5 Ağustos 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Nedim, arkadaşlarile oyun oynamaya gittiği zeman babası: — Sakın terli iken su içme.. biraz bek- Ie. terin kurusun, o zaman içersin! Diya tembih ederdi. Nedim, her se ferde; — Peki babacığım, terli iken su iç- mem. Der.. fakat gene terli iken su içerdi, Babası kendisini Nedime göstermeden birkaç kere onun oyun oynadığı yerlerde bulunmuş ve Nedimin oyunda yorulup terler terlemez dosdoğru bir çeşmeye koştuğunu ve çeşmenin musluğunu açıp kana kana su içtiğini görmüştü. Nedim, terli terli su içmek yüzünden günün birinde hastlanabilirdi. İşte Nedi- min babası bundan korktuğu için üzülü- yordu. Nedimi bu huyundan vazgeçirmek İçin ne yapmalı idi. Bir gün baba oğul oturuyorlardı. Ne dim, babasına: — Baba, dedi, izin verirsen gidip ar- kadaşlarımla top oynıyacağım.. Nedimin babası, top oynaması için ses çıkarmazdı; — Peki oğlum oyna, yalnız sana bir kere daha tembih edeyim.. sakın terli terli su içeyim, deme, bekle terin kuru- Sun, öyle iç. — Peki baba! Nedimin babası cüzdanından bır kâğıd bardak çıkardı: — Bu kâğıd bardağı da el, suyu bu- Burla içersin! Nedim, kâğıd bardağı cebine koydu ve kapıdan çıkarken babası, gazete oku- maya başlamıştı. Nedim: — Allaha ısmariadık baba.. dedi, sözü- BÜ dinlerim, suyu terim kuruyunca içe- rim, Nedim arkadaşlarile top oynamıştı. Epey zaman top oynadıktan sonra susa- Bay Tekin kuvetli bir adamın res - mini görmüştü; adamın bazuları ga - Yet iri idi; Bay Tekin kekençtı, oda büyle olmek bendi, / Yİ yare, EN p w 4 8 2 7 5 AA EN dığını hissetti. Babası ona terli terli su içmemesini tembih etmiş, kendisi de söz vermişti, Fakat babası onun terli terli su içtiğini nereden bilecekti. Çeşmeye doğ- ru yürüdü. Babasının verdiği kâğıd bar- dağı cebinden çıkardı. Musluğu açtı. Kâ- ıd bardağı musluğa uzatıp dolduracaktı. Kâğıd bardağın içindeki bir kâğd gözü- he ilişti. Bu kâğıd ne olabilirdi. Kâğıdı bardaktan çıkardı. Üzerinde bır yazı var- dı. okudu: «Hani söz dinliyecektin, terli terli su içmiyecektin.. bak gene su içmeye hazır- iandın.» Nedim kâğıdı okur okumaz, çok mah- cub oldu ve bir daha her zaman babası- run gözlerini dinlemeye, terli terli su iç- memeye yemin etti, 4k i Samsun lisesine konulan radyo ho . parlor tesisatı, sayesinde mektebliler ta. til zamanlarında da ajans haberlerini ve konferansları dinlemektedirler. a İİİ İİİ En hızlı gidenler nelerdir? Yüzen bir Insan saniyede bir metre on santim süratle ilerler, Kendi kendine: — Ben de jim - mastik yapar, bu a- dam gibi bezuları- mı Kkuwetlendiri « rim, dedi, canı skfiıyordu. Hergün saatlerce gülle idmanları ya- Pıyordu, Yoruluyor, ta Don Kişotun hikâyesini bilir misiniz? Don Kişot bir gün yeldeğirmenlerile harbe gitmişti, Bu resim Don Kişotun a- tına binmiş, mızragı eline almış, yelde- ğirmenlerine Mücumunu gösterir. Don Kişotun koşan atının ayak izleri toprakta kalıyor. Fakat resmi yapan ressam delgınmış, resimde hata yapmış, siz bu hatayı bula- bilecek misiniz, bulursanız resmi gazete- den kesin. hataya işaret edin ve bize gön- derin. Erkek okuyucualrımızdan bir ki- şiye bir futbol topu, kız okuyucularımz- dan iki kişiye birer elişi kutusu verece- giz. Bu kutularda bulunan şeylerden kız okuyucularımız kendilerine bir sofrası için elzem olan alti peçetelik ya- pabileceklerdir. Diğer yüz okuyucumuza da &yrı ayrı hediyeler vereceğiz. Bilme- ceye cevab verme müddeti on beş gün- dür. Bilmece cevabını bize gönderdiğiniz zarfın üzerine «Bilmece» kelimesini ve İbilmecenin gazetede çıktığı tarihi yazı nız, Bilmece hediyeleri her hafta Pazar- tesi günü çıkan sayılarımızda ilân edilir. İstanbulda bulunanlar hediyelerini Pa- zartesi ve Perşembe günleri idarehane- mizden alabilirler. Taşrada bulunanların hediyeleri posta ile gönderilir. Birinci ve ikinci hediyeleri kazanan İstanbuldaki okuyucularımız hediyelerini almaya ge- İirlerken iyi çıkmış bir fotograflarını ge- tirmelidirler. Taşradeki okuyucularımız fotograflarını posta ile gönderebilirler. Gürercin epey sür - &ilidir. Saniyede yir mi metre süratle v- çar. Pakat aynanın (karşısına geçince imilarının yine ©s- kilden okluğu gibi zayıf ve adlesiz olduğu görülüyor - yemek! Günün birinde yine aynaya bakıp kollarını eskisi gibi gö - rünee biddetlendi. O hiddet- le aynaya bir “tekme © vurdu, du, kırdı, Yeniden bir ayna almak lazımdı, Bay Tekin aynayı niçin kır Bay Şişmaner bahçe komşusile ko- nuşurken bahçe komşusu: — Senin oğlun çok yaramaz Bay , Arkasına döndü, oğlu cebinden bo- yali bir kalem çıkarmış, bahçenin tah- ta perdesine resimler yapmakla Meş- Şişmaner! dedi. güldü. Bay Şişmaner oğlunun yanına Bay Şişmaner oğlunun ne yaramaz- (koştu. lık yaptığını merâk etmişti. “ Bay Şişmaner, oğlunu kucağında eve götürdü, odasına bıraktı: — Bahçeye çıktığını hele kalem alıp çıktığını görürsem.. sana yapacağım ceza çok ağır olacaktır, dedi. Oğlunu yakaladı: — Sen artık yaramazlıkta fazla ile- ri gidiyorsun, dedu Bir daha yarında kalem bulundurduğunu görürsem seni döverim. Şimdi de ceza olarak seni eve kapayacağım, akşemı kadar bah- çeye çıkmıyacaksın! Bay Şişmaner gene komşusile ko- nuşmaya başlamıştı. Bu sırada; — Baba baba! Diye bir ses duydu, baktı.. oğlu çı- nil çıplak soyunmuş bahçeye inmişti. — Baba, diye bağırdı, bak görüyor. sun ya, yarıma kalem almadığıma seni ibandırmak için soyunup bahçeye in- dim. Ceketim, pantalonum yok ki bir yere kalem saklıyabilmiş olayım. RE aermananansanam ie ; Bes de şüratiidir. Radyo dalgaları sa- Baniyoede M0 met “niyede üç yüz bin re süratle ilerler (o metre süratle dağı - hırlar, Aynacı kurnaz bir adamdı. Bay 'Tekine bir ayna sattı. Sattığı ayna zayıfı şişman gös- teren cinsten bir aynaydı. Baz Tekin bu EE e ein peri güllelerini eline al- e 8 . Çok sevinmişti. Ayna- da kollarımı adalelenmiş, kuvretlenmiş gö- dığıni aynacıya anlatmıştı, Gölklnidi ...