ÇİNCE YAZI ünkü Son Postada çince keli- melerin yazılmalarının ve © kunmalarının kolaylığını anlatan bir yazı vardı. Bir damdan iki damla su düştüğünün resmi «yağmur» manasına gelirmiş. Bir ızkara üzerine konulmuş bir et resmi de «pirzolar. Hakikaten çok kolaymış, ben de hemen öğrenivermiştim. Şimdi hangi kelime olursa olsun çince olarak yazarım. İşte misali; * Şıklık: Boş bir kese resmi, Şehir suyu: Akmıyan bir musluk resmi, Otomobil: Burnu havada bir insan res- mi, İmar: Dur, işareti veren bir gölge resmi. Siyaset: Bir istifham işareti. p Otobüs: Dayak yiyen bir insan resmi, Kadın: Bir bukalemun resmi Erke Büyük harbde kaç kişi öldü ? İngiltere imparatorluğunun umumi za2- yiatı; 1080919 ölü, 2, 400,988 yaralı. Frunsanın umumi zayiatı; 1493,588 ö- lü, 1490,000 yaralı. Belçikanın umumi zayiatı: 38,172 ölü, 44,686 yaralı, İtalyanın umumi zaylatı: 460,000 ölü, 947,000 yaralı. Portekizin umum! zayiatı: 13/51 yarah. Romanyanın umumi zaylatı; 335,701 ö- 7222 ölü, 10, 133,148 yaralı. Amerikanın umumi zayiatı: 115,660 $ « lü, 205,690 yaralı. Almanyanın umumi zayi ölü, 4,202,028 yaralı. Avusturya ve Macaristanın umumi za» yiatı: 1,200,000 ölü, 3,602,000 yaralı. Bulgaristanın umumi zayiatı: 101,224 ölü, 152,400 yaralı. Türkiyenin umumi zayiatı 300,000 ö- lü, 570,000 yaral, (Bu rakamları kaydi ihtiyatla telâkki etmek lâzımdır.) 4 ai Sekiz “O,, lu “bir isim Avustralyada, Sidney şehrine civar bir köy vardır. Adı (Wooloomoolloo) dur. Bu isimde tamam sekiz tane (0) vardır. ta: 2, 050,466 Okuyucularıma Cevablarım Bay «M. Us ye: — Senelerce evvel ayrıldığınız karı- nz, şimdi onun oturduğu semte uğra- dığınız zaman kendisini takib etlirdi- ğiniz zehabına kapılıyor, gelmesin di- ye haber gönderiyor. Siz de nefret et- tiğinizi söylediğiniz bu kadının bu ha- rekeli hakkında bana mektub yazı. yorsunuz, benden fikir soruyorsunuz, Söyliyeyim: Sevmiyen unutur. Ne haber gönde- rir, ne de bu haber münasebetile fikir sormâya lüzum görür. Onun size ha- ber göndermesi, sizin benden akıl da- nışmânız aranızda her şeyin bitmedi- Bini gösteren delillerdir. Bir insanın bir hâdiseyi unutmamasını meneden iki his vardır. Birinin adına aşk der. Ter, ötekine de kin. Sizi tahrik eden bu iki histen hangisi? Bilmiyorum. * Ankcrada Bayan İ, S> €: Kocanızı rakıdan vazgeçirmek güç- tür. Hatırıma müracaat edilebilecek iki tedbir geliyor: Birincisi :tiksindirmek, ikincisi rakıyı dayanamıyacağı dere- cede şiddetli bir açlık zamanına kadar geciktirmektir, fakat her iki tedbiri de kendizme hissettirmemek şarttır. Za- muna bakar. Fayda vermesine İntizaren Sırkistanın umumi zayiatı: 127,535 ö | | Aşkı: Bir pamuk ipliği yumağı resmi. Sadakat: Bir kedi resmi, Edebiyat: Bir çöl resmi, Mimari: Bir maymun resmi. İlmi münakaşa; Birbirini döven iki in- san resmi, Festival: Bir zümrüdanka kuşu resmi. Sulh: Top, tüfek resmi. Tramvay: Bir konserve kutusu resmi. İspanya: Bir kâse çorba resmi. Tavassut: Yangına körükle giden bir insan resmi. * Bütün türkçe kelimelerin, çincede yazı- Mış tarzlarını burada sıralıyabilirdim ama, bem yer kâfi değil, hem de ben türkçeden çinceye «büyük lügat» isimli bir eseri tef- rika suretile neşre karar vermiş değilim. Maksadım çince yazıp okumayı öğrenmiş olduğumu isbat etmekti. Onun için de bu kadarı kâfidir. İsmet H: Bunları biliyor mu idiniz? | İlk mürekkebli kalemi n kim yaptı? Biliyor musu - nuz ki mürekkeb- Ji kalem icadından dolayı ilk ihtira beratı (1709) da verilmiştir. — İlk amucid bir mühen- Gistir ve icad etti- ği kalemden isti - fade edilememiş - tir. Ondan sonra i bir marangoz bi kalem icad et: İtir. Fakat esaslı olarak mürekkebli ka - lem icadı şerefi Waterman'a aiddir. Bu zat, ihtira beratını (1808) de almıştır. * İngiliz demiryollarında işçiler ve yevmiyeleri İngiliz (demir yolları ıdaresinde 580,146 kişi çalış maktadır. Bunlar- dan 558,033 ü er - ” kek ve 227330 kadındır. ücret a - lan işcilerin ücret miktarı (o vasatişi haftada 4 İngiliz Hrası 11 şilin ve 9 yapacağınız ilk iş rakı zamanında ço- cukları ayrı yerde bulundurmak, ken- diniz de sinirlenmesini imkân harici- ne çıkaracak derecede mültefit dav- ranmaktır. * Bay «M. Mo e: — Adresimi gazeteye yazma, diyor. sun, adresin mektubda yazılı değil ki bu ihtiyatsızlığı yapayım. İstediğine gelince: Hay, hay, elimden geldiği nis- bette. Fakat çıkacak yazılara bakarak senin beni ikaz etmen lâzım. * Ankarada Bay «A» ya: — Mektubunuz çok mühhem. Hattâ kızla tanışıp. tanışmadığınızı bile an- latmıyor. Tavzih ediniz. * Bursada Boy «S. S> &: — Evlenmeye teşebbüs eden genç evvelâ önüne bir beyaz kâğıd alır, bu kâğıdın üzerine hayalinde tasarladığı genç kızda bulunmasını istediği bütün vasıfları birer birer yazar, liste tamam olunca aramaya çıkar. O zaman bakar ki hayal ile hakikat arasında uçurum vardır. En ehemmiyetsiz sandığından başlıyarak vasıfları birer birer silme- ye koyulur. Bazan kâğıdın tekrar bem- beyaz kaldığı da vakidir. Siz bu so- nuncu vaziyetin önünde bulunuyor- sunuz. Allahtan sabır dilerim. TEYZE Serbest siltun Hatayda bir üniversite tesisi niçin lâzımdır? Geçenlerde Hatayda Atatürk adına bir üniversite tesisi fikrini ileri süren br makaleden bahsetmiştim. O zaman ben bu fikir üzerinde uzun uzadıya durmadım; fakat o vesileden istifade ile meselenin diğer bir safhasına dik- kati çektim. Bu fikri müdafaa etmiş o- lan Bay Alpkaya, bana hitaben gön- derdiği bir mektubla bu bahis üzerin- de tekrar wrar ediyor. Mesele, bir ka- lemde red veye kabul edilir bir şey de- gildir. Ben bu husustaki fikrimi söy- lemeği başka bir zamana bırakarak fikir sahibine tezinin bir daha müda- İca edilebilmesi imkânını vermek mak- sadile, gönderdiği mektubun esaslı kı- smlarını aşağıya naklediyorum; MUHİTTİN BİRGEN «Hatayda Türklüğü kuwvetlendirmeli, baş- nığı ile «Duygu» da çıkan yazımı tedkik bu- yurduğunuza Işaret ederek teklifi yerinde bulduğunuz iltifatını esirgemiyozsunuz. Bü- DA Çok teşekkür ederim. «Hatay» da kurulmam istenen «Şark üni- verdiler münakaşa ettikten sonra da; mütaleanızı: «Bence bu mühim işiçin en pratik usul şu öç cümlede toplanir. diye tasnif ve: | — Hatayda ortamekteb tahsilini vellendirmek. 2 — Hatay ile Türkiye arasındaki Iktısadi münasebetleri arttıracak bir sürü tedbirler almak. 3 — Büzat Hatayda Türkler tarafından ferd veya devletçe yapılacak her pevi ikli- sad teşebbüslerini, bilhassa fabrika ve atölye işlerini kabi olduğu Kadar İleri götürmek; diye tadad ediyor ve oradaki “Türklüğün kuvvetlenmesine bunu kâfi buluyorsunuz. a Hatay lie Türkiye münasebatını mevgii 6- larak mütalea edince bu düşünce cidden doğru, yerinde bir buluştar, Pakat; müsaadenisle hemen kaydetmeli- yim ki; ben «Hatays da bir şark üniversitesi kurulması hakkındaki noktaj nazarımı fikir âlemimize teklif ederken hiç te yalnız Tür- kiye - Hatay münasebatını mahdud olarak gözönünde bulundurmadım. Fikir âlemimize yaptığım teklifin şadur: Büyük Şef «Alalürk. Türkiyede, yalnız Türkiyeyi deği, bütün elhanı ve busuşile #srk Mlemini alâkalandıran inkılâblar ya- rattı, bu eserler arasında mümtas bir mevki! olması lüzum gelen «Hatay» davası da mu- zaffer oldu, kırk asırlirk Türk yordu «Ha- tay» ersretten kurtuldu, diğerlerine maza- ran buna müstesna bir kıymet ve ehemmi- yet verilmesini düşündüm; bunu şöyle bul- dum: (Bütün şark âlemini, husüslle Türk dünyasını çatım altında toplıyarak nurlan- dırabilecek şumülü bir ilm müessesesinin Hatayda kurulması suretile onun eserini t4- ribin koynunda ilmi bir şekilde ebedileş - Girelim.) İşte bu düşüncemi fikir âlemimize bir anket mahiyelinde arzetmek İstiyorum.» «... Hatayda «Atatürk» üniversitesinin ku- rulmasını sadece Hataydaki Türklüğün inki- şaftı noktasından da istememiştim. Çünkü: | Hatayda Türklüğün kuvvetlendirilmesine bu bakımdan o derece ihtiyaç yoktur. «Ha- lay» ım milliyet kültürünün tarihin derin kaynaklarına dayanarak ne kadar kuvvetli olduğunu fliliyat göstermiştir. «... Hatay toprakları o kadar milliyet şii- tile süslenmiş topraklar ve Hataylılar o ka- dar sağlam bir milli iman kaynağıdır ki: Ta- ri mümkün değil, bunların içli ve özlülü- günü ancak yerinde görmek kabildir, onla- ra bu Iman ve varlığı yerleştiren tarihi hâ- diselerdir. Bunu onlara hiçbir üniversite bu kadar sağlam ve özlü telkin edemez; * «... Evet! Sayın üstad «Birgen» yazdığınız gibi fihakika Hatayda Türk elile idare edi- len Ikbsadi faaliyet ne kadar ilerlerse, ge- nişler ve kuvvet bulursa; Türklüğün de o ka- dar kolay canlanacağında şübhe yoktur. Maamafih: Yukarda da işaret ettiğim gi- bi, teklifim yalnız oradaki Türtüğün kuv- | vetlendiritmesini ve oradaki Halk Partisinin çalışmasile bir müessese VÜcude getirilmesi- ni İstemek için de değildir. Şarkı aydınlata- cak ve şarktaki esir milletleri Türk inkilâlı- nin feysinden haberdar etmekle beraber kuy- esasi Avasköyücinayetinin faili müşahede altına alındı Tıbbı adlinin vereceği rapor katilin cinayeti ani bir kararla yapıp yapmadığını aydınlatacaktır Avasköyü civarında Mehmed adında birini, başını kesmek suretile öldüren Osman, 2 inci sorgu hâkimliğine veri - lerek, hakkında ilk tahkikat açılmış - tur. Tahkikat şayanı dikkat bir safhaya girmiş, katilin, «peygamberim» diye bahsettiği Mehmedi bir hayli parasını yediği halde vâdettiği defineyi bulma- ması üzerine öldürdüğü neticesine va- rilmıştır. Müddelumumilik tahkikata bu cep- heden ehemmiyet vermiştir. Tahkikat şimdilik birbirine zıd iki ihtimal üzerinde inkişaf etmektedir. Birinci ihtimal, âni bir tehevvürün, dimaği bir buhranın cinayeti bir anda doğüruvermiş olmasıdır. Katilin ver - diği ifadelerdeki saçma sapan sözler, hareketlerindeki gayritabit vaziyet de, bu ciheti kuvvetlendirmektedir. Aklen malül olan Osmanın, birdenbire kafa - sından geçen bir fikirle bu işi yapmış olması pek mümkün görünmektedir. İkinci ihtimal ise, bunün tamamile aksidir. Yani Osmanın bu feci cinaye- ti evvelce hazırlamış olması, göründü- ğü gibi zihnen malül bir adam olma - yp, bilâkis çok âkilâne bir şekilde işi idare etmiş bulunmasıdır. Suç âleti olan bıçağın yeni bilenmiş bir manzara arzetmesi de, bu ikinei ih- timali kuvvetli göstermektedir. 'Hâdisedeki bu karanlık cihetin adli tıb işleri marifetile aydınlanabileceği anlaşılmış ve suçlunun müşahede el - tına alınmasına karar verilmiştir. Katil Osman evvelki gün tıbbi ad - Iye sevkedilmiştir. Verileerk rapora göre, tahkikat tekemmül edecektir. Şeref stadı bekçisini vuran çocuğun sorgusuna başlandı Bir müddet evvel Beşiktaş (Şeref stadında bir hâdise olmuş, (mektebli bir çocuk, kendisini bedava içeri bı - rakmıyan stad bekçisini bıçakla yara - Tamıştı. Hâdişe etrafında müddetumumilik- çe yapılmakta olan tahkikat neticelen- miştir. Suçlu Sadullah, vak'a günü arka - daşlarile gezmeğe (çıktıklarını, stad bekçisi Salâhaddinin kendilerine söv - mesi üzerine bu müessif hâdisenin zü- hur ettiğini söylemekiedir, Müddetumumilik tahkikatı netice- sinde Sadullahın suçunu sabit görmüş ve tecziyesi talebile, Asliye ceza mah- kemesine sevkini istemiştir. Sorgu hâkimliği de kararını verin - ce, bâdise mahkemeye intikal edecek - tir. Karısını vuran Rıfatın duruşmasına devam edildi Kadıköy iskelesinde karısı Behice- yi tabanca le öldüren Akay memuru —— —— e — Türk kültür ve medeniyetini dünyaya yaya- cak ve ilmi şekilde tanıtacak bir üniversite, hem de yalnız şark felsefe ve odebiyatına mahsus bir üniversite kurulması esasi Üz6- rinde mülefekkir ve muharrirlerimizin be- yanı mütalea etmelerini İstiyofuz. Buna daha şümullü ve geniş mana ifade edebilecek bir veçhe ve ünvan verilmesini bütün Türk münevverliğine teklif ediyorum.» Çankırıda Hataylı Şükrü Oğuz Alpkaya Rıfatım muhakemesine Ağırcezada de- Suçlu, geçen celsede (karısını bir sübayın kolunda görerek, O tehevvüre kapıldığını, hâdisenin bu sebebden vu- ku bulduğunu söylemişti. Sübay Şükrü, dün mahkemede sa - hid olarak dinlenilmiş ve şunları söy - lemiştir: — Vak'a olduğu zaman, ben tesadü- fen orada bulunuyordum. İnsaniyet na mına bir muavenet yapmış olmak icin, yaralıya yardım ettim. Suçlunun eniştesi İsmail kaptan “a: — Vak'ayı iki saat sonra haber al - mıştım. Karakola gittim. İfadeler sl: - nıyordu. Şehidlerden İbrahim, Hehice- nin bir sübayın kolunda olduğu halde vurulduğunu söylemişti, demiştir. Duruşma, diğer bazı şahidlerin cej- bi için, başka bir güne bırakılmıştır. Cinci hanında bulunan cesed Morga kaldırıldı Tahtakalede Cinci hanında İhsan is- minde birinin cesedi bulunduğunu yaz mıştık. Tahkikâta müddelumumi mua- vinlerinden Turgud el koymuş, cesed Morga kaldırılmıştır. Hfdisenin mahi- yeti araştırılmaktadır. Poliste : Üç koltukcu arasinda kanlı bir kavga Dün Modada İhsan, Şaban ve Aziz is - minde üç seyyar koltukçu arasında müdhiş ve kanlı bir Bavga olmuştur. Bu üç meslek- daş Modada bir evden slacakları şeyler için bir türlü aralarında uyuşamamışlar ve ne - tosde tekme ve yumrukla birbirlerini döv- meğe başlamışlardır. Bir aralık eline büyü- cek bir demir parçası geçiren (İhsan onu Şabanın kafasına frlatmış ve başından ya- ralanan İhsan kanlar içinde yere yavarlan- mıştır. Zabıta vak'a maballine sür'atle ye - tişmiş, hâdisenin daha ziyade büyümesine meydan vermemiştir. Yaralı İhsan tedavi altın alınmış, di - gerleri de müddelumumiliğe teslim edilmiş« lerdir. Dünkü otomobil, kamyon ve bisiklet kazaları Şoför Halimin idaresindeki 2697 numara» Mh osomobil, Aksarayda Valide eamli önünden geçerken 12 yaşında Cemale çarparak vü - cudünün muhtelif yerlerinden yaralamıştır. Yaralı tedavi altına alınmış, suçlu yakalan- mıştır. # Şotör Fahri tarafından idare edilen 4053 numaralı otomobil Sirkecide Hüda - vendigir caddesinden geçerken Nuri adındâ birine çarparak yaralamış, şöför yakalan « uğur. ; k Kirkor adında birinin bindiği bisiklet Şehremininden Çapaya gitmekte olan Gu - reba hastanesinde hademe Ali Rızaya çarp- mıştır. Hademe başından yaralanınış, Kir « kor yakalanmıştır. * Şoför Şükrünün idaresindeki kâmyon, Fatihde Maha çarşısından geçerken Sekere) hanında oturan 8 yaşında Nureddine çarpa» rak başından ve bacağından ağır ve tehli - keli bir suretle yaralamıştır. Yaralı Cerrah- paşa baslanesinde tedavi altına alınmiş $0- ör yakalanmıştır. a amina ya al alemi inaşimmilia ii İAMEŞMM anmmmya malAMENLlm e Bacaksızın maskaralıkları : Temiz hava