Yazan: ZİYA ŞAKİR Kırk bakire manastırı Diye, sonuna mişlendi, Kumandan Müslime kli. Vaziyetin çok ri ie bu fikirde tağmen, neticeden ümidini k ti. Onüm için büyük bir me — Evet. mümkün olan h kadar dayanmak iste - esmemiş - madıkça, buradan b; €r şeyi yap- | yekilmiyeceğiz. 5 Bile geri Demişti, Bu ka ek amanda karar, hiç şüphesiz ii yerinde idi. Fakat bu kârarı ei için her şeyden ev. , Or 7 ; ie unun karnını doyurmak lâ - Yüz yirmi bin U, ekmek vel, kişilik muazzam or - ve yemek istiyordu. Atlar, » katırlar, merkebler, oprakları ke İriyardu. açlıktan râdan birkac gü Üthi in Mütiş bir kıtlık 5 Beçer geçmez, harb taraftarla <1 mem, ını, bu yaban - veremeklere yalnız başlarına bırakı- Kumandan Müslime, yemiyor. içmi- Müşk geceleri uyku uyuyamıyor, bu vi derde bir deva arıyordu. Fekat » bİL türlü bulamıyordu. Sanki, bir mucize eri; Gazinin ateşi ta P yetişmişti. Bat kendine gelmişti, birdenbire düşmüş. Kendine lir gel -| yi imei öğrenmek el in ir bulunanlar, onu Üzmemek inle Mi hakikati sakladılar, Fakat, Mesir ve — Müslimenin ne kadar müte- Battaj uztarib olduğunu düşünerek, pr mia in bu hale bir çare bulma- lattılar, e Gazi; düşmanların “ihanetin « “yade, Arab askerlerinin gelletine Yret etti, V. rak, bir e, derhal yatağından kal- le, ona her şeyi doğruca en - tal Gazi, Müslimeyi © halde gö- sn &cı bir Tâkırdı söylemekten çe - — > evveli teselli etti, Sonra: ordüy Emiri. Hiç merak etme, Ben, Bağ aç bırakmıyacağımı vadediyo- Mk hat 7k aıramanınım bu merdce temi- ta Vergi, Adanın muztarib kalbine çi-| > Baş den, in Sana güveniyorum. Sen- Ne düşüm hizmetler bekliyorum... İŞ bir ürsen, ne yap. Bana Diye N sorma, | hiyap © Battal Gaziye i geniş bir selâ - vee F s8 Haan e me kadar cesur ve kah - - Biihaşaz b da zeki ve dirayetli ve kai, işleri idare etmek Yi, Kumandan hgeine malikti, Bunun İvet verir üslime kendisine sa-) derhal faaliyete ünde) atladı. Bizans sür- t s sU $ bölüktey, ir yy çe ayırdı... Bu halinde kale ini, kalsbalık küt- Şa Plarının karşıla - harek, iz Bizans asker - "SA, bun ) teşebbiisünde bu i Ar şiddetle © menede - bii Bia #incisini, şehir civa - a ne gönderdi... > yakasına geçti - Tndan zg, . Kövlerin halkı korkula -| ir ler, birbirlerini tepe-| ne ilki, “ele İle gelerek Bizans eylemişlerdi. Köyler şim © ambarların hepsinde. hire ve erzak bulunuyor «| | kö, ” Bireyi e Rönderdiği askerlere, şu © - Köylere “Tdi... Bu askerler, gittikleri kendi.” buldukları erzakın © yarısını eri için alıkoyacak'lair, zi de day, Bana surları önündeki arka - göndereceklerdi.. Ayni za - Köylere gönderdiği as kerlere emirler verdi manda, köylerde boş Ziraatle meşgul olacaklardı. mahsul yetiştireceklerdi. Sonra,. (Halife Süleyman) a'hita - ben, kumandan Müslimeye bir mektub durmıyacaklar.. | bu büyük Türk kahramanının bilhes - derhal tarlalarda çalışmaya başlıyarak | sa Marmara denizinin cenub sahille - Böylece, | rinden itibaren, Eskişehir ovası ve ci- varında İsaliyete giriştiğini nakleyli - yorlar. yazdırdı... Müslime bu (mektubunda, uğradığ: ihaneti, bütün tafsilâtile Ha - İifeye nakletti, Ve sonunda da: (Bu büyük felâket, bizi yıldırmadı. Ne olursa olsun, mevkilmizi terketmi - yeceğiz. İnsanlık kuvvetimizin en son tahammül derecesine kadar, burada İs- batı vücud eyliyeceğiz. o Bize, derhal gemilerle, erzak ve imdad gönderiniz.) ra, Battal Gazi üçüncü yanına aldı. Silivriden gem e bin - dirdi. Anadelu Elimizdeki me'hazlerden (o birkaçı, yeti teşkil eden diğer (ome'hazler de, Genç'er! Sizi en fazla düşündüren Ergenliklere (Yüzünüzdeki sivileöler)-e karşı yegâ- ne çaresi olan VİROZA'yı bir defa tecrübe edinizi ve ulucuğı...B neticeden hayret edeceksiniz. yalnız HER ECZANEDE in SANCILARI DAM ve deceğimiz vak'alar mektedir. O tarihten bugüne gelinceye kadar halkın lisanında dönen rivayetlere ve- sair delillere nazaran, ikinci ciheti ka- bul etmek lâzım gelir. Nitekim nakle - KIRK BAKİRE MANASTIRI K Battal Gazi, meiyetindeki askerleri, Bu mektub da yazılıp gittikten son -| Marmara sahilinde (Erdek) civarında ük askeri! karaya çıkardı. Orada, evvelce kendi- sinin zaptettiği ve yerleştiği vardı. Askerlerden bir kısmını, bura - * ya yerleştirdi. Ahmed Turan'ı, bunla- rın başına kumandan nasbetti, Kendi - Battal Gazinin (Bursa) şehri ile civa -|sİ de askerin büyük (kısmını larak, .İrmdaki köy ve kasabalarını talan et -| (Doraniç) üzerinden geçti. Kütahya tiğinden bahsediyorlar. Fykat, ekseri - | Ve Eskişehir ovasına © doğru ilerledi. (Arkası var) iyi eder ve mikrobun yâşamasına, üremesine kat'i ve muhukkak mani olur. VİROZA, bir güzellik kremi değildir. mütehassıs kiruyagerler tarafından fenni ve sıhhi bir sürette imal edilen bir merbemdir. BULUNUR ROMATİZMA — LUMBAGdO . SİYATİK — ve bütün ağrılara karşi merhemi ile masaj yapınız ÇABUK GEÇİRİR da bunu göster - bir kale| Son Posta'nın tefrikası: 83 İS Baron de Tolt'un hâlıraları aron Tott'u İL Tuna suları üstünde GE arel Karşı kıyıya vâsil olmak için nehrin iki kolunu geçmek lâzımdı. Sala bindik ortadaki adaya vâsil olduğumuz Verdiğim cevab onu teskin etti. Gördü- güm mesele hakkında kendisine bazı su aller sormak istediğim için oturmağa, çubuk içmeğe, uşağımın getirdiği kahve- den içmeğe onu zorladım. Bir mirzanın ev sahibine yapmıyacağı muhakkak olan bu küçük nezaket adamcağızı sohbete meylettirdi. O zaman sırf mihmannüvaz- hk vazifesini Ha için şu dakikada mah- zurunu hissettikleri bir âdete neden do- hayı kendilerini tâbi tuttuklarını izah et- İmesini rica ettim, Çünkü köyden geçen seyyahlar sık sık hep ayni kimsenin evi-! bi seçecek olurlarsa en zengin bir adam bile mahvolabilirdi. İhtiyar: — Beni tercih etmeniz buna nail olma- nın zevkinden başka üzerinde hiçbir te- sir bâsıl etmemiştir. Biz mihmannüvaz- lığı bir istifade diye teliikki ederiz. İçi- mizde deimi surette buna nail olacak bir kimse etrafında birçok hasedler uyandı- rır, Fakat biz yolcuların yapacakları in- tihab üzerinde tesir icra edebilecek ha- reketlerden ictinab ederız. Evlerimizin kapısına çıkmak hususunda gösterdiği miz müsaraat evlerimizin böyle bir şeye! alışkın bulunduğunu anlatmak içindir. Evlerin hep ayni tarzda olması tercih için zahiri sebebi ortadan kaldırır, Sizi misafir edebilmekliğim sırf yıldızımın parlaklığından ileri gelmiştir. Baron: — Söyleyiniz, rica ederim. rasgele bir adama da ayni nezaket ile mi muamele edersiniz? İhtiyar: — Yaptığımız yegâne farklı muamele sefaletin daima mahcub ve çekingen bir hale soktuğu zavallının istikbaline koş- mamızdan fbarettir. Bu takdirde ona yar- dım etmek zevk kendisini ilk ele geçiren adamın hakkıdır. Baron: — Muhammedin kanununu bundan da. ha doğru surette tatbik etmeğe imkân yoktur. Fakat Türkler Kur'an ahkâmına bu kadar sadıkane riayet etmiyorlar, İ İhtiyar — Biz de mihmannüvazlik vazifesini ifa ederken bu kutst kitaba itaat etmek- te olduğumuzu zannetmeyiz. İnsanlar müslüman olmadan evvel insandırlar. Bizim Adetlerimizi insaniyet icad etmiş- tir. Bu Adetler kanundan mukaddemdir- ler, Baron: — Maamafih görüyorum ki yeni Adet leriniz de var. Meselâ, bu dört sütunlu karyola, «impörisles (1), yatak, bu ma- $0, şu İvkemleler Tatar mobilyaları mi- &r, yoksa yalnız sizin evinizde mi var. dırlar? İhtiyar: — Biz başka eşya bilmeyiz. Baron: — Çok hayretteyim, Çünkü Moldavlar- da ve Türklerde böyle mobilya yoktur. Bu Avrupa âdetinin hangi yoldan bura- Ya girdiğine şaşıyorum. Nasıl oluyor da siz Kırımlı kardeşleriniz gibi Türk mo- bilyalarını kabul etmediniz? İhtiyar: — Babalarımızın bilmedikleri yastıkla. ri da görüyorsunuz. Fakat burası Kırım- dan daha az bozulmuş olacaktır. Kırımda sultanlarımız Türk rehavet ve keyfini örnek ittihaz ediyorlar, Rümeli öyle ye- tişiyorlar. ——— (1) Bahsettiğim Tatar karyolalarının şek- M ve padişahm dört sütunlu bir karyolaya benziyen tahtınm şekli pek garib görünebi- lecek bir mukayeseya rihinleri | sevkediyor. İlk hükümetlerin Adetleri olmaları )rm geleceği ve Tatarların birçok hususlarda ol-| duğu gibi bunda da en eski usulleri temsil! ettikleri düşünülecek olursa Thtiyarlarının! üzerine oturup ta htküm verecekleri yata-| gın şeklinin şark tahtlarına örnek hizmeti- ni görmüş olması hayretle karşılanmaz. Bu yolun bütün Avrupanın anasıl Tatar ırkına mensub kavimler tarafından istilâ edilmiş olması dr ilâve olunursa endalet yatağı» | (Lt de Jaslieej tâbiri hakkında izahat el. de edilmiş olur. zaman güneş doğmuş bulunuyordu Tercüme eden: Hüsayin Cahid Yalçın Baron: — Bu farla pekâlâ takdir ediyorum. Fakat burada gördüğüm Avrupa mobil. yalarının menşei hakkında beni tenvir etmiyor, İhtiyar: — Halbuki öğrenmek istediğiniz şeyi bunun kadar açık surette izah edecek bir söz olamaz. bu aile eşyası Avrupadan gelmiş olamaz. Biz daha eskiyiz. Sizin mobilyalarınız Tatardır, p Bu cevab benim merakımı pek tahrik etti, Birçok sualler sordum. Bu mesele ye dair evvelce tahmin etmiş olduğum şeylerin kâffesini ev sahibinin ağzından işitmek benim için büyük bir zevk teşkü etti. Bana Hazerdenizi Tatarlarının v6 bu denizden ötede yaşıyan Tatarların dâ ayni âdetleri muhafaza ettiklerin; haber verdi. Tuna kıyılarında gidip batmak arsusü sabahleyin erkenden yola çıkmağa bizi mecbur ediyordu. Hareket edeceğimiz za- man, ev sahibim prensiplerine sadık dav- randı. Gösterdiği nezakete karşı bir sük- ran nişanesi olarak takdim etmek istedi Bim hediyeyi kendisine kabul ettirmeği imkân olmadı. İsmaile (2) vâsıl olduk Gözlerimi Tuna nehrinin öbür tarafına çevirince ertesi günü münasebette bulu: nacağım Türklerin küstahane gurur ve azametlerini düşünmekten kendimi me nedemedim. (Arkası var) (2) 'Tunanin sol sahilinde ve ağzina yakiz bir yerde Besarabyaya ald bir şehir. Bir doktorun günlük notlarından | Gözde çıkan Arpacıklar trlerin diplerinde kâh ağrı ve Şi$- pan alna KA 1ür. Bazan gene a “diileri0de kepek tanesi gibi yapışık kaputlar görü- Mar Bunların her ikisi de Liefarit deni - Jen hastalığın neticesidir. Gerek arpacık- lar ve gerekse diğer gör kenarlarını $ez- yin eden, ve bizi tesiratı (o berisiyeden tondan, şiddetli ziyaden o muhafaza ve vıkaye eden kirpiklerin dökülmesini in - taç eder. Gitgide gözler kirpiklerden ki- #m kım mahrum olmağa başlar, GÖ - sün kenarları kırmız bir renk (halinde kalır. Ve halkın çipii dedikleri | vaziyet hasıl olur. Arpacıklar gerçi bazi mikrop” ların tesirile meydana gelirse dö ekseri - yetle sabittir, Hele gençlerde ve çocuk - lârda bu daha küvretle mevzuubastir. Bir kimsede $ik sık arpacık çıktığı bri man evvelâ imevgii yani görün teda saniyen de umumi yani bedenin tedayi- sini ve takviyesini imal etmemek lâ - Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan gözaneler şun- lardır: v İstanbul cihetindekliler Gehradebaşında: (İ. Hali), Eminönün- de: (Necati Ahmed), Aksarayda: (Ziya Nuri), Alemdarda: (sad), Beyamdda: (Asador), Pülihte: CEmliyadi), Bakır - (İstanbul), Eyübde: ( Arif İstiklâi enddesinde: (Kanzuk), Yüksek- kaldırımda: (Vingopulo;, Taksimde ; crakslm), Yenişehirde: (Parunakyan), Gişlide: (Halk), Galatada: (İsmet), Pın- dıklıda; (Mustafa Nal), Beşiktaşta; (Vi- din), Bokarıçı, Kadıköy ve Adulardakiler: Kadıköyünde: (Hüseyin, Rıfat), Üskü- ! durda: (Ahmediye), Sarıyerde: (Asaf), Büyükudada; (Halk)