Türkçeye çeviren: M. Süreyya Dilmen Muazzam bir buzdağı Cenuba doğru seyrimiz esnasında ar- zumuza uygun ölarak esen rüzgâr, şim- kadar, çok yelken ak kararını vermiştik. Bu hareket tehlikeli olmaktan hali değildi. Fakat kurtuluş ümidile bubattı hareketi it. tihaz etmeği çaresiz addediyorduk. Fır- tına şiddetlendiği zaman Seeadler en alt yelkenlerden bir açından fazlasını açmağa cür'et edememişti. Böylece yol almağa çalışıyorduk. Bir sralık sis ara- sından ilerimizde muazzam bir duva- rin yükselmekte olduğunu görmüştük. Bu duvar bize doğru geliyordu. Bu beyaz duvar bir aysbergdi. Rüzgâr bu muazzam buz kütlesini tam rotamız üzerinde hareket ettiriyordu. Binden. aleyh onunla bir müsademeyi önlemek için bu buz dağının uzağından dolaş marız zaruri idi ve böyle de yapmıştık. Şimalde pasıl ki düşman &ruvazörleri tehlikesi var idiyse burada da ve ancak bir kaç yüz yarda mesafede ayni dere cede bizman bir düşman, sanki bizi muakkiblerimizin kucağına düşürmek ister gibi, üzerimize yığılıp geliyordu. Serdümene bir bağırış. Mademki daha şimalden geçmeğe azmetmiştik, cenub buz denizinin cümudiye tarlalarından açık geçmekten başka bir şey yapa » mazdık, Bize en yakın bulunan ve hiç şüphe- siz deniz içindeki kısmı, satıhda görü. nen kısmından dokuz defa büyük olan muazzam buz dağyan gditifkçe bize yaklaştığı görülüyordu. Her okul fale. besi bilir ki su sathında iki yüz kadem yükselen b'r avsbergin su altındaki ka- hınlığı 1800 kadem tutar! Onün etra - fındaki keskin ve sert kenar ve mah- muzlarının ne kadar imtidad edeceğini ise remimizin teknesi yarılıp açılma « dan anlamak mümkün olmaz, Böyle bir buz dağının mahmuz darbesinden sa. kınmak için ittihaz olunacak en iyi ha- reket aksi istikamete dönmektir. Bir duk. Sular altındaki bir buz parçasına sürtünmüş olmamız bizim için bir ih İtar mahiyetinde idi. Binacnal İdi açılmak lüzum miştik, Pompaları delice ( çalışlırarak buz dağını geçmiştik. Rüzgâr şiddetle esmekte devam ediyor, dalgalar ge - mimizi hiddetle dövüyordu. Gemim! - zin provası Pasifiğe teveccüh etmişti, pompaları durmaksızın işletiyorduk. — İleride kruvazör! muavin kru ör görüyordum. Kuv. vetle tahmin ediyordum ki bu Otranto adındaki, yolcu vapurundan dönme, mü kemmelen müsellâh, seri ve bizim to- pumuzun yarı mesafeye eriştiremiye « ceği mermisine karşı bizi tek -mermisi ile berhava etmeğe muktedir bir mua- vin kruvazördü. — İskele alabanda! Diye bağırdım. Dümen yekesi şiddetle döndüğü va- kit Seeadler şiddetle sarsılmıştı ve rüz- gâr onu takriben altüst eylemiş gibiy. di. Fırtına olsun veya olmasın, bu kru- vazöre yakalandığımız takdirde bizim için ölüm muhakkaktı, — Bütün yelkenler fora! Kurtulmak için tehlikeyi göze almak ve binaenaleyh fırtınaya rağmen bütün yelkenleri fora etmek lâzım geliyordu. Nas! dlacağını bilmemekle beraber, rüzgâra sığınarak kruvazörün pençe - sinden kurtulmak taltini « belki de - el- de edebilirdik. Şiddetli bir bora esnasında bütün yelkerleri fora etmenin ne demek ol- duğunu ancak yelken gemilerile de - nizde germiş bulunanlar bilir, vaziyeti Günün Bulmacası buz kütlesinin ne ışığı, ne feneri, ne şa- mandıvaları ve ne de siren düdükleri vardır! O, soğuk, fenalık yapmağı tas- mim eden, merhametşiz bir fenatık mabudesidir ve akıllı bir denizci ona geniş bir yatak verir. Bizlerden bazı. arı bu kütlenin altı bin kadem uzun. Tuğunda olduğunu tahmin ederken bir kısmı da onun bundan daha çok uzun olduğunu iddia ediyorlardı. O aralık şemimiz bu buz dağına o ka- dar yakın idi ki etrafında uçuşan bin lerce deniz /kuşlarınm kanad çirpm- tlarmiı ve bağırışlarını duyuyorduk. Yükselen, kabaran denizde, aysberp bir Mamot gemisi gibi yuvarlanıyordu. Denizin dalgalarile yükselip alçalan ve bu suretle buz kütlesinde bir takım ça- tırdılar işitiliyor ve parçalar koptuğu görülüyordu. Bir aralık hareketin şid. deti altında, müthiş bir kırılışla muaz- zam bir parça kopup ayrılmıştı. Bu, New-Yorkun kocaman binaları kadar büyük olan buz kütlesi insanı haşiyetle titreten müthiş bir gürültü ile denize düşmüş ve ondan sonra da, başlıbaşına seyre başlamadan evvel, dalgalarm te- sirile ana aysbergle çarpışarak gökgü. rültüsü gibi sadalar çıkarmıştı. Ara sı. ta ana buz dağile ondan ayrılan kütle arasında müsademeler vukua geliyor ve heybetli sadalar duyuluyordu. Ansızm, hattâ daha fena, kazıyıcı, belâ ve felâketin yakın olduğuna alâmet olacak meş'um bir ses işitildi. Secadler titredi ve bizim kanımız da sanki dondu. Çünkü gemisu altında bulunan bir buz kütlesinin burnuna çarpmıştı. Böyle bir denizde, cankur - taran sandallarını mayna etmek imkâ. nı olamazdı. Gerçi teknemiz parçalans miş değildi. Bununla beraber su alma- ğa da baslamıştı. İster süvari olsun, is- ter en basit bir tayfa bulunsun berke. sin pompa başına şitab etmesi lâzım geliyordu, Binaenaleyh ben de ambar- da tayfalar arasında yer almıştım. Açı- 3 — Biraz yakına gelsen, 4 — Kraliçe - Tasgir edatı, Valide « Armın yaptığı. Fiji olarak - Beygir. Derd! olan, Taharri et - Bir Kış sebzesi, 1 — Bir yerde duran - Annenin erkok KAP-| eesamsssssmas. deşi, 3 — Çocuk doğurtan - Tahsin. $ — Arpadan yapılan içki - Dost ve komşu bir devlet, 4 — Gelesek zaman - Dip - Genişlik, 5 — Umum! 8 — Ecnebiler, 7 — Bir ev halki - Aktörün yaptığı, B — Habeşistan beyleri - Bir kumar oyunu. 9 — Kurtu'uş « Banmak masdarından em- Fırtına örasında 23000 tonluk bir) lan rahneden gelen suyu pompalıyor -İancak onlar tahayyül ve tasavvur edebi lirler. Yelken; sanki şeytanın eline düşmüş gibi, ağlar, feryad eder; direk- İler, rüzgârla şişen yelkenlerin müthiş İtazyiki altında eğilir, gemi ve #rmalar çatır çatır çatırdar ve sanki ani bir kı- rılmadan ürker gibi feryad eder. Leudemann: — Kruvazör geliyor! diyordu, hem tam üzerimize geliyor! — Fora edilmedik yelken kalmasın! Diye ilerdeki yelkencilere bağırmış- tım. Boranın mevcudiyetini aslâ nazarı - dikkate almıyorduk, cenuba dönmüş - tük. Eğer rüzgâr direklerimizi kırmaz- sa, düşmana yakalanmadan evvel ken- dimizi cenuba buz denizinin buzları a- rasına gömmüş olacaktık. Şiddetli rüzgârın, bin beygir kuvve- tindekl motörlerimizin müşterek zoru altında, provamızı cenub Kutbuna çe- virmiş olarak, adetâ uçuyorduk, Biraz sonra şiddetli ve an! bir yağmur altın. da kalmıştık. Bu, samdani bir sağnak idi, onu ilâhi bir lütuf olarak telâkki etmiştik. Mewe muavin kruvazörümü- zü düşman nazarından saklıyan du » manlı boranın âyni idi, biz de ayni şe- kilde bizi takib eden İngiliz kruvazö. rünün gözünden kurtulmuştuk, — Bu, diye bağırmıştım, Cenabihak- kın yardımından başka bir şey değil Demek ki saatimiz henüz çalmadı! Boranm deniz yüzünde husule getir. diği kesif bulut yığını arkasında, müm. kün olduğu kadar, sür'atle yol almış ve birkaç saat sonra muakkibimizi atlat- tığımıza kani olmuştuk. Hak'katte ise kat'iyen takib edilmiş değildik. (Arkan var) Bir doktorun günlük notlarından Çocuklarda gözlük Genç yaşlardaki çocuklarda kitab o - kurken ve yahud yazı yazarken baş ağ- ri& ve derse devam edememek gibi hal- Jer ve yabud yazıların gitgide karışık bir hal alması gibi Araz görüldüğü takdirde gözde AL var demektir. Derhal bir göz tabibine müracaat ederek gözlerin mua- yenesi yapılmalıdır. Yapılacak ciddi bir musyeneden sonra eksöriya gözlük nu - marası tayin edilir ve gözlük takılınca derhal baş ağrıları ve yanlardaki karı- şıklık ve ssire zall olur. Çocuk rahat e- der. Ve bu güzlük snyesinde gözdeki zâf da durdurulmuş olur. Gözlerdeki bu ne- vi zâfa Gpermetzopi) derler, Bunun da muhtelif öereceleri ve şekilleri vardır, Bunları başka bir gün izah ederiz. BU - bassa talebe için son derece ehemmiye- ti haiz bir meseledir, Elektrik ütüsü tutuştu Fındıklıda Mahmudbey sokağında ev- de oturan Bedrinin odasında bulunan e- lektrik ütüsünün tesirile masa tahtası tutuşmuş, ateş büyümesine meydah b takılmadan evde bulunanlar tarafından söndürülmüştür, Bir ihtiyar kalb sektesinden öldü manda futbol cemiyetinin en tanınmış 70 yaşlarında Hasan adında biri, ev- velki gün Bebekte eczane önünden geçer- | idare etmekle maruftur, ken birdenbire düşüp ölmüştür. Yapılan muayenesinde kalb sektesinden öldüğü anlaşılarak defnine ruhsat verilmiştir. iköy Pal ) çe, Yeniköy Palas Oteli, | Bayram ve tatillerden istifade ediniz. Telefon: 3 » 43 #ESPORİ Karakaplan Joe Lout zenci rakibini dövdü Evvelki gece Nevyorkta yapılan maç bir ravund Levis Karakaplanın ilk yumruklarında yere s€ Evvelki gece Nevyorkta meşhur | — Madison Sguare Garden salonunda) ; dünya ağır siklet boks şampiyonası| zenci Joe Lowis ile gene zenci John Henry Lewis arasında yapıldı. Her iki zenci birbirlerile çok yakın dostturlar, Fakat Joe bu çok yakın de tunun bu müsabaka dolayısile uzun boylu hırpalanmasını kat'iyyen arzu etmemiş, maçı nakavutla bitirip çıka. cağını söylemiştir. Bununla beraber Lewis'in ' büyük, kuvvetli ve sağlam olduğunu da bili - yordu. İkisi de ayni yaşta idiler. Joe Louis, geçen Hazirandanberi hiç maç yapmamıştı. Malüm olduğu üzere Hazirandaki maçı da Shmeling'e karşı yapmış ve maç ta bir ravunddan fazla sürmemiştir. Bu sefer Tewis herşeye rağmen rin: |» İge dünya şampiyonluğu için çıkmış p ji İki zenci ringe alkışlar arasında çık-| © Yo Lowis ettinde teirahatte BE mış, seyirciler bü Tmuazzam dövüş i -| vundda Jobn Henry Lewis'i çin haftalarca evvel kiraladıkları san-| etmek suretile mağitib ederef dalyelere kurulmuşlardır. şampiyonluğu ünvanını mupai Neticede ise Joe Louis, birinci ra .İmiştir. ingilterenin en (| Milli güreş takı mükemmel hakemi | Avrupa şampiyona$ bir saray muhafızıdır iştirak ediyor, —— — Şimal memleketlerine » nelerin uzun sürmesi ve yer alan güreşçilerimizin çi Norveçte yapılacak Avrupa ağ nasına iştirakten sonra ve Yi Helsinkt'yi ziyaretlerini istemsÜ nelmilel güreş federasyonunu” dımı ile Finlândiya bu teklifi etmiştir. Oslo'da yaprlardık şampiyonasından sonra Türk de) kımı Finlândiyada Fin takımt” 5 tad ydlhk karşılaşmasını Y* 4 Bu temas, üçüncü karışıma , yor. Bundan evvelki iki te'ieii 1937 de Helsinki'de, ikineli "gf Ankarada yapılmıştı. Bu sefer başka vi merkezinden maada bir iki dostluk maçları yapılacaktır. gö men stillerinde olacaktır. di Oslo'daki Avruna şam Türk takımı Oslo'ya bu hafta evvel giderek m alışacaktır. Avrupa sonra hemen Finlândiyaya Fin miW maçından e lardan bazısı erbcst, bazıs! , bei sanda başlayıp 28 Nisanda vi dilecektir. Güreşçilerimiz İngilterenin en çok p atan futbolcüsÜ A Dixle Dean, İngiliz futbo tehlikeli bir oyuncusudur. Londradaki St. James sarayının İs - koçyalı muhafızı Ross Gower, ayni za tere fle İskoçya arasında tün maçları 1904 senesin' beden İngilizleri 1927 ile galib çıkaran Dixle Dew / tur. gi Dizle Dean «kalecilerin mile maruftur. simde bu meşhur mm yafetinde ve idmanlar yorsunuz. Spor haberlerimizi 15 inci İğ hakemlerinden biridir. Kupa maçları nın mühim oyunlarından birçoklarını Ross Göwer muhafızlık nöbeti hari - cindeki saatlerini idare edeceği maç - lara bazınlık yapmakla geçirmekte - dir, Geçen hafta Manchester City ile Sheffield United arasındaki kupa ma. çını idare etmiştir. Bu maçta Manches- ter 2 - 0 mağlüb olmuştur. Maçta 49,795 kişi bulunmuştur, Ra -