Bap — Hava RADYO P Bir Haftalık ROGRAMI Y? Temmuz 1938 Pazar ÖĞLE NEŞRİYATI: ” 12.30: Plâkla Türk müsikisi. 1250: Hava- Gi 13.05: Plâkla Türk musikisi. 13.30: Muh- elit plâk neşriyatı. AKŞAM NEŞRİYATI: ! 18:20; Hafif müzik: Tepebaşı Belediye bah- Çesinden naklen. 19.15: Nezihe Uyar ve ar- kadaşları tarafından Türk musikisi (Şata- yaban, Rast. Sultani yegâh, Uşgak), 20: Ba- ft âyarı: Grenviç rasadhanesinden naklen. Keman konseri: Konserratuar Profesörle- Finden Liko Amar, Piyanoda Babo. 2040: raporu, — 2048: — Ömer — Riza Doğrul — tarafından arabca söy - lev. 21: Sant âyarı — 2130; Kiâsik — Türk “ gmustkisi: Nuri Halil ve arkadaşları tarafın- — dan. 2210: Müzik ve varyete: Tepebaşı Be- t Jediye bahçesinden nak'en. 22.80: San haber- ler ve ertesi günün programı. 23: Saat üyârı. © 18 Temmuz 1938 Pazartesi ÖĞLE NEŞRİYATI: 14490: Plâkla 'Türk Miusikisi. 1450: Hava- 'diz. 15.05: Plâkla Türk musikisi, 15.30: Muh- telif plâk neşriyatı. AKŞAM NEŞRİYATI: —— 1830: Plâkla dans musikisi. 1850: Rıfat müsikisi | — ye arradaşları tarafından — Türk “(Nehavent). 19.20: Çocuklara masal: Bayan — Nine. 19,55; Borsa haberleri. 20: Saat üyarı: ÜÖrenviş rasadhanesinden naklen, Mustafa /— Çağlar ve arkadaşları tarafından Türk mu- — gikisi 2040: Hava raporu. 2043: Ömer Rıza Doğrül tarafından arabca söylev, 21: Saat Oüyam, — Orkestra. — 2130: — Fasıl saz hoy'eti: — İbrahim — ve — arkadaşları ta- Tafından 'Türk müsiklak ve — halk garkıları (Karcığar faslı), Zz10: Müzik ve yaryete: Tepebaşı Belediye bahçesinden nak- len 22.50: Son haberler ve ertesi günün prog- — ramı. 23; Saat âyarı. K — Çesinden naklen. İ e ' 19 Temmuz 1938 Salı ÖĞLE NEŞRİYATI: 14.30: Plâkla Türk musikisi. 14.50: Hava- dis. 15.05: Plâkla 'Türk musikisi. 15.380: Mub- telif plâk neşriyati. AKŞAM NEŞRİYATI: 1830; Hafif müzik: 'Tepebaşı Belediye bah- 1915: Könferans: Fatih Halkevi namına: Mesud Cemil (Musiki hak- — kanda). 19.48: Borsa haberleri: 20: Saat ü- yarı: Örentiç raşadhanesinden naklen: Ve- dla Rıza ve arkadaşları tarafından Türk mu- Biksi (Eviç ara, Mahur), 2040: Hava raporu, ©043: Ömer Rıza Doğrul tarafından arabea Söylev. 21: Saat üyarı. Orkestra. 21.30: Ce- — mal Kâmil ve arkadaşları tarafından Türk musikisi (RHicaz), 22.10: Müzik ve varyele, “Tepebaşı “Belediye bahçesinden naklen. 72. 60: Soan haberler ve ertesi günün programı. M3: Saat âyarı. e L h 320 Temmuaz 1938 Çarşamba — ÖĞLE NEŞRİYATI: 1430: Plâkla Türk musikisi. 1450: Hava- is, 15.05: Plâkla Türk musikisi. 15.30: Muh- telif plük neşriyatı. — AKŞAM NEŞRİYATI: — 18230; Plâkla dans me.*cisi. 1850: Nibhal — Atım ve arkadaşları tarafından Türk musi- ' kisi ve halk şarkıları (Ferah feza ve Ma- ür). 19.20: Konferans: Beyoğlu Halkevi na- gMuna, Cemal Günenç (Halkın belediyeye karşı vazifeleri). 19.55: Borsa haberleri, 20: — Baat âyar: Grenviç rasadhanesinden nak- den. Şehir Bandosu: Cemil Dölener idare- ' ginde 2040: Hava raporu. 20.48: Ömer Rıza Doğrul tarafından arabca söyler. 21; Şan: ' Bedriye Tüzün. Stüdyo orkestrası refakali- de, 21.30: Tahsin Karakuş ve arkadaşları ta- fından Türk müsikisi (Hicazkâr faslı). 22. — 40: Müzik ve varyete: Tepebaşı Belediye bBahçesinden naklen. 22.50: Son haberler ve ertesi günün programı. 23: Saat âyarı. ea e 21 Temmurz 1928 Perşembe ÖĞLE NEŞRİYATI: 1430: Plâkla Türk musikisi. 145$0: Hava- — idis. 15.05: Plâkla Türk musikisi. 15.30: Muh- telif plâk neşriyatı. — AKŞAM NEŞRİYATI: -18.30: Hafif müzik: Tepebaşı Belediye bah- gesinden naklen. 1915: Spor müsahabeleri: /— BEştef Şefik tarafından 19.55: Borsa haberle- Fi. 20; Saat üyarı Grenviç rasadhanesinden ni n Sadi Hoşsas ve arkadaşları tara - n Türk musikisi (Şahnas tahir buselik). Hava raporu. 2043: Ömer Rısa Doğ- farafından arabca söylev. 21: Saat üya- tL Örkestra. 2130: Semahat Özdenses va ar- kı tarafından 'Türk musikisi (Suzinak, tast, Mahur). 22.10: Konser: — Novotniden naklen, viyolonist M. Kemâal idaresinde or- stra. 2250: Son haberler ve ertesi günün 23: Sant âyarı. , e 22 Temmuz 1938 Cuma . MLI NEŞRİYATI: ın:n Plâkla Türk musikisi, 14.50: Hava- 15.03: Plâkla Türk musikisi, 15.30: Muh- plâk neşriyatı. — AKŞAM NEŞRİYATI: 1820: Plâkla dana musikisi. 19.15: Konfe- rans: Ali Kâmi Akyüz (Çocuk terbiyesl), 19.55: Borsa haberleri. 20: Saat üyarı: Gren- viç rasadhanesinden naklen. Müzeyyen Be- / nar ve arkadaşları tarafından 'Türk musiki- —ai iHtüsevni. Karcıdar, Müstear. Evic). 20 40: fından araboa söyler, 21; Saat üyarı. Orkes- tra. 21.30: Muzaffer İlkar ve arkadaşları ta- rafından Türk musikisi (Ferahnâk), 22.10: Müzik ve varyete: Tepebaşı Belediye bah- çesinden naklen. 2250: Bon haberler ve er- tesi günün programı. 23: Baat Ayarı. 23 Teninmiz 1838 Ozmartesi ÖĞLE NEŞRİYATI: 1230: Plâkla Türk musikisi. 12.50: Hava- &4 13.06: Plâkla Türk musikisi. 13.15: Kon- #81: Novotniden naklen viyolonist M. Kemal idaresinde orkestra. AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Hafif müzik: Tepebaşı Belediye bah- çesinden naklen. 19.15: Konferans: — Prof, Salih Murad (Fen müsahabeleri). 19.56: Bor- sa haberleri. 20: Saa$ âyarı: Grenviç rasad- ıunıımoen naklen. Belma ve arkadaşları ta- rafından Türk musikisi (Hicazkâr, Buzlnak), 2040 Hava raporu. 2043: Ömi rul tarafından arabca söylev. rı. Örkestra 21.30: Necmeddin Rıza ve urka- daşları tarafından Türk musikisi (Hicazkâr) 2210: Müzik ve varyete: Tepebaşı Belediye bahçesinden naklen. 2250: Bon haberler ve ertesi günün programı. 29: Baat üyarı, aa ANKARA Wi Temmuz 1938 Pazar ÖĞLE NEŞRİYATI: 1230: Karışık plâk neşriyatı, 1230: Plâkla 'Türk musikisi ve halk şarkıları, 13.15: Ajans 18.30: Karışık plâk neşriyatı, 19.15: Türk musikisi (Salâhattin), 2000: Baat Ayarı ve Araben neşriyat, 20.15: 'Türk muzikisi (Han- dan), 2100: Konferans: — (Behçet — Kemal Çağlar), 21.15: Stüdyo —salon orkestrası, 22.00: Ajans haberleri e 18 Temmuz 1938 Pazartesi ÖĞLE NEŞRİYATI: 14.30: Karışık plâk neşriyatı. 1! 50: Plâkla Türk musikisi ve halk şarkıları. 15.15: Ajans haberleri. AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Plâk neşriyatı, 19.15: Türk musi - kisi (Makbule), 20.00: Saat âyarı ve Arabca neşriyat, 20.15; Türk müsikisi ve halk şar - kıları (Handan), 2100: Konferans: (Şevket Büreyya Aydemir), 21.15: Btüdyo salon ot - kestrası, 2200 Ajans haberleri. © 19 Temmuz 1938 Salı ÖĞLE NEŞRİYATI: 14.30; Karışık plâk meşriyatı. 14.50: Plâkla 'Türk musikisi ve balk şarkıları. 15.15: Ajans haberleri. AKŞAM NEŞRİYATI; 18.30: Plâk neşriyatı (Dans), 19.18: Tüzk musikisi (Mukhdder), 2000: Saat âyarı ve Arabea neşriyat, 20.15: 'Türk musikisi (Gü - ler), 2100: Keman solo (Prf. Necdet Remzi Atak), Piyanoda George Markoviteh, 21.15; Stüdyo salon orkestrası, 22.00: Ajans haber- deri. e 20 Temmuz 1938 Çarşamba ÖĞLE NEŞRİYATI: 14.30; Karışık plâk neşriyatı. 1450: Plükla 'Türk musikisi ve halk şarkıları. 15.15: Ajans haberleri, AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Plâkla dans müsikisi, 19 18: Türk ınusikisi (Hikmet Rıza), 2000: Saat âyarı ve Arabca neşriyat, 20.15: Türk musikisi (Mak- bule), 21.00: Konferans (Şakir — Karaçay), 2115: Stüdyo salon orkestrası, 22.00: Ajans haberleri. e 21 Temmur 1918 Perşembe ÖĞLE NEŞRİYATI: 1430. Karışık plâk neşriyalı. 14 50: Plükla Türk musikisi ve halk şarkıları. 15.15: Ajans haberleri. AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Plâk neşriyatı, 19.15: 'Türk musikisi (Balâhattin), 2000: Baat âyarı — ve Arabea neşriyat, 20.15: Radyofonik temsil (Gençlor grupu tarafından), 21.00: Konferans (Şakir Hâzım), 21.16: Stüdyo salon oörkestrası, 2200: Ajans haberleri, 22 Temmuz 1938 Cuma ÖĞLE NEŞRİYATI: 1490 Karışık plâk neşriyatı. 14.50: Plükla Türk musikisi ve balk şarkıları, 15.15: Ajanı haberleri. AKŞAM NEŞRİYATI: 18.80: Plâk neşriyatı, 19.15: Türk musikisi (Handan), 2000: Saat üyarı ve Arabea nöş- riyat, 20.15: Türk musikisi (Mikmet Rıza), 2100: Konferans (Çocuk Esirgeme Kurumu namına - Mehmed Ali Tamalp), 21,15: Stüd- yo salon örkestrası, 2200: Ajans haberleri. haberleri. AKŞAM NEŞRİYATI: 18.30; Plâk meşriyatı, 19.00: — Dans plâk 19,15: Türk musikisi ve halk şar- kıları (Makbule ve arkadaşları), 20.00: Saat Ayarı ve Arabca neşriyat, 20.15: Türk mu - gikisi (H. Riza ve arkadaşları), 2100: Fülüt solo: (Ahmed Andiçen) Piyanoda Marko - viç, 211$; Stüdyo salon orkestrası, 2200: SON POSTA A Maneviyatını sağlamlaştırması lâzım gelen bir tip Blazığdan Şen- gül imzasile soru- Tuyor: — Muvajfak ola- cak mıyım? Manevi varlıkla- ri takviye etmek ve müsbet tedbir- leri almak suretile müvaffakiyet ih- timalleri — çoğaltı- labilir, Sakin Ankarada — Te- mel Aşkın karak- terini soruyor: Kendi. âleminde ve kapalı vaziyet- tedir. — Kendisine göre — düşünceleri, prensipleri vardır, fakat bunların tat- bikatında enerjili değildir. Başkala- rının işlerine, hususiyetlerine karışmaz. Arkadaşlarile sakin konuşur. Şöhret seven bir tip Numan Perçin- kaya imzasile so- Tuluyor: Karakteriri nedir? Çetin ve gururu okşıyacak işlerden * hazzeder. Şöhreti sever, kendişinden ehemmiyetle bah- sedilmesini — ister Sebatkürlığı bazan inadcılık mertebesine vardırır. Teşvik ve teşcilerden kuvvet alır. e Mücadeleci bir tip Kemal Türey de karükterini — soru- yor: Kafasını yor- der. Derslerine aklı ererse de kendisini sıkıntıya koymak niyetinde değildir. e Alıngan bir tip Malatyadan Sa- mi de karakterinin lay kolay yoruül- maz. Bir işde ev- velâ çok alâka gös- terir, kızdırıldığı takdirde birdenbi- re küser, İzzeti- nefis meselelerinj- de çabuk alıngan ve atak olur. e Pek gözlü bir genç İzmitten Ferdi imzasile — sorulu- olduğu kadar da tehlikelere — karşı koyacak hareket- lere ihtiyacı vardır. Bazı ahyalde gözü pek olmak yumuşak yüzlü olmaktan da- ha faydalı olabilir. Son Posta Fotograf tahlili kuponu tahlili için bu kuponlardan Fotograf 6 adedinin gönderilmesi şarttır. Edebiyat: Kitabcıların Yemmuz 14 iddiası neden saçmadır ? (Baş tarafı 7 inci sayfada) hizmettir, fakat asıl kitabcılarımızdan beklediğimiz yüksek kültür hizmeti de- ğil, Zaten bu kitab basaniar arasında bir tek doğruyu söyliyen meseleyi aydınlat- mıştır. Hüseyin Kitabcı, masrafımı koru- yamadığından, zira alıcısı 92 olduğundan bahisle, kendisine teklif edilen pek çok kıymetli eserleri, değerlerile mütenasib yüksek telif hakikı veremiyeceği için te- essüfle basamadığını söylüyor. İşte bu a- çık itiraf, hiç şübhesiz, Türk müellifleri- ni fena eser yazmakla itham eden diğer- lerinin yüzünü kızartacak bir cevabdır. Bu sözü söyliyen az çok bir hakikati ifa- de etmekle beraber hiç değilse senelerdir zihin mahsullerile ticaretini idame ettiği muharrirlere toz kondurmuyor, onlara hürmet ediyor. Bunun için verdiği cevab da hürmetle karşılanabilir. Hâsılı bugün, sinema, spor, eğlence ve daha bunun gi- bi muhtelif sebeblerle okuma zevki azal- dı ise bunu düşünmek, buna çare ara- mak, çare bulmak ta, muhakkak ki bü- 'ün Türk münevverlerinin, bilhassa ya- zanlarla basanlarının vazifesidir. Ancak işi bu cebheden kavramayıp ta Türk mu- harrirlerini dünya nazarında küçük dü- şürecek cevablar o memleketin kitabcı- ları ağzından çıktığı gün mesele değişir, işte böyle sert cevablarla nıukıh_de gö- Tür, Çok fazla telif eser basarlarsa ziyan e- derlermiş! Çünkü Avrupadaki eserlerle bunları mukayese edemezlermiş! İhti- mal çok doğru! Ancak kendilerini de u- nutmasınlar! Avrupadaki kitabcıların ne kadar bilgili ve hattâ içlerinde bazısının gazete ve mecmualarda tenkid maka e- leri yazacak değerde adamlar olduğunu da kendilerine biz haber verelim! Eğer edebiyatı çok ileriye gitmiş memleketler muharrirlerile bizim memleketimiz mu- harrirleri arasında bir mukayese yaparak bizimkilere on üstüne beş numara verır- sek bu mukayesede kendilerinin, - yani Türk muharrirlerini beğenmiyen kitab- ciların iki numaradan yukarıya çıkamı- yacaklarını da tereddüdsüz ilân edebili- riz. Hatid belki de içlerinde sıfır numa- raya çoktan hak kazananlar da vardır. Maamafih az çok okur yazar ve bazı oku- duklarını anlar olanların, arasıra — telif eserler de bastığını görmüyor değiliz. Fa- kat ya ölmüş bir muharririn yok pahası- na mirasına konmuşlardır, yahud vakti- le Arab harflerile basılmış bir başka se- riyi (gene öyle telif hakkı ucuzun ucu- zuna mal edilerek) yeniden basmışlar- dır. Son yıl zarfında, sırf telif hakkı ver- memek için, bir takım şairlerin eserlerin- den rastgele parçalar seçerek ve onları da başından sonuna kadar yanlışlarla do- lu neşrederek Türk şürine ve şalrlerine en büyük fenalığı yapanlar da bu dost- lar değil midir? Bu nasıl ticaret? Nasıl kültüre hizmet? Bir kısım kitabelar da vaktile mekteb kitablarını kendileri bastıklarından, son- rTa bu iş ellerinden alındığı cihetle tica- retlerinin bozulduğundan dem vuruyor- lar. Ticaretlerinin mübim bir kısmı eksil- diği doğrudur, ancak vaktile mekteb ki- tablarının kârından arttırarak ziyanına da olsa edebi ve ilmi eserler bastıkları doğru değildir. Hiç birisi ziyanına kitab basmamıştır. Bir muharririn bir veya birkaç kitabından az kazandılarsa ve hat- tâ dedikleri gibi ziyan ettilerse diğer bir eserinden bunu faizi ile çıkarmış, mü- himce kârlar elde etmişlerdir. " Hakikat böyle iken, bunların mekteb kitablarını bahane diye öne sürmeleri de ayrıca bir mügalâtadır. Bu mühim kültür davasının diğer bir vebhesi de okuyucu meselesidir. Fakat bu mesele, neşredilen eserleri memleke tin her tarafına tamim işi gibi, ayrıce tedkike değer. Bunun için bu hususta dü- şündüklerimizi gelecek yazımıza bırakı yoruz. Halid Fahri Ozansoy Yarınki harp vekadın | Süveyş kanalı nasıl (Baş tarafı 9 uncu sayfada) Yirmi dört saat içinde tam on milyon İngiliz kadınını tahtı silâha alabileceğini geçenlerde resmen bildirdi, Lady Readingin başlıca hedefi: Mem- leketin müdafaası bakımından kadınlar- dan istifade eylemek ve tayyare hücum- larına karşı sivil halkı askez kadınlar sa- yesinde korumaktır. Lady Reading Londranın bütün muha- faza mahallerine vâkıftır. O kadar mü- kemmel bir plân vücude getirmiştir ki bir fayyare hücamu sırasında sokakta bur tek çocuk ve bir tek kadım veya erkek melcesiz kalmıyacaktır. Bu kadınların askerlikleri 20 yaşından |40 yaşına kadar sürmektedir. Kendisine karşı yapılan şiddetli hü- cumlara rağmen Lady Reading faal bir gurette çalışmaktadır. Başvekil Chamberlain, harbiye nazını Hoore Belisha onun yardımcısıdırlar... Lady Reading genç olmasına rağmen modaya hiç ehemmiyet vermez... Koyu kırmızı renkte bir ipek rop ile gezer... Dört kâtibesi olmasına rağmen günde 16 saat çalışır. Kocası gibi kalb illetinden muztaribdir. Sigara, çay, kahve içmez. Yemeklerini bizzat pişirmekten büyük bir zevk duyar, Otuz kadın mecmuasına mâkaleler ya- zar, Madam Ruzvelt ile sık sık mektubla- şır. Haftada dört konferans verir. Krali- çe Elizabet tarafından hemen hergün huzura kabul edilir, Fakırler kendisini çok sevmektedirler, Hendekte spor günü Hendek Gençlik Kurumu bir spor gütü tertibini kararlaştırmıştır. Bu günde güreş- ler, at yarışları ve atletizm müsabakaları yapılacaktır. Gümrük ve İnhisarlar Vekâleti, bü- tün gümrük teşkilâtına yeni bir emir göndererek, 20 Ağustos 1938 de açıla- rak 20 Eylül 938 tarihine kadar devam edecek olan sekizinci enternasyonal İz- mir fuarını ziyaret etmek üzere haric- den gelecek yolculara gümrük mua - melelerl bıkımmdın uıın kolaylık açıldı? (Baş tarafı 7 inci sayfada) Derhal binlerle köylünün birden işe başlaması lâzım gelen tertibat alındı. Tam kanalın kazılmasına başlanıyordu. Napoleon Kahireye hareket etti. Yolda, Osmanlıların Fransaya harb açtığı ha- berini aldı. Osmanlı ordusu harekete geçmiş, donanması da İngiliz donanma- sile birleşmişti. Fransa Hindi zaptetmek emelinden vazgeçmeye mecburdu. Napoleorilan ka« nal tasavvuru da hayal olmüştü. * Aradan otuz iki yıl geçti. Ferdinand de Lesseps 1832 de İskenderiyeye şehbender muavini tayin edildi. O zaman genç dip- lomat yirmi yedi yaşında idi. Bulunduğu vapurda kolera çıktı. Karantineye alın- dılar. Ferdinand de Lesseps te öbür yol- cular gibi karaya çıkamadı. Vakit geçir- mek için Fransa kotsolosundan gelen ki- tabları okumaya başladı. Bunların ara- sından vaktile Lepöre'in Napoleonun ar- zusu üstüne müstakbel kanalı hakkında yazdığı eser de vardı. Ferdinand, daha ilk bakışta bu yazıya derin bir alâka duydu. Okudukça alâkası büsbütün arttı. Sonuna kadar bitirdi, bir daha başladı. Böylece onu tekrar tekrar gözden geçir- di ve nihayet bu kâğıd barçalarının çok kıymetli bir fikir hazinesi olduğu kanan- tine vardı. Akdenizi Kızıldenize bağla- manın, Napoleonun hayalinde başlıyan eseri tamamlamanın insana ideat olabile- cek eşsiz bir kıymeti vardı. Ferdinand de Lesseps'in babası Mat- hicw de Lesseps vaktile Mısırda uzun zaman bulunmuş, Fransaya döndüğü va- kit arkasında birçok dost bırakmıştı. Bunlardan en mühimmi Mehmed Ali Pa- şa idi. Mehmed Ali Mısıra Makoedonya- dan gelmiş, önceleri tütün tüccarlığı yapmış, çok para tutmuş sonra orduya intisab edip yükselmişti. Ferdinand de Lesseps'in Mısıra geldiği sıralarda Mehmed Ali, paşa olmuş ve Mi- sırı hükmü altına almış bulunuyordu. Genç diplomat şehre ayak basar basşmaz bu eski baba dostunun ziyaretine koştu ve onun tarafından pek sevilen bir mi- safir gibi kabul edildi. (Arkası yarın) K. Neyyir