SON POSTA Scümhurreisinin İnebolu ve havalisindeki tetkikleri —— Sayın İnönü köylü ve esnafla karşı karşıya « aw Kâğıdın mı var, ne yazılı onda?,, Milli Şef diyorki: örüyorsunuz ki köylüler güzel konuşuyorlar, derdlerini anlatıyorlar. Maden işleri burada ferahlık yapacak me İsmet İnönünün tetkik- iş inde kendilerinin refakatin- Ma yeten arkadaşımızın indebaları- *T İtsmanı dün neşretmiştik Geç <imize geçen bu telgraflar, ma- İ Kuşi bazı tertib hatalarile çık “ Yunun için sayın İnönünün tet- İ Xu, © Onlatan telgrafları dün neş- İ ey miz kumla birlikte bugün oy- | mr koyuyoruz:) a, i NM 10 (Sureti mahsusada giden İh Yü, 2İan) — Bu satırları Savsro- şesinde birkaç $8- Asrada tolgrafhaneye a © Yazıyorum. Zi erhal söyle- Sayın İnönü Son Posta mü- SU paha biçilmez kıymet ve “e tetkik seyahatlerinde mal» ki Jola devama müsaade etmek ermişlerdir. pu vilâyeti birkaç gündür em- Şila, “Vinç havası içinde Afili Şefin çe lanmış, Ona bir ağabey gi- ii, Mani ni, kederi varsa ke- ka dir. fn Ne vers isteğini açmakta, içini elinde sade bir kur- i a Yaprağı bol not defteri, sa- İh kag, , SFkeninden akşamın karanli- Men €r sınıf yurddaşın bulundu- Na a onlarla sade bir insan NN Soy iyetile konuşmalar yap- Miş ky duğu sallere evvelden ha- ar halinde — cevablar gibi, İ endisini almaktadır. Aksi Yâ en ufak şüphesini mucib sinirlendiğini — gizleme - bunu izhar etmektedir. Me- i Searı da, köylüsü de, esnafı * de Ona hâdiseleri, vazıyeti Hadi atmaktan derin bir zevk ra, ba şudur ki, İnönü yurdun Mer İnsanından gelen ve gele. * bir hakikat aramakta. ona k vermektedir. : a giren yurdun bu gi- Mahal için büyük tedbirlerin tsi. li ihtiyaçları karşılıyacak tm, r€ de ayni derecede ehem- zarureti asla ihmal edil Türkiyent, Atag, rkiyenin yeni Mi Şefi intikal eden mukaddes €- Milli Şefin tetkiklerine aid bir intıba maneti aynı kudretle idame ettirmek için kollarını sıvamış, iş başına sıhhat, iyi ni- yet ve yenilmez bir irade ile geçmiş bu- lunmaktadır. Küre'de Bundan evvel Kastamonunun iki kaza- sında tetkikler yapan İnönü bugin saat dokuz buçukta Küre kaymakamlık dat- resinde basit bir masanın başına geçerek i dinledi. Karşısına oturttuğu bi- daş bir rençper oldu. Ona ge- | çim vasıtaları, ziraat vasıtaları, arazi vi | hayvan miktarı hakkında müteaddid su- aller sordu — Neden kağnı yerine dört pekerlekli arnba kullanmıyorsun? İ Sualine — Arazımiz sarptır, atar, cevabını aldı. Bu yıl elma mahsulünün ve ekinin bu- yi olmadığını öğrendi. İnönü sordu: — Sizin köyde gurbete çıkarlar mı? Rençper: «Çıkarlar» cevabını verdi Be. nim de bir oğlum İstanbulda bir otelde yor. Bir senedir orada., — Evli midir? — Gelince evlendireceğim. Para gönderiyor mu? İstediğim zaman gönderiyor. Ne kazanıyor? — Yeme, içmeden sonra ayda cebine 10 Ifra giriyor. — O halde sana senede 50, 60 lira gön- derebilecek mi? — Daha şimdiden bir miktar para gön-! derdi Sayın İnönü memnun oldu: — Çok iyi, mükemmel, cevabını verdi ve son bir sual sordu: — Bir şey ister misin? — Köylüler madenlerin işletilmesini istiyorlar. Madenden iş ümid ediyorlar. Milli Şef bu cevabı alınca tekrar sordu! — Bakır bulacağınızı ümid ediyor mi- sun? Köylü cevab verdi: — Konuşuluyor ki var. Köylü bundan sonra 400 nüfusin kö. yünde mekteb çağında 82 çocuğun mek- teb beklediğini işaret etti, «Sen de sağ ol» Bunun Üzerine Vali Avni Doğan söz alarak burasının eğitmeni olmiyan kaza olduğunu ifade etti, İrad | | Müteakiben sayın İnönü köylüye te- şekkür etti: «Sağ ol» cevabını alınca" — Sen de sağ ol, çocuklarına selâm söyle, iltifatında bulundular. «Ne yazılı onda» Cümhurreisi, müteakiben, kaza mer- kezine iki saat mesafede Karadönü kö yünden Mehmed Aliyi karşısına aldı Köylü el bir kâğıd tutuyordu. İnönü sordu; — Kâğıdın mı var, ne yazılı onda? Mi)li Şef kâğıdı köylüden aldı. Oru- Köğıdda, orman kanunu dolayısıle köy- lünün kerestesizlikten zarurette kaldığı tebarüz ettiriliyordu. Köylü ilâve etti: — Bir tüccara orman veriliyor da bize verilmiyor. Biz o tüccarın emrinde ax pa- ra ile çalışmağa mecbur kalıyoruz. Sayın İnönü istidayı okuduktan sonra valiye verdi: — Kanun hükümlerine göre işi takib ediniz, dedi ve köylüye soyadını sordu. Köylü durakladı: lu Mehmed Ali deyip durdu, iyemedi. Cümhurreisi köylüden hakkında izahat aldı ve: — Benden ne istersin, diye sordu Köylü cevab verdi: — Sağlığını, sen başımızda kaldıkça iş te, refah ta olur. Odun sıkıntısı Şenlik köyünden Hüseyin Yılmaz. kö- yünün odundan başka sıkıntısı olmadığı- bi, her şeyin odunla olduğunu söyledi İnönü cevab verdi; — Kanun müsaid, sizlere ücuz odun vermeleri lâzım. Vali — Odunu sırf mahrukat ıçin isti- yorlar, satmak için değil, Bu kazanın fen memuru yok Diğer kazalardan yardımcı memur gönderiyoruz. Sıkıntı bundan ile. ri geliyor, dedi ve İnönünden mesâha ta- yin işinin valilere verilmesini istedi. Orman işleri Güney köyünden Raşid Yılmaz, arazi. serinin fena olduğunu, ekin ocağı olmadı- ğını, hayvandan kazandıklarile geçindik- lerini tebarüz ettirdi. Sayın İnönü sordu: — Peynir yapıyor musunuz? (Devams 11 inci sayfada) mile vaziyeti Tarihi Tetkikler: Tunusu tarihi * * Cezayiri alan Fransızlar Tunusa da göz koymuşlardı. Diğer taraftan İtalyanlar da burayı istiyorlardı. Hattâ 1880 senelerinde İtalyan parlamentosunda şöyle haykırılmıştı: «İtalya genişlemek ihtiyacın dadır. Bunun için Tunustan başka açık kapı kalmamıştır.» Yazan: Kadircan Kallı Şarlken Tunus kalesine ve şehrine yak- laştığı sırada Barbaros Hayreddin Bon lumanındaki Türk reislerine: — Gemilerinizi hemen batırınız! Diye emir gönderdi. Orların düşman elıne geçmesini istemiyordu. Reisler bu emri derhal yaptılar. Gemiler umandaki sulara gömüldü. Şarklen evvelâ Halkulvad kalesine sel-| dırdı. Buranın bir tarafı göl, diğer tarafı deniz, üçüncü cephesi de su ile doldurul- muş olan geniş bir hendekti, Tersane ve liman iki kulenin ortasında ve İçeride) kalıyordu. Barbaros buranın müdafassı- na Sinan Reisi bırakmıştı. Si: kendinden birkaç defa büyük düşman kuvvetlerine kahramanca karşı koydu Şarlken yüksek bordalı beş gemi: duvarlarına yaklaştırmış, geceli gündüz- Wi gülle yağdırıyordu. Türkler üç defa kaleden fırlıyarak düşman ordugül atıldılar, içlerinde pek meşhur kuman-| darların da bulundukları altı bın kişiyi yere serdiler. Bu hal bir ay sürdü, İzpan- yollar kırılmakla bitmiyorlardı. Kalede| ise erzak kalmıyordu. Sinan Reis son bir çıkış yaparak düşman saflarını yardı, 14| Temmuzda Tunusa geldi. Mulay Hasan yanında epeyce duğu halde Şarlkenin çadırına İsyaklarına kapanmıştı. İmparator tifat etmişti. Yerlilerden, başka kuv ler yetişiyor, binlerce deve yükü eraek ta getiriliyordu. Barbaros Tunusa yaklaşan düşmar çıkta karşılamayı, meydan muha vermeyi kararlaştırmıştı, fakat kaleden| çıkmadan önce Tunuslu askerlere ve ele» | başılara yemin ettirdi. Çünkü Mul sanın ara mektub göndererek TTürk- ler aleyhine kışkırttığını öğrenmişti. | Türklerin dörtte biri kadar olan yerliler, de onunla birlikte kaleden çıktılar. Bar- İbarosun sefları demirden duvar halinde İlerliyor. yahud yerinden kımıldamıyor. du. Düşman bu duvara saldırıp parçala- rıyor, harb meydanı binlerce ölü ve ya- Ta'ı ile doluyordu. Şarlken nerede ise ge- çekilme emrini verecekti. Lâkin Tu ruslular ansızın harb meydanını biraktı- iar, ürkek bir sürü halinde kaleye kaçtı-| lar. Hayreddin Paşa harb esnasında Ce- »y'rden gelen yardımcı kuvvetler, de| beraberine alarak kaleye çekilmeye mec- bur oldu. O gece (topların yarleştirilmesi, yeni bir cıkış için hazırlıkla geçti, Ertesi gün kenden gskerlerin bir kısmını ileri sür- | sonra kendisi de çıktı. Şehirdeki ye-| di bin kadar esirin başında pek a7 kimse bırakmış, onlara kumanda etmex iş'ni| de Firenk Cafer Ağaya havale etmışti, bu adam bir dönme idi. Ansızın kalede bir uğultu duyuldu, ka- lenin mazgallarında yırtık elbiseli, saç- ları sakalları birbirine karışmış esirler görüldü. Bunlar topları dolduruyor.ar; Şarlkenin ordusuna doğru kollarını sa)- hjarak Gostluk gösteriyordu. Gelen ho- ber müthişti: Kalede bırakılan yerli 8s- kerler kaçmışlar, Firenk Cafer Ağa da e- sirleri salıvermişti. Barbaros kaleye d5- nerek on'arı yola getirmek istedi. lâkin kapılar içeriden kapandı, şimdi açıkta ve Şarlkenle kalenin arasında kalmıştı. Barbarosun açıkta harb yapmas: mr- sasız olurdu. Bunun için isler istemez (Beidülünnsp — Bon) kalesine doğru çekilmeğe başladı. Yanında bulunaa Si- Ban Reisle Aydın Reisin ona büyük yar- İdimi oluyordu. Şarlken, Barbarosun Cezayire gidece- ğini sanmış, Buji kalesinde bulunan İs- panyol kumandanına yolu kesmesini bis- dirmişli. Yerlilerin de yardımile bu iş i mel surette yapılmış, lâkin zah- net boşa gitmişti. Barbaros evvelce batırılmasını emret. tiği gem'lerin şimdi de yüzdürülmelerini istedi. Türk denizcileri hemen bu ii de yerine getirdiler. Limandaki suların üstüne on beş kadırga fışkırdı. ! Şarlkenin ordusu Tunus şehrinde ta-| rihin en korkunç ve iğrenç yağmasını yaptılar. Evlerin kilerlerine, hattâ kuyu- lara varıncıya kadar aratıyordu. Kadın asker ol-| lmiş, m Alve çocukların bileziklerini almak Fransanın Tunuslu askerleri için İ kolları, yüzüklerini almak için parmak- ları, gerdanlığını çıkarmak için de bo- yunları kesiliyordu. Sırtlarında yalvız bir gömlek taşıyan erkekler bile ölüm- öen kurtulamıyorlardı. Böylece otuz bin kişi öldürüldü; on bin kişi de esir edile- ek zincire vuruldu. Tunusulular Türk- iere ihanet ettiklerine çoktan pişman ol reuşlardı, fakat iş işten geçmişti. Bu sırada Barbaros Hayreddin on beş kadırga ile Bondan ayrıldı, dosdoğru Ce- zayire gitti. Orada karısı ve çocuklerile görüştü. Birkaç gün içinde Murad nesin dokuz kadırgası donatıldığı gibi Cezayir- lilerin de işe yarar sekiz kadirgaları se» fere çıkacak hale kondu. Tunustan ayr” dığının on beşinci günü otuz iki geriden ibâret kuvvetli ve çevik bir donanma Ak- denize açılıyordu. srtık Barbarosun bir daha be- Bu- inde Şarlke Mini doğrultamıyacağını sanıyordu nun iç her taralına g rilen mektublarda kendisini ve zaferini alabildiğine şişirmişti. Barbaros Mayorka adası sçıklarından geçerken kaleden şen- lik topları atıldığını duydu. Yolda iki bü- yük ispanyol gemisi yakaladı, bunlarda bulduğu Tunuslu esirleri kurtardı. Sonra ievendlerine İspanyol elbi: giydirdiği gibi direğe de İspanyol bay ğı çekti. Dosdoğru Minorka adasının mo:- kezi olan Mahon üzerine yürüdü. Kaleğekiler gelen donanmayı büyük bir sevinçle karşıladılar. Demek ki Şarj kenin Xumandasında büyük Tunus zafe rini kazanan yiğitler bunlardı! İki Porlekiz gemisi korsanları tanıdw lar ve limandan kaçmak istediler, lâkin kaleden şenlik topları atılınca yanıldık larını sandılar ve geri döndüler. Barbaros hiç aldırmıyor, bunları sükür netle seyredi Kıyıdan gemilere yaklaşan gandalları iyi karşıladı, içinde k.ler güverteye çıkar çıkmaz zıncıre vu ruldular. Iki Türk kadırgası bıraz önce limanın ağzından dönen Iki Portekiz ge- misine gönderildi ve kendilerini Barba rosun çağırdığı söylendi. Herifler afâr ladilar ve eller havaya kalktı. Yüz kadar «sir kurtarıldı, Barbaros birkaç gün içinde Mayorka a- dası Zıyılarını da altüst ediyor; gemile- rine altı bin esir doldurarak Cezayire dö- rüyordu. Şarlkenin gönderdiği zafer ha- berlerinin henüz geldiği sırada Barba. rosun yaptığı işler o zaferi gülünç ya- pıyordu. Şarlken fena halde bozulmuştu An- driya Dorys kumandasında kırk büyük yi 'denize çıkardı, Barbarosun tutul- masını emretti, 1 Avrupar rdu. ş yaklaşıyor, Akdenizin dalgaları r, köpükler gittikçe çoğalıyordu. aros 19 Birinciteşrinde İstanb doğru ye'ken açtı Mulay Hasan hükümdar ol Fakat halk isyan etti, oğlu onun gözlerine mil çekti. Hasan Şarlkene gitti, yüz vulama- Gr, sürüne sürüne öldü. 1569 da Tunuslular Kılıç Ali Paşayı çağırdılar; Tunus zaptedildi, Fakat kör- fezin eğzında bulunan Golet kalesi İs- paryollarda kaldı. 1574 te Sinan ve Kılıç All Paşslar ku- mandasındaki Türk ordusu kırk üç sene- (Devamı 10 uncu sayfada) a