şi- malde İskandinavyalılardan demir itha- lâtını, cenubda ve şarkta Romanyadan | petrolu. garbda da Felemenk fle Belçikâ- | dan İngiltereye karşı deniz üslerini temin etmek istiyor.» Sayısm kolaylıkla artırabi iz bü misaller de bize öyle geliyor ki, mes. een hakikate çök yaklaşmışlar. NE, Almanya bütün Avrupa kıt'asını kendi hayat sahası dahilinde görebilir, buğün menfaati düşmanlarını artırmakta değil, azaltmakta, harb cephesini geniş- letmekte değil, mümkün olduğu kadır duraltmaktadır. Fakat bir kayıdla: İskandinavyadan demir, Danimarka- dan yeğ, Holündadan süt ve miştakkatı, Hsrbin ilk günlerinde Almanyayı dört tarafa birden saldırmak istiyen bir #sr'a- kya benzetenler olmuştu. o Almanyanm bütün hududlarını kapayınız, ilk madde ve yiyecek kanallarını tamamen tikayı- nız, nöbet başlıyabilir, işte küçük devlet- lerin büyük rolleri vaziyetin bu hususi lerinin hasretine dayanamıyarak gizlice yola çıkmışlar ve 10 saat zarfında 60) ki- İometre kadar yol katettikten sonra ta- *leri kesilip, üstelik te korkarak kara kola baş vurmuşlardır. Alâkadarlar, Mevmuubahs dalgalar, deniz da)gaları- dır. Bazi coğrafya kitablarında .dalgala- ir azami yükseklikleri 12 metre olarak “ "tesbit edilmektedir. Bu kitablar, dalga-| bü lira 18 metre için cevaz da vermektedir.) Rofisnva da Rus - Macar hududları fn beş hasretzedeyi annelerile görüştürdük- De ten sonra tekrar gönderildikleri yollamış'ardır. köye ettiği çocuklar Fransız hükümeti, babaları cephede 5- len üç Fransız çocuğunu himayesine al- mıştır. Çocuklar 18 yaşına varıncaya ka- dar hükümet tarafından beslenecek, o- kutulacaktır. Yetim çocuklar annelerinin yanında kalacak ve hükümetin müraka- besi altında bulunacaklardır. ————— — — — kazanmasını istiyebilecek, teshil edebi'e- cek bir tek küçük devlet yoktur, fakat wmumi tasfiye sonunda zararın telâfi e- dileceği muhakkak olmasına rağmen Al- manyanın ilk şiddetini kendi üzerine çek- meye razı olabilecek bir kücük devletin görünmüyor. Bugün küçük devlet büyük başkadır. Ekrem Uşakiıgil İSTER ij İz elmaları icab eden wemmüniyetle okuduk ve öğrendik ki: Bundan sonra Yaşı 18 ten fazla, yapur satın alınmıyacsktır, yetindedir. Bugün Almanyanın mutlak bir zaler İSTER | bulunduğu du hiç değilse şimdiki halde| İNAN, Gözeteler dür Türk bayrağı altına girecek vapurların ha- şartların tesbit edildiğini yazdılar, ş#ürati ise 14 milden eksik | Halbuki, son zamanlarda Amerikada Er eden mühim bir tetkik eserine na- EEE TE N zaran, dalgalar daha yükseklere çıkabil- Fransa hükümetinin himaye |mektedirler. İ İ Ramapo adında bir Amerikan vapıru i Pasifik Okyanusunda 7 Şubat 1939 da 34 metrelik dalgalar tesbit eylemiştir. Bu gibi hâdiselere arasıra oraşgelin- miştir. i 1861 senesi kışında İngiltere cenub kısmında Lorlingues adâlarında bulunan elik bir deniz feneri dalgalar n Koparılmıştır. ada Pasifik Okyanus sahille- rinde Oregon mıntakasımdaki deniz fe- nerlerinden bazıları 40 metre yükselen dalgalar tarafından parça parça olmuş- lardır. Diğer taraflar Okyanuslarda rasğ nen dalgaların uzunlukları 150 ilâ 300 metre olsrak tesbit edilmiştir. |. Halbuki At'antik Okyanusunda mü- İkslometre sürat ile hareket eylemekte İSTER Karar yerindedir. fırsat çıkacağına; NAN, İSTER Yuk bir ticaret filosuna yeslik olan bir devletin bile azim ih- tiyaçlar karşısında kiralık vapur aradığı bir zamanda satılık vapur bulunacağına, başka sözle, verilen kararı tatbik için mücadele meydanıdır ki, bu me danda ıp geçmek, cesur ve atılgan olmak lâzımdır, sadece bilgi ki- fayet etmez, bilgiyi göstermek, cüret ile tamamlamak şarttır. SOZ ARASINDA Yer yüzündeki Müstahkem hatlar Avrupa harb hâlinde bulunuyor, har. ie iştirak eylemiyen memleketler de ha- İni harıl kendilerini koruyabilecek ted - birleri ittihaz eylemektedirler. Bu ted - birlerin başmda müstahkem mevkiler | gelmektedir. Bu müstahkem mevkilerin sayısı da günden güne artmaktadır. Fransızların meşhur «eMajino hattın - den sonra Almanlar meşhur «Ziğfrid, hattı inşa ey'emişlerdir. Günün birin- de fırtmanm kopacağım sezen Pinlândi- i yalılar. bugün'can kurtaran vazifesini gö. iren «Manerhayım hattını inşa eylemiş. lerdir. İş bu kadarla kalmıyor. tidadınca bir müstahkem hat inşa eyle - miştir. Bu hattm bir çukur olduğu söy - lenmektedir. Bu hatta «Kral Karol hattı; ismi verilmiştir. Şimdi sira Macaristana gelmiştir. Ma- 'carlar «Kârpatlar» boyunca gâyet müs - tahkem bir «Horthy» hattı inşa eyle - mektedirler. | Balçikalıların, Holândalıların, İspan - İyolların da müstahkem hatlar inşa eyli- İyeceklerinden bahsedilmektedir, Majino, Ziğirid, müstahkem hatları yeni bir şey değildir. | 2187 sene evvel Çin imparatoru Çin-Şi- *Hong-Ti, memleketi Mançurya'ı Tatar - tan muhafaza eylemek üzere Seddiçin ilen o muazzam duvarı İnşa ettirmiş- tir. Daha eski zamanlarda da buna mü - masil müstahkem hatlar inşa edilmiştir. Mısır kıt'asnı Arabların hücumünden korumak için «Sesostrisş duvarı inşa €- Jdilmiştir. İmparator Trajan, Tuna nehrinden Ka- rolünü vaziyeti idare etmekte buluyor, kerreren 800 metre uzunluğunda dalga-|radenize kadar bir sod inşa ettirmişti. Fakat istemek başka, yapabitmek gene lara rasgelinmiştir. Bu dalgaler saatte 40! oAvrupa tarihinde Adrien duvarı, Sep- itlme - L&vâre duvarı mühim yer âlan müstahkem hatlardır. İNANMA! , fakat İnğiltere gibi 14 milyon tonilâto- NANMA! & Korkak bilgi işe yaramaz & |f , Sözün kısası Farmasi, yen değil, czacı E. Ekrem Talu stanbul Eczacılar Cemiyeti geçen gün yıllık toplantısını yapmış.. bu toplan itının tafsilâtını gazetelerde okudum. Bana: — Sen eczacı değilsin. bu alâka nere- den icab etti? Sualini irad edecekler bulunur, Bu #w- al, ilk bakışta haklı gibidir. Lâkin, - Ce- nabıhak daim hefifinden versin - hasta- lık, sağlık bizim için oldukça hekimleri, eczacıları ihmml edemez, onların işlerine tamamile bigâne olamayız. değil mi? Hu- $usile ki son zaman'arda, bilhassa son zamanlarda, bir çoklarımız, «tecahülü a» rifane» gösteren bazi hekimlerin tavsiye buvurdukları vabancı müstahzarları bul- mak için, oturduğumuz şehrin bütün ec zanelerini gezer ve tanır olduk. Ve kim bilir kaç defa. en son uğradığımız ecza- vede bir iskemlenin Üzerine yorgun ve ümidsiz yığılakaldığımızda, burnumuza kolonya koklatan ve bir bardak mukattar su içerisinde birkac damla Lokman ruhu sunen müsfik eczacibaşının az kaldı eller rini öpesi idik.. Fezaclar konoresinin tafsilâtı, işte bu sebebledir ki alâkam çekti. Ve bir de, bu seneye kadar şu, dedemizdenberi bel- lediğimiz. kulaklarımıza munis gelen fec- zacı) tabiri yerine gırtlaktan ogüclükle geçen ve lüzweetli bir menkua yahud ki hindyağı nevinden bir müshile daha zi- vade uygun gibi görünen Farmakolog barbarizması kul'amlıyordu. Bu yıl bu bid'atten vezcecildiğini gö- rünce gönlümü büyük bir sevinç kapladı. Gazeteve de o sevinele sarıldım. Hevhat ki meserretim çok «ürmiyecek. mis! Bir sütun tutan o havsdisin ortala- rma gelince, gene mübarek. tertemiz, munis Teczacıl tâbirinin veni bir guikss- te maruz bulunduğunu okumayım mı? Yurdun neresinde, her kime sorsanız asina cıkacaMı, arabenda ayn! manayı ila» de etmediğinden, demek ki kendi öz ma- Tımız olduğu süphe götürmiven güzelim FErracı. Fezanel isimleri yerine bu defa da bunlara bal gibi helis frenkce (Far. masiven; Fafmesıl denilecekmiş! 'Türk TPFarmasiyenl i bilmez amma TFarmason! u bilir.. ve, ondan, oldum o Tasıya kocumur, . Halkımızın nazarında farmason Mmevmemâtşiz. netsmeli bir a- damdır. Bu söhretin haklı ve haksız ol- duğum münakasa etmiyorum; ancak bu böyledir; bir vakıddır. Sayın eczacıları- mızın bu türlü bir ilbastan zarar göre- ceklerine kaflim. Bundan baska, bu ifra- ta, bu yersiz ve Kizumsuz ünvan değiştir. meve de hirbir mana veremiyorum. Neden Yarmasi de. Apoteke değil?” Korwrede Fransız kü'türü sörmüs olan- lar herhalde ekseriveti teskil etmiş ola. caklar, Yahud ki kongre heyeti umumi yesi oportünizm yaptı. Xe olursa olsun! Kırk yıllık Kâni ne sıl Yeni olamaz ise, vüz kirk yıllık bir san'at ta firmasını bozmamalıdır. Bövlo muhafazakârlıklara hiç kimse kötü gözle bakmaz, Bilâkie bumm zıddı ifratlardır ki halkca güç Hazmedilir ve gülünç te- Yikki olunur. İlbaylar tekrardan vali, bakanlar ve- niden vekil olup dururlarken ukalâyk sayın eczacılar: mı kaldı?!. E. Elzem Calu erener Önümüzdeki ders yılına aid ihtiyaçlar Maarif İdartsi “İstanbulun önümüz deki ders yılına aid mekteb ihtiyaçla rını tetkik etmektedir. Gelecek ders yılı başmda yeniden ne kadar orta © kul ve lise açılması icab ettiği bu tet - kikler sonunda anlaşılacaktır. Maarif Müdürü Tevfik Kut, gele « cek hafta içinde Ankaraya gidecek ve bu hususta hazırlıyacağı raporu Vekâ- İlete verecektir. Gelecek ders yılı başında yeni (o iki lise ve bir kaç orta okul açılması muh- temeldir. A müminin RR mini nail yen