| | di. | « Almanyanın Holândaya taarruz edeceği Şayiaları tekrar meydana çıktı ududun hemen tamamile kapanması ve hudud “ivarındaki hazırlıklar buna delil gösteriliyor Kk ON ie bilhassa Holândanın va- Day, kadar olmaktadırlar. ? Exproas diyor kiz Mey, 99 - Holânda hududunun he - Üyee kapanması, Almanyanın ceği şı bir kış tanrruzuna ge - Map Feret eden delillerden birisi - ip gel Finlindiyada mütecaviz, göl - Maş sebebile bir kış taarruzu - iy da kate aldı ise, vaziyet Holân- Meh ,, öYhidir. Burada da, müdafilerin Miş, 5 Soğuk Bu r vücude getirecekleri $u 2 (A.A) — İngiliz gazetele -)raftan Holânda hududu civarındaki Al -İ Murmansk limanına iltica ederek İngiliz man istasyonları mühim miktarda mü himmatla doludur. Almanya - Lüksem « gözetesinin askeri mu -|burg hududunda da geniş askeri harekât | bir İngiliz tahtelbabiri tarafından yörül- vardır. Almanya ve Danimarka Berne 12 (A.A) — Basler Nachrichten gazetesinin Berlin muhabirine göre, AL man siyasi mahfellerinin hattı hareketi ve Norveçe karşı ne kadar taarruz- İ kâr ise Danimarkaya karşı da o kadar ih- tiyatkârdır. Dönen şayialara göre, Almanya - Da- hava neticesinde buz tuta-| nimarka ademi tecavüz paktının karşı -| muştur, Sebeple Holândada da bir kış se-| Kı yardım paktına tahvili için teşebbüs | A intajları mevcuddur. Diğer ta-| vâki olmuştur. Almanlar Polonyada 0000 kişiyi daha Si ilam etmişler he, *12 (AA) — Havas ajansı bildiri- en İstihbarat merkezi, Almanla - iy haa kıtale devam ettik - ia e api me bale kel “ manlar, her tarafta, entellektüel sınıfına mensub kim - tutmaktadırlar, Bu imha u- hay Yasına başlanacak il (Hususi) — Fransız nafıa zie mecliste beyanatta bu biter bitmez, beynelmilel ie ik ayine 2 a giyetini iktiseb etmiş)” tünelinin inşasına teşeb İh mutasavver olduğunu sin Ki altından açılacak an li Fi hilini İngil e ağYacaktır.. On SL Sim RE zama : 4 tazele: 5, fa eş Üetonya orduları Yaliyz Şkumandanı le saat görüşt pa > Medula AA) — Stalin, dün Es- Si kabul e MM Wide, Ve Voroşilof ile Estonya Mike bulunmuştur. Görüşme, Tay ça, red yeni iki tayin da (Hususi) — Eski Kayseri Da Damar Ankara vilâyeti idare tayin edilmiştir. Varto Cemil Sargut da Burdur A ayin olunmuştur. İya ve Almanya taraf inci savfa ann. ai Ne Ayni F ile bir safta; otomatik Birmeği taahhüd etmediği- in bü gazete diyor kiz bdan hüsnü niyetle al - hüsnü niyetle de - #kat bu teahküdlerin AL Man Nm ia otomatik surette herbe Ka böy, ya medi aşikârdır. aa otamatiklik hiç bir e e he olsivaz. Zira,'ni - Karara hidiseye göre verilmek Hazar, — Veriliricen, mesru menfa- TA alınmak icab eder» #tnelerinde ortaya atılan bu di Bir Alman gemisi Sovyet tahtelbahiri tarafından batırıldı Helsinki 12 (A.A.) — Hamburg li-!bah yapılan bir neşriyat esnasında şöyle Mmanına mensub olup Almanyaya tah- te götürmekte olan Alman bandıralı 3324 tonluk Bolheym vapuru Man - vermektedir. Poznan eyale-|diluotos manı dışında bir Sovyet tah | Abmany telbahiri tarafından top ateşi ile bâtı- rılmıştr. Süvari, ikinci kaptan ve tel. sizci mermi isabet! ile ölmüşlerdir. Mü rettebattan 29 kişi kurtulmuştur. Gerh cephesinde şiddetli. müsademelar Paris !2 (A.A.) — 12 Kânunüevvel akşam tebliği: Gece son alınan raporlar, Sarre ile Varndt ormanı arasındaki mıntakada şiddetli müsademeler olduğunu haber vermektedir. Gündüz, ayni mıntakada yeni e bir ve *opçu aleşi olmuştur. vz'lerimiz synen muhafaza edilmiş İngilterede bir liman tayyare hücumlarına hazırlanıyor Tondra 12 'A.A.) — Firth of Forth limanının Alman tayyareleri tarafın - hücuma uğraması üzerine, bu li- man etrafında 24 saatte bir balon ba- rüjı tesisi İçin balon servislerine emir verilmiştir. 24 sant gibi kısa bir zeman da yeni bir balon barajı yapılması ka- bil olmadığından, İskoçvada başka' bii verde bulunan bir baraj, olduğu gibi, Gradan kaldırılarak mezkür limana ge- tirilmiş ve kurulmuştur. Woskov-nın cevabı (Bastarafı 1 inci sayfada) Dün telgrafla Moskovaya gönderilen ve müddeti bu akşam saat 7 de hitam bu- lan tavassud teklifine cevab ge'memiştir. Bu vaziyet karşısında, müddet yarın sa- | bah saat 10 a kadar uzatılmıştır. Sabah saat 10 da, asımble yeni bir |toplartı yapacaktır, Londra 12 (Hususi) — Moskovadan geç vakit alınan bir habere göre Sovyet hükümeti, Pin - Sovyet harbini durdur « mak üzere Milletler Cemiyeti tarafından yapılan tavassud teklifini reddetmiştir. Sovyet'erin bu cevabı, kendilerine veri- len 24 saatlik müddetin hitamından iki saat sonra Cenevreye gelmiştir. Cenevre 12 (A.A.) — Sovyet mahfel - lerinde, Sovyetler Birliği cevabını ancak menfi olabileceği ihsas edilmektedir. Bu mahfellere göre, Milletler Cemiyeti teşebbüsünün Rusya hakkında hekikf bir tahriktir ve 24 saatlik bir mühlet ve- ri'mesi Sovyetler Birliğinin haysiyetile İ telif edilemez. Sovyetler Birliğinin Cemiyetten çıka- rılması, az çok kısa bir müddet zarfında İsilmesini intaç edecektir | Bremen transatlantiği Almanyaya döndü Bir İngiliz tahtelbahiri gemiyi gördü, fakat torpille medi Londra 12 (Hususi) — Harb patladığı sırada Amerikadan Avrupaya hareket et miş bulunan 51 bin tonluk Alman tran - satlântik gemisi «Bremen», Sovyetlerin donanmasının takibinden kurtulmuştu. «Bremens bu sabah Şima! denizinde, müştür. Gemi, tahtelbahirin torpil men- zili dahilinde bulunmakla beraber, batı » rılmamıştır. Çünkü mrürettebatını kur - tarmağa imkân görülmemiştir. Tahtelbahir «Bremen: i tevkif de ede- memiştir. Çünkü bu geminin sürati, tah- telbahirinkinden pek daha fazladır. Akşam geç vakit A'man - radyosunun verdiği bir habere göre, «Bremen bir Alman limanına varmağa muvaffak ol - Hitleri idama mahküm eden Almanlar Berlin 12 (A.A) — Royter: Kaçak olarak çalışmakta olan «Ser - best Alman radyosu» nun spikeri bü sa - demiştir: «Hitler, senbest Almanya cemiyeti hak kınızda idam hükmünü vermiştir. Size yı Alman milletine teslim et - mek ve harbe nihayet vermek için yüz günlük son bir mühlet veriyoruz. Bu ta- lebimizi yerine getirdiğiniz takdirde Al manyadan sağ edim ayrılabileceksiniz. Aksi takdirde, bu mübletin hitamında öldürüleceksiniz. Hitler, bu ültimatomu ciddi bir suret- te nazarı itibara almalısınız. Zira icab e- den bütün tedbirleri aldık ve hiç bir se- Tâmet çaresi bekliyemezsiniz. Buna bi - naen şimdi karar vermek size alddir» istantul en yakın zamanda ad'iya sarayına kavuşacak («Baştarafı 1 inci sayfada) Biz, en ehven olan şekli tercih ediyo- ruz. Tapu dairesinde bulunan mehkeme- ler yakında eski Şürayı Devlet binasına nakledilecektir. Burasmı, adliyeye yakın olduğu için, avukatların da işlerini ko- laylaştırmak maksadile seçtik, Esasen, bu! da muvakkat bir zaman içindir. Yeni ad- İliye sarayının yapılmasile, bu mahzur ta- İmamile ortadan kalkacaktır.» Müddejumumi, dün yanında adliye T İsarayı projesini yapan mimar Asım oldu- İ ğu halde, Sultanahmede giderek arsa ü - zerinde tetkiklerdâ bulunmuştur. Ruman - Alman ticari m“izakereleri Bükreş 12 (A.A.) — Rador ajansı bil diriyor: Bükreşte toplanan Alman ve Romanya heyetleri, 1938 de aktedilen Almanya - Romanya ticaret anlaşmasının tatbika - tını yeni sbval ve şeraite uydurmak ü » zere müzakereye devam etmektedirler. Beynelmilel vaziyetin tevlid ettiği zor- hık'arâ ve bunların Romanya piyasasın- daki akislerine rağmen, müzakere neti - cesinin müsaid olacağı ümid edilmekte - dir. Londra 12 (A.A) — Abluka Nazırı Cross, Avam Kamarasında bir suale ce. vab vererek: «Aldığım malâmata nazaran Bükreşte cereyan eden Alman - Rumen müzake- releri henüz bir neticeye varmamıştır» demiştir. Nazır, hükümetin Romanya ihracatmı İngiltereye çevirmekteki ehemmiyeti göz den kacırmadığını temin eylemiştir. Gilmüşhanede zelzele Gümüşhane 12 (A.A.) — Bu ssbah imukâbelei bilmisil olarak İngiltere e veleaat 4 te burada oldukça şiddetli ve Fransa ile diplomatik münasebetlerin ke |birbirini müteakıb üç defa zelzele ol. muştur, Hasar yoktur. Douglas Fairbanks kalb sektesinden öldü Meşhur sinema artisi Duglaş Fairbanks Santa - Monica 17 (A.A) — «Kalifor - Dia»: Meşhur sinera artisti Douglas Pair - banks kalb sektesinden ölmüştür. 55 ya - şında idi, Son Posta — Douglas sessiz sinema - nm en meşhur simalarındandı. Beyaz per dede kemdine mahsus bir janr yarat - mıştı. (Zorro), (Bağdad hırsızı) gibi film leri hâlâ hatırlardadır. Tan gazetesinde müessif bir hâdise Aldığımız malimata göre Tan gaze - tesi idarehanesi son günlerde zebitaya ve adliyeye âkseden bir dövüşme hâdisesine sahne olmuştur. Vak'anın alikadarların- dan biri misharrir Naci Sadullahtır. Mu-| mai'eyh hâdiseyi müteakib meseleyi za- bıtaya haber vermiş ve arkadaşı olan di- ğer vak'a elâkadarını şikâyet etmiştir. Hâdiseye aid tahkikat normal seyrini ta- kib etmektedir. Türk tütünü ve ingilizler Londra 12 (A.A.) — Times gazetesi, İngilizlerin Türk tütünü içmeğe kâfi de- derecede alışık olmamalarını Türkiye| ile ticaretin arttırılmasına biraz mâni ol duğunu bildiren bir makale neşretmişti, Şimdi. es gazetesi, bu makalenin neşrindenberi gazeteye birçok mektublar geldiğini ve bu meklub'arda Türk tütü- münün ve hattâ diğer Balkan tütünleri - nin güzel vasıflarından bahsedildiğini Yüzıyor. Gazetede bir muhabir, şu satırları ya zyor: «Bütün İngilizler Türk milletine karşı derin bir sempati besledikleri için İngil- teredeki tütün müesseselerinin müşteri » rginya siğarasının yanında ? asım ihtiva eden paketler sat- ma'arı lâzımdır. Bu suret'e İngiliz tir - yakisi Türk sigarasına alişmuş, hem de| Türk tütünü Virginyava faik olduğu için | çok çabuk alışmış olacaktır. Umumiyetle itiyad değiştirmenin çok zor olduğu zan nedilir. Halbuki bütün ruhiya nun ekseriya kolay olduğ biraz hüsnü nivetle harsket e & | elişi li TELGRAF HABERLERİ SIRASI GELDİKÇE; Foyası meydana çıkan beşinci muharrir Faziketli, vefakâr, kıymet bilir ve zeki dostum Naci Sadullah, dünkü (Tan) da çıkan bir yazında benden hahsetmissin, anır mısın, &ylardanberi ben de bunu bekliyordum, (Tan) gazetesine gecip te büyük muherrir olmadan evvel «Son Posta» da sen muhbirdin. ben de sekre- terdim. Senelerce beraber çalıştık Ru keder hukukumuz var. Nihavet *ün dostlarm gibi beni de na kuvvetle kanidim. Nasıl kani olmayım ki: 1 — Sen «Son Posta. da ça'ısırken iki. de bir «bu delikanlıyı fazla osımartma, ona göze batan reklâmlarla olduğundan fazla kıymet izafe etme, her şeyden ev- vel kendisine fenalık etmiş olutsun» de- dk'eri vakit «haksızsınız» cevabını ver- dim. Bu suretle senin . şöhretini ettim, 2 — Arada sırada adın geçip te senden 410 uncu wi marşına nazire yapan ve Mahmud Yesarive mahud oyunu oymyan su meshur muharrir değil mi?» sözlerile bahsederek büyük edebi kabiliyetini in- kâr ve istihfaf ettikleri vakit «haksızsı- nız. cevabını verdim. Bu suretle senin kıymetini ettim. 3 — «Son Posta: dan ayrılıp ta eski Son Posta sahiblerinden ikisinin gazete- sine girdiğin ve onların sebebi anlaşıl- maz İnfisllerine tercümanlık etmekle it ham olunduğun günlerde seni kiralık bir tahrik makinesi, vazı mevzularına dostluklar harcayan bir kalem mirasye- disi gibi gördükleri vakit «haksızsmize cevabmı verdim. Bu suret'e senin şerefini müdafaa et- tim. Elbette sen de sana iyilik yapmaktan baska fenalık etmemis olan bir dostunun ieminis yazılarında sövle bir geçirmek lütfunu esirgemeyecektin. Son Postanım dostun olan sekreterin. den behsetmek icin 'uldulun vesile de cidden hosuma gitti. Üstad Hüseyin Ca- hid «Son Poslas nın bir anketine cevab verirken romancı Bürhan Cakidin bir terizime mukabele etmis, fakat biz bunu bü hatırlıyacağ müdafaa müdafaa ferkedemiverek Bürtan Cshide Otifat telâkki ve gazeteve dercetmisiz. Mademki sen söylüyorsun. üstadın maksadını hiç süphesiz farketmemisiz. dir amma benim hatırımda kaldığına eö- re mesele şöyle oldu: Hüseyin Cahldin vazısı Bürhan Cahide okundu, ondan son- ra gezeteve girdi ve ertesi münü de ken- disina mukabe'e etmesi tek'if olundu. Faket ben o zamsn arkadaslara ısrarla söyledim: «Mademki okuyuculardan #fz- Yi olarak bövle bir is yapıyoruz, hle ol- mazsa vaziyeti Naci Sadullaha bildirelim. Bize karsı duvduğu derin ve mütemndt »lâka fle hel ve harekâtımızdan haberdar olmak hakkını kazanmıstır. dedim. De dim amma sözümü dinletemedim. Benim anlavıssız'ığımdan bahsediyor. sun. Haklısın um. Gazete sekreterli. Binin ivi tarafı pası) büvük kabilivet ve zekâ sahibi arkadaslarla beraber ea- hsrken onların bu mazharivetlerini is tlemar etmek ve onlar sayesinde kabi'i- vetli, zeki görünmekse fena tarafı da on- lar kendisinden ayrıldıkları vakit işte böyle benim gibi bütün anlayıssız'ığı ve gabaveti ile dımdızlak ortada kalmaktır. Aziz dostum, uzun cet, şaved ben anlayışlı bir adım olsaydım bu ka- dar sene beraber çölıştığım Naci Sadul- ahı anlardım. ettiğini söyl kel Fehmi Güzel koruşmak Beyoğlu Halkevinin yeni bir teşebbüsünü takdir ettim. Ev halkı arasında muh - teif mevzular üzerine konuşma müsabakası yapılıyor. Bu mevzular baran haber . siste ortaya atılıyor ve Ev halkı münakaşaya davet ediliyor. Bazan da önceden bir mesele haber veriliyor ve bu mevzu üzerime hazırlananlar fikirlerini müdafaa i - Şin söz söylüyorlar, o Halkevlerinin cemiyet ve fikir hayatımızı terbiye etmek yo Jundaki programlarına böy.e bir madde kalmaları çak yerindedir. İtiraf etmeli - yiz ki müzakere ve makta pek tâübaliyi nakaşa usnllerini bir tarafa bırakalım doğru dürüst konuş. Aramızda doğuştan natuk olanlar, eskilerin dedikleri gibi (eerbezei kelâm) a malik olanar pek azdır. Çoğumuz bir mecliste eni açık fikir letimizi bile müdafaa etmekten Âciziz. Ku aciz daha ziyade | sıkılganlıktaı gelir, Dudaklarımıza kadar gelen fikirler orada takılıp kalır. Kendi sesimizi ürkeriz. Hatta bir sual teveccüh etse ter dökeriz. Bu ecehacetimizden değil İşitmektem kızarır, bozarır, adela kabakat işlemiş gibi bereriksirliğimirden, daha doğrusu konuş - maktaki idmansızlığımızdandır. İyi yazanların fena konusanlar olduğunu söyler , Jer Ekseriyet hemen hemen böyledir. lar serbest konuşmanın sırrına ererler, ien bünerdir. İrticalen sör söylemek sonra dinleyenlerim tenkid (edeceklerini fikiri, taraf edilirse dimağın hazırladığı Muhakemesi ile adalesini beraber kullanan. Bu da ancak mütemadi idmanla elde edi - için önce kendi sesini işitmekten ürkmemek, ünmemek lâzımdır. Bu iki tehlike bet. silsilesini bozmadan birer birer çözü, Tüp gelirler, Aksi halde kekeleme, bocalama, kızarma, hozarma ve nihayet turşu £ibi yerine çökme birbirini takib eder. Beyoğ'u Halkevi çök güzel bir işe girişmistir. in Wafkerleri bu çığıra İmtisal etmelidir, Türk geheleri arasındaki İstidadlar böyle böyle meydana cikar, Şunu da itiraf edelim ki bugün belli başlı (iyatih) denecek kuvvetli elemanlarımız yoktur, Fransız meclisinde her partinin birbirinden kuvveti, acar hatibleri vardır. Ba Künkü başvekil Daladye unlardan biridir. Fransiz radyosunda dinlediğimiz kon. feranscıların her biri konuşmayı, gürel sör söylemeyi san'at haline geti-miş insan lardır. Cemiyet ve fikir huyatımızn bu sahadnki boşluklarını kapatmağa çalışma . lıyiz. Görüyoruz ki değil kalabalık karşısında, hatta mikrofon başında Wie bir çok Ulm ve san'at sahilleri yazdıklarını bile kekelemeden okuyamiyorlar, Burhan Cahid