Ki 10 Sayfa yy A ya Eylül Posta» nın tefrikası; 11 Martha Richard HATIRALARI — Çeviren: Hatice Hatib Yangın ve infilâk delisi mtadım. Belki, benim gibi casusluk i .İlarla satılan erzak yüzünden burada |detli olan münekirid kendi kendine: «Al. Jeanne; — Rodweli bir delidir! diyordu. Yan. ve infilâk delisi... İtalyada iki sene inde birçok infilâklara sebeb olmuş. Bunu bana kendisi anlattı. o Gazeteler bu şeylerden bahsetmişti. Kaza diye yazmışlardı... 'Tabii hiç bir hükümet bu hususta açıkça yazılmasını istemez. Birkaç saniye susuyor, sonra hum « malı bir sesle devam ediyor: — İşte... Şu son zamanlarda Hazer denizinde batmış olan vapur da.. Bu da Rodwellin bir marifetidir... — Philippar-Georges'dan mı bahse- diyorsun — Ben bir şey bilmiyorum... Yalnız İyi bildiğim bir şey varsa o da Rodwel. lin bu son zamanlarda Misıra gitmiş olmasıdır! Ben onum İş için sayahate çıktığım işitince artık gazete okuyacak öesaretim kalmaz! Dehşet içinde idim. Ohibyan yandığı zaman İçinde arkadaşlarımdan bir'nin iki çocuğu ölmüştü. Karanlıkta Jean. neln elini tutan parmaklarım titriyor du. Bunu o da hissetmişti: — Martha, diye inledi. Onları görü. - yorum... Üstlerine alevler yükseliyor... Ellerini kaldırarak kaçıyolar... Ah bu Rodiwell her geçtiği yerde alevden dal, galar vücude getiriyor... Milânda da ayni şeyi yapmıştı... Oh bu ne müthiş gey Allahım! İkimiz de del! gibi bir korkuya ka- pılmıştık. Bilmem Jeanne hang! facia. ları hatırlıyondu. Sözleri kulağıma par. ça parça çarpıyordu... İyi anlıyamı - yordum... Fakat benim gözümün 5 - Büne Parelli clvarındak! petrol ku - ,Yularınm yangın: gelmişti... O müthiş manzara! Şimdi iylce anlıyordum ... Bu da Rodwellin bir işi idi. Sonra düşüncelerim © arkadaşımın “Phllippar factasında, yanmış olan yav. fularına takılmıştı... Tombul ve pem be çehreli iki güzel yavruyu düşünü - yordum... Gece için, iki örgü olarak minicik omuzlarından (uzanan ikişer öreülerile, beyaz, uzun gecelikleri İle onlar gözümün önüne geliyorlardı!.. Kimbilir onları nasıl acele ile uyku- larmdan © uyandırınışlardı... Ve onlar © henüz bir şey anlamadan dehşetli a - Jevler küçücük vücüdlerini, &pkı bal - « Mumundan birer bebek (gibi eritmiş, yok etmişti! Yarabbi nasıl oluyor da insanlar, hu. sust veya milli menfaatler için bu ka » © dar müthiş cinayetlere kadar inebili - yorlardı? Bu ne müthiş kâbustu! Jeann bana, © Rödwell'en bu türlü bahsettikten son- ra, ben bütün hayatımca bir yangın - o dan bir felâkelten bahsolunduğu za « © man, o yanmış ve korkunç yüzlü ada - , Mı düşünmekten kendim! menedeme © âim. - Birkaç zaman evvel, «Hindenburm Lakehurst'da karaya inerken © birden o yandı. Bahrimuhiti Atlasi'nin üstünde — büyük bir fırtına geçirmiş olan yolcu - — lar, birkaç dakikaya kadar karaya ba - © 8. Biran içinde bu mühteşem (balon |: — Zoe: - 2 - Tam. Sacaklarını görerek seviniyorlardı. — Tayyare meydanı, yolcuları istikba » le gelenlerle dolu idi. Yolcular müte » bessim bu halk kütlesine bakıyorlar - ör... Onlar da bu kalabalığa karışacak. ardı! © Bu kocaman balonun arka tarsfin . .da birdenbire korkunç slevler yüksel - bir alev halini aldı. Yolcular ümldeiz| ve delirmiş bir halde pencereden pen - cereye koşuştular. Haykırıştılar... Ken , dilerini alevlerin arasından boşluklara attılar... Ve yine çok kısa bir müddet içinde hepsi bir kömür parçası halini alıverdi, Bu facla, telgraflarla bütün dünya . oya hemen yayıldı. Gazeteler müthiş — facia ile dolmuştu. Ve ben bu faciayı duyunca en evvel © aklıma © Rodwell p — geldi. Tabif hiç bir şey bilmiyordum... Fekat onu düşünmekten kendimi ela . çinde yaşamış olan başkaları da benim | çok gibi düşündüler! leniliyordu. vr para kazanılıyor ve delicesine eğ- Bana bu eğlenti gecelerinden birin « PİYANO Sehne, öğleden sonra büyük bir kon » ser salonunda geçer. Konser müddetince hiç bir ağızdan bir tek söz bile geçmemiş. tir. Fakat aşağıdaki yazılar, kanseri din. liyenlerden bazılarının içlerinden geçen şeylerdir, Kalemi sinirleri kadar şiddetli ve hid- lah vere de bu adam program harici hiç bir şey çalmasa.. Karıler, bu konser hak. kındaki tenkidimi sabırsızlıkla bekliyor. Jeann şimdi uyumuştu. Onun uyku-İde Ramon Mendez İsminde bir Arjan . | lar- Sanki musikiden pek çakarmışım sunu seyrederken düşünüyordum; bü|tinli adam tanıttılar. Kırk yaşlarında | Bibi» zavallı kadın için de artık hayatta ra- hat ve sükünetin mevcud o olmadığı muhakkaktı! Eli avucumun içinde uyu. muştu. Ona dehşetli surette (acıyor - dum. Ben onun için casusluk hayatın. da harikalar yapmış, ve zamanında on- dan kurtulabilmek enerjisini göstere - Bağ bilmiş bir insandım. Or aki bu kana- | mad etmekliğimi rica etti. ati bozmak istemiyordum. vimli göründü. kadar bulunan bu adam Fransada tah.| Yüz elğ kadın: «Paderefekinin, genç. sil etmişti ve ilk nazarda bana pek se. | liğinde pek güzel olduğunu söylerler. Acaba bu da güzel mi? Gazetelerdeki re- Bilmem benim kim olduğumu hissetti | lerden Gir şey çıkarmanın imkânı yok mi? Fakat hemen bana çok samimi gö- ründü. Destluğuna ve sadakatine iti - Bu şey be -İrifi... nim için pek kıymetli idi. Eğer Alman. Boğazına düşkün münekkid: «Bana,| vapuru &açırlırsa alimallah boğarım he » Erkeklerden bir kısmı: «Şu konseri tam O uyurken başucunda onu bekler - lar ihanetimi anlarlarsa Arjantinde ha keyifle dinlemek için salanda sigara iç. ken, bu zavallıyı, onu âlet edinmiş o- Jim ne olurdu? len zalim ve kuvvetli ellerden kurtar. mak için çareler düşünüyordum. dum. Bu, Alplardaki manastırdan da ,|man ve hangi şeralt ha emin bir yerdi! Bu Arjantinin ce - nubunda bir yerdi! Harb zamanında, Alman ataşenavali Von K... beni bir vazife (ile Buenos Ayres'e göndermişti. Oradaki oAlman ataşenavaline müttefiklerin erzak de - polarını berhava etmek için verilmiş olan emirlerdi. Ben bu emirleri gö. türür görünerek Almanların şüphele rini davet etmeden plânlarını altüst etmeğe muvaffak olmuştum. Orada Hotel Royal'da hemen hemen tamamile serbest on beş gün geçirdim. Ataşenavalin gelip beni görmesini ve yeni talimat vermesini — beklemiştim. Geceleri eğlence (yerlerinde gezme. ğe alışmıştım. Bu şehirde © fevkalâde gözel bir eğlence hayatı * vardı. Para pek boldu. Müttefiklere yüksek fiat » rica etti. Bu söz! Ramon Mendez kendi İlemişti. Her sene Ramon makta idi. «Sizi her zaman emindim. gidecekti. (Arkası var) Bir doktorun günlük notlarından Başaönmeleri Çok muhtelif sebeblerden ileri gelirse de tababet nokta! nazarından beş kısma ayrılır. 1 — Menşeini kulaktan alan baş dön- Elinin Bulmacası 2 — Menşeini cihazı deveraniden yani kalb ve damarlardan alan baş dönme - leri, 3 — Tamamen © asabiyülmenşe olan baş dönmeleri, ” 4 — İntani vayabud semmi sebebler - den İleri gelen baş dönmeleri, 5 — Hazım cihazından menşeini alan Daş dönmeleri. Bunlardan hangisi olursa olsun isterse doğrudan doğruya isterse bilvasıta (La- birent) denilen uzvu dahiliye ald bir noktaya bir mevzle dayanır. Şimdi bu baş dönmelerinin muhtelif menşelerini nazarı dikkate alarak yap - tığımız tasnif mucibince hergün birin den bahsedeceğiz. Hemen bir çokları muzi yakından alâkadar eden bu mev zu oldukça şümullü ve enteresan ola caktar. 3 — Munviyenin oğlu - Şehirlerin etra - fındaki duyarlar, 4 — Azizin müennesi - Mezryat. 5 — Düğme yaptıkları beyaz şey - Gize'nin müfredi. 6 — Akıl — Lekesi olmıyan, — Alın'ın yan tarafları - Plalik. — Oğlumuzun karısı, 10 — Taraf, Geçen bulmacanın halledilmiş çekik SOLDAN SAĞA; 1 — Karagöz - Se. 3 — İcab eden - L. 3 — Raket - Rem, 4 — Resim - Sim 5—T-T.R-PFira 5 —Ay-G - Merak 7 — T atan 8 — Etim - Rehir. ) — Bal - Mira Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şun - lardır: İstanbul cihetindekiler; gehzadebaşında: (Asaf), Eminönün - de: (Yorgi), Aksarayda; (Sarım), A - | lemdarda: (Asım), Heyandda: (Belkis), Fatihte; (Vital), Bakırköyünde: (Mer - kes), Byübde: (Eyübsultan), (| Beyoğln cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kansuk), Yük - sekkaldırımda: (Vingopulol, Kurtuluşta (Kurtuluş, Maçkada: (Daçka), Galata- Ga: (İkiyol), Beşirtaşta' çVidin), Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler; Kadıköyünde: (Kadıköy), Üsküdardı (Selimiye), Sarıyerde; (Nurt), Adalarda; (Halk), ereemremenseneneneane Dr. İhsan Sami İSTAFİLOKOK — AŞISI İstafilokoklardan mütevellid (er px kan çıbanı, koltuk altı çı- anı, arpacık) ve bütün cild hasta- lıklarına karşı pek tesirli bir aşıdır. Divanyolu No. 113 Sm A ZAYİ — 322 Akustosunda Kadıköyünde Ha- midiye rüşdiyesinden uldığım şahadetna - meyi sayi ettim. Yenisini alacağımdan hük- mü olmadığını ilân ederim. Neş'et oğlu Mehmed Fuad Pirali Oradan giderken Ramon Mendez bana, her zaman dostluğundan emin ol Onu bulam:yacakları bir yer biliyor. | Maklığımı tekrar etti. yi olsun, himayeye ve dostluğa ihtiyacım olur olmaz kendisini düşünmekliğimi rİn saçma ve mana « sz şeyler olmadığına kanaatim vardı. topraklarına çekilmiş bulunuyordu. Ne zaman ister. sem orada benim de yerim olduğunu ve beni her zaman bekliyeceğini söy - bana yaz - bekliyo « rum, ne zaman geleceksiniz?» diye 50- ruyordu. Ona şimdi Jeann'ı yollarsam memnuniyetle onu karşılayacağından Arkadaşım uyurken Oben gazeteleri karıştırdım. Ertesi akşam Marsilyadan kalkacak bir vapur Buenos - Ayres'e | diği kadının yerinde Meşhur piyanist sahneye gelerek din- leyicileri selâmlar. Bunun üzerine bir al. kış tufanı kopar. Piyanist tekrar tekrer yeverans yapar. Yerine oturup ayaklarını uzatarak parmaklarını çıtırdatır. Bu. otuz beş yaşlarında, sarışın, yakışıklı, uzun boylu hâliş bir Slây tipidir. Evlenmemiş kadın: «Aman Yarabbi ne gözel adamlı pak şık!» Kocasından ayrılmış bir kadın; «Bil hassa gözleri harikal, Hayatında çok ız. tırab çektiği bakışlarından ne de belli,» Piyanist Beethoven'in sonatlarından birini çalmağa başlamıştır. Dinleyicilerin yarısı: «Ah ne usta par“ /maklar!.> Evlenmemiş kadın: «Şayanı peresliş doğrusu. Paderefski bunu fokstrot gibi ee Halbuki bunda ne gürler var. > Münekkidlerden biri: «Con Brio da ne demek? Acaba lügatte bulabilir miyim?» Evli bir kadın: «Bütün gece dinlesem doymam.. Allegrosu harikulâde güzel. Kim bilir Andantesi nami?, Güzel bir sarışın kadın: «Çaldığını rinden duyduğu her halinden beli... NE ba'neler düşünüyor?, Piyanist sonatın en zor yerini geçer - ken: «Şu içtiğim içkinin kötülüğüne di . yecdk yok doğrusu, Nargile suyunu andı. ren bu mendebur mayie bir de utanma - dan nefis içki diyorlar, Ah vahşi herifler ahi» bu hiddeti arasında, piya - Bist, yanlışlıkla bir Dodiyese basar, Va. ziyeti düzeltmek »çin dört mezür atlar ve yan gözle, kimsenin ferkedip etmedi. ğini anlamak üzere salona bakar, Dört yüz kadın: «Eşsiz bir san'atkâr,.> Şişman bir bünker; «Attan daha çabuk koşuyor amma, ondan daha iyi çalıyor.» Piyanist, Yaptığı hatanın hiç kimse ta- m anlaşılmadığını görünce rahat nefes alır: Allahtan DLeipzigde vı Münihte değilim. Yoksa orada s3 ayna halt işleseydim beni taşa tutarlardı. Vallahi,» Evlenmemiş kadm: şi Yarabbi! Sev. m olsaydım. - maf kayıdlardan, dedikodudan payi m ölebilsem!, mist: «Hele bir balık salatası vi diler. Müthiş bir şey!, Şu Mrelikkhlerin yemekleri memlekete dönünciye kadar böbreklerimi, midemi berbad. edecek, bir icabına bakmalıyım!,, Evlenmemiş kadın: «Bâna öyle geli . yor ki, şu düşündüklerimi bu büyük san'etkâr duyuyor. Eğer böyleyse utan . <ımdan kızarmalıyamıs Diğer evli bir kadın: «Acaba sevdiği kadına Manet Silyör mu? Karısı olsam ve beni aldatsa Şu harikalar yaratan el - lerini bileklerinden keserdim.. Piyanist; «Şu Dresd'deki Klara ne ol du acaba? Pek merâk ediyorum. Bu . Birdenbire mektublarını da kesti, Dinleyicilerin içindeki çirkin kadın - lar: «Her halde bu san'atkâra vurulan Avrupadaki prenseslerdir. Piyanist Allegro bitirerek yerinden kalkar ve dinleyicileri selâmlar, Bravo ve alkış sesleri,, Piyanist tekrar tekrar dinleyicileri se .. Yanlar; «Ne garib şey! Amerikadaki kon. “ Bir evli kadın; «Hem güzel, hem de| pembe beyaz kadın pek hoşuma gidiyor.| amımın” “Son Posta, nın Hikâyesi * | KONSERİ 7 Il. Çeviren : Ta'k Bercmen !ser sslon'arı ya kauçuk veya wlak köpek kokuyor. Her yerin hususiyeti ayrı. Lon. dradakiler sabun, Paristekiler lâvanta kokar,. Hadi şimdi sıra Adajlonun. Sinirli münekicid. san'atkârın pedallar ğ rı idare eden ayaklarına bakarak: «Zan. nedersiniz, ki herif ayaklarile, ellerin « iden daha iyi çalıyor. i Evlenmemiş kadın: «Acaba ingilizce biliyor mu? Bilsin, bilmesin, sevişmek için dil bilmeğe lüzum var mı ki Piyanist; «İkinci sıranın başındaki bu esmer kadın; hiç te fena değil hanı, Ö- tekiler çöp gibi ince. Sıskalardan da hiç hazzetmem... Kadın dediğinin biraz eti budu yerinde olmalı.. Şu Hamburgdaki Pritçi gibi.. İyi. ki aklıma geldı ona bir İkart göndermeli.» Beş kadın: «Şayed, bu parçayı Beet - hoven duymuş olsaydı, muhakkak, ki se. vincinden gözyaşı dökerdi..» Adajionun sonu.. İkinci bir alkış tufa, Dı, Piyanist yerine oturarak: «Şimdi sırs bu Allahın belâsı Seheroz'ya geldi. Had' bakalım. Aman Yarabbi, salon da ne ko. kuyorl Hareketi ve sürati seven münekkid: «Çok ağır çalıyor.» Batarti seven münekkid: «Amma da çabuk çalıyor... Piyanist: «İşler yolunda. (bir fala daha yapar) eh, bunu de düzeltmezsem halim harab.» Evlenmemiş kadın: «Ne yüksek bü larından süzülüyor!» Piyanist: «Her yerde dikkat ettim bu scherzo bütün kadınlara tesir edi . yor İkinci sıradeki esmer kadın neredey« se ağlıyacak! Dur yavrum, bunu da din. le! (Scherzo'nun sonunu perde perde yük selterek şiddetle bitirir.)» Arkasından kulakları patlatacak dere, cede müthiş bir alkış tufanı kopar, Münekkidlerin en ihtiyarı: «Amma da bitirdi, sanki herif dolu bir kovayı mer. divenden aşağı yuvarlamış gibi. Bunun adıma kübik musiki diyorlar. 1867'de Piyanist: «Bu My tuz bin deler atmalıyım, Şu be. İâsı empresaryolar pahalıya malolmasa, ji yüzde otuz üç masrafa. Hele otel fatura. Jarınm pahalılığı, insanın aklını başın - dan uçuracak. Doğrusu oAmerikahların san'atkârlara gösterdiği rağbete diyecek a yok. Maamafih bir dahs suratımı göremi. yecekler. Artık bu para ile Viyana ban, || liyölerinde bir köşk satın alır ve istedi . | im gibi tavşan yetiştiririm. Ammada su- < sadım, Bu susuzluğu birayla giderece - gm aklıma geldikçe.» Alkışlar devam &liyor.. Piyanist bir taraftan halkı selâmlıyor, diğer taraftan da elindeki mendille terini siliyor. O sırada gözlerini kinci sıradaki esmer ka, dına diker,. Piyanistin kendisine baktığını görer esmer kadın heyecanla: «Aman Yarabbi, yanılıyor muyum, yoksa hakikaten bans mı bakıyor? İlân Tarifemiz Xİ Birinci o sahife 400 kuruş İkinci O sahife 250 Üçüncü (sahife 200 Dördüncü sahife 100 Sala Mei İç sahifeler 60 Son sahife 40 Muayyen bir müddet zarfında fazlaca miktarda ilân yaptıracak» lar ayrıca tenzilâtı tarilemizden istifade edeceklerdir. Tam, yarım ve çeyrek sayfa ilânlar için ayn bir tarife derpiş edilmiştir. Son Posta'nın ticari ilânlarına sid işler için şu adrese müracas edilmelidir; İ sarasisnesssanssananoansamsssssananasanmnamsszmam m Son Posta Matbaası a a Neşriyat Müdürü; Selim Ragıp Emeş 5. Ragıp EMEÇ ğ SAHİPLERİ. yem HEAT Sİ duyuş! Zannedersiniz, ki ruhu parmak - 4