w meriknda, yeni tesis edilen bir nevi istihbarat büroları, meş- küp kimselerin nereye gideceklerini, Berede yemek yiyeceklerini hangi eğ- ederlermiş. Harkim bu hususlarda bir sual sora- cak olsa derhal cevabını alırmış. Meselâ: Marlene Ditrih'in o akşam yemek yi- yeceği lokantada yemek yemek isti - yen herhangi bir Marlene Ditrih hay» tanı büroya telefon edince cevabını 2 isnce yerlerinde eğleneceklerini İ armaş: — Marlene Ditrih bu akşam #ilânca inatte #lân Jokantada yemek yiyecek. Bunu icad eden istihbarat büroları bizde de kurulsa, diye düşündüm: Meselâ telefonu açıp: — Bu akşam Bedia Fon Ştatzer, mo- toriklet gezintisi hangi caddelerde yar pacaktır Yabud da: — Komik Naşid, bu Cuma günü Cw- mâ namazını hangi camide eda edecek- tir? Yabud da: — Hazım kaç vepurtle Adâya geçe” cektir? Pek zannetmiyorum. Fakat böyle bir büro daha başka suallere de cevab verecek olursa herhalde günde belki beş bin kişi telefon edecektir, * — Allo, birşey soracaktım. Bu- gün Kasımpaşada bir dostumu Zzi- yarete gideceğim, malüm ya'on beş Kadın düşmanı bir muharrir Belgradda, beş yüz daktilo, kâtib, man- ken ve manikürcü genç kız, Yugoslav - yada en büyük kadın düşmanı diye ta « nılan Ranko Todoroviçin en son çıkar - dığı kitablarından vücude getirdikleri bir ateşin etrafında dansetmişler ve yakı - Jan «Kadınla beraber mutfağa dönelim!» simli kitabı ima ederek «Biz mutfağa dönmek istemiyoruz!» diye bağırmışlar- dar, Meslek sahibi kadınlar cemiyeti, mu « harrire boykot Hân etmişlerdir. Bir ke- resinde, sokakta giderken bir kız talebe grupu, kendisine hücum etmiş, zavallı muharrir bir mağazaya kapağı atarak bu bidireden kurtulmuştur, Kendisini tani- yan kadın teagâhtarlar, mağazalarda ona hizmet etmemektedirler. Evli olan mu - harrir, «karımdan başka, her kadından nefret ederim» demekte, karısı da kocam kadınlara dair söylediklerinde yerden göke kadar haklıdır!, diye mukabelede “ Küçük insanlar ,, Etrafında nu da söylemiştim. Derken Ankara- dan bir başka mektub geldi, bunu yazan bir genç kızdır: — Küçük insanlar serlevhası al» tında bahsettiğiniz genç erkek be - nim âşığımdı. Kendisinden ayrık Neler sorulur? (Bunları biliyor mu idiniz? | Samsunda garib bir dolandırıcılık Bir demirciye içi sarı madenle karışık çamur topaklarını 1050 liraya sattılar Amasya (Hususi) — Geçenlerde de - mirci ustalarından Celâl adında birinin definecilik suretile bin elli Lirası dolan - dırılmıştır, Hâdise şöyle olmuştur: Celâle, Samsundan bir arkadaşı müra- caat ederek kirmızı toprak içerisinde sâ- rı bir cismin alun olmak (ihtimalinden bahsetmiş ve isterse bundan daha bir çoklarını Samsunda bir köylüden teda - rik etmek mümkün olabileceğini söyle- miştir. Celâl, sarı cismi kuyumcuya gö - türüyor ve tam âyar altın olduğunu an - İayınca arkadaşile beraber diğer altın - ları almak Üzere Samsuna gidiyor. Vak'a çok kurnazca tertib edildiği için Celâl dolandırılmak ihtimalin: aklına bile ge- tirmemiştir. Celâlin Ooarkadaşı ara sır&: «Ah! Bende para olsaydı bu defineyi ka- çırır mıydım (biç! Ne ise bari bir dosta gidecek, artık komisyonculuğumu iste - rim!» gibi sözlerle Celâlin hırs ve tama hını tahrik etmeyi de unutmamıştır. Eldeki nümune altının iki, üç lira ede- ceğine göre diğer altınlar ele geçtiği tak- dirde binlerce lira kâr temin etmek şüp- hesizdi. İşte Celâl böylece (o kavuşacağı hazinenin hayalile pürne'e Samsuna va nyor ve arkadaşının delâletile Bursadan geldiğini söyleyen saf köylü (!) nün tor- basından çamurlu altınların tanesi üs - tüste yüz elli kuruştan sayılarak bin elli Mrayı herifin avucuna (sayıyor, Köylü adam rolünü yapan dolandırıcı da sırra kadem basıyor. Vak'a öyle hurdebini bir görüşle düşünülmüştür ki; dolandı - ncı sari madenleri Cumartesi akşamı Celâle yutturuyor ve ertesi gün Pa - zar olmak dolayısile dükkânler (kapalı oldüğu için sahte altin külçelerinin me- gün evvel yağmur yağmıştı. O civarın sokaklar; el'an çamur içinde mi, yoksa kurudu mu, öğrenmek istiyorum. * — Alle, efendim, bir müşkülüm var. Lütfen cevab verir misiniz. Üç gün dir sokağa çıkmadığım için farkında değilim, tramvaya atlıyanlardan gene ceza ahyorlar mı? Yani ahıyorlarsa ya- nılıp da tramvaya atlamıyayım diye soruyorum. * — Allo, affedersiniz, sizi rahatsız et- tim. Zevcemle birlikte Beyoğluna çr kacağız.. Hangi mağazalarda güzel kır maş, şapka ve buna benzer şeyler var sa lütfen söyleyiniz de o mağazaların önlerinden geçmiyelim! * — Allo, sayın bayım, sizden bir dile- ğim var.. Ben balık yemek istiyorum. Iâtfen hangi lokantada bir haftalık - tan taze balık veriyorlarsa adâresini söyleyin de oraya gideyim. * — Ale, size adresimi söyliyeyim, Aksaray Muradpaşa mahallesi, Şakir - paşa sokağı numara 35... Bizim evin tam karşsmdaki evde oturan bir ba- yan var, Kırmızı bir şapka almış. Ka- rım kaç gündür, «ille o şapkanın bir €- şini bana şlacaksın diye tutturdu. o şapkayı bizim karşıki komşu nereden aldı, hitlen söyler misiniz? * Daha bunlara benzer, benzemez ne- ler neler sorulmuyacaktır. İSMET HULÜSİ - e henk edilmesine imkân O bırakılmıyor. | Iştihası dillere destan OlAN > | Cemi Pazar günü Yüzlerce sarı maden imparalor leri bavuluna yerleştirerek (o Amasyaya e dünüyor.. Paralar (1) temizlenip parlatı- xi yor ve Celâl ertesi gün altınların bir kısmını bozdurmak için kuyumcuya baş vuruyor. Kuyumcu, daha birkaç gün ev- vel gelen antika (!) paradan beş altısını birden görünce gözleri parlıyor ve usu - len mehenge vuruyor, Ve hepsinin sarı maden olduğunu söylüyor. Celâl sapsarı bir yüzla sarı madenleri bavuluna doldurarak meyus ve perişan bir'halde Samsunun yolunu tutuyor.. Samsunda zabıtaya müracast (ederek dolandırıcıyı yakalattıracağını söylemek- te ve paralarına kavuşacağını tahmin et- mektedir. Sürmenede bir köylü bir başka köylüyü yaraladı Trabzon (Hususi) — Sürmene kazası - nm Pervane köyünde muhtar seçimi yü. zünden bir cinayet olmuştur. Hacı oğul- larından Ali çavuşla Bayram oğulların - dan İsmail kavga etmişler, İsmall Al; ça- vuşu bıçakla ağır surette yaralamıştır. Yaralı Trabzon memleket (hastanesire kaldırılmış, İsmail yakalanmıştır. İzmite bol yağmur Yağıyor rak ilân edilen Didiuş Gibınus Clodiusun iştihası dillere destandı. 20 sene müddet- le günde yirmi kavun, kilolarca incir, şeftali, üzüm, 10 güvercin ve | düzüne is- tridye yerdi. Cildi öyle beyaz ve terrü taze idi ki, kendirine Gibinus demişlerdi. dım, bir başkasile nişanlandım, şim- di intikam almaya çalışıyor. Bir şe ye karar verirse bilirim, mutlaka yapar, Tehdid karşısında ne gibi bir tedbir ittihaz etmeliyim» diyor. Gene maâsaldır, diyeceğim. Erke ğin imzasını taşıyan mektubun da, * Bay «B.B. İs» ye: Bir erkek için fakir bir kızla ev- lenmek, soy ve terbiye bakımından mutabakat gözetilmek şartile bir şe- ref meselesi olabilir. Fakat £ekir bir erkeğin zengin bir kadınla evlenme si, hele bu kadın kendisinden yaşlı #se bir zillettir. Hükümden hissenize düşeni çıka” ınız. TEYZE İzmit (Hususi) — İki gündür İzmite ve mıntakasına bol yağmur yağmak- tadır. Bir aralık kar dahi düşmüşse de çok geçmeden kesilmiştir. Yağmurdan çiftçiler çok memnundur. Adapazarı ile Hendek arasındaki şoseyi ve Büyükovayı su basmıştır. Münakdlât bu yol üzerinde müşkü - lâtla temin edilmektedir. sebebi tahkik ediliyor Sorguya çekilen dükkân sahibi, yangının kendi tedbirsizliği yüzünden çıkmadığını iddia etti Birkaç gün evvel, Mahmudpaşada Kürkçü hanmda Beykonun mağaza - sında yangın çıkmış, mağazanın bazı zuhuru hakkında birşey 'bilmedikle * rini söylemişlerdir. Duruşma, yangın mahallinde keşii kınmlart yandıktan sonra söndürül-(yapın belediye mühendisinin celbi 4 « müştü. Bilâhare hâdiseye zabıta el ko- yarak, mahallinde yapılan bir keşfi müteakıb, ateşin birdenbire t4- vanda görüldüğü ve tavanın ise bezle kaplı olmasının ateşi yaydığı anlaşıl- mıştır. Yangınn birdenbire tavanda görülmesi ve zuhuru sebebi kai ola- Tak tesbit edilememekle beraber hâ - disede Beykonun tedbirsizliği ve dik- kstsizliği görülerek, kendisi dürmü - meşhud kanununa göre adliyeye veril- miştir. Suçlu, asliye 2 nci ceza mahkemesin- de yapılan duruşmasında: — Yangının çıkışında benim hiçbir tedbirsizlik ve dikkatsizliğim yok. Var kA içeride bir soba yakmaktayız. Fa- kat, sobanın etrafı mazbuttur. Ben, hâ- diseye bir elektrik kontağının sebeb olmasını muhtemel görüyorum, demiş- tir. Bundan sonra, mahkeme yedi şahid çin, başka güne bırakılmıştır. Sultanhamamı yangın mahallinde üçüncü bir keşif yapılacak Sultanhamam: yangını tın» da, el'an kat'i neticeye varılmış değil dir. Yapılan ikinci keşif de, yangının zu hür sebebini aydınlatamamıştır. Faf« cianın sebebini kat'i olarak tesbit mağ sadile Pazartesi günü, bir üçüncü ke“ şif daha yapılacaktır. Yangm mahallindeki kasalar zabrte name ile tesbit olunarak, sahiblerinğ tevdi edilmektedir. Balıkağı hırsızı tevkif edildi Kumkapıda balıkçı Avadise aid ba lık ağlarını çalan Mehmed Ali yaka * lansrak dün adliyeye verilmiştir. Suçlu, Sultanahmed | inci su'h cez& mahkemesinde yapıldı duruşması 40 dirilemiş, bunların hepsi, yangının nunda, tevkif edilmiştir. Poliste: İki Hamamcı birbirini yaraladılar Galatada Necatibey caddesinde Ka- piçi hamamında çalışan Osman Bozak ile arkadaşı Hüseyin bir yemek me - selesinden kavga etmişler, bu ağız kav gasile başlıyan mesele çok geçmeden tekme ve yumruğa dökülmüş, bu ara” da Hasan eline geçirdiği bir takunyayı Osmanın başına vurarak yaralamıştır. Osman da bıçağı çekerek Hüseyine hü- cum etmiş ve onu sol böğründen yara* lamıştır. Her iki yaralı da tedavi altı - na alınmışlar, vak'a hakkında tahkika- ta başlanmıştır. Bir hizmetçi pencereden sokağa düştü Dün, Bomenti tramvay istasyonun - da Uğur apartımanının 2 numaralı da- iresinin camlarını silen Agavni, pence- re kenarına çıkmış, bu sırada müvaze- nesini kaybederek sokağa düşmüştür. Vücudünün muhtelif yerlerinden ya ralanan Agavninin müdavatı yapılmış- tır. Tdvkikat neticedinde hâdisenin dikkatsizlik yüzünden - vukubuldutu anlaşılmıştır. Bir çocuk elinden yaralandı Dün, Vefa Divanefendi sokağında 4 numaralı evde oturan 14 yaşında Saim Keser adında bir çocuk, evinin bahçe- sinde oynarken kurşunkalem kalınlı - ğında ve büyükçe bir mermi kapsülü bulmuştur. Saim Keser bunu kalem başlığı zannederek kalemine takmağa uğraşırken kapsül infilâk etmiş ve sol elinin parmakları yaralanmıştır. Ya - ralı tedavi (o altına alınarak tahkikata başlanmıştır. Bir otomebil bir kadına çarptı Dün, Beyoğlunda bir otomobil kaza- sı olmuştur. Alipaşada Değirmen s0 - kağında 39 numaralı evde oturan 55 yaşındaki Eleni ismindeki katını 1099 plâka numaralı otomobil çarparak ye- re düşürmüştür. Eleni muhtelif yerle- rinlen yaralanmış, suçlu hakkında tah kikata başlanmıştır. Bacaksızın maskaralıkları: Deniz işleri: Demir yüklü bir kayık devrildi Dün öğleden sonra limanda bir km za olmuştur. İnebolulu Hasşinın idare" sinde bulunan demir yüklü bir kayı fazla yüklü bulunması yüzünden deve rilmiş, bu sırada denize düşen Hasan Liman İşletme İdaresinin 2 numarah romorkörü tarfındari kurtarılmış 9 tır,” ğ Kadm hekimleri toplantısı Türk Ginekelegi Kurumu, bu ayın top” lantısımı 9-3-1439 da Dr. Asım Os nurun başkanlığı altında yaptı, Bu celsedei Prot. Kenan Tevfik Sezenel tıbb! müşu « hadelerini anlatmış ve bu vak'alar etrafi. da yapılan münakaşalara, Dr. Ahmed Asım Onur, Nuri Süleyman Canbakan, Şükrü Fe ui İlkel, İhan Arif, Leontoyadis, Abraham Snlamon, Binay ve Nazaretyan iştirak eb» mizlerdir. Bir tramvay otomobile çarptı Dün saat 13 te Beyotlunda Meşrutb yet caddesinde bir otomobille tremvay çarpışmıştır. 2191 plâka sayıh ve ş0* för Ali Akkaysnm idaresindeki oto * mobil, Tepebaşında Kallavi sokağında 14 numaralı apartıman kapıcısı Meh» mede çarpmamak için fren yabmıştın. Otomobilin birdenbire durması yü“ zünden arkasından gelen 2839 sayıh watmanın idaresinde bulunan 46 nu * maralı Harbiye - Fatih arabası otomo- bitin üstüne bindirmiştir. Müssdeme « de otomobilin arka çamurluğu harab olmuştur. , Silâh atan bir sarhoş yakalandı "Tarlabaşı Lülecihendek sokağında 28 numaralı evin altında, Arab namilş maruf Hüseyin Akyüzün kahvesine sar hoş bir halde gelen Osman Kaçar, ken» disine sarhoş olduğunu söyliyen kah « veciye hiddetlenerek tabancasını çek « miş, bir el ayaklarına, iki el de havaya ateş etmiştir. Zabıta memurları tara * fından yakalanarak Osmanın üzeri ri arandığı halde tabanca bulunma « mıştır.