5 İ İ 18 nci asırda Istanb, Baron Wratislay Türkçeye çeviren: Sö Karakulere anlatacağım hi bin iki yüz dükadan yüz! nana kad; Manında Yeişen a abilmiş Kim ki tama z parâ, bü »Diriler meza - beraber... Bu parayı AREA bir bayi geen DE bir UN böyle en En etmişti, dtün kenrtaimş demidleri, Yeis ve Yütur m mütevelld de- in garklar te. Saim gün. Aram lümseyen bi; Yeceği iç, Pen ağa; bendi iyi haberden dolayı. ik j Z bir saatine! ula gelen Bonnyalı "ım hatıraları: 76 Dimes son yünler Ağanın tarifi vechile paşaya © sunulacak arizenin yazılmasını da bir Türk havale eyledik. Bu iş olup (o bitiikten sonra, kâğıdı ağaya gündemlik ve kendimizi evvddâ Cenabıhakka, sonra da ona (yani ağaya) e- manet etmiş bulunduğumuzu bildirdik. Arizemisi hâmilen, üç çifte kayığına atin - yan ağa, İstanbul yolumu *utmuş ve buraya muvasalat edince #Veznret kons#n na gide- rek İbrahim paşa tarafından (kabul olun - muştu. Ağa: paşayı, evvelâ, gesirinramlık maka. mına şeref şerdiğinden dolayı tebrik ettik. ten sonra, arizemizi kendisine takdim etmiş ve Şi mealde bir nutuk irsâ etmişti: — Saadellü paşa! Eminim ki Boğariçinde. reyya Jki bahçelerini ziyaret eylemek üzere, bizim Hisar önünden geçtiğin bir gün, mezkür Hi-İ #arın bir kulesinde kapal bulunan mahpus. ların haline acıdığını ve bunların o zindan. dan kurtarılmalarına yardım edeceğini vüd buyurmuş olduğunu hatırlıyacaksın... Fukat| 9 vakit bu yüce makamda yalnız kaymakam #fatile bulunmakta olduğundan kendilerine acınmaktan başka bir sey vapılamamıştı. İş. te o vakitlenberi bu zavallı tutsaklar sa: #ebü para efendimizin vezirlazamlık maka- mma yükselmesi için, kendi fyinlerine tey. fkan, geceli ve gündümlü dra etmekten hâl r papdağumuz ERA etrafında, Ser ARAYI çevreledik, lerini ni öperek bu iyi . rica ettik, Bizim Mcede ka; Paşanın, ayaklarını ve| sözi | MSI Diz Hakika, nen, aim ağı i, dondı tn; k zindana, Ki TAnMAMIŞ, ta dekihiey, ra, Si n rm ei Hinda, o şi Sünlandıran bir ab mer Bin nsanın sevinçler ye paber kar tir, £ Ve daha; ie gireeş İnan YYÜ edemese gerek > YİL Mesep, 3 0 izlere de, zile De yapacaklarını ma. “ » ağa, zoarak eken dişi e emen Paşaya bir ari. da muvaffakıye, © YENİ VE yüne kalmadılar ,. Hicbir gece, müçtemlan, senin için bir ilâhi okumadan uyumak üzere yat- madilar... Gayri mümin köpekler olmakla beraber, pene Allahın yarattık insan oğlu olmaları dolayısile, devletlü, sandetlâ paşam | #fendimin bunlara merhamet buyurmasını diliyorum, Kim bilir ki bu biçarelerin dun. sini kabul eden Cenabihak, kendilerini bu #indardan tahlis için sen saadetiü efendim! hm makama getirmemletir? Sen madetli efenâ'min verirlazamlık ma- “İvamıma seref verdiğimi kendilerine müide eMiğim zaman, hensi, ellerini semaya kaldı- varak Cenabi berive şilkran ve malvmedet. Tesini sundular, Esasen kndretth padişah e. z *enimiz 48 bu zavallıların tahlivelerine mü- “asde ve İrnde buvurmustardır. Binsenaleyh ha mehnular halen bütün ümidlerini sen nden efendime bağlamış bulunmaktadır. Var. Kürük bir sfmiinle bu, Allahın bedbaht Yu'lerını, bü müthis mahoesten kurtarmış, Mweelerm snesuz kimeeler olmalarma göre de, nevremhsrimiz efendimizin hoşmudisini ka- | anmış olacakatm!. Pasa, arizemizt alıp ağanm sözlerini din. Vedikten sonra, gn cevabı vermisti: — Aziz afa!, Elbette bilirsin ve takdir e —İdersin Hi omuzlarıma yükletilen varife yükü .İrek ağırdır. Bu vazifeyi hüznü Ha edebilmek toin çok dikkat) olmaklığım lâzım gelmek- tedir. Binaenaleyh daha »İzem olan İşleri “oluna kormadık, bu dediğin esirlerin tahlil. vesi Için bir sev yapmaklığım mümkün de- e uri yüne > öMür ve bizzat Paşaya bu mah Kelin sözleri Mrde hp, teminine, Muvaffak ma, yanl tah Sidi Mek yaptı, | 98. Tnevad, iki yüz > tak - bu t bize yol gö, 1 ye aş rler ederek mevien. “ine ik eklerin? öperek ve Kenari” tazla düze Vereceği Kabide tn, mumla Bire va ça pk an yl iy, SUiğe Eelel; BAVA yan ZE Def Sünü çectiği bala kan Gelmediğine ii Maşıyo. çerirmiş, hide hanım da : İaibimden Beçenleri' öğe UY Gİbİ bana dama kage Damak Üni Bikiyordu. Hiç « #abahtan ak. mak, keş yordum, 7 kendime Ş oi çer ha ya böyle z inç... O yiz pale kapılmamı da gali, Zengin ve yu On gibi meşhur a bunca üz bez nd; , Yasinda yiz parlak kadın dümuy Sim, eta na karşıl türiş İZaten birkaç gündenberi Nazlı ben! İstan- “ildir. Paka$ iki üç hafta sonra bana tekrar Wr!. O vakit bu zavalıların hürriyetlerinin. Yadesi için elimden geleni yapacağım.» * Ağa; İbrahim Paşa ile yaptığı mülâkattan dönüp te neticeyi bize anlattığı vakit sevin. oimizden çıldıracık gibi olduk". Ve Iki haf- *alık müddetin dolmasım sabırsızlıkla, büyük bir heyecan ve helecanin beklemeğe başla. dık. Şurası bizler için muhakkaktır ki geç- -İ'mesini beklediğimiz bu iki hafta, bize, ev- velce geçirdiğimiz dört yıllık müddetten da- man anlamamış mıydım? Nasıl oldu da son- radan kendimi gene bu tatlı ve kavrayıcı bülyalara bıraktım? Kim bilir, beliki bu dakkada Refika hani- sah; ANA Yazdı, o Ve İri Yüzüğ oy. İm düşünüyor? Hattâ belki de kaybettiği ka- METAİğİMİ itiş | dana, onunla geçirdiği mes'ud günlerin tatlı 8 inanarak | Batırasını tahayyül ediyor? Ben de onu düşümmemeli, tamamla ak. 94 birkaçilımdan ve kalbimden çikarmalıyım.» Bu sözleri o kadar çok tekrarlamıştım ki nihayet bir sabah bu üzüntüden silkirimeğe, ve bu hatıralardan kaçmağa karar verdim. bula, Erenköyündeki evine davet ediyordu. Mahide hanımın Mersine avdet etmek iste. mesinden bilistiftade ben de bu daveti kabul! etmeği tasarladım. Mektebin açmasına da SON POSTA SPOR Mektebler arası spor müsabakaları başlıyor İstanbul mektebleri arasmdeki spor hareketlerini idare ve tanzim edecek 0- lan beden terbiyesi hocaları, dün İstan - bul Maarif Müdürünün riyaseti altında bir toplantı yapmışlardır. Mektebler arasında yapılacak atle - tizm, futbol, voleybol ve atış müsabaka- lari için tertib edilen komitelere seçi - len hocalar şunlardır: | Atletizm — İbrahim Hakkı, Ziya, Fer- had, Nuri, | Futbol — Hamdi, Cevad, İhsan. Voleybol — Selim, Sabih, Sabri Ra - gıb Kız mektebleri komiteleri: Atış — Şehime, Hidayet, İffet, Atletizm — Handan, Şadiye, Mediha. Voleybol — Yaşar, Aliye, Sabiha, Mektebler srasmda yapılacak futbol ve voleybol fikstürü için önümüzdeki Cuma günü saat 17 de Maarif Müdürlü- ğünde bir toplantı yapılacaktır. Mekteb- İler arasındaki spor faaliyeti Cümburiyet İbayramından sonra başlıyacaktır. Askeri Fseler şampiyonası İ Her sene askeri liseler arasında ya pılmakta olan spor müsubakalarına 4 /Teşrinisanide atletizm ile başlanacak - tr. Atletizm müsabakaları üç hafta de vam edecektir. İngilterede futbol maçları İngilterede yapılan destluk futbol maclarında maruf takımların hemen hep si büyük sayılarla galib gelmişlerdir. İMeshur Arsenal, Chelses ile yaptığı ma- İçi 8-0 kazanmıştır. Bu maçta 10.096 kişi bulunmuştur. Lig şampiyonu Everton, Liverpul ta- kımını 441 mağlüb etmiştir. Bu maçta 8.000 kişi bulunmuştur. Trakyada tavşancılık Edirne (Hususi) — Geçen sene oldu - Bu gibi bu sene de Hıfzıssıhha müessese- lerine Trakya bölgesi Tavşan İstasyon - larından kadro fazlası olan erkek tavşan- larla ırkının evsafını taşımıyan reform edilmiş tavşanlardan 400 tane gönderil - miştir, Hıfzısıhha müessereleri daimi olarak ibu hayvanlara senede 2000 tane ihtiyacı olduğunu bildirmiştir. Bu ihtiyacın kar - İşilanmazma çalışılmaktadır. Şereflikoçhisar Şereflikoçhisar o (Hususi) — Şerefli - , rn zafer düş takı racağımız artmaz tavsiye | bu Işi hatırlat! Kendilerini de (divan) a 68 İkoçbisar kazasının Devekovan köyü el - varındaki bataklık içerisinde ( hüviyeti meçhul bir cesed bulunmuştur. Cesed bu bataklıkta uzun zaman kalmış ve tanın- mıyacak bir hale gelmiştir. Boğazında si- kıca bağlanmış düğümlü kalın bir ipin mevcudiyeti boğmak suretile öldürülüp bataklığa atılmış olduğu kanaatini ver - mektedir. Cümhuriyet o müddeiumumili- İği bu hâdise dolayısile derhal takibata önü hatırlatacak her şeyi uyutmak, gömmek istiyordum, Adresimi yalnız Nahide hanıma bildirmek mecburiyetinde kalmıştım; çünkü © yanımda idi ve bana kendisin: mektub yammam hususunda arar ötmişti. Erenköyünde on beş gün kadar kaldım; #akat bu Iki hafta içinde, Nazlinm bütün gayretlerine rağmen neş'emi ve İştikomi bul- mak kabil olamadı. Hall mekteb ağıldığı gün müdirem beni görünce hayretle: — Sana ne oldu Semiha! diye bağırmak. tan kendini alamadı. Hakikaten fevkalâde denecek derecsde de- #işmiştim. Aynaya bakınca kendimde bir gifi iri gözden başka bir şey bulamıyordum. Bakışlarım acayidleşmiş, keyif ve naş'em $a- mamile kaçmıştı. az bir zaman kalmıştı; bir sabah Nahide ha-| şıy günleri bunu geçirdiğim hastalığa ve- Bımin beraber tekrar yola çıktık, onu Mer-| — rek mühimsemiyen müdirem, yavaş yavaş sin vapuruna bindirdikteri sonra ben de E./'*k renköje gittim, v yüzüme endişe İle bakmağa, yemeklerimi ve İstanbula gideceğimi ne Cahide yazmış, ne uykumu yakından takib etmeğe başlamıştı; «İde Fahriye hanıma bildirmiştim. Onlardan fakat bütün bunların faydası yokta, binbir mümkün olduğu kadar uzakta kalmak, bana | zahmetle yediğim yemek içime sinmiyor, uy- <i Aynalı — Sultan Osman kadar olmasın... — Hani olmaz da değildir... — Bu gidişi zaten kan paklar. — Dün Karagümrükle idim. O semtin zor. baları kahvede «Sultan Muradla bayram er- tesi davamız olsa gerek» diye konuşuyorlardı. — Yalnız onların değil, hepimizin davası var Bultan Muradla... — Ahmedin kanına kan isteriz biz... İstanbul, için için Sultan Murad aleyhine kaynamakta idi. Ramazana bir ay kalmıştı «Sultan Muradla bayram ertesi davamız var» sözü, bir #htilâi beyannamesi gibiydi, Halkı, iki ay sonra pallıyacak korkunuç bir frtınaya hazırlıyordu. Hüxümet, halkın bu! içten kaynamasına karşı ımutlak bir lükaydi! içinde idi. Dördüncü Murad ise, kendeleri ve gözdeleri ile, bağdan bağa, bahçeden bah- Şeye, kasırdan kasra gerip eğlenmede devam ediyordu. Tayyarzade kendisine bu haber. leri getirdiği zaman, Gümrükçü Hüseyin e- fendi çok üzülüyordu. Padişahın çok ağır bir #illesini yemiş, başını cellâddan zor kurtar. mış olmasına rağmen, eski gümrük emini, memleketi içinde bulunduğu anarşiden an- cak Sultan Muradın kurtarabileceğine inan- mıştı. Hüseyin efendi, Muradı felâkete doğru sürükliyen etrafındaki adamlara lânet edi.| yordu. | Anasını görmek için Hüseyin efendiden |. xin aldığı günlerden birinde, Tayyarzade gö-| ne Kemani Osman Dedenin kahvehanesine uğramıştı. Osman Dede, Tayyarzadenin ku- Yağına eğilerek: — Küçükefendi haber gönderdi, seni bek- liyor konağında. Demişti. Tayyarzade, İstanbulun bu meşhur miraz. yedisine dale pek çok gey işltmişti amma, hs. | ni şöyle uzaktan bile yüzünü görmemişti. Ye. ri ile adı ile haber gönderip kendisini kona-| Kına davet etmesini evvelâ biraz garibsedi.| Fakat, zeki delikanlı, şimdiye kadar arala- rında İsmi hiç geçmemiş olmasını rağmen BİNBİRDİREK BATAKHANESİ |fendiyi toprak temizler artık.. » derlerdi. Ha. İfinda sapa bir yerinde 1di. Kühya efendi, 0- Sayfa 9 Yazan; Reşad Ekrem saray | kikatte, servetini Küçükefendi kendisi de bilmezdi. Bunu bilen bir Allah bir de kâhyasi | Abdi Molla idi. Abdi Molla, Küçükefendinin yanına kırk yamalı mintan, kırk yamalı cübbe ie gir. mişti. Yirmi yıldır da hep yamalı mintanlar ve yamalı cübbelerle dolaşmıştı. Konak hal. kı, efendilerinden siyade ondan korkarlarğı, Abdi Molla, bütün uşak ve bhizmetkârların © karşısında el pençe durmalarından fevkülâde, . hazzederdi. Ona boyun eğmiyen konakta ba- rınamazdı. Küçükefendi bütün işlerini onun eline bırakmıştı. a Abdi Mollanın odası, konağın arka tara. rada, arka sokağa açılan küçük bir kapıdan girip çıkardı ve bemen herzün, bir araba ka. vun, karpuz ile, yahnd omuzunda bir heybe e gelen köylüler de içeriye bu kapıdan alı- nirdi, Abdi Molla, bu köylüleri yerinden kalkma dan, çubuğunu fosurdntarak kabul oder, €- teği öpüldükten sonra bazan lüllen oturma. sını işaret ederdi. Abdi Mollanın dairesinde misafire kahve, şeker, reçel vesaire ikram etmek âdet değil di, Küçükefendinin kâhyasi azametli bir ta vır ile sorardı; meselâ: — Ey Hasan dayı; getirdin mi değirmenin kirasını?! Derdi, Köylü de koynundan bir kese çıka” np uzatır: — Al Molla efendi hazretleri. beş yüz al- tındır.. Küçükefendimizin eteklerinden öp&- rim... der, ve ilâve ederdi: — Bir de çoban armağanı getirdim. onu da sen kabul elti. çoluğa şocu?a çerez olur... Bunun Üzerine Abdi Moliz azıcık gülüm, ser; Zahmet etmişsin dayı... Der ve heybenin, yahud bahçede duran, Küçükefendinin Gümrükçünün dostlarından olabileceğini, kendisini de, belki, Hüseyin e- fendiden bir haber almak için çağırtmış bu. lunacağını tahmin etti. Alma bindiği gibi Bamatyadaki konağa gitti Küçüketendinin Samatyadaki konağı, halk arasında «Aynalı sarays diye meşhurdu. İki| yüz sene içinde imparatorluğa bir şeyhis lâm, Oç Rumeli kazaskeri ve on beş müder.; rs yetiştirmiş olan tarihi bir allenin en zen-| gin kulunun bütün servetine pek küçük bir, yaşta iken varis olan Küçükelendi, medre. seyi yanda bırakmış, cirafini #aran dalka. vukların etinde, şımatık bir mirasyedi ol. muştu. Temiz yürekli, eli açık bir adamdı, Pıkarası çoktu. Samatyanın hemen yarısı 0.| nun ekmeği İle geçinirdi. Konağının kapı! berkâse açıktı. Yemek zamanları, imaret Ei-| bi «eyvallah...» diyen içeri dalardı. Mutfakta yemek kalmayınca, kilerden peynir, pastır- ma, reçel çıkardı. Küçükefendinin konuğna giren aç kalmazdı. Aynalı saray İstanbulun en güzel dösen-| miş binalarından biri idi. Üç kıtanın en za. rif, en nefis eşyaları bu konakla toplanmıştı, Aynalı saray, ayni zamanda dünyanın e) güzel yüzlerinin toplandığı bir güzellik pa.| sarı gibiydi Küçükelendinin köleleri ve ca-| riyeleri, her biri en aşağı ikişer üçer bin ai! tına satın alınmış dilberlerdi. Küçükelendinin #erveti hakkında: «Deniz. de kum biter, onda altın tükenmez: derler-| 64. Bazan da: «Bu güneşe kar mi amam rından ibaret kalıyordu. Bir sabah Nahide hanımdan bir mektub geldi: aKızım, müdirenden aldığım bir mektubda senin hâlâ iyileşmediğini okumakla pek mü. tesasir oldum. Bu şeralt altında derslerine devam edebileceğini ümid etmiyorum. Bunun sıhhatin üzerine zarar getirmesi de beni korkutuyor. Cahide yazdm, birkaç ay için seni fekrar Mersine göndermesini kendisine söyledim. Bugünler ondan bir haber alır. sın... Hemen gel yavrum; burada mektebde olduğundan çok daha iyi bakılacağına ve bir kaç günlük bir istirahatten sonra tamamile eski sıhhat ve neş'eni bulacağına kanlim. «Gene müdirenden gelen mektubda, mek. eb doktorunun seni #on muayenesi esmasın- kularım birbirine eklenmiş kâbus , da pek zayıf bulduğunu ve bir müddet içinİğer, fena hatıraların seni üzeceğ seni çalışmaktan menettiğini öğrendim. Lü. ramanz ısrarlarin derslerine devam etmeğe | hususi bir klinikle birkaç ve vücudünü Tarpalamağa Zalkışmadan der-| bunu benim için yap! Rana basıma yo, hal istirahate başlamanı hassaten rica ede rim, arabanın boşaltılmasını uşaklardan (birine emrederdi, bir taraftan da köylünün yerdi keseyi boşaltarak içindeki parayı SAYS Sonra tekrar kesesine doldurarak çekmede. sine kilidler, gitmek Üzere ayağa kalkan köy. Yöye de sıkı sıkı tembih ederdi: ş — Hem bak Hasan dayı... Yanıkların Meh- mede, Dayı Kâlyaya, Celâl Çelebiye selâm, söyle... Tarlaların kirasını getirsinler. Dayi, KAhya gecen sene Küçükefendinin Silivri. deki çittiiğinden kırk araba ot kaleırmışlı onun parasını da unutmasın... Abdi Mola, biraz sonru da, kendisini iki yüz elli almak için çağıran efendisi ile şöyle konuşurdu. — Aman efendimiz. iki yüz altın bu. De- men nereden bulayım. Kiraclarımız para, vermiyor, çekmece tamtakır.. uşakları alti aylık borcumuz var. Vallahi şaşırdım kal dım elendiciğim... Şimdiye kadar çektiğimi bir Allah, bir ben bilirim. Sizi düşünmekten kendim binbir yamalı şeyle gezivorum.. Abdi Molla Küçükefendinin de bu sözleri- ne vereceği öerabı evvelden bilirdi: — Nafile yere kendini üzme Molla... Ye bu iki yüz altını hemen bulursun... Yahud da benden sana izin, var git, kendi işinle, gücünlel uğraş... Ben de küy köz dolaşarak kendi işimi kendim görürüm. . Abdi Mollanın gözleri yaş bir sünger gibiya di. Ne zaman İsterse, gözlerini biraz sikine YAŞAT tur; (Arkası var «Yakında görüşmek üzere, seni muhab. besle kucaklar, öperim yavrum» Üç gün sonra postacı Cahid beyin mektu- bunu getirdi. Bu, vasimden aldığım ik uzun yazı idi. O güne kadar bana vakit vakit bi? kartpostal yollamakla iktifa etmişti «Semiha, «Yengemden gelen bir mektubda senin "asta olduğunu, zayıfladığını, yemek ve uy. *ularinın intizamını kaybettiğini okudum. "ok, çok üzüldüm. Sana ns oldu? Yoksa Mersinde geçirdiğin fena günlerden ve yapa tığın büyük fedakirlıklardan borulun sinire lerin heniz düzelmedi mi benim fedakiş yavrum? «Yengemin mektubu Iç'mi parça parça et. 4. Hayat ve sıhhat Ğ bugün zayıf ve hasta olmasını havealam gi. mıyor ve zeni sevgili dağlarından koparıp ayırdığım için büyük bir azab duyuyorum. Keşki geni vahşi fakat mes'vd ömründe ra. hat bıraksaydım! Keşki hayatıma girme. seydtmi «Fakat waklen böyle üzülmek ve diğin- mek neye iyi! Babanın ölürn yatağında bana ettiği vasiyeli yerine getirmeli, seni mes'yd etmek için elimden gelen her şeyi yâpmali. yım, «Senden büyük hir ricam var Seniha! E. Mersina mutlaka ve mutlaka © istirahat etg Öğ olan Semihann ek isteti; ot6i »ni-kendi elile bir sıhhat evine yerleştirme. ni rica ettim, Carkası var) |