14 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B Ilnnyanın heş huyı'ık zengını biri TENEKE KRALI inden — 4 (Baştarafı 8 inci sayfada) İyüzü görmezler, Sabahtan akşama kadar İdurup dinlenmeden çalışırlar ve nihayet ibir vagon dolusu teneke çıkarıp satarlar. Bu para ile Patino ocağın sağında, solun- la yeni yerler alır. İki yıl sonra işçi sa- ı',»;ı.ııı birkaç yüze çıkarır ve her hafta a Paz) a vagonlar dolusu teneke kül- i yollamaya başlar. $ para gördü diye siyasetini değiştir- Gene sabah karanlığından akşam taranlığma kadar işçilerle beraber çalı- r ve hergun biraz daha arazi alır. Du- antmo aklını mı kaçırdı nedir, zavallı Allahın dağında durmadan taş toprak sa- ahyor. Öyle yerde insan değil, hay- ı bile barınmaz» derler. akat günün birinde ezavallı» denilen dmoyu umulmadık bir ziyaretçi gör- ye gelir. Bu gelen, Nevyorktaki bü- (Guggenheim) bankasının mümes- ve eski tahsildara birleşik Ameri- jin en büyük maden tröstünden şu me- -getirmektedir: Madenlerinizi almaya hazırırz. Kıs- n işletilmiş oldukları için değerinden la bir kıymet teklif ediyoruz.» Patino mesajı okuyunca sorar; — Ne kadar veriyorsunuz? — Yarım milyon dolar. Adamcağız kulaklarına inanamaz. Na- inansın, üç yıllık çalışmaya karşı ya- milyon dolar! Hemen Amerikalı mü- lin imza için uzattığı kâğıdı kapar. karısı önü dürdürür: Kabul etme, Simon, malımız en az milyon değmese, Amerikan tröstü yüz bin sterling teklif etmezdi.» ino karısının omzunu okşar: — Ne olursa olsun, ben imzalıyacağım. bu ıssız yerlerde didinmene daha dayanamam, Gdi mh— - Ya ben bu çalışmadan hoşlanıyor- am. Kuzum Simon imzalama. Görecek- irkaç sene içinde, Cenubt Amerika- | en zengini sen olacaksın. * dan üç yıl geçer. Patino bu sefer orka - karısının da muvafakatini a- - Güggenheim grupunun teklif et- ikinci bir mukaveleyi imzalamaya . Bu mukaveleye göre, kendi ma- ocaklarını işletmek üzere açılacak *röstün direktörler meclisine reis Hüsselerin yüzde ellisi kendisine bı- hır. Yüzde ellisine mukabil de Gug- esi için icab eden sermayeyi ko- am Patinonun üç yı! öncekti keha- ğru çıkar. Mukaveleyi imza eder - son madde mucibince - Patinoya (50) milyon sterling verilir. 1 koca artık dağda çalışmaktan vaz- . Simon Patino uzün bir dünya jlculuğna çıkar. Altı ay sonra Boliviaya ıdüğü vakit dünyadaki bütün teneke ını içine alan bir «Dünya teneke ni kurmuş ve başına geçmiş buü- adır. Geniş maden ocakları rahi- enk kraliçesi Wilhelmina da &- arasındadır. Bu birlik yirmi yıldan a bir zaman en mühim san'atların za- bir unsuru olan bu ham maddenin fni ve fiatlarıniı köntrol ve dikte arlar. Patino hepsinden daha zen- Patino yalnız para ile tatmin o- olduğu halkde mühendis diploması ivye La Paz üniversitesine — girer. n şafosunda eşi az bulunur bir e kurar. Eski basit —tahsildar | dece maden bahsi üstünde her €& cevab verebilecek değerlı bir mü- değil, ayni zamanda tam mana- atino memleketine büyük hizmetler ir. 1920 de Boltvir bütçesinde mü- k görülür. Bu açığı kapamak r. «Toplanacak vergi mecmuunun zunu Patinonun, kalananı da maye sahiblerinin ödemesi» şari Bolivita Paraguay ile harbe tu- 1 sıralarda Patino Pariste bulun- : Derhal hükümetine (39) mil- ing gibi mühim bir yardımda |bulmnur ve beş sene sonra - gene kendi |fakiyetle neticelendi. Milf Bolivia kon- -grupu yeni yerlerin alınması ve || ütün azaları büyük büyük servet-| bir adam değildir. Milyonlara || imünevver, sevimli bir centilmendir | ye sahiblerine ağır vergiler | sayesinde - sulh imzalanınca, Paristeki muhteşem şatosunda, hükümetinden şu telgrafı alır: «Sulh yolundaki gayretleriniz muvaf- gresi, kıymetli yararlıklarınıza mukabil size «Bolivianın 1 numaralı vatandaşı» ünvanını tevcih etmiştir. * Hâlâ bir delikanlı kuvvet ve faaliyeti- ni gösteren bu adam, birkaç ay evvel Pa- riste altmış beşinci doğum gününü kut- luladı. Memleketine şimdi de Paris sefiri sıfatile hizmet etmektedir. Patino dünyanın en zengini değil, bel- ki en talıhlisidir de. Üç kızı ve bir oğlu İspanyol, Fransız asilzade ve zenginlerile mes'ud izdivaçlar yapmışlardır. Simon Patino geçenlerde kendisine «ömrünün en büyük saadetini ne vakit tattığını» soran bir gazeteciye — şunları söylemiştir: «En mes'ud günüm, servetimin bir mil- yonu bulduğunu gördüğüm gündü. Mil- yöner oldum diye, sanmayınız. Hayır o gün, vaktile tahsildarı olduğum eski şir- ketin menajerine şu telgrafi çektim ve tath tatlı öcümü aldım da onun için... (Nasıl Hilarion Arce maden ocağı 195 sterling ediyor mü imiş? İmza: Koğduğunuz tahsildar S. P.) SUcUUGdcCC G LA ĞAA ĞÜNEĞGĞÜKÜKEKÜRGENAGCACÜĞACENEREEN L L LL L Ankara borsası —Hi Acılış- kapanış fiatla 1 13 - 3 - 939 ÇEKLER Açılış Kap u, Londra 5,93 5,93 Mev-Yor» 26 40 146 40 Paris £, bZĞ 3,»520 *“Allâna 6.65 6,6b5 Cenevrt 18,7476 18,74/5 Amsterdam 67.1425 — 67 1425 Berlin 60,717ö 50.71765 Brüksel 11,2/ö 41,27ö Atina 1,1828 1,4B20 Bofya 1.b6 1.b6 Prag 4,33265 4.3325 Madrid b-93 6,93 Varşova £>.BAĞ 13.845 Budapeşte 14,9Y675 — 24.56.5 Bükreş L,S050 U,Y0B0 Belgrad 4,837ö 4,B376 Yokohama 54 62 $4 62 Stokholm 5Ü.b..25 30.53:5 Moskova 45,8526 23,8ödü İSTİKRAZLAR AçLığ Kapanış Türk borcu T peyin B b & B ll & - “- » » L şadeli — - Nöbetçi eczaneler Bu gece nöhetci olan eczaneler şuıılar- dur: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda - (Sarım), Alemdarda (Sır- rı Asım), Beyazıdda (Belkis), Samatya- da (Ridvan), Eminönünde (Beşir Ke - mali, Eyübde (Hikmet Atlamaz), Fener- de (Vitall), Şehremininde (Hamdi), Şeh- zadebaşında (İ. Halil), Karagümrükte (Kemal), Küçükpazarda (Yorgi) Ba - kirköyünde (Hilâl). Beyoğltu cihetinmdekiler: İstiklâ! caddesinde (Dellasuda), Ga - latada (Hüseyin Hüsnü), Taksimde (Li- monciyan), Pangaltıda (Narelleciyfan)| Beşiktaşta (Nall Halid). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: .. Üsküdarda (BSelimiye), Sariyerde (Nu- ri), Kadıköyünde (Moda, Merkez), Bü - yükadada (Şinasli Rıza), Heybelide (Ta- naş). # Dolmahehçe Hava Gazı KOK KÖMÜRÜNÜ tercih ediniz| Akba kitabevi Her dilden kitab, gazete ve SON POSTA'nın Ankara baylidir. Under- vud makinelerinin de acentasıdır. |: RADYO Türkiye radyo diflizyon postaları Ankara radyosu —— DALGA UZUNLUĞU — 1689 m. — 188 Kes. 180 Kw. T.A.Ğ. 10,74 m. 15195 Kes. 20 Kw. TAP. 81,70 m. 0405 Kes. 20 K'w. SALI - 14/3/39 12.30: Proğram. 12.95: Türk müziği - Pl. 18: Memleket saat Âyarı, ajans, meteoroloji haberleri. 13.15: Müzik (Dans müziği - Pl) 13.45 - 14: Konuşma (Kadin saati). 18.30: Proğram, 18.35: Müzik (Senfonik plâklar). 19: Konuşma (Türkiye postası). 19.15: Türk müzlöi (Halk musikisi - Tanburacı Osman pehlivan). 19.35: Türk müziği (Karışık proğ- ram - Hakkı Derman — ve arkadasları). 20: Alans metenroloji haberleri ziraat borsası (Hat). 2115: Türk müzlöl Calanlar: Veci - he, Resad Erer, Cevdet Kozan, Kemal Ni - yazi Seyhun. Okuyanlar: Sadi Hoşses, Me - lek Tokgöz. 1 — Osman bev - Babha pesrevi. 2 — Dede - BSaba sarkı: Güsevle gel bülbül- leri. 8 — Hüsnü efendi - Bestenisâr şarkı: Cok sürmedi. 4 — Tanburi Mustafa - Bir es- mere gönül verdim. 5 — Resad Erer - Tak - sim, G — S. Kaynak - Şevkefza gşarkı: Du - rup ta bir bakızın. 7 — Sald dede - Şevkef- za saz semnisi. 8 — Kâzım Uz - Kan!i değil. 9 — Rahmi bey - Bir sihri tarab. 10 — Muh- lis Sabahaddin - Bahar geldi. 11 — Saz semanisi. 21: Memleket — saat Syarı. 21: Konustma (Hukuk iİlmi yavma kurumu). 21.15: Raham, tahvilât, karahiyo - nukut bor s9sı (flat), 21.25: Nesell plâklar - R. 21.30: Müzik (Radyo örkestrasmı - Sef: Praetorlus). 1 — Gretry - Mottl: Balet sülti. a) Tambo- urin. bi Menwetfo. ©) Gigue, 2 — Antonlo Vivaldi: Concetto Grosso sol minör, on. 3. Nr 2. Adağzlo &e Spiccato - Allegro - Lüar - ghetto - Allatro. 8 — J. Havdn: Senfoni do minör, Nr. 95. a) Allegro Moderato. bi An- dante. e) Menuüetto - 'Trio. ç) Final, Vivace, 4 — G. P. Melinlero: Dört İnvansyon (4 İn- vanzloni). a) Alleğro Grazloso, Legglero. b) Allegro Grazloso, c) Andante. ©) Allegro Fes- tosh. 5 — Marcel Poot: «Ömuverture Joyen - ser (Şen üvertür). 2230: Müzik (Oneretler) Pl. 28: Müzik — (Cazband - PN. 2345 - 24 Son ajans haberleri ve yarınki proğram. Sahneve oıkon ilk Türk kadını hayatını “Son Posta,, ya anlattı (Baş tarafı 7 inci sayfada) Kadıkövydeki Apollon tiyatrosunda gün- düz kadınlara, gecesi de erkeklere tem- siller verirdi. Ben bir gün oraya gittim. Hüseyin Suadı gördüm. İlk sözüm şu ol- du: — Ben sahneye çıkmıyacak mıyım? Hüseyin Suad, dikkatli dikkatli yüzü- me bakmıştı. — Nasıl çıkabilirsin, izin verirler mi kl! — Muhakkak izin mi almak lâzım, 1- zinsiz çıksam ne olur? Hüseyin Suad gözlerini gözlerime dik- ......... — Sen demir gibi olmalısın! Dedi. — Sahneye çıkarken kelleni koltuğu- nun altına alman lâzım, — Beni öldürseler de sahnede öldürür- ler. Çok samimi idim. Bunlari çok iiçten söylüyordum.. fakat benim bu cesaretime karşı gene Hüseyin Süad tedbirli hare- ket etmeyi muvafık bulmuş olacak ki: — Hele bir kerede bütün arkadaşlar birlikte konuşalım. Sen mektebe gel, Dedi. (Arkası var) İlân Tarifemiz Tek sütun santimi sahı'fı 400 kuru' İkinci sahife 250 Üçüncü — sahife 200 Dördüncü sahife 100 İç sahifeler 60 Son sahife 40 Muayyen bir müddet zarfında fazlaca mikdarda ilân yaptıracak- lar ayrıca tenzilâtlı tarifemizden istifade edeceklerdir. Tam, yarım ve çeyrek sayfa ilânlar için ayrı bir tarife derpiş edilmiştir. Bon Posta'nın ticarf "lânlarına aid işler için şu adrese müracaat Birinci Son senelerin en müthiş katili Fransada muhakeme ediliyor (Baştarafı 8 inci sayfada) çek defteri vardı, bu defterin bazı yap- rakları muhtelif müesseselere para mu- kabilinde verilmişti. Fakat kimin tara » fından?.. bir türlü anlaşılamıyordu. Gazete ve poliz.. Fransız gazeteleri polisi gevşeklikle it- ham etmiye başladılar, Bununla beraber polis kızmadı, hiç bir gazetede tek bir tekzib veya müdafaa görmedim. Birkaç yıl evvel tekaüldlük hayatına çekilmiş 0- lan, Parisin en değerli polis müdürü Le- pinin meşhur bir sözü vardır: — Gazete bizim en kuvvetli yardımcı - mızdır, bazan haksızlık eder, fakat ba - zan da Öyle bir ipucu bulur, öyle bir müu- hakeme yürütür ki, onun arkasından ha- kikati keşfederiz, ödeşmiş oluruz, demiş- ti. Bu defa da öyle yaptı, susarak, oku - yarak, düşünerek aramıya devam etti. 2 nci cinayet.. Aradan 2 ay geçmişti. Bir Eylül saba- hi Paristen yelpaze halinde muhtelif is- tikametlere ayrılan milli şoselerin birin- de, yarı devrilmiş bir taksı otomobili bu- lundu. İçinde kafası kurşunla parçalan - mış bir cesed vardı. Tahkik ettiler, bi - çarenön adı Kufi idi, Fakat kimin tarafım- dan öldürülmüştü; polis tekrar tahkike girişti, fakat ortada en küçük bir iz bile yoktu. Gazeteler bir hafta kadar sabrettiler, sonra tekrar feryada başladılar. Fransada «eşoför» son zamanlarda cina- yet teşebbüslerine fazla maruz kalan bir kurban haline gelmişti, bir müşteri bir taksiye biniyor, tenha bir sokakta şo- förü öldürerek parasını alıp kaçıyordu.. artık şoförler geoce şehir dışına çıkmaz ol- muşlardı. Bu itibarla Kufinin ölümü Amerikah dansözün gaybubetinden daha büyük te- sir yaptı. Amma gene katili bulunamadı. 3 üncü cinayet Şimdi İlkteşrin ayı içindeyiz: Madam Keller isminde bir genç kadın kocasile kavga ediyor, ondan ayrılıyor ve gaze- / telere ilân vererek iş arıyor, derken bul- duğunu söyliyerek evinden ayrılıyor. Ne- reye gitmiştir? Bilen yok. Hısım akra - bası telâşta, aranıyor, o da kayıbların arasına karışmıştır. 4 üncü cinayet Gene İlkteşrindeyiz: Ayın 16 ncı günü Lebloud isminde bir tiyatro artist ko - misyoncusu, Embrezarya ortadan kayboluyor, o da bir cinayete kurban git- miştir, fakat öldüren kim? Polis suale cevab vermekten âciz ka « lıyor. İkinciteşrin 1937. Parise iltica etmiş bir Alman, From- mer isminde bir genç bir akşam oteline | dönmüyor. Arasıra gelmediği vakidir, me rak etmiyorlar. Fakat gaybubeti uzu - yor, ayın sonuna doğru bir daha dönmi- yeceği anlaşılıyor. O da bir cinayete kur- ban gitmiştir. 6 ncı cinayet.. Gene İkinciteşrin 1937. Lesorle isminde bir ev tellâh öğle üze- Ti yazıhanesinden çıkmış, bir daha dön- | memiştir. Evinden merak ediyorlar: — Acayib, cevabını alıyorlar. Bir müş- teriye bir köşk gösterecEkti, sonra evine dönecekti! Telâş, polise telefon, tahkikat.. hiç bir Şimdi de hatırımdadır, bir gazetede bir liste görmüştüm, 12 ismi altalta sırala - mış: — 8 ayda Pariste yapılan cinayetlerden 12 tanesinin katili bulunamadı, polisi uy- kudan uyandırmak lâzım, demişti. Polis gene ses çıkarmadı, fakat bu al- tıncı/cinayet sayesinde, cezasız kalmış 12 cinayetten 6 sınan failimi buldu. Bu, Veidmandır. Nasıl! ele geçti? Bu pek ba- sittir. Bir cinaiyat profesörü: — Dünyada #htiyatsızlık yapmıyan hiç | bir katil yoktur, demiş. Veklmanı cezasını görmiye de yaptığı bir ihtiyatsızlıktır. Veidman ev komisyoncusu İle tanış - mak ve ona itimad telkin etmek için bir dost vasıtasile ele geçirmiş olduğu mevki sahibt bir adamın kartvizitini —tavsiye sevkeden mektubu halinde bu komisyoncuya veri- | yor, kart komisyoncunun yazıhanesinde kalıyor ve güzel bir ipucu teşkil ediyor. Veidmanın tevkifi.. Polis bu kartvizitin izini takib eder - ken Paris civarında bir köşkte — oturan bir ecnebi ile konuşmıya lüzum görüyör, daha 6 cinayetin katilini bulkduğunu ken- disi de anlamış değildir. Sadece ev ko - misyoncusunun gaybubeti etrafında tah- kikat yapmaktadır. Köşke iki sivil polis yolluyor, polisler kapıyı çalıyorlar, bizzat Veidman açı - yor: — Buyurunuz baylar. Polisler içeri giriyorlar, ve birdenbire katilin rövelveri karşısında kalıyorlar ve yaralanıyorlar, -Fakat yaraları hafif, iç- lerinden biri can havlile masanın üzerin- de duran bir demiri Veidmanın kafası na indiriyor, Artık katil tutulmuştur Suç ortakları Veidmanın biri kadın olmak üzere üç tane suç ortağı vardır Bir tanesinin adı Milliovdur. Cinayetlerin birini yapmış olmakla müttehimdir. Diğeri Blandır, sulçuyu saklama cürmünden maznundür, üçüncü suç ortağı ise Triko isminde bir kadındır, o da çalınmış mal, saklamış ol- Veidman kimdir? Veidman 1908 senesinde — Frankfortta doğmuş, 16 yaşında liseyi bitirmiş, bir moda mağazasında çalışmıya — başlamış, sonra Âmerikaya gitmiş, Kanadada bir çiftlikte çalışmış, hırsızlık ettiği için memleketten çıkarılmış, Almanyaya dön- müş, orada da bir hırsızlık cürmünden 5 sene hapishanede yatmış, suç ortakları - nın ilkini de orada tanımıştır. Fransaya ise pasaportsuz olarak gelmiştir. İlk celse.. ) Tahmin edildiği veçhile ilk celse iddia- namenin okunmasına ve bir de hüviyet- lerin tesbitine inhisar etti. Veidman ga - yet lâkayd' ve soğukkanlıydı. Eğer jan- darmaların arasında olmasaydı, arkasın- daki lâciverd yeni kostümile nasılsa yer bulmuş bir dinleyici sanılacaktı. Reisin suallerine tek kelime ile cevab veriyordu. Yalnız evet, hayır, diyordu. Celsenin sonunda dikkate değer, bir hâdise oldu. Avukatlardan biri: — İki sivil polis içeri girdikleri zaman Veidman kaçabilmek imkânına malikti Neden buna teşebbüs etmiyerek ıteş açı mıştır? diye sormustu Vetde- hime ile cevab vermekten çıkaran bu sual oldu: — İçeride birisi vardı, onun kaçmasını temin etmek istiyordum. Nitekim silâh sesini işitince tehlikeyi anladı, arka pen- cereden atlıyarak kaçtı, dedi. — Kimdir bu? ; — Söylemiyeceğim. İnanan olduğunu sanmıyorum. Celse bu son kelime üzerine kapandı. Size bun - dan sonraki muhakeme celselerini bildir- miye devam edeceğim. Son Posta Yevymi, Siyasi, Havadis ve Ha.l.k ım Yerebatsn, Çat:::î:;âe sokak, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün —hakları mnh!u:veguel:emizı ıiddh' — - ABONE F İATLARI Abone bedeli peşindir. Adreş — değiştirmek 25 kuriştur. İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. — Posta kutusu : 741 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20203

Bu sayıdan diğer sayfalar: