- 10 Sayfa Rumen Rövü hey'eti san'atkârları arasında birkaç Saat (Baştarafı 9 ncu sayfada) Belediyenin davetlisi olarak güzel şeh- rinize geldik. Binaenaleyh İstanbulluların —misafiriyiz sıkmamağa, eğlendirmeğe elimizden gel - diği kadar çalışacağız.. Revülerimizi tam mizansenle oynıyacağız. Bütün takım taklı ı, nemiz var, nemiz yok, hepsini Bgetirdim. — Kaç senedenberi' bu iştesiniz ve re- vü kaç yaşındadır? — Ben gnk eskidenberi artistim. Kırk diyeyim. Revü yirmi sene lik bir tarihe maliktir. Ben harbden önce bir kere da - ha İstanbula gelmiştim. Bir operet he - yetinde oynadım, Konservatuardan me- zunum. Revünün her tarafta gördüğü rağbet üzerine bu işe heves ettim. vi tle bu işi sürü! yorum. Param var, enerjim var, sürük- lememek için sebeb yok değil mi?.. 'Tanasa birdenbire: : — Olmuyor, olmuyor, diye bağırdı. Şaşırdım. — Niçin olmuyor, ne söylüyorsunuz ay nen yazıyorum. — Pardan mösyö, size söylemedim. | ğ Orkestra yanlış çalıyor. 'Tanasa şef dorkestrin yanına gidip ağzi- le çalınan parçayı tekrarladıktan sonra dedi ki: — İster misiniz, sizi san'atkârlarımla tanıştırayım?.. Beraber bahçeye doğru yürüdük. He- * yetin yıldızlarından Lizette Verea, ko - mnik Strol ve Vasilâki bir masada otur - muşlar iskambil oynuyorlardı. . . Direktör bizi anlara takdim etti. Li -| zette Verea Bükreşin gözde yıldızların- dan, film de çevirmiş. Kumral, yeşil göz- lü, uzun kirpikli, dudakları ıstakoz sırtı kırmızısına boyanmış, biraz mübalâğalı makyajlı, çıtır pıtır, cazib bir genç kız. — Aman dedi, iyi ve kolay suller soru- nuz, çünkü muhayyelem o kadar geniş değildir. — Peki! Kolay soralım, İstanbulu nasıl buldunuz? Bu coğrafya sualidir. Gözlerini elindeki iskambillerden bize çevirdi — Birinci defa gelmiyorum ki.. Bir ke- re daha İstanbulunuzu ve Boğaziçinizi görmek fırsatını elde etmiştim. Ne gü - zel bir şehriniz var. Beş sene evveldi gel- diğim, Çok beğendiğim için tam bir ay kalmıştım. — Pardon, kadınların yaşmı sormak ayıptır amma, kusura bakmayın, kaç ya- şındasınız ve kaç senelik artistsiniz? Bu sualime kahkahalarla güldü. Ken- di kadar güzel bir gülüşü var. — Sahnede çok uzun zaman kalmağa niyetim olmadığı için size hakikf yaşımı göyliyebilirim. Yirmi üç yaşındayım. — Âla... Sahnede niçin çok kalmak ni- yetinde değilsiniz? — A, ihtiyara bak, hâlâ sahneye çıkı - - Ve zaman artistliğe başladınız?.. — Ben çocukluğumdanberi çok neş'e- Hyimdir. Şarkı söylemeğe, dansetmeğe, boplamağa, zıplamağa bayılırım. Eski « den sesim güzeldi. Şimdi sigara içtiğim fçin bozuldu. Dansa karşı olan istidadı - mu görenler teşvik ettiler. Artist oldüm işte... Bir çok memleketler dolaştım. Fa - kat bu sefer çok korkuyorum. Çünkü (ilk defa fransızca şarkı söyliyeceğim. — Sahne dışında ne yaparsınız?. — Bol bol iskambi! oynar ve sigara içe. rim.. — Türk erkeklerini nasıl buldunuz?. — İstanbul kadar güzel ve sempatik!, — Evlenmeğe niyetiniz var mı?.. — İyi bir kısmet çıkarsa derhal'.. Yanımızda revünün iki komiği Stmnl ve Vasilâki olduğunu söylemiştim. Bunlar Romanyanın Lorel ve Hardisi imişler. Bizim YVasfi Rıza ile Hazım gibi yedikleri içtikleri ayrı gitmezmiş. Hep beraber ge- zerlermiş. Ayni zamanda muharrirmişler. Oynadıkları skeçleri kendileri yazıyor larmış. Radyoda da ikisi beraber şarkı söylüyor, skeç yapıyorlarmış, Direktör bu serada yanımıza gelen bem beyaz saçlı bir genç kızı takdim ediyor: — Elaena Burmaz.. Sulret.. Amerikan danslarını çok güzel yapar- mış. İlk defa turneye çıkıyor, ilk defa bir ecnebi memlekette oynuyorum, dedi. O kadar heyecanlıyım ki.. Heyette bir de Türk artist var. İsmi Ferhad., Aslen Türk, fakat Rumen tebaâ- demektir. Ev sabiblerimizi | gı. Bükreşte iyi bir mevkii varmış. Ve sahne müdürlüğü, rejisörlük yapmış. Bük veş milli tiyatrosunda oynamış. Türkçeyi mükemmel konuşuyor, bize Jeny Crnuşu[ isminde sevimli ufak tefek bir kızı ta - nitti. — İfşte, dedi, Romanyada en çok İstik- |bal vâdeden genç bir yıldız, film de çe - virmiştir. Jeny Ceauşu küçük gözlerinde büyük bir zekânın ampulleri yanan romantik tipli bir genç kız. - Benim en büyük zevkim okumak ve seyahat etmektir, diyor. Sonra patinaja |bayılırım. Revüye âşıkımdır. Sinema ar - tisti olmağı çok istedim, amma kör şeytan fotojenik değilmişim! Yavaş yavaş revünün bütün kadrosu bizim masada toplanıyor. Ferhad: — İşte, diyor; şu zayıf, uzun boylu Benç bale şefi Siomindir. Yanındaki de karısı Any Siomin, selâmlaşıyoruz. Onu selâmlarken bir yeni sima: .— Mia Apostelescu.. Sulret.. Bu da bir yıldız, amma kaşları çatık. Kendini be -| ğenmiş bir güıeL Ona: — Biraz da sen konuş diyorlar, — Ben gazetecilerle konuşmam, Leva- bını veriyor. Galiba, bü da bizim bazı resmi maka- mat gibi., — Niçin? diye soruyorum. gazeteciler- | le niçin konuşmazsınız? — Korkarım onlardan.. — Bebeb? — İnsanın söylemödiğini yazarıar da.. — Hiç söylemezseniz, gene yazmaları ihtimali yok mu?.. Gülüyor: — Yazacak gibi görünüyorsunuz. 8So- run bari!.. — İstanbulu, erkeklerimizi nasıl bul - dünuz?.. — İstanbul erkeklerinizden, erkekleri - niz İstanbuldan güzel!.. Bu sırada Tanasa diyor ki: — Elbette oyunlarımızı seyredeceksi - niz değil mi?.. Kusurlarımızı tenkid, mu- vaffakiyetlerimizi medhetmenizi isteriz. BON ’D!'.I'A Ofod çanire Aceleci bir hıı Samsundan — R. Bimel karakterini soruyor: İşlerine — acele karıştırır. Kendi. sine çeki düzen vermesini — bilir. Kadın ve his bah- sinde kıskanç dav- ranır. Kolaylıkla kendisine bir mu- hit yapabilir. e Kuvvetli dilekler sahibi bir tip Ankaradan Sıud Ömer sor! - Atıldığım iş- dc muvaffak — ola- - cak mayım? Kuvvetli ve bü- tün bir dilek, müu-« vaffakiyeti temin eden — sebeblerin başında gelir. An- cak atıldığı işda hesablı davranmak lâzımdır, e İstekler mütevazı olmalıdır Çorludan — Mu- taffer soruyor: — Zengin — ola- cak mıyım? Müsbet — teşeh- büsleri varsa üm.- de bağlanmak bir hak, aksi takdirde oyalanmak — olur, İstekler azdan bağ- hyarak yükselme- ğe başlamalıdır. e Sevgiliye itimad telkin etmeli , Mudanyadan Kâ- miran soruyor: — Muvaffak ola. cak, sevilecek mi- yim? Sevilmekte esas, sevmektir. Çabuk bikici — olmadıkça Kadın artistler hep birden sordular: — Bu yazıyı ne zaman okuyacağız? Cevab verdim: — Ben rumenceyi veyahud siz türkçe- yi öğrendiğiniz vakit!. Nusret Safa Coşkun Eski Türk detektifleri “ Son Posta,, ya maceralarını anlatıyorlar (Baştarafı 8 inci sayfada) Herimer karakolda iken Yahudiyi ça- Bırttm. Komiser, eşyayı birer birer gös- terip soruyordu: — Senin 'mi? — Evet! — Bu? —0 da! Bir saatten fazla devam eden bu sual ve cevabların sonunda alınacak, verile- | cek bir gey kalmamıştı! Ortada mal na-| anına ne varsa hepsi Yahudinin idi! O ka-| dar ki hırsızlar çırçıplak denecek bir ha- le gelmişlerdi... Hele içlerinden birinin üstünde yalnız bir pantalon kalmışti. Komiser, Yahudiye: — Bu da senin mi? dedi. — Eveti — Çıkarsın mı? — Elbette! Pantalonu bir fıkaraya ve- ririm de gene ana bırakmam! AÂdem babamız gibi, cascavlak kalaca- ğını düşünen hırsız dayanamadı, feryadı verdi: — Ulan, bize «hırsız beyelendi!» dedi- ğini pek çabuk unutuyorsun? Yahudi ne cevab verse beğenirsiniz: — O eyyam geçti, şimdi benim günüm! HORHORUNI Sirkeci tramvay câddesinde Viya- na oteli yanında hastalarını hergün kabul eder. Telefon : 24131 DAiMON MARKALI PİLLERİ, FENERLERİ ve AMPÜLLERİNİ her yerde tercih ediniz. & ve sevgiliye iti- mad telkin eder Hareketlerde bu- lundukça şübheye mahal yoktur. Son Posta Fotograf tahlili kuponu Adres » - DİKKAT Fotograf tahlili için bu kuponlardan $ adodinin gönderilmesi şarttar. Kaf dağınln arkası (Baş tarafı 7 inci sayfada) — Ne ise, işte oralı.. — Ha, işte oralı.. iyi ailedenmiş.. ba- basını bilmiyorum ama, bir eniştesi var- maş, hududların birinde gümrük memüu- ruymuş,.. — Peki tiyatroculuk nereden aklına gelmiş? — Sarhoşluk be işte canım.. insan sar- hoşlukla neler yapmaz.. bu da işi rakıya vurunca, ne yapsın, bir iş görecek hali yok ya, tiyatroculuğa düşmüş.. beni de dost tutuverince: Hancı sarhoş, yolcu sarhoş yuvarlanıp gidiyoruz İşte.. Vasfi R. Zobu Edebiyat : Seyahat edebiyatı üzerinde bazı düşünceler (Baş tarafı 7 inci sayfada) — İşte bu tarafta açlık, öbür tarafta tokluk. Duvarın bu yanında ıztırab, öbür yanında zevk, Nevyork şehri, göklere tır- manan doksan katlı binaları arasında milyonları, orta servetleri ve az çok eğ- lenebilecek paraya malik olanları barın- dıran muazrzam bir site olduğu kadar, Avrupanın hiçbir şehrinde rastlanmıya- cak en müdhiş açlıkları da bağrında top- lamıştır. Asıl paryaları bu şehrin gece- leri içinde aramalı! Bence bir seyyah muhârririn buna benzer bir tek müşahedesi, sayfalarca tasvir ve tefelsüflerinden kuvvetlidir. Halid Fahri Ozansoy Sermayesi: 100.000.000 Türk Lirası ağjans adedi: 262 PARA BİRİKTRİENLERE 28000 Lira iKRAMiIYE VERECEK Ziraat Bankasında kumbaralı ve ihbarsız tasarruf hesablarında en az 50 lirası bulunanlara senede 4 defa çekilecek kur'a ile aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır: 4 Adet 1,000 Liralık 4,000 Lira 4 500 2,000 4 ZDÜ ; 1,000 40 100 4,000 100 50 5,000 120 40 4,800 GÜ — AT İşş 3,200 DİKKAT: Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan aşağı düşmiyenlere ikramiye çıktığı takdirde 96 20 fazlasile verilecektir.. Kur'alar senede 4 defa, 1 Eylül, 1 Birinci kânun, ! Mart ve 1 Haziran in!bed:ümhnukumıolm& okuluna yap- tırılacak helâ açık eksiltmeyo konulmuştur. Keşil evrakı ile şartnamesi Levazım MMürlüğnndı görülebilir. İstekliler 2490 No. lı kanunda yazılı vesikadan baş- ka en az 2 bin liralık bu işe benzer iş yaptığına dair eksiltme gününden bir hafta evvel Nafıa Müdürlüğünden alacakları fen ehliyet vesikasile Ticaret Odası vesikası ve 177 lira 17 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 26/8/938 Cuma günü saat 11 de Dalmt Encümende bulunmalıdırlar. (İ) — (5288) #RARE Beher metre murabbama üç buçuk lira bedel tahmin edilen Cihangir yangın yerinde —Ekmekçibaşı — mahallesinin Kadirler yokuşu sokağında 12 nci adada — 202 - 255 - 297 - 257 harita No. h arsalar —arasında — yüzsüz 31,60 metre murabbat sahalı arsa satılmak üzere alâkadarları arasında açık artır- maya konulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir. İstekliler 8 lira 29 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 22/8/938 Pazartesi günü saat 11 de Daim! Encümende bulunmalıdırlar. (B.) (5137) AA Keşif bedeli 5637 lira 98 kuruş olan Küçükçekmece İlk okulunun ikmali inşa- atı açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif evrakile şartnamesi Levazım Müdürlü- ğünde görülebilir. İstekliler 2400 No. l kanunda yazılı vesikadan başka en az 3000 liralık bu işe benzer iş yaptığına dair eksiltmeden bir hafta evveline ka- dar Nafıa Müdürlüğünden alacakları fen ehliyet ve 938 yılına aid Ticaret Odası vesikalarile 422 lira 85 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 23/8/938 Salı günü saat 11 de Daimi Encümende bulunmalıdırlar. —(İ) — (5199) Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden: 1 — Kurumumuz tecrübe hayvanlarının bir senelik yemleri olan aşağıda isim ve mikdarları yazılı 9 kalem hayvan yemleri açık eksiltmeye konulmuştur. 2 — Thale 27/8/988 Cumartesi Mı—tlldı&kfnlükwl-nu- gekkil komisyon tarâfından ihale yapılacaktır; 38 — Muhammen bedel 455025 ve muvakkat teminat 34125 Hiradır. 4 — Farla izahat ve parasız şartname almak istiyenlerin enstitü daire müdür- lüğüne müracaatları, — <2046> — <520l> İsim Mikdarı Arpa 32500 Kila Kuru ot SO7OO Saman 12500 Kuru yonca 9500 Yulaf 2000 Yataklık ot 1500 » Sap 1000 Kepek 600 Küsbe «Susamı 3000 Beher kilo fiat aa € Kuruş 4 225 15 T 25 . Yekün tutarı ——