z Resimli Makale: . Hergün Akdeniz sulh denizi Olmıya muhtacdır Yazan: Muhittin Birgen alebe kaçıp ta kurtulamıyan Ös- reye kaçsa harb cellâdının gibi, sulh de ne- tazyikinden yakasını bir türlü kurtarafnıyor. Bu de- fa da, sulhü, cellâd Akdenizde yakala - mak isliyor! manlı veziri lya parlamentosunda ler, bu hâdiselerin fırtına, Akdenizi bir sulh de- k maksadile daha dün meri- ine konulan İngiliz - İtalyan anlaşmasını müteakib, hiç kimsenin bek- lemediği bir hava yarattı. Akdenizin bu #imdi karşımızda merkezi Akdenizin gö- beğinde olan kuvvetli bir siyaset fırtına- & görüyoruz. Bereket versin ki bir — zamandanberi| gok fırtına gördük; — şimdi her üfleyen Füzgür karşısında pap bırakmıyacak derecede tecrübeliyiz! Bunun için, Ro « madan yükselen sözlerle, Pariste dalga - lanan muhit, ne kadar beklenilmiyen bir| fırtına alâmeti de olsa dünya, kolaylık - la soğukkanlılığını bırakacak değildir. e idam cezasını ko' * * Pek çok defalar bu sütunlarda söyle -| miş olduğumuz gibi, dünya diplomasisi, | eski üsüllerle çalışmıyor. 918 den sonra bir tarafta çok baksızlığa uğradıklarını Iddia eden milletlerle öbür tarafta fazla haksızlık etmiş olduklarını bilen millet- ler arasında konuşma tarzı tamamen de- Üşmiştir: Bir taraf bağırıyor, öbür ta - raf da tahammül ediyor. Eğer iş böyle olmasıydı. Romada «Tunus, — Korsika, Nis> sesleri çıkar — çıkmaz, — Fransa| hükümeti, hemen ültimatomu dayar ve| galib gelecek de olsa, mağlüp çıkacak da |. olsa, harbi göze alırdı. Halbuki şimdi öyle değil Roma hay- kırıyor, Paris heyecana — geliyor, fokat, | her iki taraf da, dargın ve somurtk relerile karşı karşıya geçip konuşuyorlar, Ayni çeyi, Habeşistan vukuatı esne sında İngilizlerle İtal medik mi? Ayn tere, Fransa ve Rusya aralarında fa şahid olmadık mı? Bunun frtına karşısında lüzumundan fazla tel; şa mahal yoktur. Söz n arebesincen | nın bonbon kralının 22 larındak. kı- süngü muharebesine kadar çok uzak me- zıdır. Bütün Amerikada şimdiye değin safeler vardır. |onun kadar çikolata, türlü türlü bonbon- * |lar, şekerlemeler yiyen olmamıştır. Zıra, Fakst, İtalya ne istiyor? Hakikaton,| babası piyasaya her yeni çıkaracağı çi- Tunusu, — Korsikayı, isi mi istiyor? | kolata, şekeri ilkönce kızına tattırır. ©- Bunu istediği takdirde işin harbsiz hal -|nun reyıni aldıktan sonra di':)ık:în'_ınnı;, ledilmesi şanamın binde — bir olduğunu | ve müşterilerine dağıtır. Genç kız. bu| bilmez değildir. Şu halde, Romada yük- | yüzden asla hastalanmış değildir. Mide | selen sesler, ya bir takım ateşli göğüs -| Sğrısı, mide ekşimesi nedir bilmez. lerden kopuvermiş nagihâni bir sayha - j dır, yahud da bazı şeyler ele geçirmek arzusunda bulunan İtalyanın,. Berlin « Roma mihverinde kullanılması mtılad o- lan sert bir dile müracaat — etmesinden başka bir ses alâmeti — değildir. Tunus, Kersika, Nis. bunlar — muhakkak bir harb mevzuudur. Fakat, — böyle sert bir âle ve çok isteyip: Fransadan bazı şey- ler koparmak; meselâ; Fransa için ma « nası kalmamış olan Cibuti üzerinde bir anlaşmaya varmak; bir hayli mücadele-| ye; münakaşaya; gazete — ve politikacı görültüsüne mal olsa dahi; netice bakı « mından İtalya için fena bir şey değildir. Zaten Fransa; Avrupanın cabalısı» ol- madı mi? Bu abalıya bir kere de İtalya vVurursa elbet kıyamet kopmaz. Hele şu #ırada Almanya müstemleke ister; Lehis tan müstemleke isterken; — İtalyanın da boş durması; elbet esiz olamaz. Dünya istemek dünyası oldu; kim bir şey ister- se alıyor. Bu işi yalmz Yahudiler bece -| | remiyorlar! Amerikada en çok Şekerleme ve çikolata Yiyen genç kız 8 mağazası buluran ve Viki muazzam şirketi idare eden Amerika- z. 38 Bu genç kı: Finlandiya ol'mpiyadlarına| hazırlk 140 — olimpiyadlarının — Finlandiyada nkide yapılacağını biliyorsunuz. Bu betle hazırlanan şehre 328 bin İn- yüzme mi giliz lirası sarfedilerek, yeni bir stadyornu, bisiklet pisti, bir at sahası, bir eğlence pa laştıkları ve dolaşmaya muhtaç bulun -| rı bu deniz; bugünkü — dünva için| |hiasei şayiak: bir havuzdan başka bir şey değildir. Bu denizde hiç kimse hâkimiyet iddiasına kalkmamalı ve bu havuz her - kese aid; fırtınasız bir sulh denizi olma- hdır. Banun aksini mümkün tasavvur et - meğe müsald herhangi bir zihniyet; mut Taka aldanmaya meebur olur. İtalyayı !dare edenler; davalarında 1s- even kuvvetli kafalar olmakla be - enliteleri inkâr eden fantezi in - sanlar da değildirler. Akdenizin hissel şaytalı bir havuzu olduğunu onlar | da pek güzel bilirler. | Telâşa mahal yoktur. Romadaki ses. ler; olsa olsa yeni bir pazarlığın açılma sesleridir. * İtalyanın ne istediği henüz malüm de- Bildir. Alman hariciye nazırının Fransa ile bir dostluk misakı imzalamaya hazır- landığı bir sırada yükselen iddia seşleri; hakikaten büyük bir sürpriz ifade etse bile; biz bu sürprizlere alıştık. Almanya ile İngütere arasında ebedi dostluk söz- lori söylenildiğinin haftasında yeni bir söz ve şiyaset münakaşası başlamadı mı? Bunun için; yeni çıkan hâdisenin se rini takib ederek İtalyanın ne istediği: maksadı ne olduğunu gösterecek alümet- lzri beklemeden bir hüküm vermemeğe mecburuz. Yalnız gu kadar söyliyebili riz ki Akdeniz bir sulh denizi — olmaya muhtaçdır. Bir çok milletlerin içinde do-. Muhittin Birgen İSTER İ re hitab ederek: İSTER Vaktile İtalyada en ağır ceza müebbed surette münfe- 2».d hücreye hapsedilmekti. Bu mahküm, insan yüzü gö- remez, kitab, gazete okuyamaz, nihayet delirirdi. Hukuk âlimleri bu cezayı ölümden ağır buldular, kaldıra Herkesin istediği gibi söz söylemekte mutlak olarak serbest bulunduğu bir mecliste bulunuyorduk, toplantı- 'ya riyaset eden arkadaş koca salonu dolduran dinleyicile- k ye keranareeeareeRELeAEEAARE BAncERACEN ErnELeLAAALE KA N, Hergün bir fıkra Kuyunun derinliği Mübalâğacılığile meşhur Marsil - yalı Mariüsün evinde bir kuyu vardı. — Çok derin bir kuyudur, — dedi; bir tar: çine bir adam duşmüştü. Alay el — Hölâ kuyunun dibdine gidemedi öyle mi? Hayır, kuyunun dibini — buldu. Avustralyadan yazdığı bir mektubda: & «Kuyuyo düşerken şapkam kuyu- müm kenarına takılı kalmış, ben A vustralyada kuyunun öbür ağımda dışarı çıletım.. Aşağıda yazdığım adre- i se şapkam gönderiniz. demişti. Polise , Silâh çeken Rus prenses 1836 senesinde, güzellik müsaba- rında «Mis Rusyar intihab & dilen, sonraları film sanayici': den Pate ile evle- nen prenses Ari- yan Gideonof, a. partımanında —& raştırma yapmaya şelen polislere &l. lâh çekmek suçile mahkemeye verik miştir. Prensesın b «suç> u kibar me bafilde çok büyü bir dedikodu u- yandırmıştır. Maamafih bu harektinden dolayı prensesin sadece para cezası göre- ceği tahmin ediliyor. 139 sene hapse mahküm olan heykeltiraş Amerikada sevdiği kızla evlenemedi- ğinden dolayı çıldırarak — kız kardeşini, annesini, ve evlerinde pansiyon olarak oturan bir delikanlıyı boğup öldüren Nevyorkun meşhur — heykeltraşlarından Robert İrwin'in muhakemesi bitirilmiş; zavallıya 139 sene hapıs cezası verilmiş- tir. Ketdisini bir seneden fazla müşahede altında bulunduran doktorlar, — vaktile Üç sene bir timarhanede yatmış bulunan İSTER — Muhitinizde niz şeyler olabilir, NAN, Cemiyet içine girmiyen, döst, arkadaş, afile edinmiyen, m adam kendi kendisini cezaların en ağırına | Etrafındakileri Katılırcasına Güldüren adam Yukarıda resimlerini gördüğünüz zat İngilterenin elektrik malzemesi satan bü- yük bir şirketin müdürüdür. İsmi Kad- yalladerdir ve dünyada kahkahaları en ziyade sari olan bir şahıs mfatile şönret bulmuştur. Filvaki bu zat gülmeğe baş layınca, etrafındakiler de kendilerini tamamakta ve katılırcasına gülmekte- dirler. |lışmıştır. İşi de yalnız ahaliyi güldür- mekti. Seyirciler, onun kahkahalarını duyup ta dakikalarca kendilerin! tuta- madıklarından rövüler aksamış, artistler bir türlü kendilerini gösteremez bir hale gelmişlerdir. Kendisine «Ölüyü bile gül- dürür» Jâkabı verilen Kadvallader, bun- dan on sene evvel Sovyet Rusyada yaplı. Bi bir seyahatte Sovyet siyasilerini bile katıla katıla güldürmüştür. Kahkahalar kralının futbola ve püroya karşı müdhiş zâfı vardır. Onun bulunduğu maçlarda kendi klübü galibiyet kazandığı zeman neş'esinden gülmeğe başlayınca, seyir - ciler, oyuncular, hakem bile gülmek'e, |uzun müddet oyuna devam olunama- maktadır. İngilterede doğum azaldı İngilterede doğumların azaldığı anla - |şılmaktadır. Geçen seneki istatistiklere bakılacak olursa, evvelki senenin 56273 doğumuna mukabil geçen yıl 55011 çocuk dünvaya gelmiştir. ——— — heykeltraşın beş seneden fazla yaşaya - yacağını bildirmişlerdir. İNANMA! ıslahını veya yeniden tesisini istediği- söyleyiniz, makul gördüğümüz takdir- de istenilen geylerin tahakkuku için çalışalım, dedi. Salonda belki 200 kişi vardık. İçimizde yalnız bir kişi, yalnız bir şeyi eksik gördü. İNAN, İSTER İNANMA! |Ben, beni kendine muhatab etmek Kadvallader vaktile, müzikhöllerde ça.| Sözün Kısası Güzel yazı U G ZUĞ zak yerde bulunan bir OkuyU tub aldılk yt * fünce bulunan, naçiz fikirlerime k'fm': verip de benimle hasbıhalden faydâ V man böyle kimseleri cevabsız bırakfit istemem. Gelgelelim, mevzuubah y ğim mektubu değil okumak, mealifi ö rine ile dahi sökebilmek için dünyüğ” eziyetini çektim.. yarım günüm HAŞ du. gn Eski harfleri ekseriyetimiz — iyi #O yazıyorduk. Bunda «Rehberi sübyahi, dındaki, eski zamanın meşhur meşk Ü4 terlerinin tesiri — var mı idi, bÜMÜLE Herhalde, “Tık'amıza, harflerimizin ÖĞE xün ve okunaklı olmasına dikkat ”:,:a- cumdan uzun bir mek! ! ıp ortasir” sı! olan amudun tam besmeleyi k sağdtk İsola yukarıya doğru yürümesine d7 ederdik. 4 Yeni harfler çıktıktan sonra, btf ?*'o,_ dense bu itinayı kaybettik. sallapati " duk. Yazımızda bir ağırlık, bir. DİSİR, sizlik, bir teklifsizlik — görünüyor- B İbir çoklarımız kapital veya majüsküli dEş alkâr dEY karmakarışık o iya ciN& lerinden, sıfatl en soyadları? soyadı olduğunu anlamak pek güç — Aksi gibi, mekteblerden — büsnül (kaliğrafi) dersleri de galiba kaldıfı” İhtimal ki, bu ileri asırda yazı m!*mf,, in makine — ile Y de muvafık ve PS tik değildir. Garb medeniyeti, büyükü re yazılacak mektub, — arize, istida S? şeylerin makine ile yazılmasını ayib "ıı yar. Hattâ eşe dosta bile m: . yü lp gö ilen mektubların kıymet! tur, hat her zaman ve her y , Sonta, resmi müamelelerde, — hAY nar gi ehemmiyet | relim. Bi kine ile yapılarmi ” Okunmaz bir yazı yapıldıkları tATT İüirde muameleyi ne türlü işkâl edeceği İni tasavvur edelim. Sonra, herkes 66 P İyazı makinesi edinemez.. edinse de * İyere ta; Onun için güzel yazıya önem imiz nesil BU zgün ve okunak z ların malümat ile beraber dü h. hattâ gözel yazı ile de mücehhez © gi ldır. Kaligrafi dersini ilk mekte©leti orta , hattâ yeni nesil $ . k mekteblerd? l olun ki bu pek güzel yazı, yazanın di inedir. Meramlarını terviç ten şikâyet edenli yüzde, hiç 'ımm'ıı sa ellisi, bu muvnffakiyetsizliğin î:ıs ”» bi a yazılarının okunamamasir ramalıdırlar, bir Sonra, kâğıdın üstüne dökülen I“”:p yazının verdiği bodii haz da ayrıci T eç yifür. İnsamın yazdıkça — yazacaB! P ve yakışıklı bir kisveye bürünef |rin de değeri artar. Eskiden, devairde şeflerimiz. güzel olanları: — İnci döküyor, mübarek! diy? takdir ederlerdi. ,.o’. Ve hüsnühat sehibi olanları, bö'ie başka tezahürlerinde de itinaktf, Ve ma, temize ve güzele meraklı saytr ) (Devamı 11 inci l:gfff/ bererereeecesereAA LA LAnE LA LARARAALAKAAALA! TAKVİM yi çeti