Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— — Çekoslovak meselesinin içyüzünü I'I'. n t — Hitler, bu işte büyük rol oynadı. Bun — kimse bilmez. * İ ğit baştan söna öğretmiş gibi konu - t 4 ru a Üııı'f/ akıllı — teşekkül e- S i) Kalsiyom temessül // — etmesi — lâzımdır. //, < dir ki yavrunun İ) g Adera b ae dğ el a| e AŞ Ş ee &4 - Hâdiseler : Karşısında BİR TİP A ramızda yaşar, her vakit ya- nıbaşınızda görünür, çok az dinler, çok fazla söyler. Selâm verirsiniz, selâmınızı alır al- maz günün en mühim meselesi neyse ondan bahsetmeye bakar: — Çemberlayn'in son seyahatinde nerelere gittiğini, neler konuştuğunu bilir misiniz. Sözünü kesersiniz korkusile, nefes almadan kelimeleri, arka arkaya di - zer: — Bu seyahat tam mânasile siyasi i- di. Almanya, İtalya, İspanya mesele - lerile alâkddar. Çemberlaym filânca yerde filân kişi ile bir odaya kapandı. Neler konuştuklarını baştan sona ka- — dar anlatayım.. Sanki Cemberlayn'in şemsiyesi ka - dar ona yakındır, Sanki filânca kişi ile odaya kapandığı zaman o zatı muhte - rem de odanın bir köşesindeki parpwa- narun arkasına saklanmıştır ve konu- — şulanları duymuştur. Kolunuzu dürter: - biliyor musun. Sanaı hele anlatayım, |— BSanki bir akşam evvel Hitler onu karşısına almış, ne yaptığını, ne etti - * O, yalnız harici siyasetle değil: da - Etrüskün; bacasından uskuruna kadar neden yapıldıklarını, nasıl yapıldık - larını bilir. Sanki o bir makine mühendisiymiş, da onu çağırmışlar: — Gel birader bu işten anlarsın, şu vapuru bir iyi kolaçan et! Demişler, o da bunun üzerine bafk - mış görmüş, öğrenmiş tarzda; şaftın eğriliğinden, kazanın yamasından, ba- canın çatlağından bahseder. * O, gazete havadislerinin, makalelerin tahtında müstetir manayı da pek iyi sezer.. Herhangi bir havadisi okuduğu zaman başını sallar: — Yazamamışlatr: — Yazamamışlar.... İzahat verir. İşin aslı daha başka türlü amma çekinmişler.. Eh, çekin - melerine de sebeb var. Her öküzün altından bir buzağı çıkarmak arzusile söyler, söyler, gene söyler. Bir makaleye göz gezdirirken gü - lümser: — Bunun manası var? Makale muharririnin aklına gelmi - yen, ve işitse hayretinden donakalaca- Bı bir tarzda makaleyi tefsir eder, izah eder. — O kimdir? Diveceksiniz.. O bir tiptir. Aramızda yaşıyor. Fakat tipin adını koyamadım, dedikoducu mu? Müvesvis mi, müfsid .mi? Herhalde bunlardan biri, yahud da her üçü birden! hik$e olan bitenlerle de alâkadardır. | Bunları biliyor mu idiniz? — | İSMET HULÜSİ Kemiklerimizin kireç ihtiyacı « Bir çocuğun ke- " hareketlerinde bir canlılık başlar, in- kişaf hareket halinde devam eder, Kalsi- yom temessül etmiyen çocuk çok cılız bir şekilde büyür, hastalık üzerinden hiç Bir çocuğun kuvveti Yeni doğmuş bir : çocuğun ellerinde kuvvet, kendi a« ğırlığını tartmaya kâfidir. Bunü uzun' yıllar çocuk müte- hassıslığı yapan Üç Amerikalı —doktor keşfetmiştir. Çocuk bir cismi kaldırmağı #drak edecek halde bulunmuş olsa, kendi sıkletinde bir yavruyu kaldırmak küdre- tini iktisab etmiş bulunacaktır. * ondan başka bu işten anlıyan yokmuş Yukarıdaki: Yeni ve güzel bir garnitür olan galon dore, bilhassa siyah ve koyu renk elbiselere çok yaraşmaktadır. Mo - delde bu şerid, bir plastron şeklinde di- Aşağıdaki: Moda olan garnitürlerden biri de ponponlu saçaklardır. Bunları en güzel şekilde gösterebilmex için fazla- sına gitmemeli, çok azla da kalmamalıdır. Ve yerini dikkatle seçmelidir. Çünkü: ol- dukça gösterişli bir süstür. Bilirsiniz ki gösterişi olan şeyin iyiliği kadar göze batması tehlikesi de vardır. Burasını u - nutmamalı, Ponponlu saçak, asşağıdaki modelde en şirin bir tarzda kullanılmıştır. Elbiseya adetâ gençlik vermiştir. : ni Her kadınîıilmeli;iîr Tahta mobilyalarınızı cilâlı ve temiz tutmak için şu tertibı yapımız: Bir ölcü kırmızı şarap, bir ölçü de zeytinvyağını karıstıriınız. Temiz bir bezi buna batırıp siliniz * Cilâsı uçmuş rugan ayakkahılarınıza eski parlaklığını vermek için önce HKind- di © # veren bir kadın Kayınpderinin ölümüne sebebiyet — muhakeme edildi Suçlu kadın ihtiyar ve mecalsiz olduğundan kayınpes derini sopa ile dövmeğe kudreti olmadığını iddia etti Dün, Ağırceza —mahkemesinde, ka- yınpederinin sopa ile ölümüne sebe - biyet verdiği iddia edilen Ayşe Aksu isminde 50 yaşlarında bir kadının du- ruşmasına başlanmıştır. İddiaya göre, suçlu kadtının kocası Alâeddinle, kayınpederi arasında ihti- lâflı bir tarla meselesi yüzünden hu - sumet verdır. Bu meseleden çıkan bir kavgada Ayşe, kayınpederi Hüseyine sopa ile vurmuş, Hüseyin bu darbeden müteessir olarak düşmüş ve ölmüş * tür. Dün, mahkemede yapılan sorgusun- da Ayşe, hakkındaki iddiayı şiddetle reddederek: ; — Ben kaynatamla ne ağız kavgası yaptım, ne de başına sopa ile vurdum. Zaten hasta bir kadınım. Sopa ile kay- natamı dövmeğe mecalim mi var?.. Hüseyin herhalde hattalanmış ve öl - müş olacak. Ben hâdiseye sonradan muttali oldum. Hâdise günü, kayna « tam kocam Alâeddine ve bana sövüp sayıyordu. Fakat, kendisine cevab ver- medim. Eve gittim. Sonra, caminin ö- nünde yere düştüğfünü haber aldım, Demiştir. Muhakeme, şahidlerin celbi için ta- lik edilmiştir. Satie davası yeni bir safhaya girdi Denizbankın müracaati üzerine u - sulsüz şekilde satılan Satiye binası münasebetile Satiye şirketinin Beya - zıddaki binasile Ayazpaşadaki atelye- sine asliye | inci ticaret mahkemesi - nin kararile tedbiri ihtiyati konduğu- nuü yazmıştık. : Naf:a Vekâleti tarafından mahke meye yapılan bir müracalat üzerine hâ- dise yeni bir safhaya girmiştir. Bu münasebetle, dün asliye birinci ticaret mahkemesinde yapılan duruş- mada, Nafıa İdaresi vekili müracaat se beblerini hülâsaten, şöyle anlatmış - tır: bir zaman eksik olmaz. büyüyecek olursak... kilo gelmesi lâzımdır. Eğer doğduğumuz zamanki gibi “Yeni doğan bir çocuğun ilk aylarrdla österdiği neşvünema kabiliyeti ayni sü- devam edecek olsa, iki senenin s0- unda 27, üçüncü senenin sonunda da 8l Pipo içenler sağır mı o'urmuş? Nevyorkta bir doktor, doktorlar cemi- yetinin senelik toplantısında verdiği bir konferansta, pipo içenlerin — ekseriyetle piponun çubuğunu dişlerile fazlaca sık - tıklarını, bu yüzden sağırlık hâdiseleri - nin, bu gibi pipo içenler arasında fazla olduğunu söylemiştir. Ğ Ü * Okuyucularıma Cevablarım /— Malatyadan «H. S. T.» Rüzgâr in- rasile mektub yazan okuyucuma: - Klzın Senin bu halin uzun müddet devalm etmiyecektir. Eğer bugün aklına ge- lenleri yapacak olursan ilelebed ra- hat yaşamak senin için nasib olmaz. Evinde güzel güzel yaşa, eğer müm- -Dünyada herşey unutulur, nite- m o da gün gelecek bu hali unu - tır. Böyle zamanlarında tesel - ' şefkate muhtaçtır. Sen bu işi İA yapabilirsin. Onu dostça te- et. Ayni halin senin başından olduğunu hatırlat. Dünya e unutulmaz ki! Fakat bana tiğin Verterlerden filân ona j J' * %'ı' ttaşta «N, N.> ye: K Çocuğum, sen de farkindasın ya, * ziyet senin biraz sinirlerini ş. Benim ağzımdan kendi ken iğin cevabı bir kere de ben lamıyorum, fakat © cevabı üteakıb sorduğun sualler üzerin - e birlikte düşünelim. Makul bir san hiçbir zamar: senin yapmak is- iklerini yapmaz, düşünmez bile, re şunu gözönüne getir ki... ki 4 künse kısa bir müddet için bir baş - ka yere gitmek, hava değişikliği ü- zerinde iyi bir tesir yapar. Eğer bu mümkün değilse mümkün olduğu kadar eğlenceli yerlerde bulunma - ya, yalnız kalıp düşünmemeye dik- kat et. Bak herşey az zamanda na- sıl düzelecek. Nasıl gene kendi evi- nin eskisi gibi iyi erkeği olacaksın. Senin 'gibi yuva kurmuş, bir insan için daima maceradan kaçmak, ma- kul olmak elzemdir. dir. Hemen bundan vazgeç. Yıkılan bir yuvanın : kurmak mümkün değildir. Düşün olursa o kadar çabuk. Bu alâkayı kes ve kendine başka yerde, daha başka bir kısmet ara ; yerini daima değiştiriniz ki güneşe ma- ruz kalan yerleri çabük solmasın ve halı- nın her tarafında rengi bir olsun. yağile her tarafını yağlayınız. Sonra da bir müddet kaynar su buharında tutunuz. * Halıları güvedn korumak icin soğuk mevsimlerde budaksız bir sopa ile iyice dövmeli, silkmeli, fırçalamalı, Havalar ısınmağa başlayınca üzerlerine ince tuz serperek süpürmeli, sonra bir litre sıcak suya bir çorba kaşığı ter&ebenthine katıp eritmeli. Bu suya fırçayı batırıp güzelce fırçalamalı. Bu usulü fazla güneşli oda- larda her ay bir defa, az günesli veya gü- nessiz odalarda altı haftada bir defa tek- rarlamalı, * Halılara dökülen mürekkeb lekelerini temizlemek için mürekkebli yere hemen yakacak ispirto dökünüz. —Arkasından yünlü bir bez parçasını üstüne bastırıp ispirtoyu içiriniz. Mürekkebden eser kal- mayıncaya kadar bu hareketi tekrar edi- niz. * : Bilhassa çok güneşli odalarda halıların hâkimi Reşid, bir yalancı şahid hak- — Mahkemenin tedbiri ihtiyati koy duğu binalar, Nafıa Vekâleti tafafın - dan 146 bin 100 liraya istimlâk olun - musştur. Fakat, tedbir kararı oldukça ferağ muamelesi yapılam;fnaktadır. Biz Satiyeye verilecek istimlâk bede- li olan 146 bin 100 lirayı Ziraat Ban- kasına yatırdık. Binalara konah tedbir kararının ref'i ile bu para üzerine vaz- ını, bu suretle ferağ muamelesinin ic- rasına imkân bırakılmasını istiyoruz. Bu taleb karşısında, mahkeme De - nizhank ve Satiye Şirketi vekillerinin fikirlerini sormuş, itiraz etmemişler - dir. Neticede, istimlâk bedelinin Merkez Bankasına yatırıldığı takdirde Satiye binalarına konulan tedbir İkararının kaldırılarak, bu para üzerine vaz'ı ve ferağ muamelesinin yapılması için de vaziyetin Tapuya bildirilmesi mahke- mece kararlaştırılmıştır. ' Bir yalancı şahid tevkif edildi Dün, Sultanahmed İ inci sulh ceza Vezirhanda, münasebatta bulundu « ğu Şefika ismindeki kadını yaralamak iddiasile, mahkemeye verilmiş, duruş- ma sırasında dinlenilen bütün şahidler söylemişlerdir. Yalnız Marko ismindeki şahid, Şefle kanın düşerek yerdeki bir teneke par“ çasından yaralandığını iddia ve buns da ısrar etmiştir. K Bunun üzerine hâkim, Marko hak * kında yalan yere şehadetten dolayı tevkif kararı vermiştir. Poliste : Bir beygir Ürkmesi iki kişinin yaralanmasile neticelendi Dün Dolmabahçede bir atın ürkmesi! yüzünden iki kişinin yaralanmasile ne « ticelenen bir kaza olmuştur. Beşiktaştan Karaköye at üstünde gideni Mehmed, birdenbire gem:. azıya alan hays vanını teskin edememiş, yere yuvarlanas rak vücudünün muhtelif yerlerinden teh« Nkeli surette yaralanmıştır. Hayvan, başı boş kaldıktan sonra koş-« mağa başlamış, o sırada yerleri süpür « mekte olan beledive tanzifat amelesin « den Abdürrahmanı çiğnemiştir. Abdür « rahman sağ güzünden yaralanmıştır. Vak'a mahalline yetişen zabıta memur-« ları yaralıları Beyoğlu hastanesine kal w dırtmışlardır. Şarkı söyleyen bir adamı bacanağı yeral: dı -Hoca Giyaseddin mahallesinde Maslak sokağında oturan Muharrem şarkı süy « lemiş, bundan muğber olanı bacanağı Şa- hab tarafından bıçakla — yaralanmışlır. Suçlu Şahab yakalanmıştır. Sokakta nâra atan İkİ sarhoş yakalandı Dün Ayvansarayda umumi istirahati selb ve sokaktan gelip geçenlere sarkın: tılık eden iki sarhoş yakalanmıştır. Ay « vansarayda Şehidmümtaz sokağında otu. ran Sadi ile gene Ayvansarayda Kilise s4 kağında oturan Hasan kendilerini bile « miyecek kadar içtikten sonra kolkole gl rerek caddede nâra atarlarken memurlas rın müdahalesile karakola götürülmüş « lerdir. Sadi ile Hasan mahkemeye verik mişlerdir. Eir vapurda keçak eşya bulurcu Evvelki gün Sarayburnuna gelen bir vapurun tayfalarından Ali adında biri kayıkla Beykoza çıktığı sırada, vaziyetin. den şüphelenen muhafaza memurları ta- rafından aramada, üstünde Romanyadan ahnmış bazı kaçak eşya ile ecnebi siga « raları bulunmuştur. Kaçak mallar müsa» der edilmiş, Ali hakkında kanuni takiba- ta başlanmıştır, Bir tramvay bir #dama çarptı Dün Beyoğlunda Hava sokağında otu. ran Lâtif Taşkıran, İstiklâl caddesinden geçerken, 2703 sayılı vatman Mehmed Oralın idaresindeki tramvayın sademe « sine maruz kalarak sağ bacağından ya « ralanmıştır. Suçlu vatman yakalanmış, kında tevkif kararı vermiştir. t ahkikata başlanmıştır. * 1 Ankarada Yenişehirde «P.K.» ye: Senin yapmak istediğin fena şey- enkazite bir. yenisini bir de çocuk var. Ne kadar çabuk TEYZE | Bacaksızın mas karalıkları: Tutkal suçlunun kadını bıçakla yaraladığını! l Bi ” B 4 b F A, G we eh e eee üü — dd — h Ha v adai ci