ümide düşmekle acele edilmiş olmaz İ Emekli General H. Emir Erkilet “Son Posta, nın askeri muharriri i vveliki gece telsiz telefon âhize- pe eri Belçika ve Holânda hüküm- > lar Run Feuharib devletler başkanları Bul - müşter iken Yaptıkları yeni bir Sa Meşeüsün aber vermişlerdi. Bel- linda yi, öcünü Leopoldun He- " aliçesi — Vilbelmin; - Mİ a ayı yap münasebetile, (anla - e Avrupanın iki şimal batı kü. mmm ve bitaraf devleti memle - Mndakj © müharib büyük devletler ars- tetkik, çüsteme tehlikeli vaziyetlerini tin e bulmuşlar ve neticede bü- tire up.» Bözelelerinin dün neşir ve tef- Yan, < öraştıkları malüm müşterek be - İmameyi yaynuya lüzim: görmüşlerdir. Belçika ve Falânda devlet relşlerile ea #lerinin bu bususta daha evvel di” tarafların birisinden veya iki - lar,» Pr hangi biz ilham alıp almadık. mi henüz bilmiyoruz. Her halde al - “lsalır dahi vaziyeti bir sulh ta - a pek müsaid görmüş olacaklar nkü aksi takdirde iki muhterem ın, durup dururken, harb'a - Bl orta yerine sulir lâkırdılarım at - inin. manas İzah olunamaz. iç unla berâber çika ve Holânda küm aar arının ni barış beyan. leri gösteriyor ki «bütün dünya içini ve Çü teşinir, ai İubetler hazırhyan şu anlardas ta, böricinde sadece bitaral ve mun - N Tekay, rnk bu iki dzvletin emniyetini ie ül etmekten pek uzaktır. Bu sebeb- hak leketlernin selâmetini sigorta et- İstiyen Holânda ve Belçika devlet imi menfi Wüzanlan daha bâşka Wi biz şeyler yapmak lâzım olduğuna iler, İşte iki mahlecem hükümdarı ların hükümetlerini harekete geti - tim Ve sgarbi Avrupada muharebe bü - Şiddetile henüz başlamamışken» on - A seslerini bir kere daha yükseltmek İhtiyaç ve vazifesini telkin eden âmil, her iye önce, bizzat kendi memleketle - emniyet ve selâmetini korumak enr asidi. Belçiks ve Holânda, garbi ve orta Av- e büyük devletlerinin ağır harb silin- Tİ altında daima ezilmeğe mahküm hay küçük devletlerdir. Bunlâr bu su- le kâh garbelen şarka, bazan da doğu. a batıya yuvarlanan harb çığlarınm İtmda boğulup kalmışlardır. Geçen Bü- na Harbde, gerçi Holânda harbin dişm- kalabilmiş, fakat Belçika, Alman soğ Sonah ordularmın Fransayı ve onun Ver HM - Belur. tahkimat sistemini şi - Şalden #kata için, bir bora gibi ölüme ve kg biyetler savurarak geçtiği, bir hare. Sahası olmaktan kurtulamamıştı.. ye rdn sonra bütün Belçika, küçücük müstesna, dört yıl yabancı iş- BAN altında kaldı, Bu yabancı hareket ve İiallerin Belçikaya ne kadar ağır kayıp Ye karabiyetlere malolduklarını, Bslçika- da elbette unutmamışlardır. Holânda- da Büyük Harbde komşularının bar İha gelenleri elbette noksansız öğrene - Yek hatırlarında tutmuşlardır. Onun için BE ki müstakil, müterakki ve müreffeh Milletin bir harb hailesine yeniden uğ -| istemeleri kadar tabii ve man- tik bir şey olamaz. Belçika ve Holündayı tehdid eden şey Yalnız harbin onların topraklarına bil - İntikal etmesi ihtimali değildir. Bu Mnndan, dahi, Belçikalılar ve Holânda-| Ver birçok bitaraf milletler gibi, harbin her türlü ıztırablarım bü- tin ağırkklarile duymaktadırlar. İşte kü- - Bolündanın hayatı demek olan hari. ticaret harb başlıyah hemen tamamile ve birçok Holânda gemileri mu- tarafından ya batırılmış veya * İşte Belçika da, İ, KAZAN... Hitler Münila anlaş masını imza ederken | ta ve bu yüzden memleketin her tarafın-| beter duyup geçen bir bitaraflar zümresi) da, henüz sulh içinde bile, toplar patla - | vardir ki bunların sulh lehine çalışmaları maktadır. hem insanfyete ve hem de kendi nefile. Almanya, İngiltere ve Fransa aras -İrine hizmet demektir. daki harb bu iki köçük memleketin bur-| (Biz bu harbi, yakın bir sulh ile neti- mu dibinde ve havalarında cereyan ettik» İcelenemediği takdirde çok uzıyacağını ve çe Holâmdallarla Belçikalıların rahat yü») dolayısile Avrupa ve beşeriyet içiz bir rü görmeleri mümkün olamaz. Orun İşin felâket olacağını defatla yazmış ve de - Holânda ile Belçikanın barış ile pek hak-| billerie göstermiştik. Bildiğimiz cephe h olarak alâkalanmamaları mümkün de. | muharebelerile neticelenmesine o inikân ğildir. olmıyan bu harbin yalan bir'sulrle bit - Bay Hitlerle Bay Çemberlayrin. mâa-| mesi kizumunda musırrız. Avrupa ve ın lesef ancak Rardin devami saniyete, bugün sulhü ütizamdan daha sulh mutuklarınm karşılıklı tea iyi bir hizmet imkânı göremiyoruz. ralarmda, biz sulh için büyük ve bilaraf| (O Sulh Avrunaya ve dünyaya bugün her Avrupa ve Amerika devlet veya hükü -| vekitten daha fazla lâzımdır. Kabil ola met başkanlarının sulhe tavassutlarınn | bildiği kadar makul bir sulh faydalı olabileceğinden bahsetmiştik. Fa-|tin iktifa etmesi zaruridir. Çün kat Sovyetler Birliği hükümeti yahızlların mutlak bir adalet ve devamlı bir kendi menfaatlerinin icabisrile meşçul!sulh tesis etmelerine imkân yoktur. İn- olmakta, İtalya ve Amerika da muha -İsaslerm Kwrebilecekleri iyi ve adilâne| riblerin. sırtından çıkarılabilecek büyük! sulh ancak bir müvazene sulhüdür ve bi- kazançlardam başka bir şeye şimdilik ku. gön buna irkân vardır. Jak asmamaktadırlar. Onur için himmet, O«Bir müddet evvel muharibler adilâ- tehdide daha ziyade ve doğrudan doğ -|ne bir sulh için emin ve makul esasları; raya maraz küçük bitaraf devletlere ik etmekten imtina elmiyeceklerini! kalmıştır. beyan etmişlerdiz. Onur için mevkileri) Fakat İsviçre ile Baltık şimal devlet -| muheribler nezdinde çok muhterem ve| leri, Holânda ve Belçikaya hisbetle da-| yüksek olan Belçika ve Holürda hüküm-! ha az bir tehlide maruz değildirler. Bur|darlarınm yeni barış tavassutundan tek. gün Finlândiyanın düştüğü müşkül va -İ par barış ümidine düşmekle acele ve ih- ziyele yarın İsveç ve Norveçin girmeleri! tiyatsız bir harekette bulummuş olmu - imkân harici değildir. Evet bugün harbin! yoruz. ıztırablarını muhariblerden belki dahal Antalyada yeni cadde kanalları açıldı E. 2. Erklet Samsun Halvevi göslerit kolunun muvaffak bir temsili Samsun (Hususf) — 16 ner yeldönü. mü münasebetile Halkevi gösteril şu- besi, muvaffalsiyetli ve büyük alâka gören müstesna temsillerine bir yeni- sini daha ilâve etmiştir. eVatan ve va- zife» nalı piyes eldden şayan tebrik bir muvaffakivefle oynanmıştır. 700 alaz.» yep 2 Nİ : Amtalya, (Hususi) — Atatürk cadde- isinde yapılmakta olduğunu yazdığım ka- nalın inşası hitema ermiş ve Cümhuriyet bayramı münasevetile su salınmıştır. İki taraf yollarının lise kısmındaki cadde tanzim ve tefriş edilmiş olup karşı kısmın inşaatma bir iki güne kadar başlanıla- caktır. Bu endde ikmıt edildikten sonra cidden görmeğe şayan bir eser olacaktır. Şimdiki yarım vasiyette bile çok muhte- şem bir manzarn arzetmektedir. Resim yeni kamalı göstermektedir. Jden fazla güzide bir seyirci kütlesi kar- sısmda verilen bu temsilde gençlerin gösterdiği kabiliyet çok alkışlanmıştır. Halkevi, göstertt şubesi gençleri, baş rollerde bizzat gösterit reisleri Vedad Ürfiyi ve doktor Adnan Serteri gör - mekle büsbütün haz duymuşlardır. Di. ğer roller Halkevi idare heyetinden Lütfi 'Tekin, Reşad Yücekent ile Or.) han Kubak, Mehmed, Coşkun gibi müs- tajd gençler tarafndan oynanmıştır. 'Gösterit gençlermin başında bilhassa reisleri Vedad Ürfinin gösterdiği mu- vaffakiyet ve kazandığ: sürekli alkış. lar herkesi çöle mütehassis — etmiştir. Temsil, gösterilen istek üzerme iki desi fa daha tekrerlanacaktır. Hendokte şap hastalığı Hendek (Husust) — Hendekle şap hastalığı mevcud olduğundan vilâyet makamı tarafından bir baytar gönde - rilmiştir Mücadele devam etmektedir. Kocaeli sıtma mücadele Telsi Kâni de Hendeğe gelerek teftişle bulunmuştur. Kravat —————m ki, e arış favassutundan ihtikârı — Vay münaşebetsizler vay. Vapurda yara başımda gazete okuyu- nın, birdenbire coşması beni şaşırtmıştı: — Edebsizler, utanmazlar. Tekrar gazeteye baktı; — Firsat bu fırsat değil mi? Yumruklarımı sıkte — Onlar görürler günlerini! Acaba ne olmuştu; gezetede okuduğu haber neydi ki, bu kadar sinirlenmişti: — Bir şey mi söyliyecektiniz? — Birdenbire biddetlenişinizin sebe- bini merak ettim de. — Size söylenuyorum, anlara. — Ha evel sözünüz meclisten, dışarı, Bunlar böyle adası işte. — Onlar değil mi? Evet evet onlar öy: Me adam. — Fırsatcılar. —.Öyledir zâhir. bahsediyorsunuz. — Muhtekirler. — Ea şimdi anladım, evet hakkınız Fakat kimlerden Efenim yapmadıkları kalmamış. Ya demek mühim. Mühim. de şöz mü ehem, Ekem, — Gazetede gördüm de birdenbire cinlerim başıma çıktı. — Evet elendim böyle şeyler olabilir. Şimdi. biraz sakinsiniz ya. — Sakin miyim. masıl sakin olabili- rim. Soyacaklar ba.. — Biraz yumaş konuşsanız! — Kimden korkun var ki, yavuş ko- muşayam. — Soymaktan, soyülmuktan bahsedi. yorsunuz da etraftan yanlış mana verir- ler. Bilhassa kadırlar var, — Onları da soymuyorlar mı şanki! lendim. lütfen yavaş. hem bü kirler, hangi emtia üzerinde ihti- iyor mu | — Hemde Avrupalı malı boyunbağı — Yanl Sonra ne olmuş? — Şükür ki, ibtikârla mücadele ko misyonuna İaber vermişler. — Komisyon burunla meşgul alacak- muş! — Tabi meşgul olacak! — Çok iyi! — Memnun oldunuz demek. — Memnun oldum. Bilhassa Avrupalı İ boyunbağlar üzerinde ihtikâr yapılmış İ olması ve komisyonun da bu işle meşgul İolması wweibi memnuniyet bir hâdise. — Tabii macibi memnuniyet. Muhte kirlerin hakkından gelmeli. — Ben de bunun için söylüyorum ya, gıda maddelerinde giyecek maddelerinde daha bunlara benzer birçok havayici sa. iruriyede, hattâ yerli boyunbağlarda ih. İtikâr yapılmadı da sade bu tek cins mek da, yani Avrupa kravatlarımda ibtikâr | yapıldı"ve hemen muhtekirlerle mücade leye başladılarsıa bu mükemmel bir iş. — Böyle değilse ne? — Mepsini bir yana bıraktılar ve tut tular tuttular da ihtikâr yapılan mal ola rak yalnız Avrupsr kravalım buldularsa buna da diyeceğim yek, — Ne diyorsunuz beyim, sözlerinizder bir şey anlamıyorum. — Pek anlaşılmıyacak bir şey söyle. İmedim amma her ne ise, yalnız size bir şey soracağım. — Sorunuz. — 'Taktığımız kravat yerli midir? — Zannederim. — Benim taktığım da yerli. Sp Biz yerli boyunbağı takıyoruz diya muhtekirin, yerli olmıyan boyunbağlar İda ihtikâr yapmasına müsaade mi ede ceğiz? — Etmiyelim, etmiyelim amma, ne bt leyim. ben yerli malı olmıyan kravatt #htikâr yapan muhtekire mederise sinin Jenemedim de. — Sebeb? — Sebeb şa olacak. iç kapmın içmam dalı dururken, daş kopınım, dış mandala uğraşmaya pek aklım ermez de. İ Else L lik idiniz ? | kâr yapmışlar. - Boyunbağı! — Boyunbağı ha.. Bunları bili Yeraltı şehri i Cenubi Avus - SAT e a ber, maden şeh - rinde bütün evler, hükümet dairele- ri, bankâlar yer alında yapılmış - lardır. Tovrak üs - ik tünde yükselen bir tek binaya tesadüf et- mek mümkün değildir. Bir ölçü meselesi mektubu dilecekti, pırıl pırıl parlıyan bir kızın yanında sönük bir kıza kim ehemmi, yet verir? Bütün kabahat beni el'ar mektebli gibi giyindirmekte (israr eden silemin> Meselenin mahiyetini anlamışsı - nızdır. Bir genç erkek için iki kızdan birini seçmek bahis mevzuüdür ve beğelinen «Pıni pırıl, şık giyinenadiri Daha doğrusu partiyi kaybeden böy: le sanmakta, tercih sebebini güzel giyinisle bulmaktadır. Eğer hakikat gerçekten böyleyse hükmümüzü ve. rebiliriz! © Delikanlı çok fena bir seçim yap- mıştır. Cemiyet hayatına atılır atıl. maz manken gibi giyinen ve giydiri. rilen genç kız istikbal için dayanıla. cek bir temel vâdetmez, kaypak yol. dn yer almış demektir. Yeni kuruları hayat şirketinde erkeğin karakterini bilmiyorum, fskat kadın ortak böyle biz ortaktır ve kızını cemiyet hayatı- mzik le Bir genç kızdan küçük bir şikâyet — «,..Elbette arkadaşım tercih e- 3500 senelik bebekler Bebek bugünün çocuklarının O - yuncakları oldu - İ ğu gibi ilk çağlar- İ daki çocukların da İ oyuncağıydı. Re - X simde görülen be- bekler (Omilğddan bin beş yüz sene evveline atidir. Mısırda yapılan bir haf İriyatta ele geçirmiştir. mz GÖNÜL İŞLER na ölarken sade, mürokün olduğu kadar sade giyindirmeye itina eden aileyi takdir ederim, bu ailenin kızı - sızlanmakta o haksızdır. muhakkak ki, lâyık olduğu erkeği bulacak, mes'ud olacsxtır, giyinişte olduğu gibi zevklerinde de sade kalmaya devam. etmelidir. * Bayan «C.Kıye: — Genç kızlar kendi aralarında kalınca ne konuşurlar? diyorsunuz ve bu cümle ileanlaşılıyor ki, arzu nuz şu aile kızını biraz zemmetmek. tir. Genç kız arkadaşı ile yalnız kalın» Ca elbette İngiliz Başvekilinin şemsi. yesinden veya bay Hitlerin müstak bel nutkundan bahsedecek değilüir, genç erkek kendi arkadaşile ne ko. nüşursa genç kız da o mevzuun ta. mamen aksi üzerinde konuşscaktır ve bu da tabiidir. Meryem annemiz sağ lığında ne yapardı bilmiyorum, fâ- kat ne yaparsa yapsın onun zamanın da yaşamıyoruz. garb mekteblerin « de çocuklara İl yaşından itibaren cinsi terbiye verilmekte olduğunu unutmayınız. TEYZE