Fransa hiçbir zaman bugünkü kadar tehlikede kalmadı ayin Yıl fena görünerek başlamış - Tapa gSrİNİ bol bol tuttu. Çünkü Av - Trim değiştiren, ehemmiyeti çok 08 kadar ısrar edilse az, bir ta rinin yapıldığını gördükten ; te. İş emleketin hayatı sonuna ermiş , iF edilen bir arzu ile hareket ha İ Men irilen bir ordudan başka hiç bir ka me tabi olmadan ve bu memle - zü göründüğü bü * | : | i Yük ge venmek iste vleşlerin ona yardım için par- rı bile görülmeden Ber- bâtın IZ nci günü A bong Va Başveki'i çağırılmıştı. Bir ay kalmadı ve Bg Şitmig tevkif edildi. bir memleket de parçalandı. m Basyui Ortarla Avusturya var ettiler, Bir zaman geldi ki Ak #ebleri kahu! edilemiyecek ma - * görüldü. Kısmi seferberlik ya- X tavas” önüne geçti. Fakat A'- Skürm, da programını kuvveden fiile Pirin, “8 oldu. Südet Almanları şefle - İaleblerini ortaya koydukları m ilbaren meseleyi genişlet - çek kukan halledilemez hele getir tak Yeni bir ilhak ile içinden çık - S aylık bir zaman kifayet Be ğ 7 İşlerin sevk ve idaresinde Alman ç Teisi Hitler, ahval ve şera'tten “ürati karar», bir «psikoloji bi - Ve bir giddet politikasile istifade Yolunu butmuştur. #turyanın #hakı Üzerinden İki çe zaman geçmişti ki Alman si Romada ihtişamla karşı - mada O zamandanberi iki devlet tün cihanı cevresinde döndür- er #öründükleri «Berlin - Ro - içi, verinin sağlamlığını ilân için tirsat, kaçırmamışlardır. Mese 103; #9 hödisesi İtalyanın Fransa ile Payı ie imzaladığı, her iki memleket taş Mentolernın tasdikine iktiran et Müş ahede k Miz sz calışma ve hulya ile ip devresi icin son aylar İçinde ya > Gil işte bunlardır. 1 bize kuvvetin emrine da - ak pek kudretsizliğimizi hissettir- Va, Fetile biri zâfımızın en derin di- *a petirmistir. 1939 yılı kuv- e edilmesine karşı ko - hı abi, ir Pramsanın doğumuna şa- mia öleli B zı emareler bu- akgi edi e ie mösaiddir. Zira sene v seeğinden daha müsaid FT, 2 7! ir in FE yi feshetmiş olması ol - de biti yp, itme Veli a ye * tir, rluklar Fransa ile İngil- he mevcud bağları sıkıstır - i Taret Eliz hükümderlarının Parisi Ni ol bu #m'asmanın müessir bir rüşt ur. Risj ü in ekini e. kac gün evvel İngi > İk Tondrada: AA © kad leket arasındaki münase- leri, *r ividir ki hukuki taah - ag ek fevkine çıkmıştır. Çünkü di, pü âyniyetine istinad et İsti, p bağ ika müşterek istiklâlimi- Lo daha #lunduğu e vahdeti hereün İn A takviye hususunda yekdi - “abiktırlar, Dah * , yalan İl i yasi karışıklığı Yep de k an ve Fransız tük e. el i tehlikeden sonra Baki, ir deni istikamet aldı. İs - Bilnet |, <<* verlesmiş göl ydı heh disand Bay mn #lâ#kasım kesmiştir. Bi- diy *harına kadar götürmüş My eriyene hareketlere aleyhtar ibm, e Müzaharetini kabul et- eta, “dir Kati, azimkâr bir Umumi bir grevin önüne YAZAN Fransanın eski Erkânı Harbiye Reisi GENERAL WEYGAND General Weygand geçmiştir, Netice teahhur etmedi, Tti - mad tekrar doğuyor. Gizli sermaye meydana çıkmakta veya kaçtığı dış memlekellen dönmektedir. Fakat bu, bir nefes ile sönebilecek bir ümid mdan ibarettir. Yapılacak şey lerin hiçbir: henüz yapılmamıştır. Va- iyetin istilzan, ettiği şey muvakkat bir silkinme değil, umumi devamlı bir ça- lışmadır. Fransayı tehdid eden tehlikeler hiç- bir zaman bugünkülerden büyük ol - mamıştır. Bu tehlikeler, rakiblerimi - zin kazandıkları fazla kuvvet ile bi - zim zâfımız hakkında edindikleri his- ten dolayı bilâkis artmıştır. Daha şim - diden dünyanın en kuvvetli kara ve hava ordularına malik olan Almanya, bu kuvvetleri daha ziyade artırmağa ve mükemmelleştirmeğe çalışmakta dır. Bizimle müşterek hududumuzu kat'i telâkki eden bir anlaşma imzala - mıştır, Fakat sömürge meselesini mu - al'âkta telâkki etmektedir. Diğer ta - raftan İtalyanın bazı Fransız müs - temlekeleri üzerindeki taleblerine mü- zaharet eder görünmektedir. Sonra bir kaç haftadanberi Avrupanın şarkında da Almanyanın son teşebbüslerine ta- kaddüm etmiş olan emarelerin ben - zerleri zuhur etmektedir. Bi emarele- re bakarak gelecek aylar içinde yeni buhranların doğmasına intizar edebi » Üriz. Fransa bu yeni buhranlara an - cak bütün kuvvetlerine malik olduğu takdirde karşı koyabilir. * Hesabımız henüz açıktır. Kendi ken- dimize soralım: Münih'tenberi vazife- miz olan şeyleri yaptık mı? Dahili ih - tilâflarımaz bitti mi? Ordumuzun statüsü el'an Fransa - nın Ren bovunda ve Almanyanın varı İsilâhlı olduğu zamandaki pibidir. İster İbu ordudan, ister iki rakibine de faj- kiyetini muhafaza mecburiyetinde o - lan donanmadan, ister eksiklikleri ma- Tüm olan hava kuvvetinden bahsedil - sin, milli müdafaa teskilâtımız lüzumu olan verimi temin edecek vaziyette ol maktan uzaktır. Demek ki: Fransa, kendisini bekfiyen vazifede çok gecikmiştir. Simdi kay - bettiği zamanı kazanmak için umumun çalışmasına muhtaçtır. Muhafaza edilecek abideler tetkik ediliyor Dün Vali, şehircilik mütehassısı Prost ve Müzeler Müdürü Aziz, Hase- kideki imaretlerin vaziyetini gözden geçirmişlerdir. Haseki imaretleri ha - rab bir halde bulunmaktadır. Beledi- ye, İmaretlerin tamir ettirilmesini te- min edecektir. Müzeler Müdürü Aziz, İstanbulun #- mMarı esnasında muhafazası zaruri olan abideler;miz hakkında Lütfi Kırdara izahat vermiştir. Vali ve Belediye Re- isi Lütfi Kırdar, mütehassıs Prost ve Müzeler Müdürü Aziz, muhafaza edi- lecek abideleri yerlerinde görecekler- dir. SON POSTA | MESELELER | Yeni Maarif Vekilinden #” isteklerden birkaçı: | - Mekteblerde disiplin tesis etmeli, 2 - Tahsil : sistemlerinde istikrar yolunu tutmalı, 3 - Çocukları kahvelerden mutlaka i uzaklaştırmalı, 4 -Çocuğun kafasını lüzumsuz şeylerle doldurmamalı! “aeansesassanesensemrsonasunaanaammesamısammaanssaresaneserasasaanssanaa halk ne bekliyor? Saffet Arıkanın çekilmesile Maarif Vekilliği makamını işgal eden değerli kültür adamımız Hasan Âli Yücele, Ve- İkâlet sandalyösine oturduğu gün tele - fonla sormuştük: — Maarifte ne gibi ıslahat ve yeni - likler yapmağı düşünüyorsunuz? Genç Vekil bize şu cevabı vermişti: «— Gazetecilerden dinliyecek şeyle « rim var, Onların İkaz ve irşadlarını bek- liyorum!'» Bunun Üzerine iki gün evvel yeni Maa- rif Vekilinden neler beklediklerini mü- nevverlerimize sorduk. Bugün de ayni suali çocuk babalarına ve halka tevcih etmiş bulunuyoruz. Maarıf meselesi ötedenberi bir takım eksiklikleri dolayısile umumi alâkayi çe-| ken bir meseledir. Bu itibarla çocuk bâ- balarının ve halkın bu husustaki dü » şüncelerini ortaya dökmek faydadan ha- Ni değildi. Bakınız ne diyorlar, neler is- #iyorlar, neler temenni ediyorlar?.. Çifte tedrisat ka'dırılmalı! © Lütfi Güner (Aksaray İmam sokağı): — Yeni Maarif Vekilimizden çok şey bekliyoruz. O kadar çok şey ki, biz han- gisini istiyeceğimizi, o da hangisini ya » Ppacağını şaşıracak! Maamaf'h en lü l zumluları hatırıma gelenlerdir, Arzede - yim: Evvelâ ne yapıp yapıp çifte tedri- sat usulünü ortadan kaldırmalıdır. Zira öğleden evvel mektebe giden çocuklar öğleden sonra, öğleden sonra gidenler, öğleden evvel sokaklarda, toz toprak, çamur içinde ziyan olup gidi - yorlar. Çocukları mümkün olduğu kadar mek- tebde çok tutmalı. Mektebden sonra on- lar için yer olmadığından sokaklarda oy- ruyorlar, hem sıhhatleri, hem ahlâkları bozuluyor. Saniyen, ilk ve orta mekteb çocukları- nın büyüklerin gittiği sinemalara alın - mamaların; istiyorum, Hattâ çocuklarını alıp beraber bu sinemalara götüren ba - baları, anaları tecziye etmelidir. Bunu izaha lüzum yok, neticeleri meydanda sdır. Mekteblerde disiplin yok! © Âdil Tokses (Üsküdar Doğan- cılar Akarca sokak): — Biri ilk, diğeri orta mektebe giden iki çocuğum var. Küçüğü erkek, büyüğü kız. İkisinin de ahlâklarından şikâyetçi- yim. Derler ki, terbiyenin başı ailedir. iz istediğinizi yapın, ne kadar titiz dav- anırsanız davranın mektebin tesiri da- ha kat'i oluyor. Maalesef mekteb aile terbiyesini sağlamlaştırmıyor, büsbütün sarsıyor, Bu bir hakikattir, bayım, Mek- teblerde din ve musahabetı ahlâkiye ders- leri yerine çocuğun ahlâk tarafını per - çinliyecek bir ders konulmantışır, Ço- cuğa ahlâki telkin yapılmıyor. Her hoca dersini verip Allaha ısmarladığı çeki - yor. Mekteblerde disiplin noksanlığı var, Çocuk hiç bir şeyden korkmuyor, gittik- çe küstahlaşıyor. Yeni Vekilden süratle mekteblerimizde terbiyeyi sağlamlaştıra- cak tedbirler bekliyoruz. Dersler çok ağır ! © Ahmed Cevad İpekçioğla (ad- resinin yazılmasını istemiyor): — Lisede bir oğlum okuyor. Bazı za - man kitablarına bir göz atıyorum, bazan o bana sızlanıyor. Mesele şu: Dersler çök yüklüdür. Çocuğun kafasını bir takım lüzumsuz şeylerle dolduruyoruz. Çocu- ğuğa hayati bilgiler öğretmeli, kafasını malâyâni malümat sayılan ivir, zıvır, saçma sapan şeylerle yormamalı. Bunu şu suretle temin mümkündür s4 nıyorum, Orta mektebden sonra tahsili fen, edebiyat diye iki kısma ayırmalı. Bu usulü son sınıfta tatbik etmek sakat bir iştir. Gene terbiye meselesi! © Hulüsi Gülşen (Beyoğlu Nu ziya sokak): — Terbiye. terbiye azizim. maslese çocuklarımızda terbiye kıt. İçtimal v muaşeret bilgileri noksan. Bunu her sile (Devamı 10 uncu sayfada) Üsküdara ışık ve Bahım lâzım Üsküdarda M. Reşad Er yazıyor: — Güzel havası ve manzaraları ile Boğaziçinin tanınmış sayfiyesi olan Üsküdar gündüzleri iktisap ettiği İ| güzelliği geceleri tamamile kaybet- İİ mek zorunda kalıyor. Sebebi ziyasız ve bakımsız oluşu- sokakları vardır ki güneş zi- yasını üstünden mahrum bıraktığı dakikadan itibaren dolaşılmaz, hattâ ayağı alışmamış olanlar evlerini bul- mazlar. Bunun için de muhakkak su- rette bir cep fenerine ihtiyaç vardır. Bu yüzden Üsküdarda gece hayatı yoktur denilebilir. Şehirlerin imarı üzerinde duyulan müjdeci haberlere Üsküdarımız da dahil ise kendimizi İİ bahtiyar addedelim. * Hastaları mnayene etmiyen bir hükümet doktoru Okuyucularımızdan Geredenin Beş İİ der köyünden Ankara Mehmed İhsan matbaasında mürettib Cemil Özdemir yazıyor: Geredenin Mengen Beşler köyünde üç zat meçhul bir hastalıktan yatmak, tadır. Bunlardan biri ölmüş, diğerleri ıztırablar içinde inlemektedir. Gerede hükümet tabibi yanında bazı zevbila hastaların bulunduğu Beşler köy'ne uğramış ve muhtarla, ihtiyar heyeti a zaları doktora resmen müracâat ede « i rek bu hastalığın sari olup olmadığının anlaşılması icab ettiğini ve şayed sari ise köy halkını bu hastalarla temas İİ tan menedeceklerini söylemişler. Dok- tor müracaate ehemmiyet vermiyerek «burada hastalara bakmağa imxân yok» tur. Bu iki hastayı bir araba ile Ge. redeye gönderin» diyerek resmi mü « racaati dinlemeden ölüm halindeki iki köylüyü 7-8 saatlik mesafeye davel etmiştir. Bunun sebebini anlıyama » dım, doktorun kanuni mecburiyeti yok mudur, yoksa insani vazifesi değil mi idi? Vaziyeti alâkadarların vıcdanla « rına ârzelmenizi rica ederim. * Bir tebrik kartı münasebetile Okuyucularımızdan Geyveden N. Teker yazıyor: Yılbaşı münasebetile ebedi hayata intikal eden Ebedi Şefimiz Atatürkün resmini havi tebrik kartları bastırılas rak satılmakta olduğunu gördüm. Res- min kenarındaki siyah çerçeve millt Mmatemimize bir alâmet olarak konuk #muş olmakla beraber kartın orta ye- rinde (Yeni seneniz kutlu olsun) kes Wmelerini okudum ve bu kartı basıp satanların buyramla matemi nasil te lif ettiklerine şaşıp kaldım. Bu kartlar İzmitte kırtasiyeci dük. kânlarında satılmakta ve bura fotog- rafeıları tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu mübalitsızlık hak- kında alâkadar makamatın dikkat na- Zarını çekmenizi rica ederim. * Okuyucnlarımıza cevablarımız Okuyucularımızdan Küçükmustafas paşada Seferikoz mahallesinde Bay Nuri Tetik'e: Şikâyetiniz temamile şahsi mahk yette olduğundan bizzat Kültür D'rek» törlüğüne müracaatınız daha muva- fık olur kanaatindeyiz. j