2 Eyi «Son Pasta» nm tefrikner 78 24 Üçüncü Selimin endişesi 3 üncü Selim, âsilere karşı mağlüb olduğunu acı acı hissetti. Ve kalbi, bu acının öteşlerile yana yana: — Mademki, gayri çare kalmadı. Ni. zamı cedidin ilgasını irade ettim... 'Tezce bir ferman yazılıp, Babiâliye gönderilsin. Diye, emir verdi. Faiz efendi, padişahın bu iradesini yerine getirmek için huzurdan çıkar çıkmaz, içeriye, Bostancıbaşı Şakir bey girdi. — Şevketlü efendimiz!.. Vaziyet, git- tikçe vahamet kesbediyor. Etmeyda- nında toplanan âsilerin, Atmeydanma yürüyeceklerine dair haberler geliyor. Ferman buyurulursa, sarayı hümayun « kapılarını seddedeceğim. Ve, her ihti. © male karşı müdafaa tedbirleri görece Bim. Dedi. 3 üncü Selim, Bostancıbaşı Şakir beyin kendisine olan muhabbet ve sâa- dakatinden de son derecede emindi. Şimdi onun büyük endişe ve helecan «- a söylediği şu sözleri dinlerken, vücü. dü tepeden tırnağa kadar titredi, tüy. leri ürperdi. Demek ki isyan, bu derecede alev. lenmişti. Ve artık, taç ve tahtı ile bera. ber hayatı da elddi bir tehlike içine girmişti. ğ Padişah, kalbinde adeta ölüm acısı hissederek: — Hay, bre zalim âsiler... Ben on. lara neyledim? Ne işledimse, bu mülk ve devletin hayırı için eyledim... Me. ğer, kabahat etmişim. Keski, ceddim Selim gibi hareket etse imişim. Yazık. lar olsun ki, cümleye hilmiyet ve mü. rüvvet gösterdim. Diye söylendi. Sonra, Sakir beye dönerek: — Şakir!.. Mademki iş bu merkezde- dir. Var, tedbirini gör. İmdi, sadaket ve hizmet ibrazı demi gelmişti, Diye, emir verdi. 3 üncü Selim, devlet idaresinde, lü. zumundan fazla gösterilen gaflet ve hilmiyetin, ne büyük bir hata olduğu. mu ancak şu dakikada idrak edebilmiş. ti. Ve, şimdi kalbi en acı nedametlerle sızlaya sızlaya, Serdab köskünü terke. derek. doğruca harem dairesine gir. miş.. duvarlarının altın yaldız kabar* maları, rengârenk bedii nakışlarile gözleri kamaştıran odasmın şimşirliğe nazır olan köşesine çekilmişti. * ETMEYDANIDAN, ATMEYDANINA Sultan Selim bu fermanı Ahmed Fa. iz etendi ile Babıfliye gönderirken şu emri de verdi: — Şeyhislim efendiye, var selim evle. Ulema zümresi, benim emin hu. tüskârlarımdır. Kendisi, Kazasker efen dileri ahp Ağakapımna gitsin. Orada biriken âsllere, nizarm cedidin ref olun duğunu ihbar ve tebliğ etsin. Cümle. #'ni yerlü yerine göndersin. Bu hizme. ti kendusünden beklerim. Dedi, Ve ayni zamanda, Faiz efendinin eli- ne, bu yolda da bir hattı hümayun ver. di. Faiz efendi, Babıâliye gide dursun, Bostancıbaşı Şakir bey de sarayın bü- tün kapılarını kapattı. Zaten iki gün. denberi silâhlandırıp bazır bulundur. duğu bostancıları sarayı ihata eden surların bedenlerine yerleştirerek mü. dafaa tertibatı aldı. Şimdi, Topkapı sarayında, adeta bir panik başlamıştı. Daha dün, padişahın zevk ve safahate iştirak eden ve her vesile İle ona sadakat ve ubüdiyetten bahseyleyen saray erkânından ve hal. kından birçokları, bugün birer ikişer ortadan kayboluyorlar.. birer tarafa sıvışıyorlardı. Sultan Selim, bunları haber alıyor, &on derecede mahzum olarak: — Hey, gidi.. ihsan ve inama garket. tiğim bu kullarım böyle ederlerse, ca. La AN şu dünyanın hali, ne acayip imiş. Diye söyleniyordu. * Ahmed Faiz efendi, Babiâliye gitti. ği zaman meclisi daha hâlâ içtima ha. linde bulmuştu. Meclis, nizamı cedidin flgası lâzım. geldiğine dair son kararmı verdikten sonra, daha hâlâ ne bekliyordu?.. Dev. let erkânı, niçin dağılıp gitmiyordu dl Ahmed Faiz efendi, bu kadar büyük! bir heyecan içinde idi &i, bunu sorup| öğrenecek hâlde değildi. Halbuki bu €het, çok mühimdi.'keri Âsir efendi zade Hafid ve İstan. |bir tekne idi. Çünkü, Musa paşa ile Atâ Molla, bir.) bul ka raz sonra oynıyacakları mühim ve fa. &alı bir oyun için, hükümet erkânmı ellerinin altında bulundurmak istemiş. ler. birer bahane ile onları alakoyarak, adeta hapsetmişlerdi. Ahmed Faiz efendi, elindeki fermanı alusa paşaya, hattı hümayunu da Şey. hislâm Atâ Mallaya verdi. Böylece va. Afesini biti: n sonra, artık Babı. A&lide bir dakika bile durmıyarak sa- raya avdet etti. A Musa paşa ile Atâ Molla ve hatta bütün nizamı cedid aleyhtarları, 3 ün. cü Selimin bu fermanını görür gör - mez, son derecede sevinmişlerdi. İşte, nihayet padişahı mağlüb etmişler. ve yeniçeri ocağının galebesini temin & derek murad ve maksadlarına ermiş- erdi. Musa pasa, bü fermanın derhal her tarafa tam'mi için kâtiblere emirler verirken, Seyhislâm Atâ Molla da Ru- meli kazaskeri Muhtar, Anadolu kazas ısı Murad zade Mehmed Murad efendilerle fetva eminini alarak doğ. Tuca Ağakapısma gitti. Asilerin hemen hepsi Etmeydanm. da toplandıkları için, Ağakapısı tenha idi. Yeniçeri ağası, henüz isyana işti. rak etmemiş olan birkaç ocak zabitile kendi dairesine çekilerek: — Aceb bu işim encamı ne olcak ki... Diye, derin düşünceler içinde idi. (Arkası var) Sihirbazın çırağı #Rastavnfı 8 inci savfnda) Bu sefer karşılarma (yine bir kurt çıktı. Yeni aldıkları köpeği kurdun ar- kasından bıraktılar. Kurt koştu, köpek koştu. Kurt gözden kayboldu, köpek; İat gemi azıya aldı. o Ahırdan fırladı. gözden kayboldu. Köpek arkasına baktı. Avcılar artık! görünüyorlardı. başını bir ağaça çarp| tı. O anda yine eskisi gibi insan eldu. «sının yanına döndü. Ba rine gittiler. geçti. Kasabada pazar ku. ruluyordu. Çocuk bunu haber aldı, ba. hasina: — Baba, ben bir at olacağım. Sen beni pazara götürür satarsın, amma sa. kın yularımı vereyim deme. Sonra bir daha beni göremezsin. O anda kır renginde güzel bir at ol. reuştu. İhtiyar atı pazara götürdü. Atı pazarda beğenmiyen kalmamıştı. Bir |Evine gölürdü. Ahıra bağladı. Sihirba- zın bir kızı vardı. Kızına meseleyi an. lattı, Kız ahıra indi. Atı gördü. Yuları çok sıkı bağlıydı. Kız acıdı, yuları gev. şetmek için bir parça çözdü. O anda Kiz atın kaçtığını sihirbaza anlattı. Sihirbaz hemen bir kurt olup atın peşi sıra koşmaya başladı. (O At koştu, kurt koşlu. Tam kürt ala yetişeceği zaman at başını bir taşa çarptı. Bir kurbağa oldu ve oradaki dereye atladı. Kurt da bir su yılanı oldu suya girdi. Kurbağa karşı sahile ulaşmıştı. Orada bir kız 0- turuyordu. Kurbağa başını kıyıya çarp tı. Yüzük odu. Kız yüzüğü gördü, par. mağına taktı. Tem bu esnada su yılanı zengin bir adam haline girmişti. Kıza: — Yüzüğümü burada kaybettim, siz İgördünüz mü? zengin iki yüz Hira verip satın aldı. Bul Dedi. Kız yüzüğü parmağından çı - zendin, çocuğa sihi »k öğreten asıl sihirbazın ta ken İhtiyar yula. rı çıkaracağı zaman itiraz etti: karıp uzatırken yüzük elinden düştü. (Birçok inci taneleri oldu. Zengin adam İhemen bir horoz olmuştu ve incileri — Olmaz, ben atı eve nasıl götüre - vim! Etrafta bulunanlar da atı alana hak|Sonra insan haline girip genç kıza gö./rek çekmekten vazgeçmiye imkân m verdiler. İki yüz lira aldıktan (osonra bir de atın yularını sökmek ayıbdı. İhtiyar kanmıştı. Sihirbaz da esasen atın kendi çırağı olduğunu biliyordu. toplamaya başladı. Fakat incilerden biri sansar oldu. Ve horozu parçaladı. ründü, Genç kız onu, o genç kızı beğenmiş. ti. Evlenmeye karar (o verdiler. Kırk gün kırk gece düğün yaptılar. Satılık Çam Tomruğu Devler Orman İş Revir 1 — Karabükte köprü başında istifte letmesi Karabük Âmirliğinden : mevcud «1089» aded muadili «636» met. re mikâb «2214 desimetre mikâb çam tomruğu açık arttırma ile satılacaktır. 2 — Tomrukların ayrıca baş kesme payları mevcüd kabukları soyulmuş olup hacim kabuksuz orta kutur üzerinden hesablanınıştır. 3 — Tomruklara aid satış şartnamesi Ankarada Orman Umum Müdürlüğün. de Ankara, İstanbul Orman Çevirge Müdürlüklerinde ve Karabükte Devlet Or. man İşletmesi Revir Amirliğinde görülebilir. 4 — Tomrukların muhammen bedeli «13 Ira «Gö> kuruştur. 5 — İsteklilerin © 75 muvakkat pey akçesile 6/9/1999 günü saat «15» de Karabükte Revir merkezine müracaatları, «6550, Istanbul Defterdarlığından: Muhammen senelik Boğaziçinde Baltalimanında Kuleli bosten yamnda taşlı bayır namile maruf 1l4 dönüm 600 metre mursbbaı arazi, nin icari, Yukanda mevkli yazılı gayrimenkul icarı Müddeti Lira 98 3 sene hizasındaki muhammen bedel ve müd. detle ihale 28/9/939 tarihine müsadif Perşembe günü saat 14 de kadar pazarlıkla kiraya verilecektir. Senelik kiras dört faksitte ve taksitler peşinendir. Talib- lerin 96 7,5 pey akçelerin: vakti muayyeriinden evvel yatınp bu müddet zarın. da haftanın Pazartesi ve Perşembe günleri saat 14 de Milli Emlâk Müdürlü. Xİ yameklar ne işlemezler?. o Meğer| dünde müteşekkil komisyona müracaatları. (6903) 18 ncı asırda Baron Wratislaw" Türkçeye çeviren: Süreyya Dilmen Kadırga Bizi; getiren muhafızlardan tesei- İlim eden Ahmed Reis, derhal kürek. lere zindirlenmemiz emrini vermişti. Bu emir, bittabi derhal icra edilmişti. Yani hepimiz kadirganın (yal kütü- ğü)ne zincir! z Bir oturak üzerine #lişilerek bir tek küreğini beş forsarın yani esirlerin veya canilerin çektiği bu (kadirga) de. nilen muharebe gemisi bayfi büyük Bir kadirgada kürek çekmenin ne bü. İyük bir sefalet olduğunu kariime inan. İdormak güçtür. Dünyada bu işten da - ha ağır, daha zor bir iş olacağını hiç zannetmiyorum, Çünkü forsalar, yani gemilerde kürek çeken tutsaklar, otur. dukları sıranın (oturağın) altına birer ayaklarından zincirle bağlanırlar, Bun- ların kımıldayabilecekleri mesafe İca- bında kürek çekmek üzere sıra üzeri- ne çıkılabilecek uzunluktadır. İ Forssların kürek çekerken, sıcağın şiddetinden, üzerlerindeki elbise veya çamaşırları oçikarmamaları mümkün değildir. Ayaklarında yalnız birer pan. talon bulunur. Herhangi bir harb ge. misi ister filo halinde, isetr tek başına İBoğazhisardan (Çanakkale Boğazı) ge İçip açık denize çıktığı zaman, derba! İforsaların bileklerine demir bileziker «hittabi zincirlere bağlı. geçirilir. Taki "Türkler aleyhinde bir teşebbüse kalkı- şamıyalar... İşte bu şekilde elleri ve ayakları zin. İeirbend bulunan ir forsa; (sırtındaki cild de. damgalanmış bir dana derisin. de görülebilenler gibi, yanıklar ve ha. rarelten yarıklar husule gelinceye ka. dar, geceli ve gündüzlü kürek çekmek mecburiyetindedir, Meğer ki hava rüz. girl ola da forsanın küreklere yapış- masına ihtiyaç görülmiyel.. Bir forsanm başından ve alnından İsızan terler gözlerine akar, bütün vücu dünden fışkıranlar da kendisini sırsık, Ism ederek sahibim büyük ıztırablar | içinde kıvrandırır. Bu iıztırabı bilhas. hassa çalışmıya, işlemiye alışık olmı. yan İpek elliler daha çok çekmektedir. | İer. 'Taliin kendilerine küreklere yapış. mak mecburiyetile karşılaştırdığı bu gibi adamların ellerinde derhal müt. hiş kabartılar husule gelir. Fakat kü. var? Hele maazallah (o (Vardiyan ba - şı) bir forsanın nefes aldığını veya kilrek çekmeyi bırakıp dinlendiğini görsün- Bu takdirde, zaten çıplak oaln forsanın sırtımda ya bir (forsa kırbacı) nın veya denizde islatılmış bir halat parcasının şakladığı işitilir ve vücudü.| nün her tarafında vol yol kan oturmuş bereler belirdiği görülür. Bütün bu da yaklar altmda sükütunuzu muhafaza etmek mecburiyetindesiniz, bu esnada ne size dayak atanın yüzüne bakabilir siniz ve ne de bir: — Ahi. Diye şikâyet sayhası çıkarmalısınız. Aksi halde sırtınızda saklayacak kırbaç veya halat darbeleri fki ket olduğu gi- bi üstelik şu sözleri işitireiniz: — Bre gidi anasmı... köpeği seni. | bir de ırlarsın ha? Benim bulunduğum mangada bir A. vusturyal: asilzade vardı.. bu kır saçl adamcağızın çıplak #ırtmda (bir gün (Vardiyan) ım kırbacı birdenbire şak. lamış ve bu zavallı adam: — Ah!. Aman. allahaşkına beni dövmel,. Diye bağırmıştı. Vardiyan, şövalye. nin kendi dilile söğüp saymakta bulun. duğunu sanarak vuruşlarını arttırmış ve bu suretle de zavallı şövalye böyle bir hal karşısında süküt etmenin en doğru bir hareket olduğunu pek acı bir stanbula gelen Bohemyalı iin azametini, çekilen ıztırabın, işken cenin dehşetini tasvir etmek mümkün değildir. Yahud bir insan vücudünün bu derece büyük sefaletlere, bu kadar acılara nasıl dayanmış, tahammül et. miş bulunabileceğini, iu hayatı tatmı. yanlara inandırmak kolay olmasa ge. rektir. lerinden ve ayaklarından zincirlenen bir forsanın bedeni evvelâ; yaz sıcakla. vücud kızartılmış bir et kitlesine dö. ım halıraları: 57 forsaları rini, bunların içine düştükleri sefale- Kadirgalarda, yalı kütüğüne, bilek. rile yanmış olmaz, fakat denebilir ki bu ner; ikincisi; böyle bedbaht bir insan; kemikleri. damarları çatlayıncıya ka. dar kürek çekmek mecburiyetindedin Üçüncüsü; ber an ya bir forsa kırbacı. nın veyahud ıslak bir halatm sırtında şaklayacağını bekler ve ekseriya hay » laz bir çocuğun elinde bir kırbaç, otu. raktan oturağa atlıyarak forsaları döv- mekle kendini eğlendirdiği ve esirle. rin, dövülmekten mütevellid, duyduk. lar, eleme kahkahalar attığı görülü (Arkan var) Kulağınıza küpe olsun “a YADYOLİN; çünkü : n W.Ş uunlorlarının bütün hastala nna söylediği gibi dişleri sadec parlatmakla kalmıyarak onları mik roplardan, muzır salyalardan ve her mızlardan temizleyip çelik gibi sağ- lamlik veren yegine iksirdir. Her sabah, öğle ve ak- şam her yemekten sonra günde 3 defa dişlerinizi Radyolin İ Diş macunile muntazamam fırçalayınız, we çeyrek sayfa ilânlar için wa bir tarife derpiş edilmiştir. Sön Posta'nın ticari aid işler için şu adrese müracaat edilmelidir: suretle öğrenmiş bulunuyordu. K Forsalık hayatının hududsuz elemle.