9 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

9 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Temmuz T MESELELE Kitabcılar muharrirlere | hücum E(îixc_ı_r_lar! Halk okumuyor, diyoruz, kitabcıları purhıd_q Revaç bulmuş bir piyaka !ımn gâbi, uu- Yma tokrarladığımız bir - şikâyet nakarat vardır; Halk okumüuyor!.. Şimdiye kadar bu dey söylenmiştir. Yalmız bir ona yanaşan olmamıştır. Bu da tâbi etendimizin bu işdeki rolüdür. d0 Halk okumuyor, diyoruz. Klıüphınîm D yin bomboş olduğundan şikâyet cdl)ıî:_v Peki ama acaba bu işde kitabenın ıııçm'ı bahatl yak mu? Kitabai yazifesini yaptığım kani midir?.. ğ B':ıı oturduğum yerde tahminle :—rv.ıı.ı vermeğe kalkışmaktansa, Ankara caddesi yün otoritelerini edeti miı.—!ı:x:ılekıı-_ennd: bu lup konuşmağı daha muvafık buldum. Semih Lütlü ne diyor? İlk kapısını çaldığım tâbi (Sühület kü - tübhanesi) sahibi Semih Lütfü Erciyas oldu. Kendisine sordum: mesele hakkında Çok nokta var kii haşmetlü — “Milletin okumaması meselesi kı"uı:;“ bak , kültür hayatımıada YAt kâni miziniz?.. et karşımızda “SON POSTA Trak vapuru bir | yelkenliyi batırdı den sonra Fındıklı önlerinde ir deniz kazası olmuş, Denizyollarının 'Trak vapuru bir yelkenli kayığa bindice- rek parçalamıştır. Parçalanan yelkenlide bulunan bir çocuk ve dört tayfa denize Hdökülmüşlerdir. Kazanın tafsilâtı şudur: İnebolulu Salih reis idaresindeki —€0 tonluk (Namık Kemâl) adlı yelkenli ka- yık evvelki akşam Dil iskelesinden 20 ton çakıl yükliyerek İstanbula hareket etmiştir. Yelkenli kayık dün öğleden sen- ra limana girmiş ve Beşiktaş iskelesine yanaşmak istemiştir. Kayık limanda bağ- li bulunan İngiliz bandıralı Stratmor va- purunun kıç tarafından geçerek Fındıklı- ya doğru ilerlerken Fındıklı camisi lerinde Denizyollarının Trak vapuru kıç tarafından üzerine bindirmiş ve yelkenli parçalanarak bir iki dakika içinde bm- mıştır. Bu sırada yelkenlide bulunan Sa- |lh reis, tayfa Hasan, Mehmed, Satılmış i | ve Salih reisin kardeşinin oğlu 10 yaşla- Salek iydalı Xitablardan — sermayesine (rında Cemal denize dökülmüşlerdir. Ka- değil, satış flatına göre almarak yazdım € - | zayı gören civardaki sandallar derhal ko- dümesi s şarak denize dökülenleri kurtarmağa baş- mıî“:îuğnmfî.î:m' ;ır:ğl,l:—î'! lamışlardır. Salih nble'hyfl Hasan ve Çünkü, onların asıl kurvel membaları olan | Mehmodi kurtarmak mümkün olmuş ise teb kitabları ellerinden alınmış, bütün | de, Cemal ve Satılmış sular - arasında ünü ararken bulduk Türk Kitabaları vazifelerini hakklle yap- | yun en eanlı misali, —Ankara mışlardır. Bum caddesinin on yılda iki binden fazia kitab Çıkarmış olmasıdır. 'Türk kitabcıları vazitelerini hakkile ya- pabilmek ve bunda devam edebilmek için en büyük yardımı Kültür Bakanlığından bek - Jemektedirler. Bu yardımın gşekillerini de şüy de hülâsa edebiliriz: 1 — Kendilerinin basacağımız | a direktif vermesi.. Iilk:lîm Mecmmalara olduğu gibi kitabellara rükle kâğıd temini.. * ;ı:u;ı:ğırîıırlğ yüxr yüze görüşerek ol- iarin derdlerini dinlemeleri. 4 — Kitab satişımı, milleti ökutmak ça - relerini kitabelarla elbirliği yaparak temin bunun mes'ul kitablar | nn yazifesini yaptığına Kitab ülkesinin eski Gan Semih Lütfü gu cevabı verdi: teti " mek! Hükümdar laradan la a L bytarı kendilerine kapanmıştır.» Kanaat anesi sahibi İlvyas - Brvelâ muharririn vazifesini yınmlf yara göre. lamm ki, sıra tâbie gelebilsin!. Elde; ;:f“ — Türk kitabem vazifesini yapıyor mu? eser olmayınca tâbi ne yapabilir? Memle Şayed yapamıyor fikrinde ise - diyorsunuz: niz ve böyle zannediliyorsa, 1e olduğunu kabul etmek lücum, bahati muharrirdedir. Eskisi gibi eseri üzerinde Ütüz davranan, muharrir kalmamıştır. Halk iyi eser, 'at istiyor. Ve istediğini verdiniz mi kapışıyor. Meselâ Namık Kemalin, Ziya pâa - şanın, Şemseddin Baminin kitahları bugün hile aratımaktadır. Muharrir eseri üzerinde | yenelerce çalışmalıdır. Ama bu müddet zar- fında biz onu besliyebilir miyiz? Muhakkak ki, hayır!. Bir takım aaçma sapan neşriyat, üd! ro- manlar... İşte bügün kitabellık buna dökül- Bü. Kitabclığın kalkınması devlet meselesi- | dir. Maarit Vekâletinin bu işle ebemmiyetli sürette meşgul olması ir. Kültür Ba- kanlığı iyi eserleri mi landırmalı, ya - Afat vererek — teşvik yapılan, forma hesab | tane almak yardım dı demek, ki birat da böy- okumuyor, tâbi vasifesini yapmıyor, . bunun ka -| lünç ve Jusafsız bir iddia olur. “ı::ı: ;:ı:u'.:ı, Güzlde Sahrinin eserle ; rinin kaç defa basıldığını biliyoruz. Derte Halkın istediği eser olunca — satılışor. ııı-nı muharrir iyi eser mi veriyor, fena eser n veriyor bunu bilmem; halkın sevdiği, serve- ceği eser midir, değil midir, bunu düşünü - vüm. En kuvvetli mihenk halkdır. Halk © > kumasaydı ve bir çok münekkidler de söy - dendiği gibi vazifelerini yapmamış olsulardı ommmmnm-mnnuun r muydu?,- lııı;":ı ':'yırlb bir şey söyliyeyim: Heveskâr bir muharrir gelir, göyle güzel, böyle hari - bir roman yasdım, diye — ballandıra baltandıra eserini medheder. Tâb'ını İste “Tâbi bunun dişe dokunur bir şey olma dağına DİOKİ halde hatir için kabul eder ve basar. Yapacağı masrafin kazanç arasında- Ki rakam bittabi büyük olmıyacağı için mu- bürrire düşen hlsse sızıltı ba |üzenen iyi neşriyi nun üzerine telif verildi Kitab çıkar, yitrine komur, teşhir eder, icab eden reklâmı yaparsın. Muallim Naci - nin dediği gibi, «marifet iltifata tâbidir» sa- tılmayınca muharrir efendi bu sefer, «vay benim kitabım teşhir edilmiyor, iyi lanse e- dilmiyor» diye tutturur. Bir müddet sonra yeni mıştır. Bunün da tab'inı teklif eder. Birin- dide ağzı yandığı için tâbi bunu kabul et - meıiıukıılmuyımuuebnundıho- par. Günün birinde fırsat bulup da bir .::: muada veya gazetede yazi yıznmrkmu e h kak bunun Tunemui alır, uıu h“e"e;nm» Trülöeü; vağterlni R TEçĞİ va Halbuki tâbi de, îık:ı:“u? da iyi es İmmiS YAPTATII n'.hl' ”ıb?':_&:î";î: "i ha » MRArER İ azifesini müdrix -|Mt 28 satılır, Fakat zamanlı Ş 'tanı bar Bömin #ÜZ Tar memleket kültürüne hismet — maksadile e seri |çıkartlmaktadır. Biz hafif neşriyat yapma - — Peki,, diyorlar Ki tâD, H Tyi. Çıkardığımız kitabların ilk ağuda müş- basıyor. Yalnız kendi kaza: yerisi yoktur. Memleketin muhtaç olduğu Yeni birkaç seriye başlamış bulunuyo - yet vermiyor? ğ İzum. Yedi sekiz kitab çıkardım. Yüz tane ZŞ edi değüdir. Hükümetin Te bile satılmadı. Pakat — müteessir — değilim Bir muhazriri bir müellifi teşvik para ile olur. Vekâlel en az 500 tane atmalıdır. O aa- man müallif de, tâbi de sâyinin mukabilini görür, daha iyi eser yazar, daha iyi eser neş- reder. Halk almaz, bir yerden yardım gör - mersek biz ne yapalım! Kitabların pahalılığını mevzuubahsedi. - yorsunus. Bizde kitab esasen ucundur. Av - rupada bizden çok daha pahâhdır. Bühassa manyada-. bizdeki kitab flatlarım — adat tabılarile karşılaştırıssanız koyduğumuz fi - ati pahalı bulmazsınız. Bir kitabın bin, bin beş yözden fazla basıldığı henüz vaki de - bir eser hasırla » işine gelen nemı düşünüyo ta ehem- — Tâhi mirasyı y imkân yo' lin için zarar - bile olar, pacağı vazifeyi de yapmasına -|Çünkü bunlar benim | : fır. Sizi temin ederim X, l """'h:r' _A' Tİyemleket Kütüphanesi için birer kasançdır. in faydalı bulduğu Ceeri f b Şuî.;m kahmmin etse, biç tereddüd elmedan Remri kütüphanesi sahibi Remal basar, kârı düşünmez, halkın Bengi diyor ki: I Dalılığı d8 — Türk kitabcısı şimdiye kadar vazifesi- — Kitab ftatlarının Pa kitaba xarşı olan siâkası namı ı? Taşır, şimdi kitablar çok Gusi neşriyat harf inkılâbından Miyetli surekte wın::“— kitabla: adedini Di ede Kitab dünyanın her Cundur. Banu küvvetle İddia etmeğe de hazırım. bu setışlarln, Bugünkü şerait dahilinde. D L üzerinde TOL OY -| y v bmıştır. Ve yapmaktadır. da.. Memla - :.eıte dalma iyi kitab satılıyor. Fena kitabn vemrdur. Hi İ ncısı yokkur. Bu, badur. Kari deniler. süm- SA iğlmiz | re İyiyi, tenayı derhal tefrik ediyar. Fena -| ea smı almıyor. Diyorlar ki, tâbi içine — gelen| i eseri basıyor. Bunu tabli göürmek lâzımdır.. tarafından - ( Clindeki sermayesini — devrettirecek ederim; sbat |P z Diğer eserler Manrif Vekâletine abâdir. Kitabcının germayesi bunları yapma- b KÂf değildir. Artık kitab lüks bir eşya olmaktan çıkmıştır. Ve okunuluyor. - Yalnız | kaybolmuşlardır. Hâdisşe müddelumumiliğe ve zabıtıya haber verilmiş, müddeitumum! muavinle. rinden Fehmi beşinci şube müdürlüğüne giderek tahkikata başlamıştır. Deniz Ticaret Müdürlü de kaza et- rafında tahkikat yapmaktadır. Deniz Ti- caretinden bir fen heyeti bugün kaza ye- rinde keşif yaparak raporunu vetecektir. Trak vapuru süvarisi Kenan kaptan ve elkenli kaptanı Salih reis kabahatı bi-- rlerine yüklemektedirler. Asıl mes'ul ehlivukuf tarâfından kaza yerinde keşif yapıldıktan sonra belli olacaktır. Fransa da, Türkiyeye kredi açacakmış! (Baştarafı 1 inci sayfada) B. Stoyadinoviçin bu ziyareti, — geçen- lerde Romanya saray müsteşarı B. Ta- taresko tarafından yapıları ziyaretin ma- hiyetinde olacaktır. İngiliz hükümet ricalile temaslarda bu- lunacak olan B. Stoyadinoviç, Yugoslav- ya için 15 milyonluk bir istikrazın terdi- nine çalışacak ve İngiltere ile Balkan devlefleri arasında iktısadi teşriki mesat imkânlarını müzakere edecektir. Diğer taraftan, Türkiye ile Fransa ara- sındak! Hatay ihtilâfınn — memnuniyet- bahş bir surette hallinden sonra, Fransa- nm da Türkiyeye bir kredi açacağı anla- şılmaktadır. Bu kredinin on milyon İn- giliz lirası tutarında olacağı tahmin edil- mektedir. Bu paranın bir kısmı Fransadan silâh mübayaasına ve Fransız — tezgühlarında gemi inşasına hasredilecektir. Fransız hariciye nazırı Böne'nin Anka- rayı ziyaretinden sonra, Türk - Fransız münasebatının daha fazla takviye edile- ceği muhakkak sayılmakladır. Bafrada çekirge mücadelesi Samsun ve havalisinde çekirğe mü- cadelesi çok iyi neticeler — vermiştir. Yalnız bu hafta Bafra merkezinde 90 ve Bafrada 120 kilo çekirğe sürfesi im- ha edilmiştir. Ziraat Vekâleti çekirğe mücadelesi için Bafraya yeniden 400 lira tahsisat göndermiştir. bu ucuzlukta kitab çıkar! n nin büyük fedakârlığı neticesidir. gee hiç bir tarafında 'Türk tâbil insanlar olmadığına emin alun!- Ben ge! der neğ- Bütün gayem memlekete faydali '-"";’ -x retmektir. Arlık saat on ikiye O YELMAN Burada kaç senelik ömrümüz kaldi © kazanç harsile hareket ıkdenm ı: dikli bir ağacım bile yok. Kasa yi Deş yüz lira nakkt bulamasdınız. Bepsi Kita> Bba yatırılmıştır. Bu kitablar da "m."“'m B Mem mucibince ben ölünce M:a'ı':w gi- tine ald olacaktır. Bununla, ZanDı M bi yalnız kazanç hirsile hareket Mizi bir kere daha tebarüz ettirme vazifemizi gücümüzün yettiği mağa ek umağı arttırmak istiyoraak yeni nöş - :ı';-ıo: halka ve iyi bir bayi taş- gilâtı yapmağa çalışmalıyız. Inkılâb tarihimize geçecek tıralar) arasında müessif bir tertib hatası (Baş tarafı 1 inci sayfada) sondan sekizinci ve dokuzuncu doktor Rasim Ferid 'Talay yerine yanlışlıkla noıuı.ıı,dı Rasim Ferid merhum yıl_'ul yi mevruu - bahsolan ::!m Rasim Ferid Talay hayatla bulunan Niğde Saylavımızdır. — | Gene ayni sütunun sondan dördüncü zt- fırının ortasından başlayıp ikinci sütunun biten cümle Ge gu şekilde 0- : (Sonradan Ankaraya M—ı.ı: gazete imtiyazına Maır.ılışruekhcmılııı» ul olduğu «Ulus> gazetesi bu- -) Bu tertib hatasından ederim. wnl—;.—* sütununun satırında, maattecssüf k istiyor, yap - Yapmışlardır. Ama bilecekler midir, buna pek Vetle geveti» denemez. birdenbire ve BUV- Hi zi ee eli SELÂNİK BANKASI Tesis tarihi : 1 « İdare Merkezi : İSTANBUL (GALATA) Türkiyedeki Şuabeleri : İSTANBUL (Galata ve Yenicami) MERSİN, ADANA Büresu Yunanistandaki Şubeleri : SELÂNİK - ATİNA e Her nevi banka muameleleri Kiralık kaznlar servisi ZEERDSEZ Y LA N T AAA eümll BO Sayfa 11 | Kahraian Ordumuz Hatayın her tarafında vazifeye başlıyor rın akşam ordu şerefine büyük bir zi « yafet verecektir. Ziyafette delege al bay Kole'den başka Fransız ordusu « nun diğer mümessilleri de hazır bula- nacaktır. ğ (Baş tarafı 1 inci sayfada) , karşıladı. Birkaç yüz atlı birikmişti. Rey:- ye beş kilometre mesafede Çatal- te ise 500 atlı, bir o kadar da yaya kahraman Türk askerini bekliyordu. Ka sabada ve civarında toplanan halk on bi- ni geçiyordu. Belediye önündeki meydan- da geçid resmi yapıldı ve asker takviyeli alayın kumandanı albay Şükrü Kanadlı ile Reyhaniyeye dün gelmiş olan Tunus Ju nişancı taburunun kumandanını se- lâmladı. Antakya başkonsolosumuz ve Parti re- isi ve erkânı bu merasimde hazır bulun- dular. tay anlaşması üzerine Türkiyenin Pa- Reybaniye baştanbaşa — donanmıştır. 'ris Büyük Elçisine aşağıdaki mektubu. Buradaki manzara İskenderun ve Antak- | gündermiştir: yadakinden farklı ve daha pitareskti. — | — Riyaset etmekle müftehir bulun Köylüler duğum Fransa - Türkiye parlame Köylü kadınlar çift arabsları üzerinde | STUPU - ki iki memleket arasındaki çok çeşidli frapan renkte elbiselerle na- | ©Tdide dostluğun ihyasını — kendisine zarı dikkati çekiyordu. Albay kasabaya | VAZife edinmiştir- Hatay — meselesinin | girerken kurulan takın önünde - si hallinden dolayı bilhassa mes'uddur. bürünmüş minimini bir Türk çocuğu Karşılaşan bütün meşru menfaatleri rafından karşılandı. 20 senenin matemini | Desaba katan bu tarzı hal Fransız-Türl temsil eden bu küçük Türk kımı Türk |dostluğunun kat'i bir delilidir. Parla- kumandanının kasabaya ayak basmasile|mento grupu, iki büyük cumhuriyeti birlikte mateminden sıyrılrak al - beyaz |miz arasında bugün mevcud olan sa « elbizesile ve büyük bir heyecanla kıtaata mimi münasebetlerden de daha samj « hoş geldin etti. Yavrucağız temsil etliği İmi münasebetlere erişeceğini ümid e - rolün kudsi tesiri altında hüngür hüngür 'der ve Türkiye Cumhuriyeti hakkında- n hazır bulunanları da|ki derin dastluk erimizin temina « kardeşlerin uzun elbise- |tın: Reisicumhur Atatürk'e iblâğını za- *ta âlinizden dilerim.» Zeki Arzusi Antakya 8 (ALA.) — Anadolu ajan- sının hususi muhabiri bildiriyor: Zeki Arzusi Hataydan çıkmıştır. Ha- Jebe gittiği bildirilmektedir. 'Türk - Fransız dostluğu Paris 6 (A.A.) — Fransız - Türk par lamento grupu reisi Bosutro son Ha - ha ağlıyordu. Bi ağlattı. Çerkes leri manzaraya başka bir ahenk ilâve e- diyordu. Süvarilerimiz çuk muntazam geçtiler ve dakikalarca alkışlandılar. Fransız kıt'asının kumandanı, albay mız ve sübaylarımız şerefine bir öğle ye- meği verdi. Yemekte kadehler Atatürkün sihhatine ve iİki ordunun şerefine kaldı- rildi. Diğer taraftan Halkevi faralından da bir yemek verilmiş ve bu yemekte süvari kıt'amızı bir sübay temsil etmiştir. Bu yemek te çok samimi olmuştur. | Çok kahır ve tazyik gören Reyhaniye- Hleri: i bududsuzdur. Şu anda, meydanlarda ve Halke önünde de- wullar çalınmakta ve milli oyunlar oy- nanmaktadır. Albay Şükrü Kanadlı Roy- haniyeden ayrılmadan önce, Halkevmi!, hükümet dairesini ve belediyeyi ziyaret etmiştir. Bayram yarın akşama kadar de- vam edecek ve gece bir fener alayı tertib olunacaktır. (A A) Antakyada fener alayı, ziyafetler Antakya 8 (ALA.) — Anadolu ajan- | sının hususi muhabiri bildiriyor: Dün gece Antakyada muhteşem bir fener alayı tertib edilmiştir. Alay, kon soloshanemizin ve ordu mümessilleri - mizin ikametgâhının önünde uzun u- zün durmuş, başda muzika olduğu hal- |de istiklâl marşı ve diğer milli marşlar |söylenmiş ve Büyük Şef Atatürk için tükenmez sıhhat ve saadet temennileri tekrar edilmiştir. Halk sabahlara ka - dar eğlenmiştir. Havaya fasılasız fi - şekler atılmıştır. Antakya 6 (AA.) — Anadolu ajan- sının hususi muhabiri bildiriyor : Halk partisi başkanı Abdülgani, ya- Gemlikte zeytin sineği mücadelesi Gemlik ziraat dairesi temmuzun onuncu gününde nitibaren merkez ve zeytin mıntas- kası olan köylerde umumi! zeytin sineği mü- eadelesine girişmeğe karar vermiştir. Bunun Jiçih tahsisat ve ilâçlar gelmiştir. İhzarata devam olunmaktadır. b BANKA KOMERÇiYALA iTALYANA Sermayesi Liret 700,000,000 İntiyat akçesi Liret 145,760,054,50 Merkesi İdare: MİLANO İtalyanın başlbıca gehirlerinde ŞUBELERİ İngiltere, İsviçre, Avusturya, Maca- ristan, Yugoslavya, Romanya, Bul- garistan, Magr, Amerika Cemahiri Müttehidesi, Brezilya, ŞİN Uruguay, Arjantın, Peru, Ekvatör ve : Kolumbiyada Afltyasyonlar İSTANBUL ŞUBE MERKEZİ Gülata Voyvoda caddesi Karaköy Palâa — (Telkf: M0S1 /I/WO) Behir dahilindeki acenteler; İstanbulda: — Alâlemciyan — hamnında Delef 22000 /I/IL/A2/IS; Beyoğlun- da; İstiklâl caddesi 'TTelef. 41046 İZMİRDE ŞUBE sevinci budi Daktor İbrahim Zati Öget Belediye — karşısında, - Piyerloti esddesinde Zi numarada hergüa Üğleden soora hastalarını kabul eder. Malatya Halkevi azası Akdağ ' eğitmenler kursunda vw_, K ,_'3’,_. (B NÇ Malatyâ (Hususi) — Akçadağ kaza sında Eski Hamidiye kışlası denilmekle maruf bulunan büyük bir binada açıdan köy eğitmen kursu talebelerinin adedi 110 © bulmuştur. Halkevi temsil kolu son seyahatini yaparken buranın ida« recilerinden büyük bir hüsnü kabul görmüşler, bilhassa tedrisat şefi Muh-s sin Tuzcunun samimi alâkasile karşılaşmışlardır. Resim kurs talebesini kay- makam ve muallimlerle Halkevi azaları arasında göstermektedir. l Bln Bölee AM

Bu sayıdan diğer sayfalar: