Ercümend Ekrem'e Aziz üstad, Sen beni seversin, benim sana kar- p büyük hürmetim vardır. Sen be - nim aleyhimde bulunmazsın, ben s& na karşı hürmette kusur etmem. Am ma nasıl oldu bilmiyorum: Düşündük. çe üzülüyorum, aklıma geldikçe yü - züm kızarıyor. Benim evimde misafirlerim, ve mi- safirlerimle birlik olan © halkı sa na karşı hürmetsizlik gösterdiler, Bu. nun için özür diler, affını rica ederim. Nasil oldu, nasıl bitti, yım: Evvelki gündü. Gazetelerde senin 'Ankara radyosuna mizahi bir konuş - ma yapacağın ilân işti. Benim radyom, (hani sen gazetede ondan bahsetmiştin) sesi tatlı, paraziti az bir radyo olduğu için konukomşu, evime gelmişlerdi. Saatim elimde, Senin söze başlıya » cağın am bekliyordum. Şpikerin sesi. ni duyduk. Adını andı Gözlerimiz sanki seni orada görecekmişiz gibi ho- parlöre dikildi. Hepimiz kulak kesil - dik ve nihayet senin ni duyduk. Misafirlerden biri yüzünü burugtur- du: — Ya bu düdük ne? Dedi. Bir başka misafir: — Ya bu parazit! . | Bunları bil 120 senedenberi tatbik edilen garib bir vasiyet gd? sana anlata - © On dokuzuncu asırda ölen oğlunun ru- hunu taziz için bir Alman şehir beledi- yesine üç bin mark vererek bu paranın 90 markını, her sene oğlunun kabrinde dun edecek ve ertesi gün de evlenecek o- lan genç bir kıza verilmesini şart koş- muştur. Bu şart 120 senedenberi kemali sadakatle tatbik edilegelmektedir. Nişan halkası Nedir? Nişanlanma ve evlenme arifesinde bir genç kız bunu öğrenmek istemiş, Benden tarihçesini soruyor, kısaca söyliyeyim: — 'Tarihi karışlırırsanız, ilk izini eski Yunanlılarda ve Romalılarda, fakat büsbütün başka ş bu iabilirsiniz. O zam «esaret ZİN iri» sayılırdı. Bilâhare unutuldu, tekrar verilmesi 18 inci, tanmmüm etmesi İ9 uncu asra tesadüf eder. İfade ettiği mana şimdi esaret zin- giri değil, bağlılık halkasıdır. Okuyucum: — Altından mw, plâtinden mi, sa“ de mi, süslü mü yaptırmalı? diyor, Bu, bir zevk meselesidir. Bugün İ- talyaya giderseniz, orada Habeş har. binin bir yadigârı olarak bir tek altın halkaya rasgelemezsiniz, hep « si gümüştendir. Altın ile plâtin arasında bir tercih iyor mu ki, plâtin taşla süslü olmadığı tak - dirde biraz soğuk görünmektedir. Hiç değilse bir müddet için kadere fazla külfettir, ayni zamanda da yr kım olur. Basit bir kabul resmi, kü, çük bir çay herşeyi halledebilir, hem daha kolay, hem de daha ki « bardır. İzmirdeki fiat bilmiyorum. İstanbulda adam başına 100 - 120 kuruş urasında çıkar. Dedikten sonra eline bir gazete al - âı, resimlerine baktı, Bir başka misafir de: — Galiba söyliyeceğini kendi bilmi- yor ki sufle ediyorlar. Dedi, Meraklandım: — Sufle mi ediyorlar? — Dikkat etsene, bir başka ses daha duymuyor musun? Hakikaten bir başka ses daha âu - yuyordum amma, bu ses kimin sesiy- di, hangi dille konuşuyordu. Pek belli olmuyordu. Bana kalırsa bu, ayrı bir istasyondan gelen bir sesti: — Canım, bir kere dikkat edin, de - dim, bana öteki; türkçe konuşmuyor gibi geliyor. — Ercümend Ekrem #ransızca da bi- lir, fransızca sufle ederler, o türkçeye tercüme edip söyler. — Nasil olur?.. Beni daha fazla konuşturmadıl. — Eh, artık yetişir! Deyip radyonun fişini prizden aldır Çiçeklerinizi | kendiniz yapınız Kâh robunuzun yakasına, kâh tayyö « rünüzün reverine, kâh tüvaletınizin be- ine taktığınız çi - | çek d ) diniz yapabilirsi » niz. Bu demi mamen İstediği lar. * Ercümend dostum, ağabeyim... Bar! na darılma, sana karşı bu hürmetsizli. | ği yapan, senin sözünü yarıda kesen benim misafirlerim, benim evimin halkı amma; sen gene beni mazur gör; ne yapayım, misafirle, kıramadım, evimin halkına söz geçiremiyorum. İSMET HULÜSİ idiniz ? | bini haber veren adam | 1914 har Varşovalı Jean de Bloch bir tüccardı. Umumi Harbin kopacağını, uzun şüre- ceğini, beşeriyete felâketler getireceğini (1914 harbinin vukuundan 15 sene evvel | haber vermişti. 1898 de neşrettiği 7 cild- lik teknik, iktisadi ve siyasi münasebet- ierile «Müstakbel Harb» isimli eserinde, dünya harbini gayet kuvvetli bir görüş- le anlatmıştı, yapamıyacağım. Bana öyle geliyor * Bayan Hayriyeye: — Bence tamiri mümkün değildir. göstereceksiniz. Üst tarafın İzmirde Bay «H. D» ye: — Ziyafet fikrindeni vazgeçiniz, İ yüklükte renk, biçim ve bü- olazağı için, hazır alacak- larinızdan oo daha çok hoşunuza gi - debilir, Çiçekleri tek tek yapmak o basıtlır. Bi krep döşin, tafta, vual dö sua hatta ince kadife, hangisi olur. sun bu Her çiçek beş yapraktan ve bir saptan ibarettir, Kumaşınızı önce ufacık dürt köşelere ayırırsınız. Her dör" kö; (0) numaradaki gibi orsasından, birer Oç köşe gibi katlarsınız. Bu üç köşmin etrafından bir dikiş geçirirsiniz. i çekince yaprak (2) numaralı resimdeki gibi yuvarlanır. Bu yapral beşini, altısını bir araya dikersiniz. Bir telin üstünü yeşi! iplikle strâr, sap yerine, çiçek dibine tutturur. sunuz. Or bum uydurursunuz, Bu çiçeklerden renk renk ir demet gibi bir araya z yerinize takarsınız. kumaştan yapılacak çiçekler da. iri olmalı, demete daha az ve seyrek| çiçek konulmalıdır. Yemek bahsi: Mandalina reçeli Altı yedi mandalinayı temizce vıkedık. tan sonra suda haşlayıp soğumağa bıra- kınız. Fakat heniiz ılık iken mandalina” ları çıkarıp soğuk suya atınız. Bir gece kalsın. Ertesi sabah bir kilo şekeri ten- cereye koyunuz. Mandalinaları da bıçak- 1 dilim dilim keserek üstüne diziniz Büyücek bir bardak ta su ilâve ettikten Sonra kaynatınız. Reçel kıvamına gelin- ce bir limon sıkıp bir iki taşım daha kay- namâyı müteakib indiriniz. Portakal reçeli Üç büyük Yafa portakalmı yıkadıktan sonra ü ince bir rende ile rehdele- yiniz. Tıpkı mandalina reçelinde olduğu gibi haşlayınız. Fakat suyunu deği; meden sabaha kedar öyle bırakınız. Er- tesi günü sudan çıkarıp bıçakla dilim di-| lim kestikten sonra bir kilo şekerin üs- tüne diniz. Bir bardak ta su ilâve edip kaynatınız. Reçel kıvamına gelince bir amana İ da minimini bır seri to- İY iğiniz çalan biri Balatta İpekiş fabrikasına işlenen mühim bir hırsızlık hâdisesi dün İs - tanbul Adliyesine intikal etmiştir. Suçlu, fabrikanın ambar memur mu- ayini Mahmud, fabrikadan fki araba iplik, pamuk, yün ve sabun çalıp evi- ne taşımaktan maznun bulunmakta - dir. Hakkındaki iddia ve yapılan tahki - kat neticesine göre ambar memür mu- lavini, bu suçu şöyle işlemiştir: Geçen Haziran ayında, bilânçolar yapıldıktan sonra, ambardaki mallar- dan bir kısmını ambarın bir tarafına istif etmiştir. Sonra, münasib bir za. manda fabrikanın nakliye arabaları ile bunları evine taşıtmıştır. Suçlu böy - lece tam iki araba yün, pamuk, j ve saire sirkat etmiş, bilâhare kendisi- ne fabrika dahilinde başka bir iş ve - rildiğinden, hâdise de bir müddet or - taya çıkmamıştır. Bir zaman sonra, çaldığı şeyleri İl - yns isminde bir arkadaşının evine nak- edince hâdise duyulmuş ve suçlu ya- kalanarak, Eyüb Adliyesine teslim e - dilmiş ve sulh ceza mahkemesinde sor- guya çekilmiş, dün de İstanbul Müd - deimümiliğine sevkedilmiştir. Mahmud, ifadesinde, cürmünü ol - duğu ribi fkrar ederek, şunları söyle - mektedir: — Evet, ben bu suçu işledim. Fakat, 25 lira maaşım over. #lan 9 lira ile ne yapılır. Kömü- re mi verirsin, gaze mi giyime mi?. Sefil ve naçar bir halde kaldığım için bu eürmü işledim. Bir cahillik ettim m bu İşi... Suçlu, dün isticvab edilmesi için, 2 nci sormu hâkiminin huzuruna çıka - rılmıştır. Sormu hâkimi Muh'ddin, yapılan İs » ticvabı müteskıb, Mahmudun tevkifi- ne kâra» vermistir. Karakulak suyu yeniden mahkemeye intikal etti Karakulak suyu yüzünden Vakıflar İdaresile suyun yakınında bulunan köy lü arasında çıkan ihtilâfın duruşması yapılmış ve Karakulak suyu Vakıflar İdaresine verilmişti. Köylü bu karara itiraz etmiş, Şürayı Devlete müraca- at etmiştir. Şürayı Devlet mahkemenin kararını nakzetmiştir. İhtilâfın duruş masına yeniden başlanacaktır. Bir sahtekârlık suçlusu ifade vermemekte ısrar etti Sabık belediye reis muavini Ekre. min imzasını taklid ederek, sahte fak- rühal ilmühaberi tanzim ve bunlarla shhat işleri müdürlüğünden para çekmeğe teşebbüs eden Hasan Enve - rin muhakemesine, dün Ağırceza mah- kemesinde başlanılmıştır. mahkemede garib tavırlar t3- parası riye ki limon sıkınız, bir iki taşım daha kaş tıp indiriniz. * Bayan (P.İ) ye Mektuba sır tevdi edilmez. Şifa hen anlaşmayı tercih ediniz. TEYZE İpekiş fabrikasından iki araba & yakalandı. Fabrikanın ambar memur muavini olan b yapılan sorgusunu müteakib tevkif edil İtirakleri var. Amma, şimdi bü liyemem. 'Tevkifhanede © tım. Söz söyliyecek, konuşdö değilim, demiştir. Reisin suallerine karşı ifadt mekte ısrar etmiş, Bunun Ü keme adli tabib tarafından #İ muayene edilmesine karar Ğ tir, Adliye doktoru Enver Kar fından yapılan muayenesi mazmunda ifade vermesine “ii hali olma: anlaşılmış v8 mahkemeye sevkedilmiştir. Fakat, Hasan Enver, bu def lememekte ısrar ettiğinden, # pılmadan duruşmanın dev rar verilmiştir. Mahkeme, imzası takltd eği bik belediye reis muavinil W Bodrum kaymakamı Ekremif in, Bodrum mahkem&fi mainame sına karar duruşmayı ta tmiştir. Bir kadının ölümü şü görüldü Adliye, şüpheli bir ölüm tahkikatile meşgul olmaktağığı 'atihte İskenderpaşa mai | bir kadın odasmâf ile vurulmuş olarak bulunmus lasının altında da bir ta im, 6 lira da ev kirası. Ge-|, - raştırılmaktadır. Cesed! muayene eden Adli Enver Karen da, ölürcü şüpüÜ müş ve Morga nakline karaf tir. Dört isimli bir kadını y Hilmi tevkif edildi İki gün evvel Beyoğlund& kadını sustalı çakı ile ağır ralıyan Hilmi, dün adliyeye miştir. Suçlu, 4 üncü sorgu bö” verilmiş, hâkim Sami kendisi ya çektikten sonra, tevkif” vermiştir. Hilmi tarafından yaralans. isminde bir kadındır. Fakat, 8 rafında ifade verenler, Semi si başka bir isimle tanımakta” suretle yaralı kadının, Saba | ye ve Mari isminde üç mü: vardır. Suçlu Hilmi, ifadesinde “e saklamıvarak, şunları anlat! — Bu kadın, benimle uzu”) konuşmuş, paramı yemiş, P(X nince de yüz çevirmişti. Hâ İmı yanında bir erkekle gene | | ladım. Kend görüşmek & beni tahkir etti, Sarhoştum © İdenbire bu hareketi gücüme