14 Haziran 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

BON POSTA Haziran 14 Gülünüz Fotografçı evlenen dul kadın- la, dul erkeğin resimlerini çe- kiyordu: — Biraz gülünüz! Dedi, gülmediler.. — Canım, ikinci defa evlendi- Binizi aklınızdan çıkarıp biraz gülünüz! Zengin dayı yeğenine söylü- yordu: — Sen benim yegüne varisim olacaksın! — İyi ama dayı yirmi senedir ayni sözü söylüyorsun, hâlâ sö- tünü yerine getirmedin! * İş — Çok işim var, başımı kaşı- yacak zamanım yok! — Ne iş görürsün! — İğsizler cemiyeti idare he- * Kusur — Elektrik süpürgesi iyi ama bir tek kusuru var. — Nasıl bir kusur? » Süpürge sopasının gördüğü işi görmüyor! yetinde azayım! * * Okudunuz mu? Uyu Genç romancı, nişanlısıma sor- du: . — Sön yazdığım romanı oku- Gunuz mu? Bevgilisi başını kaldırdı: — Bayır, dedi, ya siz? Kadın kocasını uyandırdı: * — Zannedersem dedi, odada bir fare var, — Odada bir de kedi bulun- duğunu farzet te Tahatça uyü- mana bak! Cinst cazibe I Hoş sözler — I Ceza Kadın çocuğuna sordu: — Buraya limonata koymuştum, sen ni içtin? — Ben içmedim, bisküvi içti. — Bisküvi ne oldu? — Ceza olsun diye ben de bisküviyi yedim! I Güzel fıîz—rnlar ı Kime söylemeli Bay hiddetliydi, bayan da hiddetli, bay bağırdı: — Kızıma şöyle, © herife varırsa beş para bile sarfetmem, Bayan düşündü: — Bunu kızımıza değil, kızımızı ala- cak adama söylemeliyim! e Müjde Beş yaşındaki çocuğa söylediler: — Bir kardeşin oldu! Çocuk sevindi: — Öyle ise gidip anneme müjde vere- e Misal Bir bayan anlatıyordu: — Çok çirkin insanlar vardır ki, kalb- heri çok temizdir. — Hakkınız var bayan, meselli siz çok femiz kalblisiniz! . ı — Madem ki kızımı denizden kurtar- | YiT Hay ret dınız, onu size veriyorum. e Açıkgöz, açıkgözlülüğünden söz açtı: | — Fakat ben evliyim! Ezemem — Ben mürekkeb kullanmadan yazı| — Öyleyre ne diye kızımı kurtardı |— » S a yazmayı keşfettim, nız, Siz acele etmeseydiniz, herhalda olun ir tahtakurusu yakaladı. Ye- — Hayret edilecek bir keşif. bir bekâr adam onu kurtarırdı, re attı: — Hakikaten öyle, artık yazı yazarken — Ezsene! kurşun kalemi kullanıyorum! Dedim, e — Ezemem! Papağan Dedi Kadın kocasına darıldı: — Neye? — Bu pis lâfları papağana sen öğret- Kin değil mi? — Ben öğrettim ama, söylemiyeceksin fiye de tembih ettim! e Güldüğü zaman — Damarlartnda benim kantmı taşı- yor. Kızmıya başlıyorum Hasta, doktora muayeneye geldi. Di- »— Kocanızın bıyıkları ne kadar büyük. lini çıkardı: — Evet.. — Hele dihmeâ » — Güldüğü de de bakın! .râ belli olmaz. Doktor suratını($ — Onun kolayı- astı: A ni buldu, güldüğü — Dilim bozuk MA zaman — güldüğü| — Babam, uslu durursam bana bir | mu doktor? l n dAN. b belli olsun diye e-| — bisiklet alacağımı söyledi. — Onu bilmem ama sabahtanberi on Mle bıyıklarını yukarı doğru kaldırıp diş-| — Bu yaptığın nedir? hasta geldi. Onu da bana dillerini çıkar- lerini gösteriyor. — Hiç, bisiklet üstemiyorum, dılar. Artık kızmaya başlıyorum. Cevah Boşuna zahmet Bayan hiddetliydi, hizmetçiyi çağırdı: "Meşhur riyaziyeci ölüm döşeğinde ya- tıyordu. Sesi, sadası kesilmişti; konuşmu. yordu. Konuşturmak istediler, sual sordu- lar, cevab vermedi, nihayet birinin aklı- na gelip sordu: — On ikinin mu- yabbaı nedir. Riyaziyeci yatağın- | — a dogruldu, elini şa- — Seni sabahleyin bakkalla uzun uzun konuüşup — şakalaşır- ken gördüm; bir da- ha bakkala kendim gideceğim! Hizmetçi, bayanın yüzüne baktı, gü- lümsedi: — Böşüna zahmet kağına koydu, düşün- viT — Eyvah, mahvolduk! — Seni çok seviyorum, İ K AELEY UAĞ Nikbin — Hiç merak etme, sabahtan- — Hayır, ben senli çok seviyorum. KEzİer n B vab verdi: yan; o sarışınlardan — Hayır, hayır, ban senâ çok seviyo- vum. beri sağ gözüm seyriyor, sevinece- | — Yüz kırk dört! — giz! hiç hazzetmiyor, »© Dünyanın en asri ve en garib mektebi Kız ve erkek talebeye kemend atma, dans, gızetocmi! telsiz, golf, tarih, lisan ve askerlik dersleri gösteriliyo' Mektebde haftalık balo Golf dersinde Amerikada Texasın vüsi çayırlarına 300 bin İngiliz lirası harcanarak yepyeni bir mekteb vücude getirilmiştir. San An - tonyo halkı, bu yeni müezseseden ziyade- sile memnundurlar. Burada 2304 talebe okumakta, 89 hoca ders vermektedir. 150 seyyar propagandacı, bütün eyaletleri dolaşarak, &çık hava mektebine talebe toplamaktadırlar. San Antonyo mektebinde askerlik, ta- rih, lisan ve hesab dersleri verilmekte, fdâbı muaşeret, dans, gazetecilik ve tel- siz dersleri gösterilmektedir. Müessese - nin iki jimnastikhanesi, küçük bir ti - yatrosu, kantini, birçok klübleri ve bir silâhhanesi vardır. Haftada bir kere balo werilir. Talebe, kendi elden düşme oto - mobillerile mektebe gelirler. Kız talebe, ya harikulâde güzel dikil - miş tuvaletler, ipek çorablar giyerler ve yahud süveter ve kısa ökçe ile gezerler. Erkek talebe ise kravat takmas, ceket giymez, gömlek ve bol paçalı pantalonla gezerler. Mektebde kemend atma talim- leri de yaptırılmaktadır. Kemend atma talimi y nışır, görüşürler. Buralarda sevişef * Haftalık balolarda kız ve erkek tale-|lebelerin yüzde otuzu bilâhare bir! be hiçbir kayıd, mürakabe olmadan ta -|le evlenmektedir.