3 Kasım 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

3 Kasım 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(EDEBİYATI İki şair ve yeni şiirleri Yazan: Halid Bu yazımda iki genç şairden bahsede-| ceğim: Orhan Veti ile Öktay Rifat'tan. | Onlardan bahsedeceğim, çünkü yeni gürin bütün karakteristiğini onlarda bu- İuyorum: hem kuvvetli, hem zayıf cep- helerile... Öyle sarıyorum ki, bu şairlerin giir- erindeki bu iki cepheyi aydınlatış, az çok, şiirimizin bugünkü ve yarınki tema- yüllerini gösterebilecek bir hizmet gir) caktır. Buna arasıra lüzum vâr: zira ha- kiki ve samimi yeni ile bu kiymetleri bo- zan sur'ilikler ancek bövle araştırmalar- Ja kabil olabilecektir. Bu araştırmada yürünecek yol ise meydandadır: muka- yese. Ba mukayese? Dünkü esirle bugün-| rü... Bahsettiğim şairler bu mukayese için bugünkü şiirimizde en tipik birer çeh- edir. * Önce şu efheti işaret etmeliyim. Oktay Rifat'ta müfrit bir çocuk hassasiyeti var. | Bu hassasiyete uygun olan muheyyile- sinde eşya büyürken küçülüyor, küçü- Mirken büyüyor. İşte son şiirlerinden biri: Tayyare Tayyareler gelecekmiş Korkum, yok benim, Kâğıttan gemilerim, Kurşun askerlerim hazır, | Zaten bunlar kırlırsa Babam yenisini alır. İşte bir nümune daha: Yaramaz çocuklar Yaramazlık eden çocukları Kömürlüğe kapatırlar, Hırsızlara verirler, Tavana asarlar bacağından, Peki ama hepsi de mi yarama Polonya çocuklarının? | Bu çocuk hassasiyeti ihtimal dünkü gairlerde de vardı. Hettâ bunu daha ev- velden başlatarak misallerle göstermek! te kabildir. Meselâ Recaizade Ekremin,' Ölen sevgili oğlu Nejad için yazdığı çiir- Jerden. birinde odesındaki eşyasını say- ması gibi... Sağına bakıyor, bir grama- fon görüyor: «Ah oğlum, gramalonda se- #in var, diyor; soluna bekıyor, bir köşede merhumun küçük fesini görüyor: «Vah yavrum, şuracıkta fesin var» diyor. Üde- bayı Cedideden Hüseyin Siret için, gece yarım sevgilisinin kafesli cumbası altın- dan bile âsadettir. Nihayet, u- gaktan bekçinin sopa sesini işitince uzak- Isşır ve manzumesi, vektile Yahya Ke- male meşhur nüktelerinden birini sarlet- tiren şu musra ile biter: sareamanünsezesesssın s Horoz. | Ediyordu benimle istihza. Dünk aruz şairleri ve onları takib e- den hececiler hiç değilse çocukluklarının, maraziyetlerinin omünkiri (değildirler. Sâflarını biliyorlar ve saklamıyorlar., Tevfik Fikret bile: Çocuklarımla, çocukluklarıma mes'udum Bugün bu saatle, Demiyar mu? Halki bugünün genç esiri, çocukça duygularını büyükçe fikir- lerine denk düşürmek marakındadır. Bi- Fahri Ozansoy <Üzün boylu adamdım sağlığımda. «İnanmazsamz elbiselerime bakın!» Biri diyor ki: «Ben de askerim «Ne farkım var diğer ölülerden, «Eskiden evlerde otururduk «Dışında kaldık bütün kapıların. «Şimdi duvardan geçiyoruz.» Diğeri diyor ki: nluğuna kollarımın hatırası & başım ağrıyor, «Yalan hepsi bunlarin, inanmayın! «Biz yokuzs diyor bir başkan, İşte bu şiirde genç esirin bütün mezi- yetimi açıkça görüyoruz. OrijinaMtesi bu- günkü harb Avrupsu karnsında hakikt bir membadan çıkıyor. Yukarıdan aşağı ya kadar bütün manzumede bir ritm bir- liği, bir fikir birliği, bir terkib var, Son mera, en acı bir çığlıkla ölümün ebedi yokluğunu haykımrken, bizi, sürprizlerin bu manzumede en beklemediğimiz ucu- rTumuna sürüklüyor: «Biz yokuz» diyor bir baskası. Şimdi Varlsk'taki ikinci saire geliyo- Tum, yani Orhan Veli'ye. hani Nurullah Atacın pek beğendiği «Yazık oldu Süley- man efendiye» mısra yazan garabet meraklısı gence... İste onun da «Lükırdı-| larım, isimli yeni bir manzumesi: 1914 de doğdum 5 de konustum Hâlâ konuşuyorum. Lâkirdılarım ne oldu? Gök yüzüne mi gitti? Belki de heprt geri gelecek Tayyare biçimine girip 1939 da. “Allah varaa eğer Başka bir şey istemem andan, Bununla beraber istemem Ne Allahım olmasını, Ne de işimin “Allaha kalmasını. Tevfik Pikretin «Tarfh-i Kadim» nden sovma bu menzumenin &na fikri ne zevf, ne renksiz ve ne tatsız geliyor. Bir veni- Vk (ona da venflik denflirse), yalnız son fki mısram elk tâhiridir: işin (Allaha kalmam, İtiraf ederim ki. bu neviden manu - meleri yazmakt adevam ederse, sairin san'at âlemindeki işi muhakkak Allaha kalacaktır! Nerede ötek! menzümenin derinliği, nerede İmon bir parsa müsfkisi bile ol- miyan sathilip! Varlık'ın o nfishasındaki ayni imza »1- fırlaki Alğer fki manzumevi de aynen buraya kavdetmeden gecemiyocoğim. İş- te birincisi: Birim efbi Arzulu mudur acaba Bir tank rüyasında Ve ne düşünür tayyare Yalnız kaldığı zaman? Hep bir ağızdan şarkı söylemesini Sevmez mi acaba gaz maskeleri Ay minde? Ve tüfeklerin merhameti yok mudur | Biz insanlar kadar olsun? SON POSTA iki ay sonra istanbulda kadın çorabı kalmıyacakmış! Ortaya çıkan yeni çorap davası etrafında kimler neler söylüyorlar ? Harbin kadın çoraplarını kadar tesir edeceği kimin aklına gelirdi?.. Kadımla- ra harbin dehşetini daha güzel anlatacak olan bu keyfiyet maalesef hakikattir. E- Her maddel Iptidaiye ve iğne temin edi- lemezse iki ay sonra kadınlarımız ayak- larına giyecek çorap bulamiyacaklardır. Vakıâ bu vaziyet bir kısım bayanların canına minnet atrma, çorabın ulü ice nâbına sığınam bir kısım bayanlar için de cidden mühim mesele, Bu iki ay içerisin- de çorap Hatları barometresinde sile re- islerini bir hayli terletecek tereffüler olâ cak.. lâkin bundan sonra aile bütçesi nin dörtte birine ambsrgo koyan çorap sarfiyatı halile sıfıra düşecek, binaena- leyh biraz diş sıkılırsa, harbin bizdeki çorap davasını halletmek gibi bir fayda- lı neticesi görülecek!,.. Birkaç gündenberi şehrimizdeki çorap fsbrikatörlerini derin bir düşünce almış bulunmaktadır, Zira çorap fabrikaların. da kullanılan iğneler Almanyadan gel- mektedir. Harb hali dolayısile bu iğneler gelmez olmuştur. Bu yüzden yavaş ya- ze yaramazlık eden çocukları kömürlüğe kapadıklarından, hırsızlara ( verdiklerin- 'den, bacaklarından tutup tavana astık- lardan bahsediyor. Arkasından, bunlar hangi zamanın çocuklarıdır? bugün bu| cezalar tatbik ediliyor mu? diye düşün-| meğe bile vakit bırıkmadan büyükçe fikrini ortaya sürüyor: İşte ikincisi: Hakkınız var, güzel değildir ihtimal Mübalâğa sanati kadar Varşovada ölmesi on bin kişinin Ve benzemesi Bir motörlü kıt'anın bir karanfile, * İŞarl ile ittifak Ooederek Deli Petroya)| şetile yaşatmaktadır. İkinciteşrin 3 LI Resimle Tarih | MAZEPPA İvan Stefanoviç Mazeppa, 1644 telda Boltava muharebesinde bulundu ve İUkranyada Bielo Tserko civarında Ma-|hezimetten sonra İsveç kralile beraber zepintzi köyünde doğmuştu. Namuslu, Bender'de Türkiyeye sığındı. Demir « serefli bir ailenin oğlu idi. Polonya |baş Şarl'ın memleketine gönderilme - Krallarından Beşinci Jan . Kazimir'in|siden sonra, Deli Petrodan intikam al- içoğlanlarından (pajlarından) idi. A .|Jmak ümidlerini o kaybeden Mazeppa stl bir Polonyalı kıza âşık oldu; ve bir 1709 da Bender'de zehir içerek intihar gece kızın koynunda iken basıldı. De-jetti: Ölümünden evvel elindeki bütün Tikanlıyı anadan doğma çırılçıplak soy hatıra ve vesikaları da yakmıştı. Bu » dular. Azgın bir atın üstüne bağladı -|)hunla beraber, ismi ve macerası, hey - lar ve kıra saldılar. Hayvan, sırtına keltraş, ressam ve romancılar için zen- baplanan çıplek delikanlı ile, Varşova. |8in bir kaynak olarak kaldı. Lord Bay- dan ta Ukranyaya kadar geceli gündüz İron onun adını taşıyan bir eser bırak- Wi müthiş bir süratle deli gibi koştu;|ti- Viktor Hügo, (şarklılar) adındaki ve nihayet bir gece, çatlıyarak düştü. İYİ” emme Ke mi ie hb z N me neşretti; bu arada, birçok meşi Mazeppa'yı kırda, ölmüş bir atm sır -| A... içinde ressam Horace Vernet- tında bulan Ukranya (kazakları onu te 1826 - 1827 yıllarında gördüğünüz kendi aralarına aldılar. 1687 de de, resmi yapmıştı, Adı «Mazeppa kurd- ölen hatman (reisleri) yerine reis seç-İhar içinde: olan 'bu tablo, genç Ukran- tiler. Mazeppa, İsveç Kralı demirbaş yalının korkunç macerasını bütün deh Eser Avinyon 1709 ;müzesindedir. karşı beş bin Kazak ile cenk üç Horas Kardeşler — vaş işler azalmağa başlamıştır. Bunun da neticesi olarak, bittabi arz, talebi karşı- lamadığından basit -bir iktisad Okaidesi, Romanm en eski krallık devrinde Kral Tullus Hostilyus zamanında, Ro - ma şehri halkı ile Albe şehri halkı a - rasında cenk oluyordu Hangi şehrin galib geleceğinin tayini için her iki şe. hir halkı da üçer kahraman çıkardılar: cengi kazanmış oldu. Kahraman Horas, galib olarak dö - nerken, ki”kardeşi Kamil'in ağladığı. nı gördü. Kız, Kuriyas'lardan (o birini seviyordu, sevgilisinin ölümüne ağlı « yordu. Horâs, bir düşmanı seven kız - Peki ama hepsi de mi yaramaz Polonya çocuklarının? İşte şiirin bu son iki mısraı teknik ve #ahaestis itibarile yenidir. Aktüaliteyi bu! kadar sade bir ıztırabla dile Kriz herhalde uzun beylik mısralar sıralamak- tan güzeldir. Yalnız bu fikri, bu sadeliği! içindeki Müzünlü sualin o <ocuk cezaları! arkasından getirmek, nedense gene in- «Yârin dudağından getirilmiş.» | Bu serbest şiirin dördüncü mısraı mec- zemesi: olduğu anlaşiıyor. Buraya 0 su- retle düzelterek naklettim, Gelelim şiirlerin kısaca tetkikine,.... «Bizim gibi, deki fikir değil, sadece ses Nazım Hikmeti hatırlatıyor. İlk kıt'asın- da yalnız kalan tayyarenin ne düşündü- günü sormak oldukça scafb bir e çe ci #atlar yükselmiştir. Çoraplarımızın hem kel, hem fodul bir bale gelişi yeniden bir ledi “bei ği İmal çorap meselesinin slevlenmesine sebebi- «benzemememi » ö Gümlelekin gelineli Herümübie elek | sukuya a yeğ ömerli lg rap işliyen makineler ancak bunun ya- rısını imal eder hâle gelmişlerdir. Bir kı- sim çorap fabrikaları da mesai saatlerini azaltmışlardır. Piyasada hâkim olan ka- naate göre, fabrikalar re kadar dişlerini kardeşini de öldürdü. Bu sefer, Rams kanununa göre, katil olarak idama mah küm oldu. Büyük Fransız ressamlarından Lui David, «Horas'ların yemini: adı ile kendisini önlemek istiyen Üç Kuri -| yaptığı tablosunda, Delikanlıların ba- kendisini önlemek istiyen Üç Kuriyas-|beları tarafından uzatılan (o kılıçları ları birbirinden ayırmağa bu su .İ|kahramanca kabul ederlerken, güzel vetle muvaffak olduktan sonra, onları Kamil'in ıztırab ve endişelerini göster- birer birer öldürdü. o Roma şehri delmisti. Bu eser, Lüvr müzesindedir. Romalılar üç Horas kardeşleri, Albeli- ler de üç Kuriyas kardeşleri seçmiş » leri. Altı cengâverin mücadelesinde, Horas'lardan ikisi ölmüş, Üç Kuriyas - lar da yaralanmıştı. o Üçüncü Horas, arş ON ai İçe Bunda giiriyet nasil bulunabilir? #eeeiir de duyuyoruz ia “ İkıtlanın ay ısığındar hep bir ağızdan garkı dar... Hissin derinliği yoktur. Tek satı -İ söylemesini klan e api Dili hı bir çizgidir. Kim bilir belki şairin YaP-İ yi, tok töde bir 1 Harb ehasindi mak istediği de budur. Fakat bunu DSİ bile lü buhuş! raga bugün, ne de yarım kolavca kabul ettire-| , yitik bir tesiri. Anlatış ta güzel... miyecek., hattâ bu giirnin son İİ Mr | Pakat tüfeklerin merhameti insanlar ka- ndaki içten gelen oıztıri i bile si Te dişin Günden duyabilecek: kulal-) 015,dA yok amı Hesli Ouyan! gayri ihti ler bile zarnettiğinden bile az bir sayı- dadır. er. i bazan arkadaşmdan geri kalmıyor. Şairin yeni şiirlerinden bir misal daha akalin siir bir Kül lb iyimi şey ; madım. Bilhassa bir motörlü kıt'anın bir Şehitlik karanfile benzetilmesi, hem de yârm du- dağından getirilmiş bir karanfile tek ke- «Gözlerimi balıklar vedi. «Görmek ve ağlamak bitti benim İçin. vari güldürmemek kabil değil!... Görü-|dırp yepyeni çoraplarını atan bayanla- lüyor ki, çocuk hassasiyetinde, bu şair İİ mız. kış ortasında Temmuz ayını ihya maile gülünçi Anlaşılan Orkan Neletim. O da beni piyasaya daha hâkim sıkarlarsa şıksınlar bu vaziyete iki ay- dan fazla dayanamıyacaklar. Hele ihti- yatısolmyıan fabrikalar daha evvel işle- rini durdurmak tehlikesine maruzdurlar. Bu durum karşısında, tek bir şiş kaçığı, yahud iğne gözü kadar bir delik için kak ledecekler, demektir. Bu herhalde garb cephesi tebliğlerin- den daha heyecanlı olan haberi alınca İhemen. bir çorap fabrikatörüne müracaat bir diğer tüccar li Hepsinin, etekleri tutuşmuş. Bu tanınmış! mevaddı iptidafyeye giden kısmı 700- çorap tüccarına göre vaziyet hakikaten|800 dür. tehlikelidir. Yerli çorap sanayi atıl kal mağa mahktimdur. Bakınız ne diyor; «— Bugün çorap sanayii iki mühimi yedi aekiz işçinin bir aylık işini temin mesele karşısındadır: İğne ve mevaddı iptidaiye.. İğne meselesi; kıymet itibarile ehem- miyetsiz bir şey ifade etmekle beraber çorap sanayiinin yürümesmde mühim rolü vardır. Ayda 2000 lira kıymetinde mal istihsslinde bulunan makineye 50-60 fabrikatöre Are iğne lâzem gelir. Du 2000 liranın Geri kalan kısmı ücret, vergi vesaire- dir. Ayni zamanda bu 59.60 liralık iğne, eder. Almanya ile olan ticaröt muahede- sinin münfesih olması Üzerine, buray& iğne ve mevaddı iptidalye o gelmemeğe başladı. Bunları Amerika ve İngiltereden temin mümkündür. Ancak bunlar ser- best döviz ile muâmele yaptıklarından (Devamı 11 inci sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: