3 İkinciteşrin SON POSTA Sayfa 5 Bugünkü vaziyef Avrupa harbinin uzayacağını gösteriyor Emekli General H. Emir Erkilet YAZAN memenin i i Bir Alman denizeltısının bir Ingiliz ticaret gemisini balırışma aid intibalar: Torpilin isabeti, infilâk ve teknenin sulara gömülüşü N © Almanların, ne de müttefik-| hayli Alman gemisi zaptettiler, bundan )deleri sun'i olarak istihsal etmektedirler lerin Garbi Avrupada biribir-|başka bir yandan İngiltere ile müttefik-|ve bu ersatzların, harbin sevk ve idare- ine kat'i mahiyetli bir taarruza giriş- tek imkânları olmadığını müteaddid ve- #ilelerle izah etmiştim. Yalnız uçak veya “nizaltı muharebelerile de harbi kazan- Mak ve bitirmek imkân yok gibidir. O harbin şimdilik ancak iktisadi ve “lnimasi sahalarda az çok müessir 0 irak devam edeceği anlaşılıyor. harb deha ziyade İngiltere ile Almanya arasında şiddetli bir abluka ve Mukabil abluka mücadelesi şeklinde te- etmektedir, İngilterenin Almanya- Y ablukası bugün her ne kadar yalnız #imal denizine inhisar etmekte ise de bu Memleketin bütün uzek ve büyük deniz- krle muvasalan bu deniz üzerinden ol- için onun deniz aşırı ithalât ve ih- Meat tamamile durmuştur. oOBuna Müukabil Baltık denizi Almanya için ser- best olduğu gibi Karadeniz - Tuna yolu aktır. Bundan başka Almanyanın, ka- VA yollarından ithalât ve ihracatı bilkuv- Ve devam etmektedir. Almanların şimal denizi ablukasını bozmak veyabud İngiltereye karşı tat- bikine çalıştıkları mukabil ablukayı yü- Yütmek için, yalnız iki türlü vasıtaları Vardır: Biri denizaltı ve diğeri uçaktır. İngilizlerin iddinsma göre harb gemileri" İS himaye olunan ticaret gemi kafileleri Usulü ihdas olunaldanberi Alman de lerinin tezgâhlarında ticaret gemisi inşa) sindeki rolleri pek büyüktür; fakat bun- olunmaktadır. EThasl bütüm bunlar gös- teriyor ki denizaltı harbile müttefiklerin gemilerini bitirerek İngiliz adasının dün- ya ile muvasalasını kesmek ve bu suretle onu aç, iptidai maddesiz ve mahrukatsız bırakmak ihtimali yok gibidir. Bu hesab- ları yaparken bir de, bugün İngilterenin yalmz kendinin ve müstemlekelerinin gemilerinden değil ayni zamanda ve ilâ- veten bitarafların ticaret filolarından da istifade etmekte olduğunu düşünmek ik- tıza eder. Uçakla İngiltereyi müessir surette ab- ika bahsine gelince, burdan da tam bir muvaffakiyet elde etmek ihtimali pek şüphelidir. Çünkü İngilizler evvelâ, tice- ret gemilerini uçağa karşı da teslih ve ayrıca, bunları refskat harb gemilerile muhafaza ederek kefile halinde sevket- mektedirler. Bu suretle kafile usulünün, denizaltılarına karşı olduğu gibi uçak taarruzlarına karşı da müessir bir tedbir olduğu anlaşılıyor. O halde Almanların bugün (bilhassa İngiltereye karşı açtıkları şiddetli ode- nizaltı ve uçak savaşı ile İngiltereyi ab- Tuka etmek veyahud İngiliz ablukasnı tamamile bozup kaldırmak imkânları yok gibidir. Bu sebeble bu savaşların gayesi büyük ölçüde taciz, tasib ve tahdidden hizaltılarının batırma kabiliyet ve im-| Fbaret kalacaktır. klnları fevkalâde azalmıştır. Şöyle ki bu |. Böyle olmasma yani Almanyanın İn- Usul konalıdanberi 2500 ticaret (o gemisi| giltereyi abluka edememesine rağmen İngiliz iş ş limanlarına girip çıkmış ve İngilterenin Almenyayı hiç olmazsa şi “iye kadar | kafilelerden ye eğime e le devam et- WE denizaltıları tarafından batırıla-İ mektedir. O halde müttefiklerin ticaret harbile kat'i bir netice elde edip edemi- Bundan başka bugün, harbin bidaye-| yecekleri hakkında bir fikir edinmek i- Ünde olduğumdanberi üç misli arttırılmış | çip Almariyanın bu şimal denizi abluka- "lan İngiliz denizaltı takibine mahsus) Smdm De dereceye kadar müteessir ola- b gemilerinin fevisalâde faaliyeti do-| bileceğini anlamak icab eder, ayısile Alman denizeltları Büyük Bri- Bitarafane tetkikatile bu gibi mesele- taya deniz ticaret yollarından uzaklaş-|lerdeki ihtisas umumiyetle tasdik olu- kta imişler, nan İsviçreli albay Grossleine göre AL Filvaki harbin bidayetinde takriba 60| man toprakları mümbit ve zengindir. Fa- olan Alman denizaltıları bu iş için “zdırlar, Çünkü burların bir miktarı bat- AŞ veya hasara uğramıştır. Mütebaki Kalanların 1-3 nün tamirde, 1-3 nün isti- Tahatte oldukları kabul edilirse denizler- bulunan Alman denizaltılarının sayı- ları 13:15 i tecavüz etmiyeceği anlaşılır. beraber Almanların verdik- leri rakamlara göre, bugüne kadar Al denizaltılarının batırmış oldukları Vâpurların tonaj yekünu takriba yarım Milyondur. Halbuki harbin başlangıcın- “a müttefiklerin mevcud bulunan ticaret Hemi sayıları ile tonajları takriba şöyle İli: İngilizlerin cema'n 17.780.000 tonluk 7203 gemisi, İngilir müstemleke ve do- Minyonlarının cem'an 3,166000 tonluk gemisi ve Fransızların cem'an 203000 tonluk 1307 gemisi vardı. O hal- “6 Alman denizaltılarının şirdiye kadar Matırdiktarı gemilerin tonajınm o yalnız İngiliz imparatorluğuna aid olarak mev- Sd gemilerin tonajına nisbeti takriba kat saf neftle altına ve harbin sevk ve idaresine lüzumlu birçok madenlere ma- lik değildir. Her ne kadar Almanya ken- di topraklarından senede İl milyon ton demir istihsal ediyorsa da bu miktar harb için kâfi değildir. Çekoslovakya top- rekları dahil olduğu halde Almanyada, harb sanayfi için lâzwm olan kükürt, man- ganez, kalay, bakır, kurşon, tutya, nikel, mağnezyom ve elominyonlu bauxite madenleri yoktur ve bunların Rusya ta- rafından tememile verilip verilemiyece- ği henüz bilinemiyor. Molotofun yeni mutkunda da buna dair değil bir vâd bir tek kelime bile yoktur. Almanya kendi kendini de iaşe ede- mez. O her sene kendine lâzim olan me- vaddı iaşenin 9 17 sini ve yemek yağının (tereyağı ile dormuzyağı dahil) “e 50 sini dışardan ithale mecburdur. Vesika ve tasarruf usulile gerçi bu nokaan miktar. Jar hayli azalır, faket büsbütün ortadan kalkmaz. * 24 kadardır. Fakat batınlen gemile-| Gerçi Almanlar, ereatz usulile, pamuk, TİN hepsi İngiliz olmadığı gibi İngilizler | yün, benzin ve makine yağları gibi hariç. “C takriba batırılan gemilere mukabil ten ithale mecbur oldukları birçok mad-| gi. lar çok pahalıya #nelolmaktadır. Almanya zaptettiği Lehistan toprakla- rından da birçok faydalar elde edebilir. Meselâ senevi 40 milyon ton kömürle 800,000 ton demir madeni buradan alabi- leceği şeylerin başında gelir. Fakat Al manların ekmek, mmevaşi, kereste, şeker ve patatesi alabilecekleri Leh vilâyetle- rinin çoğu Rusların eline geçmiştir. Ay. ni zamanda, yılda 500,000 ton neft veren petrol kuyularını, Şarkt Galiçya ile bir- likte, Ruslar aldılar, Şüphe yok ki teslihat ve harbe hazır- ık için büyük yekünlar sarleden Alman- ya kendisinde mevcud olmayan veyahud kıt bulunan mevaddan müteşekkil büyük ölçüde depolar yani ihtiyatlar vücude ge- tirmistir. Ancak o, bu ihtiyatlardan ye- pacağı : arfiyatın yerlerini doldurmak mecburiyetindedir. Aksi takdirde, bu ih- tiyat depoların eksilmesi nisbetinde onun harb kebiliyet ve kudreti de eksilmeğe mahküm olacaktır, Albay Grosslele göre, Alman milleti müttehid kaldıkça Alman harb kudreti çok büyüktür. Onun vektile inşa ettiği kanallar ve otostradlar şimdi ona büyük hizmetler ifa ediyor. Fakat bütün bunla- ra rağmen onun harbi nasıl bitirebileceği bilinemiyor. Elhasıl, kaybolan sulh ümidi yerine geçen, uzun bir harb ihtimali bugün yal mız muharib değil bilaraf milletleri de tehdid etmekte ve ayrıca harbin umumi leşmek istidadı Avrupayı endişelere sok- maktadır. Harb, kana, hava ve deniz muharebe- lerile neticelenemez ve ticaret ve propa- gında har'bleri de seri ve kat'i neticeler veremezse, üstelik sulh te olmazsa bar bin uzamasından ve insanların bunun Z8- ruri neticelerine maçer #ahammül elme- lerinden başka yapılacak bir şey kalır mı? E. E. Erkilet Bir artistin kaybettiği 1000 lira bulundu Bir müddet evvel Şehir tiyatrosu artistlerinden Şevkiyenin misafir bu- lunduğu bir evde çantasından bin lira- sınm alındığını yazmıştık. Bu çalınma veya kaybolma hâdise - sinin tahkikatile meşgul olan zabıta, dün Necati adında bir genelin ötedehe. iride fazla para sarfelmekte olduğunu görerek kendisini takib ve tarassud al. tma almıştır. Bir komisyoncunun yanında kâtib. lik yaptığını söyliyen Necati, sorguya çekilince; İstiklâl caddesindeki Japon mağazasının önünde tek bir bin lira - lk bulduğunu ve bu parayı Merkez Bankasında bozdurarak harcamakta olduğunu beyan etmiştir. Necatinin ü- zerinde 350 lira bulunmuştur. Artistin kaybolan parası da tek bir binlik olduğundan zabıta Necatiyi kaybolma veya çalma hâdisesile mfüna- sebettar görmekte ve tahkfkatını bu noktalar üzerinde derinleştirmekte . i ruyorlar? Ramazan muhaveresi — Hele biraz daha geçsin, top pl yacaktır. — Yani birkaç gün sonra büyük bir Jberbin başlıyacağını mı zannediyorsu- nuz? — Yirmi bir, yarın yirmi iki, öbüş gün yirmi üç! — Vay muhtekir vay, hergün artti. uyorsun ha. — Yok anım, Ramazanın günlerini | — Ne harbi canım. Oruçluyum, sa »|hesablıyorum. İat de dördü geçiyor. neredeyse top * patlıyacak, oruç bözacoğum... Bu da bir fıkra: * Oruç tdtmıyan her gece sahur yer - miş: Yemek masasına pide konulmuştu; löri yaşındaki çocuk, annesine sordu: — Anne bunları tünelden mi aldınız? — Tünelden pide alınır mı? Ne bileyim anne, babem «tünelle geldim, pide oldum» diyordu da. * Çoctk babasına sordu: — Baba, bayramda çok masraf ol - için mi, bütün Ramazan aç du - — Bu nasıl iş, demişler, oruç tut « mazsın ne diye sahur yersin? Cevab vermiş: — Oruç farzsa, sahur da sünnet Farzı yapmıyorum diye, sünneti de yapmamam mı lâzım gelir! Bir fıkra daha: Eski devirde, bir Ramazan günü 80 İkakta simid yiyen birini görmüşler: — Ramazanda oruç yemek kadar fe * na şey yoktur. — Ben de duymuştum. — Ya öyledir de neye yiyorsun? Simid yiyen sormuş: — Ne zamandanberi simidin adı, 6. ruç oldu? Gİ il ER alis! LT Bunları biliyor mu idiniz ? Beyaz doğub sonradan — Her ne yersen oruç bozulur mu? — Evet.. Yalnız birkaç müstesnası vardır: Dayak yemek, rüşvet yemek, hak yemek- * — Bugün kaç? | Harbde kaybolan servetlerin kararanlar aranması Tibet yerlileri Harb başlamadan evvel, eski harbler. beyaz. » « doğarlar, “Ezer, |de Kaybolan kıymetlerin aranması İşine Fakat ısınmak için — , |Bararetle devam ediliyordu. 1792 de bab yaktıkları nebat- mış olan Fransız donanmasında “bulunag ların dumanı za» manla üzerlerinde > İservetin tekrar ele geçirilmesi için deniz. , İde skandiller yapılıyordu. Finlândiyalı « ie dak liye |lar da 1721 de batmış bir Rus gemisindeki Mya > bir tabak VA > iki yüz milyon altın markın taharrisinde peyda eder. Böylece doğuştaki beyaz |idiler. yenklerini kaybederler, i > & Bir çok hayvandan yapılmış tek hayvanlar En eski dil Dünya müzelerin Dünyada konu & © / g de bulunan, eski 5 a - < şulan birçok diller Rl | hayvan müsteha - vardır. Bunların selerinin ekserisi bir kısmına bugün İtek hayvana aid ölü dil derler. Çünkü artık o dille konu-| olmayıp ayrı ayrı şanlar, yazanlar kalmamıştır. Meselâ Jâ-| hayvanlardan kal tince bu dillerden biridir. Fakat dünya- mış parçaların bir araya getirilmesile daki en eski dil buğün gene yaşıyan dil-'meydana getirilmiştir. Çünkü tek bay. ler arasındaki çincedir. İvan pek nadir olarak bulunur. GÖRNÜLİSLERİZLİ İma uymama mann ze mam ni sar samara mam Şısında ona kendi mesuliyetini hatır - Jatmaklığımız mümkündür. 1 — Tahsil görmüş bir genç kızdı » nız, ailenizin gösterdiği namzedi tetkik etmek hakkına melik olmanız Mzımdı. 2 — Kocayı intihabda yanıldınız onda gördüğünüz noksanları düzelt - meğe çalışmanız icab ederdi. 3 — Çocuğa verilecek terbiye de ilk çafda erkekten ziyade kadını alâ - Yaşamak kuvveti... Bir genç kadın, Bayan «C. Da ha- yatından şikâyetçi: — «Ailem zengin, fakat hem cahil, hem de görgüsüzdü. Kocam kaba. sert, rahatına düşkün çıktı. Çocuklarım da bama evlâd zevki vermekten çok uzak, birer mahalle çocuğu. Düşünüyorum da bütün kabahati a- bir tahsil vermiş olmasında buluyo çıldı.. bedbaht oldum Bu genç kadının sayfalar tutan u hükmü verirler: arama atılacak, o zaman da; «Ne ya payım, bedbahtişme diyecektir.» * Genç kadınm mektubunda şüphe u yandıracak bir nokta bulamıyorum. İradesi kuvvetsin wzmi zayıf, çalışma kudreti sönmlş bazı inanlar vardır. küçük bir zorluğun karşısında derhal nefsi gevşerler, kazaya rıza Öerler, teslim ederler, bunlardan biri olma sı da mümkündür. İlk ihtimal karşımnöz kendisine ve- rilecek bir teveiye bulamazatnır, siz- den istediği esasen ilâç değil, kararı va tasvib ettirmektir, ne derseniz din lemiyecektir. Fakat #inci ihtimal kar. ilemin bana muhitimin oçok üstünde rum, onlarla aram maneo açıldıkça a- zon mektubundan . çıkararak burada naklettiğim satırları okuyanlar derhal — Bir sergüzeşte atılmak üzeredir. Kendi kendisini ikna etmenin zemini- ni yapmaya başlamıştır. Yarın evini barkım terkederek bir erkeğin kolları uygun mudur? kadar ederdi, - Demek ki sizde yaşımak kuvveti yoktu. Fakat hatayı düzeltmek, kuv - veti edinmek zamanı geç miş midir? . © Dün Yeşilköye gidiyordum. Kum « kapıdan bir kadınla erkek komparti « mamımza bindiler. Ön tarafa geçti - ler. Arkadaşım kulağıma “fısıldadı: — Kadın biraz daha gayret etse a- demı bir delikanlıya benzetecek! Gerçekten öyle. Kadını tanırım. İki üç sene evvel vücuden düşkün, köşe- ,, sinde yaşamaktan başka bir şey dü « şünmez bir erkekle (o evlerdi, işte bu erkek şimdi gözlerimin önündedir: Ter temiz giyiniyor, dimdik yürüyor, göz- lerine de biraz fer gelmiş gibidir. » © Arkadaşım kulağıma bir dahafı - sıldadı: — Güvenmek imkânı olan en kü « çük bir fırsatı kaçırmazlar, Erkekte biraz kabiliyet varsa kadının onu çok ilerleteceğinden şöphe etmiyorum. , Bayan «C. D.» kendi kendisine sör- maldır: — Acaba hiç çalışmayı, tecrübe etti mi? e mak kuvvetini edinmeğe muh- - — taçdır. TEYZE