4 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

4 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün İki yeni v Vekil Yazan: Muhittin Birgen on günlerde Maarif ve İktısad Vekiletlerinde iki değişiklik ol- du. Çekilen Vekillerin çekilme sebebleri k ve sıhhat meselelerile izah e- dildiğine göre, bu değişmelerde siyasi Amiller aramaya mahal yoktur. * Hert iki yeni Vekil de, şahıs olarak, bu- günkü neslin en mükemmel insanların- dandırlar. Genç Hasan Âli Yücelk ince zekâsı, hoşsohbeti, muhitinde ken- disine karşa umumi bir cazibe uyandıran sempatik şahsiyeti ile çok iyi bir insan- dır. Ayni vasıfları, fakat, başka başka | tezahürlerle Hüsnü Çakırda da görürüz. Her ikisi de birer mütehassıstırlar: Hüz- nü Çakır bir idare mütehassısı, Âli Yü- cel, bir maarif mütehassısı, Biri, herhan- gi bir devlet faaliyetini, kanun ve niza- mın ruhuna tam bir sadakat içinde götür- mek ihtisasına sahib, diğeri de içinden çıktığı maarif işlerinin bütün incelikle- rine vâk:f iki insan, Âli Yüceli münevver muhitimiz çok iyi tanır: Mekteblerde hoca, guzetelerde muharrir, maarifte müdür ve teşkilâtçı olarak çalıştığı bütün mesleki hayatı, her tarafta kendisine sevgi toplıyan ve her- kese kendisini iyi vasıflarile tanıttıran mütemadi bir harekt içinde — geçmiştir. Maarif Vekâleti, zannedersem, şu son ©- tuz sene içinde, kendi içinden yetişmiş bu kadar kuvvetli bir unsurun Vekil olu- gunu, - eğer gördüse - pek az görmüş- tür, Genç ve genç olmasına rağmen, çok ağır başlı ve mütcenni; demokrat — bir insan olarak çok sade, maarif işlerimizin bütün içyüzünü bilmek bakımından çok vükıf; asrın cereyanlarını ve milli terbi- yenin bugünkü ihtiyaçlarımı anlamak iti- barile de çok zeki, çok anlayışlı, çok toc- rübeli bir kafadır. Asrın istediği kudret. te bir devlet adamı olmak için siyaset hayatında belki henüz az tecrübeli, fa. kat, bu bakımdan da yetişmek için her türlü kabiliyetlerle mücehhez bir insan olan Âli Yücel, yarınki Türkiye için ye- tişecek genç unsurların en ileri gelenle- rinden biridir. ? Hüsnü Çakıra gelince, onun da şahsi we mesleki meziyetleri pek çoktur: İska- Jâb hareketleri içinde temiz, vatansever we halk dostu olarak çalışmış bir idare an birçok iyi vasıflarını zatında toplamıştır. Nezih, samimi - bilhassa çok samimi « faziletk bir ahlâk onda temiz bir zekâ ile elele vermiştir. İktısad işle- rinde mütehassıs olduğu iddia edilemez; fakat, ne nazari vukufun, ne de amel tecrübenin yabancısı değildir. Devlet ada- mı olarak kuvvetli fazilet prensiplerine çok sağlam bir sadakatla bağlı olduğu ka- dar bir işbaşı olmak bakımından dâ asla bürokrat değildir; Mesleki hayatı itiba- rile, kendisinin bürokrasiye düşkün ole maşını tahmin edenler çok yanıldıklarını göreceklerdir; çünkü, o, işin icab ettiği dakikada, abdestinden emin olan adam- lara mahsus bir cesaretle her nevi mes'u- liyeti sırtına almaktan çekinmiyen, her hangi bir meseleyi uzun uzadıya bürok- rasi elinde süründürmek yerine kesip at- mayı bilen bir insandır. Eğer, bizim ida- re ve devlet adamlarımızda Hüsnü Çakır derecesinde cesur, kestirip atıcı, iş biti- tici ve bir bokışta herhangi bir tşin ince- Hiklerine nüfuz edebilir unsurlar çok ol- saydı bugün birçok şeylerden şikfyet et- meğe lüzum kalmazdı.İktısad Vekâletinin mütehassıs unsurları, yeni Vekillerinin şahsında, ilk gö bir meseleyi kavra- mak için çok yorulmaya muhtaç olmıyan bir zekâ, ihtisasa hürmet eden bir ilim ve ihtisas dostu, kâğıd ve kalem tüccarları- nın hatırları için bir meseleye aid dos- yaları birbiri üzerine yığmanım düşmanı olan bir iş bitirici bulacaklardır. * CeİM Bayar. kabinesine iki yeni unsur seçiniştir. ki ikisinin de birbirine benzi- yen ayrı ayrı meziyetleri vardır. Her ikisi de bilgi ile f , ciddiyetle sami- miyeti, en yüksek hadde kadar, nefisle- rinde toplamış bulunan iki süy makinesi. dir. Siyasetinin biltün temelleri ve he- defleri çok malüm olan Celâl Bayar hü- kümeti, bu İki temiz ve dinç kuvvetle kendisini yeniden takviye etmiştir. Dev- Jet sahnesine yeni çıkan bu iki unsurun ikisi de politika denilen kuvveti, millet hizmetine tahsis etmeği bilen ve bu u- SON POSTA Fena bir hareket bir kan lekesine benzer, ehemmiyetinin derecesini #nlamaklığımız için yayılıp genişlemesine ihtiyaç görürüz. Fakat o zaman yara kangren olmuştur, önüne ge- çilemez. Genç bir İngiliz Doktoru tecrübelere Bir gafın Loubet Fransada ÇZ Hergün bir fıkra lk hata.. & G A SN CNON ÇNDĞ ÇA ı::xx“’ Gerek kendinizde, gerek sevdiklerinizde bir hata başlan- ge: gördüğünüz zaman onu bır itiyad hükmünü almadan tashih etmeye bakınız. İ'k dakikada fren elinizdedir. Fakat imiş başlayınca artık iş görmez olur. | Siz bu soğuk Kanlılığı Gösterebilir misiniz ? tashihi li # bir resim sergisini geziyordu. Acemi bir ressamın yaptığı fena bir tabib karşısında bir an durdu: — Bu resim de ne kadar fenal Demekten kendini sam yanında idi: — Ben yaptım! olamamıştı. Res- ; $ $ Dedi, Cümhurreisi ressama döndü: — Bu hepimizin âdetimizdir, dedi. Bir şeyi beğenip alımak istedik mi fazla para vermemek için kötüleriz. Ben de bu sizin yaptığımız tabloyu sa- tın almak istiyorum da.. Ve ilâve etti; — Tobloyu gönderiniz, bedeli ne ise söyleyiniz. size göndereyim! Ü c sam e rü ni emr? Saç buklesini İcad eden Kadın öldü Hamile kadınların doğururket. sanaı| K dnların ak- çekmermelerini temin hususunda, içinde roş kör dedikleri zehirli gazlar bulunan maskelerle tecrü- saç buklesinin mu- beler yapan genç bir doktor, gene böyle| cidi olan ve bunu bir tecrübe esnasında, fen uğurunda öl- attan düşme müştür, Ölen genç daktor, tanıdıkları a-| neticesinde alnın- rasında çok sevilen bir insandı. Ayrıca da husule gelen mükemmel bir atletti. Londrada eskrim yarayı kapatmal. klübünün en mahir oyuntularından bi- | İçin yapan Vikan- ri idi. * |tes Çorçil Londra- da ölmüştür. Kumrallar ve sarışınlar satranç oynıyamazlarmış! Yapılan — istatistiklere göre, kum- ral ve garışın olanların şatrançta muvaf- fakiyet gösteremedikleri ve asla şampi- yon çıkamadıkları anlaşılmıştır. Londra şatranç klübü reisi, 130 oyuncusu arasın- da yalnız bir tanesinin kumral olduğu- nu, ötekilerin ise hepsinin esmer ve si- yah saçlı bulunduklarını söylemiştir. İd- diasınca kumral ve sarışınlar, şatranç ©- yununun icab ettirdiği — soğukkanlılık | bu İngiliz, $ İkincikâ hassasına malik değildirler. Müsabaka | fının GÜ ıncı senesini esnasında, azami heyecan yüzünden si- nirlenmekte ve itidallerini kaybetmek, tedirler. Halbuki esmerler, hiç umursa. mıyorlar, Sene 1879. Tarih 3 cikmemiştir. Bitenin en tanınmış Miştir. ğurda çalışmayı hakikt bir zevk olarak tanıyan insanlardır. bu müessesenin ortaklarından bulunan da çalışanlara mükellef bir ziyafet çek- Mister Koton. her şeye alışmış, fakat Cumartesi sabahı (hafta sonu) tatillerini bir türlü kavrıyamamıştır. Bermutad Cumartesi sabahı işine gelmektedir. voe daha garibi, son 15 sene içinde yalnız bir| hususunda da ayrıca 15 bin imzalı bir is- İngilterede tanınmış bir ailenin e.me sabaha karşı birisinin elinde büyük bir maşa, öbürünün elinde ise bir demir bu- lunan iki hırsız girmiştir. Hırsızlar doğ- ru ev sahibesinin yatak odasına hütum etmişlerdir. Kadın itidalini, soğukkanlı- lığını muhafaza ederek hırsızlarla pazar- lığa girişmiş: Kocam bitişik odada ağır hasta ola- rak yatmaktadır. Eğer gürültü etmeden evden çıkacağım'za söz verirseniz. mü cevherlerin yerini gösteririm, demiştir. ! Bırsızlar bu teklifi kabul etmişler, bu-| nun üzerine İngiliz kadını, onlar İkincikânun. Saat HM N aS N sekiz buçuk, Bir borsacının yazıhanesine kırmızı yanaklı bir genç girerek, telâşlı adımlarla masasının başına geçti. Bu te- rih mühimdir. Zira, bu borsacının yanın- da çalışan o delikanlı tam 60 genedir, gün, dakika şaşmadan vazifesinin başına gelmiş, hiçbir gün iki dakikacık olsun ge- zük ve yakutlu, elmaslı iğneyı ceblerine Indirişlerini seyretmiştir. Çalınan mücevherler 3 bin lira değe- rindedir. Çocuklarının yerine idam edilmek isteyen anneler Amerikada yaşları 19 ile 25 yaş arasın- da olan beş genç, Nevyorklu bir polisi | öldürmek suçile mahkemeye verilmişler, ve elektrikli sandalyada idama mahküm edilmişlerdir. Bu beş katilin anncleri, hbükümete müracaat ederek oğullarının yerine kendilerinin idam edilmelerini is- temişlerdir. Katillerin affı, cezalarının hiç olmazsa müebbed hapse çevrilmesi siması ve şimdi de nunda işe başladı- tes'id etmiş, yanın- Muhittin Birgen |kere o da beş yün me_mıı?yv! yapmıştır. | tida verilmiştir. İSTER İNAN, Geçen yılın son gecesi bütün bir senenin hâdiselerini hü- lâsa edebilmek için gazetelerin koleksiyonlarını karıştırıyore duk, birisinin ilk sayfasında: «— Eminönü meydanımn genişletilmesi tasavvuruna Na- fıa Vekâletinin yapacağı yardım» hakkında bir hayli tafsilât gördük. Ertesi günkü nüshada gene ayni mevzua temas edi- lyordu. Merakımız uyanmıştı. Biraz dikkatle baktık ve gördük ki Nafıanın para vermesi, istimlâkin başlaması, ba- zan mahkemeye düşmesi, nütayet ilk kazmanın vurulması | şeklinde bütün bir sene hep Eminönünden bahsedilmiştir ve | İSTER İNAN, | İSTER İNANMAI! mesele bitmediğine nazaran anlaşılan bu yıl da gazetelerin hergünkü nüshalarının hiç değilse bir sütununda gene E- mMinönünün adı geçecektir. Nitekim ayın birinci, ikinci ve üçüncü günü çıkan gazetelerde Eminönü meydanı tanzim edildikten sonra cami kemerinden nakil vasıtalarının geçe. miyecekleri yazılıydı. Biz bu vaziyete bakârak ve Eminönü için muhtelif zamanlarda tedricen tatbik edilecek dört tane plân bulunduğunu hatırlıyarak meselenin daha en aşağı 20 yıl aktüalitesini kaybetmiyeceğine inanıyoruz, fakat ey okuyucu sen: STER İNANMAI! Sözün Kısası İlk kar — E Ta'u Bu yıl biraz geç kalmıştı, galiba? Dün sabah, yataktan kalktığım za * man onun beyazlığı gözlerimi kamaş * tırdı. Bütün gece, sessiz — sessiz, sinti sinsi, cana kasdeden bir harami gibi gelmiş, ortalığı kaplamıştı. Penceremin kenarına — sığınmış bi çift serçe, şüphesiz geçen yazır. yavrüf ları, nazarlarına yabancı gelen bu bf yazlığı, tüylerini kabarlta kabarta, hay' retle seyrediyorlardı. O temaşaya ben de iştirak ettim. İlli karın bende dalma hasıl — ettiği gene gönlümü sarmıştı. Aşağıki yol * dan, kahkahalar atarak geçen genç bf kayaktı kafilesinin bu candan neş'i bile o melâli dağıtamadı. $ Her senenin ilk karı, uzun bir ma! zinin, bende, sade acılarını uyandiırifi Çocukluğumun sevinçli günlerini, nef' eli kar topu oyunlarını, evden omuzlif nan merdivenle yokuş aşağı kızak kaf' maları, mangal başında bardak — baf * dak, göğsümüz ağrıyıncıya, sesimiz 1f hıncıya kadar yenen pekmezli kar hef valarını hatırlamam da, gözlerimin nüne, ufacık ruhumun üzerinde iz bi” rakan bir takım hazin hatralar ,qelı_ Her yıl düşen ilk kar, çok sevgili, metli anacığımın asil başında ilk gel gördüğüm ak tellerin, — seneler son hâfızama nakşolmuş aksidir sanırıff, İlk kar, idealine kavuşmadan tüken / meğe yüz tulan ömrümden bir yıl ha eksildiğini haber veren ihtarname /| nin yırtılıp dağılan — parçalarıdır. kar, okunmadan parçalanmış aşk tubları gibi, meyus ve münkesir yö düştükçe, dünyada en acı şey olan fasızlığı temsil eder. İlk kar, gafil av' lanan küçük kuşların, fukara çocu)ıl" rTının düşman;, ve katilidir. Onu, gençliğin kayıdsızlığı ve ht yecanile sevenler elbette vardır. Vak tile ben de onlardandım.. fakat gitgi' onun soğukluğu, hüznü, dehşeti, beti liğime nüfuz etti. İlk kar, bugün, benim için: Has çektiği bahara kavuşmaktan ümid kesen veremli taze.. soğuktan — şiştii minimini ellerini nefesile ısıtmağa Çf lışırken acı acı öksüren küfeci çocuğt onunla kendi arasında yakınlık gö e içlenen yaşlı nine.. ve nihayet, ? rin dışında, yol Üüzerinde, zyaretcisi çiçeksiz, göz yaşsız, alâkasız kalmış & süz bir mezardır! Ben onu sevebilir miyim?. Ah, hayıri, Y Denize yuvarlanan iki araba bny# boğuldu Küçükpazarda keresteci Ahmede #" çift atlı yük arabasını idare eden F mi, Hal rıhtımında motörden çıkan rileri nakletmek üzere rıhtıma tığı sırada birdenbire hayvanlar örk müş, araba hayvanları ve arabacisi beraber denize yuvarlanmıştır. B yı müteakıb arabacı kurtarılmış de her iki beygir boğularak öl.mu' tür. ) TAKVİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: