Sanayi için L çok fadalı bir lif nebatı: Jüt Jüt kelten ve kendir gibi bir lif nebatıdır. Elyafı birçok işlere lâzım ve yarayışlıdır. Antalyada kuracağımız Jüt fabrikası ile birçok mü- him ihtiyaçlarımız temin edilmiş olacaktır. Yazan: Tarımman Başvekil Celâl Bayarın geçen ayki mühim nutkunu okuyanlar; bu ara bize müjdelenen 'yeni sanayı — programının belli başlı işleri arasında, bir de (Jüt fab- rikası) nin kurulması kararı olduğunu hatırlıyacaklardır Gazetelerin bir iki satırla geçiştird © küçücük kaydı, sanıyorum ki, bi: çokları da sadece okuyup geçmişlerdir. Değerli üğümi 1 bize haber verme- k bulduğu bu teşebbüs, herhalde ik tısa mühimsenmiyecek bir hâdise olamazdı. Fakat onu bu şekilde kabul edenler de, gazetelerde kendilerini tatmin edecek tafsilât bulamamıştılar. Çok kimse de: Jüt nedir? Fal 1 niçin kuruluyor? Bu, pek mi lüzu! dir? gibi bir İhamlar kivrılıp kalmıştı. Bu 1 am düşürünce okuyucularımı jüt - azıcık ol tun etmeyi yersiz ve faydasız bulmadım. ye lây yatımız - tenv * Önce şunu kaydedeliri ki: Jüt, keten ve kendir gibi bir lif nebatıdır ve onu yoryüzünde kıymet en de bu elya- fının birçok lâzım ve yarayışlı ol- masıdır. En çok Hind a yetiştirilen nebatı, fen dilinde (Corchorus) adını ta- gır. Daha doğrusu jüt, Hindistanda yeti- gen (Corehorus) lerin bir nevidir. Ana yatamı diyebileceğimiz Hindistanın muh- telif sahalarından sonra yayıldığı yerler, gırasile Çin, Japonya, Avustralya ve da- ha olmak üzer de Brezilya ve Şimali Amerikadır. Bu dağılışına bakınca, ji- tün epeyce sıcak ve o nisbette de bol ya- doşlı yerlerin bir nebatı olduğu kolayca kestirilebilir. Jüt, bu esaslı iklim husu- siyetinden uzaklaştıkça kemmiyet ve keyfiyetçe verimini aşağılayarak niha- yet yetişemez olduğu için, ziraatini be- nimsemek istiyenler işe girişmeden ev- vel, kendi iklimlerinin buna ne dereceye kadar müs&id olduğunu uzun uzun araş- tırırlar. Bizde de jüt ziraatinin yapılıp yapıla- mıiyacağı düşünüldüğü gün, böyle bir a- raştırmaya girişilmiş ve yurdun Antal-| ya, Adana gibi sıcak ve ratıb sahalarında birçok tecrübeler yapılmıştır. Bu tecri belere göre jüt nebatının memleketimitin Tüt zi |hassa Almanya jüt sanayünde ileri gelir. | Eldeki bir istatistik muhtelif memle- |ketlerin jüt sanaylinde harcanan lif mik- darını şöyle göstermektedir: |Almanya İBritanya Amerika Fransa 590.608 İtalya 277.106 İspanya 228110 Belçika 261.216 Holanda 11288 » Görülüyor ki, dünyanın jüt sarfiyatı |bizim için dikkatle tedkik edilecek bir görünüştedir. Gerçi yurdumuzda keten ve kendir yetişmekte Ise de İktisadi ba- her ikisinin değer ve yeri tama- |men ayrı Kendir, bugün 30 kuruşken jüt 11 kuruştur ve birinin kullanılacağı yerlere ötekini kullanmak zaten olmuya- cak şeydir. | Hâsılı jüt meselesi dünya çapında ol- duğu gibi bizim için de bir mesele olmuş- tur. Ve hükümet bunu pek iyi takdir et- tiğinden, son defaki progr: da bir de (Jüt fabrikası) kurmak kararı- üştur. Bu isabetli kararla hem atimiz yeni bir iş va geçim sahasına hem de avuç dolusu parammı- ken bir meta memleket içinde stiştirilmiş ve işlenmiş olacaktır (Arkası gelecek yazıda) Tarımman 1051000 620.174 kımdı İkavı | 16 yaşındaki katilin muhake- mesine devam edildi | , bir gece Valide | hanı Şükrü isminde bir adamı kat- | leden nunun 448 inci madde: ceza mahkemesine verilmiştir. | Müuhakemesine dün başlanan suçlu, mahkemede yapılan sorgusunda da Müddelumumilikteki ifadesini tekrar- lamış ve: — Beni, iş bulmak vadile kandıra- |rak, evine gölürmüştü. Sonra tecavüz |etmek istedi, kendimi müdafaa için, bu suçu işledim, demiştir. Mabkemede şahid olarak dinleni - |len Süleyman da, şunları söylemiştir: | *«— Bir gece yarısı.. Ben, yatmıştım. Birdenbire bir gürültü ile yataktan ine göre, Ağır- | 1313369 Balya (X 180 Kg.) na Antalya-| kanu-| bir kısım yerlerinde yetiştirilmesi, ken.-| fırladım. Neye uğradığımızı anlıya - miyet ve keyfiyetçe do yetecek deremdt'mnd:m Zelzele oluyor sandım. Sonra, verim elde edilmesi imkân dahilindedir. | odabaşı Mustafa koşarak ge'di, bu sı - Antalyanın elverişli bir jüt kanaatine — varti- Hassatan mıntakası olabileceği mıştır. Jütün memleketimiz topraklarında ye- tişebileceğini öğrenmek, bizim. için çok | sevindiricidir. Çünkü jüt elyafının ma- mulâtına olan ihtiyacımız gün geçtikçe genişlemektedir. Çuval, kanaviçe, tehz ve buna mümasil jüt dokumaları, zırai mahsullerimize anbalaj vasıtası olduğu kadar, yarınki harbler için de kum tor- baları yapılmak üzere o nisbette lüzumlu bir metadırlar. Ev eşyalarında, vagon ör- tülerinde ve akla gelmedik ne yerlerde hep jüt kullanılmaktadır. Kaldı ki, ziraat ve ticaretimizin pek © kadar ileri ol! dığı gerideki yıllar zarlında dahi, jüt do- kumaları için dışarıya verdiğimiz para, bizi bunun ziraat ve sanayiini dahilde kurmaya teşvik edecek bir durumdadır. Her memlekette önceleri mühimsen- miyen jüt, sonra - sonra üzerinde dikkat- le durulmaya değer bir mevzu olmuştur. Bugün dünyada en çok istihsal edilen Hf nebatı, jüttür. Son bir istatistik bunun 12 milyon 200 bin balya (X 180 Kg.) ol- duğunu gösteriyor. Her ne kadar bu ts- tihsalin Şo 90 ini Hindistan vermek sure- tile, yetişme inhisarını gene elinde bu- Junduruyorsa da bu hal, diğer memleket. leri jüt yetiştirmek, hiç olmazsa sana; ni kurmak teşebbüsünden geri koyma- maıştır. Jütün istihsal fazlalığı gibi sanayiinin fazlalığı da Hindistandadır: 1930 da Hin- distandaki jüt sanayli bir milyon iğli 53 bin tezgâhs baliğdi. Oradan sonra bil- ün odasından bir: i, işitildi. Şükrünün Bu adam, fena rada Şükrü |ahlâkta, bir insandı. Şahidlerin celbi için duruşma talik edilmiştir. Halkevinde Bartın gecesi Şehremini Halkevinden: 18/10/1038 cu - martesi gecesi saat 20 de Bvimiz zalonunda Bartın gecesi yapılacaktır. Gelmek istiyen- lerin kalabalığa müni olmak için davetiye- lerini şimdiden Ev Sekreterilğinden aldır - maları, Otomobil otobüs çarpışması Boför Kenanın idaresindeki 3402 numü- ralı Kurtuluş - Beyamd otobüsile şoför Os- man tarafladan kullanılan 4787 numaralı otomobil arasında Divanyolunda bir çar - pişma olmuş, arabalşrın muhtelif yerleri hasara uğramıştır. Nüfusça zaylat olma - mıştır. Bir tramvayla otobüs çarpıştı Vatman Ahmedin idaresindeki 811 numa- rah tramvay arabası Bankalar caddesinden geçerken şoför Osman tarafından idare edi- len 9420 numaralı — otobüsle çarpışmıştır. 'Tramvaydaki yolculardan 40 yaşında Ma- dam Heraklin, başından bafifce yaralan » maştir. Hâdiseye sebebiyet veren vatman yakalanmış ve tahkikata başlanmıştır. Bir döviz kaçakçısı yakalandı Evrelki gün İlmanımızdan marotlarından Kosta adında birisi, İstan - buldan Köğtenceye götürmek Üüzpre aldığı 6000 ley kadar bir parayı vapura sokarken gümrük muhafaza —memurları tarafından yakalanmıştır. Kamarot Kosta asliye beşin- el çeta mahkemesine verilmiş ve paralar 1s- tirdad olunmuştuar. € Köstenceye | |hareket etmekte olan Romanya vapuru ka- iki maslektaştır g. Bir Iâboratuarda çalışarak terkibi aramakla meşguldürler. Birkaç tecrübe daha yaparlı sun'i petrol sa, muvaffakiyetli bir netice elde edeceklerine kanidirler. Bekârdirlar, Ayni yerde yatıp kalkarlar, İkisi- nin de ayrı ayrı odaları vardır. Roland, bir pazar günü öğleden sonra, bahçede çiçeklerle uğraşırken çakı ile par- mağını kesti. Bu sırada, Oliver dışarı çıkmağa hazırlanıyordu. Evden ayrılırken! 2 — Bu gece gelmiyeceğim, Bir arkadaşta Kkâlacağım, dedi. Roland: «Ben büradayım,.akşama yemek var m17> diye Bordu. Oliver de «Evet yvar, balık konservesi var.» dedi. 3 — Mütealıb pasartasi günü wor- tor Ekot, muayene odasına — girer gir- mez telefon çaldı. Oliyer telefon — edi- yordu. Kendisine: — KLütfen laboratnara kadar gelir misiniz?. diye rica ediyordu. 5 — Müfettiş, doktorun izahatı neti- cesinde meselenin tabil bir. ölümden başka birşey olmadığı meticesine var- makla beraber Oliveri dinlemeği de ih- mal etmedi. Oliver: — Saat $,15 te buradan ayrıldım. Geceyi bir arkadaşımda geçirdim. Bu sabah dönünce, savallıyı ölmüş bul- dum. dedi. x,&ı'.f' M VA ği 6 — Müfettiş Jhborasuarı gösden ge- çirdi, bazı ületler hakkında malümat &- di. Masadaki muhtura Üzerinde gu cüm- leler vardı: «0206 e telefon edilecek, tüb istenecek>... «Rolanda yeni bir mü- wazene lâzım olduğu hatırlatılacak.» Müfettiş bundan #onra Jaborataardan ayrıldı. Roland, bir müddet daba çah$- tiktan sonra yorulduğunu Dod Ö- dasına çekildi, konserveyi açt « e “dine birkaç sandoviç yaptı. 6 — Doktor, Rolandın cesedine, muhteliç yüzüne bakar bakmaz: — Tetanos!. diye mırıldandı. Derhal polise baber verildi. Müfettiş te arkasından Bökün etii. Ona da ölümün tetanostan ileri geldiğini, bunun da, ölünün bir gün ev- vel parmağını kesmiş olması yüzünden — vuku bulması fhtimali olduğunu söyledi 7 — adfüfettiş, doktorun teşhisinden şüphe etmemekle — beraber, herçeyi olduğu gY1 Kabul etmedi. Konserre kutusunu aldı. Polls tahlilhanesine gönderdi. Ve için” de balıktan başka birşey olmadığını tesbit ettirdi. M'iilım'ı ©o gün öğleden sonra raporunu hazırlarken birdenbir” durdu. (Ev doktoru) isimli kitabı açtı ve şu satırları okada: «Striknin ile zehirlenmenin ârazı tıpkı Tetanos ârazına benzer Fethi meyitte karakteristik vasıflar arzetmez.» Müfettiş şapkasını haptığı gibi laboratuvara gitti ve Oliveri dard” ğacına götürecek deliller topladı. Bu deliller ne idi?. Oliveri ipe yollıyan ipucu nedir?.. bakınız. Bulamazsanız lütfen 14, üncü sayfayı çeviriniz. Resimler€