12 İkinciteşrin *Son Posta» nn macera romanı: SON POSTA 3 rk kadın casusu Yazan: Ziya Şakir İlk müşkülât ve tereddüd Evve'ki günkü ve dünkü kısmların hülâsası Romanın kahramanı Melek Hanım asil İP aile kadınıdır. Kocası Çanakkalede Hehid edilmiş, babası da ortak olduğu bir | $cnebinin dolandırıcılığına uğrıyarak if- etmiş ve felce uğramıştır. Bu yüzden Melek Hanım o zaman Osmanlı devleti İle harb halinde bulunan bir ecnebi dev- € karşı büyük bir kin ve intikam hissi Uymaktadır. Nihayet günlerce düşünüp Tatındıktan sonra mücadeleye karar veri> Vor, Enver Paşaya gidiyor, düşünerlerini Sülatıyor, Enver Paşa da onu uzun boylu #otgudan geçirdikten sonra yarerini ça- Tiyor, kendişini (K...) beye gönderiyor. 'tlek Hanım bir paravanın arkasında ekliyor, Nihayet <K..> bey kendisini | Bağırtayor. ! Uzun boylu konuşuyor ve adresini ala-| Tük ü kendisine haber gönderece, Doktot: «Benimle dalma bir hazta gibi temas edeceksin> 'dedi. tuluştururken, o kadar İnce ve nazik|dim. Çünkü, doktord Brtar “aerülanilerDar Tösrüdeği Ağbi bir tavır almıştı ki... |rmata nazaran, nasıl bir hâdise karşı- Fenidirine talimat Getiliğer İKeae Hiştani * İsında kalırsam kalayım; son hadde kar Kalbira, ümid ile geldim, Yatağının içinde hareketsiz bir halde an babamı dolaştıkt sonra, odama çekildim. Bütün z Oktora gidiyor. Doktor da kendisini v - u bir halde eve| dar, bunu giz bi ttun dinliyor. Melek Hanam beş K 'diğini, Avrupada uzun milddet yaşa- 1 söylüyor. n n emin bir vasıta ile doktora V€ (dad) şifresile bir haber gündere! fer i başıma toplayıp düşünerek, | &G (Roman devam ediyor) hareket plânımı tanzime giriştim. e Bave Yakat b İni tanala Goi İkinci müşkülât. ekser gece b K k_”f';' TERERTA t Beyağlunda geceliyecektim. — Birçok asit gol y m bu işin — birço e Anrladım, kızım.. yorulma... Bunu k*"“kîan maksadım, şu... İcab eder- | güçlükleri ola L İp İXk;'Iuk“m' BL' "f";"îa' t ğ 1 irebilir | İlkr n meri l avüzlere ve sarkmtılıkla- — T mimimümile ni e cadayen Bi Kiralettik - b İ acaktım... Bunların ufak tef kuvvet buluyordum. Fakat baza: h çamur gibi insana musallı — Mükemmel... — Hangi Hisanı iyi bilirsin?.. — Pransızca, ingilizce, almanca ve b:*'n'y'uîcayı ana İisanımdan — farksız * Sürette söylerim. ,_.ş Âda., çok âlâ... Acaba hangi d riçte değiştirmek, çarşalımı başka bir elbise ve şapka giymek m kün değildi. Halkın taassubu şu tarafa dursun, resmi zabıla memurları - bile bunun farkına varsalar, derhal şübhe Üzerine beni tevkif ederlerdi. İstihba- .duyuymdum. rala mensub olduğum - n T- (Arkası var) N kadınlarını iyi taklid ede Sih?, | — İspo ğım için. ken-| Ü'mı spanyada çok kaldığım için. ken: bir İspanyol kadınından farksız| Tehilirim. K Bu, hepsinden âlâ... İcab ederse, & Zi geceleri Beyoğlunda — geçirebilir- &, değil mi?.. b.—.î; Hasta pederime, dadım çok iyi b ar. Benim için bütün gecelerimi bi- Beyağ'unda ve başka yerlerde 2e- ğf:_"mo hiçbir .mâni yoktur, — doktor Bözte, h»_ Şu halde, iyi dinle kızım. Şimdi hs_'; Vazifeni tebliğ edeceğim... Sana ıu;_;c kadım ismi verece: Bevo "ı' Vfıışıyıın bu kadımların casus'rı h“'nık*r:vıı bilivoruz. Ancak şu var k h_“:ı'; hakkında resmf bir. muamele ede, ilmek için maddf birer deli! elde & .;i'zl.vn'-uı Ba kadınları, - maharetle tin, gğtceksin. Muhitlerine - girecek- ter €ab ederse, bol para sarfetme! ğ" yeekinmiyeteksin. Alacağın netice- Bildireceksin. — Size mi, doktor bey. ıhî E“_"L bana... Benimle, daima bir| A gibi temas edeceksin. * İ!dx: ife, hoşuma gitmem Ben, bu tek Püyük bir muvaffakiyet göstere- "'lv'; Tüuhtelif gayeler etrafında tonla- hislerimi tatmin etmek istiyor- h(.m Halbuki bana gösterilen iş, adi TMuhbirlikten ibaretti. akat: geçirmekte olduğum — madd: »:'ünwl buhran, bu vazifeyi reddet- “b;-:k'nü“id değildi. Sonra.. ilk defa Tei bana böyle küçük bir iş verik Nizgi' PİF tecrübeden ibaret te olabi- 08*"1- Yalnız bir şey memnun etmişti. Mi İStihbarat Idaresile temas aa,n' bir doktor muayenehanesi ol 'inll idi, Burava, hiç kimsenin şübhe g_mfel seden devam edebilecektim İ Fa.. © babacan, zeki ve anlayışlı o- Bodükmm da, carçbuk sevmiştim. Tapç kapıdan çıkacağım sırada: erpa a bit, birçok masraflar ihtiy m"lw.n!ı. Lözim olur. Hele 1 almız. İye, elime oldukça dolgun bir zarf iemnee öi ae ) r e- şimdilik dan aldığım — tali- iyecektim. Ancak, hayat? bir mesele karşısında kalırsam, o za- kadar kendimde |x t olan cı - * belölhi, sözden anlamaz, tehdidden ılmaz heriflerden içimde bir ürküntü * Son Posta,, nın D Bunlar Mısırın Hindistan yolu üzerinde işgal ettiği mühim vaziyeti 0 zaman an- ladılar, Fransa Süveyş berzabı üzerinde faik bir nüfuz ihraz ederse bu yüzden İngiliz ticaretinin düşeceği tehlikeyi tak- dir ettikleri İngilterenin elini çabuk tutarak Fransanın Mısır politikasında ©-| na takaddüm etmesi elzem olduğuna hükmeylediler. Onların fikirlerince, Lon- dca kabinesi Mısır beylerile derhal doğ- rudan doğruya itilâflar akdetmeli ve son- ra bunları İstanbul bükümetine ta: “k ettirmeli idi. | 1773 de, Kizildeniz havzasında icra et- tiği bir seyahat osnasında James Bruce İngiliz - Hindistan memurlarının dikka- Uni, ilk defa olarak, Süveyş kanalının açılması yüzünden Büyük - Britanyanın edeceği istifadeye celbetti. Bü babda Ab- su-Dahab bey ile akdettiği muvakkat iti-| 1âf 'T mart 1779 de Ali bey ile Bingüle va- lisi Warren Hasting'in mümessili Johnes Shaw arasında imzalanan hakiki bir mu- &hedename ile teyid ve tevsi olundu. İngilizler bu itilâfname ile Süveyşte Hin- distan emtlasından alınan gümrük Tes- minin indirilmesini, İngiltereye ihraç e- dilen Misır mahsulâtının resimden mua- i ve Tör (yani Süveyş) ile Kahire ında vukubulan ticari münakaleler- &r de kolaylık ve garanti temin ediyorlardı. Hindistan kumpanyasının ajanı olan İn- giliz Gearge Baldwin Kızıldenizde İngi- liz - Hindistan ticaretinin cereyanına ne- *İzaret için Mısıra yerleşti. O andan itiba- ren, Mısırda Britanya nüfuzunun şampi- yonu ve bizim açıktan açığa düşmanımız oldu. Fakat Londra hükümeti ile Hindistan ipanyası — Bruce'ün, 'in ve Baldwin'in fikirlerini kabul-| den henüz uzak bulunuyordu. Büyük Bri- tanyanın İstanbul sefiri Sir Ainslie de bu fikirlerden memnun değiidi, Sefir, Ba- billinin ve Mekke şerifinin muhalefe- tinden — korkuyordu. Türkiye ŞARKA AİD KAYNAKL Yazanı İvANPİSMEN - Twrcime edeni Amerika harbindenberi İngilterenin şark politikasında husule gelen Vbüyük değişiklik Sayfa 13 siyasi tefrikası: 8 ARI. Cehut Yalçın Ffükeyın sultanının fermanları ve Lonârenin kat'i enirleri İngiliz kaptanlarına Cidde ile Süveyş arasında Kızildeniz yolile tica- rette bulunmayı kat'i surette menettiler, Bu devirde, Osmanlı imparatorluğu tam inhitat halinde idi. Rusyaya karşı giriş- miş * olduğu son- harb (1768-1774) — ve Emir Daher tle Ali beyin isyanları artık son dakikalarının yakın olduğunu gö iydi. Türkiyenin Rusya ile Avus- rasında yakında pay! şılması iliti- mali karşısında Fransa lâkayıi kal maz- dı. Derhal Türkiyenin imdadına koşmağa yahud, bilâkis, parçalanmasına — iştirak eğe mecburdu. Bü ikinci şıkta, M e Suriye Fransanın hissesine düş |gibi görünüyordu. Bunün içindir ki Ba- ron-de Tott 1774 de Levantta onsolos- luklarımızı teftişe memur edildiği zaman, ona Mısırı fethetmenin yahud Suriye sa- hillerinde yerleşme kuvveti çarclerini tedkik vazifesi de tevdi olundu. Baron de Tott bu seyahatten avdetinâe Berut Hmanının mufassal bir plâmıni getirdiği gibi Girid adası bir harekât üssü olarak kullanılmak şartile İske ih iyeye asker n imkânı hakkındaki kanaatini de bildirdi. Fakat Amerika harbi bir müddet için bizim dikkatimizi başka ta- rafa çevirdi. Versay muahedesi akdedilir edilmez (20 kğnunüsani 1783), Mareşal de tries, Colbert tarafından düşünülmüş 0- lan an'an plânı tekrar ele aldı. Maa- mafih, Babıâğlinin muvafakatını almak- tan vazgeçerek, sultana haber vermeden, evvel, Mısır beylerile doğrudan doğruya müzakereye girişmeğe karar verdi. İs- tanbuldaki sefirimiz — Choiseul-Gouffier, tarafından Kahireye gönderilm olan Truguet beylerile 10 kânun 1785 muahedenamesini imzaya müvaffak ol. du. Bu müuahedename 1775 de Warren Hasting tarafından clde edilmiş olan ko- laylıkları ve menfaatleri bize de temin ediyordu. Maamafih İngi'tterenin husu- meti ve entrikaları, sultanın ademi mu- vafakatini, Hindistan kumpanyamızın |- tirazları, Versay satayının tereddüd ve taallülleri neticesinde bu itilâf hiçbir za« Mün tatbik olunmamıştır. * Bu sırada, Amerika harbindenberi, gilterenin şark politikasında bi değişiklik husule gelmişti. Filhakika, muhtelif vak'alar Londra hükümetine anavatan ile Hindistandaki arazileri ara- sında seri ( lar tesis etmenir kat'i lüzumunu isbat etmişlerdi. Zaten bu yeni bir mesele değildi. Daha on altıncı asırdanberi Hürmüzdeki Por- tekizlerin dikkatini celbeylemişti. Biz de Mezopotamyadaki ve İrandaki dini mis- yönerlerimiz - vasıtasile bunun - halli ça« relerini aramıştık. İngilizlere gelince, bi- zimle Hindistanda çıkan Ülk münazaalar zamanında onlar da bu meseleyi tedkik eylemişlerdi. Fakat islâmiyet — taassubu Kızildenizin bir kısmını Avrupalılara ka- palı tuttuğu için, Britanyanın gayretleri bilhassa Basra körfezine matuf olmuştu. Hindistan kumpanyasına mensub iki za- bit, yüzbaşı Plaisted ile Eliot, 1750 de, Basra ile Haleb arasında «büyük ve kü. gük çöls. tarikile iki muhtelif yol takib etinişlerdi. Avdetlerinde, muntazam bir kuryeler servisi ihdasını tavsiye ediyör- Tardı. Bu sıralarda, 1775 tarihinde, War- rTen Hasting ile beyler arasında imzala- nan müahedename İngilizlere mektub- larının ve mallarımın Misir toprakların- dâan serbestçe geçmesine müsaade etmek Büretile meseleyi hâlletmiş gibi görünü- yordüu. Fakat müuahedenamenin tatbik &- dilmemesi, çok geçmeden, İngiltere ile Hindistan arasında irtibat meselesinin tekrar tedkikine başlanmasını icab etti. Sir Eyles Yrwin, 1780 ile 1781 arasında, Kızıldeniz ve Bâsra körfezi yollarını dö. laştı. Seyahatinin sonunda, Kızılden'z yolunun Üstünlüğüne karar verdi. Ve, bilhassa, Süveyşe tercih ettiği Kosseir llmanının muhassenatı hakkında ısrarda bulundu. 1784 de, miralay James Cupper de 1778 de Suriye çölünden nasıl geçtiğini anlafan bir eğer neşretti. (Arkası w_r)