ari kazanamaz! Peştede neşredilen ve Alman mütehassıslarının fikirlerine tercüman olduğu söylenen eser İ L dapeşte muhabiri bildiriyor: Burada müthiş surette sansasyon uyandıran 99 say- falık bir risale neşredilmiştir. Alman mütehassısları - hin fikirlerine mâkes olan bu risalenin ismi: «Alman #debiyatı ışığında. Almanyanın harb ihtimali» dir ve Fünkireken'de Pecs Üniversitesi doktor Lajos tarafndan hazırlanmıştır. Eserde. Almanyanın bugünkü iktisadi ve askeri du- rümunun 1914 yılındakinden daha fena olduğuna işa- set edilmekte ve erkânıharbiyenin fikirlerinin akset- tirildiği iddia olunmaktadır. Bu müt Almanya ne bir şimşek harbini, ne de uzun sürecek bir harbi kazanamaz. Zira ordusu lâyık; veçhile ta - lim görmemiştir. 1914 te olduğu gibi Son yirmi beş yılın meş ondrada çıkan Daily Express gazetesinin Bu- profesörlerinden: Gir. man mütehassısla tehassıslara göre 1000 fırka çıkar» ihtimali. sa 5 bin general ve sübaya ihtiyacı vardır. Halbuki bu- günkü sübay kadrosu ancak 3850 kişiliktir. Almanya bu boşlukları kapıyabilmek için en aşağı 3 veya dört senelik bir zamana muhtacdır. Demiryolları da fena bir vaziyettedir. Bir şimşek harbi vukuunda, cephe - lere kâfi derecede kuvvet gönderemez. Zira dahilde harb sanayiinde kullanmak için işçilere tizumu var - Almanya uzun sürecek bir harbi de kazanamaz Ar rı bunun sebeblerini de şu şekilde izah etmektedirler; — Yiyecek ve petrol azlığı, dahili düşman tehlikesi Alman halkının ve bilhassa işçilerinin uzun bir harb- den doğacak mahrumiyetlere karşı kütlevi reaksiyonu hur cinayetleri : 9 Mezarlıktaki cesed Tanınmış tacirlerden Mehmed Efendi bir gece yarısı katledilmiş, cebinde de meçhul bir kadının aşk mektubu bulunmuştu Polis Ekinci şube müdürlüğünün tele - U uzun, uzun çalıyordu. Masasında Mk bir tahkikat dosyasını tetkik et. mekte olan şıfbe müdürü, dosyayı masa. din Üzerine bırakarak telelonu açtı, sert bir sesle; — Alo.. ben ikinci şube müdürü. de. i Telefonun diğer tarafındakı adam, te-| ecenlı hir sesle çabuk, çabuk anlatımı ya başladı: — Beyefendi, burası Üsküdar merke. Zi... Bep komiser İsmail Hakkı!. Bir saat €vvel Karacaahmed mezarlığından geç - Mekte olan merkezimiz mürettebatından bir efendi bir servi ağacının dibinde #rtüstü bir vaziyette yateai bir adam Sörerek her türlü ihtimale binaen yolun. Gan dönmüş ve bu adamın yattığı yere Bitmiştir. Yanına yaklaştığı zaman ev » Velâ içkinin tesirile yolunu kaybedip ken Sayfa 7 (Z ÇOCUK TERBiYESi —J Çocuk ve iş Bazı işler çocukların bilhassa hoşlarır gider. Buna di Bazı işler çocukların bilhassa hoşu - na gider; Meyva toplamak, kahve çek » mek, çiçek sulamak, bardak yıkamak... Hele sofra kurmak çocuğun başlıca zevkidir. Bir şeyi kıracağından, bir ye » rini keseceğinden korkuyorsanız bazı ted birle? alarak zararın ve tehlikenin önüne geçmek elinizdedir: Çocuğun bir «sofra sepeti» olur. Ta - bakkır, bardaklar (yap yatırılır), çatal, Işr, kaşıklar bu sepete konulur. Çocuk onları sıra sıva sofraya taşır. Bıçaklar bir kutuya dizilir. Onları da birer birer alıp masaya götürür. Siz bir kişinin yerini hazırlarsınız. O, size bakarak bütün öteki peçete ve ça. #alları dizer. Böylece hem dikkati inki - şaf eder. Hem de sizin yaptığınızı yapa « bilmekten sonsuz bir sevinç duyar. Eğer sofrayı bir değil, birkaç çocuk kuracaksa, işlerini ayırınız. Birbirinden uzak yerlerde meselâ: Birini masanın bir başında, (birini öbür başında çalıştırınız. Kızdıkça birbirlerine dirsek (vurabilir, bir kazaya sebeb olabilirler. Çocuğun herhangi bir işi sevmesi biraz dâ büyüklerin idare tarzına bağlı . ar: a, Onu yardıma tatlılıkla çağırmalı Çalışırken şevk verici bir iki şey söy - lemeli, bitirince teşekkürü unutmamalı. dır. b. İş çabuk bitmelidir. Uzun süren ça, ına, ne olsun, çocuğu bıktırır. e. Gördüğü işin ehemmiyetsizliğini çe cuğa hissettirmemelidir. Annenin; elin. de iğne iplik tatlı tatlı dikişe dalan yav. rularını gösterip: — Eh... İşte... Oyalanıyorisr. Ben de liyorum. Yahüd ayakkabıları. im diye kendı halinde uğ n oğulcuğunu işaret ederek: | — Arkasından bir terelelik te ben ya. lp orum. | Demesi çok acıdır, çocuğun olanca şev, kini kırar. Mazmafih gördüğü İşi kendi d? be - ğenmiyen çocuğu «aman ne güzel yap » tm» diye pehpehlemekten de çekinme « lidir. Fenaya iyi dediğiniz için size olan emniyeti &irıtabilir. d. Çocuğun iş hevesini ciddiyetle kar. şılamalıdır. Küçük oğlunuz günün birinde bahçe amma, tabi ona söylemiy Efendinin, pârasına tamaan Di.|delik elbisesinin ceketi cebinde manıki| sulamıya heveslenirse gocuklür diye eli. dürüldüğü kuvvetle tahmin edilmekle mektubu buldu ve zabıtaya verdi. dinden, geçen bir sarhoş zânnederek W -İş aber, katilin yakalanmasına medar o.) Birikadın yazısından ziyade, acemi bir Yandıtmak istemiş, fakat bu sırada taş ve iabilecek en wfak bir ipucu bulunamı - erkek yazısına benziyen bu mektubda şu toprak üzerinde yer, yer birikmiş Kan) yay, Maktulün, bütün dost ve,düş -psatırlar vardı. Pihtilarile karşılaşmıştır. Kalbini ve Kab. tanı yoklayınca da adamın ölmüş ojdu » Burnu anlamıştır. Vak'ayı haber alır sl - va; adliye tabibi ve müddeiumumi ile izli kadar zerinde lâciverd ve yeni bir el» nl bir idkarpin ve iyi cinstön bir gömlek ile üstünde beyaz bepekier bulu. Dan iâciverd bir kravat bulunmaktadır. Umumi güsterişine nazaran iyk ve temiz bir aileden olup hal ve vakti yerinde bir kimse olduğu ve cinayetin pars Yüzün- den işlendiği tahmin edilmektedir. Adli. Ye tahibinin verdiği #aporu göre, maktır. lün sırtının dört yerinde derin biçak ya. Fâları vardır.“Cinayetin on iki saat ev « Vel başka bir mahalde işlendikten sonra Sesedlin buraya getirilerek (bırakıldığı tahmin edilmektedir. Maktulün üzerinde h6 para ve ne de hüviyetini isbata medar bir vesika bulunmuştur. Ne emrediyor - Sunuz?. İkinci şube müdürü cevab verdi: Vak'adım Üsküdar sertaharri me. Murluğunu haberdar ediniz. Derhal mak tulün hüviyetini tesbit edip bana malü - Mat veriniz!, Telefonu kapattı. Şube müdürü bastı. Gelen hademeye: — Cinayet başmemurunu çağır! dedi. zile 4 Geceli, gündüzlü üç gün devam eden Zabıta takikikat: neticesinde maktulün Üsküdarda Sölaksinan mahallesi sakinle. Tiren Mehmed Efendi adında bir tüccar, dört çocuk sahibi bir gile reisi olduğu an. aşıldı, Bununla beraber cinayetin fsil Yeya fgilleri tesbit edilemedi. “Tüccar cesedin bulunduğu mahölle git.| manı istievab olunup haklarmda tahkikat yapıldı ise de gene müsbet bir netice &- | İmanı bulunmadığını söylüyordu. Zabıta, vak'a günü Mehmed Efendirin cebinde külliyetli miktarda para bulunduğunu bilen birkaç kişiyi zannallına alarak tah. kikata yeni bir veçhe verdiyse de bu da, cinayetin üzerindeki esrar perdesini kal. dırmağa yaramadı. Cinayetin üzerinden bir hafta geçmiş- 4. Bir gün Üsküdar polis merkezine &i - den orta yaşlı bir adam bir ihbarda Lu- Hundu. Bu ihbara göre, Pazartesi günü ak şam üzeri Mehmed Efendi, Üsküdar çar. sında İsmailin kıraathanesinde otur » makta iken tahminen dokuz yaşlarında bir erkek çocuğu kahveye girerek tüccar Mehmed Efendiyi aramıştır. Garson Meh med Efendiyi göstermiş, çocuk cebinden ikiye katlanmış bir mektub çıkararak Mehmed Efendiye verdikten sonra koşa, koşa kahveden uzaklaşmıştır. Mehmed E fendi zarfın içinden çıkardığı küçük bir mektubu evvelâ telâşla, sonra memnun bir gülümseme ile okumuş ve iç cebine İ yerleştirmiştir. Yanında oturan arlsadaşı, (ihbarı yapan adam) mektubun kimden geldiğini sorunca, Mehmed Efendi gizle. meğe muvaffak olamıyarak şunları Süy- iemiştir; «— Azizim, nefis bir kadın daveti!» Bu bahis böylece kalmış ve ertesi günü Mehmed Efendinin cesedi Karacsahmed mezarlığında bulunmuştur. Zabıta bu mühim ihbar karşısında der. hal faaliyete geçerek bir çok randevu ev. İerini tanassud altına aldı ve icab eden « lerin içlerinde araştırmalar yaptırdı. Bu sıralarda maktulün karısı, kocasının: gün a «Muhterem Mehmed bey efendi! > «Sizi aylardanberi sevıyorum. Fakat| ınamadı. Karısı, kocasının hiç bir düş »| csiz, benim bu aşkımın farkında bile de.| «ğilsiniz. Size bütün gönlümü açmak «istiyorum. Eğer Xabul edecek olursanız saşağıdeki sdrese bu akşam geliniz. Sizi «dört gözle bekliyorum.» İmza yerinde, «Sizin için fedayı can etmiye hazır bir kadin: ibaresi, adres olarak da «Ahmediye mahallesinde top- rak sokağında 21 numaralı ev.» yazılıydı. Zabıta bü esaslı ipucu karşısında tcab eden tertibatı aldı ve mektubda gdresi yazık evin etrafını polis kordonu altına aldırmıştı. Tarassud gece Eeç vakte ka - dar devam etti, bu müddet zarfında ne hariçten eve bir giren ve ne de evden dişarı çıkan oldu. Bu küçük eve bitişik olan diğer binaların damlarına da ayrıca birikâç polis kondu ve mahud evden Çı. kaçak olan herhangi bir gölgeye steş e- İdilmesi emri verildi. Saatler geçtiği hal. de evin iç ve dışında en küçük bir hare. ket görülemeyince, evin içerisine girmi. ye karar verildi. Evvelâ iki polis sokak kapısının demir tokmağını birkaç defa vurdular, fakat hiç bir ses alamadılar. Nihayet kapı bir maynuncukla açıldı ve polisler tabancaları elde ve parmakları tetikte olduğu halde evin içine girip, ka. ranlık oda ve sofaları ceb fenerleri ile aydınlatarak her tarafı aramıya başla. dılar. Fakat bütün ev arandığı halde hiç bir canlı mahlüka tesadüf edileme » mişti. Nihayet sırs, evin bodrumuna gel. di ve alt katta büyük bir tahta kapak kaldıtılarak içeriye ceb fenerleri sıkıldı işte bu sırda bodrumun bir köşesinden: Me 14 üneü sayfada) İ | ne uydurma bir kova tutuşturmayınız. Minimini kızınız bir gün fincan, bardak isteyiverince eğlence için isti. iye önüne bir bebek leğeni yarıda bozulur. O oyuncak leğende fin . can, bardak yıkanmaz. Çocuk işten 80 - ğur. Kovanın ufağı, leğenin bir uygunu yok mu? Veriniz, çocuklarınız sizin gibi yapmıya çalışsınlar. Uğraştıkça heves - leri artar. Hattâ bahçeniz varsa (ufak ta olsa zararı yok) bırakınız, saksıları oğlunuz dizsin. Çimenlerin, çiçeklerin yabani o - tunu ayıklasın. Eveolâ, yabani otun ne olduğunu, niçin koparıldığını ona öğre . Airsiniz. Sonra kendi hâlinde çalışmıya bırakır: Kızların annelerine yardım etmeleri için geniş bir saha vardır: Çamaşır kat . lamak, dalab, büfe düzeltmek, tabsk, bardak kurulemak,.. Bunların hepsi ev işinde atılacak ilk adımlardır. On yaş iyi bir başlangıç zamanı olabilir. Oğlanlar 8.11 yaş arasında oyma ne . vinden el işleri yapabilirler. Cedvel, per. gel, mezora kullanmasım öğrenirler. Mu kavvadan, tahtadan . ölçü üstüne . mini. Zirmenler, kayıklar yapa . bilirler. Ölçü her mesleğe yarıyan bilgidir. Mukavva, tahta modellerinse yüksek #vetici kıymeti vardır. t | bu ilk eserlerini . güzel olmasa da - çok (beğenir. Çarpık çurpuk bir ör. gü, yamru yumru bir oyma minimini sa, hibine fevkalâde bir şey gibi görünür. Yavrunuza verdiği temiz zevk hatırına hoş görünüz. * Saadet, makul ve mutedil olmakgadır. Doktorlar, terbiyeciler gibi bunu ön. N koyup | içi «sen bununla uğraş» demeyiniz. O kova|ğ © yarım yamalak şeyleri siz de seviniz,İzyı, kkat etmelisiniz ne babalar da böyle bilir. Öyle iken ac». ba neden annelerin çoğu i'rata gider? Çünkü: Şimartmakla mes'ud etmeyi birbirine karıştırırlar. Şımartılan, yani kendisine lâyık olma. dığı şeyler verilen çocuk bir dakika mem nun olabilir, Fükat bir dakika sonra ye. ni yeni şeyler istemiye başlar. Ve bunda tahammülü kıracak kadar ileri gider. Zevk; saadet demek değildir. Hele fazla zevk - çikolâta, bonbon, eğlence, süs, lüks hangi şekilde olursa olsun - çocuk için son derece tehlikelidir. Yavrularını şımartan annler esas iti. barile kendilerinden başkasını düşünmek istemiyen egoistlerdir. Fazla sevgi ve şefkat göstermek bile egoizmdir. Çocuğu ozşayip sevmekten alınacak bir dakikalık zevke mukabil o - run bütün istikbalini feda etmek demek. tir. Lüzumsuz şefkat çocuğu sıkar, ürkek yağınurdan, arka. rüzgüi best ni olursunuz. Tıpkı çek sert bir anne elin de büyüyen çocuklar gibi hayatını göl » geler, karartırsınız. Asline araştırırsanız ifratın her türlüsü zararlıdır. Lüzumsuz müsamaha gibi sert liğin de bir kıymeti yoktur. Bu da çocu, ğu dar bir yasaklar çerçevesi içine hap. seden menfi bir terbiyedir. * Saadet; çocuğa usluluğun uzak hr mü. kâfatı gibi vâdedilmemelidir. Çocuk uslu u için mes'ud olmamalı; huzur ul şekilde mes'ud oldu. nden uslu duri Bunun esas şartı, kendi ya: tir arada Umi in eksine ve ufak tefe a; şu bu kaba söze rajım nacak terbiye hemen dalma i cuk; çocukla düşe kalka içtima! hayata, temiz dostluklar sdinmıye ali 6 yaşla 15 yaş arasında umumi mektetiler ve o ralardaki öyunlar, arkadaşuklar fikri ın. kişaf için elzemdir. * Çocuğu meşgul etmeyi bilmeli, &vâre bırakmamalıdır, Bütün günü bomboş ge. çiren yavru sinirli, hırçın olur. Biriken kuvvetini harcamak maksadile akla gel. meden afacanlıklar icad eder. Büyük a. partımanlarda, kalabalık yerlerde yaşi . yanlar Pazar günleri çocuklardaki haşa. rılığı derhal farkederler. Uğraşacak şeyi olduğu halde haylâzlik eden çocuğun tembelliğine asla kayıdaız İ kalmamalıdır. Tembetlikle birlikte hâsız da görünüyor, çabucak yorulu sa rahatsizlek ihtimali çoktur. Doktora danışmalı. Eğer sapasağlam iken tembellik edi. yorsa yapacağı işi faydasız bulduğu kicı bir angarya saydığına hükmetmeli. dir. Çocuğu nasıl çalıştırmalı? Muayyen Saatlerde, tam bir rükün içinde ve kendini tam manasi) rebilmesini temin ederek... Bu itişip kakışma. ne İ İ | s işine ve. tler haricinde çalışmanın sözü de kendine z k etmek istiyen gayretkeş annenin nüfhuzundan yılar. Yal nız başına kalır kalmaz, 1 lışmaz olur, bü'ün bütün ça,