Yazan: ZIYA ŞAKIR Fes tüccarının paraları Hiç şüphesiz ki onun hasretine uzun zaman dayanamıyacaktım. o Teyzemle verdiğimiz karar mucibince, geceleri a- ra sıra gelip onu yoklayacaktım. İşte bu halde, teyzemin evini terket tim. Ve, barınacak başka bir yerim ok madığı için, doğruca ablamın evine git- tim. Son vak'am, bana pek uğursuz geldi. Ablam ile eniştem, beni fena karşı - lamadılar, Hattâ, birkaç gün kendile - rinde misafir kalacağımı söylediğim za man, adeta memnün oldular. Ne Beşiktaş vak'asından ve ne de bek çi meselesinden bahsetmedim. zlyetimi ânlatmiş olsaydım, hiç şüphe- siz ki onlar tarafından da kabul edil » miyecektim. Ablam, kendilerine bir menfaat te - min edeceğime emin olarak bana karşi ciddi alâkalar gösteriyordu. Ayni his - Tere kapılan eniştem de, mütemadiyen sakı taşıyor, kendi elile mezeler hazır- yordu. * Aradan öç gün geçer geçmez, ablam ağzından baklayı çıkardı. Paradan bah. setmeğe başladı. Maamafih, o da haksız değildi. Çün- kü onler da zaruret içindelerdi. Bunu, ben de takdir ediyordum. Hem Elisaviye vermek, hem de ablamın eli- ni genişletmek için ufak tefek bazı iş» ler yapmak istiyordum. Fakat vaziye - tim o kadar nazik idi ki, Beyazıd mey - danına çıkmaya bile cesaret edemiyor. dum. Bir akşam yemeğinde düşünceleri - mi söylemeğe karar verdim: — Bey enişte! Görüyorsunuz ya.. Ev den çikmak istemiyorum. Buna sebeb de, o mahud Kasa meselesi, Bizim arka- daş, sarhoğlukla ağzından bazı şeyler kaçırmış. Bunlar da, zabıtanın kulağına çalınmış... Ben, izimi kaybetmek iste - dim, Bulgaristana kaçtığımı ilân ettir - dim. Zabıta, bu havadise ne dereceyi kadar inandı?.. Bunu, bilmiyorum. Fa - kat ihtiysth hareket ederek pisi pisine yakayı ele vermekten (o çekiniyorum... Yoksa, akşem üzerleri, Kalpakçılarba - şında, Aksaray çarşısında dolaşarak beş on papel çarpıvermek, işden bile de - gil. Fakat; az tamah çok zarar getirir, derler. Ondan korkuyorum... Himmet, gtne size kaldı. Şöyle, günahına değer bir iş bulsanız da, biraz geniş nefes al- sak nasıl olur?. Dedim. Hem eniştem, hem ablam fikrimi be- gendiler. Aralarında bir müzakere geç” tiler. Müzakerenin esas, eniştemin akra - balarından bir fes tilocarına dayanıyor. du. Bu fes tüccarı, son günlerde büyük bir para kazanmıştı. Eniştemin tahmi. - nine göre, Maçka tarafında büyük bir arsa alacaktı. ç Fakat paralarm nerede (bulunduğu bilinmiyordu. Eniştemin tahminine ni saran, mağazasında bulundurmaya cesaret edemiyerek, bankada saklıyor. du. Bu takdirde, paraları o ele geçirmek imkân ve ihtimal haricinde idi. Maa - mafih, eniştemin aklına bir kurnazlık BÖ ailbim bepile bolümş Bi âlim gibi, elini masanın üstüne vura * rak: — Buldum, çocuklar!, A Dedi. Ve sonra, aklına geleni şöylece izah etti: — Yarından tezi yok. ee . ağzıma bir ip ölçerim... ıyı han- Me e defterhanede (1) han» gi gün ferağ muamelesi (o yapılacağını öğrenirim, O gün Sarafim kendisini ta. kib eder. Paralar da onun cebinden ba- valanarak bizim ceblere girer... Ne bu- yuruyorsunuz, bu dahiyane fikre?. Dedi. 'Eh.. fikir, fena değildi, Fakat asıl hü. ner, fes tüccarının cebindeki paraları çekip çıkarabilmekti, Bu da, düz rakı - (0) Tapu idaresi, n hamları ulu orta söyleyivermek kadar kolay bir iş değildi. mak için bizim eniştenin bu dahiyane fikri: çok Küvvetli buluşlarınız var... Yarından| tezi yok, işi takih ediniz. Gününde, ba- na haber veriniz. Kıyafetimi tebdil e - derim, Nası! olsa, bu işin hakkından ge- 1 bir sevinçle bütün vücudümün titredi - ğini derken, asıl dahiyane fikir bana gel - mi lağıma koyarak: nıp oturacağına kıyafetini tebdil ede - rek, çıkıp şöylece öteyi beriyi dolaşsa - na. ın kafalara verdiği cilâdan doğan il - etle, sözlerime devam ettim. Fakat ben, buradan da tedirgin olma. derhal kabul ettim, — Bravo enişte bey!, Siz, hakikaten yüksek düşünceli bir zatsınız... laşsam. fena olmaz. | Dedim. vakit bulamıyarak adeta boğu iya bi im. lar gibi: Dedim. — Koyafetini nasıl tebdil edersin? Fakat bu sözleri söylerken de, büyük | Dedi Derhal cevab verdim: Çünkü. (kıyafetimi — tebdil ederim) Sanki şeytan o anda ağzını ku -| bir kadın iskarpini bulabilirseniz... Ablam, yemeği bitirmey namadı. Derhal sofradan kalktı. Kısa bir kaybolmadan — A, apdal!, Burada böylece kapa - Ne vurursan kârdır. Demişti, iki kadın iskarpini getirdi. (Arkas var) Türk Hava Kurumu Ankara şubesinden 1 — Ankara merkez kazasının tayyare piyango biletleri satışının müteadâid bayiler marifetile idaresi kararlaştırılmıştır. 2 — Bu iş hakkındaki şartnameyi her talib şubemiz kaleminden istiyebilirler. 3 — Teklifte bulunabilmek için taliblerin asgarl on bin liralık nakid veya ban- ka mektubu veya arttırma ve eksiltme kanununun kabul ettiği esham ve tahvilât vermeleri şarttır. 4 — İhale kapalı zarf usulile ve arttırma, eksiltme kanununun tarifatı daire- sinde 11/Mart/1939 Cumartesi günü saat on altıda Ankarada Genel merkez binası dahilinde şubemiz idare etil huzurunda yapılacaktır. 5 — Bu işe talib olanların ihale güründen bir gön evvel yani Cuma günü saat on altıya kadar teminat ve teklif mektublarını ayrı ayn zarf içerisinde olmak üzere bir zarfa koyarak makbuz mukabili şubemize vermeleri lâ- zımdır. Bu saatten sonra verilen teklifler kabul edilmiyecektir.. (488). (977) Yemekieriniz n lezzet ve nofa- setini, ancak ÇAPA MARKA BAHARATINI Kullanmakla temin edebilirsiniz. 16 gramlık Salep ve buharat Puketleri her yerde İstanbul Jandarma Satınalma Komisyonundan: Mikdarı ve cinsi Tahmin bedeli İlk teminatı Lira Kuruş Lira Kuruş 414384 on dört bin üç yüz seksen dört (o 88836 (80 212 76 kile fanilâ yün ipliği, 1 — Tahmin bedel; ve ilk teminatı yukarıda yazılı «14384» on dört bin üç yüz seksen dört kilo fanilâ yün ipliği 9/Mart/939 Perşembe günü saat 19 de İstanbul Gedikpaşadaki Jandarma Satınalma Komisyonunda kapalı zarf eksiltmesiyle satın alınacaktır, 2 — Şartname ve mümune her gün adı geçen komisyonda görülebilir veya 4194, kuruş bedel mukabili eldırılabilir. 3 — 2490 sayılı kanun şartlarını haiz isteklilerin usulüne göre tanzim edecek- leri Kapalı zar? teklifi mektublarını ihale günü saat 14 de kadar makbuz karşılığı olarak komisyona vermeleri, ( «989> GRiP.. NEZLE. ROMATİZMA Ml BAŞ.DiŞ. SiNiR. KIRIKLIK Şeytanın bu ilhamından aldığım cür- — Maamafih.. o zamana kadar da boş durmak doğru değil. Size karşı, çok İ mahçub oluyorum. Kıyafetimi değiştir. İsem de, atsda sırada şöyle bir çıkıp do- Menfaat kokusu, heb ablamı ve hem de eniştemi bir anda harekete getirdi. | Hele ablam, ağzındaki lokmayı yutma- — Vallahi, kadın kıyafetine girmek- ten başka çare yok. En kolayı, bu... E- ğer bana eskice bir çarşaf, ayağıma da bile daya- sonra geldi. Soluk renkli bir çarşafla, çok giyilmiş Son Posta'nın tefrikası! 41 Baron Kırım yolunda a a Kotchin kalesi paşası beni burada alıkoymak istiyordu. Fakat bu hareketin daha tehlikeli oldu- Kâtibim müstesna olmak üzere, Ya - nımdaki adamlar onları İstanbula götü- receğimi zannediyorlardı. Niesteri geçer- ken (1) onların fikirlerini tashih ettim. Karşı sahile salimen çıktık, Yeniçeriler İ hemen koşup gümrükçüy? muvasalatımı haber verdiler. Onu bana karşı o kadar pezakete' ve hürmete sevkeltiler ki bir Türkün ısrarına dayanamiyarak Kotehim den bir fersah mesafede bir yerde külü bir gece geçirmeğe razi oldum. Halbuki Gümrük memuru beni oraya getirmiş o-| Jan Rusları da ertesi gün“ kadar beygir -| lerile birlikte orada kalmağa zorladı. A- rabamı Kotehim'e kadar götüreceklerdi. Benim sözlerim gümrükçünün tasavvur ları üzerinde hiç bir tesir yapmadı. Fu - hakika, bana hürmet gösterir gibi dav - ranıyor ve yalmz rahatımı düşünüyor görünüyordu. Fasat doğrusu katlanması icab edecek masrıftan kurtulmakta baş- | ka bir şey düşünmüyordu. Böyle olmakla beraber bize karşı ik- ramlarının bolluğu, kendisinin misafiri olduğumuzu gösteriyordu. Muvasalatım- dan haberdar ettiği paşa da çiçekler ve! yemişler göndererek bolluğumuzu arttir-| dı, Ertesi günü daha iy: kabul edileceği - | mizi, daha iyi muamele göreceğimizi te- min ediyordu. Türklerle beraber yaşamak itiyadı ba- na o akşamı hoş geçirmek imkânını te - min etti, Bu itiyaj olmasa idi böyle ol mıyacaktı, Vaktimin bir kısmı güm - rükçünün köşkünde geçirdim. Alelâde, burada oturuyordu. İstibdadın hududu üzerinde rahat rahat uzanmış olan bu Türk otoritesine bütün genişliğile sahib- di Karşı kıyı ahalis'nin nazarında bu ©- toriteyi o temsil ediyordu. Kendisinden daha mühim birini görememekten mesto- Juyordu. Bir kaç gün evvel Kotehim'e muvasa- gunu söyleyince kani oldu Tercüme eden: Hüseyin Cahid Yalçın arzettiği tehlikeyi takdir etmemiş oldu ğundan dolayı yakalandı, sopa yedi ve kimlerden satın aldığını bildirmek zaru. retinde kaldı. v Bu dükkâncılar yalnız aldıkları parayı iade ile işin içinden sıyrıldılar. Tavsit ek tiğim adam da kârmı geri verdi. Würi hiç bir şey iade etmedi. Fakat o akşam için ve ertesi gün için o kadar bol yiye cek ısmarladı ki bitmemiş olan şeylerin bir kısmını sonra kendi hesabına satmak Kötehimde çok daha rahat edebilirdim. | imkânını da buldu. Bu gibi sahneler bir an evvel Kırıma vâsıl olmak için beslediğim arzuyu art. tarıyorlardı. Fakat bir taraftan paşanın muvafakağini istihsal etmek lâzımd:. Dİ. ger taraftan da muhtaç olduğum şeyleri yalnız o temin edebilirdi, İlk işim gö - Tüşmemizi tacil etmek oldu. Çünkü Türk. ler o kadar bati, o kadar tembeldirler ki bir ecnebiye yaptıkları ilk nezaket dak ma onu istirahate davet etmekten iba - ret kalır. Ben de ayağımı yere basarkeş böyle bir #krama na'l oldum. Faka: ben) istirahat kadar yoran bir şey olmadığın © kadar kat'i surette temin ediyordum ki İertesi gürü için bır mülâkat istihsal etme. ğe muvaffak oldum. Kalede ikamet edep paşa kararlaşan saatte bana atlar ve ya mına kadar refakat edecek adamlar yok Jadı. Niester kıyısını tahdid eden dağın maf lesinin başlangıcında kâin olan Kotchip kalesi nehre doğru eğilir ve kalenin bik tün dahilini öteki sahile doğru açık bı Takır. Lehistan arazisi bu iç hisara o ka dar hoş bir manzara arzediyor ki Türh mühendisleri bu mühim mevkiin müda faasını ve emniyetini bu yüzden feda et. mişlerdir denilebilir. Çünkü muntazam bir hücuma karşı bu kaledeüçgüntu. tunmak imkânı yoktur, Orada kumandan bulunan paşa muhte rem bir htiyardı. Hakkında evvelce ma Jat etmiş olan iki genç Fransızın orada |lÜmat almıştım. Çekingen bir karakteri başlarına sarık sardıktan sonra İstanbula | olduğu için vezirin kendisine ka:şı iyi hareket etmiş olduklarını bana haber#meller beslememesinden korktuğunu verdi. Gümrüğün varidatı hakkında şor-| biliyordum. Babiâlinin emri olmadan duğum suallere de cevab verdi. Eli altı. | geçmeme müsaade etmiyecek diye en - na düşen zavallılar içn gümrük resmi - | dişe ediyordum. İlk iltifatlardan sonra nin ne kadar yıkıcı bir şey ise kendisi filhakika böyle bir lisan kullandı. Maa » için de o kadar kârlı bir iş olduğunu an.) mafih buradaki ikametimi elinden geldi. ladım. Bana öğretebileceği bütün şeyler) ği kadar hoş bir şekilde tutacağını da bundan ibaret olduğu için, gidip biraz| t€min etti. Fakat böyle bir şey onun e » dinlenmek istedim. linde değildi. : Fakat, paşanın beni istikbal edeceği) Meseleyi münakaşa ettim. Beni Kotchin Kotchim'e götürmek ve orada fkram et-|de tutmakla daha büyük bir tehlikeye mek için göndermiş olduğu adamlar gü-| maruz kalacağına kendisini ikna ettim. gümrük memurunun adamları da min - nettarlığımın bazı nişanelerini istediler, Maiyetime verilmiş olan mu - hafızlara da biraz para dağıttım. Halbu- ki benim adamlarım onların benden bir şey çalmamaları için gaye: müteyakkız bulunuyorlardı, Nihayet oldukça kalaba. bk bir alayla yola çıktık. Biraz sonra Kotehim varoşundu benim için hazırlan- miş olan bir Yahudi! evıne yerleştim. Bir zabit ile bir kaç Yeniçeri beni mu- hafaza için evin kapısını tutmuşlardı. Va- | linin adamlarından biri beni eve soktu. Bu adam muhtaç olduğum erzakı mec - canen ve halkın zararına olmak Üzere te. min etmek vazifesile mükellefi. İlk işi ihtiyaç hissettiğim levazımı benden sor - mak oldu. Bildiğim bu taaddiyattan nef- ret ediyorum. Fakat taaddiyatı yapanla. rın ne haklarına dâir bir fikrim vardı, ne ellerinden gelebilecek şeylerin farkında idim, Mütevazısne cevab verdim. Hiç bir şeyimin eksik olmadığını söyledim. Fa - kat muhtaç olduğum erzakın satın a - hınmasını gizlice emrettim, Bunun zulüm ve taaddiyi arttırmak için bir yol teşkil ettiğini tahmin edebilir miydim? İstedi. ğim şeyleri satın almağa memur zavallı Yahudi #iatlarda hile ederek benden pa - ra çalmağa teşebbüs etmişti. Vazifesinin (8) Bu nere Nleper de derler. reş doğarken beni birdenbire uyandır -| Beni yolumda devama bırakmak daha a2 dılar, Bu adamların her bir! kendi mev.) tehlikeli idi. Çünkü vüruğ kinin ehemmiyeti hakkında beni tenvir) bulunan Tatarlar kızocaklardı. Vezir isg ederek minmettarlığımdan istifade et -|hiç beklemediği için bundan dolayı meme meğe bakıyorlardı, Uyarmamı bekliyen | Bun olmıyacaktı. uma muntazın (Arkas var) görrnek | evrsanasenmaannssransssseostsosauramsinanssesararesananna! Ankara borsası Açılış- kapanış fiatları 25 - 2 - 939 siper