in Sayfa SoN Posra xn ve neş'e MİDE VE HAZMINIZI MEYVA TUZU almakla düzeltilir. (Baştaren Binet sayfada) N Meğerse gündüz de orada bir Yahudi © düğünü yapılmış, geç vakit bitmiş, gelin- © de damad da odalarına çekilmişler. Bu 'kemanlarını birakmışlar, uykuya çekil- mişler birer tarafa., Aşağıda hafiften bir ud, buna karışan © (bir şarkı, bir parça sonra keman sesi du- — oyulmağa başladı. t Bunu duyan, birer ikişer sıvışıyordu sofadan. Meğerse bizimkiler masanın başına © geçmişler, Loncalılar da uyanmşı, sabah nasıl olacak! Vur patlasın!. Biz inineiye kadar rakı da suyunu çek- mişti. Yüdaci: — Yapmayın, etmeyin. içerde gelin gü- © vey yatıyor! : © © Demişse de, söz geçiremiyeceğini anla- yınca susmağı tercih etmiş. Ben inmek © âstemiyordum. Yorgundum, uyuyacak- © Otm. Lâkin karga tulumba beni de yaka- ilayıp don gömlek indirdiler, O hale gel- dik ki, gelinle güvey de uyandı; onlar da © bize katışmasınlar mı?. Bir vur patlasın © (gidiyor ki, kapıdan geçen devriye polis- # bile bu âleme katışmaktan kendileri- alamıyorlar. Sana'tkârların eğlence- başkalarına benzemez. Bir takım hu- #usiyetleri vardır. İşte bu hususiyetler e samimiyettir ki, o gece sabaha kadar 31, Kapıdan başını uzatan içeri daldı. Şa- fak atmış, sabahlar olmuştu. Kapıdan ge- çen salepçi Arnavud, her zaman bu ka- dar müşteriyi bir arada bulamıyacağını © Okestirinee içeri dalmıştı, Fakat çalınan “Arnavud havasını duyup, şişman Refiğin oynadığı oyunu da görünce, memleketini hatırlamış olacak, bir coştu, bir coştu, © güğümü bir tarafa bırakıp aramıza ka- rıştı: — İçin more, diye bağırıyordu. Ana- » min ak sütü gibi helâl olsun, para filin — İstemem vallahi, billâhis... Hususi orta oyunları © — Bir taraftan terasillere devam ederken — liğer taraftan da umum! ve husust orta © ooyunlarma iştirak etmekte idim. Husu- si orta oyunu heyetierini memleketin tanınmış, mevkii içtima! sahib. zatlar er ni eri v. © ozularını tatmin için aralarında toplantı- © Olar yaparlar, orta oyunu oyparlardı. © yük tiyatro müellifi İbnirrefik Ahmed © Nuri, pişekâr; ressam Muazzez. kavuklu; © değerli temaşa muherriri Müsahibzade Celâl, koca karı, merhum Beylerbeyli Fuad, bestekâr merhum Kaptanzade Rı- za, Nureddin Şefkati, Müvahhid, zenne; Darülbedayiin müessisi Reşad Rıdvan da gelebi vazifesini yaparlardı. Kadıköylü Refikle ben de taklide çıkardık. Müsahibzade Celâl ile, ilk defa muha- © sebat müdürü umumisi merhum Haa Fahreddin Beyin Tatlıkuyudaki konağın- © da tanıştık. Hacı Fahreddin Bey evleni- © yordu. Beni de davet etmişlerdi. Geçmiş © gün, bilmiyorum ne gibi bir sebeb, yahud © mazeretle bu davete Icabet edememiş- © tim. Araştırmışlar, benim gelmediğimi © Genlayınca kapı çuhadarı Ömer Efendinin © yanına iki kanun - şimdiki inzıbat « ka- tarak göndermişler. Ben de yatmıştım. © Kaldırıp düğün evine götürdüler. Birkaç - monoloğ söyledim. Orta oyunu arzu €- © Bildi. Lâkin ne pişekâr, ne de kavuklu var. Bu yüzden tam bir orta oyunu oyna» mağa imkân yok. Kaptanzade Rıza Bey “Kalem efendisi oldu, ben de Arapkirli o- © “Gacı, Muhavere şeklinde küçük bir ko- “medi oynadık. Başka bir şey yapmaklı- © Oğümız için ısrar ediliyordu. İşte Müsa- — hipzade Celâl ile bu esnada tanıştık ve © kendisile ilk defa burada oynadık. Müsa- © Bibzade pişekfir, Kaptanzade Rıza zenne, © Ben de Sürpikdudu rolünü aldım, Ke © wuklusuz, yarı orta oyunu, yarı komedi şeklinde bir buçuk saat süren bir fasıl yaptık. Üçümüz de düğün halkını kırıp işti geçirmiştir. Haçik ile Sürpiğin hikâyesi Bu Sürpikdudu benim şimdi en beğe- bir mid. bir hazım, sıhhat İyi e, iyi m, © MAZON — Hayatın: Çok hoş bir gece teşkil ederlerdi. Bunlar kend! san'at ar- İ Mide ve barsakları giderir ve vücuda ferahlık Midenin ve BARSAKLARI yakan zehirleri giderir. İnilen oyunlarımdan (Haçik #le Sürpik) Ikomedisinin iptidai şeklidir, İlk defa burada onu bir komed. yap- mak aklıma geldi. İşte Müsahibzade #le dostluğumuz bu- radan başlar. Ortaköyde temsiller verdiğimiz heyet te çok tutunamadı. Milit sahne teşekkül etti. Nureddin Şefkati, Müvabhid, Ce-| mal, Hekimyan, Kınar ve daha seçilmişi bazı artistlerle beraber Beyoğlunda Ha-; leb çarşısındaki tiyatroda - şimdiki Fran-| sız tiyatrosu - temsillere başladık. İ Hüseyin Suad Beyin (Hülleci) kome-| disinde Kabakçı Ferhad, İbnirrefik Ah- med Nuri beyin (Hoşkadem gebe) kome- disinde (Hoşkadem bacı) rollerini oyna- dım. Artık gittikçe tanınıyor ve seviliyor- dum, Aranıyordum, ismim.her tarafta söyleniyordu. Bu faaliyet devreleri şöh- retimin süratle artmağa başladığı 21- manlardır. Canlı karanöz kumpanyası Bir müddet sonra canlı kaargöz kum- panyası teşkil edildi. Buraya iltihak et- tim, Heyetin sermayedarı abani fabrikası sahibi Şahin Beydi, Müdirı mes'ul de (Karagöz) gazetesi sahibi Ali Fund Bey!.. İlk temsilimiz (Şüpheli çocuk) tur. Ka- ragöz gazetesinin başmuharriri Mahmud Nedim Bey tarafından yazılmıştı. (Şüp- heli çocuk) operetti. Bunun içinie Kara- gözle Hacivad canlı olarık görünüyor- lardı, (Arkası var) Yazan: Nusret Safa Coşkun» Aliye keridorlrınfa neler gördüm ? (Baş tarafı 7 inci sayfada) Şüphesiz bu biçare kadını arka arkaya uğradığı felâketler yıldırtmıştı. Bir fikri | sabit, bir cinnetten başka nedir?.. Sanki adalet yokmuş, sanki mahkeme yokmuş, sanki cemiyetin kanuni mev- İzuatı yokmuş gibi bir suç işlemiş... Eve müthiş bir suç işlemiş, bir adam öldür. müş, Dökülen kanların intikamını kendi elile almak yoluna gitmişti. İ Eğer medeni bir insan gibi sinirlerine hâkim olarak hareket etmiş bulunsaydı, eğer öldürmeğe kalkışmasaydı muhak- kak ki omu bugün davacı yerinde göre- eek, merhametli ve dürüst gözlerle onu saracak, onu mazur bulduğumuz için se- i vecektik, İ Halbuki jandarmaların muhafazası al- İtında elleri kelepçeli bedbaht insanlar â- rasında oturan, bakışlarını herkesin göz- lerinden kaçıran, vahşi bır hayvan gibi bir tarafa büzülen ve bu cemiyet için çok! menfur bir «katil, hüviyetini taşıyan bir! İbiçare olduğunu idrak etmenin yesile kıvranan bir mablüktu. Ona acırken bile içimizde bir istikrah| duyuyorduk. Şüphesiz bu zavallı kadın! bu cinayeti işleyinciye kadar ne büyük. ıztırablar çekmiş, ölenin gaddarlığile yı- kılan sevgililerinin acısı içinde nasıl kıv- ranmış ve nasıl akli müvazenesini kay- betmişti! Fakat öldürmek! Bir vahşete ayni vahşetle mukabele et- mek! Hayır!... Yirminci asır Türkiyesi bu kabil hare- ketleri anlamıyor!.. Bunlardan nefret e- diyor. Sund Derviş Dış piyasalara tiftik ve yapak ihracatı yapıldı . Son günlerde İngiltere ve Almanyaya tiftik ve yapak ihracatı artmaktadır. HAZIMSIZLIK VE EKŞİLİĞİ EKŞİLİK ve YANMALARINI bir kahve kaşığı verir, defeder. Bugünden Hergün: Döviz derdimizin halli çareleri (Baştarafı 2 nci sayfada) parken, unutmamıya mecburuz ki köyün bugün beş kuruş eden buğdayım iki ku- ruşa almıya başladığımız zaman, üstünde oturmakta olduğumuz dalı kesmekten başka bir şey yapacak değiliz. Şu halde bunu yapabilmek için köye de şekeri, kahveyi, petrolu, pamuklu mensucatı ve- saireyi ayni nisbette veyahud ona ya - kın bir derecede ucuz vermeğe mecbü » ruz. Eğer bu iki ucuzluğu birden temin edersek mesele kalmaz. Böyle bir ucuzlatma hareketine giri - şebilir miyiz? Tedrici surette evet. An - cak böyle bir harekete girişmek için eli. mizde kuvvetli bir konjontur malümatı bulunmalı ve memleket sanayiinin ve dün de söylediğim gibi, bütün devleti mahiyeti haiz iktisadi teşekkülleri salâ - hiyetli bir mürakabe heyeti ile kuvvetli koordinasyon hareketine sahib olmamız Tâzımdır. Böyle bir iktısadi siyaset, kon - jonktursuz, mürakabesiz ve koordinas - yonsuz tatbik edilemez. Zaten ilme mu - vafık bir çalışma, bu şartlara mutlaka muhtaçtır. Bu usul ile harekete geçtiğimiz zaman, her yeni ucuzlatılan bir madde, diğer b'r maddenin kendiliğinden ucuzlamasıni te- min edecek ve her şey birbirini ucuzlat- tıkça yavaş yavaş bir takım fiatları dü - şürmek te mümkün olacaktır. Fiatlar düş- tükçe, bizim sanayi teşebbüslerimiz de bundan, o rasyonalizasyon o bakımından mutlaka istifade edecektir. Bugün bizim devlet fabrikalarımız israf ile çalışırlar- ken, meselâ, iplik ve pamuklu mensucat işlerinde, ecnebi sermayesila çalışan bir takım hususi fabrikalar yüksek parslar kazanıyorlar, Bizim mensucat fabrikaları muz, meselâ kaput bezini 12-139 kuruşa sa- tabilmek üzere çalışmıya mecburdurlar. Himayeyi bugünkü derecede geniş tut- tukça onları rasyonel ve ekonomik ça - lışmıya icbar edemeyiz. Fiat daralmalı - dır ki onlar da kendilerini toplamıya mec- bur olsunlar, * Bu bahse aid teferrüatın burada izahı uzun sürer. Söylemek istediğimiz şeyleri hülâsa edelim: Döviz derdimizi hallet - mek demek, tabii şekli ile, dahili ve hs- rici piyasa fiatları arasında bir teadül te- min eylemek demek olduğuna göre bü - tün gayretimizi bu hedefe vermeliyiz. Bir hâmlede klering sisteminden çıkamayız. Muayyen bir plâna tevfikan. hem o sis- tem içinde durmakta devam ederek, hem de memleket içinde yeni bir fiat ölçüsü kurmak üzere iç ve dış piyasalar arasın- da bir teadül ve ahenk teminine a'd ted- birleri alarak, memleketin serbest döviz- le ihraç kuvvetini artırmak lâzımdır. Bütün bu faaliyet esnasında şu iki şeyi biç unutamıyacağız: 1 — Devlet siyaseti masrafsiz yapamaz, Askeri müdafaa nasıl bir takım masraf- lara malolursa iktısadi müdafaa da, o de- İ rece yüksek olmamakla beraber, gene bir takım masrafları mucibdir. Esaslı bir plâna göre yapılacık böyle bir faaliyet için, ben bir Türk mükellefi sıfatile, her nevi masrafı şimdiden kabui ederim. 2 — Bütün bu tedbirlerin tatbiki za - mana ve iyi hazırlanmak şartile hiç oi- mazsa üç seneye muhtaçtır. Bu zamanı da zaruri olarak kabul edeceğiz ve hedefe tabif yollarla gitmek üzere aceleden vaz- geçeceğiz. 3 — Şuna iman etmeliyiz ki, bu derdi tek bir #lâçla hallermek mümkün oldu - ğunu idda edenler, tabib değil, müte - tabbibdirler. İktisadi hayat, ancak bir kül helinde mütalea edilmek lâzımdır. Muhittin Birgen Ticaret Odası meclisi toplandı Ticaret ve Sanayi Odası meclisi dün öğleden sonra birinci rels vekili Ahmed SABAHLARI AÇ KARNINA KABIZLIĞI MAZON MEYVA TUZU alınırsa bir şişe ağa, ee e rma mim Mazon MEYVA tuzu Hiçbir mümesil müstahzarla kıyas kabul etmez mükemmeliyetini tak- dir edecek ve arkadaşlarınıza tav- siyo edeceksiniz. MAZON ismine HOROZ markasına dikkat. Askerlik bahisleri: Büyük harb sonunda Garb cebhesinde neler gördüm? (Baştarafı 9 uncu sayfada) Kabarıp taşan Meuse nehri; 70 mere genişliğinde, dört beş metre derinliğinde- dir. Büyük girdablarla, gürleyip akan sular, koca ağaç gövdelerini bir saniye- de bir metre süratle sürüklüyor. Üzerin- deki köprü ve geçldler tahrib edilmiş, hararet sıfırın altında 6 derece, Kesif bir sis karşı sahilde her şeyi içine gömmüş. Tayyare, topçu ve tanklardan hiçbir yar- dım umulmuyor. İstihkâm kıta'ları talih ye tesadüfe güvenerek işe girişmek mec. buriyetinde, Harekâtta muvaffakiyet hemen hemen imkânsız gibi. Kıf'a kumandanları vazi- yeti mafevklerine bildiriyorlar. Fakat & mir gene tekid ediliyor: Meuse nehri, ne İpahasına olursa olsun mutlaka geçilecek. iDüşmanın kabul etmekte tereddüd etti- İği mütareke de ona bağlı. | Geçid teşebbüsü başlıyor ve bütün ü- mid ve İntizarm hilâfına muvaffakiyete j eriyor: 9/10 "Teşriinevvel gecesi, istih- kâm kıta'ları civardaki harabelerde bul- dukları fıçı, tahta ve halatlarla, zayıf sal. lar yapmağa, sedlerin ve yıkık köprüle- irin enkazı üzerinde dar köprüler tesis et- miye muvaffak oldular, 10 Teşrin'evvel !sabahı; dördüncü ordunun birçok tabur. ları, bu; derme, çatma geçidlerden karşı sahile geçtiler ve Almanlar tarafından tahkim ve işgal edilmiş olan Nowvion ve | Vrişne mevkileri yakınında muvakkaten i yerleştiler, 'Tenvir fiseklerinin bile aydınlatamı - “yarağı kesif sis her şeyi gizliyor, nehrin durmadan bomurdayan sesi, geçen kıt'a- ların sessizliğini biraz daha boğuyor. Kendilerini büyük hir manlin gerisinde İçok emniyette sayan düşman nöbetçileri İ gevsemiş, derin uykular içinde, Geç'd İharekâtı muvaffakiyetle neticeleniyor. Sedan ile Mâzidras arasmda General (Guro) nun emri ve General (Buvaşo)- nun cesurane gayretile başarılan bu ge- çid harekâtı, müteşebbislerine - haklı bir şan ve şeref getiren - silâhla kazanılmış zaferlerden daha aşağı değildi. Fazla o- Tarak, harbin tekrar başlaması ihtimaline karşı Pransız ordusuna sevkulceyşf bü. yük bir üstünlük te temin ediyordu. * Alman veliahd ordusu kıta'lan; Fran- isız kıt'alarının sis ve derme çatma vası- İtalatla yapılmış köprünün emniyetsizli- ği yüzünden bocaladıkiarı bir sırada ta- arruza geçmekte gecikmediler. Fransız kıta'larının irtibatı pek fena, henüz hiç bir telefon hattı çekilmemşi, Kıt'alardan bazıları yollarını şaşırmış. bazıları bir. birine karışmış, yürüyüş kolları çapraz. Taşıyor, sis hiç eksilmiyor. Askerler, ne kendilerini ateşlerile himaye eden mit- ralyöz mevzilerini, ne de verilen hedef. leri göremiyorlar, Karşı sahile geçmiş bulunan kıta'lar pek faik bir düşmanla karşı karşıya bulunuyorlar, Gerçi taar- Tuza geçen Alman kıt'aları da maddeten ve manen yıpranmış bir haldeler. Onler da mütarekeyi bekliyorlar. Onların taburları da Fransızlarınk: gi- b! onda birini kaybetmiş amma her şeye rağmen cesaretle yaptıkları bir harbden mühim tecrübeler edinen bu Prusya mu- hafız kıta'larının birçok otomatik silâh. ları var, Araviye gelişi güzel serpilmiş Fransız kata'larının yanlarını çeviren, dereler. den kayarak sokulan düşman bir aralık bu kıta'ları çekilmeye mecbur ediyorlar. Cephanesi yarım yamalak bırakılmış, ar. kası taşmış bir nehirle tıkalı bulunan pi- yade takımlarının vaziyetleri gittikçe müşkülleşiyor. Buna rağmen öğleden sonra düşman mukabil tâarruzları tarde- diliyor. Harb sahasında sükfnet başlıyor. Akşam ortalık kararıyor. 163 üncü fırka Dün İngiltere için borsada kilosu 116) Karanın başkanlığında toplanmıştır. Top.|tek başma nehrin sağ sahilinde tutunu- kuruştan 570 balye tiftik ve 73-76 kuruş-|lantıda yeni idare heyeti azalarının in -| yor. General Boichut geçid vasıtalarının tan 100 balye deri malı tiftik satılmıştır.İihabı ve 938 yılı kat'i hesabları tetkik |islahı için yeniden emirler veriyor. 11/12 Almanya için de kilosu 52-53 kuruştan | ve tasdik edilmiş, azadan birisine iki ay | Teşrinievvel gecesi bir köprü kurulmasını 400 balye kızıl yapak satışı olmuştur.İmezuniyet verilmiş ve Murad Fortonun) istiyor. 10/11 Teşrinievvel gecesi dağınık Yerli fabrikalar yeniden yapak müba -İidare heyeti relsliğine seçilmesi tasdik e-| gruplar derlenip toparlanmaya (çalışır. yaatına başlamışlardır, dilmiştr. /ken piyade efradı biraz dinleniyor. Topçu kıtaatı taciz ve mania ateşine devam eğ” yor, istihkâm efradı köprüyü kuvvetlem diriyorlar, İ 11 Teşrinievvel şafak söküyor. Gece | leyin kolordudan telefonla bir emir al nıyor. Burida yeni emir verilineiye kadif | cephedeki kıtaatın hiçbir hareket yap | maması ve bunun kıtaata gayet mahr# mane tebliği bildiriliyor. | Nihayet saat 11, Borozanlar siperieriN üstüne çıkıyor. «Ateş kes!» borusu kulak" ları çınlatıyor. Az sonra bunu «Ayağf kalk!,, «Hazır ol!» emirleri takib ediyor. Harb bitti. Fransız siperlerinden Mar seyyez sesleri yükseliyor, Almanlar; iğ ferlerini tüfeklerinin ucuna takıp yuk#” rı kaldırıyor ve «yaşasın cümhuriyeti» diye bağırıyorlar, RADYO Türkiye radyo difüzyon postaları Ankara radyosu DALGA UZUNLUĞU | 1699 m. 189 Kem 190 Kw. TAÇ. 1974 ın. 15198 Kes, 20 Kw. T.AP, 31,70 m. 9485 Kes. 20 Kw. PERŞEMBE - 9/3/39 1236: Proğram, 1438: Türk müziği - pi 13: Memleket sant âyarı, ajans ve meteor© loji haberleri, 1340 - 14: Müzik (Uvertürle” ve bir konserto) pi. 1830: Proğram, 1838 Müsik (Hafif şarkılar - pl), 19: Konuşma (Ziraat sanli), 19.15: Türk müziği (ince 88 fazıl takımı: Kürdilinicaskir faslı), Safi 'Tokayın iştirakile. 20: Ajans, meteoroloji hs berleri, zirast borsası (fiat), 20.15: “Türk mü ziği. Okuyanlar: Necmi Riza, Semahat ÖZ denses, Çalanlar* Vecihe, Fahire Fersan, Re fik Fersan, Cevdet Çağla. 1 — Osman bey * Uşak peşreri. 2 — Ali efendi - Şarkı: Dei& seni ban ararım. 3 — M. Celâleddin Pa. - gö lerime. 6 — Fahire Persan - simi, 7 — Refik Fersan - Hicaz şarkı: GÖğ * sümden kaçıp gittin. 8 — Refik Fersan - HK caz şarkı; Ey benim gonca gülüm, p — TÜF İndim yarim bahçesine iz semaisi. 21: Memleket s8” at âyarı, 31: Konuşma. 21.15: Esham, tah * vilâi, kambiyo - mukut borsası (flat), YÜ | Müzik (Saksafon soloları - Şükrü Sarıpınıf | tarafından), 2140: Müzik (Melodiler pl), 38 | Müzik (Küçük orkestra - Şef: Necib Aşkınk - Eğlenceli marş, 2 — Yvain* Leuswhner - Marurka - İ nl « «Hırsız saksağan» komik operasının $ 4 | sertürü, 6 — Lineke - Venüs - Vals, 23: MÜ” | ik (Dans müziği), 2845 - 24: Bon ajans b#” berleri ve yarınki proğram. ananas sna ssmasasa sani esasen semra seren sae Yermi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi ğ | sokak, 25 | L tan, Çatalçeşme İSTANBU Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilme$ İlânlardan mes'uliyet alınmaz | Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. Posta kutusu :741 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20203