- Bizim tazının yavrusu İbrahim Özenirle gözleri kör olduk-|nasebetle pek çok tanıdığı vardı. Ken- tan sonra tanışmıştık. Bol elli, yedir - mesini seven, ahbabından bir şey esir- gemiyen şen, arkadaş canlısı bir adam- dı. Çok şakacı olduğu için, her bulundu- Zu meclis. âhenkli ve şetaretli geçerdi. Herkesi kendine meftun eden İbrahi - mi, şehirde sevmedik kimse yoktu. Anadolu içlerinde âmalar, ekseriya hafız oldukları için bazı köylüler onu da hafız zannederek ara sıra eline bir- kaç kuruş sıkıştırırlardı. Onun körlü- ğü anadan doğma değil, sonradan olma dd. Balkan harbinde, yanıbaşında patla- yan bir düşman bombasının gözlerime doldurduğu toprakların tesirile kör ol- muş, kendisine geçinecek kadar maaş da bağlanmıştı. Yirmi beş yaşında iken fki gözünü birden kaybeden İbrahim. köydeki tarlalarından da istifade etti - ği için geçinme muzayakası çekmiyor- du. Paraya ihtiyaci olmıyan (o İbrahim. köylülerden zuhurat olarak esen beş on kuruşa için için güler. onunla arkadaş- larına ikramlar yaparak: «Hafızlar le cömerd olur!» deyip onları da gül dü i. İbrahim Özenir, sonradan kör oldu - Bu için sokaklarda yedeksiz yürüye - mez, doğup büyüdüğü mahallede bile âdamsız gezemezdi. Kendisini elinden tutup gezdiren beş yaşındaki yavrusile ekseriya avukat yvazıhanelerine uğrar, konuşulan »rden bellediği kanuni malümatl, ere akıl hocalığı bile yaptığı ; Eski yazı zamanmda ilk tahsilini ik-İne: mal ettiği için el yordamile bakkal pus Tası gibi ufak bir takım Ona. bir defa «merhaba» demek kâ- fi idi. Bu merhabaların tesis ettiği mü- Kayaile Mayanın kovanı Kaya ile Maya iki ka'deşliler. Bi riktirdikleri para il Yaptırmışlar, bahçeyz o koymuşlardı. Kovana bir yerden arı getir dye tek. Tiyorlardı. Boksör ürkmezin kurnazlığı boks şam n karşısına rkmez az kuv gok kurnaz bir boksör. e bir arı kovauu | disine bir defa merhaba deyeni, on beş yrl sonra gene sesinden tanırdı. Ona bir gün, birkaç arkadaş birden takılmış ve: «İbrahim, sen bir yandan da köylü sayılırsın, bizi köye götür de bir kuzu yiyelim» demiştik. Bizi kırmak istemiyen İbrahim, kar- gacık burgacık yazısile birkaç gün son” ra her birerlerimize davetname yolla- mış. kaynanasının köyüne gitmeye ha- | zırlanmamızı bildirmişti. e Bir Pazar günü tuttuğu bir Anadolu yaylısile gi- dip ihtiyar kadının evine indiğimiz 7a- man pek o kadar memnuniyetle karşı- lanmamıştık. Çünkü. İbrahimin kaynanası tutum - lu ve fakat çok cimriydi. Yıllardanberi damadı olduğu halde İbrahime bir ta - vuk bile kesip vedirdiği vaki değildi. Bunu bilen İbrahim, arabaya her türlü nevaleyi almış. tam hazırlıklı o - larak yola çıkmıştı. İçinden: «Bir kuzu değil mi? Onu da paramla kaynsnama Misafirlerini soğuk bir çehre tl şılayan kadın, beraberlerinde! sepette bulunan nevaleyi görünce bi raz rahat nefes almıştı! Bu var yemez kadınnın koyunları gerçi (o doğurmuş, lâkin damadının teklifini: «Kesecek er kek kuzu yok. dişiler de damızlıktır» le bir kalemde reddedivermişti. Biz, harman çardağının altıma serilen hasıra uzanmış, İbrahim vabını duyunca, ne yapa meğe dalmıştık. Bize kar vaziyete düşen zavallı âmâ, yerinde gezinirken bacaklarına nın hareketinden ını verdi. Bize dö — Hah dedi, bu bir kuzudür. Dişi bi- le olsa bunu tutup keserim. İtiraz ede- cek olursa kocakarının da para ile gü Bir aralık kovandan bir ses duy » | dular. Arılar gelmişti. Çok sevindi - ler, yüzlerini arıların sokmaması için arıcıların kullandıkları tüllerie ört » tüler, fladı. «Mübarek. süt kuzusu. Ne de yu- di © İ EVZSZM Bu resmi gazeteden kesiniz, çiçek - leri ve vazoyu uygun gelecek renkler - İe boyadıktan sonra bize gönderiniz. En iyi boyamış olanlardan bir kişiye bir futbol topu vereceğiz. Bir kişi Son Postaya bir aylık abone kaydedilecek - tir. Diğer yüz kişiye de ayrı ayrı güzel hediyeler vereceğiz. lünü yaparım. İbrahimin sözü söz vâdi vaiddi. Bu- gün bize mutlaka bir kuzu yedirecek * ti. Belinde her zaman taşıdığı keskin bıçağmı çıkardı. Hayvanı ellerile yok- muşak tüyleri var!» diyordu. Onu, bir aralik kucağına alıp okşadı. Gözlerinden öptü. Kesmeğe bir türlü kıyamıyordu. Elleri titreye titreye dizleri üstü çömeldi. Cebinden çıkardığı büyük. ye meni mendilile hayvanın oayaklarını güzelce bağladı. Munis hayvan da hiç ses çıkarmıyordu. Tam başını kanır - tıp boynunun altına bıçağı çalacağı bir s:rada elinde bir tepsi kahve ile oda - sından dışarı çikan ve avluda ne olup inden haberi olmıyan İbrahim Ö. zenirin tamahkâr kaynanası karşıdan bizim tazının yavrusul!... Hüseyin Şevket Aydoz Ve kovanın yanina gittiler, kapağı. m açtılar. Bir de ne görsünler, konu şunun köpeği kovana girmiş, öğle uy. kusuna dalmıştı, Yıldız, bir düğüne davetliydi. Dü. günde kendisine bir iş te verilecekti. Bilhassa Yıldız kendine verilecek bu işi çok beğenmişti. Gelin otomobil - den indiği, &ocasile kol ko'a girdiği zaman Yıldız gelinin uzun duvağını Merdivenin dön basamağına gel . mişlerdi. Yıldız etrafına bakarken birdenbire ayağının kaydığını fârket di. Düşmemek için gelirin duvağına asılmığlı. Fakat ne oluyordu. gene tutunamamıştı, gene düşmüştü. Damad, gelinin koluna girmişti. Yıldız da duvağı tutmuş arkası Sira merdivenleri çıkıyordu. Yıldız çok keyifli idi. Çünkü gelinle damada ba. kan misafirler onlara baktıktan son. ra bir kere de gelinin eteğini tutmuş yürüyen Yıldıza da bakiyorlar» Yıldız sırtüstü yere düştü. Gelinin duvağı da açılmış, baştaçık kalmıştı. Misafirler bu hale gülerlerken damad çük fazla hiddetlenmiş, gelin ağlıya. Damad Yıldıza döndü ve biddetle ona bir tekme indirip: — Defol buradan diye bağırdı. Yıl. dız da esasen bir an evvel gitmek, bu fena vaziyetten kurtulmak arzusunda idi. Fakat nasl gidebilirdi. Gelin, damedın kollari arasında bayılmıştı. Yıldız da yediği tekmenin acısile ağlıya ağlıya yürüyordu. Fa kat ona bakanlar kendilerini gülmek. ten alamıyorlardı. Çünkü gelinin da. > Ringde karşılaştıkları zaman İri. Çünkü Yılmazer dev çnbi bir şeydi. Ürkmezi yere serebilirdi. Bır yumrukta Ürkmez hemen bir kurnazlık düşündü. Yıl mazerin karısından böş. ka hiç kimseden yılma. dığını evpelcs duymuş. başlamadan den şikâyet Ringden aşağı atladı.. Yu maserin evine girti, kapıyı & çan karısına, «kocorız maça Yılmazerin konm bu sözü duyar duymaz Loks yapılan yere koştu. Kocasını görünce; — Sen ha! Diye bağırdı. Kocası ylmuştı. Ringden aşağı atladı, ağı tı, Ürkmez de yumruklanmaktan kurtuldu. seyircilere (siz. etti> dedi,