N bw biri TENE (Büştarafı 8 inci sayfada) a görmezler, Sabahtan akşama kadar E wp dinlenmeden çalışırlar ve nihayet Vagon dolusu teneke çıkarıp satarlar. para ile Patino ocağın sağında, solun- İda yeni yerler alır. İki yıl sonra işçi s8- İyısını birkaç yüze çıkarır ve her hafta La Paz) a vagonlar dolusu teneke kül $geleri yollamaya başlar. EW para gördü diye siyasetini değiştir mez. Gene sabah karanlığından akşam İaranlığına kadar işçilerle beraber çalı- ar ve hergün biraz daha arazi alır. Du- Yönlar: «Pstino aklını mı kaçırdı nedir, zavallı EYANahın dağında durmadan taş toprak sa- Sim ahyor. Öyle yerde insan değil, hay- © van bile barınmaz» derler. Fakat günün birinde «zavallı; denilen #Patinoyu umulmadık bir ziyaretçi Rör- meye gelir, Bu gelen, Nevyorktaki bü- W yük (Guggenheim) bankasının mümes- Wibdir ve eski tahs'ldara birleşik Ameri- anın en büyük maden tröstünden şu me- Beji getirmektedir: «Madenlerinizi atmaya hazırırz. Kıs- men işletilmiş oldukları için değerinden K «fazla bir kıymet teklif ediyoruz» Patino mesajı okuyunca sörar; — Ne kadar veriyorsunuz? — Yarım milyon dolar. Adamcağız kulaklarıma inanamaz. Na- Gil inansın, üç yıllık çalışmaya karşı ya- fim milyon dolar! Hemen Amerikalı mü- Mmezsilin imza için uzattığı kâğıdı kapar. Wekat karısı onu durdurur: — Kabul etme, Simon, malımız en 2z| Dünyanın beş büyük zengininden KE KRALI bülumur ve beş sene sonra - gene kendi sayesinde - sulh imzalanınca, Paristeki muhteşem şatosunda, hükümetinden şu telgrafı alır: «Sulh yolundaki gayretleriniz muvaf- fakiyetle neticelendi. Mil& Bolivia kon- gres, kıymeti yararlıklarınıza mukabil size «Bolivisnın 1 numarslı vatandaş» ünvanmı tevcih etmiştir. * Hâlâ tir delikanlı kuvvet ve faaliyeti- ni gösteren bu adam, birkaç ay evvel Pa- riste altmış beşinet doğum gününü kut Tuladı. Memleketine şimdi de Paris sefiri sifetile hizmet etmekteğir. Patino dünyanın en zengini deği ki en talıhlisidir de. Üç kızı ve bir oğ mes'ud izdivaclar yapmışlardır. Simon Patino geçenlerde kendisine eömrünün en büyük saadetini ne vakit tattığım» soran bir gazeteciye şunları söylemiştir: «En mes'ud günüm, servetimin bir mil- yonu bulduğunu gördüğüm gündü. Mil yöner oldum diye, sanmayınız. Hayır o gün, vaktile tahsildarı olduğum eski çir- ketin menajerine şu telgrafı çektim ve tath tetlı öcümü aldım da onun için... (Nasıl Hilarion Arce maden ocağı 195 sterling ediyor mu imiş? Imza: an tahsi ili milyon değmese, Amerikan tröstü beş yüz bin steriing teklif etmezdi. « Patino karısının omzunu okşar: — Ne olursa olsun, ben imzalıyacağım. Benin bu 1ssız yerlerde didinmene dahâ > dazlı dayanamam, Madam güler: © — Ya ben bu çalışmadan hoşlanıyar. | sam. Kuzum Simon imzalama, Görecek- #in, birkaç sene içinde, Cenubi Amerika- nan en zengiri sen olacaksın. * Aradan üç yıl geçer. Patino bu sefer “Nevyorka - karısının da muvafakatini a- Zarak - Guggenheim grupunun teklif et- © ği ikinci bir mukaveleyi imzalamaya e Bu mukaveleye göre, kendi ma- den ocaklarını işletmek üzere açılacak ölen iröstün direktörler meclisine reis © blur. Hisselerin vüzde ellisi kendisine bı- rakılır. Yüzde ellisine mukabil de Gug- genheim grupu yeni yerlerin alınması ve © igletitmesi için icab eden sermayeyi ko- Mn Patinonun üç yı! önceki keha- “geti roğru çıkar. Mukaveleyi imza eder “ötmez » son madde mucibince - Patinoya nakden (50) milyon sterling verilir. o Karı koca artık dağda çalışmaktan vaz- geçerler. Simon Patino uzun bir dünya Me yolculuğna çıkar. Altı ay sonra Bolviaya döndüğü vakit dünyadaki bütün teneke Socaklarını içine alan bir «Dünya teneke Mirliği. ni kurmuş ve başına geçmiş bu- inim ktadır, Geniş meden ocakları sahi Felemenk kraliçesi Wilhelmina da 2- Br arasındadır. Bu birlik yirmi yıldan MMazia bir zaman en mühim san'atların za- hir unsuru olan bu ham maddenin Mi&tihsalini ve fiatlarını kontrol ve dikte eder. Bütün araları büyük büyük servet- © Yer yaparlar Patino hepsinden daha zen- gin olur. #W$ükat Patino yalnız para ile tatmin 0- Üiinücak bir adem değildir. Milyonlara ehib olduğu hale mühendis diploması ein diye La Paz üniversitesine girer. Mülteşem şatosunda esi az bulunur bir Mübhane kurer. Weki basit otahzildar buğün sadece maden bahsi üstünde her günle cevab verebilecek değerli bir mü- le ever. sevimli bir centilmendir de. Pâlino memleketine büyük hizmetler etmiştir. 1920 öe Bol'vir bütçesinde mü- im bir açık görülür. Bu açığı kapamak #ermaye sah'blerine ağır vergiler ihr. «Toplanacak vergi mecmuunun Sonda dokuzumu Patinonun, kalananı da “iğer sermaye sıhiblerinin ödemesi, şart 1932 de Bolivia Paraguay ile harbe tu- İN faştuğu sıralarda Patino Pariste bulün- maktadır. Derhal hükümetine (39) mii- “yon sterling gibi mühim bir yardımda Ankara borsası Aç kapanış fintla:ı 15 - 3-939 ÇEKLER ; ni MI İstanbul cihetindekiler; Aksarayda - (Sarım), Alemdarda ( nı Asım), Beyazıdda (Belkis), Bam: da (Rıdvan), Eminönünde (Beşir Ke - mah, Eyübde (Hikmet Atlamas), Fezer- de (Vitali), Şehremininde (Hamdi), Şeh- zadebaşında (İ. Halli), Karagümrükte (Kemal), Küçükpazarda (Yorgü, Ba - kırköyünde UHUA). Beyofhu cihetimdekiler: İstiklâl caddesinde (Dellasuda), Ga » latsda (Hüseyin Hüsnü), Taksimde ( monciyan)ı, Pangaltıda (Naryfleciyini Beşiktaşta (Nati Halid). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler; ,.. Üsküdarda (Selimiye), Sarıyerde (Nu- ri), Kadıköyünde (Moda, Merkez), Bü - yükadada (Şinasi Rıza), Heybelide (Ta- Dolmabahçe Hava Gazı K KÖMÜRÜNÜ tercih ediniz! Akba kitabevi Her dilden kitab, gazete ve SON POSTA'nın Ankara bayiidir. Under- vud makinelerinin de acentasıdır. İspanyol, Fransız asilzade ve zenginlerile Ri RADYO Türkiye radyo difüzyon postaları Ankara radyosu 7— DALGA UZUNLUĞU | BALI - 14/3/39 1230: Proğram. 123$: Türk müziği - Pl 13: Memleket saat Ayarı, ajans, meteoroloj! haberleri, 13.15: Müzik (Dans müziği - PL) 1345 - 14: Konuşma (Kadın saat). 1830: Proğram, 1835: Müzik (Senfonik piâklar). 19: Konuşma (Türkiye postası). 18.18: 'Türk müziği (Halk musikisi - Tanburacı Osman pehlivan). 1933: Türk müziği (Karısık proğ- ram - Hakkı Derman (ve arkadaşları), 20: Alans metenroloji haberleri ziraat borsası (flat). 2115: Türk müriği. Çalanlar: Veci - he, Resad Erer, Cevdet Kozan, Kemal Ni - yazi Beyhun. Okuyanlar: Sadi Hoşses, Me -| lek Tokgöz. 1 — Osman bey - Saba pesrevi Dede - Saba sarkı: Güsevle get büTül- leri, $ — Hüsnü efendi - Bestenisir şarkı: Cok sürmedi. 4 — Tanburi Mustafa - Bir es- mere gönül verdim. 9 — Resad Erer - Tak - sim. $ — 8 Kaynak - Şevkefza şarkı: Da - Tup ia bir bakımın. 7 — Sald dede - Bevkef- za saz sema'si, 8 — Kârım Uz - Kani değil, 9 — Rahmi bey - Bir sihri tarab. 10 — Muh- 1s Sabahaddin - Bahar geldi 11 — Saz semalei. 21: Memleket (o #aat Ayarı, 21: Konusma (Hukuk ilmi yayma Oo kurumu) 71.15: ham. tahvilAt, karah'vo - nukut bor sn (fiat), 21.25: Neseli pliklar - R. 2180: Müzik (Radyo orkestrası - Sef: Praetorius). 1 — Gretry - Motti: Balet sülti, a) Tambo- urin. b) Menvetto. e) Gizve, 2 — Antonlo vivaldi: Oonsetto Gross sol minör, op. 5. Nr 2 Adasi e Splceate - Allerro - Tar - ghelip - Allarro, 3 — I. Haven: Senfoni do minör, Nr, 95, a) Allegro Moderate, b) An- dante, e) Menvetto - 'Trlo. ç) Pinal, Vince, 4 —G P, Malivlero: Dört İnvansyon (4 İn- sansleni). a) Allesre Grarloso, Legglero. b) Allegro Grar'oan. e Andante. ç) Allegro Fes- tosh. 5 — Marcel Poot: «Onverture Joven - #0 (Şen uvertür), 2290: Milsik (Oreretler) PI, 2: Mürik O(Cazband - PD. 2345 - 2€ Son alans haberleri ve yarınki proğram Sahneve ç'kon ilk Türk kadını hayatın “Son Posta,, ya anlattı (Baş tarafı 7 inci sayfada) Kadıköydeki Apollon tiyatrosunda gün- düz kadınlara, gecesi de erkeklere tem- siller verirdi. Ben bir gün oraya gittim. Hüseyin Suadı gördüm. İlk sözüm şu oi. du: — Ben sahneye çıkmıyacak mıyım? Hüseyin Suad. dikkatli dikkatli yüzü- me bakmıştı. — Nası) çıkabilirsin, izin verirler mi hi! — Muhakksk izin mi almak lâzım, zinsiz çıksam ne olur? , Hüseyin Suad gözlerini gözlerime dik- n — Sen demir gibi olmalısın! Dedi, — Demir gibiyim, — Sahneye çıkarken kelleni koltuğu- nun altına alman lâzım, — Beni öldürseler de sahnede öldürür- ler, Çok samimi idim. Bunları çok içten söylüyordum.. fakat benim bu cesaretime karşı gene Hüseyin Suad tedbirli hare- ket etmeyi muvafık bulmuş olacak ki: — Hele bir kerede bütün arkadaşlar birlikte konuşalım. Sen mektebe çel, Dedi. (Arkas var) İlân Tarifemiz Tek sütün santimi ———— Birinci O sahife 400 kuruş İkinci sahife 250 » Üçüncü (sahife 200 » Dördüncü sahife 100 60 40 fazlaca mikdarda ilân yaptıracak. lar ayrıca tenzilâtı tarifemizden istifade edeceklerdir. Tam, yarım ve çeyrek sayfa ilânlar için ayrı 'bir tarife derpiş edilmiştir. Bon Posta'nın ticari “nlarına ald işler için çu adrese müracaat Son senelerin en müthiş katili Fransada muhakeme ediliyor (Baştarafı 8 inci sayfada) yer, kart komisyoncunun yazıhanesinde çek defteri vardı, bu defterin bazı yap-| kalıyor ve güzel bir ipucu teşkü ediyor. Takları muhtelif müesseselere para mu- 'kabilinde verilmişti. Fakat kimin tara - fırdan?.. bir türlü anlaşılamıyordu. Gazete ve polis.. Fransız gazeteleri polisi gevgeklikle it- ham etmiye başladılar, Bununla beraber polis kızmadı, hiç bir gazetede tek bir tekzib veya müdafaa görmedim. Birkaç yıl evvel teksüdlük hayatına çekilmiş 0- lan, Parisin en değerli polis müdürü Le pinin meşhur bir sözü vardır. — Gazete bizim en kuvvetli yardımcı « muzdır, bazan haksızlık eder, fakat ba - zan da öyle bir ipucu bulur, öyle bir mu- hakeme yürütür ki, onun arkasından ha- kikati keşfederiz, ödeşmiş oluruz, demiş- 4. Bu defa da öyle yaptı, suzarak, oku - yarak, düşünerek aramıya devam etti. 2 nci cinayet. Aradan 2 ay geçmişti. Bir Eylül saba hı Paristen yelpaze halinde muhtelif is- #kametlere ayrılan mili şoselerin birin- “İde, yarı devrilmiş bir taksı otomobili bu- Yundu. İçinde kafası kurşunla parçalan - mış bir cesed vardı. Tahkik ettiler, bi - çarenin adı Kufi idi, Fakat kimin tarafın. dan öldürülmüştü; polis tekrer tahkike girişti, fakat ortada en küçük bir iz bile yoktu. Gazeteler bir hafta kadar sabrettiler, sonra tekrar feryada başladılar. Fransada «şoför» son zamanlarda cina- yet teşebbüslerine en fazin maruz kalan bir kurban hahine gelmişti, bir müşteri bir taksiye biniyor, tenha bir sokakta ş0- Veidmanın tevkifi.. Polis bu kartvizitin izini takib eder - ken Paris civarında bir köşkte oturan bir ecnebi ile konuşmuya lüzum görüyor, daha 6 cinayetin katilini bulduğunu ken. disi de anlamış değildir. Sadece ev ko - misyoncusunun gaybubeti etrafında tah- kikat yapmaktadır. Köşke ki sivil polis yolluyor, polisler kapıyı çalıyorlar, bizzat Veidman açı - yar: — Buyurunuz baylar, Polişler içeri giriyorlar, ve birdenbire katilin rövelveri karşısında kalıyorlar ve yaralanıyorler. Fakat yaraları hafif, iç. lerinden biri can havlile masanın üzerin. de duran bir demiri Velğmanın kafası na İndiriyor, Artik katil tutulmuştur Suç ortakları Veidmanın biri kadın olmak üzere üç tane suç ortağı vardır Bir tanesinin adı Mülovdur, Cinayetlerin birini yapmış olmakla müttehimdir. Diğeri Blandır, sulçuyu saklama cürmünden maznundur, üçüncü suç ortağı ise Triko isminde bir kadındır, o da çalınmış mal. saklamış ol. makla zannaktındadır. Veidman kimdir? Vekimean 1908 senesinde Frankfortta doğmuş, 16 yaşında liseyi bitirmiş, bir moda mağazasında çalışmıya (başlamış, sonra Amerikaya gitmiş, Kanadada bir çiftlikte çalışmış, hırsızlık ettiği için memleketten çıkarılmış, Almanyaya dön- förü öldürerek parasını alıp kaçıyordu. | müş, orada da bir hırsızlık cürmünden 5 artıkk şoförler gece şehir dışına çıkmaz ol-|sene hap'shanede yatmış, suç ortakları - muşlardı. Bu itibarla Kufinim ölümü Amerikah dansözün gaybubetinden daha büyük te- sir yaplı, Amma gene katili bulunamadı. 3 üncil cinayet Şimdi İlkteşrin ayı içindeyiz: Madam Keller isminde bir genç kadın kocasile kavga ediyor, ondan ayrılıyor ve gaze- telere Dân vererek iş arıyor, derken bul- duğunu söyliyerek evinden ayrılıyor. Ne- reye gitmiştir? Bilen yok. Hısım akra - bası belâşta, aranıyor, o da kayıbların arasına karışmıştır. 4 üncü cinayet Gene İlkteşrindeyiz: Ayın 16 ncı günü Lebloud isminde bir tiyatro artist ko - misyoncusu, Embrezarya ortadan kayboluyor, o da bir cinayete kurban git- miştir, fakat öldüren kim? Polis suale cevab vermekten âciz ka - hyor. 5 inci cinayet.. İkinciteşrin 1937. Parise iltica etmiş bir Alman, From- mer isminde bir genç bir akşam oteline dönmüyor, Arasıra gelmediği vakidir, me rak etmiyorlar. Fakat gaybübeti uzu - yor, ayın sonuna doğru bir daha dönmi. yeceği anlaşılıyor. O da bir cinayete kur- ban gitmiştir. 6 ncı cinayet. Gene İkinciteşrin 1937. Lesorle isminde bir ev tellâh öğle üze- ri yazıhanesinden çıkmış, bir daha dön- memiştir. Evinden merak ediyorlar: — Acayib, cevabını alıyorlar. Bir müş- teriye bir köşk gösterecökti, sonra evine dönecekti! Telâş, polise telefon, tahkikat. hiç bir netice çıkmıyor. Şimdi de hafırımdadır, bir gazetede bir Este görmüştüm, 12 ismi altalta sırala - miş: — B ayda Pariste yapılan cinayetlerden 12 tanesinin katiM bulunamadı, polisi uy- kudan uyandırmak lâzım, demişli Polis gene ses çıkarmadı, fakat bu al- tıncı cinayet sayesinde, cezasız kalmış 13 cinayetten 6 sının İsmi buldu. Bu, Veidmandır. Nasıl ele geçti? Bu pek ba sittir, Bir cinaiyat profesörü: — Dünyada #htiyatsızlık yapmıyan hiç bir katil yoktur, demiş. Veldmanı cezasını görmiye sevkeden de yaptığı bir ihülyatazlıktır. Veidman ev 'komisyoncusu İle tanış - mak ve ona itimad telkin etmek için bir dost vastasile ele geçirmiş olduğu mevki sahibi bir adamın kartvizilini tavsiye mektubu hâlinde bu komisyoncuya veri- nın ilkini de orada tanımıştır. Fransaya İse pasaportsuz olarak gelmiştir. İlk celse... "Tahmin edildiği veçhile ilk celse iddia. namenin okunmasına ve bir de hüviyet lerin tesbitine inhisar etli. Veiğman ga - yet lâkayj ve soğukkanlıydı. Eğer jan. darmaların arasında olmasaydı, arkasın- daki lâciverd yeni kostümile nasılsa yer bulmuş bir dinleyici sanılacaktı. Reisin suallerine tek kelime ile cevab veriyordu, Yalnız evet, hayır, diyordu. Celsenin sonunda dikkate değer, bir hâdise oklu. Avukatlardan biri: — İki sivil polis içeri girdikleri zaman Veidman kaçabilmek imkânına makkti Neden buna teşebbüs etmiyerek ateş açı mıştır? diye sormustu Wet lime ile cevab vermekten çıkeran bu sual oldu: — İçeride birisi vardı, onun kaçmasını temin etmek istiyordum. Nitekim silâh sesimi işitince tehlikeyi anladı, arka pen- cereden atlıyarak kaçtı, dedi. — Kimdir bu? — Söylemiyeceğim, İnanan olduğunu sanmıyorum. Celse bu son kelime üzerine kapandı, Size bun - dan sonraki muhâkeme celselerini bildir miye devam edeceğim. Son Posta Yevmi, Güya, MEAN. ve Halk Gazete Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25 İSTANBUL Posta kutusu : 741 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : romana asa unaaNAuaaa