Nasıl gazeteci oldum? genererenenrorensssensan, : i Ebü EE ne «Matbasi Ebüzziyas da, her ta- izlerce kitab, mecmua ve gazete Delik, Çökmüş loş bir odada, 30 küsur se- Kiya, gezeteci ve başmubarrir, «Tevhidi » cı Velidin karşısındayım. Hiçbir Mukaddime antresinden' geçmeden me » Çünkü ikimiz de a İ en kıdemli, diğeri en tag ersubu idik. Bütün muharrirlerin; a: berat hatı vala topladığımı, Pasıl Möyeriliğe baik tesbit ettiğimi! kan, düsün, gözlüğünü düzeltti, Gazetec liğe no vakit va nasıl baş'adım ? kendin zeteciliğe ne vakit desem tayin ve tesbit a başladığımı mülballğa olmaz Kendimi bildim | bilgi âğa olmaz. Kendimi bildim vel, belki de doğdum doğalı matbaacı 3iyay, “teciyim. Filhakika Matbaai Ebüz bir 9» merhum Ebüzziya tesis Maki sonra doğmuşum, Ç kuş © tıkırtısı dinlemek, mürekke Cak, şymak Ja geçti. Ondan dolayı bin in bugün de iyi işliyen bir m tag, Suttarid ahenkli sesi, benim için kak, Müsikiden daha zevkli, mürekkeb Bind, en nefis ıtriyatın ruhnevaz koku- «On daha tatlıdır. İng 10 matban, kitab ve gazete me, Jetişenlerin daha çocu tabii pi İtin tesiri altında kalmalarır Zeki T sey olarnez, o itibarladır, ki ga- 'iğe ne vakit başladığım kiş, Süzetecilik hevesinin be Yandığını, hatıra ve ha Yor, oklasam, kat'i olarak € levhaları, karikatüre Eder, Barib ve amiyane resimler inti diği, lârı çocukluğuma ve tabiatile Tüğn mektebli yevmiyesinin ağlı dm alır, toplar, kolleksiyon yap ii bunlar elân bende mevcudd Beer, ım müsaid i - gene en esere #htiva etmiş olur, Yuna! alelüsul Girld isyanile baş- ri miralay eg0*) İsminde sivri sakallı bir serseri var, N Bizim türkçe gazeteler bu #erseri- Semimi ve küçücük bi e Hüieie nan eşkiyasna kızar, elimdeki ga- İleri ş, bakarak karikatürünü yapmağa eli,» bu suretle yaptığım resimler Mk bay, mahfuzdur. Şu halde (gazeteci key fill olarak ilk adımı, Y bii besinde atlım) diye bir tarih tes- muvafık olur. Resim m'rakı San muharebesi, çok iyi idare edil lerle, şerefle intaç olunmuş bir Müiyee idi. Servetifünun ve haftalık Hihimyst 0 Zamanın kumandanlarının ve İeriyita Müşir Gazi Etem Paşünın resim» em Paşa mer- anlı bir gün resmini de, saman Tin Rar, elrafına diğer kumandı Kime lerini, gene kopya ederek dizer, bün, #öre tertibler yapardım, ki gali- (diki (küçük dey) gazetecile- Yorlay, © €n page) yani (sayfa tertibi) ip muharebesi icin hüsnü idare e- dar Muzafferiyetle intaç edi'miş bir . Filhakika Sultan Hamid imakae dahilde, ne hariçte bir galle ayan in idare etmek meharet ve Zafey, stermiş, Türk ordusu zafer- Diye, * Koşarak, Atina kapılarına da- ; Hele ordularımız Yenişehire İt o vakit veliahd ve başku- ia (Konstantin) in (bilâhare pe binde Yünan kralı olan) ordu- A Müthiş bir firarı vardı, ki ©- çrupa gazetelerinde çıkan mü“ Tesimlerini hâlâ muhafaza #8, ri 8 m 5 (17 ZE ye - # İ Rüzel Ve arasıra bu resimleri iftiharla seyrederim. ve barbde Sultan Hamidi emip, rayeti, ordularımız ü ii. vi e uzak olan Yanan Yada, ince olan Garbi Hi ve Yp,PİF hatla sevk ve tahşid ettir.) Direk” Sirbhjazik vaziyette, meselâ Bul- Yal (AJIE SAğ g eaei bize karşı harekete ge-| hür olmay, 423, Kesmeğe kalkışmalarına | “mann etki! eder. Bahusus, ki o) oldg,, Sonraki harblerimizin | ĞU gibi bütün Avrupa dü- başta İngiltere ve Rus- 2JİE, yi 8 mal kaçırır gibi h kâğıdile büyük! pa i€ İvardı. (Rehberi karga o ANLATAN Z2| 1/ ya olmak üzere, bizim aleyhimizde idiler!talık vüz nistana manen ve siyaseten ve vanda, dediğim gibi, mu i olarak me söre bu karikatüt çok rağ- 1 bir müddet gonra sar- ir müddet sorra “kendilerine E “ İyesindedir. mahrur Mektebi ve hüviyetimi gümrükte, uş tum devrin bir sürgü! vur edilemiy: yikatına muntazaman yapabildiğim gibi, Galata indeki frans ık gazeteleri tedarik ve takibden hâli İmaz, bu garetelei man okur : 2 biyesinden mahrumiyet gibi © rağmen, gazetecilik heves ve arzusu ya- sımla beraber muntazaman ilerlemekte idi, Meşrutiyet ve “ Tasv'riofkâr ,, et dokuz senelik bir hasret ve 17- a mestutiye; geldi, garib mac rdeşimle i kürt di, babam devrin bütün sürgü bula döndüler ya merhum beraber, © ulup İstan bu şekilde devam ederken, tercüme edilmiş bir Aleksandr Dümanın meşhur «Üç Silâhşorlar) romanının ter- cümesinden başka yazım çıkmadı. Meşrutiyetin akabinde biçere vatanın başıma şaşkınlıktan, cehaletten, fırkacılık belâ ve gafletinden dolayı çıkan rüteva- li ve müteakıb felâketler malümdur. Ev- velâ Trablüsgarb faciası zuhür etti, ar- kasından Balkan devletleri başta Bulga- ristan olmak üzere birleşerek bir gali) zamanımızı yakaladılar, üzerimize aç kurd gibi saldırdılar, hüsnü idare edildi- imiz zamanlar, üç dört kolordu ile tepe- Üyeceğimiz,' mülklerini hurdahaş edece- ğimiz muhakkak olen maddeten ve ma- nen küçük ve hasis olan bu nakes düş- manlara iki üç haftada mağlüb olmak fe- iâketini idrak ettik, Bulgarlar iki haftada Çatalcaya gelip dayandılar, hükümetin nda (Kâmil Pasa) adını taşıyan ve »giliz dostu) olmaktan baska meziyeti bulunmıyan biçare ve bunak bir ihtiyar nu marufu mucibince böyle bir âcizin idare- sihde memleket, harb mağ'übiyetinden daha feci maddi ve fikri bir hercümerce uğradı. İstanbul karmakarışık bir vazi- yette idi, Bir taraftan Rumeliden düşman gaddarlığından kaçan mubacirler sokak- ları, camileri dolduruyor, diğer taraftan hükümetin aczi yüzünden kendini şaşır. mış olan halk avüre avare dolaşıyor, so- kaklarda mütemadiyen silâhını - terket- iki yazıdan, bir € ya zade Velid era ilân e-li SON POSTA miş, pejmürde kıyafetli ordu bakayası göze çarpıyor, velhasıl koca şehir bir mahşer manzarasını arzediyordu. “ Tasvirielkâr ,, ın üçüncü çıkışında Ebüzziya merhum Balkan pebetile Tasviriefkârı üçün başlamıştı. Ben de Avrupadan t. İyeni gelmiştim. İstanbulun bu fı manzarası karşısında derin » memek kabil değildi. Bulgar Bulgarların Çatalca önünde bulunması- rı anlamağa, hazmetmeğe imkân yoktu. gi © zaman muktedir bir kafa, szimli! ir el, devletin başına geçebilseydi, yal- Bız İstanbulun eli silâk tutabilecek halki-| Orman Bey: «Bir susl daha ni toplayıp Çatalcaya saldırtsa, gene Bul! oSerkomiser, kocası Raif beyin katlin garları, domuz çobanı gibi önümüze ka- den haberdar olmıyan zaval tar, bütün Balkanları yeniden çiğnerdik nkü bilâhare de tebeyyü zere Çatalcadaki Bulgar ordu len hali bizimkinden de daha ş€yi bütün tafe kikati meydana çıka gaye! kâyeye devam e fikir bile yoktu,'lâ hanım geldiler ve me, elimizi, âya-| oiomobilinizle mi g ere düşmana N an bir cevab verdi perişan idi. Fakat ortada kafa yok, el yok, yok. hatta en ufak bi ra gittiniz. Kendi yır, taksi ile gittik. üzere idik. O güzel Rum 9 çin? » sonra, belki ni Çünkü ş barın önü ğildir. — Evet, devam e Barda muma, başlı tı. İçerisi çok kalabalıktı. Büyük yer yoktu. Küçük salonda bi ya araba bıra a müsaid yum. siyaseten tor) , coğrafya iktısaden ba: ba- )k im bir yanı inin, bizim muavene' ; etmeleri ve © musven şetme: ddeylemeleri b ş unda » > Söy'edik. Niba- denen şu meş- (tarihi bir 29-| hur numaraya sıra geldi. sz da bu ş Yer) Bunu daha evvel görmüş mü idi in lik beşmakala KliİLek hazslne işiyle Tanrileliei bu numeraya bütün elektrik- dürülmesi suretile başlandığım nuz, abii bilmiyordum. Necdet beyle Ni hanım da bik miyorlar ma imiş? — Hayır, uhlar da iik defa olarak ge- vay sen de; iyorlardı. Neclâya bir arkadaşı bu nu- n) diyerek marayı çok methetmiş. dikten sonra İs-| — Sonra? bir tavırla) — Elektrikler söndü. Bütün dikkatim- Je sahneye bakıyordum. Bu aralık ensem- de yan 'aklaşan birinin sıcak nefesi- ar gibi oldum, ürktüm. Ayağa fır- riefkârda ilk beşmakalem bu k istedim. Birden sırtımda bir acı 1912 de, Balkan harbi esnasında pederi-| hissettim v ykırdım. İşte sanırım bun- min tasvibi, hatta tekdirile ve (Ebüzzi-|ları, siz de benim kac yazade) ismile çıkmıştır. Rabamın yal- Evet, Takât bilmediğimiz (Ebü de) ismini kabul noktalar nız (Ebüzziyazade) ismini kabul etmesi,! .. sehn ilen Glaği ç isaret bir emir idi, biz gi yar. Sshneye bakarken önünüzde duran n ssvesinde yetişmiş, her şeyimizi Necdet beyle Neclâ hanımı da görüyor ona med dik. maddi ve mahev mu idiniz? Yani bu sırada meselâ Necdet ün varlığımız o isimden ibaret idi - bey ayağa kalksaydı farkında olabilir m kim bu makaleden üc dört av sonra E büzziya merhum, Kadıki iskelesinde | ansizım vefat ederken de, e miras ola- bu ismi bıraktı. Su halde e fiil ve esaslı olarak i'k basla- lenin 'intisar ettiği 4 sonları addedebilirim. Yâni ik gazeteci''k heveslerim 313 muzaffer Yu nen harh baslamıs. ilk fiili gazeteci. iğim 912 bedbaht Balkanlar inde e etmis demektir. İveb verdi: : IVe'id Ebüzziya yarın gazetecilik ha-| Hanımefendi, sizin sırtınıza sapla” yatının en el ve en acı hatıralarınılnan bıçak Necdet beyin kullandığı bıçak- nakle devam edecektir 1 &r, üzerinde onun parmak izlerini bul- duk. Genç kadın birden heyecanlandı. Yü- züne kan hücum etti. Yarasını unutarak doğrulmak istedi. Sonra ıztırubla tekrar yastığa düşt ale hevesine mi düşt 1 okudu. Fekat bit: oğlum, i İ yarın bunu başmakesle yı rız) dedi, altına da kendi de) ismini kovdu, (Ve-| zum görmedi. İşte Tasvi-| r biliyorsunuz. 2. Fakat rica ederim artık bu muammaya bihayet veriniz. Niçin Necdet hakkında bu kadar garib syaller unuz? Serkomiser Bir müddet tereddüd etti, Sonra hakikati kısmen si İka çare olmadığını anlamış olacak ki ce- a 912 sen Safa Coşkun 40 otohüs setin ! alınccak Sl a le Necdet mi, ondan şüphe mi ediyor- İstanbul elektrik, tramvay ve tönel| sunuz, diye bağırdı. İmkânsız... Böyle idaresinin merkez binasında dün bir top-İ bir şev nasıl aklınıza geliyor. Necdet be- lantı yapılmıştır. Toplantıya vali ve be “İpi öldürmek istösin... Bunu düşünmek lediye reisi Lütfi Kırdar riyaset etmiş, İ$-İiçin deli olmak lâzım. Jetmenin umum müdürü ile şube müdür *İ pir dakika sustu. Kendini toplamak leri bu toplantıda hazır bulunmuşlardır. İşcin bekledi. Fazla ileri gittiğini anla | Şehrin muhtelif semtlerinde çalıştırılan | mıştı. Asabi bir şekilde gü'dü: Jotobüsler çalıştırılamıyacak kadar hurda| —— Affedersiniz, heyecanla ne dediği. dır. Her türlü kazaların önüne geçilmesi İml bilemedim! dedi. Fakat o kadar o'me- için belediye derhâl haricden kırk otobüs|yacak bir şeyden bahsettiniz ki m aasına karar vermiştir. Yeni oto -İ oSerkomis büsker Ameriko, Fransa veya İngiltere -|bele etti den getirileceğinden, bu hususta hükü -| — Zarar: yok, hanımefendi, Bizi ma- metten müsüede istenmiştir. Belediye, Ve İzur görünüz. Ne kadar güyri varid olursa kâletten müsaade geldiği takdirde en kı-İolsun her şüpheli nokta üzerinde tevak- sa zamanda otobüsleri satın alabilecektir. | kufa mecburuz. Bizi anlamalısınız. Sua- er pişkin bir eda ile muka- — Hanımefendi, mazur görünüz. Her|farkına va; tile öğrenmeliyiz ki ha-| rlemekten baş»| ZEHİRLİ GÖ Yazan: CEVAD FEHMİ Büyük aile sırrı hantmefendi! dedi, -Jlimi tekrarlıyayım. Sirtinızda bir i: Kadına su-|cının sıcak nefesini hissettiğiniz İNecdet bey yerinden o Kâlkmış mi — “Tabit varırdım. Necdev yerinden ilelim. Lütfen hi-' kalkın iz. Necdet beyle Nee-| - Fakat siz de olmıyacak | bahsediyorsunuz hanımefendi. Ort Zi yaralıyan bir biçak var. Bu bıçağın e- İduğuna göre, hakikat dana çıkmıyor mu? Aksini ide misiniz? edebilir — Beni vurmak için kullanılan bıçağın İbu bıçak olduğu ne mal | — Devrilen hasir kol yerde Genç — Bu mesel mma, dedi, n kulla in üzeri» ı yere biras mr e kılması pel Bu cevab serkomiseri ikna etm İ Münakaşa, Yeni bir suale geç — Peki hanımetendi, tarzodelim ki ca- İrih Necdet bey değildir? Şu halde kim jolabilir? Şüphelendiğiniz birisi var mı? Leylâ hanım dudaklarımı büzerek bir müddet da'dıktarı r ağır ce verdi: | istemiyordu. Bilmiyorum. Hayır kat'iyen bilmi yorum. Kimsad — Peki amma min ne menfaati olabilir? e kiz — Ben de dün gec eri düşünmekteyim. Serkomiser sustu, kaldı mı?» demek dullabın yüzüne ayni şeyi «soracak başka sey r gibi Ridvan S&- dı, Ridvan Sadullah 1 içine bir şeyler yazdır n bir yaprak kopararak âğıdda Teylâ he İnıma sorulmasını istediği bir takım su İsiler yazılı olmalı ki cinsyet masası şefi İyeniden söze başlağr: — Zevciniz Raif beyin ecdadından kal ma bir mavi elmastım bahsettiğini hiç duydunuz mu? Böyle bir müceyherin vü İcudünden haberdar mısınız? Kırım har- binde bir İngiliz generalinden Raif he“ yin dedesi Rüstem Paşaya geçmiş. Şimdi Portekizli bir elektrik mühendisi bu el masa sahib çıkıyormuş, Leylâ hanımın gözleri hayretle yüdü: r — Mavi elmas mı? diye tekrarladı Hayır, böyle bir elmasın mevcudiyetini ne duydum, ne de bundan bahsedildiğini işittim. Böyle bir şey olsaydı Raif bana mutlaka söylerdi. — Raif beyin kardeşini öldürdüğ kani misiniz? Genç kadın bu beklemediği suale ye- niden heyecanlandı, adetâ bağırır gibi cevab verdi: — Onun masum olduğuna sureti kat'i yede kaniim,.. Masumdur İ gün nasıl olsa meydana çıka | Demek esi giz bir şahıs Hait İbeyin kardeşini r ve şüpheleri Raif beyin üzerine r, Sizin ifadenize göre de ayni meçhul şahsım sizi öldürme- ğe ve şüpheleri bu sefer Necdet beyin Ür zerine celbe çalıştığını kabul etmek lâ zim... “Arkası var) | bü.