Türkçeye çeviren: 8ü 18 ncı asırda İstanbula gelen Bohamyalı Baron Wratislaw'ın hatıraları: 87 reyya Dümen Bir Türk süvari kolu Kılavuzlar, bizim yere uzanarak bir kulağımızla toprağı dinleyecek olursak, Sayısı kestirilemese hile, birçok süvarinin bize doğru yaklaşmakta imizi söylüyor ve bu suretle hare- tavsiye ediyorlardı. i i gibi yaptık ve gerçekten ka- labalık bir süvari kuvvetinin yaklaşmak- ta olduğunu hissettik ve sonsuz bir kor- ku ile irkildik. Bunun üzerine yürüyü; İraz fasıla vererek ne yapacağımızı bir- birimize soruyorduk, Bu aralık, ortalık biraz daha aydınlan- Miştı. Bu hafif aydınlıktan istifade ede- ö üzde uzanip git- mekte olan ovanın içinde gezdirirken bu Rehişlikler içinde küçük bir korunun ka- raltılarını gördük, Bu karaltının ne ol- duğunu kat'i olarak seçmek mümkün Madığından, mMütlefikan, bunun ova: harekette bulunan hir Tatar atlı kolu ol- duğunu birbirimize ilân ettik, Hattâ içi- mizden bazıları bu kolun bir de bayrağı Olduğunu iddiaya kadar ileri varmışlardı. Eh.. artık süratle yaklaşan korkunç ve amansız bir düşman süvari kolu karşı- Sında ne yapabilirdik ve ne yapmalı İ- dik?.. Bunu bilemiyorduk.. nihayet karar Şu idi: Hemen dağılmak ve herkes ken- ini - muktedir olabildiği kadar - gizle- mek ve başının çaresine bakmak!,. Nasılsa bu esnada emekleye emekleye ilerleyen arabacılarımızdan biri, gördü- üz karaltının hakiki mahiyetini an- İamak arzusuna kapılmış ve bir hayli #- İerledikten sonra karaltının bir süvari müfrezesi değil, fakat küçük ağaçların teşkil ettiği bir koru olduğunu görmüştü. Bu müşahede üzerine — O. hazreti Yesu Diye haykırmış ve bize korkacak bir #ey olmadığını yüksek sesle anlatmıştı. Arabacının böyle hazreti Mesikin adı- Ta zikretmesinden ve sevinçle korkmağa mahal olmadığını söylemesinden, bu de- İa hıristiyan süvarilerinin gelmekte ol- masından kuşkulanan zavallı aziz yeni- geri, derhal atının başını çevirerek kaç ma hamlesinde bulunmuş ve fakat bazı arkadaşlarımız atının dizginlerine kuv- Dz Yapışarak onun firarın oönlemiş- N keti Nihayet, adeta geçirdiğimiz bu korku- rüyadan sonra, koruya doğru yaklaşi- Yor ve sanki daldığımız derin bir uyku- dan uyanıyorduk. Gözlerimiz önünde ar- iyice belli olan bu koruyu gördükten #onra bizi bu kadar korkutmuş ve arâ- mızda bir paniğe sebebiyet vermiş olma- sından dolayı birbirimizle alay etmeğe başlamıştık. Bizi bu kadar ürküten ve telâşa düşü- ven koruyu da aştığımız zaman ortalık ta İyice ışımış bulunuyordu, Bir müddetçik #onra da, sabahın pembe sisleri içinde, Ovada mızraklarında flâmalar dalgala- han otuz kader Türk atlısımın dolu dizgin doğru gelmekte olduklarını gördük. Bu hafif süvari kolu yıldırım bizile ve *Allah Allah!» diye haykırarak üzerimi- 26 gelmişler ve bizi ihata etmişler, mızrak İarının sivri ucların da göğüslerimize dayamakla bizi dehşet içine salmıslardı. yim bu anda kendisini toplıyan ve on- — Sizin burada bulunacağınızı tahmin iştim. Diye yaklaştı. Gözlerim sevinç, heye- tan ve ihtirasla parıldayarak covab ver- ç — Bu gece uyuyamıyorum. Bütün his- lerim ve heyecanlarımla ayaktayım. Ge- €enin sessizliği içinde bu güzel mehtabı Seyrederek sizi düşünüyorum. — Ben de uyuyamadım; kamara 8i- €ak... Galiba gündüz de fazla uyumu- uyku girmedi. Sizin böyle şiirli izaralardan hoşlandığınızı biliyorum, herhalde bu güzel geceyi uykuda geçir- Miyeceğinizi tahmin ettim. İşte yanılma- amişım, Yanı başımda vapurun oparmaklığına dayanmış duruyordu. Ay aşığı, güzelliği- De harikirlâde bir revnak vermişti. Elim- çenesini tutup kaldırdım: — Rica ederim, dedim, gözlerinizi Mehtabın o parıltısı içinde döya doya Sevretmem için müsaade ediniz! Teslimiyetle başını kaldırdı ve gözle- içine baktı. Bu güzel gözlerin tçin- sanki bir avuç kıvileım vardı, biri yas Map biri sönüyordu; gözlerim bu avı ©mlarla tutuşmuş gibi idi, Manevivetini İduran arzuların parıltıları ruhundan Rözlerine aksetmisti. — Deniz, mehteb, gecenin sessizliği, Dir kadının güzelliğini tebarüz ettirmek Win büyük yardımı dokunan «ir ve hül- Ya imalzemesi arasındadır; fakat böyle bir kor içinde olmasak ta Siz gene İnsana ını kaybettirecek kader güzelsiniz! im. Gülümseyerek spetu, olduklarını İşi-! anlıyan yeniçeri, kendilerini türkçe se- lâmilamıştı. Atlılar bize kim olduğumuzu, nereden gelip nereye Aittiğimizi sormuşlar ve ye- niçeriden lâzım gelen izahatı alınca ku- mandanlarının; — Yürü bre yürü! Emrile bizi bırakıp atlarını mahmuz- lamışlar ve ovanın genişliği içinde kavbo- lup gitmişlerdi. Bu Türk süvari kolu, Bosna beylerbe- yinin fırkasına mensub ve onun tarafın- dan hünkârın nerede bulunduğunu ve Eğri Üzerine ne vakit yürümek niyetin- de olduğunu anlamak üzere ileri sürül- müş bir nevi «süvari' keşif kolus idi. Artık iyiden iyiye sabah olup aydın- İ-İığa kavuşulması ve binsenaleyh her ts- İrafın görülebilmesi üzerine kilavuzların da akılları başlarına gelmis ve nerede olduklarını anlıyabilmislerdi. Bunun zerine bir kavis çizdirerek bizi Peçe gi- den yola çıkarmışlardı. Bu esnsds, yani güneş doğmak üzere iken, Budinden atılan top seslerini isit mekle hayret içinde kalmıstık. Cünkü | Budin şehri buraya bir hayli uzakta bu- lunuvordu,. Burün de, öğleve kadar faslasz vürü- yüsümüz esnasında Allahın bir kuluna bile raslamamıştık. | Fakat tom #fle üzeri idi ki muazsnm bir süvari müfrezesinin ovada bize dn5 ru vaklasmekta oldüğımn görmüştük Yaklası vallasa nihavet vöz vüre geldi- öimiz bu son derses dine süvari askeri, tekriben. 10000 kisilik olun Bosna bhev- lerbevinin Ewwvetini teskil ediyor ve bir. zat pasa, Eöri üzerine vfirliven hünkâr ordusunu takviveve gidiyordu, Rütün bu ethler uzm mızraklarla mü- “âh olum mısrakları ncunds rensörenk filömalar dsleslemverdu. Aksi istirametten bize vsklatın bu fır- İka. bizi görür görmez irlerinden vüz ka. derı mızrakları mutad vürüvüs varive- jtinde olduu halle dörtnala kalkmışlar İve bizi önlemislerdi. Gelenlerin Türk olduklarını iyiden ivi- ye bilen yenicerimiz. hemen etinden at- lavarak, onları selâmlamış va zabitlerine bizim kim olduğumuzu ve bizi mereve sevketteğini arzetmisti. Tercüman da ye- İniçeri ile birlikte, dahe ileri at sürerek basava gitmisler ve mektubları kendisi- ns göstererek hakkımızda lânm gelen imaldmatı vermislerdi. Ru ms'imatı ver. dikten sonra da terebman, hünkârn or. demon basmda olarak Eğri istikametinde harekete gecmiş olduğunu da ayrıca bil dirmişti. Bosna süvari fırkası ve: ızdan gerin gittikten sonra biz de Peç istikametini Bu hafta yapılacak lig maçları Önümüzdeki Pazar günü de, dört sa hada birden. fikstür mucibince lig maş- larına devam olumacaktır. Bu haflki karşılaşmaların en mühimmi Taksim sta- dında yapılecak olan Fenerbahçe - Vefa maçıdır. Vefa takımı G, Saraya karşı a- normal bir şekilde ağır bir farkla yenil - kımdır. Galatamaraya karşı farklı bir Uş takım teşkil etmeleri ve açık bir oyum oynamalarıdır. Fenere karşı şöyle bir ia- kım teşkil etmeleri muvafık olacaktır: Safa - Vahid, Süleyman - Abduş, Lütfi,! Şükrü - Hüseyin, Muhteşem, Gazi, Hk-; kı, Mehmed. i Teknik ve enerjik oyuncular olan Muh şemle Hakkının iç mevkiinde ileri, geri çalışmaları ve takımı idare elmelerile daha çok miüdafaaya ehemmiyet verme- leri Vefanın iyi bir netice almasında â - mil olabili l Fenerbahçeye gelince; son Fener - Ga-| wdap alınan inlıbalara gö- #i takımın verimini arttıracaktır. Meselâ; Cihad - Faruk, Lebib - M. Reşad, Ali Ri- za, Hayati - Küçük Fikret, Zsad, Basri, Orhan, Fikret... şekli en çok randıman verecek tak'imdir. Taksim stacındaki bu karsılaşmanm oki ve heyecenl: olacağı muhakkaktır. Seref stadındaki o Kasımnasa - İblâl maçmın bersberlik veya az farkla Ka- nmpaşa lehine tecellisi beklenebilir, Ay- İni sahada yapılacak olan Beşiktaş - Sü -; Jeymaniye mavım kazanmak hususunda Besiktaşlıler büyük bir güçlük çekmiye-. İceklerdir. Fenerbahce stadında ilk maç Beykoz -; 1. Spor arasında olacaktır, Bu maçın da kendine göre mühim bir hususiyeti ver- dır, Lig maclarının beşındenberi mili kümeye seçilmek ihtimali artmaz 0- Tacıktır. Müsavi kuvvetlerin çarpışma sile gececek olan bu mac enerjisini 80- numa kadar kullanan takım lehine bitme- si muhtemeldir. Ayni sahsda son müsa - bakayı G. Sarayla - Topkamı yapacaklar- dır. G. Sarayın bu macı kolaylikla ve büvük farkla kazanması bekleri Sülevmanive sahasında ikinci küme | müsabakalarına devam olunacaktır. T. Örerenein (Yeni neşrivat Atatürk'ün Ölmes Sözleri — Ebedi Şefin seneliğe hitabesi, onuncu yıl nutku ve bir - çok veelzeler iive edilerek ikinci tabi çık - mmiştar. İ Cocuk ve Gene ruhu — Ziva Telât Çağıl İtarafımdan yazılan bu eser nefis bir baskı mağlübiyete uğramalarının sebebi; yan-İ yanardı. Bundan bir boy kürkü yaplıri- genç elemanlara yer verilme- | İkül yüzük, Kürkçüler kâhyasınm verdi- gözel, netleeler alan İ, Sper bu maçı kazanırsı| iedilmiz gi BİNBİRDİREK BATAKHANESİ Yazan: Reşad Ekrem Kürkcüler kâhyası Sibir ırmaklarının kenarında yaşa-, dalgalanan etekleri, bütün vücudünün mesine zağmen geçen hafta Fenerle be-|Y5” V€ CİNSİ tükenmek üzere bulunan bir hareketlerine bir hafiflik, lâtif bir uça- rabere kalan Beykozdan daha iyi bir ta-' Cins su samuru vardı; alnının ortasında, rılik veriyordu. küçük bir yara kadar bir yerinin tüyleri, (Hacı Ataullahın eteğini öperek kargi- altın suyuna batırılmış gibi parıl paru sında el pençe durün Macar kölesi, biraz sonra el çırptı. İçeriye, ayni boyda, ayni yaşta, ayni kıyafette yirmi Macar kölesi me girdi. Birer birer gelip Kürkçüler asının eteğini öptü bir kısa ceketlik, avda ve seferde giyile-İel PRbER a a ee cek bir kısa kürklük idi. Tem y. seksen'den köle bir adım ilerliyerek Hacının beş bin dokuz yüz seksen sekiz parçadan! tekrar eteğini öptü: mürekkebdi. Yani, bu post için bu kadar! — Ciğerküşe Macar köleleriniz tütün şu samuru avlanmıştı. Bu da ancak otuz bahşiş bekler efendim sultanım.. beş sene içinde tamamlanmıştı. Dedi. Hacı Ataullahın gözleri karardı İhtiyar kürk tüccarın kafası gittikçe ve düşüp bayılacak gibi oldu: Burası, karıncalanıyordu. Kendi kendisine Oce korkunç bir batakhane idi... Artık hiç vabsız kalan bir sürü susiler soruyordu: şüphe edilemezdi. Dudakları titredi. Fa- Bu servet ve ihtişam bir vezire bile kat bir şey söyliyemedi. Elini kesesine a Me bir paşanın ulukbaşısı- | sokup beş sltım daha aldı ve Macar gen- nı, biraz otibarhea bir uşağı bu saraym!cine uzattı Altm tanımı, sahibi olarak kabul etmek biraz fazlaca bine vi köle: a yi abdallık olmaz mi? — Hak berekât versin efendim sulta- — Bu muhteşem sarayın hanımı olan nım. inşallah hergün daha nice nice tü- pembe yaşmaklı kocası tarafından ibmel!tün bahşişlerinizi alırız... edilmiş bir genç kadın ise, gönül eğlemek! © Dedi. Macar köleleri, tekrar Hacınm için, emri allında hu kadar genç ve tüva-İeteğini öptüler ve bir dizi halinde çeki Da uşaklar durur iken bula bula Hacı A-İlip gittiler. İlk hizmet eden ve altınları taullah efendi gibi bir ihtiyarı mı bula-|alan köle de: taktı? l izi şimdilik küdaya emanet ede- — Pembe yaşmaklının. dadı hatunu,iriz, inşallah yarın hizmetlerinizde kusur disinden bir gül yüzük istemiş ve al-'etmeyiz sultanım... muştı. Halbuki, şu anda kendisine hizmet! o Diyerek etek öptü ve gitti. eden şu Macar kölesinin parmağındaki! Salonda zenci harem ağası ile Kürkçü- ler kâhyası yalnız kalmışlardı. Zenci, #inden değerliydi. Pembe yaşmaklı Ka- kürk bohçası koltuğunda, ayakta, taş gi- mer hatun bir mücev hilezik getirsin bi hareketsiz duruyordu. Kürkçüler kâh- demişti. Halbuki, tavenda aşılı duran yası büyük bir gayret ile kendisini topla- billâr avize, bin tene mürevher bilezik yarâk: değerinde idi. Şu halde, Hacı Ataullah — Bre ağa beri geli parasına tamah edilerek te çağırmış 6-İ — Diye bağırdı. Zenci, işitmemiş gibi, kı- Kürk tüçcurı, şöyle bir hesab! mıldamadı. endisinin bütün serveti, her tarafı o— Bre eğa işitmedin mi, beri gel!. maâk için, yarım milyon öv samuru avla-| mak lâzımdı. Hacı Ataullahın Türk im-| paratorları için yaptırttığı Zerrin postu etti Bu ibtisemile ahenkli bir sarayı! O Zenci hâlâ taş gibiydi. Hacı Ataullehm rihayet iki yıl çevirebilirdi. Saraya gire-| yücudünden soğuk bir ter boşandı. liberi, kendisinden iki yerde «tütün bah-| — Bre ağu uyur musun”! şiş!» diye uşaklar para almışlardı. Bu ih-| Diye kekeledi. Elleri, ayakları titreye- şam İçine esrarensiz bir soygünculükirek yerinden kalkmak üzere iken kapı- gizlenmiş gibiydi. Burası bir batakhane'lardan ikisi acıldı ve içeriye birinden olamaz mıydı? yirmi tane zenci ve Habeş haremağası, — Belki Hacı Atsullah gibi daha kim 'diğerinden de yirmi tane akhadım gire bilir kimler, pembe Oyaşmakl, oyahud'rek, evvelâ zenci ve Habeş sonra da ak pembe, mor ve sarı yaşmak'ılar tarafın-'ağalar birer birer Hacının eteğini öptü- N ikhanede iler ve hep bir ağızdan: , göz gö-| — Eyvallah efendi sultan bize tütün Hye olsa, pembe yaşmaklı de İze olunca insan her fedakârlığı vapabi- | bahsiş! lirdi. Fakat bü lezzet anı ne kadar süre-| o Ataullah efendi elini kımıldattı, Fakat cekti? Buraya giren çıkabilecek mi idi?! kesesine götüremedi. Kürkçüler kâhya- Kürkçüler kâhyasını kadife sedire ©-İsının korku ile adeti kaskatı kesildiğini turtan genç uşak. hizmetini bitirdikten! gören Habeş haremağalarından biri iler- sonra Hacı Atavllahın eteğini öperek Jedi, elini efendinin kesesine sokup on karşısında el pençe durdu. İhtivarın #ÖZ“| altın aldı, besini akağalardan birine ver- leri en son onun üzerinde durmuştu: — İdi ve sorra gene hep bir ağızdan: Bu Macar gencinin, zevk sahibi bir &- Hak berekât versin efendi şultan!.. fendi tarafından sureti mahsusada /cad) Devip çekildiler, fakat cidden zarif, güzel| Fakat onler henüz çekilmişlerdi ki bir bir hoyefeti vardı. beska kapı açıldı. İçeriye biribirinden Başında bir samur kalpak vardı. Sıt-İdilber, biri ötekinden fettan, sarışın, cs- Sum; gecenin geç saatleri olduğu halde| İvürüvüsümüze hız vermis ve günesini'le kitab nde çıkmıştır. Beer bütün mu. İ gurubun#en bir saat evvel şehre muva-| alimlere, annelere ve babalara tavsiye edi. İsalet edebilmistik. Wir | Buraya varınca yeniçerimiz, kadıyı ak) yaretle mektubları kendisine göstermiş! ve bizler irin istirahat edilebilecek bir! ver gösterilmesini dilemisti, Yeniçerinin Fitremizi, gene kar'al'arımız için, gök lerden yağscak üüme karşı bizi koraya- cak Kuvlay için, yerden yarınki koru - bu dileği derhal is'af edilmişti. yucuları yavrularımız için vereseğin. İ (Arkası var) “ ——— 7 — Beni bırakınız! — Niçin, istemiyor musunuz? — Bilmiyorum, beni bırakınız! Bir tayfa, uzaktan geminin işaret lâm- balarını kontrol ederek geçti. | — Nasıl bilmiyorsunuz, Liza Poliaova... Bu yolculuğun başında size rasgeldiğim Oh, ey kalbim... Bu heyecanın şidde- tine tahammül etmelisin! Havva, asırla- irin üstünden yürüyerek, çıplak ayaklar- la, hülyahı gözlerile, sımsıkı göğsü. ile, i Röğsürün altında kalbi isteklerle çarpa- İrak.bana geliyor. İlk erkeğin ilk kadını istediği andanberi gelip geçen nesiller a ESR ibu arzuvu eskitemediler, hafifletemedi- mes'ud dakikadanberi nasıl büyük bir| ler; o bilâkis her saniye, hergün. her se- heyecanın sarsıntıları içinde oçarpınıp ne daha çok bilenerek ve keskinleşerek| çırpındığımı görüyorsunuz; hissinizi sak- dudaktan dudağa, göğüsten göğüse, be-,lamak isteseniz de muvaffak olamıyacak- denden bedene intikal etmektedir. Haz-| sınız. siz de benim gibisiniz. O meşhur ların en lâtifi, hayatı devem ettiren ve!kotra âlemindeki karşılaşmamızla başlı- sönüp bitmiş gibi görünen her varlığın| yan #bbablığımız müddetince biz birbi- lanmanın, canlanmanın başlangıcı olan|bu son müthiş ve korkunç kuvvet... getirdi, Seyahat, İnsanın bu nevi arzule- Gecenin serinliği içinde vücudünün rın: dalma kuvvetli ve taşkın bir bale; sıcaklığını kollarımın arasında o hissedi-| getirir, macera zevkini arttırır, yabancı | i arasında kendimizi daha fazla! gelirken, çıplak bacaklarının tında bevaz Bursa ipeklisinden bir kaf- tan vardı. Kaftanın eteği, iki yanından, yerden tâ bele kadar yırtmaçlı idi. Yırt- maçların kenarına elmas düğme dikilmiş, sırma ilikler işlenmişti. Alttan dört beş düğme çözüktü. Kaftanın altina cakşır giydirilmemişti. Yalın ayak ve kolları s:- valı olen Macar kölesi hizmet için e & a CEYLÂN AYI Yazan: Refik Ahmed Sevengil kün mertebe daha sz utanmamıza imkân ve fırsat verdiği içindir ki seyahati se- veriz. Bana ve kendinize zulmediyorsu- Buz! Göğsü derin bir heyecanın çarpıntısı ile kalkıp iniyordu; yüzüme bi ağa çalışarak: — Bu dakikada hiçbir şey düşünmek istemiyorum, dedi, böyle olduğu halde binbir fikir birden dimağımna hücum edi- yor, — Onların hepsini oradan kovunuz, yalnız bunu düşürlünüz: Siz kamaranızda beni arzuladığınız için uyuyamadınız; i , ayak-| rimize karşı alâkasız kakmadık. Ancak benim burada olacağımı ve sizi düşün.|size söyleyeyim: yanı başında yeni bir uyanmanın, ay: St izi hâd devresinelmekle weşgul olduğumu biliyordunuz, | Yunanlstanının ehemmiyetli eserlerin. hisleriniz «izi sürükleyerek buraya He-İden biridir. Transit gemiler için ayrı, ka- tirdi, bâna getirdi; siz ve ben, arzuları- muzm gösterdiği ve gölürdüğü yerde bir- te mahkümuz, mer, kumral, kimisi Çerkes, kimisi Gür- cü, kimisi Rus, kimisi Rum, kimisi frenk, herin, tombul, balık eti yirmi kadar kör- pe cariye girdi. Macer köleleri gibi, bun- larm da ayakları çıplakh. Bürümcük iç gömleklerinin geniş kolları ellerinin üs- tüne dökülmüs, bunun üstüne sırma iş- Jean atlas yelekler giymislerdi. (Arkas var) hendesi şekillerin. dört köşeli hacimlerin güneşin altında boz bir renge bürünerek yanyana, üstüste, arka arkaya sıralandığı görülüvor. Bunların arasında yükselen Akropol her tarafa hâkim dört cephesile şehre haşmetli bir tarih damgası vuru- yor. Vapur yaklastıkca Pirenin binaları bi- rinci plâna #ecip derece derece vuzuh ve azamet peyda ediyor. Yolcuların hemen hemen hepsi güver- tede toplanmıslar, dürbünler şehre çev- rilmir, masum bir telâs ve heyecanla bir“ birlerine bir sevler soruyorlar, bir seyler söylüvurlar, izahat alıyorlar. mütalea serdediyorlar. Fevkalâde zarif sapkası, sık sevahat kostümü ile bir kat daba cazib görünen Tiza Dimitrivadu vam Yaşimde” — İşte büyük silo, diyor, bu da meş- hur Papastratos tütün fabrikası, sv beri İvandaki asker! mekteb... Pire Ilmam i- gin burada söylenilenleri dinleye dinleye adeta ezberledim, her veni gelen sevya- ha bunları söylemek usuldendir. Ben de Pire limanı son seneler botaj vapurları için ayrı, Yunanistanla dış memleketler arasında işleyen vapur- yordum: ! Gök Tar için ayrı bölmeleri, rıhtımları, antre- — i riz; bizi tanımıyen! o— Öyle ise yarın v. Pireden İsken- * ir, >. Si burakının riva güsel hea e ay kemale etrafırmzda- deriyeye doğru hareket ederken yolunu. polar, yükleme ve boşel!—. yerleri ile — Hayır! ki içtimaf kontrol azalmış Ribidir. Her za devam etmezsiniz, Atinaya gelirsiniz modern bir liman... Dedim, türlü çılgınlıkları yapmamıza ve mümr-ive ilk fırsatta beni ziyaret edersiniz, (Arkası var)