SON POSTA Ağustos 25 Sözün Kısası | || Karpuz kabuğu e Düşünmek kolay değildir — E Talu arpuz kabuğunun, eski sosyal hayatımızda, senede bir, bie mevkii vardı: Denizo girmeğe hevesle« nenler onun, sathı deryada nazlı nazlı yüzdüğünü görmedikçe, su ile temasa cesaret edemezlerdi. Karpuz kabuğunun, eski ev kadınımın kilerinde de meyklii olurdu. Yazın güzel ve kokulu meyvalarını kaynata kaynata tüketip te, artık reçele elverişli bir şey bulamaz oldular mı, ninelerimiz,; raflare da boş duran fazla kavanozları, hakik gi bi karpuz kabuğu reçelile doldururlardı, Karpüz kabuğunun gene sosyal hâyas| tımızda bir başka rölü daha vardı. Ha«, sedti ve entrikacılar, kötü ruhlu muhtes risler onu, mevkiini, mansıbını, refahını, sasdetini istirkap ettikleri kimselerin a« yakları altına koyup, o kimseleri kaydır« mağa, düşürmeğe çalışırlardı. Karpuz kabuğu İstanbul - sahillerinin Alışılmış ziyneti idi. Deniz suyu ile kız- gin güneşten, mübarek tehammür eder, ekşi ekşi kokusile, kilometreler boyunca atay işlerinin son safhası, ya- a ni tescil muamelelerinin ne- ticeleri ve bunlara müteallik dedikodu- lar, son günlermde Paris gazetelerinde ba> zı akisler yaptı. Ankara anlaşmasının Fransa bakımından siyasi ehemmiyetini ve Türk dostluğunun kıymetini takdir e- den Fransa muhitinin umumi tavrı dü- rüst ve hattâ dostanedir. Bununla bera- ber arada falso sesler çıkaranlar da yok değildir. Bu arada «Homme Libre> - Om libr - gazetesi, Hatay meselesinin son vardığı neticelerden bahsederken Erme- niler üzerinde duruyor ve Ermenilerin Fransızlara yaptıkları yardımlardan bah- gettikten sonra bunların himayelerini is- tiyor, Bunu isterken de şu satırları ya- Yrileğ e' lıs: ŞiTÜY DY Cemiyetin içinden gelişi güzel aldığınız yüz kişiden yüzü Halledilmesi icab eden muadeleyi bir çerçeve tçine alarak de düşünmesini bilir, fakat düşünmeden fayda çıkarabilen — bütün teferrüatımı gözden geçirmek ile 0 mesele üzerinde ha- içlerinde ancak birisidir. yale dalmak arasında büyük fark olduğunu unutmıyalım. ——— ——— —— ——— —— SÖZ ARASINDA vereanak e ce seke a renn nnn eena Han Ka LA ARLAERAADAESEN zayor: «Şübhesiz bugünkü Kemalist Türkiye, ©o eski köhne Türkiye değildir. Türkiye Ermeniler hakkında iyi fikirler besledi- ğini birçok vesilelerle izhar etti ve hattâ salâhiyettar gazetelerile onların ırkan Türk olduklarını bile söyledi. Bununla beraber, istikbalde akdedilecek muahe-| Futbolda İstakoz sepeti ee esmalla betgimi eei * Yaralamkalar Hergün bir fıkra — i| Ve kum eleği kimelak, armaz EMÜRN Halz teğsil, değildir.> İçin makine Ne işe yarar? yaz mevsiminin devamını işaret eden iki Romanım beşinci tefrikada bitmiş olur Meşhur bir romancı, evinde bir ro- man yazıyordu. Birdenbire ağlamaya !' başladı. Karısı onun ağladığını gördü: — Neye ağlıyorsun? Meşhur tomancı anlattı: $ — Yazdığım romanda bir genç kız- Ta bir genç erkek sevişiyorlar, Evlen- mek istiyorlar, fakat anneleri, baba- ları vazı değiller. Gerek kız, gerek erkek bu yüzden çok ıztırab çektyor- | lar. İşte buna ağlıyorum. ! — Ağlıyacağına romanındaki anne, babayı bu izdivacı ramı olmuşlar gib göster. genç kızla genç erkek te ev- Belediye, bundan böyle karpuz kabu- ğunun sokaklara, sahillere atılmasını ya« sak etmiş. Bu yasağa riayet edilirse, İs- yetindeyiz ki bu makaleyi yazan ve bil- hassa yazdıran zihniyet, tam — manasile Fransanın o köhne zihniyetidir. Hatayda otuz bin, Halebde de altmış bin Ermeni bulunduğunu hesab ederek, bunların himayelerini Fransanın deruh- te etmesini istemek, Türkleri Ermeni ye- mekten zevk alan bir dev, Fransayı da dünyanın bütün mazlumlarını müdafaa| » eder bir melek zannetmektir! Bu, o mağ-| İngilterede meşhur Charltan klübünün rur ve köhne zihniyettir ki Fransızları | antrenörü, ayuncuları yaralanır yaralan- bundan artık kurtulmuş zannederdik; fa-|maz, resimde gördüğünüz ve ültraviyole Acaba, Belediye bu yasağı hangi endir ge ile koydu? Şimdi, adımlarını rasgele atan, mevki ve ikbaline burnunun dibini göremiyecek kadar mağrur olup ta olun olmaz karpuz kabuğuna basarak tepa taklak yuvarlanacak sersemler pek kal- . Hususile ki böyleleri ekseriya otomobilde gezerler. Şu halde, maksad, olsa olsa, sokaklarımızın ve sahillerimizir; temiz tutulmasından başka bir şey de« ğildir. kat, görüyoruz ki, hiç olmazsa, bir k'sım | gyaları neşreden bir makinenin altına so- | - leniversinler. : Pransız muharririn kafasında bu zihne F D $ Güzel ama, sokak ve sahillerimizi kir. " karak, yaralıları ıztırab idan kur - — O zamam daha fena! yet hâlâ yaşıyor. umık;ıın Pa-cet ei "':'î' İ ı leten sade bu karpuz kabukları mı?, — Romanım beşinci tefrikada bit Elbette değili Lâkm, fnsantardar etdte miş olur. * Eğer o makaleyi yazan muharrirle koe-| İngilterede bir aşk faciası nuşmak imkânı olsaydı ona şunları söy- lerdim: İngilterede, gözü kararmış üşıklardan «— Siz Fransız muharrirleri, ne dün-| biri, çok sevdiği bir genç kızla son defa yanın değiştiğinin farkındasınız, ne de vals oynadıktan sonra, «Evlenelim!.» tek- Fransanın dünyada bir sıyanet meleği|lifine karşı, hayır cevabı ile kargılaşır olmadığını anlarsınız. Türkiye ile istik- | karçılaşmaz tabancasını çekmiş ve za- balde ne gibi muahedeler yapılacağı şim- valh kızı vurduktan sonra, polise gide- dilik belli değildir: fakat, eğer Hatay rek teslim olmuştu > — — meselesinden bahsediyor ve bu muahe- 'varsa bu da onların bilecekleri bit işdir; : ğu gibi, çöplerde de suitalih denilen şey, -Bu adı ifesi golf toplı ı',ı,.vıı'daı'.Bıı:cl:x'ck:ulkımı'lll.ı'.:iz;mılh Jamaktır.sBaçına birkaç defa top yediği| TTPYE babuğuna, isabet otti. için camı yanan ve akıllanan zavallı, re- E. Talu simde gördüğünüz gibi, başma, stakoz KUĞi n yakslımaya mahcas gepetlen bir miğter | » Parti muharrirler a yapmış, eline de kum eleyen elekten bir Hırsızın biri pek sevdiği bir dostunun | kalkan almış, her türlü kaza ve belâdan arasnd u bkı fakrü zaruretla olduğunu görünce, dü-| Londisini mükemmel sürette “algortalar Inda müsahakalar yanamamış, aklından şu adama «bir iyi- mıştır. açıyor inanılmıyacak bir tesadüf lik edeyim» diye geçirmiş ve bu niyetle yen eee A k’l".r“’“d;_ gaara aa | Mcak Ermenilerin arasında o köbne zihr | de bir gece hırsızlığa çıkmış. En mükemmel çocuk LA Ş, 515 Silyat a 'n“"' tarafından himaye edilmesi gartı niyet devam etmemelidir. Ermeniler,| Ertesi günü, o dostu, kendisini bularak nümunesi Partisi halkevlerinin aahneleri için yetişzim Ünet ş HSi ». | Pürkü kendilerine düşman tanımaktan ve | yana yakıla fakrü zarurette olduğu yot- lay, —dedıb;:â:? :;:;ü;;;rhîîx Türkiyeyi Ermenilerin uğraşsbilecekleri | miyormuş gibi, üstelik evine de o gece Hin'fiğâ Gürelile dahi Teti - sürülmelne | — Yarvef Samaktar veğreimelklirle. | hırsız girdiğini “söylemiz- 6 Böyledikce, İi aKd W nümede etiner. Bu münasobetle şunu da — söyliyelim: | hırsızın merakı artmış, çalınan şeylerin <Dünyanın değiştiğinden ba derece ga| Tatayda Türkler, Fransız ” müstemleke-ne olduğunu gormuş, Ve #onunda, dostu- fil olmak iyi bir şey değildir; siz hâlâ Şl:m““:_' m yapmış olan|na iyilik etmek arzusile hırsızlık ettiği zannediyorsunuz ki yeni Türkiyenin kar- | sikleri y ği n karçı karşıya gel-| evin, dostunun evi olduğunu hayretle an- gısına köhne siyasetle iesokik. G eri zaman her şeye Tağmen onm lamış. din kafımı? #kider cürümwü;tür eeei hıkkhnh du&lul Bösterdiler ve göster- . Musiki hâki ta gelip geçen şeyleri hir türlü göremi- | DeYte devam edecekler. Bu, Ermeniler usiki seven hâkim yor ve anlıyamıyor; hattâ, bu kafaya için bir fırsattır. Bu vesileden istifade| İngilterede seyyar piyanosu ile, sokak- Türkiye şu on beş sene zarfında dang! MMMMWÜM karşı ne|tan geçenleri rahatsız ediyor, denilerek dangi kaç defa vurduğu halde o, bir tür-| *dar kuvvetli bir reaksiyon yaparlar ve | mahkemeye sevkedilen bir çalgıcıyı gö- /or, hissedemiyor, binsenaleyh — Türkiyeye — yaklaşırlarsa | ren hâkim: d mubatrİHlerimiz arasında bir piyes müsbas Doktorlar, İngilterede mükemmel bir| HUDt hK DA ü ON Yeraliki çocuk nümunesi bulmuşlardır. Bu çocuk Ear SA bir ormanda yaşamaktadır. Balık, et, yu-| Xtttrine mentup gene mulsrrider arastır memleket küçük hikâyeleri müsabaka « murta ve ekmek yememektedir. Hep seb- | ya,'nemağa karar M ze ile ömrünü geçirmektedir. Her sabah,| — gunların şartları hazırlanmıştır. Piyesler nehre girerek soğuk bir banyo yapmak-yalkevleri sahnelerinin şartlarına uygun o- tadır. 9 yaşındadır. Gayet geniş bir göğ- tabilmek için az şahıslı az kadinlı ve basit sü vardır, Boyu da 130 santimdir. Çnmlk..dulnru olacaklır. Eserler daha ziyade hal « sabahları, hergün 10 kilometrelik bir yol / kımızın dilinin ve irfanının güzelliğini, ede- katettiklen sonra dağ elması yemekte- | bi zevkini, konuşma zorafetini, seçkinliğini vo dir, Öğleleri, ıspanak, soğan böreği, pey- | olgunluğunu arttıracak tarzda yeni Türk ce- nir, süt ile karnını doyurmakta, ikindi- | miyetinin modearmn kültürel ve milli duyga « leri elma, portakal domates yemektedir. |Jarını tatmin edebilecek yetiştirlel mahiyeta M Ranklnuyir, aşanlıyan A Çocuk günde 20 kilometre yolu kolay-|** bulunacaktır. mayor. Bu çürümüş kafayı değiştiriniz, kndihıthhnnınuhdzrâyıı “"f";'u'l —;"Danyıda ae kııjlı'r â:' hş"k_“ ':'ü lıkla yürümektedir. Parlak bir derisi,| — Muharrir bu esaslar ve milli eıvııırı:lm- lar. Çünkü, Ermenilerin istikbali, Fran- sanlar var, Bazı musiki âletleri. gürü Mt mi ve iakılâb prensiplerimizin çerçevesi için bay muharrir!» Sızların muahedelere koymak hulyasında | vasıtası olabilirler ama Piyanoya böyle) Sihhatli bir yüzü vardır. de Kalmak gartile mevruu seçmekle serbost Slksisi a A —:.ıı' hhl.oı:bı mü;;erğk ıııb:*v: darı himaye ahkâmında değil,|bir sıfat izafe etmek doğru mu?.. Sizin | kakta bir daha çalmayınız. Sizi anlıyan- | bırakılmıştır. Piyesler 1 Şubat 1939 tarihine rir miydi? Orasını kestirmek müşküldür. in, bizzat Türklerin ellerindedir! |de herhalde iyi piyano çaldığınıza hük-|larım mahallesinde dolaşınız.. demiş Vve|kadar genel sekreterliğe gönderilmiş olacak- k İT Birgen |mediyorum. Onun için, tavsiyem: O so- sukut etmiştir. ftır. Bu eserler Partide teşkil edilecek Nafi * Atıf Kansu, Reşâd Nur! Güntekin, Bedred - Fakat, bu köhne zihniyete karşı yal- din Tuaçel, Süha Belllbaşı, Vedad Nedim, Bt umwıwmwâ ısTER INAN, İSTER ıNANMA! tuğrul Muhsinden mürekkeb bir Jürü hoy'et değildir. Ermeniler muvaffak- ol n gördüler ki, Hatayda | — Kendi kullandığım otomobil ile akşam geç vaklt Yenlcami | nereden çıktığını anlamak istedim. Gayet nazik ve anlayışlı Haa TAENİE ':_:'x:—_ TaRRN viz Türkiyesiz oturup dururlarken birden- || kemerinin altından geçiyordum. Bir düdük sesi işittim, bak- | adamlardı, çıkarıp gösterdiler. Nizamname sarihtir, muame- yabeleii Ce 'e 500, K bire tekrar Türklerle başbaşa hlı_!ılır. tım: İki polis memuru işaret ediyorlar, durdum, sordular: — | le nazıkti. Bir şey söylemeye de hakkım yoktu, cezayı ver- rilecektir. Wm mmw“ - Ka ikinciye 400, vukuatın urıkı:* kadar gireceği ve|| — — Vesikalarınızı görebilir miyiz? dim. Fakat... Meselenin bir fakatı var: Büyük memleket hixâyeleri memleketi « Bgideceği lu!üm Her otomobilde o, otomobili kullanmaya salâhiyettar olan İstanbulda seyrüseler memurluğu Mohü kullanmak is- n tabiat, İnsan, tarih, iş, ahlâk, ideai, â« zatın fotografını taşıyan, adını, sanını, adresini, sicillini gös- tiyen herkesi sıkı bir lmnhındıı geçirir, muvaffak olursa 1 blik, aile muhabbet!, yurdseverlik, sev teren pembe renkte bir hüviyet varakam vardır, çıkarıp gös- | “Hne bir ehliyetname verir, bir otomobil aldığı zaman da oto- İ ga hisleri ve eğlenme tarıları, Hülüm üdet, terdim. mobiline ayrıca bir hüviyet varakası yapıştırır. Bu hüviyot || xabramanlık ve an'ane, karakter ve husu « — Tamam, dediler, Lütfen ehliyetnamenizi de görelim. varakası hî'“ y:m"bıl-;n nun.:ımı, h;ıı de ehliyetname- || siyetlerini aksettirecektir. K l N büyü i nın bütün kayıdlarını, fotograflı olarak ihtiva eder, ve tesa- Bü — hikâyeler için — Hazan Âli Yü « O, yanımda değil büyücek bir defter olduğu için evde | g(, ödPkllünün sak Bi n cel, Falih Rifki Atay, Vedad namesi ile birlikte hüv? . Fıratlı, Hüseyin Rahm! Gürpınar, Kudsi Te« — O halde hakkınızda zabıt tutacağız. 5 lira para cezasına hmı:]”:a İv yet,v.mk-m ç ıeîıhııı Z cer, Nihad Özünden mürekkeb bir Jüzi teş- mahküm edileceksiniz, lütfen daireyi teşrif ediniz. zilelerini yı kll edilecektir. Genç muharrirler arasında : yaptılar, Fakat nizamname tanzim edilirken ayni eket ük hiküyeleri müsaba- Gittik, yazdılar, imzaladık. Bunu müteakip ben bu ehliyet- | malümatı ihtiva eden eş iki vesikanın ayni zamanda taşın- elt mameyi de hüviyet varakasile birlikte taşıma mecburiyetinin | ması mecburiyetinin konulmasının doğru bir buluş olduğuna: kasında esas mahalli şartlara ve Tealitelere İSTER İNAN, İSTER İNANMA!İ! Gül, bizzat Ermenilerin de mukabele et. meleri çok hayırlı olur. Sade hayır olur değil, belki de böyle bir şeye şiddetle lü- zum vardır. Türklüğün menfaatleri ba- kımından olduğu kadar ve bundan daba çok fazla Ermenilerin huzur ve selümet- leri namına, böyle bir hareket temenni edilmeğe çok lâyıktır. uygunluktur. Bu müsebakada da on hikkye Bahibine yüzer llra müküfst verilecektir. Hi« Ge gönderilmiş olacaktır. maıı—ım.—ımı