5 Aralık 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

5 Aralık 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadın gazete okuyordu: — Mevsimin modası. Kocası başını kaktırdı: — Nezleden mi bahsediyer. * Bir kadın hakkında dedikodu yapıyor- Tardı. — Her tiyatroda, her simemada, her toplantıda hazır nazır. Dediler. Biri güldü: — Desenize, nezle gibil * Nezle, ihlamur cezvesini gördü: — Gene bana suikasd — hazırlıyorlar! dedi. * Nezle, saçını altı aylık yaptıran kadını gördü: — Yaşadım, dedi; altı ay o, saçımı ıslatıp taradıkça ben de burnundan eksik ol - mam. * — Neeclâ kocasile dargın galıda. — Nereden anladın. — Kocası bir haftadır, nezle, dargın olmasalar Neclânın da bu zamana kadar nezleye tutulmam icab ederdi. * — Bu mevsime bayılırım! Dedi, sordum: — Kömürcü müsünüz? — Hayır! — Anladım, dedim, muhakkak mendil tücearısınız. * Gelirken korna çalar: — Hapşu, hapşu... Yakalanmamak istiyen kaçsır * Kıskanç kadının kılıbik kocası söyledi: — Nezle olmaktan çok korkuyorum. — Neyet — Hizmetçi kız nezle olmuş. Tesadüfen ben de nezle olsaydım; hizmetçiyle beni aldatıyorsun, diye karım yapmadığını bırakmaz. * Nezleli doktora gitti: — Doktor, mütemadiyen burnum akı- yor; ne tavsiye edersiniz? — Sık #k burnunuzu silmenizi. * Nezleli şikâyetçi değildi: — Âşık olup içimi çekmektense; nezle olup burnumu çekmeyi tercih ederim. Dedi, İsmet Hulüsi L Bunları biliyor mu idiniz? —| Eskimolar ve el sıkmak âdeti Medeni insan şapkalarını çıkara- rak, yahud da baş eğip el sıkarak se - Mmlaşırlar. Halbuki Eskimolar el sık- mağı, yani ellerin birbirine sürtünme- sini bir nevi uğursuzluk addederler. 'Ancak iki Eskimo delikanlısı döğüşüp davalarını hal ve fasleyledikten sonra- dir ki, birbirlerini arzusile ellerini birbirlerine sürt * Mogollarda 9 rakamının kudsiyeti suz addetmek ler. Mogollar bügüne kadar 9 rakamını mukaddes ve mübarek saymışlardır. Çok eski devirlerden kalan bu âdete göre, Mogollar asırlarca komşuların - dan hediyeleri dalma 9 ar tane kabul etmişler, evlendikleri zaman kıza 9 geşid ve 9 ar tane hediye vermişlerdir. Bu arada Cengiz bile öldüğü zaman kendisile beraber 9 at, 9 çadı Bacanın içinde yelışen ağaç Bu gördüğünüz uğaç, 15 metre yül sekliğindeki bir bacanın — içinden yetişerek — çıkmış- tır ve İngiltere müstemlekelerin - den birinde görül- müştür. Ağaç elân büyü- mesinde devam et« mektedir. — Diğer bir garib tarafı da gövdesinden daima su akmasıdır. * Uzun boyunlu kadınlar Hindistanın cenubundaki ada |birinde yaşıyan Padang kız çocukları küçük yaşlarında boyunlarına birer halka geçirmeğe mecburdurlar, Bu su- retle çocuk büyüdükçe mevcud halka- ya bir yenisi ilâve edilir. Çocuk 16 ya- şına bastığı, yani genç kız olduğu za - rilamaz hâle gelmiş olur. Çünkü Padang erkekle: yunlu ve bu halkalarla si Ta km'şı nedense fazlı duşkundurler Okuyucularıma Cevablarım R. B. Rumuzuna cevab isteyen ©- kuyucuma... Oğlum.. 'Tahsilin ne derecededir? Ayda ne kazanıyorsun.. bunları bilmem |â - zm. * Adanada T. V. K. ye: Çok gençsin, bu yaş henüz izdi « vacı düşünmek için erken — sa: Senin büyük sevgi diye anlattığın.. büyük olmasına rağmen — geçilei bir sevgidir. Onun için fazla — üzerine düşme.. derslerine — çalış. — Husust moktubla cevab — istemediğine göre pul göndermemen lâzımdı. Gönder - diğin pulları tade de mümkün olma- Gağı için bedelleri Kiızılaya veril » miştir. * Amasyada N. Çınar'a: Yapacak hiç bir şey yok. Öğret « men olmuş bir insan kendi hakkın « da kendi bir karar verebilir. Adre - sini bulup doğrudan doğruya ken - dine müracaat etmelisin, Arzun üzerine, — gazetede cevab verdiğim için gönderdiğin pulun be- delini Kızılaya veriyorum. * Edirnede Şermine: Arzunuzu ilk fırsatta yerine ge - tireceğiz, * M. Arbas'ı 90 lira ile, yüz lira ile de ev idare etmek mümkündür. Yalniz şu var ki, sen evvelâ bugün içinde bulundu - ğun vaziyeti şu veya bu suretle hal - Jefmeli, ondan sonra evlenmeyi dü - şünmelisin. Birinci seferde kabahatlisin... Ba- şına gelecekleri evvelden düşünmen Yâzımdı. Bu sefer hiç acele etme.. va- ziyetini düzelttikten —sonra — bana ektub yaz. O zaman daha iyi dü - lardan | man bu halkalar artık bir daha çıka- | : Kadın Köşesi Küçüklerin saçları kuvafürü değişti. Her Halde daha şirin- Teşti. Artık ne çocuk yaştakilerin, ne de genç kızlığa adım atan kızların saçları eskisi gibi kısacık kesilmiyor. Bukle on - lara da geçti. Bu yeni ta zaran biraz zahme' ma dikkat edilirse pek öyle güç hu şey olmadığı görülür. Her bükle yapılacak tu- |tam, bir saç çubuğunun (yahud bir kale-! min) üstüne sarılıp fırçalanır. Kolay kıv- |rılmıyan saçlar da bigudi kullamılır. Üst- |üste bir kaç kere ayni şekilde kıvrılan Halk operetinin rejisörlüğünü yapen Raşid Rıza Kapısının üzerinde: «Halk operet tiyatrosu» Yazılı binaya giriyorum. Yanımdar. sa- rışın, kumral, siyah saçlı kızlar geçi - yorlar ve geçerlerken bana; evlerine gi- ren bu yabancıtın kim olduğunu anla - mak istiyor gibi bakıyorlar. Lâütfullah Süruüriyi görüyorum: — Hoş geldiniz, bizi ararsınız demek.. Şimdi bale provasını bitirdik. Balede ça- hşan Macar artistler de gidiyorlar, diyor. Saruyorum: — Nasılsınız.. mi? Saç nihayet buna alışır. Resimde gördüğünüz modellerden, sol- daki nisbeten uzun saçlar içindir. Sağ « daki uzunlu kısalı saçlara uyar. Kısa tü- mecektir. Bu, daha staid saçlar içindir. Her iki kuvafür de yedisinden on seki - zine kadar bütün kız çocuklarına, hattâ yal tamlar tepede bukl | genç kı Hazırlık epey Tlerledi ; Lütfullah, Halk oöperetinin uzun bir Nasıl temizlemeli ? müddet için kiralamış olduğu eski Çağlı- Bakır leğenleri, kullanılmadan evvel| yan gazinosunun sahnesine, localarına, veya kullanıldıktan sanra tuz ve İimonla | tavanlarına bakıyor: - İşte burayı bu hale koyduk. Ben de bakıyorum, eski Çağlıyan çok değişmiş.. Eskiden kötü bir gazino man- zarası arzeden bu yer, şimdi küçük, fa- kat güzel ve temiz bir tiyatro olmuş. Toto, Mehmed, Celâl yanımıza geli - yorlar: — Nasıl, yapabildik mi? — İşte müzik yeri. — Modern bir tiyatrodaki müzik yeri | de böyle olur. — Hele tesisata bakın. Sahneyi aydınlatacak projektörleri Kösteriyorlar. — Bu oda bale için ayrılmıştır. Ufak ufak aynalar, her aynanın önün- de bir iskemle.. — Bunlar dâ artist odaları. 'Tiyatrolardaki küçük, fakat san'atkâ « rın şan'at için yaşadığı odalar. Sahnenin kenarında bir pervaz üzerin- de sıralanmış zil düğmeleri: * — Her artistin odasına ayrı zil terti- Üstüne tentür d'iot dökülmüş bir eİbi- | batı. seyi temizlemek için leke yerini limonla| — Lütfullah düğmelere teker teker ba - ovunuz. Sonra su ile çalakalayınız. Bi-| ©Yör- Kapıları açık odalarda çalınan zil- lerin kısık seslerini duyuyorum. carbonat de soude mahlülü de bu lekeyi çıkarabilir. — Bu zil müzik için.. — Bu ışıklar.. Işık düğmelerine teker teker basıyor - lar. — Mavi.. — Kırmızı.. — Beyaz.. — Yeşil.. İovarak temizleyiniz. * Yeni mutfak bezlerini önce tabaklarla, küşık ve çatalların üze- rinde iz bırakmama amonyak ka- rıştırılmış su ile ça kullanmadan Yağmur mantoları (empermeabi) na- sıl temizlenir? | Kirlenmiş yağmur mantoları tuzla o- İğularak temizlenir, çünkü yıl İçokça ıslatılırsa yağmura İnassaları kaybolur. * Fırçalar nasıl temizlenir? Fırçaları temizlemek için yumuşak bir bezle ve un ile siliniz. Fırçayı unladıktan sonra içine işlesin için biraz bekletiniz, sonra kuvvetlice siliniz, tozları emen un- dan eser kalmasın. * Mücevherler nasıl temizlenir? Mücevherlerinizi (carbonate de söude) a batırılmış eski bir diş fırçasile fırçalayınız, Sonra üzerine sıcak su dö- |künüz. | Bacaksızın maskaralıkları : Halk Opereti çalışmıya başlıyor Yazan: İsmet Hulüsi Cah'denin kardeşi de Halk gçe şühneye çıkıyor | l Seyfeddin Asal ve Sezai AY6 ; Sahneye girişleri ve perdei |ediyor. Yeni —ev yaptıran bir €V “"W Vevini nasıl gezdirirse beni öyle > Xcrl;'. vâl — Yarıtn saat sonra Tekst pit | )'IPİCHIIIN . | — Yeni artistlerim — Cahidenin kardeşi... Şehir tiyatrosunun Rgenç. tisli Cahidenin kardeşini gö — O da Cahide gibi olur inşal nd'” — Neye olmasın.»O da a; Daha başkalarını gösteriyor — Erkek ve kadın yeni artis' Ben soruyor — Sesleri? — Dinliyeceksiniz... — Amıma acaba beğenecek — Biz methetmiyelim.. Raşid Rıu ile ç:k skl mış, Şehir #tinde çok görünmüş tmr.:dlf bahat yanımızda: — Yeniden bir tiyatro k“""“&o“ bunun için çok çalıştık, muv cağız, diyor. Mehmed atılıyor: — Muvaffak olacağız. (Denamı 10 NCÜ lı! a enll ıv!’) — SESİT STT E -— ——— n

Bu sayıdan diğer sayfalar: