21 Temmuz SON POSTA «Son Posta» nım aşk ve macera remanı; 35 Güverlenin Toş kırmızı ampü yanmış, portatif bir kokteyl m t konmuştu bile, Küçük bir kâ Goldururken: — Korkmayınız, azizem! diye dev. etti, ben, ne tarihlerin tüyler Ür esir pazarlarını ihy ginim, ne de Suli K ticareti yapmıya İse ne mevk ne de fikrim müsal Ya bugün ansızın karşıma nın bana bahsettiği harem dai- ne diyebilirsiniz?.. Bu bir hakikattir, prenses, bu daire... Sustu., Bana tam bir kana gibi gözlerini . r.m.l çıkan | istiyor e di- kerek, ciddi bir — Bu daire... he Âbâdın nefretle andığı bir an'ane tab- losudur. İçindekileri bir defa bile gör- yemiştir, dedi. Yüzüne şaşkın şaşkın bakıyordum. — Şerefime çok hürmet ettiğime i- nanırsanız size onun üzerine yemin e- debilirim. Söylediğim di yaparsınız ki bazı insanlar, mevkileri- ve bütün bir millete ta- edebilecek kudretlerine ra, men an'ane adı veril. pranga altında yıya mahkü: buna boyun eğmeğe mecburdurla nar mısınız ki bu kaideye isyan etl gün ben, ekmek parasına - mühtac bir fakir olabilirim. | Bu sözleri söylerken- Nâzım Âbâd endişeli olduğu kadar da sinli Kalbirg, artık deminki gibi çanpmıyor- du. Samimiyetinden şübhe edemezdim. | Sadece şiddetli bir merak, benliğimi sarmıştı. — Anlatınız!... diye yalvardım. Ayni acı gülümseme ile omuzlarını silkti: — Anlatılacak daha ne var ki?... Be- vim hakikf saadetim, biricik prensesim unutmamalıdır ki her medeniyetin el- bet bir iptidatlik devri vardır. Bedev yet söner, medeniyet doğar. En mes'ud. ları, gülünç itikadları, manasız an'a- neleri parçalamağa, eski devirle alâ- kalarını kesmeğe muvaffak olabhilenle- ridir, Ne yazık ki memleketim, bu mes- udlar arasında değildir. Paranın bollu- mın kudreti, bedeviyetin mi- raktığı an'aneleri daha yıkamn” mıştır. Yıkmak isteyenler de, büyü bir kısmı henüz cehil içinde yaşıyan milleti düşünerek kat'? bir harekete geçememektedirler. Misal mi?... En başta ben!... Tahsilimi Avrupanın ea büyük Üniversitelerinde yaptım, ha- yatım her vakit en medenf sosyeteler- | de geçti, bununla beraber milletimin gözünden düşmemek, bana karşı mem- Jeketlmin insanlarının saygı ve sevgi- sini söndürmemek için mecbur oldum, en saçma itikadlar taşır gibi görün: düm, gülünç bulduğum an'anelere is- yan edemedim, isyan edebilmek için de fırsat bulamadım. «Abâd» ülkel nin sultanınım, varissiz kalmaması iÇi an'ane, iki yüz elli kişilik bir harem dairesinin varlığını kat'iyen emrediyor. Diyor ki Sultan resmen evlenebilir. Fakat bu dalrenin varlığı gene çarttır. Prensesin çocuk dünyaya getirmemek ibtimali önünde bu harem dairesi hcr' türlü tehlikeye karşı en emin bir vası” tadır. Bir tadeh daha uzattı. Hareketsiz, dinliyordum. Ğ Gözleri, deniz üzerinde Akfîeıı_ız ?,—ı— cisinin kaynaşan kırmızı gölgelerine daldı. a Dudakları arasından ancak işitilebi- lecek kadar hafif bir ses süzüldü: Ş — Ağ'ane mecburiyeti!... Bu böyle kalacaktır. Ama Prens Nâıım._ kadar olduğu gibi, sire yüzü r defa bile görmeğe heves'en- miyecektir. Gözleri, yalnız kraliçesini at vermek | görecektir, Prensin kraliçesi Şehrâzad bir dara tahakküm etti, ben bir ülkeye hâkimim! ların derinliklerinde son şübhem de, u- |eminim, büsbütün bocalar, ne görd "ri_x- fukta batan bir güneş gibi soluverdi. mü, go'ı'_ üklerimin yanında kendim de unuturdum. Bu, o kadar jlâhi, o kadar baş dördü- rücü bir manzara, Meydanlarda pırılda ülke! liğ —ÜU— yan inciler, bu rupanin hatıraları Hindin anlatmağa me- Ay i milyonları arasında tarıcı du. d, yüce Hin merasim n milyonlar — ülkesi İ ru tezahürat yap kasırgaları arasında an kollardaki m aybe Hinı Hind, dündeni Ye tan topral t kurdü. Sekiz milyonluk bir kü rinin dönüşünü çılgın bir hududlarını aştı ve Hindis- ğ dis- İrinde dan klarında bir periler memleke- | | Dündenbe distan — ülkeleri yiz ve dünde! yeryüzile kestim ve bir «Cennets in ufuklarına M daldım. , beşerden üstün r âlemdeyiz sanki! Bu topraklara bir İnsan gel Gökler yarıldı ve en mukaddes bi hini sanki insanlığın yaşadığ zülen armağanladı. |min ederim, Binbir Gece masa nın efsanevi «Şehrazâd> ları bile tanıma- mıştı. «Şehrazâds!.. O, bir hükümdara tahakküm etti. ,|Ben, bir ülkeye hâkimim, Mülyanlarca insan, sarayımın balkon- dibinde, bir - iltifatımı dileniyor. (Arkası var) yın pencerele bayramın bir damlacığı!... Böy ları duğu hi ketin nas ketin nasıl çalkalandığın / göreydim, Ze Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâle- tinden : Çorum Leyli, ve İsta: ma şartları şunlardır: 1 — Türkiye Cumhuriy yukarı bulunmamak (yiri caktır), 2 — Orta mektebden pek iyi ve bir veya iki sene ful; ekm:.luş c';lı ea adığı takdirde Orta dereceliler de ). mâdîı ı—:ğ:ıluîî îılrkçclcn:): aşağıdaki vesikaları ile birlikte 1 eylül ım.: .m“hi_ ne kadar Çorum mektebi için Sıhhat ve İçtima! Muujı—nqeıvwkğn e. ”"f“b“' bul Sıhhat ve İçtimai Muavenet Müdürlüğü vasıtasile mekteb öndereceklerdir: çalkalandığını nbul nehari Küçük Sıhhat Memurlar Mekteblerine alın- eti tebaasından olmak ve yaşı 18 df'î'.'îcfağ' ve 28 dan miden yukarı olanların askerlikle ilişiği kalmamış ola- iyi derecede mezun olmak (Lise sınıflarında nlar tercih edilecektir. Bunlarla kadro dol- uş olanların şehadetname rta mekteb şehadetnamesi aslı, (daha fazla okumuş o e andikleri ini tasdik eden resmi vesika), ile birlikte tahsil müddetleri: Ü tam bir hastane keyetinden, basılmış örneğine uygun ve üs- fotoğrafı bulunan bir sıhhat raporu, (Bu.raporu hastane baş- tü mühürliyecek ve istekli tarafından mühürlü Mütehassısları tünde tasdikli l tabiblikleri zarflıyarak ü zarf halinde olarak gönderilecektir), İşbu muayeneler: Ankara, Sivas, Erzurum, Diyarbakır, Haydarpaşa Nümune hastaneleri; İstanbul Çocuk hastanesi; İzmir, Bursa, Konya, Adana, Samsun memleket hastanelerinde yapılacak ve istekliler bu hastanelerin bulunduğu vilâyetlerin Sıhhat ve İçtimai Muavenet müdürlüklerine bizzat müracaat edeceklerdir. K D) Çıktıkları mektebden veya mahalli polisinden alınmış hüsnühal kâğıdı, E) 45x6 boyunda üç tane fotoğraf. 4 — Çorumdaki Leyli mektebe girmek istiyenler bu vesikalardan başka bir de aşağıda örneği yazılı, Noterlikten tasdikli taahhüd senedi vereceklerdir. Taahhüd senedi örneği Çorumdaki Leyli Küçük Sıhhat Memurları mektebine alınarak tahsil edip zezun olduğumda, Sıhhat ve İçtimal Muavenet Vekâletinin tayin edeceği vazife- de beş yıl hizmet etmeği ve bu hizmeti kabul etmediğim veya kabul edip te muayyen müddeti bitirmeden bıraktığım ve sıhhi sebebler dışında mektebden daimi olarak çıkarıldığım takdirde benim için sarfedilmiş olan parayı tama - men ödemeği ve bu taahhild senedi mucibince benden istenecek para için, öde - mek mecburiyetinde olduğum tarihten itibaren 96 9 faiz lş'üı'ü'.ülmeşmi kabul ve taahhüd eylerim. Sarih ikametgüh adresi Yukarıda adres ve hüviyeti yazılı olan ...... ım bu taahhüdname — mucibince ek mecburiyetinde bulunduğu her ders yılı için iki yüz lira olmak üzere bütün tahsil müddeti için ceman dört yüz liraya kadar parayı faizile birlikte borç- ile birlikte müteselsil Lefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatile ödi. Kefilin adresi (4146, | kâtib İçine girdiğim sarayın azametini, ye- Jsus olan |üzere, Çankırı livasından harice zahire Sayfa 13 Ni Devlet kapısında elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve Haftada iki gece muntazaman mes- | nevi okunur ve binnisbe işin az olduğu | gecelerde de şatranç oynanırdı. Şatranç | oynamak benim için memuriyet ilâvesi gibi idi. Bunu bilip bi ğu zaman menfi cevab verdiğime piş- man olmuştum. evrakın pek ziyade ol- u bir posta günü ben, meclisi idare Ti ve Ahmed Rıfat bey, sabahtan ğ kadar çalışarak bunları çık: Paşa sofradı Bugün çok yoruldunuz. müsahabe ile geçiririz, dedi, Geceyi , hepimiz, taa: bakmıştık. Sofradan kalkınca: — Aziz, dedi, sigarayı sin! Paşa, bana (aziz) diye hitab ederdi. | içeride içer- ün mü? cevabını verdiler! t bey: — Öyle, fakat ne iş bulacak? Posta : v sterse yazdıracak, okutaca ulamazsa, icad eder, muka- de bulundum. arünileyhin yazıl dizildik Bir iki haval sözden sonra, paşa, sa- kalmın arasından çenesini kaşımıya başladı. Şu hareketinden, hepimize bir iş bulmak için düşündüğünü anlamış- tık. Nibayet, yazı masasının çekmecesi- ni çekti, bir mektub çıkardı. — Sırrı paşanın (Sırrı Kur'an) na- mandaki kitabından nüsha ihda ettiği- ne dair göndermiş olduğu mektubdur, diyerek bana verdi. Buna güzel bir ce- vab tesvid ediniz. Aldım. Gülmemek için cebri nefsede- rek yazmıya başladım. Çünkü, evvelce, gene böyle nezdinde olduğumuz bir ge- ce güldüğümüz için, dördümi de: ydi, dışarı gidin. İst i ükten sonra gelin de işimi- ze devam edelim, sözile tevbih etmişti. Paşa, meclis kâtiblerine de, sabaha kadar bitirilemiyecek kadar uzun yazı- lar buldu. Fakat, Ahmed beyin angar- yasız kaldığına canı sıkılmakta olduğu- | nu anlıyorduk. Nihayot, ona da: — Ahmed bey, teneffüs odasındaki masanın üstünde, Abidin paşanın gön- derdiği altı cilâ mesnevi şerhleri var. Alıp buraya getiriniz, dedi, fil dişi kâ- | Bid bi 1 eline alarak evirip çevir- n ladı. Ahmed bey, kitabları ketirip yazıha- nenin üstüne yığdı. O zaman da: — Bunların yaptaklarını açınız, de- yip kâğıd bıçağını uzattı. Benim işim işti, paşa ile konuşuyorduk. Niha- yet Ahmed bey de, sayfaları açmayı ta- mamladı, bıçağı paşanın önüne lmydu., Paşa, derhal saatine bakarak: | — Dört, demek ki daha bir saatimiz | var, Kuzum Ahmed bey, arada açılma- mış yapraklar kalmışsa, ben onları 6- kurken sabredemiyerek parmakla yırt- mağa mecbur olur, kitabı bozarım. Baş- tan başlıyarak bir yoklama yapınız, de- mesin mi! Zavallı Ahmed bey, altı cil- din bütün yapraklarını birer birer yok- lamıya mahküm olmuştu. Abdurrahman paşanın kendine mah- yazı tarzı için nümune olmak nesi etrafına çıkarılm ı mahalli idare meelisinin | kararile menettiklerine dair muütasarrıf vekilinden gelen telgrafa bizzat kendi- sinin yazdığı cevabı göstereceğim, Har- fiyen şöyle idi: Abdürrahman paşanın iki sene önce sadaret mevkiini işgal ederken padişaha yazdığı mektub, medeni cesaret bakımından nadir bir büyüklük sayılır iğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda darağacı altında biten memuriyet hayatı 43 eski meb'us Ebubekir Hâzım nci meşrutiyetten birkaç sız, z adamlarsın: re ihracı mem de: (Padişah el ce vi diyetiniz haricinde bir harekete nasıl cesaret ettiniz' etli o da den geri kalmıyarmüş tir. Serian iptali ilân ediniz. ve halka vermeyiniz. Bunu düşüneceğinize emaheti âşardar dan nütah- Si ti terk ve mevcudunu almı yor. (1) Abdurrahman paşanın ikinci meşru- fatından dolayı sadaret v snada padişaha yazdığı bir T un şahadet ettiği katen emsali nac yüktür. tin ilânından sonra (Sadayi M «Heykeli ad> namile Abdurrah- man paşanın resmi dercedilmişti. Ga- zeteye bir mektub yazarak «İstibdad zamanında sizin kulaktan ku damaktan bile korkt bizzat F a rTüne tecavüzlerde bulunmak ay demiştim. Fakat mektubu gazeteye yaz- madılar, let) adındaki bir gazet a (Arkası var) (1) Ağa Hüseyin paşanın meşhur mektu- bu şöyledir: eSilivri maibi, şeriat haini, iM- munı gördüm, kahkaha ile güldüm, maall he- zeyan, hükmü hilâfı kur'andır. Mihri mü- eyyedimi basar, seni mahkeme kapısına a« sarım.: Resimli zabıta hikâyemizin hal şekli Bit numaralı resimdeki boş İskemlenin oturulacak yerine dikkat ediniz. Palk bu iskemleden daha henüz kalkmıştır. Bu kapanır, açılır iskemledir. Tamamile a- çılmış değildir. Fakat görüldüğü vechile de Falk'ın sığabileceği kadar bir geniş- likte açılmışlır. Cinayet keşfedildiği za- man, uşak 4 numaralı resimde farketti- Binis gibi, iskemlenin tamamile açıldığı- nı görmüştür. Bu da, bu iskemleye Falk- ten daha şişman birinin oturduğunu ka- Pat öder. Smart 1Je madam — Biles öyle şışman değildirler, (1 ve 2 numazalı ve- sim) Ortada kala kala madam Stoker ka- lyordu ki, o da hakikaten şişmandı. Ve iskemleyi açması lâzım gelen de o ola- caktı. Filvaki, Con'u öldüren madam Stoker idi. Peki ne e öldürmüştü? 7 numaralı resimde doktor, Conun ga- yet ince bir Aletle öldürüldüğünü söyle- mişti. Madam Stoker 3 numaralı resimde gördüğünüz gibi, şapka Iğnesi ile Conu öl- dürmüş, cürüm, âletini de toprağa göm- müştü. Bu iğne bulundu ve katil asıldı. ____ı;ı;n;m.____ Ticaret ve Zahire :o/î/—on CİNSİ Buğday sert Buğday kızılca Arpa Anadal Arpa yemlik Bakla Misir sarı Yulaf Nohud Peynir beyaz Z. yağ yemeklik ğ RANU «Heyeti meclisle zatınız ne malüm