İsyan kurbanları Sedirin en kuytu köşesinde, başı göğ- sünün üzerine düşmüş ak sakallı bir adam daha vardı. Bu ihtiyar adam o kadar iki büklüm olmuştu ki, Şakir bey evvelâ onu tanıyamadı. Fakat gözleri karanlığa alışıp da dikkatli bak- tığı zaman, onun Darbhane emini Be. kir efendi olduğunu tanıdı. Evvelâ, 0. na doğru ilerliyerek: — Ay efendim.. haydi bizler, ne ise.. sizin gibi bir piri faninin böyle yer- lerde ne işi var? Diye, mırıldandı. * Bu dört felâketzede, burada başbaşa vererek âhir ve akibetlerinin ne olâ - bileceğine dair fikirler ve ihtimaller *yürütürlerken; üstkatta, duvarları ve tavanları som altın yaldızlı nakışlarla parlıyan (Sadaret odası)nda da Musa paşa ile şeyhislim Atâ Molla başbaşa vermiş oturuyorlar, şöylece konuşu » yorlardı: — Paşa birader! Çok şükür, şu bos- tancıbaşı mel'unu, kazasızca ele geci- rildi. Bostancıları alıp, saraydan hu. ruç eder diye, kati havf içindeydim. — Beli, mevlâna... Ben dahi avni tasayı çeker, dururdum. Zira, mela . nette yekta, bir heriftir. — Ele geçirilen, dört oldu. Baki, al. tası için intizar olunacak mı? — Beklemek, münasib olmaz sanı. run. Çünkü, isyan erbabı Atmevdanı. na kadar gelmişlerdi. Elbet, bunlara is. yanın bir semeresini göstermek elzem. dir... Bana kalırsa, şimdilik bu dört kişinin kellelerini Atmeydanına gön » dermeli.. âsilerin hissiyatını tatmin et. meli. — Münasib olur paşa birader. — Zaten, Kabakçı çavuş etmis... esamisi kendisinde olan on kişinin her) birini hayyen ve meyyilen yakalavıp mi beşer bin kuruş verecek » ş. U — Allah için söylerim.. Kabakçı #ibi kâr ehli ve becerikli adam görmedim. Korkarım ki, sonunda, bize de bir iş etmesin. Musa Paşa, çenesinden sarkan sev - rek kılları karıstırarak gülümsedi. Yü. zilnde, hilekârlığını gösteren bir ifade belirdi: — İlâhi, Mevlâna.. börlelerine mev. dan ve mekân verilir mi, hiç?.. Hele şu maslahat, bir hayırlı netice ile hi » tama ersin de.. bir bahane ile onun kellesini de koparıp atmak, işden bile değil. Konuşma, burada kesildi... Kapı a » çıldı. İçeriye, Musa Paşanın başağası girdi. — Efendimiz!.. Bâbü Fetvada biri - ken ulemayi kiram, Atmeydanına gi - diyorlarmış. Şimdi, haber geldi. Dedi. * Asilerin, Atmeydanma gelecek &a - dar cesaret bulmaları.. ve Saravı Hü - mayunun, burnunun dibine kadar 59 - kulmaları, Padişah 3 üncü Selime deh şet vermişti. Ve bu dehşet arasında dm Musa Paşadan bir arize gelmişti. Musa Paşa bu arizesinde; âsi kuv - vetlerinin (hadden efzun ve cümlesi bdei isyan ve ihtilâl ile osermest ol. Müş bir güruhu mecnun) olduğundan bahsediyor. (işbu güruhu Tâyüflihunü biran evvel tatmin (edip başka güna harekâtı müessifeye meydan verme » mek için, hemen, matlüb olan on kişi « nin derdest ve idam olunmalarına fer. mari buyurulması) nı (selâmeti milki millet) namına istirham eyliyordu. 3 üncü Selim, daha hâlâ gaflet uy- kusundan uyanamamıştı. Ve daha hâ. Mi, saltanat —ve hattâ, hayatı— etra - fında oynanan entrikalı oyunun mahi- Yetini anlayamamıştı. Vâlkcâ, artık her şevden oümidlerini kesen ve son defa olarak sadakat Vazi- fesini ifa etmek isteyen saray erkânm- dan bazıları, Musa Paşa ile Atâ Molla- Mın bu isyanda büyük rol oynadıkları. Ni. ve hattâ, bunca ihsan , ve enama Jpasl olan (Aygır İmam) | âsilerin ara apısına gilmiş. başta Aygır İmam larında dolaştırarak fesad — ateşleriniİolmak üzere, kendi fesad vasıtaların bir kat daha parlattıklarını 3 üncü Se-fJoraya toplıyarak, geceyi Atmeydanın « lime arılatmışlardı... Fakat iş işden olda, âsilerin arasında geçirmelerini em. kadar geçmişti ki, Padişah bütün ma -|retmişti. nasile aciz ve zâfını anlamış. © artik| Şu anda, Bâbıâli bodrumlarının de - Musa Paşanın bütün tekliflerini kabulİrin sükünu içinde, büyük bir facianın etmekten başka selâmet çaresi bula -|hazırlandığından hiç kimse haberdar mamıştı. değildi. Hattâ, kavaslardan ancak beş Musa Paşanın bu arz tezkeresi gelirlon kişi alskonulmuş. diğerleri, birer gelmez, 3 üncü Selim hiç tereddüd et. İbahane ile şuraya buraya gönderil « meden, yazı takımı çekmecesini istedi, | misti. Beyaz bir kâğıd üzerine: Küçük mescidin minaresinde ikindi (Mezbur on nefer kimsenin her biri |ezanı okunuyordu. Loş koridorda birer ahzü idam olunmak babında, o rizayı|v'lan gibi süzülen beş kişi, kıslık oda. hümayunum lâhik olmuştur. Başkaca'nın kanım önünde durdu. o Bunlardan tekide hacet kalmadan, hemen icabını |X'z'l cübbeli, iri #övdeli bir adamın €- icra edesin.) linde, yağlı bir kemend sarkıyordu. Dive yazdığı hattı hümayunu, der -| Bu adam, Cellâdbası idi. hal Musa Paşaya gönderdi. Cellâdbası, kanının önüne (gelince, * Tasiyetindeki dört yameğn işaretle e » Bu hattı hümayun Bâbıâliye geldiği mir verdi. Bunlardan birer tanesi ka -| zaman, Ykindi vakti idi. vınn birer kenarına geçti. İki tanesi Bâbıdlinin büyük divan © odasında, |de. birkaç adım kenarda, duvarın di « ear edin ve iceri, gaba tklA içti — | 010de, Gevale ma halindelerdi. Fakat, bu içtima, biç) Cellâdbaşı kan rengi cübbesinin e - kir mana ifade edecek mahiyette mü - *eklerini belindeki kuşağın arasına $0- : öildi. ? karken, bunlara, fısıltı ile emir verdi: zakere ile meşgul değildi. Musa Paşa N bunları elinin altında ve gözünün önün diz, boğacağız. Siz, kelleleri kese. de bulundurmak istediği için bir ta .Jceksiniz 'kım bahaneler icad ederek (o meclisin Bu emir, cellâdlara rehberlik eden| devanımı temin etmekte idi. fn tiril tiril titredi. Şeyhislâm Atâ Molla, bir aralık A - (Arkası var) ——— — Lehistanım tarihi uğrattılar. Silezya dükas (Baştarafı 6 ncı sayfada) dindar Han. İbir harb çıktı ve on üçüncü asrın ni « | bu muharebede telef oldu. Fakat Po hayetine kadar bu kargaşalıklar de -İlonya, Türk - Moğol istilâsına, kanının vam etti. Polonya çok zayıf düştü. Ni. |son damlasına kadar dayandı ve belki hayet küçük ve büyük (Polonya diye İbu mukavemetile bütün Avrupayı mü wiyevayrıldı.. Nihayet 1177 de Lekzi -|dafaa etti. (Sonu var) kada toplanan bir bevler meclisi, Diyet Reşad. Ekrem Koçu küğük Polonya prensi Kazimir Polon «| Şir kız balkondan sokağı düstü ya Krah olarak tanıdı, Bunun halefi| ynkapanında Hacıkadın mahallesin. «ihtiyar» Miesko, Pomeranya ve Si «'de Ortaminare sokağında 6 numarada lezya müstesna bütün Polonya toprak- oturan Arifin 16 yaşlarındaki kızı Ha- larını idaresi altına aldı Fakat o devir, hattâ Elbe've kadar piderek bütün bu sahiflerdeki Slavlarla birleşmenin fav- dalarını göremiyen Polonyalılar, bu de virde öon fırsatı kaçırdılar. «Ayı» lâkabile anılan Alman prens - lerinden Alber, 1157 de, burada Bran. deburg prensliğinin temelini attı ve Oder < Elbe arası Slavlarını -Almanlas- tırmağa basladı. Bilâhare Töton şöval, yelerinin akınları ve büyük Mogel is » tilâsı Polonyayı mahvolma derecele « rine düşürdü. 1220 tarihiride Mazovya dükası Kon- rad, Töton sövslyelerini Vistür ırmağı ağzına yerleştirdi. Maksadı, Prusyanın el'an putperest olan halkının tecavüz - lerini önlemek olar bu prens, Polonva. nın bel kemiği olan bu ırmağın Baltığa döküldüğü yerde Almanların yerles - mesine sebeb oldu. Buradaki ilk Al» man kolonileri, Thora, Kulm, Ebling vesaire bu suretle teşekkül etti, BNA - hare bu koloniler, Polonvalıların Vis - tol ağzına doğrü milli hakları olarak yayılma hareketlerini önlediler. i Polonya için ikinci meş'um. bir hi -İ dise, nail Silezyada da gö- rüldü: Silezya prensi Hanri, 1201.1238 Al- man Hohenstaufen hânedanından kız aldı ve bu eyalete birçok Alman mühür cirleri yerleştirdi. Fakat enerjisi sayesin. de, Silezya, bütün Polonyanın en canlı bir merkezi oldu. Bütün Polonya, Si - lezya (o dükalarınmn gayretile mili bir birliğe de © Kavuşacak gibi görünüyorlardı. Tam bu sırada Mo gollar (o Avrupaya girdiler. o 1241 de idi. oTürk . Mogol kuvvetleri Po. lonya üzerine atıldılar. Sendomlerz, Karakovi, Bratisiâvayı yaktılar, Polon - lime balkondan sokağa beyin üstü düş. müs, ağır surette yaralanmış, Haseki hastanesine kaldırı tır. Raşid Rıza - Ertuğrul Sadi iek Tiyat osu Bu ş es Bakırköy MİLTİYADİDE SAÇLARINDAN UTAN velel 4 Perde Yarın gece GAiB ARANIYOR Son Posta Gemi Biyan Havadis ve Halk gezelek Yerebatan, Çatsiçeme sokak, 18 İSTANBUL Güzetemizde çıkan yazı ve resimlerin Obütün hakları mahfuz ve gazetemize aiddir. ABONE FIATLARI İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. kutusu : 741 İstanbul (Posta İ Telgraf :-Son Posta Telefon : 20203 Ke | yalıları. Lignikada deci bir hezimete 18 ncı asırda İstanbula gelen Bohamyalı Baron Wratislaw'ın hatıraları: 61 Türkçeye çeviren: Süreyya Dilmen Esirlerin firarı Nöbetçilerin sarhoş edildikleri bir akşam; korsanlar gerek kendi ve gerek bütün arkadaşlarının ayaklarını bağ. kıyan prangaların perçinlerini eğeli - yerek açtılar, bunları herhangi bir kimsenin muayenesi halinde yerli ye- rinde görülmesini temin için, tekrar kurşunla lehimlediler. Vakti gelince bu kurşunları eğelemek demir per - çinleri eğelemekten kolay olacaktı. Bu iş de bittikten sonra korsanlar; mah. pusların keten gömleklerini topbya « rak evvelce temin ettikleri ipek kay. tanlarla bunları turslamışlar ve bu veçhile bir nevi halat vücude getirmiş. lerdi. Bu halat da hazırlandıktan sonra korsanlar; zindan arkadaşlarına, Türk muhafızlarla birlikte, rakı içmeleri ve bu esnada şarkı söyliyerek (oldukça öltü yapmaları hakkında direktif vermislerdi. Esirlerle muhafızların pür neş'e ve şetaret cümbüş yapmalarından istifade eden bu İki kurnaz Rum korsanı, el testerelerile oturdukları kat üstündeki birinci, ikinci ve üçüncü kat döşemele. na, Tükte delikler açmışlar, bu suretle kule penceresinin bulunduğu kata çıkmış . ardı. Bu pencereden, yaptıkları halatı aşağ sarkıtarak yere kadar değip değ. mediğini prova etmişlerdi. Bundan beska dışarıdaki dostlarla yapılan bir anlaşma neticesinde hafif ve seri bir sandalın kuleden görülebi. len bir sahilde, içinde bir ışık olduğu halde beklemesini temin eylemişlerdi. bir fener içinde bütün gece yanacak o. tıktan sonra gidecekleri istikameti gös. termiş olacaktı, Saint John yortusuna tesadüf eden günün gecesi, mahpuslar el birliğile kule muhafızlarını sarhoş etmişler ve bunların #lk uykuya dalmalarından is. tifade ederek kursun perçinleri kolay. ca eğelevip pransalardan kurtulmuş » Tardı. Yalnız içlerinden Bernstein adın. daki Almanın bir ayağındaki prandayı çıkarabilmişler ve ötekini bırakmışlar. dı. Ondan sonra hiç telâş etmiyerek hepsi, evvelce döşemelerde açılan de. liklerden en üst kata çıkmışlardı. Bu islerde havli tecrübe görmüş ve olgunlasmıs bulunan ve hürriyetin ne tatlı, ne değerli bir durum olduğumu çok iyi tallir eden korsanlar, burada, istical yüzünden, bir gürültüye sebe - biyet verilmesinden, telâş ve heyecanla ipten kayılırken birisinin düşmesinden ve bu suretle son dakikada 'plânlarının altüst olmasından, yani kimsenin kaça. mıyarak hepsinin tekrar yakalanmış bulunmalarından korkuyorlardı. Binaenaleyh bu iki ihtiyatkâr yol daş, esirleri vas sırasına geçirdiler, ki. İim parçalarından bir nevi iskemle va.| parak bunu halatın ucuna tesbit etti. ler. İlkin en fazla ihtiyarından başlı. yarak hepsini birer birer aşağı sarkıt. tılar, en sonunda da kendileri, iskemle. ve lüzum görmeksizin, maymunlar gi. bi, gömleklerden yaptıkları halattan aşağ: süzüldüler. Şimdi, bütün zindan yoldaşları ken. dilerini salimen dişinda bülunca her şeyden önce, gecenin zifiri karanlığın. da, diz çökerek sükünetle Cenabı hak. ka, kendilerine bu gece Tütvf ve ihsas. mn: diriğ etmemiş bulunmasından ölü. TÜ şükranlarını arzettiler. Ondan son. rTa'birer ?kişer diöer manfaları tırma - mp aşmakta güçlük çekmediler. Korsanlar elde ettikleri bu muvaffa. kiyet üzerine yanlarına bir Maltız sö . valyesi alarak ötekilerile wedalaştılar ve bundan ötesinin kendilerine aid ol. duğunu, kendi selâmetlerini temin için istedikleri gibi hareket edeceklerini söyliyerek ve evvelce hiç kimseye bah. setmedikleri kayığın yolumu tuttular, bir an bile kaybetmeden yelken açıp, rinden bir adamın geçebileceği büyük-| lan bu ısık korsanlara, zindandan çık - İserto) 1930: Türk müziği (neesar gecenin esrarengiz karanlıkları içinde, yalnız kendilerince mslüm olan, bir istikamete «hürriyet havasını teneffüs ede ede; şüphesiz, sonsuz bir sevinç duya duya bu meş'um kuleden uzak. laştılar!. * Korsunların çök kurnazca başarılar, le bu korkunç- zindandan kurtulup hürriyete kavuşan tutsaklardan Balaj Dak İstvan namında yıllarca evvel (Eğri) garnizonunda teğmen olan biz Macar, hem yaşının #lerlemiş hem 4 aralık hasta bulunmuş olmasından do. layı Karakule çevresindeki duvarları tırmanıp aşamamış ve oracıkta bir çe kura sinerek saklanmıştı. Şafak sökmiye başladığı ve minare. den müezzinin müslümanları o günün ilk ibadetine çağırdığı esnada Karaku. lenin penceresinden bir halâtın aşağı doğru sarkmakta olduğu görülmüştü. Bu görüşü bir bağırışma takib etmiş ve kuleden yukarı koşan muhafızlar tutsakların yerlerinde yeller | estiğini görmüşler ve nasıl kaçtıklarını anlıya, rak şaşa kalmışlardı! Bunların, yani muhafızların içinde en çok şaşan ve şaşkınlık zail olduktan sonra da dehşetle titriyen Dizdar ağa olmuştu. Adamcağız, hiç vakit kaybet. meden İstanbul yolunu tutmuş ve lâ. zım gelenlere Karakulede olup biten. leri bildirmiş idi. Bunun üzerine der « hal, İstanbul şehrinin ve Galafanın bük. (tün kapılarının kapanması emrolunmuş ive binlerce adam, karada, denizde, |kaçan tutsakları aramakta bulunmuştu. Bütün bu arastırmalar neticesinde yal. nız, ihtiyar ve hasta Macarı Hisar hen - öinde sinmiş olarak bulmuşlardı. Üş gün sonrada Alman Bernsteini bie türlü ayağındaki prangayı söküp ata İmamıstı. Binaenaleyh yakayı da ek vermişti. (irkası var) ere mam marammansam sea sene 0 2084 sea RADYO Ankara Radyosu DATGA UZUNLUĞU 1648 m. 182 Keş, 120 Kw, TAG 1074 m. 15199 Kes 120 Kw. TAP, 31/10 m. 005 Koz 29 Kw. 1230: Program. 1235: Türk müsiği - PA 13: Memleket saat Ayarı, ajans ve metsords loji haberleri. 13.15 - 14: Müzik: (Riynsekbe cümhur Bandosu - Şef; İhsan (o (Künçeri 1 — Furgeot - Marş, 2 — O. Pares - dPin« mmetias mazurka, $ — Koler - Bela - Romam- #k uvertür. 4 — Leo Delibes Coppella balesi seleksiyon. 8 — Gustave Michlels - ba#da yakalamışlardı. Bu zavallı, biz Çardaş No, 1. 19: Program. 19.05: Müzik (Bir kon « tası) 20.15: Konuşma. 20.30: Memleket saat Aya « rı, ajans ve meteoroloji (ohaberleri. (20.809 'Tirk müziği: (Müşterek ve solo tagannij Okuyanlar: Melek Tokgöz, Mustafa Çağlan, Çalanlar; Ruşen Kam, Cevdet Kozan, Zühtü Bardakoğlu. 1 — Bestenigâr peşrevi. 2 — Bi» men Şen - Bestenigâr şarkı: (Derdimi um « mana döktüm.) 4 —.. Eriç türkü: (Ate ladım bahgene girdim.) 4 — Udi Fabri - Hi. caz şarkı: (Buhar olsa çemenzar olsa) 5 — Santur taksimi - Zühtü Bardakoğlu, 6 — U- di Ahmed - Segâh şarkı: (Bakıp ahvali pes rişanıma er eyle gönül) 7 — Ethem efendi « Hüzzam şarkı: (Eski çeşmim hasretinle ağ- liyor) 8 — Refik Persan - Mahur türkü (Tes peler tepeler) 9 — Faize - Nihavend şarkış (Kız sen geldin çırkıştın) 10 — Refik Pers san - Mabur şarkı: (Kirpiğine sürme çel.X 21.30: Haftalık posta kutusu. 2145; Neşeli plâklar - R 2150: Müzik ( (Melodiler) 209 Müzik (Küçlik Orkestra - Şef: Necib Aş e kın.) 1 — Rudolf Nötriader - Haydi bang bir hava daha çal, 2 — Franz Yehar - Ço « cuk Prens operetinden vals, 3 — Mozart « Re Majör divertimentodan Menwet dansı ich Kalman » Holandalı kadın öperetinden potpuri. 5 Paloma şarkısı Üterinde potpur! Ter - Viyanalı küçük kız. 23: Son mjars ha - berleri, ziraat, esham ve tahviat, kambiyo nukut borsası (flat) 23.20: Müzik (Cazband- jp 2355 - 24: Yarınki program, Pepi Müller - TA& Ziehe > Bağ a gg