Karagöz muhaveresi: Bugünün Hacivad perdeye gelir — Hayhak. Karagöz bağırır: — Ne oluyorsun gene balkabak. Hacivad — Vey Karagözüm, bu ses senin sesin. Karagöz — Ne oldu, sen kimsin ner- desin. Hacivad — Benim ayol Karagöz! — (perdeye gelir) Vay bi - admış. Ne yapıyorsun baka- adım. Hacivad — Seni göreceğim geldi de büralara kadar geldim. Karagöz — Ya demek göreceğin gel- di. i Hacivad — Oğlumu mektebe götür- iştüm de. Karagöz —Mektebe mi (götürdün, maşallah maşallah.. bari zihni açık mı? Hacivad — Zihni açık ya. Hem şim- diki mekteblerde insanın zihni açık ol- masa da, gene öğretmek usulünü bili - yorlar. Karngöz — Vah vah. Hacivad — Niye vah vah diyorsun? Karagöz — Ben mektebe giderken. Facivad — Sen mektebe gittin ha! Karagöz — Gittim (ya, Cevher ağa mektebine gittim. Hacivad — E ne yaptın? Karaşöz — Ben de onu anlatacak - tım, bırakmıyorsun ki anlatayım. Hacivad — Anlat dinliyorum. Karagöz — Anlatacağım amma sö - zümü kesmezsen. Hacivad — Ben sen'n sözünü keseb'lirim ki, elimde ne makas var, ne tçak. Karagöz — Hacivad — Şim ümü sözle kesersin. oda mümkün değil Evde ekmek kesmek için almış. - Jardı. Unuttum. Karagöz — Neyi ekmek kesmek için almışlardı da unuttun? Hacivad — Sözümü. Karagöz — Canım sözle, amma ekmek kesilmez. Zevzekliği bı. rak da beni dinle. Hacivad — Dinliyorum Karagör. Karagöz — Vah vah dememin sebe- bini söylivecektim. Ben mektebe git - mistim. Zihnim açık değildi. Hacivad — O malüm. Karagöz — Lâfımı kesme, kızdırır « sm Hoca zihnim açılım diye hergün beni bir nöbet falakaya yatırır. D& söz kesilir! BUN Ç Z Gri Karagöz — Olur mu canım, elif E. dirne, B. Beylerbeyi 'T. Tekirdağ, S. Se lânik, Cim Cibali, Ha Hasırcılar, Hı hıyar bostanı diye ezberler (| ezberler öğrenemezdik. Havivad — Tabii (o öğrenemezdiniz. Çünkü o zamanki güçtü, şimdiki kolay. Demin de söyledim O ya, o zamandaki her şey. bugünkünden ayrıldı. Mek - tek, alfabe, öğretmen, mattâ çocuk bi- le. Karagöz — Çocuk bile ayrıydı ha.. Bugünün çocukları bizim gibi değiller mi? Hacivad — Tabit bizim (gibi değil, biz o zaman çocukları görgüsüz yetiş. k. Ne oyun hakkımızı tanırlar. Âli; ne eğlencemizle alâkadar olurlardı. Daha ne diyeyim. Bugünkü çocuktan her bakımdan ayrıydık. Bugünkü ço - cuk hür ve müstakil iyede doğ Cümhuriyet çocuğudur. O Cüm. etin bütün feyizlerinden istifade erek yetiştiriliyor. benzemez. Karagöz -— Doğrusunu istersen Ha - vivad, tekrar çocuk olmak mümkün ol- sa, çocuk olacağım geldi. Hacivad — Çocuğumu gördükçe ben n gibi düşünüyorum Karagöz. Mukavvadan fil döverdi. Fakat bir türlü de zihnim a -' çılmamıştı. Bir şey de öğrenemedim. Hartvad — Ya demek öyle oldu. Karapöz — İşte öyle oldu. Simdiki mel lerde, zihni açik olmıyanlara da öğrettiklerine göre kim bilir, onlar be nim veğij dayakların kaç mislini yi. yorlardır. Hacivad — Canım Karagöz mekteb-| de dayak olur mu, şimdiki mektebler- de çocuğa fiskeyle bile vurulmaz. Karagöz — Öyleyse nasıl ders akıl - larna giriyor. Hacivad — Dayak yemedikleri için, öğretmenler ders vermeyi bildikleri i- çin. okumak yazmak kolaylaştığı için. Daha sayayım mı? Karagöz — Şimdilik bu kadar kâfi. Hacivad aklıma geldikçe, içime de kor- ku gelir Ebcedi tam iki ayda öğren - miştim, Hacivad — Yalnız ebcedi mi? Karagöz — Ha, yalnız ebcedi. Hacivad — Üvezi öğrenemedin mi Karagöz — Üvezi öğrenemedim am- ma gördüm. Manav dükkânında satı - yorlar. Harivad — Kelemen. Karagöz — Bu kadar fazlamna ge - Temem.' Ben yalnız ebcedi öğrenmiş ( tim. Hacivad — Şimdiki mekteblerde eb - cej, hüvvez fslan yek. Karagöz — Yane var Harlvad — Alfabe okuyorlar, ve a2 zaman içinde okumayı öğreniveriyor » Jar. İ Mukavvadan bir fil yapmak ister mi- İsiniz? Gayet kolaydır. Bir mukavva par- joas alınız. Resimde gördüğünüz şekilde oyunuz ve sonra katlayınız. Masanızın İüzerine koyunuz. bakınız, işte size mu-| Resimde siz kayıkcıyı arayınız bu -İdiğer kavva bir fi! Matinle © Jale iki kardeştiler. Bir gün Jale güzel elbisesini Ogiymişti. Metin başına kolonya sürerken Jaleyi gördü. Ve kolonya şişesindeki kolonyayı Jale - nin Üzerine döktü. Bundan cani sıkilan inle: — Görürsün Metin demişti, ben de sana ne yapacağım, | Tavşanların taksimi | İki baba ve iki oğulbir sabah ava çı- karlar. O gün de av için müsaid gün - müş. Öğle vakti bir kır kahvesine o - turdukları zaman çantalarını açmışlar, ortaya dokuz tane tavşan çıkmış. — Bunları müsavi miktarda taksim ederiz. Demişler, ve hiçbir tavşanı parça « lamadan taksim etmişler, bu nasıl o - olabilecek mi? Siz hallet - e âlâ, eğer halledemedinizse İki baba ve iki oğul k ik baba, bir onun oğlu, bir de onun oğlu. İki tane baba Ile iki tane oğul et- mez mi? Demek oluyor ki üç kişidir - z Çipkar Aa .i A v İler. Tavşanlar da dokuz olduğuna göre her birine üç tavşan düşer. * Mentar toplama oyunu Birkaç arkadaş bu oyunu oynayabi « Virsiniz. Birbirinden birer metre kadar İareyla yere dört, beş, hatt daha fazla uzunhığunda müvazi çizgiler çizersi » niz. Çizgilerin başlangıç ve bitim nok- taları ayni tarzda olur. Her çizginin bitim yerine mu bir miktarda rnantarlar ko: aret üzeri- ne her biriniz kendi çizginiz istikame. tinde Koşup bir mantar alır çizginin nilayetine koşar oradan dönüp ikinci arı alırsınız, böylece mantarlar bitinceye kadar de mantarlarını ilk olarak toplarsa oyunu şunlardır: Bir Tabil bize|ç | Yeni bilme İki arkadaş dere kenarına . geldiler. Karşıya geçeceklerdi. Kayığı gördü - ler. Fakat kayıkçı Oomeydanda yoktu. Acaba nerede? n Metin o gece bir rüya gördü. Jale ban- yoya girmiş, rafın üzerinde duran baba- larının amç İâcıni almıştı. Metin: — Jale bu saç Ilâcını ne yapacak? Diye kapıdan bakıyordu. n edersiniz. Kim| ez EN Küçük filin sahibi, yeni bir apartımana taşınmıştı. Apartamın sahibi, apartı- mâanında hayvan beslenmesine müsaade etmiyeceğini söylemişti. Küçük filin sa- hibi bu yüzden fili apartmana gizlice getirmişti. — Bak, dedi, burada fazla gürültü yap mak, öteye beriye çıkmak, kapı dışarı atılırız. Bu sırada ayek sesleri duydu, kapıcı geliyordu. Fili saklamak lâzımdı. Filin sahibi hemen buna bir çare buldu, Pili alçak bir masanın üzerine çıkardı: — Şimdi, dedi, kapıcıya senin için bir heykel, derim. Canlı olduğunun nere den farkına varacak? Kapıcı salona girmişti. Fili gördü, filin sahibi izahat verdi: — Ben de şimdi omanle meşguldüm, bü fil heykelini salona koymak için yapıyorum. — Güzel değil mi? Kapıcı uzaktan file baktıktan sonra: RE ve resmi gazeteden kesip bize gönde - rin. Doğru bilenlerden bir kişiye bir'dür. Bilmece cevi i bir kişiye bir futbol topü'ğiniz zarfın üzerine bilmece kelimesini güzel ve ve bilmecenin gazetede çıktığı tarihi Bilmece. | yazınız. kilo çikolata, elü kişiye de ayrı ayrı tli hediyeler verece; Jale, sap ilâcı şişesi elinde banyodan çıkınıştı. Metini gördü: — Sen hir şişe kolonyayı başımdan 8- sağı döker misin? Dedi. Ve saç ilârı şişesinde bulunan büyün dci Metinin başından aşağı bo- şalt, — Çok güzel olmuş, deyince fil ol duğu yerden mçradi: — Gerçi bunu yapmamam lâzemdı amma, dedi, benim için güzel denildiği zaman teşekkür etmeden duramam. Size çok teşekkürederim bayan ka- pic ye cevab verme müddeti on beş gün - 'abını bize gönderdi - Babalarının saçları dökülmesin, dökü. Jenlerin yerine yenileri çıksın diye sür - düğü bu Jüş Metine hemen tesirini gös. termişti. Metinin saçı usadıklan başka sakalı bıyığı da çıkmıştı. Fakat bu bir rüya idi. Uyandığı zaman (Gskisi gibi kalkmıştı. Bir daha kardeğine kolonya dökmeğe tövbe etti.