M oa Pa D deniz yarışları çok heyecanlı ve zevkli oldu Başvekil yanşMâlâka ile takib SON POSTA FĞ lns etti. Galatasaray İ inci, Beykoz 2nci, Güneş 3 üncü oldular İ ertib et- Denizcilik Klübü'nün t e yesi altına girdiği Moda koyundaki deniz dün yapıldı. ” y.;;îıl:.ır;ıkıhr zeykli oldu. Başvekil Ce- lâl Bayar bütün yarışları bqun sona :ıı— ı dar alâka ile takib etti. Müsabakala N a | kazanan birincilere kupaları ve bayrakla- ! rı bizzat verdi. İlk müsabakalar amatörler arasında ya- pildi. Bunu mütcakib Rumell' ve Aı?ıcnv hukavağı fenerleri arasında eglenoîh 'ü- rışlara geçildi ve nihayet diğer müsaba- kalar ladı. Müs:;i:ıhlırdı alınan neticeleri sıra ile takib edelim: f Kıdemliler, tek çifte — Beykozdan Mehmed birinci, Güneş ikinci, Altındrdu üçüncü. , Kıdemliler, iki çifte — Galatasaray (Fethi, Muzaffer, dümende Reşad) bi- rinci, Beykoz (Cevdet, Cihad) iki ü neş, (Jozel, Füsun) üçüncü. ; Yarış baştan söna kadar büyük bir he- yecanla takib edilmiştir. Tam bir müca- dele içinde geçen bu yarışta Galatasaray | ekipi iki tekne boyile müsabakayı kazan- i mıştır. R Mübtediler, dört tek — Galatasaray- dan (Feridun, İsmall Alber, Ertuıml) birinci, Beykoz ikinci, Fenerbahçe üçün- cü olmuştur. Bizi Güneş ekipi bu müsabakaya Nejad, Dünkü müsabakalarda puvan vaziyeti Galatasaray : — İci çifte kıdemli; Birinci & puvan v Dört tek mübtedder,, 5 », & Dört tek ksdemli ,, & w 10 puvan e Beykokt Tek kidenli irisel $ puyan » 1 İki çifte kıdemli: İkinel —3 »» * Dört tekmübtediler : İkinci3 ,, ve 1 Dözt tek kdemli » Üçümcül ,, 12 puvan Güneşi Tek kademli : İkinei 1 İki çifte kıdemli; Üçüscü t Dört tek mübtediler : t Dört tek kodemli : İkiaci Petro ve Halid gibi kıdemli kürekcilerle Vaziyet gamandıralara kadar böyle de- vam etti. Dönüşü Galatasaray önde yap- tığı halde yarı yolda Güneş ekipi yetişti. Yarış sahasında dolaşan bir hakem mo- törünün yaptığı dalgalara tutulan tekne- ler bata çıka sona doğru kürek ata ata birbirlerini kovaladılar. Çok heyecanlı |Bgeçen bu yarışta Galatasaray birinci, Gü- neş ikinci, Beykoz üçüncü oldu. Bu yarışta kazanan Galatasaray ekipi; Ali, Süha, Turgud, İlhandı. Atletlerimizi bu halde nasıl çalıştırıyoruz ? “Masaja hasret kaldık, sıcak duş görmüyoruz, derdimizi dinleyen yokl,, diyorlar Yirmi altı gün sonya Belgradda doku - zuncu Balkan oyunları yapılacak ve atlet - lerimiz bu kudar kısa bir zaman sonra ta - Hihlerini bir kere daha denemiş olacaklar « dır, Belgraddaki bu müsabakalara kırk gün kala bir yazı yazmış, derdlerimizi ortaya dö- kerken bu husustaki temennilerimizi de pek açık bir şekilde anlatmağa çalışmıştık. Usul olduğu üzere — müsabakalardan üç dört gün evvel idmanlara gidilmesini ve iki Rün de yolun deyam edeceğini — düşünerek ŞU kat'i ve riyazi hesaba göre — atletlerimiz tam yirmi gün kadar derli toplu çalışabil - mek ve bu bu patırdıda ne vaziyete girer « Yazan- Vasfi Rıza Zobu Karaköse hava şehidleri âbidesi önünde Âbidenin merdivenlerine doğra yürüdüm. Dikili olan taşının önün de: «M, Necmeddin» izmini okudum. «Zahir! Bu Necmeddin şehid- lerden Biri olacak!» dedim. Ellerimi kaldırıp bir Fatiha okumağa hazırlandım. Fakat yanımdaki dostum kolumdan çekti: «Ne yapıyor- sunuz, dedi. O isim âbideyi yapan mimarın iszmi!'» : : : ; | ğ ; j İ 3 İ | | | GAT aĞ «Karaköse» nin kapısından girerken bir âbide ile karşılaşırsınız. Bu, ilim ve irfan düşmanı, medeniyet katili yerli düşmanın son çiftesile can veren —milli kahramanların anıtıdır... Etrafı zarif ve rgir evlerle süslenmiş geniş bir mey- danın ortasında, geçmiş zamanın bir le- kesi; gelecek neslin ibret gözile okuya- cağı bir kitabedir... Ağrı dağının tepele- rinde, ucsuz bucaksız göklerde kahra- manlık nümuneleri gösteren tayyareci- lerin, yer altındaki medfenleri olan bu âbideyi gündüz gözile görmek için, ya- nımdaki dostumla şehrin kapısına doğru ilerledim... Biliyordum ki, bu görünen taşların altında tayyarecilerden başka bir de şehid doktor vardı. Mektebinden yeni çıkmış, genç, güzel bir çocuktu o.. yakınen tanıdığım bir ailenin evlâdı. be- nim de iyibir arkadaşımdı. İşte bizler için | canını veren bu kahraman da, tayyareci- gLAĞ lerle omuz omuza vermiş orada yatı- Karakösede tayyare şehidleri âbidesi yordu... Şimdi, fedakâr arkadaşımın kab-| dım, Arkadaş mâni olarak: ri başına gidecek, ona bir fatiha hediye| — Nafile zahmet etme!, Necmettin öl, edecek, ruhundan istimdad edecektim...|medi.. Dedim a, dostumla beraber ilerledik..| — Ay, şehid Necmettin ölmedi mi? merdivenleri önüne yürüdüm.. dikili o-| — Evet, merhum sağ.. lan taşın üstünde «M. Necmettin» is-| — Canım bu nasıl lâf? mini okudum.. altında dört kişinin kabri| — Lâfı karıştıran siz; 1 elan bu taşın üstünde tek isim vardı!. | mettin şehid filân değil ki.. «Zâhir» dedim, «Bu Necmettin, tayyare-| — Ya kim?. cilerin reisleri ve kahramanlıkta en üs-| — Bu âbideyi yapan mimarın ismi!, tünleri olacak!» Evvelâ ziyarete, şehid| — lI.., Necmettinden başlamağa karar verdim.. , — Eserinin üstüne kendi ismini koy> yazının başında durdum, Ellerimi açtım. muş.. Ruhuna, tam «okuyacağım» esnada ya- nımdaki dostum sordu: — Kime bu fatiha?, — Necmettine.. — Necmettin kim? — N, Benim bildiğim imza, eserin bir köşesine atılır — dikili sütunun t.ıııyW ortasına değil. Ebedi bir hatıra olsun ve bu kahramanların namları unutulma« — Bilmiyorum ama, burada tek isim | sın diye şehidlerin ismi bu sütunun üstü- olarak yazılı oluşuna bakılırsa ölülerin |ne yazılabilirdi.. fakat yapan mimarın İs« girmiş ve şamandırayı yanlış döndöğü i- çin müsabaka harici kalmıştır. M Galatasaray yarışı yarım tekne boyile kazanmıştır. / Kadınlar arasında, iki çifte -kl-âîğn_ı Fenerbahçe birinci, Güneş - ekipi c olmuştur. Dörtlük klâsik: Fenerbahçe birinci, Güneş ikinci. Ç Son iki sene zarfında yapılan qu ııkın;:. bakalarda hemen hep Güneş ekipi :jb. nırken bu yarışta Fenerbahçeliler ra a lerini büyük farklarla mağlüb etmi muvaffak olmuşlardır. tre gerbest yüzme ü M;?ı'î:ı Ckün)ı yarışı Mın'dîk y:îtı.luı. Müsabakaya on Üç yüzücü İştir. ; ös;z- Bu sene büyük bir muvaffakiye 'ıcd ren Mahmud kardeği Halili mnğf:ı:!bxî rek birinci, Halil ikinci, Beykoz bim üçüncü oldu. Şarpi müsa' Bu müsabakaya yarışı: Bu mü- z d 18 yelkenci girdi. Jması yüzünden şarpi- « . Uzun bir müsabaka neticesinde v Dünkü deniz yarışlarından bir başka intıiba Sümer klübünden Feyyaz birinci, Gala- tasaraydan Bürhan ikinci oldular. Günün en mühim müsabakası Galata- saray, Beykoz, Altınordu. Anadolu, Gü-|tan kemiklerimiz sızlıyorl» diyorlar, neş ekiplerinin girdiği dörtlük kıdemliler yarışı idi. Ayni zamanda çıkan ı’kıplı:n'nW başında Galatasaray birkaç sıkı kürekle hemen ileri atladı. lerse, o hallarile varlarını, yoklarımı ortaya | başı.. onun İçin ondan başlıyacağım.. ) |t bu kadar Ikaydi atletlam federasyonu 1- koymak mecburiyetindedirler. Yirmi günde yirmi idman yapmak akıl kârı olmiyacağına göre haftada üç veya dört ldman hesab e - döcek olursak Balkan oyunları için atletle- Timiz bugün başlamak şartile 9 ilâ 12 idman yapabilecek vakit bulacaklardır. demektir, Esefle kaydetmiş oluyorum. ki yukarıda 1- gah etmiş olduğum şu vaziyet ağlanacak bir haldir, 1924 Paris, 1928 Amsterdam, 1996 Berlin olimptyadlarından maada 1930 danberi se -| kiz defadır iştirak etmiş olduğumuz dünya- niın büyük hareketlerinden sonra dokuzuncu |defa yapılacak olan Balkan oyunlarına kar- çin ne mükemmel bir nottur. Birkaç gün evvel İstiklâl caddesinde yo - lumu kesen atlellere hak vermek için atlet olmağa lüzum yoktur. Birar apor yapmış olmak, az buçuk hal - den anlamak çocukların haklı feryadlarına acımağa küfi sebebdir. «Kadıköyde kerpiç gibl sahada koşmak - Muhakkak ki sızlar... «Masaja hasret kalan vücudümüz taş gibi kesildi!» diyorlar.. Doğrudur, değil taş beton bile olur, «Sıvak duşa veda eltik, şakır şakır ter - leyen vücudümüzü, ilik suda yumuşatamı - yoruz!» diyorlar. Doğruduür, yumuşatamazlar... «Derdimizi dinleyen bir kişi yok. Ne alan belli, ne satan, kime derd yanacağımız bil- miyorum, gazete gazetö dolaşıp feryad mi e- delim?» diyorlar.. Bsas hazırlıkların bu kadar ihmal edil - diği bir sırada son dâkikada alınacak çivili papuçlar, beyaz eşofmanlar, gicir gicir fa - nilâlar atletlere dağıtılacak, — M beş on günlük bir kamp kurulacak, belki de yataklı vagonla Belgrada gidilecek.. Hh, işin göz boyayan tarafı — yapılmıştır ya! Bundan sonras) Atletlerin — bacaklarına kalıyor. Duşü, masajı, muntazam idmanları son dakikada halledilecek olan atletlerin kaybe- docekleri ber müsabaka için gözünüze, dizi!- nize dursun demek spor merdliğine yakışır bir hareket midir, bilmiyorum!.. —- İsveçde beden “Kalisil eden Wi - ÜeEkE e dukça kalabalık bir seyirci önünde ve çok beyecanlı bir hava içinde geçmiştir. yarım ve halis kan Arab at ve kuşraklarına mahsns olan bü koşuya 8 at iştirak etmiş - tir. Birinelliği Ahmed Gelişin Ünlüsü, ikin- eiliği Talât Çeviğin Sarıkuş'u, üçüncülüğü de Fehmi Vuralın Aldervişi kazanmışlardır. ve daha yukarı yaşda yarım kan İngiliz at ye kuraklarına mahsma — olan — bu koşuda Prens Halimin Sağnağı birinci, Salih Teme- viml üçüncü gelmişlerdir. dan Âşir, atletizm yaptığı halde nasıl olup da bu derde bir deva bulamadı, diye hâlâ ona Üzülüyor ve hayret ediyorum. Huzuru ilâhide gene ellerimi kaldır- Dünkü at yarışla mini, hiç bir âbide sütununun ne yanın. (Devamı 11 inci sayfada) fi heyecanlı oldu Dünkü a8 yarışların At yarışlarının dördüneü haftası da ol - Birinci koşu — Dört ve daha yukarı yaştaki İkinci koşu (Çamlıca koşusu) — Dört ün Mahmuresi ikinoj), Hüseyin Kurunun Be- — Ömer Besim a dan iki görünüş.. Üçüncü koşu (Comk bayırı koşusu) — İKi yaşında hiç kogu Kazanmamış İngiliz atla- rına mahans olup 900 metre mosafes! olan bu koşuda Mehmed Yıldırımın Yılmazkaya- S birinci, Ahmed Atmanın Kuranfili ikinci, P. L. Korsanoğlu'nun Yatağanı üçüncü gel- miçlerdir. “Dördüncü koşu (Boğaziçi koşusu) — Üç ve daha yukarı yaşdaki halis kan İngiliz at e kısraklarına mahsus olan bu koşuda da Prens Halimin Simandairi — birinci, — gene Prena Halimin Nonicesi ikinci, A. Çırpanın Dandiyi üçüncü gelmişlerdir. Beşinci koşu — Dört ve daha yukari yaş- niz kısraklarına mahsus — olan bu koşuda birinciliği K. Köktener'in Lilesi, ikinolliği daki yarım kan Arab ve halis kan Arab yal- — Talât Çeviğin Sarıkuşu, — üçüncülüğü de B, —