Küçük bir komşu kavgası 'Yazan: Muhittin Birgen erkezi Avrupada küçük bir mu- barebe oldu; top, tülek, mitral- yöz, Çekaslovak ordusu bir Macar şeh - rini topa tuttu. Ne oluyor? Amıı göbeğinde bir harb mâ çıkıyor? Dunyı_- nın her tarafı karma karışık olduğu bir zamanda, hududlarda böyle top sesleri işitilmesi berkesin yüreğini boplatmıya kâfidir. Pakat, telâşa mahal yok. Hâdise, ma - holli ve geçici bir hâdisedir. Alelâde bir komşu kavgasından başka bir şey değil- dir. İki komşu arasında hemen her Za - man böyle kavgalar olür ve bazan da bu kavga Ki komşımun birbirlerile kapış- malazına, yumruk yumruğa, tekme tek- miye gelmelerine kadar gider. Bunları yapanlar da ekser'ya çocuklar veya genç- ler olurlar; o zaman mahallenin büyük - leri araya girerler, kavgâa edenleri ayı « rır ve hattâ barıştırırlar, İşte bu da bu nevi kavgalardan biridir. * Merkezi Avrupa mahallesinde mukim Macarlarla Çekler ve Slovaklar arasında çok eski zamanlardanberi bir geçimmiz- Hk vardır. Tarihte bu iki millet, birbir- lerile hiç bir zamanı hoşça egçinememiş - lerdir. Macarlar, eski tarihleri ve eski krallıklarile, mensub oldukları ırkın bü- yüklüğü ile ve nihayet Habsburgt impa- ratorluğuna karşı ist'klâl uğrunda yap- tıkları mücadelelerle iftihar ederler - ve kendilerini büyük görürler. Çeklere ge- Nnce, onlar da çalışkanlıkları, sanayi sa - hasında elde ettikleri muvaffakiyetleri ve nihayet kültür bakımından falkiyet « leri ile mağrurdurlar. Macarlar, Çekoslo- vaklara uzun zaman (dareleri altında bu- hındurdukları milletler gözile bakarlar; Çekler de Macarları: İngilterede pirinçten kapı tokmakları e— Ha... Şu köylüler mi?» koleksiyonu yapmaya meraklı birisi re- Diye istihfaf ederler. Her iki taraf ta, 'gimde gördüğünüz gibi evinin kapısına, büyüklere karşı diş geçiremedikleri için | bunlardan bir kaçını çakmıştır. Şirndi, birbirlerile dövüşmeğe meraklı çocukla- | misafirliğe gelenler hangisini vurmak lâ- ra benzerler. Habsburg imparatorluğu | zım geldiğinde tereddüd etmektedirler. samanlarında da kavga ederlerdi; yirml ——— senedenberi de birbirlerini çekemezler. * Son zamanlarda karşılıklı bu peikolo- - ' İik vaziyete bazı yeni amiller de karıştı: temin edıyor? Çekoslovakya, kesemediği eli öpmeğe ve| Meşhur İngiliz ramancılarından Edgar mukadderatını ona teslim etmeğe karar | Wallace'in borçları nasıl ödenmiştir?.. verip sırtını Almanyaya dayadığı za - Anlatmaya değer. mandanberi Macaristana karşı daha kuw-| Muharrir 1932 Şubatında ölünce, etra- vetle kafa tutuyor. Macarların da en çok | fa 980 bin 'Türk lirası borçlu olduğu an- güçlerine giden şey, şu son zamanlarda, | laşıldı. Aradan takriben iki sene geçtik- Çekaslovakyanın en küçük bir parçası o- ten sonra, kitabların telif hüukkından lan Rutenya'nın kendisine karşı göster- | 112000 Türk İirası kadar bir para toplan- diği kabadayılıktır. Bugünkü hududları | d Borçlulardan bir kısmı tatmin ve ra> içinde on milyonluk bir millet olan Ma- |2t edildi ve yavaş yavaş bütün borçlar caristana karşı yarım milyonluk varlığı | Ödendi. — ile, kim öluyorlar da bu Rutenler kafa tu- | Muharririn dört çocuğunun yegüne his- tuyorlar? İste, Şövalye Macar, bunu bir sedarları bulanduğu hususi bir Edgar türlü hazmedemiyor! Wallace lim'ted şirketi kuruldu. Serma- Fakat bu. Rutenlerin kim olduklarını | Yts! müuharririn telif hakları olan kum- bir tarafa bırakacak olursak meseleyi | Panyanın kuruluşundan iki sene sonra göyle görürüz: Rutenler, kendilerini doğ-| Pütün borçlar temizlendi ve şirket hisse- Kapı tokmağı Koleksiyonu Bir ronancının eser!eri varislerine nasıl irad Çoı_v_ırmeıucll. münasib zamanda vermeyi biliniz.. Devenin kıymeti SÖZ ARASINDA MbeseLeL e neiLERAeenELAAARAAAEAAERAAELAAEALALAN BAD N, Hergün bir fıkra Ne söylersen söyle Tanımmiş — müharrirlerden - birintn eski bir otomobdili vardır. Geçende bir arkadaşını otomobiline almış gez- Mmiye gölürmüştü. Otomobil çok eski olduğu için makineleri, çamurlukları, karöserisi ayrı ııvnxbh takım garib sesler çıkarıyorlardı. Arkadaşı, tanınmış müuharrire dön- dü: — Bu otomobilin seş çıkarmıyan bir tarafı yok zannederim, — Var, kornası! Bak basayım; ses çıkarırsa ne söylersen söylel iF ! | | ! ! | : İ ; ş Mehtabdan istifade Eden belediye relsi Amerikada Ma- saçosette Wabrun belediye reisi, ge- çen ayın on beşin- de mehtab gayet parlak — olduğunu görünce, — şehrin bütün — aşıklarını söndürtmüş, ebiraz da iktısad Tâzım!..» demiştir. Fare yavrularına analık eden tavuk Almanyada Hanover civarında bir çift.| —Almanyada Bavyerada Naabeek şeh- | hürmetle, teessürle eğilmeliyiz. Jikte bir tavuğun kuluçkaya yattığı gö-|rinde bir birahaneden çıkan yangın bi- 59 Aslanları uyutan D İkincikânım 8. I — Alta sözleri — Ir Sözün Kısası Ecel tekneleri —<— E Talu K aradenizin kudurmuş dw arasında batıp giden <Millet? vapurunun sicilini tetkik edelim. <Wül * Jet» elli yaşında imiş. İşe yaramadığılf fennen karar verildikten sonra, bundük önceki sahibi tarafından çürüğe çıkı!’" maş. Bir, iki kişi bunu satın almışlaft Parçalayıp ta. işe yarıyabilecek akıln: n satmak için mi? Hayır! Posasın! a j karıncıya kadar işletmek ve bir, iki #f nede, bedelinin bir kaç misli kazanç t7 min etmek için! Bu zevatın. bugünkü facla karşısındik kendi vicdanlarının isyanını teskin İ mazeret olarak tekrar eyliyecekleri yt ” , göne şey: «Biz de bu vapurla yolcu der; İğiü, kömür taşıyorduk!» dır, Saniki pur kendi kendine işliyebilir, ve ıçlndd' kaptan, makinist ve mürettebatın ca! İ can değilmiş gibi!. 'i Bir hakikat varsa, bizim ırmı*.örlül"' husust vapurculuğu çocuk oyuncağı T tiğimizdir. Harbi Umumide bu zenâaü mühim kâr bıraktığını görüp öğrendik " ten sonra, bazılarımız, sermayelerini işe yatırdılar. Lâkin vapurlar 1i çıktı, Yabancı tezgâhların esilâhları B” rakma» prensibine (?) hizmet tçin büÜ ” tün faaliyetlerini harb gemileri j İ husretmeleri üzerine, tüccar gemileri pılmaz oldu. Yapılmasına imkân bulum 4| sa bile bir vapur bir hazineye malol: tı. Bizde bu fedakârlığı yapabilecek bi bayiğit mi var? O halde.. çürük çarıkk © cel tekneleri pekâlâ işimiz! görür düşüM ceslle bunları işletmiye başladık. Alâkadar makamlar, her nedense hayati işe ifiyık olduğu ehemmiyeti V€ ” rip te, üzerinde durmadılar. Bu kepaze tekneler, ekseriyetle arztf fikleri tam sefalet manzarasına rağmüfi pupalarında Türk bayrağını tapyartli yâr ve ağyarın gözleni önünde birer G” lenci kıyfetile dolaşıp durdular, Ve sonra, düm «Hisar», bugün de <Millet> vapurları zelil bir şekilde batif gittiler. Zlil diyorum, çünkü bunlar, * Bu gözlere, gözlerinizi kırpmadan beş| çık denizde ber geminin başına gel dakikacık olsun bakabilirseniz, bravo si- | Sörünmez bir kazaya, hirçırpıçmıp.: a innüğü ıı:;:ı" ggi dağı İle mu:g:n#“ na, r buz saşmioaĞen 'm“'kurbıng!unedüer.fıhthıdıli.rdiı yatur ve kendi nüfuzu altına aldıktan | ganın üzerlerine yüklenmesile, bir tabif sonra burunlarını ısırır. Şimdi, Holly- | parçasının karenalarına dokunmııilıd woodda, mühim bir ücretle bir konturat| va gibi dağıldılar. imzalamış bulunmaktadır. Buyüıîeııblalolınmdd?ıınnn’ la ehemmiyeti yoktur. Geminin part şimdiye kadar sahibine bir kaç mül her halde avdet tmiştir. Lâkin nazart #f bara alınmas: lâzım gelen başka bir çhi başka göz yaşları var. Onların âuu’ı K bazan bır, bazan bin akçedir. Hindii Bira ile söndürülen bir. yangın ! Bir taraftan hırsı tama, diğer tari rülmüş. Çiftlik sahibi, bu tavuğunu ku-|ra ile söndürülebilmiştir. Birahanenin | #tnal, bugün yurdda on sekiz aileyi luçkaya koymadığını bildiği için merak | arka tarafında bulunan arpa stokları - etmiş, oradan kaldırınca, follukta 12 ta-|nın yangından muhafaza edilmesini te- hayretle |minen birahane sahibi itfaiye gelince - ne fındık faresi bulunduğnu şan etmiş, anaları yakmış, zevceleri çocukları yetim koymuştur. « Bu faclanın hesabımı kimden soratf ? ğz? Hiç! Kaza, kazadır.. denecek. var görmüştür. Filvaki tavuk bu farelere yav- | ye kadar ateşin üzerine biraları boşalt- rudan doğruya Almanyaya teslim etmiş - lerdir. Almanya onların hamileridir. Bir aralık Lehistanla Macaristan bu Ruten- yayı ortadan kaldırıp hududlarını birleş- tirmek istediler. Almanya bu işe razı ol- madı. Bununla Lehistana: «— O kadar teklifsiz olmıyalım!» Demek igtedi. Macaristana da yarı a- çık, yarı kapalı şöyle söyledi: «— Siz, Avusturya ile birlikte İtalyaya dayanıp benim yoluma sed çekmek iste - dinizdi. Bunu unutmadım. Gene siz Nazf propagandası yapıyor diye bir takım Al- manları” hudud haricine çıkardınız. ve Nazllere karşı gayet şiddetli tedbirler al- diniz. Şimdi, varın halinize bakın, bana teslim olan Çekleri ben tercih ederim!» Dedi. Yüçük Rutenya da, dayandığfı kuvvetin büyüklüğüne güvenerek gemi | azıya aldı ve son günlerde, Rutenya için- de Leh - Macar davasını tutmak üzere tahrikât yaptıkları bahanesile bir takım | Macarları hudud haricine çıkarmıya baş- ladı. Bu ayın dördüncü günü Rutenyadan Macaristana çok heyecanlı haberler gel - di: Rutenler Macarları kütle halinde sü- | Tüp çıkarryorlar ve sürüp çıkarırken de | kend!lerine, toplanmak için ancak bir kaç saatlik bir zaman bırakıyorlar! Ayni ha- berler, daha şarktan, Slovaklar tarafın - dan da geliyordu. Bu haborlar, gerek Slovakların, gerek Rutenlerin, siyasi tah- rikâ! yaptıkları bahanesile Macarları bi- darlara hisse bile vermeğe başladı. — rer birer kendi memleketlerine aşırmak yolunu tutmuş olduklarını gösterir, İşte, bu sırada, kim bilir nasıl bir se - beble, her iki tarafın da askeri kuvvet - leri karşı karşıya gelip ateş ettiler, Kav- ganın en mühim tarafı, Rutenya mınta- kasında cereyan eti Ancak, endişeye mahal yok, kavga edenler, merkezi Av- rupa mahallesinin çocukları veya deli - kanlılarıdır. Mahallenin büyükleri onları ayırmasını bilirler, Zaten bir zamandan- beri Macaristan da işi anladı, Almanyaya karşı yüz kurıştırmaktan vazgeçti. Bunun için yakında bütün meseleler esaslı su » rette halledilir ve artık komşular ara - sında kavga sebebleri kalmaz. Muhittin Birgen " KKY AD Ç GN AU YD K S S A, A İNAN, Üniversite rektörü seleflerinden hiç birine nasib olmuyan çok güzel bir teşebbüsü başarma yolundadır: Üniversitede okumakta olan gençlerin fakirleri arasında cidden muhtaç olan 25 ine nakden yardımda bulunulmasını temin edecektir. Kendisini samimiyetle allışlarız. Fakat İSTER bu gençlere yapılacak yardım ayda (|. olacaktır. Eh kudretimiz bu kadardır, olmayınca top elbet sus: İSTER , fakat ayda bu (15) er Jirayı İNAN, rusu gibi bakmaktadır. Bulgaristanda ortamekteb |miştir. kızlarına çaylı danslar yasak Bulgaristan maarif nazırı Tilof kız or- ta mektebler talebesinin hiç bir veçhile gözellik müsabakalarımna girmemelerini, |husust toplantılara, çaylı danslara git « |memelerini emretmiştir. Hindistanda aI; 4bulundu Garbi Hindistanda Dujerat mıntaka-| sında altın madeni bulunmuştur. Bom- baylı bir kumpanya, yakında hafriya- ta başlıyacaktır. İSTER çalışmamak şartı 5) er liradan ibaret denilebilir. Barut ey okuyucu sşen: i1STER alacak talebeden, bu kaynak haricinde hiç bir gelirleri ol- || mamak, dışarıda çalışıp bu paraya biraz daha eklemiye bulduk, samimiyetle alkışladık. Fakat doğrusunu isterse- niz biz bir Üniversite talebesinin munzam bir kazanç bula- mazsa ayda 15 Hra ile geçinebileceğine inanmadık, fakat tırmıştır. Yangın söndürülmüş ise de 6,000 şişe bira da bu uğurda feda edil - Padowuedeki kulenin yarısı kesilecek İtalyada Padoue şehrinde — bulunan ve 942 yaşında olan kule fazla eğilme- ğe başladığından yıkılmasına meydan verilmemek üzere yarıdan kesilecek - tir. Bu kulenin kesilmesi, bir hayli mü- nakaşaları mucib olmuş ise de hükü - met kararından vazgeçmemiştir. Kâ - nunusaninin onundan itibaren ameli - yata başlanacaktır. İNANMA! istenilmektedir. Teşebbüsü çok güzel İNANMAIL gidene!. Ancak bundan sonrası var, Türk ÜÜ, ret filosunun bu süprüntülerden temit lenmesi zamanı gelmiştir. Şanlı hıyf". mızı bu sefil teknelerin üzerinde BÖ mek istemiyoruz. Hür bir milletiz. sef bestil ticarete hürmet ederiz. Fakat # bestinin de bir hududu vardır. O aşıldığı, memleketin şerefi ve yuth' rım canı hiçe sayıldığı gün, devlet M hale eder. V| Devlet, işte şimdi müdahale 4 «Millet» ayarında daha bir kaç molof “5 | bette vandır. Onlar, artık denizde YÖ (Devamı 13 üncü ıııfılf,a" TAKVİM ge