| ENE in | Börü & N Em” “Son Posta, nı Ev meselesi İLİM. Çepiren : Hasan Âli Ediz MMEEEMİ. ik Geçen gün caddeden bir kamyon tuğ- ii Seçiriyorlardı. Bunu görünce sevinç» €n Yüreğim güm güm atmıya başladı. lm $İZ de bilirsiniz ki tuğla ne yı aç M8 de içilir.. olsa olsa tuğladan ev, tl iman yapılır.. eh, demek ki mem- Ya izde inşaat o başlamıştı. Artık, e yirmi, yirmi beş sene sonra her- «in bir odası olabilecekti. Ev sıkıntı. ül Şekmiyenler bunun ne olduğunu bir dan »İsyamazlar.. halbuki ben bunun #niskasını bilirim, g,Pakimz bu iş nasıl oldu: Yerleşmek ere Möskovaya gelmiştim. Eşvalarım tn, da olduğu halde sokskları ar- ME kiralıyacak bir oda arıyor 1 e Faraş ne gezer!. Oda bulmak şöy-| Bi Tsun, muvakkaten eşyalarımı ko-| Yârak bir yer bile bulamıyordum. Tam de Bün, bir serseri gibi, eşyalar el-| Saka ğu halde sokak sokak dolaştım. | yaylım büyüyerek bir karış oldu; eş- Timin yarısını kaybettim. Fakat ev) mak bi ir n Hikâyesi tikten sonra da evlendim. Eli ayağı düzgün, genç, temiz ahlâklı, fakat yer. siz yurdsuz, yani odasız bir kadın bul- dum. Ben karımm., oturduğum yeri gö- rünce evlenmekten vaz geçeceğini, bu snretlede bötün hayatımca saadetim » den mahrum kalacağımı sanmıştım. Halbuki yanılmışım! Karım böyle bir şev yapmadı. Sadece biraz kaşlarını çatmakla iktifa etti. Bu arada da, — NV yapalım, dedi, banyoda otu - ranler sade biz değiliz! Bizden başka oturanlar da var. Bunlar da insan! Snnra, daha olmazsa, banyonun etrafı- na bir paravan çeker, bu suretle yatak odamızla yemek odamızı birbirinden a- yırmış oluruz. Ben karımın bu "sözlerine hak ver - dim: e —Evet karıcığım, dedim, dediğin gi- hi yapar, banyovu muhtelif odalara avırabiliriz. Fakat gelcelelim şu kira.| cılar izin vermezler ki. maamafih al Aıfma, canım böyle de oturabiliriz. | İtirak eden Galib Eski ve kıymetli bir sporcuyu kaybettik Memleket sporunda mümtaz bir mevkle, ve pek şerefli bir spor mazisine malik olan Fenerbahçe klübü müessislerinden Galib â. nj olarak hayata gözlerini kapamıştır. 1905 senesinde Fenerbahçeyi tesis ettikle- ri gün futbol takımında yer alan bu eski ve güzide sporcu tam yirmi sene bilâ fasla Fenerbahçe renkleri için sahada kalmış, ge. reften, serefe koşan Fenerbahçe takımında pek parlak oyunlar oynamıştır. Galatasarayın Avrupaya yaplığı ilk ssya. bale iştirak eden Galib Peştede F.T. C. ile yapılan ve 1-7 Galstasaraym mağlübiyetlie biten macta oynamıştır Fenerbahcenin Odesaya, Gelatasrrayın 4 - kinci defa Avrupaya yaptığı turnelere de ig. 1922 deki bu seyahatten pek az sonra futbolü terkederek pek çok sev diğ! deniz sporlarlle mesrul olmustur. Galibin spor hayatı e'dden çok parlak ve şerefli bir sekilde geçmistir. o Urun seneler hokey oynamış, son — senelere- kadar tenis kortiarmda görünmüs bir sporcu idi. Spor sahasındaki muvaffakiyeti, idareci - likte de gösteren Galib. Fenerbahçe sindi - min son aldm veni sek'iden sonra bir müd. det müdürlüğünü yanmıştı. Bilâhare tesi edilen Moda Denimivk K'ibünün midürlüğimi örerine elan Galib, ir türlü mümkün olmuyordu. biri bövle bir gün oda ararken, evin | rinde Senesine varmadan bir çeru#umuz bürük bir dikat ve o derere bi- Gtislik icin- adamla karşılaştım. Tabii herkese 'o'du. Cocuğa Volodva ismini koyduk.'de düne kadar Wa vazifesini mar mükemmel merdivenlerden inmekte olan | © , . : duğu Fİbi ona da oda meselesini aç- Bu defa üc nüfus olarak banvoda ika.)b'r tek'lde bassrmakla ld1. Gelb, memle - Sayfa «Son Posta»'nın tarihi tefrikas: 61 Şimdi, kolundan tutup her ha gi bir a koynuna oOatma - ğe hazır anırken, çıldırasıya sevdiği deli- kanlının koynundaki çevre İle gözünün yaşını sildiriyordu. Uğruna kanını, canımı seve seve feda edeceği Sultan Muradın büyüklüğüne bu yaraşır mıydı? Fakat Güllü isyan etmedi. O, sevdiği her cevrine, her kahrına tahammül etmesini bilen bir ceşur kızdı. Musa Melek Çele - binin uzattığı işlemeli çevreyi aldı, gözlerinin yaşını sildi. Çevreyi geri ver. meğe hazırlanırken, Su.tan Murad: — Sende ka'sin.. dedi, bugünün bir ar- nısğanı olur!.. Güllü Fatmanın gözleri karardı Nere de ise düşüp bayılacaktı Padişahın kar - şısımda bağdaş kurup oturmuş olan üç tersaneli delikanlı, Güllü Fatma denilen bü meşhur oyuncu kızının Musa Melek Çelebiye âşık olduğunu bi'miyordu amma, padişahın zavalıya işkence eder gibi ol- duğunu sezmişlerdi. Ve Güllüye karşı iç. lerinde, o anda, derin bir alâka uyanmış" tı, Bülbül Ali, Çökürcü Mehmed ve Mu- durnulu Mehmed, üçü de o anda Güllüye N ei va ği : kel spotunda canlı bir nümüne, parlak bir) vürulmuş'ar, âşık olmuşlardı. Üçü de, o tone, Samcağız derdimi dinledikten /mete basladık. Cocuğumuzu her Allabın|mmenı ve tesi bir mora MP" Sİ pda Günü Fatma için ber fedakörüğ ” günü banvoda vıkrvorduk. “Falih sonr haremi benler, onunla | Yapabilirlerdi. Hattâ, Benli Yu: Doğrusu haline pek acıdım, de Fakat canırmz! s'kan bir nokta vardı: hastas arkedsslık edenler Sin ki üni # .JRibi. padişah ile bile — Sana banyo odasında bir ver bulabili.! Aksam olunca evin difer kiracıları nğ- İl” een bein ve ürünüdür. AVah fakat ayda otuz ruble vermen lâ.|he“lsse banvova wkanm'va gel p. İrmet eylesin! bir ,ena kirahyacağım oda, söhöneldi. Bu vezivetlerde, ailece m erdir. Odanm içinde üç helâ, bir |cıkmamız icab edivordu. © bir de duş var. Benvonun irine| Pen bu meselevi kiracılara İvi e a e ka ir. Safay; hatırla oturursun!. Vâ-İmecbur'vetinde kaldım: emini syn Mile miz ai Gi penceresi yok amma, buna| — Vatavdaslar, dedim, siz bhaf'adn!yefat etmisti m kocaman bir kavısı ver. Su|muavven bir zün tav'n ediniz, meselâ| Menam testin Kereiuinde İskele elra - altında. tepe tene kullan. Sonra | Cumartesinden Cumar'asine yilkanmı- İrinöa Pellâlerben soket No. 33 den kaldırı. Mn her vakit emrine ömade. İster-İvn gol'n:2! Bizi berrin overimizden 7 “e mamem arekv Ormana cami, Tikla, “ ÖMER BESİM * Fererbahep Snor KUübiaden: Memleketin ergün ağzına kadar doldur ve ba- dumuzdan etmek revsvı hak m İkem ene andaki ale kab ma İçine dal! Fakat rörümüzü dinletmek imkânı) Bütün Meme-haheeiferin sözünü bitirince: olmadı, Az deha hu visden dava bilelr'nda havır bulun Ma Arkadaş, dedim, ben bahk deği - cektim. Wasahah bizim kiracılar iy iz Bundan ötürü de suva odalmıva|vürüsü kadardı, Bir vrkanmıva eir'eti e #örmüyorum. Ben kurak bir yerler mi, snatlerer sürüyordu. Ne vana! ar Benim su ile batım rek hoş)lım, carnarar disini siktik. marin, Mir. Oturacağım oda bövle bir verİmuzu bersün yıkayarak için kiradan biraz indirmen lâ.|devam ettik. kiz; Biz bu minval üzere vasarken, karı. ğin mın tasrada bulunan annesi de m'eafir da Mn vek, dedi. Bövle bir #kram. |olarn'r yasmızr geldi. Bu suretle aile- Bel; Junmak: isterdim, amma, elimden mi- efradı dörde cıktı. bi Çünkü binan'n sahibi ben de-| Kavmanamın eelisine biraz surat bu- » sonra malüm a, fiatlar. mektu. e van e**k- fekal o aldırmadı: Mademki — olmuyor, pekâlâ övle Ban ire zemsndir torun hasreti ö, az rubleyi verip verleseyim. vom, deği, Pana fladir oda peşinde dolaşmektan teren VarsAsıyıma hir sükür esnaze merasi - ları bilhassa rica olu v gl ET ve Manhiye bah'meri Yazen: Dr. İbrahim Zati Öget İstanbul Cezzevi Baştabibi Kitahın içindekiler: 1 — İlkahtan itibaren on sekiz yaşı- na kadar çocukların geçirdiği büyük tekâmül süfahatı. 2 — Cinsi terbiye problemi 3 — Asabi çocuklar. yaşamamıza veli “imleri ee. geni, | m ağladı. Seri bu yeviten mahrum etmive kim. | TTE hea kısası, adamla anlaştık, ban-İsenin haki vk. çekinmeden bana haber ver!. Br yerleştik... || — Arne, delim, cani'ky zevetan | Karım biraz sıkılarak: iü MYO hakikaten sâhâne idi, Odanın İmnhrem öden ve İstarem tarymunu| <— Doğrusu ne yalan söyliyeyim, de. di, talde kardeşim de buraya gelmek Yanı mermerdendi. Fakat gelcele- İsi da hounuma gel, İetersan Kanenvy yor, «İlle Moskovay: o göreceğimle Yar racak tek bir yeri yoktu. Helâ-/cu fi» #ollyır Ha tarımına barbar ipi. | İSİ Yu ihe olursan barvonun içinejne cal. Ren Me H- sevinize karışmam. | diye tuttur Yapmak ihtimali vardı. Semra karıma dönere: Karımın ka Bid g an derme çatma bir kerevet| — Rarz hal. dedim, belki diğer akra. | görmeden evden kaçt . başlad, 'Um ve veni odamda ikamete|belarinın da burava gelmive niyetle. İk. a tocuğumun nafakalarını posta ln. Aradan takriben bir ay geç-İri vardır. Ssved bövle bir sev varsnille Tündermekteyimi iç artılıkiz yanlışlıklar oOve ha - tesir) bökahım ler, yani ben ve Matmazel Rita Atina, İsi nereye doğru sürükliyeceğiz? Rlmagayü Toman mevzuu aramak için amma Dimitriyadisin evindeki «Son Posta» nm veni edebi roman: 32 İGüllü Fatma Musa Mel ğanı lacak çevresini koynuna sekin, Sultan Murad Gül ü Fatmanın çenesini tutarak kendi yüzüne doğru kaldırdı, Günes ba- talı beş cn dakika o'uyordu. Akşamın son alaca #““mlığında, Güllünün esmer seri $- gümüş tozu püskürtülmüş. kavığın irinden delikanlıyı sana aıverecedim. zü de bu gece Cekmecere vanıcağım... dedi. Musa Meleğin yüzüne bile bakmaktan menedi'mis olan, bugünün hatırası ola - rak kendisine onun çevresi verilmiş bu - lunan Cüllü Fatma «su kayığın içinden beğendiğin delikanh. denilisken, bunla” rın icinde Musa Melek Çeleb'nir de bu- ;Tunsbileceğini as'a tahmin etmemişti #eri kopuvcrmus gibi derinden bir: «Oh! İdierrek imei, Ve çonra kendisini bir - İ denbire tenladı. Simesk giirati ile karar vermleti: İle teremmeli de'ikanlıdan biri - sini, raetmete, #bunu isterim!» dive seci - vereçekti, Mademki bu akesm Sultan Mu. »sd onu evlendirmek istivordu. Güllü Fotma d» kendisini ona fe#s edecekti. Cevat W-#f, anrak Sultan Muradın İşi - tehilece#i bir sesle; — O türküvü hemen sövliyemem.. Su Wer başlasın. ben de onlara uyayım Sulamr... Dedi Murad: — Bre Bülbül Ali, Mudurnu'u Meh - med, Çöküreü Mehmed... Bre çalın, o - kuvun su Meşeliyi... Dedi, Üc virit padisahın emri karsısında bir an titrediler, tereddüd eder gibi oldu - flar. Üçünün de sevmeğe vasladıkları Gül. , zun sürmedi. Evvelâ Mudurnu med sazın Güllünün dü NBİRDİREK 'BATAKHANESİ Yazan; Reşad Ekrem LR ALLI .. inden «Güllü Fatmanın aşkına! diyes irek başladı: Meşeli dağlar meşeli, Uçkuru on dört köşeli, Yaman oldu aşka düşeli, Olmalı yâr güzel olmalı, Her güzel dengini bulmalı! Güllü Fatma, Bülbül Ali ile beraber Meşeti türküsünü söylemeğe başladı. Am- ma, kız, hem söylüyor hem de iki gözün. « den, dizi dizi yaşlar dökülüyor, sesini ara» sıra, 'hıçkırıklarımı boğmak için kesiyoru du. Son iki mısrama gelince, Bülbül Al de dayanamadı. Koca delikanlı, bir pa « İdişah huzurunda olduğunu unutuverdi, Sustu. Ve gözlerinden yaşlar boşandı. Mu irad koynundan, üzerinde altın sırma ile |turası iş'enmiş bir ipek çevre çıkardı. — Yiğit, al çevremi, sen de bununla sf) İgörünün yaşını, bu da benim sana bir ar. mağanım olsun. Diyerek kürekçiye fırlattı. Bülbü' Al, İsaşırmadı, gâyet vakur, asil bir hareketk yerinden fırlıvarak çevreyi tuttu, Evvel öptü, alnma götürdü, sonra gözlerinin ya sım sildi ve koynuna soktu; ve bir şey sövlemedi, belki söyliyemedi. Mi türküsünün yarım kalan ara İ. | nağmesini. Murad. kendisi tamamladı: Olmalı yâr güzel olmalı, Her güze" dengini bulmalı! Sonra, dümende duran Deli Hüseyim döndü: -— Ne dersin; pehlivan, her güzel den gini bulmalı mı? diye sordu. Deli Hüse « yin: — Bulmalıdır Sultanım... Dedi. Sonra kürekcibasıva seslendi: — Hey... Yiğit... Ne dersin bakalım... Wer sürel dengini bulmalı mi?. Kürekeibaşı, kürek arkadası ile berâs ber küreğini cekmekte devam. ederek ve pzdisahın vüzüne bakmıvarak, gözleri yerde, cevab verdi: Bu'malıdır Sultanım? Miwad Musa Maleğe döndü: — Sem ne dersin Musa Melek?,. Musa Melek sülümsedi; ve yüzü kıp kırmı oldu: eswet hafi — Rulmalıdır Sultanım?. Tadi, Runun üzerine, genç padişahj vükşek sesle: 1 — Musa Melek*.. dedi. Gülü kızımı sa © na vermek isterim. ne dersin?! dive sope An Vem sözle de Güllü Yatmaya baktı, Gülü Fatmanın kara mözleri gene bütün #htisarm ile gerilme, Cinsene rakkase bir «rw eRelivemedi. İlle önea padişahın sağ #lini kavrıvarak. dudaklarına, yüzüne gö- züne sürdü. Sonra. Muradın ayaklarına kepanarak hıckırmağa basladı. : Dördüncü Murad; kürekcibaşıya: — Yiğit, dedi. seni kürekçi kullarım ile Cekmesede düğüne çağırırım. Bu gece Güllü Fatma ile Musa Meleği baş etmek isterim. Düğünüm vardır. BÜYÜKÇEKMECE VE KALİKRATYA Büyükçekmece. on yedi asırda, İs. tanbul zengin ve kibarlarının balık ve av meraklıları tarafından imar ve tezyin &- Jemiye lüzum Fatmaya azâb ve İşkence vermekten |dilmiş, güzel ve şirin bir kasaba idi. Deniz Şimdi her âX| korkuyorlardı. Fakat bu tereddödleri u -| kenarında bin kadar evden mürekkebdi; Meh -|hensi, bağlı bahçeli, kiremid örtül tngırdattı, sonra Bülbül AV gu iki katlı evlerdi. Crkası ü, ço” var) men buna muvaffak olamedım. Dimitri. yadisler beni evlerinde alakoymak isti - yorlar, özür di'iyorum, ısrar ediyorlar, nis hayet otele gelip kıyafet değiştirdikten sonra gödiyor, yemeği gene onlarla bera - ber yiyorum. Bir defa da benim ısrarım lim e çeki almağa baş'ıyan facia ken. ayağıma gelmiş bir mevzudu. Yin, otele taşmayım, çam orman- ş Sükün ile sarı'arak yeni bir ro- İçin düşünmeğe başlıyayım. < nitriyadise; Rh dekkür ederim, dedim, « eder, orada kendime bir oda Firm: Zaten sehirde gezilip görü-| sizde görülen arteziyen kuyusuna âid ge-)ile pek zarif, tenis oynarken harikulâde... det Serleri de görüp bitirdim. Bir müd. Geğne Kifisyada kaldıktan sonra Mısıra Seyahetime devam edeceğim. Ktrat, * Gam ağaçlarile sarıl, sakin ve! balkonunda sallanır bir is - Uzanmış, güneşliyorum. Göz, İp lan Kem alâbil - yor gibi görünen ağaç Maggi bir yeşillik muhafaza eden şilüjg pıpda dinleniyor. Büyük ve gü - bi sehrin yanıbaşında bu kadar id r sessizliğe kavusabileceğimi as. gmiyordum. Sanki sükün peri - nadları, bana kadar uzanarak ön lâtif temaslarile okşuvor. Ağaç- ta, Men #allanmıyor; ağaçların ara - öle gök yüzünün tatlı maviliklerine Hakla İle uzanan kuslar, hava ta - » bışırdatmamak için kanadla - Maş pnaktam çekiniyorlar ve boşlukta telar. y..ç K#Vvİsler çizerek kayıp gidi- — © Üzaktaki evlerden birinin bahçe - ği X niş pervane, boşluğa mıhlanmiş gibi du- rTuyor, dönmüyor, Her şey, huzur ve sü. künumu bozmuş olmamsk için titiz bir gikkat ve ihtimam ile vaziyet almiş gibi) dir. Memnunum, Dinleriyorum. Birikmiş yorgunluklar, his buhranları, sinir ham - Jeleri, hepsi yavaş, yavaş vücudümden ay rılarak beni mutlak istirahatim (içinde terkedip bu geniş ve derin sessizliğe ka- rışip uzaklaşıyor. Yalnız bir şevle meş - gulüm. Hemen şuracıkta, üç adımlık me- satede yaşıyan aziz bir varlık var ki gü- zel ve sevimli göğsünün altında güzel ve sevimli bir kalb, benim için çarpıyro; böyle olmasaydı, beni buraya çağırır mı tdi? , Onu düşünüyorum. Bütün incelikleri- ni, maddi güzelliğini, hassasiyetini, ze - kâsını, en ufak hareketindeki asaleti gö- zümün önüne getiriyorum. Tabir caizse düşündükçe zevkine varıyorum. Sokâk kıyafeti ile başka güzel, ev hali Sabahları Dimitriyadislerin tenis kor- tunda topla ruz. Yorgi, yer vüzne in- miş genç bi parıltımı ile sahava çık - tığı zaman Kifisyanın bütüh kibar ve gü. zel kadınları onu gör: için gelmiş bu- Tunuyorlar. Liza buğu biliyor, ses çikar- madan vaziyeti takib ediyor. Baharın ilk ayları olduğu halde hava gittikçe ılıklaşmaktadır. Kadınlar yarı çıplak bir kıyafette ve erkekler müm - kün olduğu kadar hafif giviniyorlar, Lizanın giyinişindeki sade güzellik be. ni mestediyor, Matmazel Ritanın trupu faaliyette ol » duğu için artist geceleri sahnede meşgul ve sabahları uykudadır; bizim tenis par- titerinde bulunamıyor, fakat öğleden sön- raları hemen her gün, va o köşke geliyor, yahud biz otomobille şehre indiğimiz z8- nanlar mutlaka ona uğruyoruz. Sesil o - teline taşındığım bir haftağanberi şöyle bir hayat statükosu teşekkül etti: Sabahları erkenden penceremin per » üzerine Yorgi, kız kardeşi ve karısı otele İ geldiler. Terasta ılık hava içinde çiçek | bahçesine karsı, güzel kokularla sarılarak NAYVI Yazan: Refik Ahmed Sevengil vazına könarak öpüşmeğe başıyan kü -| çük kuşların cıvıltıları beni uyandırıyor, | Denizden üç yüz metre yi. seklikte sağ-| İsm ve güze! bir hava içinde uyuyup din- lenmiş olarak kalkıvorum. Kahvaitı için salona iniyorum. Ötel, tenhadır. Birer iki- | şer gün kalmak için gelip giden kadınlı erkekli müşteriler oluyor; simalar çabuk değişiyor; henüz enteresan bir kimse ile kurşılaşmadım. Kahvaltıdan sonra Dimitriyadislere gidiyorum. Tenis. sohbet, espri, flört... Dimitriyadislerin muntazam kortunda ve güzel bahçelerinde hemen hemen spor, gizellik ve zarafet müsabakaları ayni za.| manda vapılıyor. Dimitriyadislerin bahcelerinde tenis; tib olunuyor ki oynanırken, seyredilirken veva fasılalar-| evvel eve gel: bu mutlak sükün içinde yemek yedik. Öğleden sonraki ilk saat'er dinlenmi. ye ayrılmıştır. Yemekten sonra siyes' Fa- | kat uyumuyorum, o balkonda oturarak, yahud bahçede dolaşarak veni romanımın. mevzuunu düşünüyorum. Çok geçmeden 'ya onlar gürültü patır- tı ederek, çığlıklar ve kahkahalarla ote- lin ve benim mutlak sükünumu bozarak geliyorlar; yahud evvelden sözleşilmiştir, ben onlara gidiyorum. Bitin tükenmek bil miyen otomobil gezintileri ... “ Şehrin civarını geziyoruz. Lizanın ko- cası, bana hayrete şayan ei İe misa « firperverlik gösteriyor. Hemen hemen bir haftadır işine gittiğini görmedim. Hep ev- de ve benimle mesgul... Daha doğrusu beni sımsıkı kontrol etmekle, bir dakika göz hapsinden ayırmamak'a meşgul O - tomobil gezinlilerimizde Matmazel Rita da eksik olmuyor. Bunlar o şekilde ter - va o tesadüfen o gün daha is oluyor, yahud dâ volu. da yorgunluk çıkarılırken neler ne'er ko-|muz onun sehirdeki apartımanının önün- nuşulmuyor! Sâde Kifisyanın değil, bü-|den gecivor da biz onu hatırlıyarak oto- tün Atine kibar hayatının dedikodusunu | mobili durduruyoruz, kadınlarla ben ka- burada bir haftada öğrendim. bıda bekliyorum. Yorgi serbestee iceriye Öğle yemekleri için otele gelmek isti -İ girerek Matmazel Ritayı »'w getir'zor. yorum. Fakat şimdiye kadar hemen he - (Arkası var)