, * . v . - s . .. .- » » G UC e p aa ot U G A ae d S ea eat L T A $ A A B AREN A ... C M A T a w Sayfa 9 L Garib Şeyler | Bu yoldan geçebilir misiniz ? — Cenubi Afrikada otomobil seyranına çıkan birkaç kafile, bir yol ağzının ka- Pal: olduğunu, birar daha yaklaşınca, o havalinin en azılı aslanlarından bır ka- $Sürun sanki kasten yapmışlar gıbi yolun üstüne boylu boyunca yatarak; kendilerine baktıklarını dehşetle görmüşlerdir. Güzel sakal müsabakası Cenubit Afrikada Keyptavnda yapılan bir egüzel sakal» müsabakasında, mü. Sabıkların hemen hepsinin de egizel kesilmiş sakalları» olduğu görüldüğünden, Hampiyonu seçmek bususunda tereddüd hâsı) olmuştur. Yeniden tayin olunacak I jüri heyeti kararı verecektir. Resmimizde okla gösterilen zat, sakat hakemle- Tinden biridir, Kavga mı, hayır | .:lyu. yüreğiniz hoplamasın! Sandığı tirne b kavga etmiyorlar. - Birbirlerin: Tiş değildirler, Amerikada bir kole; ı.ı'lı sınıf talebesi futbol maçı yabıyor- n Evet, başta ne de olsa gençlik var. İ biraz kızışınca, gördüğünüz gibi, höy- .%“'akmex şakalar da oluyor, pantaloa, lek Yırtılıyor, ayıblanmaz! Telsiz şuaları peynirleri ıslah ediyormuş... B *İsiz şuaları ile peynirlerin alâkası bi Olsa gerek diyeceksiniz değil mi? Hal- Bür, Pesele tahmin eylediğiniz gib. de- ıqı'ğ'"' bin-fizik cemiyeti azasından Mh: Korner'in iddiasına göre telsiz hah !dı Peynirleri mükemmel surette 1s- MYyormuş. Bu doktor peynirleri «kıe dalgan lara arzeylemiş... «Dalgar la- hmı“;;" ile peynirlerin hem lerzetler:, ı*!ln.“a gida kuüvvetleri adamakıllı ço- Bekârlık yemini a Bir kontun eski karısı olan madam Şo- dön Komt Londraya gelerek, Kadımlar Cemiyetinde, «Fransız kadınlarının hak- Ki> Mmevzulu bir. konferans vermiştir. Derdli madam şöyle demektedir: «Fransız — kanunları, — kadınlarımızın hakkını vermedikleri müddetçe bir daha bir Fransız erkeğile evlenmiyeceğim.» Camdan gömlek! Pek yakında camdan yapılmış gömlek. ler giyeceğiz. İngilterede Yorkshire eya- letinde Liversedgede bulunan bir fabri- ka on ay tecrübeden sonra camdan göm- leklik kumaş imal eylemeğe muvaffak ol. muştur. Bu kumaşın satenden farksız ol- duğu bildirilmektedir. Maliyet fiat: da pek cüz'i imiş! alay | — insan gibi köpek Yol üstünde gördüğünüz bu köpek pek zeki bir şeydir. Yanında sahibesi olmadı- ı zamanlat sokağa çıktığı vakit, cadde- nin bir tarafından öbür tarafına geçmek istedi mi, iki ayaklı inaanlar gibi çivili yerden kemali sükünetle yürür. Karın fayıg Bu genç kız İrlandalıdır. İsviçrede bir kar eğlencesinde bir delikanlıya rartla- nuş, birbirlerine bakışmışlar, iki gün içinde tanışmış, haftasında da nişanlan- mışlardır. Yakında düğünleri olacaktır. Müstakbel evlilere, daha şimdiden altı |maktadır. KA Japonların boyu gittikçe | uzayormuş... | Şimdiye kadar dünyanın sen kısa boy- |lu» adamiarı sayılan Japonlara artık böy- le demememiz icab edecektir. Yapılan pek ciddi bir istatistiğe göre 1905 pene- sindenberi Japonların boyu alelümum senede birkaç santim uzamakta (miş. Ja- pon kadınları erkeklerden fazla uzuyar- muşlar. Bugün Japon kadınının boyu er- keğin boyundan on iki santim daht yük- sek imiş! ! Fransız parlamentosunda peynir kavgası! Geçen hafta Fransız meclisi mebusa- nında oldukça hararetli bir celse akte« dilmişlir! Bu celsenin siyasi bir hedefi olduğunu sanmayınız! Celsenin harareti peynirden ileri geliyormuş. Mebuslardan birkaçı askere verilmekte olan yemekle- rin az olduğunu, daha iyi beslenmeleri icab eylediğini bildirmişler. Bunun üze- rine Ain eyaleti mebuslarından biri bir kanun lâyihası teklif etmiş. Bu lâyihaya nazaran askerlere yemekte muhakkak (Gravyer) peyniri verilmesi elzem 1miş. Lâyihası okunur okunmaz bir gürüllüdür kopmuş. Sair eyaletler mebusları asker. lere sır£ (Gravyer) değil, fakat munster, rokfor verilmesi de icab eylediğini iddia eylemişler. Neticede şu peynir güzel, bu peynir fena diye bir münakaşa ve müca- dele başlamış!... İyüzden fazla hediye gönderilmiş brlun- | na «Filipin adaları meselesir deniyor. Bu mesele dal budak salmış bir vazi - yettedir. Holivud sinema — muhitine mensup sanatkârlardan çoğunun isim- leri zikredilmektedir. Filipin esham ve tahvilâtı piyasa - sında sahtekârlık yaptığı — töhmetile Nevyorkta William Brukner — adında bir zat tevkif edilmişti. Tahkikat ne - ticesinde meşhür sinema yıldızı Loret- ta Young'un da işde alâkadar bulun - duğu zikredilmiştir. Bu yıldız kendisi- ni şiddetli bir gurette müdafaa etmiş - tir. Tahkikat ve tetkikatına devam eden (Nevyark) zabıtası bu sulistimal mese- lesinde yalnız güzel Loretta Young'un değil, ayni zamanda — bir çok sinema san'atkâr ve yıldızlarının dahi alâka - larının bulunduğunu meydana çıkar - muştı. Bu mesele hakkında tahkikatta bu - lunmak üzere Los Angeles'e bir hâkim | gönderilmiştir. Haklarında şiddetli ta- kibat yapılacak olan sinema san'atkâr ve yıldızları şunlardır: Miriam Hopkins, Ronald — Colman, |Birg Crosby, Herbert Marshall, Gary |Grant, Frank Morgan, Binnie Barnes, |meşhur prodüktör Joseph Sehenck. ı mesele Holivudda ve Amerikada ük bir heyecanı mucib olmuş - k tur. * Norma Serer 1938 senesinin en kudretli san'atkârı ilân edildi Amerikan sinema münekkidleri yap- miş oldukları bir toplantıda meşhur si- pema yıldızı Norma Şerer'i 1938 sene- sinin en küdretli sanatkârı Nân etmiş- lerdir. Norma Şerer en son çevirmiş ol- duğu (Mari Antuanet) — filminde çok temayüz etmiştir. | * Amerikanın sinema Kral ve Kraliçeleri Amerikada simnema münekkid ve mu- harrirleri, yapmış oldukları bir toplan- tıda en uygun çifti ilân etmişlerdir. Birinı üç çift birden ihraz et - miştir: Clark Gable - Myrna Loy, Jeanette Macdonald - Nelson Eddy, Myrna! Loy - William Powell, | * Filmlerde cam kırma san'atı.. Cam kırılırken fotograf alabilmek hıç Holivudda büyü sulistimal meydana çıktı Suiistimalde Loretta Young'un, Miriam Hopki»-'in, Ronald Colman'ın ismi geçiyor, hükümet tahkikat için Los Angelese bir hâkim gönderdi Sutistimalde ismi geçen Gary Grant Katherine Hepbrun ile bir filmde Amerikada son zamanlarda büyük | hassısının fikrine göre büyük camları kır- bir suiistimal meydana çıkmıştır. Bu-|mak en güç işlertden biridir. Mütehassıs te kolay bir iş değildir. Film stüdyosunun hususl sesler müte- k Bir diyor ki: «— Camiın ne suretle reaksiyon yapa« cağı hiç te belli değildir. Bazı defalar a. fılan taş camı kırar. Fakat buna bel bağ- lanamaz. Çok kere taş camda bir delik açar ve camın çatlamasını mucib Bu da sinemacılıkta hiç te makbul eğil. dir. Fotograf makinesinin tam faaliyette bulunduğu anda camın parça parça kırı- lacağından emin bulunmamız elzen Bunu hazıtlamak cidden büyük bir sa işidir. Size s'nemada cam kırmak usülünü öğ- reteyim: Pencere veya kapı camlarını kırmak için camın muhtelif yerlerine delikler açılır ve bu deliklerin her birine çok ince teller geçirilir... Açılan del macun ile kapatılır. Camın deli takılan teller sahnenin dışına kadar ; tılır... Cama taş atıldığı anda bu t& tutan adamlar kuvvetle camları kendile. rine doğru çekerler ve seyirciler camın tabif bir surette kırıldiğini sanırlar ..> * Edwige Feuillere'in yeni filmi Tanınmış Frantız yıldızlarından Ed- wige Feuillöre (Saus lendemain) adın- film çevirmeğe başlıya « rlüğü Opbuls yapacaktır Erkek baş rolünü P. R. Wilm'in yapa- cağı söylenmek r. Bu film kuvvetli bir mevzua temas etmektedir. 1938 - 1939 prodüksiyonunun en güzel bir e- |seri olatağı bildiriliyar. — Geçenlerde gene bu sütunlarda yeni Fransız yıldızlarından Ginette Lecher'in hayatından bahsetmiş, beyaz perdede kazandığı ehemmiyeti anlat « mıştık. Fransada yeni bir film çevir « moğe hazırlanan Ginette'in yukarıda yeni bir resmini görüyorsunuz,.