BAA — tepelerin karlı, — kestane gözlü © kadar yağdı. Bird — kazakcılar g FEE A DD Z DEKNRRAKD, v uğla 4 Ü AT T © zengin bir adı eeti a N C SA R A e C nn İ S” ği yüksek tepeden rili sonsuz beyaz bir halıya benziy Bir yanda ormanları delerek yül ivri başları gö bir yanda yarış yolu yılankavi bir çukur| gibi uzanıyordu. Kızak yarışını idare e- decek olan tecrübeli erkek altın - saçlı, güzel kıza endişeli ı—rıd)şe—ı W anlatıyordu: — Dünya dünya olalı böyle bir yarış görmemiştir. Dün sabahtan gece na ınbire de don başladı. da bir fren yap iz Mis Karen. — Yol buz içinde, iki adı Tede görülmüş — Yapmazsanız ben de sizi yarışa so - kamam. Zaten bu, yalnız birinci sı - Mf kızakcılara ayırdığım halde yarışı büsbütün kapamadığıma pişman olu: rTüm. Haydi diyelim ki: «Beyaz dü: bir mucize kabilinden frensiz «Kuytuköşe» yi de ineme: lahi bir iki demez on sene evvelki Alman mların dibini boylar, paramparça ol uz. Karenle, genç cesur frenci ve onun yanıncaki delikanlı —hiç aldırmadılar. Fakat ayni kızağa bine- — cek üçüncü delikanlı onların bu soğuk - k enerek baktı ve boğa - el tıkıyor sandı. (O zaten bu işe istemiye istemiye gir - * mişti, On beş gün önce bir dansda Kareni © görmüş, güzelliğine hayran — olmuş, pek kızı olduğu içi diye ona sokul « arkadaşı | mak istemişti. Tesadüf bu.. birkaç gün evvel de bir ' ziyafelte yanyana düşmüşlerdi, genç kız| Ona: — Mösyö David, demişti, — geçen sene C(P) deki kızak yarışına — girdiğiniz! söylüyorlar. Doğru se bu sefer de be - nimle geliniz. Takımdan biri hastalan - di, onun yerini alırsınız olmaz mı? David önce itiraz etti. Geçen yıl Dağ — Otelindeki kız arkadaşları onu kandırıp | — yarışa sokmuşlardı. Az kalsın «Kuytu «| köşe» ye İnerlerken kaldırıp — kendisini| — Gene lügat paralamağa ba: Yarıdan aşağısını bilem çaktım (: ği rab olayım. Ve lâ- kin, anladığım şu ki ben kendim, gördüğüm — işi farkında lim. Meğer çok büyük — marifet göstermişim ya - hu! deği » “—de bu cevher varken, başına konan dev-| et kuşunu sakın de kaçırma. 'Torik, düşünceli bir tavır aldı. — Doğrusun bey babacığım amma, dedi, bu bir defa olur. Bir daha sefere - hayvan beni haklar. — İfakat Hanım, öteden bağırdı: — Allah saklasın! 'Torik sözüne devam etti: — İyisi mi? Bir biçimine getirip bu-| — rarlan usulcacık kirişi kırmak, cebdeki papelleri emniyetli bir yerde rahat ra- — hat yemek bence akla da, iz'ana da da- ha muvafık düşer. — — Tabil. Lâkin bini, iki bin, beş bin, on bin yapmak fena mı? 'Torik babalığına kızdı. — Öyle yal Can benim. Çıkarsa siz - lere birşey yok. Paracıklarıma kavu - Oğur, safanıza bakarsınız. Kolay ise, —şen çıksana bakayım azılı boğanın önü- c ne! © Gurabi Efendi ayni soğukkanlılıkla Mmukabelede bulundu: işim bit yetmiş, işim bit- reşmek, körpe piliç bile haklıyamam. Bu lâkırdı Torikle Takvoru kahkaha “lle güldürdü. İfakat Hanım, Allahtan, biraz evvel tırılan kavga yeniden a- ksa Ne ise. Haftaya çok vakit —var. İgüldüler. David de teklifi kabule mec - bu sözlere |" “Son Posta,, gn Hikâyesi SUNMUNANM AM DN KUYTU KÖŞE SAA KA İmgilizceden çeviren buzların üstüne firl . Büyük bir buhran geçirm | Karenle irenci arkadaşı bu mazoroete | bur kaldı. Maamafih, onun bu tehlikeyi almasına bir sebeb daha vardı: Yarışa girmeği kabul ederse öteki iki ! o da Karenlerin dağ yama- de misafir kalacak ve tam den ayrılmamış olacaktı. Bu bir hafta içinde David «Peki» dedi- ğine belki bin kere pişman olmuş, için - den en son dakikada bir mani çıkmasını i. Bu tereddüd içinde yarış günü gelip çatmıştı. Ve işte ne Karen ne de ö- bür iki delikanlı direktöi tehlike işa - retine kulak bile asmıyorlardı. — David Karehin bu ta göze hayd sesi içini tati na biraktı. Aralarına katıldı. * ış epeydir başlamıştı. Telefon ku- |i lübesinden &pikerin sesi duyuluyordu — Dört hu zak «Beyaz düz - lük» € yakl erinden buz duvarına ye asılmış gibi göründü. Kızak ti. n ar- dular. Tehlike ânı geçmişti. Herkes geniş | bir nefes aldı. Bunu beşinci kızak takib etti. kızağı itti rine atladı. Frenci etmedi. Z. Sonra koşup en arkadaki ye -|lanları gö Beyaz bir yılan gibi yola daldılar. Sıra altıncı vid bül hazırlıkları b son dakikada çıkıvereocek n le bekliyordu. Karenin se: ona bütün tereddüdleri unutturdu. Gelmiyor musun David? | — Şimdi... Şimdi... | * | Direktör yarışın en tehlikeli olan <Kuytuköşe» nin başladığı durmuş. kızakları heyecanla yordu. Altıncı kızak köşeyi dönmüş ge Si noktası tepede lim. Sinyor! — Efendi! — Bizim arkadaş- lart bu gece burada misafir edebilir mi- — Ev senin! Sen ne iste, onu yap. — Yatak var mı? Tahtalar te - miz. Ben hergün süpür. — Ulan! Kuru tahtada mi yatıra - caksın bizi? — Ne zarar, e - fendi? Vallah bana inan: Tahta üstün - de yatmak, toprak altında yatmaktan daha iyi! — O da doğru. Sen büyük filozof i- mişsin.. Bravo! —37 — Torik Necminin de, arkadaşla: da bu ufacık evde rahatları pek yi da idi. Bol olan paraları sayesinde, can- ları nc çekiyorsa alıp, yiyip içiyorlar- dı, Millt Mücahede esnasındaki rakı ya- soğı zamanında Torik çalkama rakı yapmasını öğrenmişti. Aktardan ana - son, bakkaldari da ispirto aldırdı, ikisi-| |ni birbirine katarak mükemmel| bir ra- |kı vücude getirdi. Her akşam, çilingir sofrasını kurup başına geçiyor, gıda- sını alıyordu, | Yalnız, arada bir, hafta sonunun -Biz şimdi rahatımıza, zevkimize baka- yaklaştığını tahatlür etlikçe yüzü bu - Hem telefon kulübesine yecan dalgası gibi sardı. Korkuyu bir ya-| ** ardı. Dört numaralı kızak yıldırım | d Uzaktaki beyaz | c dı. Tepede bir sani- | r uzanan İne o, buzlara şer gelmişti. Da- | geçen yıl gibi gittikçe kabaran bir heye- i halde hâlâ (can halini âlıyordu. Mukavemet edebil - di dört göz- | mek için k son bir defa | tutun, sıkı tutun, sı! takib edi- İ rünmez oldu - |dilse.. Y: — SON POSTA , W K 5 Neyyir — aai liyordu. Arkasında ayakta bekliyen bir adama: — Buraya bak Tony, dedi Mis Kare - & yeni fren taktın değil mi? eski freni bozuk değildi ki.. ngi kızağa baktın sen? olacak. Geçen ay aldığına... ği var mı onun? | — Hay Allah belânı versin, ben sana © kızağa mi bak dedimdi, Direktör deli gibi yerinden — fırladı. koşuyor, hem | Yedi numarayı durdu - run, durdurun yedi numarayı! Kulübenin penceresinden başını uza- tan erkek cevab verdi: — Yedi numara yollandı bile... * bağırıyordu ları ve gerideki önünE ğine â İlk d h maşti ki bu 4 ye çıkan hırıltiyi) a yerle tomas dönü Burada Karen: nef ordu. — Fren! tık yalnız miğferlerinin üstü seçiliyordu. | keskin gıcırtıs Sonra birdenbire inip düzlükte kaybol - pük z bulutunu göz ucile şöyle bir hızların « belirsizdi ki fark bile | en artık etrafında o - le değildi. İçinde ge- vermek durmadar arta arzusu tıpkı ndi kensine bir düziye <sıkı ı tutun!» diye söyle- niyordu. Bu sırada Karer e ba, Önce bir ga lan bir demir & — Fren . arkasından da kırı -| Si geldi. Ve gicirti bir - denbire kesildi. Beyaz buz tozu da gö - Kızağın — hizi eksileceğine (Devamı 13 acü sayfada) — | SON POSTANIN EDEBİ POMANI Aydın Vilâyeti dai 1 — Eksiltmeye konulan iş Aydın ilinin k keşif bo dir. e ve evrak şun f usulile eksiltme rojesi. yandırlık işleri genel şartn 'Nnİ şartname, Keşif metraj cetvelleri Resimler, İstiyenler bu evrakı Aydın Nafıa M Eksiltme 8/12/938 Perşembe günü yapılacaktır. Eksiltme kapalı zarf usulile yapıla Eksiltmeye girebilmek için istekiil mesi ve Aydın vilâyetinden bu İş termesi yaptığı en büyük 'şin bede! hidin bizzat diplamalı mühendis ve müştereken teklif yapması ve muk Teklif mektubları yukarıda üçüncü kadar nafıa dairesine getirilerek ek kabilinde verilecektir. Posta ile gö maddede yazılı saate kadar gelmiş iyice kapatılmış olması lâzımdır. Pe dn mi encümenindel Çine kazasında ilk mektep inşaatı 27910 lardı namesi üğünde görebilirler. 383t 15 de vilâyet dalmi encümeninde caktır eria 2068 liralık muvakkat teminat ver- için alınmış müteahhidlik vesikası gö$ 500 Uradan aşağı olmaması müteti- ya bunlardan birisile etmesi lâzımdır. yazılı satten bir saat evvelin? siltme komisyonu reisliğine makbuz mü- mektubların nihayet öçüntü ya mimar aveleyi birlikte maddede ası olması ve diş zarflın mühür mumu il€ stada olacak gecikmeler kabul edilmez: (8488) ile SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM Her yen>ktaa sonza muntazaman dişlerinizi - fırçalayınız. — lDevIel De.niryolları ve limanları işletmesi Umum idaresi ılanlarıı Bulundukları mahal senelik muhammen icar karşılığı ve teminat ada yazılı gayri menkuller 1/1/939 ta rı olmi yhubkllü sonunda yapılacaktır. Şartnameler (D642) Bulundu, kânı Ye Sirkeci Sirkeci i Bakırköy şilköyde büte ve bahçe onu içinde kübik baraka syonu içinde kübik baraka 16M2 baraka kübik ruşüyor, neş'esi kaçıyorc .. O zaman, gönlünden olmıyacak ter onniler ge - çiyordu: Kızıllar ansızın buralara bas-| y kın verseler.. Boğa güreş *ri yasak e - hud ki kendisir * tahsis edi - len boğa e ölüvrse, pek haz- zedecekli Belediye reisi, yanında şehrin eşra - fından bir iki kişile ziyaretine gelmiş, bir arzusu olup olmadığını sormuş, is- tirahalile alâkadar olmuş ve bir sürü de iltifatta bulunmuştu. Lâf arasında, bu seferki ikramiye - nin, güreşin ehemrmniyeti fevkalâdesi - ne binaen, on bin değil, elli bin peçeta olacağını söyleyince, "Toriğin gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Yahudi Moiz - Şa- lam da bir iki defa görünmüş, ©o da halkın — ağzından topladığı malümatı getirmişti. Bu riva- yetlere göre, bi şehir ahalisi güreş gününü — delicesine dür — sabırsızlıkla beklemekte idi. Da- ha şimdiden müte- addid çelenkler ha- zırlanmış, — paralar toplanarak — ayrıca bediyeler tertib ©- Tunmuştu, Sade, havadislerin bir ta- nesi Toriğin hoşuna gitmemişti: Halk a- rasında bahis tutu- şanlar oluyordu. Kimi boğanın, kimi de Toriğin galib geleceğini iddia edi - ortaya mühim paralar konuyor - ece haftanın sonu geldi, Cumartesi oldu. Topal bekçi, Toriği cizane bir nasihat verdi: | — Bu gece sen rakı içme, Erken yat. Ben sana masaj yap. Süt içir.. Sabah | sabah da kahve ver çok sert. Torık ğızı ! ederek kovdu: — Ulan! Kutban mı hazırlıyorsun? Defol buradan!, Ve hulüsü niyetle verilen öğüdün hi- çok asabi idi. Zavallı adamca- | mikdarlari ribinden itibaren birer sene müddetle V€ üzere pazarlıkla kiraya verilecektir. Pazarlık 14/XTI/1938 Çar - 30 da Sirkecide 9 ışletme binasında arttırma — ve eksillme parasız olarak komisyondan verilmek- Senelik muhammen kira karşılığı L. L. Teminat 30315 Er. 3.375 765 3.450 9458 9458 3.600 9021 225 » » 20 L €00,5 L, 630,5 L. 240 L. Sabahleyin gözlerini açtığı vakit bü” şı kurşun ağırlığında, beyni zonklü * yordu. Ağzının içi çiriş çanağı gibi idi- Dili â yapışıyordu. Bunlarâ terih, sinirleri - İS€ yatışmış bulunuyordu. — Kalktı, yavAf yavaş giyindi. Bir berber getirtip trtf oldu. <«Açılırım!» diye iki tek kony' çekti. Bu esnada, nazarları, al kadifedefle dar, uzun bir mahfazaya ilişti, Hizmi eden bekçiye sordu! — Bu ne, be? ö — Belediye reisi akşam sen yat, $0" ra getir.. Sana hediye.. — Aç da, görelim ne imiş? Bekçinin açtığı mahfazadan, altmiüi allmış beş santim boyunda, pırtl P parlıyan çelikten bir meç çıktı. siyah demir üzerine altın kakmalı Torik bunu eline aldı, baktı.. — Ne olacak bu meret? — Sen bu ile öküz öldür.. Bu, ispa' yolca der e lanmasını bilmet' idi. ki. — Yanma a!'ay' Sen büyük toreadoft nasıl bilme spada kullan? a — Anam avradım olsun ki. bü Vaf ma kadar elime bilem almış değilim” Sâyle sathi bir muayeneden Sonra. lâve etti Hem bu. bük ki! Bunu bir çifte kuli iyor da. Bir İf0 vereceğine, hetediy? a klı saldırm? efendi! Bu halis çelik Çok güzel bu. Baki bükül n — Hay Kapının n olsun! v a akat Hanım &€ : 45 Ja ndü. Bu, her zamanki acar, C“d“'m İfakat Hanım değildi. Simasında d€f | bir ızlırab ve endişe ile karışık ŞE okunuyordu. Onun da bütün gece VXi madığı, göz kapaklarının şişkinliğini Tâfına o geco, bilâkis kocaman bir şişe devirip sızdı. belli idi. b (Arkanı vef)