21 Haziran 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

21 Haziran 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Haziran *Sön Posta> min aşk ve macera romanı: Kontla almca pilâvr mideye he- indirmeğe — başlarım. Düşün- ::k gerek değildir, yiyecek yalnız © tabak pilâvdır. Yemezsem aç kalı- slunduğunu fa de sevdiğim yemekle n başlıyacağıma ben de işe -başlamamı şte bunun gi uzaklaştırdığı sözü dan çıkmıştır. Küçücük köyünün fakir an sâf bir köyl yün bir oduncu del! ında sâf bir arkadaş- kulübe- y kızının hayatında bir dönü Boktası olur. Bütün varlığı bu arkadaş- Ba bağlanmıştır. O terlemiz ruh uzun man neler çekmez, için için ne türlü #nmaz. Onda şehvetin en küçük bir Bölgesi bile yoktur, yalnız sevdiğine * Yuşmak hasretini t an sevgi Ticik şahid ola Ngi tesadüf, h bi n mel recek, Bir de lüks içinde yaşıyan bir milyo İer kızını gözönüne getirelim. Göz Baştırıcı bir h Binbir çılg z her içindir olmuş, r. Ha- türlü t nlık. in Tlüsü —on İle sarhoş elerin her çeşidine girmi Sakrın her sayfası daima bin Türprize açıktır. Ümid ve Intizar ye- Tine eğlence ve bolluk vardır. Bu kadı fin etrafında her an yüzlerce sevilebi- Cek insan dolaşır. Âma zevkin, ihti- an meşguliyetleri arasında bu kadın Rvgi arıyacak vakit bulamaz. Sevmek kin eline bir çok fırsat geçmiş, bunun İki de farkına varamam bilet.. Munla beraber günün birinde sevgi ©hu neden bulamasın?.. Sevmeği Ğ #memiş, sevmek küdreti de ölmem!ş T Yal. Her insan gibi o da sevebilir. 8 hayat, hiç sevememek için Oonu bir leme çıkarmamıştır. Sevdiği gün © (ümsız zengin de, bütün varlığını güzel Muncu delikanlısına bağlıyan köy kızı Adar içli ve düşünceli olabilir. O da, Böyun sürüleri arasından, solgun aya, b"nı ona kavuştur!.. diye yalvaran Ay- ik gibi en hücra köşelere koşabilir, Hlonların gürültüleri arasında kulak Mlatmaktansa gül bahçelerinin faklarında yıldızlarla konuşmak İster doymuş, neş'e e dinlemez. Ne zen zünden, çılgın bulut k tler eritiyorlar ve sefaletten lete göç ediyorlar, Ne krallar, taclarını, bir İnsan W Zevkli şey olan «hükmetmek» | ).“- , bir sevgi uğuruna kurban ediyor “:(- Sevginin prangasına vu: larını iddia eden ne kibi. xl:nır_ sonlarına kadar kara & n 'danlarında müebbed birer mahki bi yaşıyorlar, Bir Avusturya aS blbınin babamdan dinlediğim ma: lı'yî en güzel bir misal değil midir' İmem kaç şehre hükmeden — zengin gtü en çok sinirlendiren şey sevda 4Ü imiş. Bundan bahsetmeği bile bir | yvEenk r Köezzül telâkki eden aristokrat “te alay eder, sevişenlere de kızarmış. a büyük meşgalesi, şatosundaki hiz- “Stkârlara şunu sormak olurmuş: «Ben ve im?.» Tek kişi çıkıp € İ ız gibi tahak tceğiniz bir esir değildir.. di Günün birinde şatonun & ha genç bir. hizmetçi firlerile berabe yonda yerken, gözü ilişmiş, Her vakitki kibr Ne dersin h Ben sevebilir -|rin nası ku- , Sayfa 13 Yazan: Vedad Ürfi M a hizmetcisinin a | Gözlerimi açınca karşımda babamın güler yüzünü buldum. u-|afacan ona kadar uyusun!.. Mühim hâ- ini | dise!, m üstünde b Boynuna atılarak: abacığım!... — diye Mahkeme, kararını verdi!. Yüzüme şaşkın şaşkan baktı: — Ne mahkemi — Hüküm lehde: Sever, sevebilir!.. — Kim?, —O, camım!. İmiyen genç kiz şaşalamış. e— At ddia etmek, Hlunduğunu baykırdım. ha nasıl ih r vakit- neden uyumadığımı, mı anlattığım zaman nt, |adamcağız güldi — Tamam!.. diyerek başını salladı ır bununla uğraşman ekşikti. Her şeyi 'ı.r—h3 di bırakalım, Hindli prensin kalbile uğra- Çok lâzım!.. Onun sevip seve miyeceğini muhakeme edecek bir biz İmi kaldık?!.. (Arkası Bir doktorun günlük notlarından Su çiçeği Bon bir iki ay zarfında sık sık — görülk- müştür, el'an da meycuddur. Su çiçe, nin bir hafta, on günlük bir tefrih devri vardır. Tefrih devri diye çocuk mikrobu kaptıktan itibaren haslâalığın İlk ârüzı meydana çıkıncıya kadar geçen — devre derler. Ondan sonra az çok bir ateş ile beraber döküntü başlar. Döküntü evvelk Kırmızı taneler şeklinde, vücudün her tarafına — serpilmiş bir şekilde baş gös- terir, saçlar arasında vardır. Derakab bu tanelerin içi berrak bir su ile dolar. Ade- tâ su kabarcığı şeklinde görülür. Bu da bir iki gün sarfında kaybolur, koyu, kır- mizı bir kabuk bağlar. Bir müddet sonra bu kabuklar da düşer ve yerinde hakiki giçek gibi asla iz birakmaz. Su çiçeği ek- seriyetle hafif geçer. Fakat bazan on, on beş gün devam eden kuvvetli ateşler yapar. Derecel hararet 39 a kadar çıkar Su çiçeği çok sarldir. Her devrinde bula- şaktır. Bilhassa ateşli devrinde ve dökün- tü devrinde çok sarldir. Bu çiçeği çok mühim ve tehelikeli ihtilâtlar yapmıyan bir hastalıktır. Asıl çiçek ile hiçbir alâ- kası yoktur. Yani aşılı olan çocuklara da sirayet edebilir. Husust bir ilâcı, bir se- remu veya aşısı yoktur. Kendi kendine geçer. Hâd devrinde ateş filân — varken tabil az çok perhiz yapmak lâzımdır. İyileştikten sonra kabuklar tamamen üştükten sonra çocuğa temiz bir banyo pilir, cildi güzelee kolonya e dezen- fokte edilir. Eşyalar iyice yıkanır, Ütü- den geçer ve çocuk ta serbest kalır. bar) Tuhaf!.. Beynimde anlaşılmaz bir sı var, Gözlerimin örümceklendiğini fark yorum. Pence: dedim fak . Ca lar işe başlamışlar uyumuş, tekrar uyanıy madım, Vi da cılız esiri hâlâ uyı ömen bir tü Tek bir düşünce ise bazan geceleri, farkına bile varmak- itip geçiriveriyor. Sabah güne- ak gözlerime fer serpmes a gecenin sıyrılıp geçtiğine in. namıyacaktım!.. Küçük budala! Fikren tepindin de ne kazandın? ri, kendi muhakemen kararını ke nde versin, ney sabırsız geçmmez. kaskoca sızın, er Si uy bu â o niçin sevmesin, prens, göklerdeki mevhi u değil ya!,. Aklını bunun ordun?,, Kendi kendine me, sebebsiz uykundan olduğu- çin mi 5 —S— — Bu ne uyku maşallah!. Gözlerimi açınca karşımda babamın güler yü ü buldum Her ahki öpücüğünü kondurma- makla beraber; — Saat on oldu. Cevab isteyen — okuyucularımızın — posta pulu yollamalarını rica ederlz. Aksi tak- dirde istekteri mukabeleslz kalabilir. Her sabah gevezelikle- gürültülerile ev halkının uyku lerini bile klandıran küçük —a a n —.. <-— —a Baş, diş, nezle, grip romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir. mn?..» Böyle bir sözü hiç de bekle- — Türk kadi;ilığını — n en büyük kahramanı Bayan Gökçen kendisini Belgradda karşı lıyanlar arasında (beyaz ceketli sübay Hava kuvvetleri kumandanı General Yankoviç'ür,) (Baştarafı 1 inci sayfada) dönüyor. Zamanın tayyare uçuşlarına göre bu yapılan turne, dört dılı ile öl- çülen dört adım kadar bir şey olabilir; fakat, bunu yapan Sabiha Gökçen, bir 'Türk kızı olunca her şey değişir. Bütün tayyareciler gibi, o da tay - yaresine oturdu; o da saatini hesab et- ti; o da havanın karışık işleri üzerinde bir havacı gibi düşündü, konuştu, o da havada yağmurla pençeleşti; o da yük- sek Balkan şahıkalarında dolaşan kes- kin yaz fırtınaları içinde çalkalandı ve açtı. Hülâsa, asrın tayyarecisi ne ya - parsa, o da onu yaptı; hesab, fen, ener- İzi, cesaret ve idare... Bütün bunları © da gösterdi. Bu idareyi uzatabilir, bu adımları genişletebilir, hesab, fen, e - nerji kuvvetile, rökorcular ne yapıyor- İlarsa o da yapabilirdi. Nitekim, yarın onu da yapacağı şüphesizdir. — Mesele burada değil, mesafenin büyük — veya küçük olmasının hiç bir krymeti yok - İtur. Sabiha Gökçen, âleme gösterdi ve |hergün de gösteriyor ki bir Türk kızı, İbütün dünyanın insanları gibi mükem- İmel bir tayyareci olur. Ayni zamanda Sabiha Gökçen, bize, içinde yaşadığımız inkılâbın derinli ve büyüklüğünü gösteren bir ölçü oldu. Henüz, İstanbulda dünyayı oturdu- ğu mahallenin hududlarile ölçen ih - tiyar büyük anneler vardır. Bir za - manlar, İstanbul kadınınm bir semt - ten öbür semte gitmesi büyük bir hâ - e olurdu. Sabiha Gökçen, — inkılâb neslinin bu eski —nesilden — ne kadar ayrıldığını ne güzel gösteriyor! Hiç şüphe yok, Sabiha — Gökçen, o güzel tekniği, o yüksek — heyecanı ve Otelciler Sokakların Sirkeci otelcileri, otellerinin bulun « |duğu sokakların bozukluğundan, kaldı - rımların sulanıp yıkanmamasından dola- yı toz, toprak ve pislikten, o civarda bu- lunan boya, çorap, çamaşır yıkama — ve kimyevi ecza fabrikalarile kömür yakan diğer fabrikaların duman ve kurumla - rından şikâyetçidirler, Otellerde kalan - ların sıhhati ve seyyah celbi noktaların- dan bu meselelerin hallini istemek üze - İre belediye nezdinde teşebbüs yapmak (üzere otelciler cemiyetine müracaat e « | dilmiştir. yıldırımların arasından kendisine yol | | Bayan Ssabiha Gökçen Yugoslavyalı Bn. Gorişek'le konuşuyor. Sabiha Gökçen bugün Bükreşten geliyor Bükreş 20 (A.A.) — Anadolu a jansının hususf muhabiri - bildiri yor: Bu akşam Türkiye — elçiliğinde Bayan Sabiha Gökçen şerefine bü- yük bir ziyafet verilmiştir. Ziya - fette, refikalarile beraber Romany hava ve bahriye nazırı, hava ve bahriye nezareti kâtibi umumisi, gsivil tayyarecilik dalresi reisi, E - len ve Yugoslav elçileri, Rumen tayyareciliği birliği reisi, enternas- yonal tayyarecilik federasyanu mü messili, havacılığı teşvik cemiyeti mümessilleri, birkaç defa tayyare sile Ankarayı ziyaret eden Rumen tayyarecisi Bayan Turnaya, bir çok mümtaz zevat ve elçilik memurları bulunmuştur. Ziyaret, çok samimi bir hava içinde cereyan etmiştir. Bayan Sabiha Gökçen, yarın sa- bah 11 de İstanbula doğru tayya - resile hareket eyliyecektir. 5 l n j | No bi ğeüreker meslek şevki ile, dünyanın en büyük rökorunu temsil eden bir kadın oldu: Kadınlığın yer yüzünde yaptığı en yük- sek ve en büyük terakki rökoru Gök - çenin elindedir. Gökçeni, modern Türk kadınlığının en büyük kahramanı olarak tasvir et - mekte hata yoktur; Türkiye bu kahra- manın dönüşünü bu görüş ve bu duygu içinde, hürmetle ve muhabbetle selâm- lamalıdır! M. B. sulanmasını istiyorlar Otelciler cemiyeti bu dileklerin bele « diyeye bildirilmesi için bir dilekçe ile belediyeden, körnürle işliyen fabrikaların bacalarına şirketin 68 numaralı vapuruna konan duman yakma cihazından takılma- sının, sokakların tamirinin otellerin en mütekâsif bir şekilde bulunduğu Salkıma ütten itibaren Hüdavendigâr caddes le Dervişler, Nöbethâne, Orhaniye, İbn kemal, Serdar, Ebüssuud ve Ankara cad- de ve sokaklarının günde üç defa sulan: malarının ve hiç olmazsa haftada bir de fa yıkanmalarının temini istenecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: