10 Sayfa SON POSTA ingiliz filosu (lmanımızda Avrupa muvazenesinin yeniden tesisinden sonra sulhün ihtiyacları (Baştarafı 7 nci sayfada) kat ne olursa olsun evvelâ büyük kara ordusumun muhtaç olduğu müte- vevvi silâh, malzeme ve eşyayı Yyöpp yıkmek için zaman İster. Ondan başka, orduyu vücude getirecek olan milyon- larca askeri talim ve terbiye etmek ve bunları kadrolayacak on binlerce erbaş, sübay ve üsyubayı yetiştirmek için sene- der Mizemdir. Onun için İngilterede kara ordusu teş- kilâtı ağır gitmekte ve bunca mesaiye ve pana kesesinin ağzının sonuna kadar #- ği kara kuvvetlerinin mecmuu yalnız 19 İfarkaya inhisar etmektedir. Tanınmış İn- giliz askeri muharriri Tuğgeneral Rowan Robinsonun «The United Services Re- view» aâh İngiliz askeri gazetesinde 4 ve 11 Mayıs 1909 da çıkan yazılarıma göre Müttefik donanmanın değerli amiralı bahriyelilerimizi teftiş ediyor. İ İman bu fırkaların tamamlanarak Avru- paya gönderilmeleri işi ise harbin ilânım- dan İtibaren ancak ve asgari sekiz ay zar- fmda mümkün olabilecektir. Harbin ilânından itibaren geçecek s€- kiz ay içinde ise, bilâhare telâfisi pek güç olacak ve hattâ ün bile olmıyacak, ok şeyler olabilir. Nitekim 1914 de eğer lern mucizesi olmasa idi İngilterenin bilâhare ve dört senede teşkil ettiği fır kaların faydaları Fransa içinek mah- dud olacaktı, Marn ise her vakit olmaz. İşte onun içindir ki, Çemberlayn «kendi- mize güvenerek» dedikten sonra hemen «Fransa da beraberimizde olduğu halde, Türkiye ve Polonya ile mütekabil yardım anlaşmaları #ktetmiş bulunuyoruz söz- lerini iüâveye lüzum görmüştür. Fihakika Polonya İle Türkiye, askeri kuwvetleri ve coğrafi durumları ile, Av- rTUÜpanın çok bozulan müvezenesini tek- rar düzeltmeğe yaramışlar ve Avrupada listilâ ve revizyon hareketlerini durdure- rek barışı temin etmişlerdir; fakat barı- şm büsbütün emniyet altma alındığını görmek için Moskova müzakerelerinin kat'i neticesini beklemek zarureti vardır. Bu neticenin uzak olmadığını Bone ile Çemberlaynin taze nutuklarından istiğ- MI edebiliyoruz. Fakat ne olursa olsun | kuvvetli bir İngiliz kara ordusuna Avru- İpa barışının şiddetli bir ihtiyacı vardır. H. E. Erkilet Dünyanın en esrarlı, en garib adamı: Japon (Baştarafı 9 uncu sayfada) Sakesini dumanlı dumanlı içmiye koyulduğu vakit onun nirvanaya inti- kal etmiş olduğuna tam kanaat getir - dim. Bir Japon ile bir Asyalıyı bir tut - mamalıdır. Aralarında müthiş bir fark vardır. Japon iki medeniyeti mezceylemesini bilmiştir. «Marti havası » Neyi çalan musikişinas hazin bir ha- va çalmakta idi. Herkes derin bir hu- şu İle dinliyorlardı. Süküt her tarafı kaplamıştı. Herkes hürmetkâr bir tavır almıştı. Hava bitmişti. Japon arkada- şıma sordum: — Bu kadar derin huşu ile dinlediği- niz hava ne idi? O şu cevabı verdi: — «Marti havası» bunun güzel bir efsanesi vardır. Bu efsane pek eski de- ğildir. Tarihi 1904 tür. «Çoşlmasya Rus filosunun gelmekte olduğunu #lk gören Japon zir! kumandanı çok cesur olmasma rağmen bir korku ve heyecan ani geçirir. Bir an harbin müthiş olacağını dü- şünür. O'anda aklına Confuclus'un bir ve- cizesi gelir: «Hayat meşakkat ve düşünce verd. ği takdirde sulh ve süküneti musikide aramak gerektir.» Zırhlı kumandanı derhal neyine sa İrılır ve bu «Marti havası» çalar... Sulh ve sükün ruhunu kaplar, bu sulh ve sükün subaylar ve askerleri de kaplar. Ve bu harbde, malüm olduğu üzere Japonlar galib gelirler. İşte Japon haystının veciz bir kro- kisi... Vali İngiliz bahriy elilerini teftiş ediyo İ p da gılmış bulunmasına rağmen İngitterenin e bugün bir Avrupa harbine yollayabilece-|” bir çokları henüz teşekkül halinde bulu-| Salık Çekoslovakya ne halıe? (Baştaralı 7 nel sayfada) göbret kazanmış olan generale şimdi cinaslı bir ad koymuşlar. Ne zaman kendisinden bahsedilse Sirovy yerine Krachjiska diyorlar. Liska, 1420 mu- harebelerinde Prağı müdafaa eden kahramanın adıdır. Bu adam genç yaşta bir gözünü kaybetmişti. Bili - yorsunuz ki, genetal Sirovy'nin de bir gözü gördür. «Krach Liska» kabaca «Kahraman bozması, gözden düşmüş kahraman» mânasma gelmektedir. * Çeklerde bırakılan tek tük haklar. dan biri de «kültür istiklâlbdir. Bun- ifade ederek şimdi Çekyada yüz a önce ölmüş her şair, her mü- verrih, her romancı ve ilâh için bir yil dönümü yapılıyor. Hiç bir Çek bu me- Imıyor. İç- n, o MÜ hin kim olduğunun farkında bile Fakat bu, onları milli bir gös- iden ahıkoymuyor. Ve kazara bir Çek unutkanlık veya| çekingenlik etse de böyle bir günde e- vine bayrak asmasa yirmi dört saat geçmeden şu mektubu alıyor: « Dikkat et. Falan yıldönümü mera- siminde milli bayrak çekmedin. Bu hareketini tekrar edersen ismin kara listeye girecektir.» Bu esrarlı Çek teşkilâtının her yerde gözü var. Almanlar ona diş bileyor, ve (belki de haksız yere) ber yapılanı Çeklerin yegâne kanuni birliği olan «Millt Çek birliği partisi» ne atfedi - yorlar. Halbuki bu, teşkilâf olduğu| kadar da kendiliğinden doğan bir mu- kavemettir... Meselâ: Şu hâdiseyi gördüğüm gün mubakkak ki etrafta gizli bir emir de- laşmış değildi: Prağın göbeğinde bir Çek polisi kırmızı ışığı görmeden sü- rüp geçen bir Alman askeri kamyonu- nu hem çeviriyor, hem söyleniyordu: «Pis Almanlar, Allah belâlarını ver- İsin. Haklarımızı çalmayı nasıl bili yasaklarımıza boyun eğmeyi de öğrensinler.» gı dik yolu gürültü ile tırmaniyor. Et- rafta kimseler yok. Motörün sesinden başka çıt çıkmıyor. Birdenbire yol k&- narında bir gölge peyda oluyor. Ve tangın arkasından war kuvvetile bir tükrük savuruyor. Marttanberi -çoğu çocuk- elliden fazla Çek buna benzer suçlardan ötü- rü hapse atılmıştır. Kimi Alman as kerleri geçerken dilini çıkarmış, kimi alay etmiş. En ehemmiyetsiz bir haka - rette bulunan doğru temerküz kampını boyluyor. Bir gece ben bu suçların en mühim. mini işledim. Yemekte hep arkadaşlar birleşmiştik. Sofradan oldukça neş'eli kalktık. Hizmetçiler varken politika- dan bahseden olmadı. Fakat salona çekilince herkesin dili çözüldü. Bak - tım, arkadaşlar endişeli endişeli bir saatlerine, bir de kâpalı kapıya bakı - yorlar. İçlerinden biri hemen kalktı, piyanoya gitti. Bir hava çalmıya baş- ladı. Biz konuştuğumuz müddetçe, ses- lermiz dört duvarın dişma sızmasın diye saatlerle durmadan vals çaldı. g İşte Prağ bu hava içinde: Muztarib, mahzun fakat sebatkâr ve inader.. Geçenlerde bir Alman hücum kıt'ası Hradsehin de nöbete çıkar. Gece nö - betçilerinden biri hastalanır, bayıbır. Arkadaşları telâşla telefon kataloğu- na sarılırlar. Ve Palas doktoruna aid sandıkları bir numara bulur, imdad İsterler. Halbuki numara «Çek fevka- lâde yardım polisisnin imiş. On dakika sonra kıt'anın bulunduğu yerin önünde bir otobüs durup da, İ- çinden bir düzine Çek polisi homur - dana homurdana iniverince, Alman çavuşu isyan çıktı zanneder şaşırır kâ- Tır. Yanındakiler de isyanla başa çı- kamıyacaklarına hükmederler. Artık bu vaziyette hep birden ellerini kal dırıp gelen silâsız polislere yalvarma- larını kim ayıblar.? Ertesi gün hâvadis ağızdan ağıza ya- İyidir. Tekmil şehir hücum kıtasının İcesaretine gözünden yaş gelinceye ka- dar er. * t oluyor. Bir Alman tah- » Kadınlar diyorlar ki Sim #Bastarafı # inci savfada) katten mamuldür ve bu şefkatte bir yu- vi için en kuvvet bir temeldir. Belediye cezaları — İstanbul birinci ceza İmahıkemesi azası Tahsin İstanbullu tarafın Kadın. iliemet görmedikçe, amel gök (05 SENE RRŞRLE Sninie DE KENE mmedikçe kat'iyen zalimlik yapamaz. geğ-| edeniytiz: kat ve hassasiyet kadın kalbinin en bi-| HATAY — Türkiye Yayın evi «Dokümanı rinel zfıdır. Değil birkaç erkek, bütün adı ile neşre başladığı mecmunsun İlk sayı” dünya erkekleri bir avazda: «Kadın yu-|snı elatayen tahsis olmiştir. Hatayın coğ- va yapamaz, avaredir» diye bağırsa, or-| rafiyesini, tarihini, iktisadiyatını, zirai ve İtada hiçbir şey değişmez. Kadın yuva| kültürel vasiyetini dolgun yasılar ve müte- kurmak, yuva yapmak için yaratılmıştır. | nevvi resimlerle göstermektedir. Allah bu meziyetleri onun ruhuna İşle- miştir, Erkek okuyucularıma cevablarım © Bay V. K. ya, İzmir Karşıyakat| Mektubunuzu doğru bulmuyorum. | Her satırından bekâr bir adam olduğu- Duz ve izdivaç hakkında sarih bir Hkri-' niz olmadığı belli. Sizin söylediğiniz gibi kadınlara an- cak hayatta binde bir erkek raslar, yuksa | aile geçimsizliklerinin sizin yazdığınız şekilleri ancak hayalde yaşar. Aile ge- Kiralık - Satılık MENBA SUYU DEPOSU Büyükada Palamut sokak Rayam üzerinde 7 No. Ju Nikola Katırctoğlu - nun Menba suları depesu, binası, te - alastı 700 damacana, 2 araba ve hay - vanları, molörlü 20 tonluk ve yelkenli ekme. Görmek isteyenlerin müracat- tarı, Sahibinin o ihtiyarlığı dolayıslle serki san'at edeceğinden satılık veya kirahiktır. ZAYİ — Adapazarı Bmniyet bankasında çimsizliklerini yaratan âmiller büsbütün | sahib olduğum 534 ve 206 sayılı ve 24/11/32 başka şeylerdir. tarihli 10 liralık Iki &ıt'a hisse Osenedimi Yanlış 76habu kapılarek evlilikten| kaybettim yenisini çıkaracağımdan eskisi » korkmanız ve bir aile kurmaktan çekin-|nin hükmü yoktur. meniz bence hatalıdır. Adapazarı Hasırcılar mahallesinde Mehmed oğlu Sükrü S5, Derviş Devlet demiryolları 5 nci işletme müdürlüğünden I — Fevzipaşa - Diyarbakır hattı üzerinde Akçadağ - Malatya istasyonları arasında kilometre 233 4. 500 — 234 4. 800 de 10,000 ve Şefkat Yolçatı istasyon- ları arasında kilometre 337-339 da 10,009 ki cem'an 20,000 M3 balastin şartname ve mukavele projesine tevfikan kırdırma, hat kenarına Figüre ettirmek sureti- le #hzar ve teslimi kapalı zarf usulile eksiltmeye kı luştur. 2 — Eksiltme 15/8/939 da Salı günü saat 11 de Malstya işletme binasında yar pilacaktır. 3— Muhammen bedel 30,000 lira, muvakkat teminat 2250 liradır. 4 — Bu işe girmek İstiyenlerin kanunun tayin ostiği vesaik ve bu işe girme- ğe mânli kanunisi bulunmadığına dair bayanmame, muvakkat teminat makbu- zu veya banka mektubunun mukavele ve şartnamelerle birlikte mühürlü zarf içinde tayin edilen gün ve saatten bir saat evveline kadar komisyon relsliğine vermeleri lâzımdır. 5 — Bu işe ald şartname ve mukavele projesi Malatyı, Ankara, Haydarpaşa işiötme veznelerinde Diyarbakır, Elâzığ, Narlı, Eloğlu istasyonlarında istekli- dere 150 kuruş bedel mukabilinde verilir. (o (9322) (5580)