Hatay anlaşmasının Haricdeki tesirleri — Yazan: Muhittin Birgen A rab — memleketleri — müstesna, Hatay anlaşması, umumiyetle hariede iyi tesirler yaptı. Bu tesirin birine €i derecede mühim olân tarafı, Türkiyos nin dünya politikasında mühim bir kuv- vet olarak kendisini bir kere dahâ göster- miş bulunmasıdır. Geçen gün bu anlaş- manın ehemimiyetini izah ederken Os- manlı imparator l de devle' mış oli tarafından, kendin hemmiyet verilme defaki anlaşma ile w mukabil, kendisinin v düğünü fillen isbat Foi gazetelerii nasıl büyük bir memin ğini okuyucularımız biliyorlaı beri Fransız gazeteleri, harici kımından bu derece kuvvetli bir mem- nuniyet göstermiş ve Fransa hesabına bu kadar mühim bir muvaffakiyet kaydetmiş değildiler. Yazdıkları âdeta bir nevi mu- tatferiyet kasidesidir; Türkiyenin dostlu- Bunu kazanmak Fransızlar için bir mu- zafferiyet telâkki edilirse bunun mana- Bını uzüun uzadıya izaha elbet lüzum kal- maz. Fransız gazetelerinin bu sevinçlerinin sebebsiz olmadığını anlamak için diğer mermleketlere ald matbuatın yazdıklarını gözden geçirmek lâzımdır. Bu gazeteler, Hatay itilâfı meselesini hemen hemen is- tisnasızca, iki bakımdan tahlil ediyorlar: Evvelâ, Türkiyenin, Fransaya söz geç | tip Cihan harbinden sonra tesbit edilmiş olan hududların, lik defa olarak, resmi müzakerelerle bu suretle değiştirmeği ka- | bul ettirmesinde başlı başına mühim bir bir hâdise görüyorlar. Cihan harbinden sonra tesbit edilmiş olan hududlara, ga- Hib devletlerin ve bu arada bilhassa Fran- sızların nasıl mukaddes çizgiler nazarile baktıkları malümdüur. Buna rağı kiye, resmi diplomatik müzakerelerle bu hududların kendi lehinde bozulmasını temin eden ilk memleket olmuştur. A-| Di L0 e Do e L n n 'as Ok; milen Alman ve kimsenin idare veya hi- mayesi altında bir memleket değildi. Ha-| fay ise, Avusturya emrivakiinden dâha evvel ortaya atılmış bir dava ve bu da- vanın karşısında Fransâ ile Milletler Ce- miyeti vardı. Türkiye, Fransa ile, Millet- ler Cemiyeti ile a: Ti konüştü, çökiş- ti, çarpıştı, nihayet — istediğini — fazlaşile kâbul ottirdi. Çekoslovakya ekalliyetleri işinde, yüzde yüz gayri Çeklerle meskün olan sahaların davası henüz sürüklen - mekte olduğu bir sırada Türkiyenin, bu işde muvaflak ol ı, bütün dünyâ matbuatı hakiki bir muzafferiyet olarak görmekte ve «Memleketimizin yeniden | dünya politikasında nâfiz bir rol oynamı- ya başladığını» açıkca kaydediyorlar, en, itilâfın Hatay davası haricin- manası ile dünya gazeteleri ayrıca meşguldürler. Bu bakır iki nökta| bilhassâa ehemmiyetle lit ediliyor. A — Şârki Akdenizin müvazenesi, y sulhü, statükosu artık te edilmişti deniliyor ve Fransa ile Türkiyenin bu noktada anlaşmalarının, bu siyasetl müvazi olarak yürüyen İngilterenin de onlarla beraber bulunmasının bu müva- zeneyi temine kâfi olduğu kabul ei M Demek oluyor ki Türkiye, bu kadar Resimli Makale: Muhitinizde yaşıyanlar üza okşıyan Diri Varsa öndün zin düşmanmızdır, hatada ze tuzak kurandır. 108 defa Atlas Okyanosunu Geçen kadın Resmini gördüğünüz kadın G1 ya- şındadır. 60 senedir müntazaman İngil- tere ile Amerika arasında seyahat et- osunu geçmek suretile bu denizlerde en fazla seyahat etmek tö- korunu kırmıştır. Fransada büyük banknot- dara gösterilen rağbet diğer taraftan da rayicinin muhtelif su- kutlara uğramış olması bankacılık âle « minde beklenmiyen bir netlce doğurmı tür. Bu netice frangın satın alma kıy ti eksildiği için herkesin cebinde müm - kün olduğu kadar fazla miktarda bulundurmak mecburiyetine düşmesi ve binnetice büyük kiymette banknot al - mak istemesidir. Filliyatta bunun tesiri $00 ve 1000 framklık banknotlara fazla ise tek şeklinde göl sı son 10 yil içimde 1000 franklık notların sayısını - bir misli — arttırmıştır. ndi de piyasaya 5000 franklık banknot |$ |çıkarmayı düşünmektedir. ——— ——— — yetle, mese bir de bu no lan tahlil ediyor ve hülâsaten bu neticelere varıyor. « Görülüyor ki Hatay meselesinin vardı- ği netice, iki yüz bin kadar Türkün mus- mühim bir müvazeneyi teminde kâfi de- recede kuvvetli bir memlekettir; bunu ferahla kaydedebiliriz. B — Fakat, 'Türkiye bu müvazenenin teminine kendi siyasetinin kuvvetini ilâ- ve ederken «<Hiç kimsenin aleyhine» bir vaziyet almamıştır; verdiği söz Şarki Ak- deniz sahasında «Sulhün — muhafazasına yardım» ve «Fransanın gleyhine her han- gi bir harekette bulunmamak» sözlerin- den ibarettir ki hiç kimse bu tarzda söz- ler verdiğinden dolayı Türkiyeye darıla- maz ve onu her hangi bir hodgâümlıkla ve üçüncü devletlere karşı bir tarafdarlıkla itham edemez, Bünlar öyle taahhüldlerdir ki her millet, diğerine karşı alabilir; hat- tâ almalıdır; bunlar, sulh, dostlük, dürüz- ti taahhüdleridir. Demek oluyor ki Tür- kiye, Hatay davasını kazanmak için, her- kesin tabil surette verebileceğinden fazla hiçbir şey vermemiştir. İşte, Avrupa matbuatı, hemen umumi- temleke olmaktan kurtuluşu değildir. 'Türkiyenin kendi kendisini bir kere daha fethetmesi, — Osmanlı imparatorluğuna çoktanberi nasib olmamiş bir kuvvet ve şevket derecesini tekrar elde eylemesi ka- dar mühim bir hâdise oldu. İstedim ki va- tandaşlarım bu hakikati iyi anlasınlar ve bu tahlili de onun için yaptım. Muhittin Birgen İSTER İ Büyükadada bir Dö Laplay oteli var kalmış olacak ki Defterdarlığın idaresin müşteri çıkmadı, yahud da çıkanla uyu terdarlığın idaresinde kaldı. Şimdi ilânlarda okuyoruz, oda oda kiraya verilecektir. artırmaya çıkarı denileme: artırma müddeti bir aydır, şimdi temmi İSTER arasında istisnasız olarak her sö- 1srar etmenizi istey Pransada bir taraftan iktısadi buhran, | .|bü yeni mekteb « para | lmüş ve Fransız banka- | $ -| detsler ilbette kapısı çekilip kapatılacak değildi, fakat SON POSTA e Düşman hareketi, dost hareketi... —a Bize €h büşuk döst sözümüzuün yanlış noktası Üzerinde duran, fena hareketimizi görüp söyleyen, bizi gurura kapıl- kaçınız, biliniz ki &i« ndir, önünü- rılır, ötekinde! Hergün bir fıkra Çocuklarımız olduğu zaman Çok hasis bir İskoçyalı evlenmişti, evlendiğinin ertesi günü karısile bir- likte sokağa çıktı. Bir şekerci dükkı nına girdiler. İskoçyalı bir tane çiko- lata aldı, ucundan bir parça kopardı karısına verdi, Bir parça daha kopa: dı, onu da kendisi yedi ve geri kalanı- ni cebine attıktân sonra karısına dön- dü: — Kalanı da saklıyayım da; çocuk: larımız olduğu zaman onlara veririz, onlar yerler. N Amerikada Yaşlılara mahsus Mektebler açıldı Okumayı ter - ketmiyene akıllı derler, Nevyork - |ta yaşlılara mah « |sus mektebler a « İçılmıştir. Resmi « Vi gördü z ih tiyar bir Ameri « kalıda her gün A TARRR de 15 — yaşındaki bir talebe gibi ders öğrenmekte - dir. D 42 dershaneli Jolan bu sınıflar - tabil —tarih, a dünya ve sair okutul - Makta, saçları baş ları ağarmış bü - yük babalar, ke - ten gibi —beyaz saçlı nineler, bu | mekteblerin talebeleridirler. “Pullar Kralı,, Pul koleksiyonu — meraklılarının «Pullar Kralı» ismini — verdikleri bir posta pulu Berlinde müzayedeye çika- rılmıştır. Sen Madrik adasına aid olan bu pulun eşi yok gibidir. Pul, ilk kıy- met olarak, 25 bin mark ile müzayede- ye çıkarılmış ve müddet tahdid edil - İmem NAN, İSTER rdır, galiba sahibsiz ne geçti, satılacaktı, uşuülamadı. gene Def- ılmıştır. Buna bir şey uzun ortasına yakla- İNAN, İSTER maktan alıkoyandır, fakat man biliriz, tatlı söyleyeni ise döst telâkki ederiz. Birine sa- biz ekseriya acı söyleyeni düş- Altıncı hisse Malik olan Amerikalı kadın Birçok esrarı bildiğini, bunları ökuya- bileceğini iddla eden Batşeba Askavit: «— Kadın « erkek birçok tanınmış şah- giyetlerin sırlarını bilirim. Büyük iş &- damları ilkönce bana müracsat eder, on- dan sonra girişecekleri işe başlarlar. Ek- ser gebe kadınlar, doğuracakları gçocuk- larım kız mi, oğlan mi olduğunu benden *İgorarlar ve çok kere de dediğim çıkarı demektedir. Filvaki Nevyork genç kadını gelecek sene açılacak olan dünya sergisinde, (2e- kâ direktörü) ünvanile angajo etmiştir. Bayan Askovit, psişik kuvvetlere ve al- tınca hisse malik olduğunu söylemekte- dir. Harikulâde güzel ve nüfuz edici gözle- re malik olan genç kadın, bundan beş se- he evvel Ruzvelte: «Dikkat ediniz, bir suikasde maruz kâ- lacaksınız> diye ihtarda bulunmuştu. De- diği gibi de çıktı ve Amerikan Cumhur- reli suikasd yapıldı. Fakat hâdiseyi aylarca evvel kadından haber almış olan Nev- york belediye reisi, Cumhurreisinin önü- ne siper olarak, Ruzvelti muhakkak bir ölümden kurtarmıştı. Alominyom kadın elbiseleri Alominyomdan tuvalet icad edilmiş « tir, Bundan böyle şık ve zarif kadınlar, binbir türlü renklerin imlizacile cidden güzel olan alominyom elbiseler giyecek- lerdir. İNANMA! gıyoruz. Bir ay sanra ağustos orlasında bulunacağız, Ada mevsimi ise eylül ortasında biter, Demek ki boş odaların muhtemel ta'ibleri burasını bir ay için tutacaklardır ve bü- din bu muamele de bir ay in yapılmaktadır. Zahmete değ- diğine biz inanmıyoruz, fakat ey okuyucu sen «İşin gelecek Tevsimi de var» diyeceklerin bulunaoileceğine: İNANMAIL ” Sordular: e, Muvaffakiyetsizlikle biten bit| Sözün Kısası Ne vakit Olacak? «S», bankanın senedat servisinde ça- Bşırdi. Günün birinde gazeteciliğe me- rak sardı, işinden çıktı, bir gazete idare- hanesine “müracaat etti. «S.» açıkgöz bir çocuktu. İşe yarıyacağı belli idi. Onu ga- zeteye aldılar. «S.» işe başlamıştı. Bir sabah erkenden idarehaneden çıktı. Birçok dairelere, iş yerlerine baş vürdü ve akşam geç zaman geri döndü. asıktı. Halinde bir işe yara: adarr süklüm püklümlüğü S. ne havadis getirdin? boynunu büktü: Hiç! San Yapmı a verilen işleri yapmaı ya çalıştım. Fakat 8. anlattı: — Belediyeye Biltim, vilâyete gittim, gümrüklere gittim. Velhasıl her yere uğ- radım, — Oralardan bir şey söylemediler mi? — Süylediler.. ber yerden «Şunu ya- pacağız, bunu yapacağız, gu olacak, bu olacak!» dediler. — Bunlar havadis işte! — Olabilirdi, fakat eksik söylüyorlar- dı. Tamamlatmak istedim, tamamlama- dılar. — Nesi eksikti? — Ne vakit yapilacak syalime cevab vermediler. Ben, bankanın sonedat şubâ- sinde çalıştığ M nedin hükmü Sorarlar, bü söz üzerine düşündüler. Birçok havadisler gözlerinin önüne geldi. «Kuruçeşme Kömür depoları kapa- nacak.» «Şehirde çocuk bahçeleri açılacak.» «Süt işi halledilecek.> Söylenileliden, yazılalıdanberi geçen zamanı hatırladılar. Çok olmuştu, fakat henüz bunlardan ve bunlar gibi daha birçok «olacak« işlerden hiç biri olma- bilirim.. vüdesiz se- iktur. — Evet, dediler, bütün bunlâf için bi- rer vâde sormak ve kaydetmek icab © derdi. ** * Arıcı muallimler Budapaşteden döndüler Edirne, (Hususi) — Bir aydanberi Bu« dapeştede Dödöllo çiftliğindeki arıcılık kursunda bulunan arıcı muallimler dün akşam Edirneye — dönmüşlerdir. İkinci posta 25 temmuzda dönecek ve 1 ağustos- ta Edirnede açılacak olan arıcılık kon- gresine iştirak edeceklerdir. Peştede Dö- döllo çiftliğinde bir de kümes hayvanla- rı kursu açılacaktır. İlân Umumi Müfet. tişliğe gelmiştir. Tavuk ve tavşancılık üzerinde çalışacak olan bu kurs meccani Ve serbesttir, Yalnız yemek içmek mas- tafları vardır. Arıcılık kursunda olan Trakya muallimleri ikinci postası bu küre sa da girmek imkânını bulmuştur. Bunlar da ikinci arıcılık kongresine ve kursuna Umumi Müfettişlik tarafından davet oe lunmuştur. 20 ağustosta da kirk kişi ile şarapçılık kursu Tekirdağında açılacak- tır. Balıkesirde yeni resmi binalar Balıkesir, (Hus: — Vilâyet çevre- sinde yapılmakta olanlarla yeniden bağı lanacak olan resmi binaların İnşa ve ta« miri için Maliye Vekâletinden vilâyet emrine Ğ0 bin lira gönderilmiştir. TAKViM