so Londra eğleniyor Her ağızda ayni şarkı: “Zigfrid hattı üstünde çamaşır kurutacağız,, POSTA Londra barlarında Nazi selâm Londra, İkinciteşrin (Hususi) — Westfden ve sivil olabilmek © için duydukları! Amerikalı meşhur «Dizör» Diana Ward End'in karanlık sokaklarında birdenbire| büyük istek ve temenniyi her ne kadar | in lânse etmiş olduğu Zigfri, tı ismin- kaldır mun bir kevarının kısa bir zaman öldürmüyorsa da onları hiç olmazsa mü-|deki peş'eli bir dans hayasıdır. için aydınlarıp hemencecik yeniden ka - teselli etmekte bulunuyor. | rardığını görürsünüz. | Pek mslümdur k. İngiltere halkı har-| Kaldırıma dökülen bu kısa ışık bu s0.!be sevine, sevine başlamamıştır. Ve bu -| kaklarda bulunan gece barlarının çabu -| gün nihayete © ermesini ve biran evvel Gük açılıp gene süratle kapanan kapıla -| sulha kavuşmasını da can ve gönülden is" rından sızan şıktır. Bu ışıkla birlikte bi-| temektedir. Fakat buna rağmen soğuk - Yan için kaldırıma kahkaha ve musiki se.| kanlı ve cesur bir millet olan İngiliz mil. si dökülür.. Sonra karanlık, ve süküt et “İleti değiştiremiyeceği ve artık bir em - rafı kaplar İrivaki halime gelmiş olan bir vaziyette Bu kapılardari içeri girenlerin smokin | kalınca, soğukkanlılığını kaybetmiyecek veya frak giyinmiş insanlar olduğunu & r össur ve azimkârdır. Bunun için de zannetmeyiniz. Londrada çoktan sivil el-| bu barların müşterileri içinde kederli ve bise yerini ühiformaya terketmiştir, | abus olanına pek az tesadüf edilmekte - İçeri giren üniformalı müşterilerin et-İdir rafını birdenbire kısacık elbiseli giris'ler Yarın hayatların hemencecik sarmaktadır. «Hiç bir zaman, Londranın hiç bir ba- rında müşteriler, girl tarafından b gün üniformalı müşterilerin karşılandık- Tar: hararetle karşılanmamışlardır. —Ta bit Umumi Harb müstesna— kabareye, bara gelen her üniformalı müşteri bir kral kadar izzet ve ikram görmektedir. Tabii bu izzet ve ikram üniler: lerin biran evvel sulh Bu havanın güftesi şöyledir: Zigfrid hattımın üstünde çamaşır kı rutaca, Anneciğim yıkanacak çamaşırınız var : mı? Zigfrid hattının üstünde çamaşır kus rutacağız, Arık günü geldi, yağmur da karda Yağsa biz çamaşırlarımızı asacuğız. Fakaı acaba çamaşırı asmka için orta. da mahvolmamış bir istihkdm bulabile - cek miyiz? Bu şarkı bütün barlarda söylenmek- ite ve onun havasile dans edilmektedir. kaybedebilecekle -| Bazı dans girls'leri ayaklarını acayib rini düşünenlerin hiç olmazsa bugün eğ-/bir şekilde kıvırarak baltali bağı temsil lenebilmek isteyen asabi ve taşkın neş'e | etmeğe çalışıyorlar. Dansörler birbirle - si, bugünkü Londra barlarına hâkim a *İrinin srkasma diziliyorlar. Bir ellerile Jin vadır, birbirlerinin omuzlarını tutuyorlar, bir ar iskemlelerinde veya masalarında) eller zi usulü selâm verir gibi kal - en | gelen bir coşkunlukla sarhoş olmakta. dır, İtözün önünden geçerek güya onu selâm - ik moda olan şarkı,i (Devamı 1i inci sayfada) Fasil başladı. Sazendeler tep bir ağı7-| dan «Meyhane mi bus diye feryada giri-| şirlerken tapu müdürü de konfersnsa ağaz eyledi | — Be birader, Mecliste bir meb'usu-! muzun da buyurdukları gibi rakı bizim milli içkimizdir. Neden Türk Halkevine Alman birası girsin de Türk rakısı gir. mesin yahu? Evkalcı tevab verdi; — Bu biralar Ankara birasıdır. | — Anladık, biliyoruz amma Alman iç. kisidir işte.. değil mi amma vali beye - bukto havasından, garib bir çeşni veren fendi? sesler çoğaldı. Fakat muhakkak ki orta - — Efendim, sıhhat ve ahlâk meselesi, |da rakının cıvıklığı yok. — Hâşâ. Affınıza mağruren. “arzede «| o Va'inin teklifile biz de büfeye giderek rim ki bir şâirimiz rakının ağzından: birer bardak bira içtik ve bu suretle çâ “ Severim ben içeni; kıldığımız yerden kurtulmuş olduk. — Vallahi 'de olmez, billâhi de olmaz İçemezsen içerim seni, İnımlardan bir kımı memnuniyetle içi | beyler. Hani gücenirim. İki elim teneşire Buyürmuş; hikmete bâk beyefendi, Vor. bir kısmı itizar beyan ediyor. Ku «İ€tisin ki bir daha. yüzünüze. bakmam. hikmete bak.. nerde şimdi o eski şüera -| laklarımla işittim: İtizar edenlerden bir, Hem simdi dans oynıyscağız beyim. (Çal lar?. Alimallah tezeneyi (mızrabı) vur - bayan gene itizar edenlerden bir baya - |gıcılara hitaben) ulen!. Dans havası ça - dular mı, saz inim inim inlerdi. Her ney. öa bm. se elendim; âmennâ içemiyene haram - Haydi fokstrot!. velâkin içebilen için emsali bulun Aman!, Valinin hanımı ne «oşbah» şey msali bulunmaz. Şahüşşü- miş? Kocası kadının beline sarıldı, hâşâ, le işret hali için, iki elile iki kalçasına yamandı; kadın. da Sen seni bilsen seni; kocasinin üstüne abandı; yürümeğe baş- Gk ünl Bilyeli, Sağda, olda münakaşalar kıyamet gi. | (:0llar: Şerelimize Zülkütl Efendi de y Patlatırlar enseni. İbi... Şuradaki grup alış verişde” olacak, |vi #eHBİ alarak ortada zıplamağa Di "Demiş. Yaniya ki üç, beş kadeh içip İçlerinden birisi. po ii ir paye ee giz de neş'eyi buldün mu; evine git. Aksi tak) — Vallaki'de vermem, billâhi de ver - |*9TaT<0ş hor FE mike hilli a dirde kendini kaybettin mi; bir yerde|mem; son fiat 43 dür. EN oi) hezeyan edersin, dayak yersin, rezil o -| Diye bağırıyor; muhatabı ayni perde “İş, hemeireleri de cikin, Ayıb mi be? Tursun demek Se Ruhu şöz yal den cevab veriyor: yale ve çıkın. b m ne doğru söz, ne âlimane nasihat? Elen.| oy edi re ni dim, eski şüeralar deylesof olurlarmış. m m pe Bu teşei boğa gitmedi ve koca salon, Namık Kemal (merhum da öyle değil 5 ai tempo ile hiç münasebettar olmıyan, a miydi? Bizim peder bir va! Arkadaşları müdahale ediyorlar; pa -| yak sürtmesi seslerile doldu. Kalkan to- vi iyor'mu, farkın - zun haddi, hesabı yoktu. da değilim. Beri taraftaki terane büsbü -| - Bu hâyühüyün içinde (gözüme gayet tüti başka.. hararetli bir genç: muntazam dans eden bir çift ilişti, Erkek — Sen olsan ne yaparsın, ha?. 25.96 yaşlarında, kız 17-18 yaşlarında gö- Nakaratlı bir konuşma tutturmuş; jrünüyordu. O kadar âhenkli danis ediyor- Mansur akorddan muttasıl anlatıyor. ilardı ki alâkadar olmamama imkân yok- Çocukluğumda âhnemle - bereber ha sİtu, Erkek siyah saçlı, esmer benizli, gür- «Son Posta» nım tefrikası: 5 tu kaplardı. Vaziyet aynen bu ve bunun adı düğün, Saat 22 yi zor bulduk. Vali başta ol - mak üzere beş, an kişi gitmek istedik. Zülküfl Eferdi bırakır mı?. — Dananın çişi gibi kardeş: bizimki bir defa zorla içirdi de öğüre, öğüre bir al oldum. Diyordu, Ne benzetiş? Renk, vay imansız karı vay... | köpük, yirmi para Amanın, hafakanlar boğacak, Hemen lâfa karışarak bahsi değişti: Beri tarafta «ölem: berdevam. Beda - va buldukları için şişe, şişe bira yuvar - Ve «Zigtrid hattı» şarkısını büyük bir |!5 İ neş'e ile söyleyen Amerikalı meşhur şan. İri lıyanların bir kısmı da şarkılara iştirak ediyor Batutanın altında, üstünde, sa - ğında. solunda yükselerek şarkıya, tom- mama giderdim; hamamın iç kapısını a « çar, açmaz kulaklarımı derhal bir uğul - büz, güzel bir gençti. Geniş ömüzları ve bir kadıttın başını döndürecek kadar'de- i Almen casusu İ Karl Armhard'ın İ hatıralarma göre İrereranenana e İngilteredeki vazife — Ne olur, dedi, Belgraddan hiç git meyini. Herhalde Belgradı de be - ğenmiş olacaksınız, değil mi? — Evet, çok beğendim... Ha, bakınız, iyi hatırıma geldi: Krakov'dan ayrıldı ğınıza müteessif değil misiniz, sevgili Genç kadın, bu hiç beklemediği söz- nda, kireç gibi bembeyaz ke- n. Basil öğrendiniz? Karl k bir sükünetle: — Bu meseleleri sonra konuşuruz, Fakat siz şimdi bana şu N ) :* Bulunduğunuz yeri A' polisine haber verirsem haliniz ne o Yur? Rene biraz kendini toparlar gibi ol - dü: — Haber verirseniz sanki ne Kazana” caksınız. dedi. Hem ne söyliyebilirsi « İniz? Karl manalı bir şekilde göz kırpa * rah — Çok şey söyliyebilirim, dedi, hem pex cok Rene. istihfafkâr bir eda ile: Susmanıza mukabil kaç para İs - tiyorsunuz. dedi7. Karl, Rene'nin elini avuçları içine &- ilarak: - Şayet bana, istediğim malümatı elde etmek hususunda yardım ederse « niz, v İmünasebette vusturya bulunmıyacağınıza dâir söz miyecöğim — Fakat benim Rusya ile-hiç bir mü- sebetim yok ki... rl, boduvara yaklaşarak, şekerle - sunu eline aldı ve elinde evi - rreğe başladı. Bu arada da: Öyle mi zannediyorsunuz, dedi Şu halde bu şekerleme kutusunu ner - Yazan: Zeynel Besim Sun İsin bakışları vardı, Çok terbiyeli bir de.! İlikanlı olduğu halinden, tavrından bes - belli idi. Sarı saçlı, mavi gözlü olan kız ise ha- katen ender tesadüf edilen güzellerden idi. Vücudünü kavalyesinin hafif tema « sına terketmiş bir halde uçan bir kele - İbek gibi dans ediyordu. Dolgun göğsü, in İce beli, zarif endam: en metin gençleri jbile titretecek mahiyette idiler, Tabit d ki Şükür ki dikiş çizgileri gayet muntazam. di. Çoraplar bacaklara tam bir intibak - la yapışmışlı; bazılarında olduğu vechi - le bastona fotograf sephası kılıfı geçiril- (miş gibi sarkmıyor, kırışıklar yapmıyor - jdu. Fokstrot bitince kendilerini o gözümle takın ettim; delikanlı kızı eşraftan Da . İniş beyin masasına bıraktıktan sonra se- lâmlıyarak ayrıldı. biraz ilerideki masa- ds oturan arkadaşlarının o yanına gitti. Kedınlı, erkekli oturan bu gruptan ekse- risini tanıyordum, muallimdiler. Şu hal - de bu genç de musllim olmalıydı; ya - hud mualtimlerle çok hüusüsiyeti olacak- ti... Etrafıma göz gezdirdim; maarif müdü- rü gelmemiş. Jandarma kumandanına sordum: Tanıyorum, dedi, orta mektebde mu Jallimdir. Kendisi Adanalıdır. Fevkalâde iyi bir genç.. — Adı ne?, Haşmet Güneşl, — Çok oldu mu buraya 2. burdan sonra Rusya ile hiç bir)ş verirseniz, sizden hiç bir şey iste * İşi erhal bacaklarına baktım; çok! len ele geçirdiğinizi lütfen bana söy * ler misiniz?. Rene hiç bir öevab vermedi. Öfke * sinden - ve mağlübiyetinden, yüzünde kırmız; lekeler peyda oldu. Sahte kont sert bir eda ile: Berta, dedi, ben: (Her şeyden önce İbeni ö | teşebbüslerine hiç bi£ sine teslimini ist r n başına nelef gelebileceğini sen benden iy bilirsinl Bu bir. Saniyen, binbaşı Gorin ile ola dostlüğunden istifade ederek Belgrad * İds olup biten şeyleri, çevrilen dolabla” (hakkında esaslı bir malümat alacak “ sın' Tabii bu alacağın malümata, ken * dinde mevcud malümatı da ilâve ede “ eek olursan, Krakov hödisesinin ebe * diyen unutulacağına dair sana söz ve * riyorum. Bundan manda ayrıca, ben de size 5 bin mark da mükâfat vereceğimi Karl ayağa kalktı; Rene'nin önünde kürmetkâr bir eda ile eğilerek: — Yarın cevabınızı bekliyeceğim, d9 di. Bana iyi bir gece geçirmek fırsat * ni verdiğiniz için size bilhassa teşek “ kür ederi Karl, Rene'nin , yanından ayrıldığı zaman pek neş'eliydi.. Artık burada dâ muvaffakiyet kapılar: ardına kadar a * çılmıştı. Evine gider gitmez o Rozen'd eli biz telgraf çekerek: Pek yakin © yi haberler gönderebileceğini teb * şir etti. Ondan sonra da rahat ve de “ liksiz bir uykuya daldı. Ertesi sabah Rene, süzülmüş ve sa * rarmış bir halde, ( beraberinde Gor jolarak Kont Artur Verneyl'e geldi. Bun İlar başbaşa vererek üç saat kadar Ko © nuştular. Rene ile Gorin'in çikip git * mesini müteakib, Karl, aldığı bir tel * (Devamı 8 inci sayfada) yec ii — İki senedir burada müddeiumum bey! — Tuhaf şey; hiç görmedim. — Sokulgan değildir efendim; üleminde yaşayan bir adam.. — Siz nereden tanıyorsunuz”. — Çok samimi dostumdur. Diyebili * rim ki bu çocuğun benden başka mah ” remi esrarı da yoktur, İ — Demek ki dosta tevdi edilecek bi” İsir taşıyor. — Bir değil; i bilmiyen kalmadı derim.. Şi tiği kızın babası Daniş be nız? — Evet; bir kaç defa konuştuk. Fena dam değil sanırım. — Bilâkis; çok iyi adamdır. Evvel* ticaret yapardı, vazgeçti. Şimdi akarst” le geçiniyor, Şu halde Daniş beyin reji” | kasını da tanıyorsunuz. — Hayır! Şu yanında oturan genç b” rim m1?, — Evet; ikinci karısıdır, yani Neclâ 7 nın Üvey annesi... Daniş bey bu hai” Iş evleneli sekiz, dokuz ay kadar bir 4 Oluyor. y — Hatırlıyorum; beni de davet etmi$” ti, gidömemiştim, Kız müallim yi İDİ” İreymiş?. — Evet, mualliridi. Haşmet Güreşi? bir mektebde beraber çalışıyorlardı. Ferhundedir; kocasını hiç sevmez..- — Acayib! — Zaten kendisine değil, servet vardı. Sönra bu izdiyacın çök müthiş sebebi de vardır. ğ — Müthiş sebeb mi? Jandarmaca #9 nuşuyorsunuz kumandan bey!, İnsan izdivacı gayri ihtiyari, bir cinayet ©“ lenmesi sanacak,.. — Hemen, hemen öyle... — Beni meraka düşürdünüz azizim” — Anlatırım size bu hikâyeyi, taks bedavasına olmaz!. — Ya nesine olur? kendi i sır... Fakat bu sırlar mdi dans et tanır mas © bi ine vif (irkası var)