Hergün Giden ve Gelen Yazan: Muhittin Birgen er işin ve her hareketin, bu âra- da bilhassa siyaset işinin ve !k- tidar mevkiinin bir yiyen, aşındıran, yıp- ratan ve, bir kelime ile, eskiten tarafı vardır. Bu eskiten kuvvet, işe, siyasetin nevine ve rejimlere göre, kesafet bakı- mından değişebilir; fakat, kanun, kanun. dur: Üzviyette olduğu gibi, cemiyette de| her şey eskir, yıpranır. Bazıları daha ça- buk, bazıları daha yavaş, bazıları toplan ve bazıları kısmen, her işte, herkes eskir, yıprar, anilmerkez bir kuvvetle, i hareketin faaliyet aahasınm h kalır, İnsanlar yaşları, sıh t& çalışma kudretleri itibarı kalabilirler; fakat, siyasi hi rile yıpıanmış olurlar. Celâl Bayarın hükü; İzah ederken, her şeyden evvel, bu umu- ml kaideyi hatırlamak ve hâdi bu taraftan görmek lâzımdır. Yransaya bakarsak, orada ü huriyetin bir yanıyam olduğunu Durmadan İnsan çürüten ve insan yiyen bir rejim. Bu bakımdan, son on beş senel'k Tür- kiyenin iş ve siyaset adamları çok talih- Kdirler; siyasi aşınma ve yıpranma hare ketine çok fazla mukavemet ettiler. Fa- kat, bunu İnsanların talihlerinden ziya- de rejimin kuvvetine, memleketin sinir sevki tabiilerinin sağlamlığına atfedecek olursak elbet daha doğru görmüş oluruz. Türkiyede rejim, siyaset bakımından as- la yamyam değildir. Etrafımıza bir göz atıp Ural dağlarından Atlantiğe kadar uzanan Avrupanın şu son yirmi senelik hayatını bir hatırlıyacak olursak, içinde yaşadığımız memleketin ne kadar sakin, ne kadar sağlam bir sinir ve kafa ile ya-| | şamış olduğunu görürüz. Iliçbir memle- ket yoktur ki, şu yirmi sene içinde, siya- | set adımlarından birkaç kategori insanı kemirip posa haline getirmiş olmasın!| Buna mukabil, Türkiye, şimdiye kadar henüz hiç kimseyi bu hale getirmemi; yahud. en çok, ikinci dereced nlar- dan birkaç kişinin posasını çıkarmıştır. * Celâl Bayar, bugün, yükselen binasına Htiharla baktığımız modern Türkiyenin on beş senelik hayatında çok mühim bir! rol oynamış ve gene çok mühim bir eser| yaratmış bir insandır, Bu on beş senelik siyaset hayatında devlet işlerile hiç alâ-| kadar olmamış, Celâl Bayarın kurduğu| işlerden şahsan belki de zarar görmüş! bir insan olduğum için, bugün, onun ik- tidar mevkiinden çekildiği bir dakikada, samimi bir Türk ruhile, serbestçe söyli-| yebilirim: Celâl Bayar, Türkiye Cümhü- riyetinin Ilk devrinde en kuvvetli roller-| den birini oynamış, orijinal bir şahsiyet! sahibi, kuvvetli bir yapıcı oldu, En gizli hücresine kadar ferdiyetçi olan siyasi bir derebeylik nizamının enkazı erâsın- dan, büyük sarsın! yapmaksızın, 80$- yal ruhta devletçi bir iktısad sistem! kur- manın ne demek olduğunu bilenler, Ce- MI Bayarın on beş senede yaptığı işin kıymetini iyi anlarlar. Ön beş senelik bir mücadele devri içinde, 918 den 923 e ka- dar bütün iktwaği kuvvetleri tükenmiş olan bir Türkiye, 920 senesinden itibaren bir de büyük bir cihan buhranına gir- mişti. Bu buhran içinde Celâl Bayar, fır- tana karşısında şaşırmıyan bir kaptan ro- Yü oynadı. Onün sade bu hizmeti kâfidir. Halbuki, son bir sene içinde, rejimin bir de en mühim buhranını gördü ve onu da temiz, vatansever ve yüksek duygulu bir devlet adamı olarak muvaffakiyetle hal- Jeti. Celâl Bayar tenkid edilemez mi? Eğer teferrüat ile uğraşacak olursak Celâl Ba- yarın İktısadi işler sahasında her yaptığı şeyin tenkid edilebilecek bir tarafını bu- İsbiliriz. Nazari bilgi ve ameli tecrübe bakımından yalnız noksanla dolu bir| memlekette, halka doğru yapılmamış bir| siyasi kontrol nizamı ve henüz medeni ve mesleki ahlâkı inkişaf etmemiş bir münevver muhiti içinde Celâl Bayarın kusursuz çalışabilmesi imkânsızdı. Fa. kat, biz onun yaptığı işlerin umumi he- yetine bakmak ve o suretle hüküm ver- mek mecburiyetindeyiz. Bir Türk valan- daşı olarak elimizi vicdanımızın üstüne koyup bü hükmü verirken Celâl Bayar Resimli Makale: İnsanlar kendilerine arkadaş, dost, zevce seçerlerken ek- seriyetle karşılarına çıkanın yalnız o dakikada işgal etmek- te oldukları mevkie, göstermekte olduğu karaktere, verebi- leceği faydaya bukarlar ve birçok ahvalde hiç beklemedik- leri vaziyetler, tezahürler karşısında kalırlar. Tıb insanlara arız olan birçok hastalıkların menşe'ni bu- SOZ ARASINDA | Bu da garib Bir şapka Otomatik bızbızlı Mayolar Otomatik bızbızh mayolar Avrupa ve Amerika moda #leminin en son be - ğendiği modellerdir. Bu sayede, çarça- buk elbise değiştirilmekte, icab eden, istenilen yerler açılarak güneşe maruz bırakılmaktadır. Yeni mayoların eski - lerine nisbeten daha sıhhi oldukları id. Müthiş bir toprak kayması ve yaman bir demiryolu işaretçisi İngilterede Stanley'de, tren yolu ü - zerinde mutad gezintilerini yapan bir demiryolu işaretçisi, bir dönemeçte, müthiş bir toprak kayması olduğunu görmüş, tam bu sırada da, 8 kilometre ötedeki bir istasyondan postanın kal - kacağını hatırlamış, vektinde haber ve. remezse büyük bir kazanın (olacağını düşünerek yüz geri dönmüş, bir saat - | & SON POSTA — Ahlâkta veraset, muhit ve görenek .. cak bir hakikattir, Hergün bir fıkra Paristeki otelin kapıcısı Bir Amerikalı bir gün Parise gel- miş, Paristeki otelin kapıcısı ona bir sual sormuş: — Benim ona baba bir bir karde- gim var, onun babası kim olur; bile- bilir misin? Amerikalı düşünmüş: — Bilemedim! Demiş, otel kapıcısı gillmüş: — Nasıl bilemezsin, benim. babam. Amerikalı gene düşünmüş: — Sahi, demiş, öyle olur. Amerikalı Amerikaya dönünce bir tanıdığına rastlamış. Sona bir sual soracağım demiş: — Benim ana baba bir bir karde. gim var, onun babası kim olur, bilebi- lir misin? Tanıdığı düşünmüş: — Bilemedim! gülmüş: — Nan! bilemezsin, Paristeki ote- Hm kapıcısının babası! a 4 Eshi gözde canbazlar © ! Şimdi yenileri Seyrediyorlar Bundan elli sene evvel zamanlarının en lik mesafede bulunan işaret kulübesi «| gözde sirk oyuncuları ve cambazları olan ne koşarak varmış, ve verdiği bir işa «| bu iki yaşlı kadın, geçenlerde genç oyun- retle treni tam zamanında durdurarak | cuların verdiği senelik müsabakada genç muhakkak bir kazanın önüne geçmiş, | meslekdaşlarının hünerlerini zevkle sey- rediyorlar, 60 Kişinin hayatıfı kurtarmıştır. İSTER İSTER (Devamı 10 uncu sayfada) İNAN, Bir gazete «Kimlerin heykelini dikmeli?» suali etrafında bir anket açtı. Birer birer heykeltraşları dolaşarak fikirleri- ni soruyor. İşe bu noktadan başlandığına göre heykeltraşın menfaati mümkün olduğu kadar çok isim saymak, mümkün İSTER dana (ihtiyacımız okuyucu sen: INAN, İSTER İabilmek için nasıl birkaç patınirk mazıyı araştırmaya lü- zum görüyorsa, içtimaiyat ve ruhiyat âlimleri de bir adamın bakikt karakterin! bulabilmek için tevarüs ettiği ahlâkı, ya- şadığı muhiti, aldığı göreneği öğrenmek isterler, Bir ağaç | dalının gövdesinden çok ileriye gidemiyeceği unutulmiya- Geçenlerde bu sütunlarda, şapkasına İutbolcü resimleri yerleştiren bir ka- dın resmi gördünüz. Şimdi de gene fut bole meraklı olan bir İngiliz kadını, be- resinin Üstüne, bir kaleci olan nişanlı : snın karikatürünü yaptırmıştır. Hoşu.| nuza gidiyor mu, bilmem? Yarımşar saat ara ile ölen karı koca 62 sene ayni evde oturan erkeği 90,| 'kadını 86 yaşlarında olan bir aile, dü - günlerinin 65 ine! yılını tes'id ederken, belediyeden gönderilen bir mektubla, evlerinin istimlâk edilerek yıkılaca - ğından, üç gün zarfında başka bir yere taşınmaları lâzım geldiğini öğrenmiş - ler, teessürlerinden yarımışar saat ara ile ölmüşlerdir. İngiliz kanunu esasisi Nevyork sergisinde İngiliz kanunu esasisinin yazılı bu - lunduğu ve «Magna Karta» diye anılan dört vesikadan biri, 30 Nisanda açıla - cak olan Nevyork dünya (omeşherinde gösterilecektir. İNANMA! olduğu kadar fazla heykel yapmaktır. Kendi hesabımıza bize heykelden ziyade, heykel dikmeye lâyık mey- olduğuna inanıyoruz fakat Oey INANMA! İtikâr, zincirleme, hava oyunu, İkincildinım Sözün Kısası Ticaret mefhumu E Talu ükümeti, son zamanlarda, ii ari HH nevi ticarete karşı adetâ almağa sevkeden sebeblerin aslın tırmak için tâ Harbi Umuminin keşli günlerine kadar çıkınak w Ondan evvel ticarete sülük € p den pek az kimse vardı. Osmanlı torluğunun Gcaret piyasası yâ tam yabancıların, yahud ki Rum, Er: bo hudi vatanda; eli alundâ buyordu, Çünkü bunda çok uğraş mukabilinde de nisbeten az kâr gile vardı. Tüccarın, esnafın katlandığı wi vazı hayatta çoğumuz hiçbir asil Iamıyorduk. Onun için de, ticareti gi bırakap, bizler, devlet kapısını yorduk, Vakta ki Harbi Umumi başladı Diğ yanın umumi nizam ile beraber, oi usulleri de, an'aneleri de altüst ei Cüretkârlara, himaye bulanlar&. mal kâr ve kisip kapıları açıldı. meşru yollardan sapıtarak, gala lik şekillerinde tecelli eder oldu. id ağıza başdöndürücü rivayetler w inanılmaz kolpolar, kazanç rakamlsf” tild. Harbiye nazırına, posta nani iaşe nazınna çatmanın yolunu y bir takım meçhul, açlıktan neti y kan kimseler, göz açıp kapayıncıYf el der kalantor kesilâiler. Ve bu o zançtan başları dönenler, bir yasi metreslerine banknottan yapılmış yi örttüler.. pahalı sigarlarım beşlik Se melerle tutuşturdular. Birçok zeval hud Bâlkanzug trenile yabancı ketlere mekik dokuyarak altın 0 kaçakçılığı yaptılar, Bilfil çalışan eği rn yanında avantacı tufeyliler ği Ahmedin, Mehmede sattığı, Alinin “y lete verdiği, Velinin devletten #989 dığı maldan, taahhüdlerden, ithali ihracattan, inşaattan, füzult Ki mi Ve, işin asıl en feci: Ticaret kafalara ekseriyetle bu şekilde kaldı. Umumi Harb sona erdi, Mü aye yalnız kaçakçılık ve döviz gpeki y devam etti, Borsada, yabancı par zerine hava oyunu oynıyarak, bir ki ihya olanlar ve iflâs edenler oldü. o kazancım cazib manzarası gene BİT larını tahrik ediyordu. gi Derken, normal devre girdik. ral? ketimizde muntazam bir rejim yy Lâyemut Ats ün millete gö Ja her cephedö kalkındık Yurdds yi mal hayat başladı. Lâkin, ticereti© eski tarzı, Harbi Ümumi *üccerlii belliyenler vardı. Bunlar, devletin her iktısa ni kolliyarak, o harekete baş maz, muzır sinekler gibi üzerin€ yor, kendilerine behemehal pây etmeğe çalışıyorlardı. Ahlâk Tüstlük namma, çok defa hiçbir mıyan bu sinekler, kendi hasis leri için, ahlâka da, dürüstlüğe d€ lut etmekten çekinmediler. Be: teviye olmıyan ahlâk salfbeti bü ların mihek taşı oldu. İçtimat bir olmağa başladılar, Bu tehlikeyi gören dürüst bir met, fazileti her şeyden üstün tali nasıl müteessir olmasın? Ni kete geçip, bu dalavere ticaretin? cephe almasın? Bu, kabil mi? Aldı, ve isabet etti, Memleket İf meşkür bir hassasiyet gösteren ytl babı namus ve iffet, bu mücadı disine zahirdir. m DERE 10 uncu sayfa TAKVİM